ENGLISH ADDICT / What is LOVE? / Fri 14th February 2020 / Valentine's Day / Expressing Old & New

hmm love is in the air everywhere I look around love is in the air with every

hmm aşk her yerde etrafa baksam havada aşk her

sight and every sound oh here we go again yes we are back once again live we

görüşte ve her sesle havada

are slightly late for which I apologize however we are here as we always say

better late than never yes here we go again it is English

hiç olmadığı kadar geç evet işte yine başlıyoruz

addict live from a very murky damp England

çok karanlık, nemli bir İngiltere'den canlı bir İngiliz bağımlısı

hmm it really does feel as if romance is in the air yes hi everybody this is mr.

hmm gerçekten havada romantizm varmış gibi hissettiriyor evet millete merhaba bu ben bay.

Duncan in England how are you today are you okay are you happy I really hope so

Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin mutlu musun Gerçekten öyle umuyorum

because it really does feel as if something special is in the air I don't

çünkü gerçekten havada özel bir şey varmış gibi hissediyorum

know what it is maybe my next-door neighbor is making a very nice cake

Ne olduğunu bilmiyorum belki yan komşum çok güzel bir pasta yapıyordur

maybe they are baking something delicious in their oven or it might be

belki fırınlarında lezzetli bir şeyler pişiriyorlar ya da

because love is in the air yes it is Valentine's Day today is Valentine's Day

havada aşk olduğu için olabilir evet bugün sevgililer günü bugün

for all those people who are in love for those who are looking for love maybe

tüm aşıkların sevgililer günü aşkı arayanlar için belki de

someone who has already found their love but that person doesn't know that they

aşkını çoktan bulmuş biri seviyorum ama o kişi

are being loved from afar so that's the reason why we have Valentine's Day it

uzaktan sevildiğini bilmiyor o yüzden sevgililer gününü yaşıyoruz

gives everyone a chance to tell their loved one how much they are appreciated

herkese sevdiklerine ne kadar değer verildiğini söyleme şansı veriyor

or maybe a person who you've been watching someone you've had your eye on

belki de bir süredir izlediğiniz biri gözünü dikmişsin diyoruz ya

that's what we say you see if you have your eye on someone it means you are

görüyorsun birini izliyorsan onu izliyorsun demektir ona

watching them you have feelings for them sometimes the person who is the object

karşı hislerin var bazen

of your attention might not realize it they might sometimes get the wrong idea

ilgini çeken kişi bunun farkına varmayabilir bazen kapılabilir yanlış bir fikir

they might think you are some sort of stalker and that is the problem there is

senin bir tür takipçi olduğunu düşünebilirler ve sorun da bu birisini romantik bir şekilde takip etmeye çalışmakla takipçi olmak

a very fine line between trying to pursue someone romantically and being a

arasında çok ince bir çizgi var

stalker so there is a very fine line between those two things anyway I hope

yani bu iki şey arasında çok ince bir çizgi var zaten umarım

you're okay if you are in love if you have love if

iyisindir eğer aşıksanız, sevginiz varsa,

you've lost love if you are still looking for love you are all very

sevginizi kaybettiyseniz, hala sevgiyi arıyorsanız, hepiniz

welcome here and yes we have made it towards another end of the week the

buraya hoşgeldiniz ve evet, haftanın başka bir sonuna doğru geldik,

weekend is just around the corner how was your week was it a good one

hafta sonu hemen köşede, nasıldı? hafta iyi miydi

I hope so yes it's Friday

umarım öyledir evet bugün cuma

love is definitely in the air if you are looking for love if you are in love

aşk kesinlikle havadadır eğer aşkı arıyorsanız aşıksanız

whatever your status it doesn't really matter you are still welcome everyone is

durumunuz ne olursa olsun önemli değil yine de

welcome here if you are looking for love you might be after a certain person if

hoşgeldiniz aşk için belirli bir kişinin peşinde olabilirsin

you are connected romantically with someone we might say that you are going

biriyle romantik bir bağın varsa

out with them I always remember it's cool all of my

onunla çıktığını söyleyebiliriz okuldaki tüm arkadaşlarımın çıktığı birilerinin olması harika bir şey her zaman hatırlıyorum sen

friends at school seem to have someone they were going out with if you go out

dışarı çıkarsan

with someone it means you are dating them you are going out on dates you are

biriyle çıktığın anlamına gelir

connected to that person romantically so maybe you are starting a relationship

o kişiyle romantik bir bağın olduğu randevulara çıkıyorsun yani belki bir ilişkiye başlıyorsun

maybe you are going out on dates with someone you are going out with someone

belki birisiyle randevuya çıkıyorsun çıktığın biriyle

you are dating ooh so we are talking about love today we'll

çıkıyorsun ooh yani biz bugün aşk hakkında konuşurken, biraz sonra

be having a look at one of my lessons a little bit later on some excerpts from

derslerimden birine bir göz atacağız,

one of my lessons all about the subject of love and of course you can find the

derslerimin birinden aşk konusuyla ilgili bazı alıntılara bakacağız ve elbette

full version of that lesson on my website what's that you say mr. Duncan

bu dersin tam sürümünü web sitemde bulabilirsiniz. Bay dediğin Duncan

you have a website yes I do I have a website with all of my playlists you can

bir web siteniz var evet, var tüm oynatma listelerimi içeren bir web sitem var web

find lots of things on my website and it is it is available now can you believe

sitemde pek çok şey bulabilirsiniz ve şu anda kullanılabilir inanabiliyor musunuz

it I've spent three months creating this website three months of hard work and

bu web sitesini oluşturmak için üç ay harcadım üç ay zor çalışın ve

finally it is here so you will find all of the playlists on this website and I

sonunda burada, böylece bu web sitesindeki tüm oynatma listelerini bulacaksınız ve

will be updating it with lots of new bits and pieces concerning

onu İngilizce ile ilgili birçok yeni parça ve parça ile güncelleyeceğim,

the English language after all that is why we are here we are here today to

sonuçta bu yüzden buradayız, bugün

share our love of English and I hope you are having a good day how is your

sevgimizi paylaşmak için buradayız. ingilizce ve umarım gününüz iyi geçiyordur

Valentine's Day mean have you had any cards have you had anything nice I

sevgililer gününüz nasıl geçiyor hiç kartınız var mı güzel bir şeyiniz var mı

thought today it would be nice to have a poem would you like to see a poem all

bugün bir şiir yazmak güzel olur diye düşündüm aşk hakkında bir şiir görmek ister misiniz tamam hadi

about love okay let's have a valentine's poem and this happens to be a poem that

Bir sevgililer günü şiirim var ve bu benim kendi yazdığım bir şiir,

i wrote myself

how can I explain this feeling of love it appears so sudden like a bolt from a

bir kitaptan fırlayan bir şimşek gibi birdenbire ortaya çıkan bu aşk duygusunu nasıl açıklayabilirim,

book the joy it brings forth cannot be measured this feeling of love will

verdiği neşe ölçülemez, bu aşk duygusu

always be treasured my heart swells up with a magnificent glow my happiness in

her zaman değerli olacak benim yüreğim muhteşem bir parıltıyla kabarıyor mutluluğum neşe içinde Mutluluğumun tiz

joy I can't help but show to the one who is

there through my treble in strife the one who'll be there as I journey through

çekişmelerimde yanımda olana, bu hayatta yolculuğumda yanımda olacak kişiyi göstermeden edemiyorum,

this life so what is true love and why must it be this thing is a mystery and

o halde gerçek aşk nedir ve neden göstermeli? bu şey bir muamma ve

remained so for me to fight it is futile to deny it

öyle kaldı benim için savaşmak, inkar etmek boşuna,

heartbreaking so let go of that doubt when your heart is aching for the lonely

yürek parçalayıcı, o yüzden kalbin yalnız

and the sad and those who cannot cope that feeling will not less on that you

ve üzgün için sızlarken ve bu duyguyla baş edemeyenler bu duyguyu azaltmayacaksa, o şüpheyi bırak.

must hope for one day without doubt that bolt will strike true when the Wonder

Bir gün için,

and joy of true love finds you so a little poem something to help us get

gerçek aşkın Harikası ve neşesi seni bulduğunda, şimşeklerin gerçek olacağını hiç şüphesiz bir gün umut etmelisin, bu yüzden küçük bir şiir, romantik havaya girmemize yardımcı olacak bir şey

into the romantic mood and I hope you enjoyed that something-something I wrote

ve umarım o bir şeyi beğenmişsindir - bu sabah yazdığım bir şey.

this morning I was sitting in my studio looking for inspiration and then I

ilham almak için stüdyomda oturuyordum ve sonra

looked out of my window and I saw some pigeons they were showing love to each

penceremden dışarı baktım ve bazı güvercinler gördüm, birbirlerine sevgi gösteriyorlardı, birbirlerine karşı

other they were being very affectionate towards each other would you like to see

çok şefkatli davranıyorlardı,

some love pigeons okay because it's Valentine's Day I can't resist showing

biraz aşk güvercini görmek ister misiniz tamam çünkü bugün Sevgililer Günü I

you something really lovely and cute

sana gerçekten çok sevimli ve şirin bir şey göstermeye karşı koyamıyorum

absolutely gorgeous I hope you enjoyed that something nice

kesinlikle harika

for you to look at today getting us all in the romantic mood oh I've almost

forgotten about the live chat hello to the live chat nice to see you here today

Bugün burada da görüşmek üzere

as well hello to grace chin and guess what grace

Grace Chine'e merhaba ve

you are first on today's live chat and I suppose that deserves some applause how

bugünün canlı sohbetinde hangi Grace'in birinci olduğunu tahmin et ve sanırım bu biraz alkışı hak ediyor buna ne dersin

about that

I hope wherever you are in the world today you are feeling loved you are

bugün dünyanın neresinde olursan ol sevildiğini hissediyorsun

loving life and you are here as well improving your English so the live chat

hayatı ve kendini seviyorsun burada da İngilizcenizi geliştirmek için canlı sohbet

is up and running hello to Martha Martha Poland hello to you as well also Ayesha

başladı Martha Martha Polonya'ya merhaba size de merhaba Ayesha

Zeinab Val or mica mica is here on Valentine's Day I know a lot of people

Zeinab Val veya mica mica Sevgililer Günü'nde burada Birçok insanın

don't even think about Valentine's Day for various reasons maybe they just

Sevgililer Günü'nü düşünmediğini biliyorum Gün çeşitli nedenlerle belki sadece

think it's a stupid idea perhaps or maybe they are still looking

aptalca bir fikir olduğunu düşünüyorlar belki ya da belki hala

for love and they don't think too much about it however it is Valentine's Day

aşkı arıyorlar ve bunun hakkında çok fazla düşünmüyorlar ama sevgililer günü

for all those who are feeling romantic ah there it is the word

romantik hissedenler için ah işte

romance can you see it on your screen now to have a romance to be in love to

romantizm kelimesi bu şimdi ekranınızda görebiliyor musunuz romantizm yaşamak aşık olmak

