What makes you ANGRY? / English Addict - LIVE lesson / Friday 13th March 2020 - with Mr Duncan

welcome everybody here we are on YouTube and guess what today is Friday the 13th

herkese hoşgeldiniz, biz YouTube'dayız ve tahmin edin bugün ayın 13'ü Cuma,

are you afraid I hope not here we go again yes once more we are

korkuyor musunuz, umarım yine başlamayız, evet, bir kez daha

live across the internet hello to you welcome to another English addict live

internette canlı yayındayız, size merhaba, doğum yerinden size gelen başka bir İngilizce bağımlısı canlı derse hoş geldiniz. Bahse

lesson coming to you from the birthplace of the English language which just

happens to be England

I bet that sounded awful too much echo mr. Duncan too much echo

girerim bu kulağa çok korkunç geliyordu, çok fazla yankı Bay. Duncan çok fazla yankı yaptı,

you turned your knob too far hi everybody this is mr. Duncan in England

düğmenizi çok fazla çevirdiniz herkese merhaba, ben bay. Duncan İngiltere'de

how are you today are you okay I hope so are you happy are you feeling happy

bugün nasılsın iyi misin umarım yani mutlusundur bugün mutlu hissediyor musun

today I really really hope so please please I beg I beg you please keep that

Gerçekten çok umuyorum yani lütfen rica ediyorum lütfen yalvarırım

smile on your face turn that frown upside down and smile because sometimes

yüzündeki gülümsemeyi devam ettir kaşlarını çat ve gülümse çünkü bazen

smiling can make you feel better it's true it makes your body feel all excited

gülümsüyor sizi daha iyi hissettirebilir, doğru, vücudunuzu birdenbire heyecanlandırıyor, o

all of a sudden so here we are then Friday I suppose there are certain

yüzden işte o zaman Cuma günüyüz. Sanırım

things that you would want to talk about today you might want to talk about

bugün konuşmak isteyebileceğiniz bazı şeyler var.

certain topics that are in the news at the moment today we are talking about an

haberler bugün ilginç bir konudan bahsediyoruz, bu arada

interesting subject by the way we are talking all about expressing anger so

hepimiz öfkeyi ifade etmekten bahsediyoruz yani

that's the lesson today a lot of what we are talking about today involves anger

bugünkü ders bu, bugün konuştuklarımızın çoğu öfke içeriyor

but what about you do you ever get angry what makes you angry so that is the

ama peki ya sen hiç sinirlenir misin seni yapan şey kızgın yani bugün

question we will be asking later on today so what makes you angry think of

daha sonra soracağımız soru bu yani seni ne kızdırır seni kızdıran

all the things that make you angry think of all the things that make you get

her şeyi düşün seni kızdıran her şeyi düşün

cross with maybe other people or sometimes of course you can get angry

belki diğer insanlara veya bazen tabii ki kızabilirsin

with yourself I get angry with myself sometimes especially when I waste time

kendin Bazen kendime kızıyorum özellikle zaman kaybettiğimde bu

so sometimes if I if I waste my free time I will often feel angry because I

yüzden bazen boş zamanımı harcarsam sık sık kızacağım çünkü

wasted time so what about you think about it and

zamanı boşa harcadım, bu konuda ne düşünüyorsun ve

later on we will be talking all about anger what makes you angry last night I

daha sonra öfkenin ne olduğu hakkında konuşacağız. dün gece kızdın bay

made mr. Steve feel very angry do you know why mr. Steve got very angry with

yaptım Steve çok kızgın hissediyor, neden biliyor musunuz bayım? Steve

me last last night but can you guess why there was a certain reason why I was

dün gece bana çok kızdı ama neden

getting mr. Steve angry and well you might not believe the reason you really

Mr. Steve kızgın ve iyi, nedene inanmayabilirsiniz,

might not believe the reason but the reason why mr. Steve got angry last

nedene gerçekten inanmayabilirsiniz, ama neden Bay. Steve dün

night was because of these I'm not joking so Steve got angry at my slippers

gece sinirlendi bunlar yüzünden şaka yapmıyorum bu yüzden Steve

last night but can you guess why why did mr. Steve become angry about my slippers

