Learn English Grammar - Using Past Perfect Simple / Continuous / Past Tense / Mr Duncan

lesson six part one the past perfect simple English uses the past perfect

ders altı bölüm bir geçmiş mükemmel basit İngilizce geçmişte farklı zamanlarda

simple with the past simple to talk about two or more events that happened

meydana gelen iki veya daha fazla olay hakkında konuşmak için

at different times in the past when talking about two events that happened

geçmişte farklı zamanlarda meydana gelen iki olay hakkında konuşmak için geçmiş mükemmel basit ile geçmiş basit kullanır

at different times in the past the past simple describes the event that is

past simple açıklar

closest to the time of speaking the past perfect describes an event further back

geçmiş mükemmel konuşma zamanına en yakın olay, geçmişte daha eski bir olayı anlatır,

in the past for example the train had left before we arrived at the station

örneğin tren biz istasyona varmadan önce ayrılmıştı,

had left is the past perfect simple arrived is the past simple the train had

geçmiş mükemmel basit geldi, trenin

left before we arrived at the station Pablo had gone to work when I knocked on

daha önce ayrıldığı geçmiş basit istasyona vardık Pablo işe gitmişti, ben

his door had gone is the past perfect simple knocked is the past simple

kapısını çaldığımda gitmişti geçmiş mükemmel basit çaldı geçmiş basit

how to form the sentence use hat followed by the past participle to form

cümle nasıl kurulur şapkayı takip eden geçmiş katılımcıyı

the past perfect you have the subject the Train you have a form of hat hat

geçmiş mükemmeli oluşturmak için kullanın konuya sahipsiniz Trende bir şapka şekliniz var şapka

does not change with the subject then you have the past participle left the

konuyla değişmez o zaman geçmiş

past participle expresses the action in the past then you have the rest of the

katılımcı geçmişteki eylemi ifade eder o zaman

sentence before we arrived at the station further examples

cümlenin geri kalanını biz istasyona varmadan önce daha fazla örnek akşam

he had cooked dinner before Sally got back from work she had already read the

yemeği pişirmişti Sally işten dönmeden önce oyunu izlemeye gittiğinde oyunu çoktan okumuştu

play by the time she went to see it the traffic was bad because a car had broken

trafik kötüydü çünkü yolda bir araba bozulmuştu.

down on the road even if the past simple action is first in the sentence it still

happened later when we arrived at the stadium the game had already started the

stadyuma vardığımda oyun çoktan başlamıştı

present perfect and past perfect present perfect simple the present perfect is

şimdiki mükemmel ve geçmiş mükemmel şimdiki mükemmel basit şimdiki mükemmel yakın

used to talk about an action that took place in the recent past and is still

geçmişte gerçekleşen ve hala

relevant to the present moment I'm so excited I have just passed my driving

şimdiki anla ilgili olan bir eylemden bahsetmek için kullanılır Çok heyecanlıyım sürüş testimi yeni geçtim

test the event took place one hour ago in the recent past

olay bir saat önce yakın geçmişte gerçekleşti

past perfect simple the pest perfect is used to talk about an action that took

past perfect simple pest perfect geçmişte başka bir andan önce gerçekleşen bir eylemden bahsetmek için kullanılır O

place before another moment in the past I was so excited I had just passed my

kadar heyecanlandım ki

driving test passing the driving test and also expressing the excitement both

sürüş testimi geçerek geçtim sürüş testi ve aynı zamanda

occurred in the past I was so excited I had just passed my driving test

geçmişte meydana gelen heyecanı ifade etme O kadar heyecanlandım ki sürüş testi

part two the past perfect continuous English uses the past perfect continuous

bölüm ikiyi yeni geçtim past mükemmel sürekli İngilizce, daha önce devam eden

with the past simple to talk about an activity that was in progress before

bir etkinlik hakkında konuşmak için geçmiş mükemmel sürekli ile geçmiş basit kullanır

another action or event happened the past perfect continuous the past simple

başka bir eylem veya olay gerçekleşti past perfect sürekli past simple

refers to a specific completed event in the past the past perfect continuous

geçmişte tamamlanmış belirli bir olayı ifade eder past perfect sürekli o tamamlanmış olaydan önce gerçekleşen

describes a repeated action or continuing activity that was taking

tekrarlanan bir eylemi veya devam eden etkinliği tanımlar.