be affectionate towards someone to feel close to someone you have a romance you

birine karşı şefkatli olmak birine yakınlık hissetmek romantizminiz var

are romantically involved with someone so if you have a romantic relationship

biriyle romantik bir ilişkiniz var yani eğer romantik bir ilişkiniz varsa buna

it means you are close to that person you will share everything you are going

yakınsınız demektir kişi her şeyi paylaşacaksın

through a romance I suppose another word we can use is affection you might show

bir aşk yaşıyorsun sanırım kullanabileceğimiz başka bir kelime şefkat

affection to someone affection you are showing care you are showing that you

love someone you are showing that there is a bond between you so affection is a

great word it is the expression of love through action and quite often you will

harika bir kelime sevginin eylemle ifadesidir ve sıklıkla aşık olduğunuz

give care and attention to someone that you are in love with you show affection

birine özen ve ilgi gösterirsiniz

of course amongst family members you can also have affection as well you are

aile üyeleri arasında da şefkat gösterirsiniz ayrıca sevgi besleyebilirsiniz

showing that someone is dear to you they are special to you in your life so

birisinin olduğunu gösteriyorsunuz canlarım sizin için onlar sizin için özeldir, bu yüzden gerçekten size yakın olan

you can show affection to to anybody really who is close to you you might

herkese sevgi gösterebilirsiniz, evcil

show affection to your pet and your pet might also give some sort of affection

hayvanınıza sevgi gösterebilirsiniz ve evcil hayvanınız da size bir çeşit sevgi gösterebilir,

to you as well so it is possible affection is a great word and it can be

yani bu mümkündür. sevgi harika bir kelime ve

used in quite a few ways hello fatty hello also Pedro Oh Pedro

pek çok şekilde kullanılabilir merhaba şişman merhaba ayrıca Pedro Oh Pedro

Belmont is here today Valentine's Day hmm I'm surprised that you're here Pedro

Belmont bugün burada Sevgililer Günü hmm Burada olmana şaşırdım Pedro

I thought you might be somewhere else maybe having a nice date somewhere oh

başka bir yerde olabileceğini düşündüm belki güzel bir gün geçiriyor olabilirsin bir yerde buluş oh

hello Belarusian Eleanor also Emmet hello dear teacher from India hello to

merhaba Belaruslu Eleanor ayrıca Emmet merhaba Hindistan'dan sevgili öğretmen merhaba size

you as well nice to see you here today why not give me a like and subscribe if

de bugün sizi burada görmek güzel

you like what you see on your screens give me a thumbs up like and also

subscribe recommend my videos to other people as well if you feel like it you

Videolarımı diğer insanlara da tavsiye et, eğer öyle hissediyorsan

are more than welcome to do so mmm happy Valentine's Day from Val or

seve seve yapabilirsin Val'den sevgililer günün kutlu olsun veya

hello to you as well V tests is here Silvia hello Sylvia also Irene Luis

sana da merhaba V testleri burada Silvia merhaba Sylvia ayrıca Irene Luis

Mendez is watching in France also we have Augustina hello Agustina

Mendez de Fransa'da izliyor biz de Augustina merhaba Agustina

nice to see you here as well if it is your first time please let me know can I

seni burada görmek güzel ilk defaysa lütfen bana haber ver Vietnam'daki

say a special hello to all my new subscribers and viewers in Vietnam

tüm yeni abonelerime ve izleyicilerime özel bir merhaba diyebilir miyim

I happen to know over the past few days I've had a lot of new subscribers from

Son birkaç gündür tesadüfen biliyorum ki bir Vietnam'dan pek çok yeni abone

Vietnam so thank you for joining me and you are very welcome to my little

bu yüzden bana katıldığınız için teşekkür ederim ve küçük

youtube channel hello Otto nice to see you as well from PO

youtube kanalıma hoş geldiniz merhaba Otto PO'dan ben de sizi görmek güzel

and I know I have a lot of people watching in Poland I do know a me Irene

ve Polonya'da izleyen birçok insan olduğunu biliyorum Irene diye birini tanıyorum

Raqib hello Raqib nice to see you here as well we are in a romantic mood today

Raqib merhaba Raqib de seni burada görmek güzel biz de bugün romantik bir ruh halindeyiz

because it is Valentine's Day whether you are in love looking for love or

çünkü bugün sevgililer günü aşıksın aşkı arıyorsun ya da

maybe there are things maybe there are things in your life that you love doing

belki hayatında yapmayı sevdiğin şeyler var

so love can actually be expressed in many ways indeed it really can hello

yani aşk gerçekten olabilir birçok yönden ifade edilebilir gerçekten gerçekten merhaba olabilir

also to happy day happy day this Friday mean that the day is fried well for some

mutlu güne de mutlu güne bu cuma günü bazı insanlar için iyi kızarmış demektir

people it might hello also to Caesar

Sezar'a da merhaba olabilir

hello Caesar also thank you for those who are asking other people to give me a

merhaba Sezar ayrıca diğer insanlardan bana bir şans vermelerini isteyenler için teşekkür ederim

like and a thumbs up it might seem like a very simple thing but you're like on

beğenip beğenmek çok basit bir şey gibi görünebilir ama

my video can actually help me to be seen and also discovered on YouTube Alamgir

videomu beğenmeniz aslında YouTube'da görülmeme ve keşfedilmeme yardımcı olabilir Alamgir

is complaining about my new website mr. Duncan you haven't got anything new in

yeni web sitemden şikayetçi bey. Duncan, o web sitesinde yeni bir şey yok,

that website it's all about YouTube posts you should put some different

hepsi YouTube gönderileriyle ilgili, farklı şeyler koymalısın,

things some different content such as blog posts and pictures and other

blog gönderileri, resimler ve diğer

information well you are right and it's something that I'm trying to get round

bilgiler gibi farklı içerikler, pekala haklısın ve bu benim çözmeye çalıştığım bir şey

to doing however this week I've had a busy week quite a few things going on in

ancak bu hafta hayatımda YouTube'dan uzakta oldukça yoğun bir hafta geçirdim,

my life away from YouTube that's all I'm saying for now so unfortunately I

şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, ne yazık ki web

haven't been able to spend much time on my website doing some new things

sitemde yeni şeyler yapmak için fazla zaman ayıramadım.

although I want to do that however at the moment let's just say my life is a

bunu yapmak istesem de, şu anda hayatım biraz kaotik diyelim, şimdilik

little chaotic that's all I'm saying for now hello pal Mira sunny day it is a

söyleyeceklerim bu kadar merhaba dostum Mira güneşli bir gün,

sunny day in my city oh very nice let's have a look outside

şehrimde güneşli bir gün oh çok güzel, hadi dışarıya bir bakalım.

it is misty it is murky it is cloudy it's a very strange

puslu hava bulanık bulutlu çok garip bir

day it's not a romantic day there is no sunshine today so it doesn't feel as if

gün romantik bir gün değil bugün güneş yok bu yüzden

romance is in the air unfortunately I'm very sorry about that I was hoping for

havada romantizm yokmuş gibi hissettirmiyor ne yazık ki bunun için çok üzgünüm

some sunshine today to be honest but no sunshine today here I'm afraid we are

bugün biraz güneş ışığı umduğum için dürüst olmak gerekirse bugün burada güneş ışığı yok Korkarım

now up to date with the live chat oh hello yes mean watching in Egypt nice to

canlı sohbette güncel durumdayız oh merhaba evet Mısır'da izlemek demek

see you here today we are talking about words connected with the love it is

seni burada görmek güzel bugün sevgililer günü olduğu için aşkla ilgili kelimelerden bahsediyoruz

Valentine's Day oh here's an interesting word lust lust can be described as a

oh işte ilginç bir kelime şehvet şehvet güçlü bir arzu duygusu olarak tanımlanabilir

strong emotion of desire so maybe the desire for someone or maybe

bu yüzden belki birisi için arzu ya da belki bir

the desire for something you can lust after anything really

şey için arzu herhangi bir şey için şehvet duyabilirsiniz gerçekten

you can lust after a person you can lust after money let's face it a lot of

bir kişi için şehvet duyabilirsiniz para için şehvet duyabilirsiniz bununla yüzleşelim birçok

people do lust after food you might be crazy about eating you might love eating

insan yemekten sonra şehvetle yemek yemek için deli olabilirsiniz

food that might be your list so you can lust after something or it can actually

yemek yemeyi sevebilirsiniz bu sizin listeniz olabilir bu yüzden bir şeyi şehvetle arzulayabilirsiniz veya aslında

describe the feeling of desire strong desire lust it is a word that sometimes

arzu hissini tarif edebilir güçlü arzu şehvet bazen

people get very offended by it is seen as something that might be a little

insanların çok gücendiği bir kelimedir. biraz yaramaz arzu olabilecek bir şey olarak görülüyor

naughty desire I just mentioned this word didn't I something you really want

az önce bu kelimeden bahsettim değil mi gerçekten istediğin bir

something you feel as if you need in your life it might be something you wish

şey hayatında ihtiyacın varmış gibi hissettiğin bir şey yapmak istediğin bir şey olabilir

to do maybe a person you want to date you have a strong desire you desire

belki seninle çıkmak istediğin bir kişi güçlü bir arzun var bir

something you have a desire to do something or you desire a person desire

şeyi arzuluyorsun bir şey yapma arzun var ya da bir insanı arzuluyorsun

a very strong emotion must say it is a very strong emotion

çok güçlü bir duygu bunun çok güçlü bir duygu olduğunu söylemelisin

broken boy is here hello to you haven't seen you here today but now you

kırılmış çocuk burada merhaba seni bugün burada görmedin ama şimdi

are here hello also highly quang nice to see you

buradasın burada merhaba ayrıca sizi Vietnam'da izlerken görmek çok güzel

as well watching in Vietnam I think so Vittorio hello mr. Duncan from Italy it

bence Vittorio merhaba bayım. İtalya'dan Duncan

is a long time that I know you compliments for your work thank you very

uzun zamandır biliyorum ki emeğiniz için iltifat ediyorsunuz çok teşekkür ederim

much that's very kind of you to say Lilia is

Lilia'nın

here on Valentine's Day Lilia I thought maybe you might be off having a romantic

Sevgililer Günü'nde burada olduğunu söylemeniz büyük incelik Lilia Belki

dinner somewhere maybe it's too early or perhaps it's too late

bir yerlerde romantik bir akşam yemeği yiyor olabilirsin diye düşündüm belki çok erken ya da belki de çok geç

who knows yes it is Valentine's Day today and also on Sunday it's mr.

kim bilir evet bugün sevgililer günü ve pazar günü de bay.