dün gece terliklerime kızdı ama tahmin edebilir misiniz neden neden yaptı bay. Steve terliklerime kızdı, Bay'ı bu hale

what was it that made mr. Steve angry about my slippers if you think you know

getiren neydi? Steve terliklerime kızdı

why Steve was getting angry last night over my slippers

Steve'in dün gece terliklerime neden kızdığını bildiğini düşünüyorsan

you are more than welcome to tell me on the live chat

canlı sohbette bana söyleyebilirsin

of course we have the live chat don't forget also today well we have made it

tabii ki canlı sohbetimiz var unutma bugün de başardık gezegeni havaya uçurmadan

almost to the end of another week without blowing the planet up however

bir haftayı daha bitirmek üzereyiz ancak şu anda

there are other things on our minds at the moment the human race is getting a

aklımızda başka şeyler var, insan ırkı

little bit nervous over one particular thing however don't worry the weekend is

belirli bir konuda biraz geriliyor ancak merak etmeyin hafta sonu

just around the corner because it's Friday

köşede çünkü o Cuma

keep smiling keep that smile on your face because the weekend is just around

gülümsemeye devam et o gülümsemeyi yüzünde tut çünkü hafta sonu gelmek üzere

the corner it is just in sight are you doing anything nice this weekend I was I

bu hafta sonu güzel bir şey yapıyor musun ben

was going to see my mother tomorrow now my mother has not been very well

yarın annemi görecektim şimdi annem pek iyi değil

recently she is being cared for but the place where she is is very far away from

son zamanlarda o iyi bakılıyor ama bulunduğu yer evimden çok uzakta bu

my house so I have to travel quite a long way to get there

yüzden oraya gitmek için epey uzun bir yol kat etmem gerekiyor

however it would appear at the moment that I might not be able to see my

ancak şu anda annemi görmediğim için göremeyebilirim gibi görünüyor.

mother because of I don't even want to say this I really I I am so sick and

Bunu söylemek bile istemiyorum, gerçekten ben bu kelimeyi duymaktan o kadar bıktım ve

tired of hearing this word so yes this particular thing is the cause of all my problems

yoruldum ki evet, tüm sorunlarımın nedeni bu özel şey,

the coronavirus affecting many parts of the world including here in the UK we

burada Birleşik Krallık da dahil olmak üzere dünyanın birçok yerini etkileyen koronavirüs

now have some cases very close to where I live in Shropshire so yes we have some

şimdi çok yakın bazı vakalarımız var. Shropshire'da yaşadığım yere kadar evet,

cases at the moment and of course a lot of countries around the world are being

şu anda bazı vakalarımız var ve tabii ki dünyanın dört bir yanındaki birçok ülke

affected by the corona virus and of course there are now people getting very

korona virüsünden etkileniyor ve tabii ki artık İngiltere'deki

concerned about it including people here in the UK so yesterday the government

insanlar da dahil olmak üzere insanlar bu konuda çok endişeleniyor. bu yüzden dün buradaki hükümet

here announced that there would be no school closures so life here in the UK

okulların kapatılmayacağını duyurdu, bu nedenle burada Birleşik Krallık'ta yaşam hemen

will continue as normal pretty much as normal so a few people have become

hemen normal bir şekilde devam edecek, bu nedenle birkaç kişi

slightly concerned about that and today today the government here in the UK

bu konuda biraz endişelendi ve bugün burada Birleşik Krallık'taki hükümet bunun

announced that there would be around 60% of the UK will be affected affected by

olacağını duyurdu. Birleşik Krallık'ın yaklaşık %60'ı koronavirüsten etkilenecek

coronavirus 60% that's a lot of people so all I can say is take care of

%60 bu çok fazla insan yani tek söyleyebileceğim,

yourself wherever you are and don't forget to wash your hands I suppose that

nerede olursanız olun kendinize iyi bakın ve ellerinizi yıkamayı unutmayın sanırım

is the best piece of advice I can give you did you see me yesterday by the way

en iyi parçası bu sana verebileceğim bir tavsiye dün beni yolda gördün mü ve dün

I was out and about yesterday I was going to go into town yesterday however

aşağı yukarı dün şehre inecektim ama

at the last moment I changed my mind and instead I went for a walk into the forest