place before that completed event he had been studying English for two years

before he went to London had been studying this is the past perfect

Londra'ya gitti ders çalışıyordu bu geçmiş mükemmel

continuous went this is the past simple by the time Katie arrived home she had

sürekli gitti bu geçmiş basit Katie eve geldiğinde

been driving for six hours how to form the sentence the past perfect continuous

altı saattir araba kullanıyordu cümle nasıl kurulur Sahip olduğun

is formed using had been plus a present participle you have the subject he you

konu senin

have had had doesn't change with the subject you also have been being doesn't

de bulunduğun konuyla değişmiyor Sahip olduğun konu ile değişmiyor

change with the subject you have the verb ending with I ng studying and then

I ng study ile biten fiile sahipsin ve sonra

the rest of the sentence English for two years he had been studying English for

cümlenin geri kalanı İngilizce iki yıl boyunca o olmuştu

two years further examples she decided to buy a new car because her old one

iki yıl İngilizce çalışmak daha fazla örnek yeni bir araba almaya karar verdi çünkü eskisi

hadn't been working for weeks the band had been rehearsing every day so they

haftalardır çalışmıyordu grup her gün prova yapıyordu bu yüzden

win the competition I went to see the doctor after I'd been feeling unwell for

yarışmayı kazandılar Kendimi iyi hissetmedikten sonra doktora gittim

a few days I had been training to be a dancer until I broke my leg the present

birkaç gündür dansçı olmak için eğitim alıyordum ta ki bacağımı kırana kadar şimdiki

perfect continuous and past perfect continuous the present perfect

mükemmel sürekli ve geçmiş mükemmel sürekli şimdiki mükemmel

continuous is used to talk about an action in progress or repeated activity

sürekli devam eden bir eylemden veya

that was taking place until the present moment

şu ana kadar devam etmekte olan tekrarlanan bir etkinlikten bahsetmek için kullanılır

I'm really thirsty I have been cycling for two hours

ben Gerçekten susadım İki saattir bisiklet sürüyorum

the past perfect continuous the past perfect continuous is used to talk about

past perfect sürekli geçmiş mükemmel sürekli

an ongoing action or repeated activity that was taking place until another

devam eden bir eylemden veya geçmişte başka bir belirli ana kadar devam eden tekrarlanan bir etkinlikten bahsetmek için kullanılır Gerçekten susadım Uzun zamandır

specified moment in the past I was really thirsty I had been cycling for

bisiklet sürüyordum

two hours part three used to and would when

iki saat üçüncü bölüm eskiden

talking about habits or states in the past used to or would are often used

alışkanlıklardan veya durumlardan bahsederken eskiden kullanılır veya kullanılırdı ve sıklıkla kullanılır

English often uses these forms to contrast the past with the present used

İngilizce genellikle bu biçimleri geçmişle şimdiyi karşılaştırmak için kullanır eskiden eskiden

to used to can be used with the base form of a verb to talk about pest habits

bir fiilin temel biçimiyle kullanılabilir haşere alışkanlıklarından bahsetmek için eskiden

we used to play tennis every day but now we prefer golf used to play refers to a

her gün tenis oynardık ama şimdi golf oynamayı tercih ediyoruz eskiden oynamak için

pest habit used to can also be used to talk about fixed States at some

kullanılan bir haşere alışkanlığına atıfta bulunur, geçmişte belirsiz bir zamanda sabit Durumlardan bahsetmek için de kullanılabilir

indefinite time in the past we used to live in London before we move

daha önce Londra'da yaşardık we move

to Sydney used to live refers to a past state further examples did you use to

to Sydney eskiden yaşamak eski bir duruma atıfta bulunur daha fazla örnek öğrenciyken scooter kullanır mıydınız Öğle yemeğini tek