Steve's birthday so a lot of things going on I can't begin to tell you how

Steve'in doğum günü o kadar çok şey oluyor ki şu anda hayatımın ne kadar kaotik olduğunu size anlatamam. Gerçekten web sitem ve derslerimle

chaotic my life is at the moment I really want to do so many things with my

ilgili çok şey yapmak istiyorum

website and my lessons however things are a little bit crazy at the moment

ancak şu anda işler biraz çılgınca.

let's just say and that's all I'm saying hello also - Oh apparently Irene is it

sadece söyle ve hepsi bu kadar merhaba diyorum - Oh görünüşe göre Irene

Irene's birthday today is it really happy birthday Irene for

bugün Irene'nin doğum günü mü gerçekten doğum günün kutlu olsun Irene

your birthday today it's your birthday yes today it's your birthday

senin doğum günün için bugün senin doğum günün evet bugün senin doğum günün

hip-hip-hooray so happy birthday Irene I hope you have a good one hello - man a

hip-hip-yaşasın çok mutlu yıllar Irene umarım sen iyi bir merhaba merhaba - adam a

Bop hello to you as well words connected with romance and love have you ever seen

Bop sana da merhaba romantizm ve aşkla bağlantılı sözler

this word before whoo it is actually in action if you woo someone it means you

bu kelimeyi daha önce hiç gördün mü whoo aslında eylemdedir, eğer birine kur yaparsan, onları kendine çekmeye çalışıyorsun demektir sen

try to get them to be attracted to you you are trying to seduce them you are

onları baştan çıkarmaya çalışıyorsunuz onların

trying to get them to like you or to notice you so quite

sizden hoşlanmalarını veya sizi fark etmelerini sağlamaya çalışıyorsunuz o kadar

often you might woo a person if you are trying to persuade them to love you and

sık ​​bir şekilde bir kişiyi sizi sevmeleri için ikna etmeye çalışıyorsanız onu etkileyebilirsiniz ve

it is often the case that when a person meets another person they might not like

çoğu zaman bir kişi başka bir kişiyle tanıştığında

each other at first however over time as they gradually get to know each other

İlk başlarda birbirlerinden hoşlanmayabilirler ancak zamanla yavaş yavaş birbirlerini tanıdıkça birdenbire

suddenly they realize that they have a lot of things in common so woo if you

pek çok ortak noktalarının olduğunu fark ederler, o yüzden woo

woo someone it means you are persuading them you are doing your mating dance

birine kur yapıyorsan onu ikna ediyorsun demektir

like animals in the wild have you noticed that so when an animal maybe a

hayvanlar gibi çiftleşme dansı yapıyorsun Vahşi doğada, bir hayvan belki de bir

male is trying to attract a female quite often the male will do something he will

erkek bir dişiyi çekmeye çalıştığında, oldukça sık olarak erkek bir şeyler yapacaktır, renkli

try to woo the female by showing his colorful feathers or by doing a little

tüylerini göstererek veya biraz dans ederek dişiyi etkilemeye çalışacağını fark ettiniz mi?

dance so even though this word looks simple it is actually a very interesting

basit görünüyor aslında çok ilginç bir

word you woo someone are you celebrating Valentine's Day I know a lot of people

kelime birisine kur yapıyorsun sevgililer gününü mü kutluyorsun birçok insan tanıyorum

don't I I did something today for Valentine's Day well first of all you

değil mi bugün sevgililer günü için bir şey yaptım ilk önce

can see I'm wearing my red shirt and my red hat especially for Valentine's Day

görebilirsin kırmızı gömleğimi giyiyorum ve kırmızımı şapka özellikle sevgililer günü için

because we often we often connect love and Valentine's Day romance with the

çünkü biz sık sık aşkı ve sevgililer günü romantizmini

color red I guess it has something to do with the heart I suppose so

kırmızı renkle ilişkilendiririz sanırım bunun kalple bir ilgisi var sanırım

now we are going to have a look at one of my lessons would you like to have a

şimdi derslerimden birine bir göz atacağız. aşkla ilgili

look at an excerpt from one of my lessons all about love and you can

derslerimden birinden bir alıntıya bakın ve

actually find this lesson on my youtube channel in fact I will post the link to

aslında bu dersi youtube kanalımda bulabilirsiniz aslında

this actual video under the lesson you are watching now so I will do that later

bu gerçek videonun bağlantısını şu anda izlediğiniz dersin altına koyacağım, böylece daha sonra yapacağım

on however we will have a look at an excerpt from one of my English

ancak

lessons where I talk about that thing that sometimes can be very hard to find

bazen aşkı bulmanın çok zor olabileceği bir şeyden bahsettiğim İngilizce derslerimden birinden bir alıntıya bir göz atacağız.

love shall I can to a summers day thou art more lovely

and more temperate rough winds do shake the Darling Buds of May and summers

Mayıs tomurcukları ve yaz

lease hath all too short a date so long as men can breathe or eyes can see so

kiralarının çok kısa bir tarihi var, insanlar nefes alabildiği veya gözler görebildiği sürece çok

long lives this and this gives life to thee since the moment I first saw you I

uzun ömürler bu ve bu sana hayat veriyor seni ilk gördüğüm andan beri

knew that I must have you you are the one I need only you can satisfy my

sana sahip olmam gerektiğini biliyordum sen teksin Sadece senin arzumu tatmin etmene ihtiyacım var sen

desire it was meant to be as soon as you came in the room I must be with you I

odaya gelir gelmez olması gerekiyordu seninle olmalıyım sana

must hold you I have to have my lips near you please be mine yeah baby

sarılmalıyım dudaklarım sana yakın olmalı lütfen benim ol evet bebeğim

next in this lesson we will talk about something we all feel we all need we

sıradaki derste konuşacağız hepimizin ihtiyacı olduğunu hissettiğimiz bir şey hakkında

wish to give but also something that can be hard to find or receive a word that

vermek istiyoruz ama aynı zamanda bulması veya alması zor olabilecek bir kelime,

can bring both happiness and sorrow into our lives in today's lesson we will take

hayatımıza hem mutluluk hem de keder getirebilecek bir kelime hakkında bugünün dersinde

a look at that magical four-letter word L o

o sihirli dört harfli kelimeye bir göz atacağız. L o

the word love means a strong feeling of affection the emotional bond between two

aşk kelimesi, güçlü bir sevgi duygusu anlamına gelir,

people who are very close to each other the physical or sexual attraction felt

birbirine çok yakın olan iki insan arasındaki duygusal bağ, hobi gibi size büyük zevk veren bir şeye ilgi

by one person towards another to have an interest in something which gives you

duymak için bir kişinin diğerine karşı hissettiği fiziksel veya cinsel çekim.

great pleasure such as a hobby or an interest what is love

ya da ilgi aşk nedir

we know that it is not tangible it cannot be held in our hands yet to most

biliriz ki elle tutulur değildir elimizde tutulamaz henüz çoğu

people love is a real thing it reaches both from us and into us

insan için aşk gerçek bir şeydir hem bizden hem de içimize ulaşır

it exists in our mind but lives in our heart

zihnimizde vardır ama kalbimizde yaşar

there are various types of live which have different paths and emotions

çeşitli çeşitleri vardır Farklı yol ve duyguların birbirine

connected to them familial love the love of a person through a family tie such as

bağlı olduğu yaşam türleri ailevi aşk Bir annenin oğluna olan sevgisi gibi bir kişinin aile bağı aracılığıyla olan aşkı

the love of a mother towards her son platonic love a close love shared by two

Platonik aşk İki kişi tarafından paylaşılan

people but without the sexual relationship

ancak

although the earlier definition of this phrase meant something quite different

daha önce cinsel ilişki olmaksızın paylaşılan yakın aşk Bu sözün tanımı oldukça farklı bir anlama geliyordu

unrequited love a love that has been given but not returned he loves her but

karşılıksız aşk verilen ama karşılık vermeyen aşk o onu sever ama

she does not love him puppy love the innocent or naive love experienced by a

o onu sevmez yavru aşk edebiyatta yazılmış tüm konulardan bir gencin yaşadığı masum ya da naif

young person of all the subjects ever written about in literature love must

aşk aşk

surely be the most common one used many poets and authors have strived over the

Çoğu şair ve yazar, aşkın ne olduğunun özünü yakalamak için yıllarca uğraştı,

years to capture the essence of what love is many have tried and many have

çoğu denedi ve çoğu

failed famous authors such as Emily Bronte Catherine Cookson Charles Dickens

başarısız oldu. Emily Bronte, Catherine Cookson, Charles Dickens

and the playwright William Shakespeare have all used the theme of love in their

ve oyun yazarı William Shakespeare gibi ünlü yazarların hepsi kullandı. eserlerinde aşk teması

works

every year all around the world those in love get the chance to show their

her yıl tüm dünyada aşıklar

affection to a husband wife boyfriend girlfriend or maybe to someone who does

bir karı koca erkek arkadaş kız arkadaşa veya belki de

not even know that they are look for example here in the UK we have

onların varlığından haberdar bile olmayan birine sevgilerini gösterme şansı buluyorlar, örneğin burada, İngiltere'de var

Valentine's Day this happens each year on February 14th cards and chocolates

Sevgililer Günü, bu her yıl 14 Şubat'ta olur,

are given as tokens of love and some couples will become engaged on this date

aşk göstergesi olarak kartlar verilir ve çikolatalar verilir ve bazı çiftler bu tarihte nişanlanır,

the words used between levers tend to be special and are spoken as a way of

manivelalar arasında kullanılan kelimeler özel olma eğilimindedir ve

showing that the other person is dear to them words such as angel you are my

diğer kişinin sevgili olduğunu göstermenin bir yolu olarak konuşulur. onlara melek sen benim

angel darling I miss you darling sweetheart I love you sweetheart

meleğimsin sevgilim seni özlüyorum sevgilim tatlım seni seviyorum tatlım hazinem

treasure you are my treasure honey kiss me

sen benim hazinemsin tatlım öp beni tatlım bebeğim

honey baby call me later baby precious you are my precious honey bunny

sonra ara bebeğim değerli sen benim değerlimsin tatlı tavşanım

hold me honey bunny we call these terms of endearment

sarıl bana bal tavşanı diyoruz bu şartlara sevdirme

love comes and love goes losing love or ending in close relationship is a hard

aşk gelir ve aşk gider aşkı kaybetmek ya da yakın bir ilişkide bitirmek yapılması zor bir

thing to do most people go through this experience at some point and the younger

şeydir çoğu insan bir noktada bu deneyimi yaşar ve

you are when it happens then the more distressing it seems to feel you feel

bu olduğunda ne kadar gençsen o kadar üzücü olur,

empty your life seems pointless your heart is broken but such is life the

hayatın boşmuş gibi hissedersin manasız kalbin kırıldı ama hayat böyle şehvetten aldığın

knocks you suffer from lust love will never leave you just like all of life's

darbeler aşk seni asla bırakmayacak tıpkı hayatın tüm

experiences you have to take the rough with the smooth

deneyimleri gibi kabayı da pürüzsüzle almak zorundasın

hmm one of the many lessons on my youtube channel all about love I hope

hmm youtube kanalımdaki aşkla ilgili birçok dersten biri umarım

you enjoyed that you are watching English addict on a Friday it is a very

İngiliz bağımlısı bir Cuma günü izlemekten zevk aldınız,

special day today February the 14th Valentine's Day we are talking about

bugün çok özel bir gün, 14 Şubat Sevgililer Günü,

love have you ever heard of this Cupid apparently Cupid is a very well-known

aşktan bahsediyoruz, bu Aşk Tanrısını hiç duydunuz mu, görünüşe göre Aşk Tanrısı, özellikle sevenler için çok iyi bilinen bir

word for those who especially those who are interested in mythology Cupid was

kelime. mitolojiyle ilgilenirler Aşk tanrısı

actually the god of love and he would often fly around and fire his arrow into

aslında aşk tanrısıdır ve sık sık etrafta uçar ve okunu birinin kalbine atardı, bu nedenle

someone's heart which is why you often see the heart used with an arrow going

kalbin içinden bir ok geçerken kullanıldığını görürsünüz,

through it it actually represents Cupid's arrow Cupid the God of love for

aslında Aşk Tanrısı Aşk Tanrısı Aşk Tanrısı

those who believe in that sort of thing or follow mythology and also Aphrodite

bu tür şeylere inananlar veya mitolojiyi ve ayrıca Afrodit'i takip edenler,

yes the mother of Cupid and she is the goddess of lust and romance and

evet Aşk Tanrısının annesi ve o şehvet ve romantizm ve

sexuality and sexual attraction oh we often use this word if we are talking

cinsellik ve cinsel çekicilik tanrıçasıdır oh, bu kelimeyi size hissettirebilecek bir şeyden bahsediyorsak sık sık kullanırız.

about something that can make you feel more excited as it were we call them

Sanki onlara

aphrodisiacs and the reason why we do that is because it's named after

afrodizyak diyoruz ve bunu yapmamızın nedeni, adını

Aphrodite so you might often hear people talk about Cupid's arrow Cupid will fly

Afrodit'ten almasıdır, bu nedenle insanların Cupid'in oku hakkında konuştuğunu sık sık duyabilirsiniz Cupid

around GE and will fire his little arrow into your heart and from that moment you

GE'nin etrafında uçacak ve küçük okunu kalbinize atacak ve o andan itibaren deli gibi

will fall madly in love it is all I think it's Greek mythology all of this

aşık olacaksın hepsi bu bence yunan mitolojisinden

comes from so yes I'm a very interesting subject if you are in love with someone

geliyor bunların hepsi yani evet ben çok ilginç bir konu eğer birine aşıksan

however the other person does not return that love maybe they have no attraction

ama karşıdaki kişi o aşka karşılık vermiyor belkide hiç çekiciliği yok

to you but you are attracted to them we might call that urn requite 'add love

siz ama onlardan etkileniyorsanız, buna gerekli '

love that is not returned or given Mac so quite often you might find yourself

aşk ekleyin, karşılıksız veya Mac verilmeyen aşk ekleyin, o kadar sık ​​kendinizi

attracted to someone however the other person doesn't feel the same way it is

birine ilgi duyarsınız, ancak diğer kişi aynı şekilde hissetmez, bu

unrequited love you don't receive the love that you are giving and this

karşılıksız aşktır Verdiğiniz sevgiyi alamayın ve bu

happens a lot especially in work environments have you ever fallen in

özellikle iş ortamlarında çok olur hiç bir

love with a work colleague now in many companies it is actually not allowed you

iş arkadaşınıza aşık oldunuz mu şimdi birçok şirkette aslında

are not allowed to fall in love or have a relationship with someone who works in

aşık olmanıza veya bir ilişki yaşamanıza izin verilmiyor

the same place many years ago I remember reading about the early days of

yıllar önce aynı yerde çalışan biriyle televizyonun ilk günleri hakkında bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum

television and many television stations in the United States would not allow the

ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki birçok televizyon kanalı

employers to have relationships they wouldn't allow it

işverenlerin ilişki kurmasına izin vermezdi onlar buna izin vermezdi

it was actually forbidden hello to Lee hello Lee you fall in love you become

aslında yasaktı Lee'ye merhaba merhaba Lee, aşık olursun,

besotted oh that's a great word if you are besotted it means you are helplessly

sarhoş olursun, oh bu harika bir kelime, eğer sarhoşsan, birine çaresizce aşık olduğun anlamına gelir, kendine

in love with someone you can't help yourself

hakim olamıyorsun,

you are besotted besotted that's a great word isn't it hello Cydia great to watch

sarhoşsun, bu harika bir kelime, değil mi merhaba Cydia seni izlemek harika

your live stream mr. Duncan Thank You Cydia and thanks for joining me today

canlı yayın bey Duncan Teşekkürler Cydia ve bugün bana katıldığınız için teşekkürler

the weekend is just around the corner are you excited

hafta sonu gelmek üzere heyecanlı mısınız

hello also to Alamgir again yes people are excited celebrating Valentine's Day

Alamgir'e de tekrar merhaba evet insanlar Sevgililer Günü'nü kutlarken heyecanlılar

it is also the first day of spring in the bengali month very interesting I am

aynı zamanda bengal ayında baharın ilk günü çok ilginç Dört gözle bekliyorum

looking forward to spring I really am I can't tell you how much this this winter

bahara gerçekten öyleyim bu kış ne kadar

has been awful the weather has been very strange

berbat geçti anlatamam hava çok tuhaftı ılımandı

is being mild it's been quite warm we've had a lot of wind and also a lot of rain

oldukça sıcaktı çok rüzgar ve aynı zamanda çok yağmur yağdı

but it's been a very long winter I can't wait for spring to arrive if I

ama bu bir çok uzun kış baharın gelmesini bekleyemem eğer

was honest with you hello Sarge hello to you where are you watching at

sana karşı dürüst olsaydım merhaba Çavuş merhaba sana

the moment Oh Jean B or Jean BAE says we can't control our emotions as in love

şu anda nerede izliyorsun Oh Jean B veya Jean BAE aşk gibi duygularımızı kontrol edemeyiz der peki evet

well yes this is the thing sometimes your emotions take over and this is why

bu bazen duygularınızın hakim olduğu şeydir ve bu yüzden

we often talk about love as being something that affects you very deeply

sık sık aşktan sizi çok derinden etkileyen bir şey olarak bahsederiz,

so that's probably the reason why we use we use the heart as the symbol of love

muhtemelen bu yüzden sevginin sembolü olarak kalbi kullanıyoruz

because it does feel as if your heart is being affected by it

çünkü sanki kalbinizmiş gibi hissettiriyor ondan etkileniyor

so everything that happens is happening here in your heart and not here in your

yani olan her şey burada beyninizde değil,

brain some people say that's a bad thing of course if you get too carried away

kalbinizde oluyor bazı insanlar bunun kötü bir şey olduğunu söylüyor tabii eğer aşka fazla kapılırsanız

with love if you get to pull if you get pulled too deeply into a relationship

çekerseniz çekersiniz eğer çok derinlere çekilirseniz bir ilişki,

you might forget to think you might let your heart rule your head so yes it can

kalbinin kafanı yönetmesine izin verebileceğini düşünmeyi unutabilirsin bu yüzden evet

sometimes be a very precarious thing a very fickle thing some people say that

bazen çok istikrarsız bir şey olabilir çok kararsız bir şey bazı insanlar

love is very fickle some people find it some people find it and lose it and some

aşkın çok değişken olduğunu söyler bazı insanlar onu bulur bazı insanlar onu bulur ve kaybeder ve bazıları

people never find it so love is a very strange thing indeed hello - top game VN

insanlar bunu asla bulamıyor, bu yüzden aşk gerçekten çok garip bir şey merhaba - en iyi oyun VN

top game I think you might be in Vietnam I don't know why over the past few days

en iyi oyun sanırım Vietnam'da olabilirsiniz Son birkaç gündür neden bilmiyorum çok

I've had a lot of people join me on my youtube channel from Vietnam so you are

sayıda insan youtube'umda bana katıldı Vietnam'dan bir kanal, bu yüzden

very welcome to join me here always and of course you can find me here on Sunday

her zaman burada bana katılabilirsiniz ve tabii ki beni burada Pazar,

Wednesday and Friday from 2 p.m. UK time I am with you at those times we are

Çarşamba ve Cuma günleri saat 14:00'ten itibaren bulabilirsiniz. Birleşik Krallık zamanı, seninle olduğum o zamanlarda, biz

looking at some words to do we're the love and also I thought it would be

aşkız yapacak bazı kelimelere bakıyoruz ve ayrıca yeni ve eski şeylerle bağlantılı

interesting to look at some words and phrases connected to things that are new

bazı kelimelere ve deyimlere bakmanın ilginç olacağını düşündüm,

and old so when we talk about new well things that have things that have come

bu yüzden hakkında konuşurken yeni iyi şeyler

along that didn't exist before so something that is new is something

daha önce var olmayan şeyleri içeren şeyler yani yeni olan bir şey, belirli bir andan

that didn't exist before a certain moment so maybe something you

önce var olmayan bir şeydir, bu yüzden belki

didn't own but now you do own you can describe that new thing as new it is

sahip olmadığınız ama şimdi sahip olduğunuz bir şey, bu yeniyi tanımlayabilirsiniz. yeni bir şey

your new car maybe your new house maybe your new pair of shoes or maybe your new

yeni araban belki yeni evin belki yeni ayakkabıların veya belki yeni

girlfriend or boyfriend ooh so something that is new and of

kız arkadaşın veya erkek arkadaşın

course the opposite of new is old something that is worn something that

has past its best something old something that is been

eski bir şey

around for a long time a person can be described as old even though it's very

uzun zamandır ortalıkta olan bir şey bir insan yaşlı olarak tanımlanabilir ama bunu

rude to say that we don't often say hey you're old we don't often say that do

söylemek çok kaba olsa da biz sık sık hey yaşlısın demiyoruz bunu sık sık söylemiyoruz

you know why it's because it's rude so something old something that has been

neden olduğunu biliyor musun çünkü kaba yani eski bir şey

around for a long time something that is no longer popular can also be described

uzun süredir ortalıkta olan bir şey artık popüler olmayan bir şey

as old something that has been around for a very long time maybe oh he's a

eski olarak da tanımlanabilir çok uzun süredir ortalıkta olan bir şey belki ah o

good word I like this one fresh if something is new or if something is in

iyi bir kelime Bunu beğendim taze bir şeyse yeni veya bir şey

good condition especially when we are talking about certain types of food such

iyi durumdaysa, özellikle meyve gibi belirli yiyecek türlerinden bahsederken taze

as fruit we can say that it is fresh a fresh thing maybe a purse

diyebiliriz, taze bir şey belki

who comes to join a group and maybe it's their first time joining the group we

bir gruba katılmaya gelen bir çanta ve belki de gruba ilk kez katılıyorlar.