ride a scooter when you were a student I used to eat lunch on my own but now I

başıma yerdim ama şimdi

sit with friends I used to eat meat but now I'm a vegetarian I didn't used to

arkadaşlarımla oturuyorum Eskiden et yerdim ama şimdi bir vejeteryan perili

believe in ghosts until I visited a haunted house we used to think England

bir evi ziyaret edene kadar hayaletlere inanmazdım

was cold until we moved here I didn't used to be afraid of spiders

buraya taşınana kadar İngiltere'nin soğuk olduğunu düşünürdük

until I visited Australia common mistakes when using used to and the past

Avustralya'yı ziyaret edene kadar örümceklerden korkmazdım geçmiş

continuous when talking about habits in the past used to should be used it is

sürekli geçmişteki alışkanlıklardan bahsederken eskiden kullanılmalıydı

incorrect to use the past continuous in this context we used to play lots of

geçmiş sürekliyi kullanmak yanlıştır bu bağlamda gençken çok fazla

board games when we were younger correct we were playing lots of board games when

masa oyunu oynardık doğru gençken çok fazla masa oyunu oynuyorduk

we were younger incorrect the past continuous shouldn't

yanlış geçmiş sürekli

be used to talk about past habits another way to say used to with habits

geçmiş alışkanlıklar hakkında konuşmak için kullanılmamalıdır alışkanlığa alışkın demenin başka bir yolu

used to can be replaced by wood in writing and formal speech but only to

yazılı ve resmi konuşmada tahta ile değiştirilebilir, ancak yalnızca

talk about cast habits these statements often include a reference to time to

oyuncu alışkanlıkları hakkında konuşmak için bu ifadeler genellikle tarif etmek için zamana atıfta bulunur.

describe when or how often something happened when I was younger my family

ben küçükken ailem

would go skiing once a year wood refers to a past habit further examples when I

yılda bir kez kayak yapmaya giderdi odun eski bir alışkanlığa atıfta bulunur başka örnekler ben

was little we would go for a picnic every Saturday when I was a student in

küçükken her cumartesi pikniğe giderdim ben üniversitede öğrenciyken o

college I would spend as little as possible whenever there were sports on

kadar az harcardım mümkün olduğunca televizyonda ne zaman spor olsa

TV we just wouldn't do our homework before I moved abroad I wouldn't try

ödevlerimizi yapmazdık yurt dışına taşınmadan önce

anything new common mistakes when using wood with States wood cannot be used to

yeni bir şey denemezdim ahşabı devletlerle kullanırken sık yapılan hatalar ahşabı

talk about States in the past use too must be used instead we used to live in

devletlerden bahsetmek için kullanılamaz geçmişte de kullanılmalı bunun yerine

London before we moved to Sydney correct we would live in London before we moved

Sidney'e taşınmadan önce Londra'da yaşıyorduk doğru biz Sidney'e taşınmadan önce Londra'da yaşardık

to Sydney incorrect wood cannot be used in this way with state verbs finally

yanlış ahşap durum fiilleriyle bu şekilde kullanılamaz nihayet

past tenses overview there are eight different ways to talk about the past in

geçmiş zamanlara genel bakış İngilizce'de geçmiş hakkında konuşmanın sekiz farklı yolu vardır

English the differences between the past simple and the present perfect simple

geçmiş basit ve şimdiki mükemmel basit arasındaki farklar

are particularly important past tenses the past simple refers to a single

özellikle önemlidir geçmiş zamanlar geçmiş basit geçmişte tamamlanmış tek bir eyleme atıfta bulunur

completed action in the past Phil washed his car on Tuesday this is a completed

Phil arabasını Salı günü yıkadı bu, geçmişte tamamlanmış bir

action in the past that is now over the past continuous refers to a continuing

eylemdir ve şimdi geçmişin üzerindedir sürekli anlamına gelir geçmişte devam eden bir

action in the past the last time I saw Phil he was washing his car at that

eyleme Phil'i en son gördüğümde arabasını yıkıyordu o

moment he was in the process of washing his car the present perfect simple

anda arabasını yıkama sürecindeydi şimdiki mükemmel basit,

refers to an unfinished action or series of action

bitmemiş bir eylemi veya

that started in the past or past actions that still have a consequence in the

geçmişte veya geçmişte başlayan bir dizi eylem anlamına gelir şu anda hala bir sonucu olan eylemler

present moment Eve has arrived in London Eve is still in London so it is still

Havva Londra'ya geldi Havva hala Londra'da, bu nedenle hala

relevant to the present moment the present perfect continuous refers to a

şimdiki anla alakalı. Present perfect sürekli,

continuing activity in the past that still has a consequence in the present

geçmişte devam eden ve şu anda hala bir sonucu olan bir aktiviteyi ifade eder. Bütün gün