would describe them as a fresh face so if you see a fresh face in the room that

onları taze bir yüz olarak tanımlar, bu yüzden odada yeni bir yüz görürseniz, bu

means that you've seen someone you've never seen before

daha önce hiç görmediğiniz birini görmüşsünüz demektir, onlar

they have come for the first time so perhaps here on the live chat I might

ilk kez geliyorlar, bu yüzden belki burada canlı sohbette

say today oh I can see a lot of fresh faces on the live chat even though I

bugün diyebilirim oh Sizi fiziksel olarak göremesem de canlı sohbette pek çok taze yüz görebiliyorum,

can't actually see you physically so something that's fresh something is new

bu nedenle taze olan bir şey yeni bir şey

when we are talking about fruit or vegetables we can say that it is fresh

meyve veya sebzelerden bahsederken taze olduğunu söyleyebiliriz, henüz

it is something that has not gone bad or hasn't gone rotten

olmamış bir şeydir kötü gitti ya da çürümedi

oh there's another good word so something fresh is something you can eat

oh başka güzel bir kelime daha var yani taze bir şey yiyebileceğiniz bir şey yeni

something that has just been grown or something that's just being picked it is

büyümüş ya da henüz yeni toplanmış bir şey taze

fresh maybe a person who looks lively and happy we can describe them as

belki canlı ve mutlu görünen bir insan onları taze olarak tanımlayabiliriz

fresh-faced so a fresh-faced person is a way of describing a person who looks

-yüzlü yani taze yüzlü bir insan, canlı görünen ve dünya hakkında heyecanlı görünen bir kişiyi tanımlamanın bir yoludur,

vibrant and excited about the world fresh fresh I like that word and as I

taze taze bu kelimeyi seviyorum ve

just mentioned we have the opposite word as well something that is rotten

az önce bahsettiğim gibi zıt kelimemiz de var bir şey çürümüş bir

something that is old something that cannot be eaten something that is no

şey eski bir şey yenemeyen

longer useful quite often we describe food as rotten if it is gone past its

artık işe yaramayan bir şey çok sık olarak yiyeceği çürük olarak tanımlarız, eğer

best if it's gone past its sell-by date then it is rotten or maybe a person does

en iyi özelliğini geçmişse, son kullanma tarihi geçmişse, o zaman çürümüştür veya belki bir kişi

something nasty so a person does something that is cruel we can say that

kötü bir şey yapar, bu nedenle bir kişi onu rahatsız edecek bir şey yapar. zalimdir

they are rotten you are such a rotten person how rotten how could you

onların çürümüş olduğunu söyleyebiliriz sen o kadar rezil bir insansın ki ne kadar rezilsin bunu nasıl yaparsın ki

do that so something that is mean something that is done with hate can be

nefretle yapılan bir şeye rezalet denebilir kinci bir

described as rotten something has been done spitefully so a spiteful person

şey yapılmış ki kin dolu bir insan

might be described as rotten I'm sure we all know someone in our lives who might

tarif edilebilir çürümüş olarak eminim hepimiz hayatımızda birilerini tanıyoruz,

be described as a rotten person rotten if something has gone bad

çürümüş insan olarak tanımlanabilecek biri çürümüş, bir şey bozulduysa, ekmek

if something can not be eaten such as bread we might say stale so something

gibi yenemeyecek bir şey varsa bayat diyebiliriz yani

that is old something that has gone past its best so maybe a slice of bread or a

eski olan bir şey geçmişte kalmış bir şey en iyisi, belki bir dilim ekmek ya da bir

loaf of bread and now it's gone hard you can't eat it

somun ekmek ve şimdi zorlaştı, yiyemezsin,

it has gone stale something is stale a stale thing maybe something that has

bayatladı, bir şey bayat, bayat bir şey, belki

been going on for a very long time and now it's become boring maybe a

çok uzun zamandır devam eden bir şey ve şimdi oldu sıkıcı belki bir

relationship an interesting subject to talk about today because it is

ilişki bugün konuşulacak ilginç bir konu çünkü bugün

Valentine's Day perhaps you've been in a relationship for a very long time and

sevgililer günü belki çok uzun süredir bir ilişkiniz var ve

perhaps you think all the magic of our relationship has disappeared there is no

belki de ilişkimizin tüm sihrinin kaybolduğunu düşünüyorsunuz artık

magic anymore the spark has disappeared we might say that the relationship has

sihir kalmadı kıvılcım kayboldu ilişkinin bayatladığını söyleyebiliriz eski

gone stale stale something that is old something worn out something that has

bir şey eskimiş bir şey yıpranmış bir şey

become dull and boring stale of course we all like new things we all like to

donuk ve sıkıcı hale gelen bir şey eskimiş elbette hepimiz yeni şeyleri severiz hepimiz

see new things something new arrives maybe you go shopping and you buy

yeni şeyler görmeyi severiz yeni bir şey gelir belki alışverişe gidersiniz ve kendinize satın alırsınız

yourself some new clothes something that is

bazı yeni giysiler

very fashionable maybe something that has only just become available maybe you

çok moda olan bir şey belki daha yeni ortaya çıkan bir şey belki

want a new mobile phone and you've decided that you want to buy the new

yeni bir cep telefonu istiyorsunuz ve yeni

Samsung S 20 yes it's just come out it's now available it is hot off the press I

Samsung S 20'yi almaya karar verdiniz evet daha yeni çıktı şu anda mevcut çok sıcak basın

love this expression if something is hot off the press it means it has just

Bu ifadeyi seviyorum, eğer bir şey basından yeni çıktıysa, yeni ortaya çıktı demektir,

become available it is something that is brand new it isn't old it's something

yepyeni bir şeydir, eski değildir, yeni ortaya çıkmış bir şeydir,

that has just become available it is hot off the press it is so new it's almost

basından yeni çıkmıştır, çok yenidir sanki

as if you can feel the heat from the factory hot off the press quite often we

fabrikadan gelen ısıyı hissedebiliyormuşsunuz gibi, basından çıkan sıcak,

use this concerning newspapers so maybe when a newspaper is first published in

bunu gazeteler için çok sık kullanırız, bu yüzden belki sabahları bir gazete ilk yayınlandığında

the morning and maybe there is some news that no one knows about we can say that

ve belki kimsenin bilmediği bazı haberler varsa,

that particular news is hot off the press it is a piece of information that

bunun özellikle olduğunu söyleyebiliriz. haberler basından yeni çıkmış kimsenin bilmediği bir bilgi parçası

no one knows about something is hot off the press something that has only just

been published something that has only just become available hot off the press

quite often we use it figuratively straight from the oven something that is

straight from the oven something that is fresh maybe something you have just

fırından yeni çıkmış bir şey taze olan bir şey belki

picked in the oven you've baked a cake hmm

fırından henüz yeni topladığınız bir şey bir pasta yaptınız hmm

that cake is warm I can smell that it's just kurma straight from the oven

o pasta sıcak fırından yeni çıkmış

something has just been prepared it is very fresh it is straight from the oven

bir şeyin sadece kurma olduğunun kokusunu alabiliyorum çok taze doğrudan fırından

hello sir hello also sweetness hello also Irene hello - am

merhaba efendim merhaba ayrıca tatlılık merhaba ayrıca Irene merhaba - ben

mr. Duncan what is fad I've heard about this word fad a food fad and fashion so

bayım. Duncan bu geçici heves nedir Bu kelimeyi bir yemek modası ve modası hakkında duydum, bu nedenle modadan bahsettiğimiz

is there another another type of fad where we talk about fad it means

başka bir tuhaflık türü var mı?

something that comes along and people do it or maybe a certain type of clothing

that people buy because it's fashionable and cool but then of course that fashion

çünkü modaya uygun ve havalı ama sonra tabii ki moda

slowly fades away it disappears so when we say fad it means something

yavaş yavaş kaybolup gidiyor, yok oluyor yani geçicilik dediğimizde

that you suddenly discover something you want to do but maybe you only do it for

birdenbire yapmak istediğiniz bir şeyi keşfediyorsunuz ama belki de sadece

a short time so we might describe fashion as being a type of fat something

kısa bir süre için yapıyorsunuz, bu yüzden modayı moda olarak tanımlayabiliriz. şişman bir şey

that comes along and people do it but then slowly over time it fades away so a

ortaya çıkar ve insanlar onu yapar ama sonra zamanla yavaş yavaş kaybolur, bu nedenle

new fashion or a new thing that people enjoy doing can be described as a fad

yeni bir moda veya insanların yapmaktan zevk aldığı yeni bir şey, geçici bir heves olarak tanımlanabilir,

fad it's a very interesting word so thank you for bringing that one up Allan

bu çok ilginç bir kelime, bu yüzden onu getirdiğiniz için teşekkürler bir yukarı Allan

gear says I love Samsung mobile phones so much and I'm waiting for my Samsung

gear Samsung cep telefonlarını çok sevdiğimi söylüyor ve Samsung

Galaxy 20 the s20 is coming along yes it's just been released my phone I

Galaxy 20'mi bekliyorum s20 geliyor evet telefonum yeni çıktı

actually have two phones I have an old phone that I don't use very much anymore

aslında iki telefonum var Kullanmadığım eski bir telefonum var artık çok fazla

however I often use it when I'm in bed I will watch my YouTube videos or maybe I

ancak yataktayken sık sık kullanıyorum YouTube videolarımı izleyeceğim veya belki

will read my emails upstairs on my old Samsung Galaxy S I think it's the s5 so

e-postalarımı üst katta eski Samsung Galaxy S'imde okuyacağım sanırım bu s5 bu yüzden

it's quite old and here in the studio I have an iPhone success as well so that

oldukça eski ve burada stüdyoda bir iPhone da başarılı, bu yüzden

is actually what I'm using at the moment to look at the livestream so I don't

şu anda canlı yayına bakmak için kullanıyorum, bu yüzden

have a new phone I don't have a new phone

yeni bir telefonum yok Yeni bir telefonum yok

I probably won't either because they're too expensive the brand new Samsung

Muhtemelen de olmayacak çünkü çok pahalılar yepyeni Samsung

Galaxy S 20 if you want the top phone it is 1200 pounds 1200 pounds can you

Galaxy S 20 en iyi telefonu istiyorsanız 1200 pound 1200 pound

believe it that's a very expensive phone so no I won't be buying a new phone this

inanabiliyor musunuz bu çok pahalı bir telefon yani hayır bu yıl yeni bir telefon almayacağım

year I'm going to keep my old iPhone thank you very much

eski iPhone'umu tutacağım çok teşekkür ederim

hello also to Tang you win hello to you nice to see you here today I think it's

Tang'a da merhaba sen kazandın sana merhaba bugün seni burada görmek güzel sanırım

starting to rain outside look at that it's so dull and miserable outside in

dışarıda yağmur yağmaya başlıyor bak dışarısı çok sıkıcı ve sefil

fact I think it is I think it's starting to rain at the moment outside Oh dear me

aslında sanırım öyle sanırım şu anda yağmur yağmaya başlıyor dışında Ah canım ben

not very nice is it hello also highly Cuong my phone is a samsung galaxy j4 it

pek hoş değil merhaba da çok Cuong telefonum bir samsung galaxy j4

is very outdated well as I always say as long as it works if it does what you

çok modası geçmiş iyi ki her zaman söylüyorum yeter ki çalışırsa istediğini yapıyorsa yapmasını

want it to do if it works all right if it does the job keep it that's what I

istediğini yapıyorsa tamamsa iş tutuyor mu

say so something that is new something that has just been released we can say

söylediğim bu yani yeni olan bir şey yeni piyasaya sürülen bir şey

that it is a new thing so something that is just released it is now available so

yeni bir şey diyebiliriz yani yeni çıkmış bir şey şu anda mevcut yani

maybe something wasn't available but now it is available it has been released we

belki bir şey mevcut değildi ama şimdi mevcut çıktı piyasaya yeni

can say that it is just released so you might say that the Samsung Galaxy S 20

çıktı diyebiliriz bu nedenle Samsung Galaxy S 20 yeni çıktı diyebilirsiniz

has just been released it is now available so something has been released

şimdi mevcut yani bir şey piyasaya çıktı yeni çıktı

just released it is now available yes I'm right it is raining

şimdi mevcut evet haklıyım yağmur yağıyor

oh dear remain the rain is really coming down at the moment do you remain can you

ah canım kal şu ​​anda yağmur gerçekten yağıyor kalıyor musun görebiliyor musun

see it Wow suddenly the weather has become

Vay canına birdenbire

quite stormy outside and apparently tomorrow we're going to get a terrible

dışarıda hava oldukça fırtınalı oldu ve görünüşe göre yarın da korkunç bir

storm as well tomorrow don't believe it dropped quite often in the music

fırtına yakalayacağız yarın oldukça düştüğüne inanmayın müzik endüstrisinde genellikle

industry when an artist releases a new album or a new single or a new song a

bir sanatçı yeni bir albüm veya yeni bir single veya yeni bir şarkı bir

piece of music we will say that it has been dropped it is a very modern

müzik parçası çıkardığında, bunun düştüğünü söyleriz, bu gençlerin kullandığı çok modern bir

expression that the younger people use so maybe I don't know maybe I want to

ifadedir, belki bilmiyorum belki

say Adele but I don't think Adele produces music anymore I can't remember

Adele demek istiyorum ama Adele'in artık müzik ürettiğini sanmıyorum Adele'i

the last time I saw Adele so maybe Adele drops a new song that means that the

en son ne zaman gördüğümü hatırlayamıyorum, bu yüzden belki Adele yeni bir şarkı çıkarıyor, bu

song has been published so you might drop something or it has been dropped it

şarkı yayınlandı anlamına geliyor, bu yüzden bir şey bırakabilirsin ya da olmuş düşürüldü düşürüldü

has been dropped hello - Barry Zac hello Abba Razak nice to see you back here

merhaba - Barry Zac merhaba Abba Razak sizi bugün tekrar burada görmek güzel

today good thank you very much Mason says my

çok teşekkür ederim Mason

phone is an iPhone 4 well as I said earlier if it works if it functions

telefonumun bir iPhone 4 olduğunu söylüyor daha önce de söylediğim gibi çalışıyorsa çalışıyorsa

that's all it matters there is one thing I've noticed last week I was I was on

önemli olan bu Geçen hafta bir şey fark ettim,

the train and I noticed a lot of people using their mobile phones but I did

trendeydim ve birçok insanın cep telefonlarını kullandığını fark ettim ama

notice that some of them were damaged so it is amazing how many people how many

bazılarının hasar gördüğünü fark ettim, bu yüzden kaç

people will keep their phone even though the screen is broken so this is

kişinin telefonunu elinde tutacağı şaşırtıcı. ekran kırık olmasına rağmen bu

something that I've noticed quite a few times looking around me something that

epeyce etrafıma bakındığımda fark ettiğim bir şey avantgarde bir şey vay canına

is avantgarde whoa I like that a vanguard have you heard of

sevdim ki bir öncü

this word it means something that is new a new method or something that is being

bu kelimeyi duydunuz mu yeni bir şey anlamına geliyor yeni bir yöntem falan

tried quite often you in the world of art or literature so in

sanat ya da edebiyat dünyasında oldukça sık deneniyor, bu yüzden

literature maybe there is a certain style of writing that has never been

edebiyatta belki daha önce hiç yapılmamış belli bir yazı tarzı var

done before or maybe in art maybe there is a certain type of painting that has

ya da belki sanatta belki daha önce hiç yapılmamış belli bir resim türü var.

never been done before we can say that that it is avantgarde it is new it is

avangart deyin yenidir

something that's never been done before you might describe my English lessons as

daha önce hiç yapılmamış bir şey İngilizce derslerimi avangart olarak tanımlayabilirsiniz

being avantgarde although I don't think so because I've been doing this for

ama ben öyle düşünmüyorum çünkü bu işi

nearly 14 years so I wouldn't say that this is new even though to you it might

yaklaşık 14 yıldır yapıyorum o yüzden demem bu yeni ama size

appear to be new because you've never seen me before something that is

yeni gibi gelebilir çünkü beni daha önce hiç görmediniz devrimci olan bir şey

revolutionary and again something that has not existed not it not been around

ve yine var olmayan bir şey, daha önce ortalıkta yoktu

before it is revolutionary it is something that is never existed until

devrimci olana kadar hiç var olmayan bir şey

now it is something that has come along and it will change our lives for the

şimdi ortaya çıkan bir şey ve hayatımızı

better I remember years ago when people started having computers in their homes

daha iyi yönde değiştirecek yıllar önce insanların evlerinde bilgisayar bulundurmaya başladıklarını hatırlıyorum,

a long time ago the computer was described as a revolutionary device a

uzun zaman önce bilgisayar devrim niteliğinde bir cihaz olarak tanımlanıyordu,

device that will change our lives the way we live the way we work the way we

hayatımızı değiştirecek bir cihaz bu şekilde yaşıyoruz, bu şekilde

function so something that is revolutionary

çalışıyoruz, bu yüzden devrim niteliğinde bir şey

hello row Dolph oh hello Rudolfo hi there how is it going

merhaba sıra Dolph oh merhaba Rudolfo merhaba nasıl gidiyor

I am row Dolph oh but most people call me rod hello rod nice to see you

Ben sıra Dolph oh ama çoğu insan bana çubuk merhaba çubuk diyor seni görmek güzel

I'm from Sao Paulo Brazil it's nice to meet you and I've been following you

Ben Sao Paulo'luyum Brezilya sizinle tanıştığıma memnun oldum ve sizi

your YouTube channel for a couple of years I love your British accent thank

YouTube kanalınızı birkaç yıldır takip ediyorum İngiliz aksanınızı seviyorum

you very much yes I am coming to you live from the birthplace of the English

çok teşekkür ederim evet size İngilizcenin doğum yeri

language that is of course England if you want to get in touch you are more

olan İngiltere'den canlı olarak geliyorum tabii ki eğer isterseniz benimle iletişime geçmek istersen

than welcome to do so and don't forget you can follow me on Facebook and if you

bunu yapmaktan memnuniyet duyarız ve unutma beni facebook'ta takip edebilirsin ve

like what you see you can even make a donation

gördüklerini beğenirsen bağış bile yapabilirsin

doo-doo-doo-doo yes we are live on Friday it's the weekend everyone are you

doo-doo-doo-doo evet canlı yayındayız Cuma bugün hafta sonu herkes

happy the weekend is coming the weekend is on

mutlu musunuz hafta sonu geliyor hafta sonu

the way do you have anything special we have some special visitors coming this

yolda özel bir şeyiniz var mı yarın bu hafta sonu özel ziyaretçilerimiz geliyor

weekend tomorrow hopefully if they can actually get here because the weather

umarım gerçekten buraya gelebilirler çünkü

tomorrow is going to be a dreadful we have another storm coming our way

yarın hava korkunç olacak biz yolumuza bir fırtına daha geliyor

storm dennis is going to hit the UK tomorrow so unfortunately we do have

dennis fırtınası yarın İngiltere'yi vuracak bu yüzden ne yazık ki

another storm on the way hello zenyk or Zandt zank team hello to you hi

yolda başka bir fırtına var merhaba zenyk veya Zandt zank ekibi size merhaba merhaba

teacher mr. Duncan you are the best teacher ever thank you very much is very

hocam bay. Duncan, sen şimdiye kadarki en iyi öğretmensin, çok teşekkür ederim, bunu

kind of you to say if you could tell your friends and maybe tell YouTube I

arkadaşlarına ve belki de YouTube'a söylersen çok naziksin

would be very grateful modern phones cost us an arm and a leg yes it's true

Modern telefonların bize bir kol ve bacağa mal olmasına çok minnettar olurum evet bu doğru

and that's a good expression by the way if something costs an arm and a leg it

ve bu iyi bir ifade bu arada, bir şey bir kola ve bacağa mal oluyorsa, cep telefonlarından

means it is very expensive talking of mobile phones I suppose when mobile

bahsetmek çok pahalı demektir sanırım cep

phones first came along we describe them as innovative innovative so something

telefonları ilk ortaya çıktığında onları yenilikçi yenilikçi olarak tanımlardık, bu nedenle

that is innovative is new and also something that changes the way we live

yenilikçi olan bir şey yenidir ve aynı zamanda bizim tarzımızı değiştiren bir şeydir. canlı

maybe it is a new way of looking at something or a new way of doing

belki bir şeye bakmanın yeni bir yolu ya da bir şeyi yapmanın yeni bir yolu,

something so the mobile phone device might be described as innovative and of

bu yüzden cep telefonu cihazı yenilikçi olarak tanımlanabilir ve

course they are always changing so I remember when mobile phones first

elbette her zaman değişiyorlar, bu yüzden hatırlıyorum, cep telefonları ilk

appeared they were very basic and they were huge they were like house bricks

ortaya çıktığında çok basitti ve çok büyüktüler evin tuğlaları gibiydiler çok

they were huge and the only thing you could do on your mobile phone was call

büyüktüler ve cep telefonunuzda yapabileceğiniz tek şey

someone and that was it you couldn't do anything else

birini aramaktı ve o kadardı başka bir şey yapamıyordunuz

however these days there are so many so many hello to Netra hello nectar oh they

ancak bu günlerde Netra'ya çok fazla merhaba merhaba nektar oh onlar

are your visitors aren't they yes I have some visitors coming tomorrow to visit

sizin ziyaretçileriniz değil mi evet yarın ziyarete gelen bazı ziyaretçilerim var onlar

they are they are going to visit the house and visit yes so I'm looking

evi ziyaret edip ziyarete gidecekler evet bu yüzden sabırsızlıkla bekliyorum

forward to that have you seen the new mobile phone that you can fold I've seen

katlayabileceğiniz yeni cep telefonunu gördünüz mü

them I think I think Motorola has one at the moment I think they have a new

onları gördüm sanırım şu anda Motorola'da bir tane var sanırım

version of their classic razor who remembers the Motorola RAZR I remember

klasik tıraş bıçaklarının yeni bir versiyonuna sahipler Motorola RAZR'ı hatırlayanlar hatırlıyorum ben

when I was in China everyone had Motorola phones they were

Çin'deyken herkesin Motorola telefonları vardı onlar

the biggest brand of phone in China and he would always see people with their

Çin'deki en büyük telefon markasıydı ve o insanları her zaman

moe-moe Motorola phones it's not easy to say that

moe-moe Motorola telefonlarıyla görürdü, bunu söylemek kolay değil,

so yes Motorola have just I'm not sure if it's available yet is it available

bu yüzden evet Motorola var, henüz mevcut olup olmadığından emin değilim, henüz

yet I'm not sure but Motorola have made a mobile phone a smartphone that you can

emin değilim ama Motorola bir cep telefonunu bir akıllı telefon yaptı.

actually fold and when you open it out the screen folds in half very strange so

gerçekten katlayabilirsiniz ve açtığınızda ekran ikiye katlanır çok garip yani evet

yes I have seen it I don't know how well it works or how it functions

gördüm ne kadar iyi çalıştığını veya nasıl çalıştığını bilmiyorum

hello also to tang new in mr. Duncan do you know about the corona virus what do

merhaba ayrıca bay tang için yeni. Duncan korona virüsü hakkında ne düşünüyorsun

you think about it well I don't want to bore everyone with

peki hikayemle herkesi sıkmak istemiyorum

my story but I remember in 2003 when I lived in China I lived in China during

ama hatırlıyorum 2003'te Çin'de yaşarken SARS krizi sırasında Çin'de yaşıyordum

the SARS crisis so I was in China when SARS broke out so to be honest with you

yani Çin'deydim. SARS patlak verdi, bu yüzden size karşı dürüst olmak gerekirse, duyduğumuz