moment I have been painting the house all day I'm exhausted

evi boyuyorum Yorgunum bitkinim

I'm exhausted this is a consequence in the present moment the past perfect

bu şimdiki anın bir sonucudur past perfect

simple refers to an action or event that took place before another action or

simple geçmişteki başka bir eylem veya olaydan önce gerçekleşen bir eylem veya olayı ifade eder

event in the past the game had started when I arrived at the stadium the past

oyun başladığında Stadyuma vardım past

perfect continuous refers to a continuing action or event that was

perfect sürekli geçmişte meydana gelen başka bir eylem veya olaydan önce gerçekleşen devam eden bir eylem veya olayı ifade eder

taking place before another action or event that happened in the past I had

been feeling unwell for days so I went to the doctor used to and would are used

Günlerdir kendimi iyi hissetmiyordum bu yüzden eskiden yaptığım ve yapacağım doktora gittim

to talk about repeated actions in the past that no longer happen I used to go

geçmişte tekrarlanan ve artık gerçekleşmeyen eylemlerden bahsetme Eskiden

to Spain every year I would go to Spain every year used to can also be used to

her yıl İspanya'ya giderdim Her yıl İspanya'ya giderdim

refer to a fixed state it's some indefinite time in the past that is no

sabit bir duruma atıfta bulunmak için de kullanılabilir geçmişte belirsiz bir zaman artık

longer true I used to live in London live is a state so would can't be used

doğru değil Eskiden Londra'da yaşardım, canlı bir durumdur, bu nedenle

past simple and present perfect simple the past simple is used to refer to

geçmiş basit ve şimdiki mükemmel basit kullanılamaz geçmiş basit,

single completed actions or events in the past these no longer have a

geçmişte tamamlanmış tek eylemlere veya olaylara atıfta bulunmak için kullanılır, bunların artık

consequence in the present moment I wrote my essay about ancient Greece

şimdiki anda bir sonucu yoktur ben antik Yunanistan hakkında denememi yazdım

the essay is finished so the past simple is used I lost my keys but I found them

makale bitti bu yüzden past simple kullanıldı Anahtarlarımı kaybettim ama onları

on my desk lost is no longer relevant to the present moment because the keys were

masamda buldum kayıp artık şimdiki anla alakalı değil çünkü anahtarlar

found the present perfect simple is used to refer to actions or events in the

bulunduğundan dolayı present perfect simple kullanılır

past that are unfinished or still have consequences

geçmişte bitmemiş veya şu anda hala sonuçları olan eylemler veya olaylar

in the present moment I have written half of my essay but I need to finish it

Denememin yarısını yazdım ama bitirmem gerekiyor

the essay is unfinished so the present perfect simple is used have written I

deneme bitmedi bu yüzden present perfect simple kullanıldı yazdım

have lost my keys I can't find them anywhere the keys are still lost in the

anahtarlarımı kaybettim yapabilirim Onları hiçbir yerde bulamıyoruz anahtarlar

present moment so the present perfect simple is used have lost key language

şimdiki anda hala kayıp, bu yüzden Present Perfect Simple kayıp anahtar dili kullanılır,

narrative tenses narrative tenses are types of past tense that are used when

anlatı zamanları anlatı zamanları, bir hikaye anlatırken kullanılan geçmiş zaman türleridir,

telling a story the past continuous is used to set the scene the past simple

geçmiş sürekli sahneyi ayarlamak için kullanılır past simple

describes actions in the story the past perfect is used to talk about things

hikayedeki eylemleri anlatır past perfect hikayenin başlangıcından önce olan olaylar hakkında konuşmak için kullanılır,

that happened before the beginning of the story a crowd of people were

kalabalık bir insan

celebrating the new year when one of the young men kneeled down in front of his

yeni yılı kutlarken genç adamlardan biri kız arkadaşının önünde diz çöküp

girlfriend and asked her to marry him he had planned everything beforehand were

sordu onunla evlenmeyi önceden planlamıştı her şeyi

celebrating kneeled down asked had planned

diz çökmüş kutluyorduk

see you soon when once again I will be asking how's your grammar?

en kısa zamanda görüşmek üzere planlamıştı bir kez daha gramerin nasıl diye soracağım