I'm not sure whether all the information that we're hearing is accurate however I

tüm bilgilerin doğru olup olmadığından emin değilim, ancak

think taking care and also making sure that you don't pass on the virus or

dikkatli olmayı ve ayrıca virüsü başkalarına bulaştırmadığınızdan emin olmayı veya

see if the virus is a good thing and lots of confusing information going

virüsün bir olup olmadığına bakmayı düşünüyorum. iyi bir şey ve sadece internette değil, haberlerde de pek çok kafa karıştırıcı bilgi dolaşıyor,

around not only on the internet but also the news as well so quite a few people

bu yüzden pek çok insanın

are a little bit confused about what the corona virus is or as they call it now

korona virüsünün ne olduğu veya şimdi dedikleri adıyla

the the Naveed Navid 19 I think I prefer corona virus

Naveed Navid 19 hakkında biraz kafası karışmış durumda. dürüst olmak gerekirse korona virüsü tercih ederim merhaba demek

to be honest I think it's much easier to say hello mr. Duncan from Vietnam hello

çok daha kolay bayım . Vietnam'dan Duncan merhaba

Tao Tao hello to you hello Mason as well apparently this the folding

Tao Tao merhaba size merhaba Mason da görünüşe göre bu katlanır

phone has a plastic screen I don't know how it does it though I don't know how

telefonun plastik bir ekranı var Bunu nasıl yaptığını bilmiyorum ama

the screen actually folds if there's one thing I know about mobile phones is that

ekranın gerçekte nasıl katlandığını bilmiyorum, eğer mobil hakkında bildiğim bir şey varsa telefonlar,

the screens can be very sensitive to everything scratches and knocks so they

ekranların her şeye karşı çok hassas olabilmesidir, böylece çok

do damage very easily something that is old-fashioned something that is out of

kolay hasar verebilirler eski moda bir şey modası geçmiş bir şey

date something old can be described as out of

eski bir şey güncelliğini yitirmiş olarak tanımlanabilir

date and out of date thing is something that is no longer durn or maybe

ve modası geçmiş bir şey olan bir şeydir artık saçma değil ya da belki

something that people don't buy anymore or maybe something that is seen as

insanların artık satın almadığı bir şey ya da belki

useless something that is out of date some people think I'm out of date mr.

işe yaramaz olarak görülen bir şey modası geçmiş bir şey bazı insanlar benim modası geçmiş olduğumu düşünüyor bayım.

Duncan you are out of date so something that is out of date we might describe

Duncan, güncelliğini yitirdiniz, yani güncelliğini yitirmiş bir şey,

food as out of date it means it has gone past its best it is stale it is rotten

yiyecekleri güncelliğini yitirmiş olarak tanımlayabiliriz, bu, en iyisinin geçtiği anlamına gelir, bayat, çürümüş, güncelliğini

it is out of date

yitirmiş

hello - parissa hello parisa nice to see you here today

merhaba - parissa merhaba parisa sizi burada görmek güzel bugün

also Noemi I have a Motorola mobile phone and I'm watching you on it right

de Noemi Motorola cep telefonum var ve şu anda sizi izliyorum

now says Noemi hello - Noemi watching on your mobile phone which happens to be a

Noemi merhaba diyor - Noemi cep telefonunuzdan izliyor ki bu bir

Motorola phone all very nice very nice I wonder if you are going to update your

Motorola telefonu oluyor, hepsi çok güzel çok güzel Telefonunuzu güncelleyecek misiniz merak ediyorum

phone - the one that folds I don't think I want a phone that folds to be honest I

telefon - katlanan bir telefon

don't like the idea of that hello Rolfie apparently they have two

journalists who were talking about the corona virus in China have vanished well

of course the man who originally mentioned this virus in December died

Aralık ayında bu virüsten ilk kez bahseden adam

from the corona virus very sad hi Lee Kwang the Samsung Galaxy S 20 is out of

korona virüsünden öldü çok üzücü merhaba Lee Kwang Samsung Galaxy S 20'nin

date it probably is it's one of the things about technology something comes

modası geçmiş muhtemelen teknolojinin özelliklerinden biri ortaya çıkan bir şey

along it's new and everyone gets excited about it and then a few months later

yeni ve herkes bu konuda heyecanlanıyor ve sonra bir kaç ay sonra

it's gone people have forgotten all about it

gitti insanlar herşeyi unuttular

it's old it's out of date so yes maybe you like wearing some clothes that

eski eski modası geçti yani evet belki yıllardır giydiğin bazı kıyafetleri giymeyi seviyorsun

you've had for many years but those clothes might be unfashionable so

ama o kıyafetler modası geçmiş olabilir o yüzden modası

something that it's unfashionable if we say that a thing is unfashionable it

geçmiş dersek modası geçmiş olabilir bir şey modası geçmiş,

means that it is something that people no longer do all people no longer choose

insanların artık yapmadığı bir şey olduğu anlamına gelir, tüm insanlar artık seçmez, modası

it is something that is unfashionable it is no longer done quite often we will

geçmiş bir şeydir, artık çok sık yapılmaz,

refer to clothing so certain types of clothes that people no longer

giysilere o kadar atıfta bulunuruz ki, insanlar artık

might be described as unfashionable something that people used to do but

tanımlanamayacak belirli türdeki giysilere modası geçmiş, insanların eskiden yaptığı ama

they don't do anymore an item can be obsolete something that

artık yapmadıkları bir şey modası geçmiş olabilir modası geçmiş bir

is out-of-date something old something that people don't use anymore

şey insanların artık kullanmadığı eski bir şey modası geçmiş eski

can be described as obsolete out-of-date old it is no longer used yes

olarak tanımlanabilir artık kullanılmıyor evet

Palmyra says what about obsolete yes there is I just I just mentioned it

Palmyra eskiye ne dersin evet var diyor az önce bahsettim bu

that's pretty cool isn't it I think maybe maybe you are psychic Palmyra

çok güzel değil mi bence belki medyumsun Palmyra

I think Palmyra knew that that word was going to come on the screen so there it

Palmyra o kelimenin ekrana geleceğini biliyordu sanırım o yüzden orada modası

is obsolete something that is out of date that we no longer use something

geçmiş bir şey artık kullanmıyoruz güncel olan bir şey güncelse

that's up to date if something is up to date it means it is current so something

güncel olduğu anlamına gelir yani

that exists now and is useful something is up-to-date

şu anda var olan ve faydalı olan bir şey günceldir

maybe some news that you've received and this is the latest news we can say that

belki bazı haberler Aldığınız en son haber bu

the news is up-to-date it is the current news it is the news that is happening

haber güncel diyebiliriz güncel haber

now so the news is up-to-date we might say that your phone is up-to-date it is

şu anda olan haber bu yüzden haber güncel diyebilirz ki telefonunuz

something that is current new something that lots of people are buying it is

güncel bir şey güncel olan yeni bir şey birçok insanın satın aldığı bir şey güncel

up-to-date maybe your computer maybe the program inside your computer needs

belki bilgisayarınız belki de bilgisayarınızın içindeki programın

refreshing or renewing you have to have an update then we can say that your

yenilenmesi veya yenilenmesi gerekiyor bir güncelleme olması gerekiyor o zaman diyebiliriz ki

computer is up-to-date so everything inside your computer is current it is

bilgisayarınız güncel yani bilgisayarınızın içindeki her şey güncel yeni eski

new it is not old is up to date am it oh um it makes a

değil güncel değil mi oh um bu

very interesting very interesting observation the BlackBerry phones are

çok ilginç çok ilginç bir gözlem yapıyor BlackBerry telefonlar eskimiş

obsolete do you remember when everyone was

herkesin konuştuğu zamanı hatırlıyor musunuz

talking about Blackberry phones I remember when BlackBerry's were

Blackberry telefonlar hakkında BlackBerry'lerin

everywhere and people often used them in their business so quite often people

her yerde olduğu ve insanların bunları işlerinde sık sık kullandığı zamanları hatırlıyorum, bu yüzden insanlar

people had their blackberry phone if they were in business because it had a

eğer işlerindeyseler, insanların böğürtlen telefonlarını kullanmalarına izin veren

certain type of software and a certain type of function that allows you to use

belirli bir tür yazılıma ve belirli türde bir işleve sahip oldukları için kullanırlardı.

it for business however as soon as the iPhone came along

iş için ama iPhone gelir gelmez

BlackBerry's vanished they became out moded have you seen this

BlackBerry'ler ortadan kayboldular modası geçmiş oldular bu

word before if something is outmoded it means it is out-of-date it is something

kelimeyi daha önce gördünüz mü bir şeyin modası geçmişse bu modası geçmiş demektir

that people don't do something people don't use anymore

insanların yapmadığı bir şeyi insanların yapmadığı bir şeydir artık kullanın, modası

it is outmoded you might describe a type of transport as being out moded so

geçmiş bir ulaşım türünü modası geçmiş olarak tanımlayabilirsiniz, bu nedenle

something that is no longer popular a lot of people don't like taking the bus

artık popüler olmayan bir şey birçok insan otobüse binmekten hoşlanmaz, bu

so a lot of people see buses as outmoded and that's one of the reasons why people

nedenle birçok insan otobüsleri modası geçmiş olarak görür ve bunun nedenlerinden biri de budur. insanlar

don't like taking the bus they don't see it as fashionable or cool they see it as

otobüse binmeyi sevmiyorlar onu modaya uygun veya havalı görmüyorlar modası

outmoded they would much rather have a car I think so

geçmiş olarak görüyorlar bir arabaya sahip olmayı tercih ederler bence

hello to Amit again hello also Cesar hello Cesar nice to see you pal Mira

Amit'e tekrar merhaba merhaba ayrıca Cesar merhaba Cesar seni görmek güzel dostum Mira

says Donald Trump said that NATO is obsolete yes I remember that yes that

Donald diyor Trump NATO'nun modasının geçtiğini söyledi evet bunu hatırlıyorum evet bu

was that was a few months ago wasn't it he said that hello Tao Tao why have they

birkaç ay önceydi değil mi merhaba dedi Tao Tao neden

changed the name of the corona into covered 19 well I must be honest

koronanın adını örtülü 19 olarak değiştirdiler peki size karşı dürüst olmalıyım

with you I think coronavirus was the one that most people were familiar with but

düşünüyorum koronavirüs çoğu insanın aşina olduğu ama

covered covered 19 is much harder to say so I think coronavirus is much easier to

üstü kapalı 19 demek çok daha zor bu yüzden bence koronavirüsü söylemek çok daha kolay

say don't you I think so hello also net row hello also

değil mi bence bu yüzden merhaba ayrıca net sıra Perry'ye de merhaba

to Perry sir hello Perry sir I love your red shirt

efendim merhaba Perry efendim sizi seviyorum kırmızı gömlek

and also your hat for Valentine's Day yes it is Valentine's Day it is the day

ve ayrıca sevgililer günü için şapkanız evet bugün sevgililer günü

of love it is the day where all the young lovers get together whether you

aşk günü tüm genç aşıkların bir araya geldiği gün ister

are human or maybe a pigeon

insan olun ister

Oh lovely some pigeons and also some devs who are

güvercin

in

hmm I'm going sue it is almost time to say goodbye if something has become

hmm dava açacağım neredeyse elveda deme zamanı geldi eğer bir şeyin modası geçmişse bir şeyin modası geçmişse

unfashionable if something is out of date we might describe it as passe

onu modası geçmiş bir şey çok

something that is out of date something that is so yesterday something that

dün olan bir şey

people no longer do it is so passe passe something that people no longer do

insanların artık yapmadığı bir şey olarak tanımlayabiliriz passe passe insanların artık yapmadığı bir şey

however this word is actually French but we do use it in English as well so you

ama bu kelime aslında Fransızca ama biz onu İngilizce'de de kullanıyoruz, bu yüzden

will be surprised to find out that there are many words in English that come from

İngilizce'de

other languages directly and this is a very good example of that oh I see

doğrudan başka dillerden gelen birçok kelime olduğunu öğrenince şaşıracaksınız ve bu çok iyi buna bir örnek ah

something out of the corner of my eye I can sense something I can sense a person

gözümün ucuyla bir şey görüyorum bir şey hissedebiliyorum

nearby can you guess who it is who who can guess who is walking into the room

yakınlarda birini hissedebiliyorum tahmin edebilir misiniz kim kim kim tahmin edebilir tam şu anda odaya kimin girdiğini tam

right now just over there it's hello it's mr. Steve hello mr. Duncan how are

orada merhaba bu bay. Steve merhaba bayım. Duncan nasılsın

you oh my goodness what a surprise I know I've just come back from work I

aman tanrım ne sürpriz biliyorum işten yeni döndüm

can't stay for long no I come and say a quick hello okay happy Valentine's Day

uzun kalamam hayır gelip hızlıca merhaba diyorum tamam sevgililer gününüz kutlu olsun

Oh to everybody out there it's very hot in your studio mr. Duncan it's like a

oh dışarıdaki herkese stüdyonuz çok sıcak Bay. Duncan burası

tropical furnace in here it is it's very hot in here because of the light hot

tropik bir fırın gibi burası çok sıcak çünkü

because of the lights you see so have you had a good show it's been okay we've

gördüğün ışıklar yüzünden çok sıcak bu yüzden iyi bir şov yaptın mı sorun yok

been talking about love we've been talking about words and more we've been

aşk hakkında konuşuyorduk kelimeler hakkında konuşuyorduk ve daha fazlası,

talking about words to do with old and new things that are fashionable and

eski ve yeni şeyler, moda olan ve modası

unfashionable things that are stale or rotten and sale stale and rotten in your

geçmeyen, bayat veya çürümüş şeyler ve stüdyonuzda satılan bayat ve çürümüş şeylerle ilgili kelimelerden bahsediyoruz

studio mr. Spence thank you very much to have a pong in

Bay. Spence burada bir pong yaptığınız için çok teşekkür ederim

here is there a punk yes a pong what does Punk me smell a nasty smell I

punk var mı evet pong ne anlama geliyor Punk bana pis bir koku veriyor Neden

don't know what you're talking about I don't know what you're suggesting there

bahsettiğini bilmiyorum Orada ne önerdiğini bilmiyorum

lights the doors shut everything it's very hot it's oppressively hot in here

kapılar kapalı her şey çok sıcak bunaltıcı derecede sıcak burası

it's my hot body you see I'm going to pardon go on it's your birthday on

benim ateşli vücudum görüyorsun affedeceğim devam et bugün senin doğum günün

Sunday I know I know I'm hoping for so many presents that I wouldn't have time

pazar günü biliyorum biliyorum o kadar çok hediye umuyorum ki almaya vaktim olmaz seneye

to open them all until this time next year okay so I don't know how many

bu zamanlara kadar hepsini aç tamam o yüzden kaç tane

presents you think you're getting I'm only joking

hediye aldığını sanıyorsun bilmiyorum sadece şaka yapıyorum

but anyway tonight we're having lots of chocolate tonight because I've bought

ama neyse bu gece bol bol çikolata yiyoruz çünkü

Steve some chocolate and Steve has bought me some chocolate as well so I

Steve'e biraz çikolata aldım ve Steve bana da biraz çikolata aldı, bu yüzden

think tonight we will be sitting down watching telly and enjoying some some

sanırım bu gece oturup televizyon seyredeceğiz ve biraz

Valentine's chocolate and I hope wherever you are you'll be doing the

Sevgililer Günü çikolatasının tadını çıkaracağız ve umarım nerede olursanız olun,

same thing when you see us on Sunday we'll be recently diagnosed diabetics

bizi Pazar günü gördüğünüzde aynı şeyi yapıyor olacaksınız, yakın zamanda teşhis konacağız şeker hastaları bu kadar şekerden

that's nice because of all the sugar just trust Steve to take all the fun out

dolayı güzel sadece Steve'e güvenin tüm eğlenceyi dışarı çıkarması için gidiyorum

I'm going it's so hot in here I can't stand it mr. Duncan it is hot in here so

burası çok sıcak dayanamıyorum baylar Duncan, burası çok sıcak, o yüzden

I'll see you all on Sunday for whatever day that is it's just a normal day

Pazar günü hepinizi hangi gün olursa olsun göreceğim, bu sadece normal bir Pazar günü

Sunday obviously but it's Steve's birthday on Sunday it's not it's not an

tabii ki ama Pazar günü Steve'in doğum günü değil,

I'm not excited at all I can't no I think you are too Tower everyone and

hiç heyecanlı değilim yapamam hayır Bence siz de Tower'sınız ve

I'll see you later for a cup of tea yes bye so there he was mr. Steve and you

daha sonra bir fincan çay içmek için görüşürüz, evet hoşçakalın, o da baydı. Steve ve sen

can catch Steve every Sunday so Steve normally joins me on Sunday here in the

Steve'i her Pazar yakalayabilirsiniz, bu yüzden Steve normalde Pazar günleri stüdyoda bana katılır,

studio however at the moment he's he's just come back from work he's very tired

ancak şu anda işten yeni döndü, çok yorgun,

he's had a long day Oh talking of something old something that is dated

uzun bir gün geçirdi Ah, eski bir şeyden bahsediyorum, tarihli bir şey

might be old as well so an old thing can be described as dated something there is

eski olabilir aynı zamanda eski bir şey tarihli olarak tanımlanabilir eski bir şey var

old worn out something that can't be used anymore

eski yıpranmış bir şey artık kullanılamıyor

we can describe it as dated maybe an old book that has information inside it that

eskimiş olarak tanımlayabiliriz belki içinde

people don't use anymore so maybe information can be dated something that

insanların artık kullanmadığı bilgiler olan eski bir kitap yani belki bilgi tarihli olabilir

is old something that is no longer referred to can be described as dated

eski olan bir şey artık atıfta bulunulmayan bir şey tarihli olarak tanımlanabilir

old out-of-date something that is no longer used I hope no one ever says that

eski modası geçmiş artık kullanılmayan bir şey Umarım kimse

I am dated or outdated which is basically the same thing Thank You Lewis

benim eski veya modası geçmiş olduğumu söylemez ki bu temelde aynı şeydir Teşekkürler Siz Lewis

for your company today also quite a loop thank you very much Theo a lot of people

şirketiniz için bugün de epey bir döngü Theo'ya çok teşekkür ederim birçok insan

saying happy birthday for Sunday because mr. Steve will be another year older on

Pazar için mutlu yıllar diyor çünkü Mr. Steve Pazar günü bir yaş daha yaşlanacak

Sunday I wonder if Steve will tell us his age we'll wait and find out thank

Acaba Steve bize yaşını söyleyip söylemeyeceğini bekleyip öğreneceğiz.

you very much for your company yes I will be back with you on Sunday at 2:00

p.m. UK time also I've had some donations during the week which I will

Birleşik Krallık zamanı da hafta boyunca bazı bağışlarım oldu ve bunlardan da

be mentioning as well if you want to send a donation you are more than

bahsedeceğim, eğer bağış göndermek isterseniz, memnuniyetle karşılarsınız, bağış

welcome to do so here is the address on the screen right now if you want to send

göndermek istiyorsanız şu anda ekrandaki adres burada.

a donation to help my work continue because I do all of this for free it

işimin devam etmesine yardımcı olmak için çünkü bunların hepsini ücretsiz yapıyorum,

doesn't cost you anything unless of course you decide to send a donation

tabii ki bağış göndermeye karar vermediğiniz sürece size hiçbir maliyeti yok,

thank you very much Rolfie Steve looks very professional in his suit and tie I

çok teşekkür ederim Rolfie Steve takım elbise ve kravatıyla çok profesyonel görünüyor Bence bu

think so I always think Steve looks very

yüzden Steve'i her zaman düşünüyorum

professional when he's wearing his his suit and tie I think so

takım elbisesini ve kravatını giydiğinde çok profesyonel görünüyor bence öyle

Thank You Jamelia Thank You Irene thank you also Mason I hope you've had a good

Teşekkürler Jamelia Teşekkürler Irene teşekkürler ayrıca Mason umarım bugün iyi bir

lesson today I hope this has been interesting and of course we had a

ders geçirmişsindir umarım bu ilginç olmuştur ve tabii ki biz

romantic day as well today because it is Valentine's Day for a few more hours

de romantik bir gün geçirdik bugün Sevgililer Günü olduğu için burada birkaç saat daha kalsın

here thank you a Valentin ah Valentin

teşekkür ederim Valentin ah

Valentin on Valentine's Day interesting thank you stay up-to-date see you soon

Valentin Sevgililer Günü'nde ilginç teşekkür ederim güncel kalın yakında görüşürüz

bye for now Thank You Valentin Thank You Irene Irene once again happy birthday to

Şimdilik hoşçakal Teşekkürler Valentin Teşekkürler Irene Irene bir kez daha mutlu yıllar

you for your birthday today and mr. Steve will be another year older

sana bugün doğum gününüz için ve bay. Steve

on Sunday from 2 p.m. UK time Tatar for now mr. Duncan and Steve have a great

Pazar günü öğleden sonra 2'den itibaren bir yaş daha yaşlanacak. İngiltere saati Tatar şimdilik mr. Duncan ve Steve

Valentine's Day you too I hope you have a lovely day this is mr. Duncan in the

sizin de harika bir Sevgililer Günü geçirsin, umarım güzel bir gün geçirirsiniz, bu Bay.

birthplace of English saying thanks for joining me today

İngilizcenin doğduğu yerde Duncan, bugün bana katıldığınız için teşekkür ediyor,

it's been a long one and I hope it has been fun and of course until the next

uzun bir zaman oldu ve umarım eğlenceli olmuştur ve tabii ki

time we meet here on YouTube you know what's coming next

YouTube'da bir dahaki sefere buluşana kadar, sırada ne olacağını biliyorsunuz,

yes you do stay happy stay in love and

evet, mutlu kalın, sevgiyle kalın ve

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)