son anda fikrimi değiştirdim ve bunun yerine ormana yürüyüşe çıktım ormanın

I walked amongst the trees and can you

içinde yürüdüm ağaçlar ve

see there I was yesterday so there is a live stream that I did yesterday it has

orada görebiliyor musunuz dün oradaydım bu yüzden dün yaptığım bir canlı yayın var

been recorded and it is available on my youtube channel so there I am yesterday

kaydedildi ve youtube kanalımda mevcut yani dün

out in the woods doing a live stream so I think I stayed on for around one hour

oradayım ormanda canlı yayın yapıyorum bu yüzden sanırım devam ettim yaklaşık bir saattir

however yesterday it was very windy outside quite windy but you can watch

ancak dün hava çok rüzgarlıydı, dışarısı oldukça rüzgarlıydı ama

this live stream again the one that I'm pointing at so that was my live stream

bu canlı yayını tekrar izleyebilirsiniz, işaret ettiğim bu, dünkü canlı yayınımdı

yesterday however here we are right now live for real a which case hello to you

ancak işte şu anda gerçekten canlı yayındayız ve bu durumda merhaba

I hope you are having a good Friday of course some people might not be watching

umarım iyi bir cuma geçiriyorsunuzdur tabii ki bazı insanlar

this live you might be watching me recorded it does get very confusing

bunu canlı izlemiyor olabilir beni kayıttan izliyor olabilirsiniz çok kafa karıştırıcı oluyor

don't you think however you can catch me live on YouTube every Sunday Wednesday

değil mi ama beni her pazar çarşamba

and Friday from 2 p.m. UK time I am here every Sunday Wednesday and Friday even

ve cuma 2 den itibaren youtube da canlı yakalayabilirsiniz. öğleden sonra. Birleşik Krallık saati Her Pazar, Çarşamba ve Cuma günleri buradayım,

if the coronavirus gets worse even if more people become affected I will still

koronavirüs daha da kötüye gitse bile, daha fazla insan etkilense bile, yine de

do my live English streams because I am at home so that is the wonderful thing

canlı İngilizce yayınlarımı yapacağım çünkü evdeyim, yani bunun harika yanı,

about this is I can still work and I can still talk to you live on YouTube

hala çalışabiliyorum ve ben sizinle hala YouTube'da canlı konuşabiliyorum

because I work from home so whatever happens you will still have

çünkü evden çalışıyorum, ne olursa olsun beni YouTube'da tutmaya devam edeceksiniz, bugün şirketiniz için

me here on YouTube thank you very much for your company today oh it's very nice

çok teşekkür ederim,

to see you here by the way we have the live chat up and running

sizi burada görmek çok güzel, bu arada canlı sohbetimiz var ve koşu

oh hello - Milan OA hello Milan OA or Milan over hello to you guess what

oh merhaba - Milan OA merhaba Milan OA veya Milano merhaba size tahmin edin

you are first on today's live chat

bugünün canlı sohbetinde birincisiniz

congratulations and celebrations you are first on today's live chat hello to all

tebrikler ve kutlamalar bugünün canlı sohbetinde birincisiniz herkese merhaba çok

so oh hello Martha Martha Poland is here also RHS Julie Viet vivo hello Viet vivo

oh merhaba Martha Martha Polonya da burada RHS Julie Viet vivo merhaba Viet vivo

where are you watching at the moment I have a feeling you might be watching in

şu anda nerede izliyorsun

Vietnam also a jar Hwang also Claudio hello Claudio nice to see you here as

Vietnam'da da bir kavanoz Hwang da Claudio'da izliyor olabileceğine dair bir his var

well soo Jin and a Coby Mika ODE is here nice

to see you back by the way Mika I have some good news

Mika sana iyi haberlerim var şu

for you I know at the moment we don't have much good news but here is some

anda pek iyi haberimiz yok ama

good news because at the end of this month the clocks here in the UK will be

iyi haberlerimiz var çünkü bu ayın sonunda Birleşik Krallık'ta saatler

changing again so we will be going forward one hour which means you will be

tekrar değişecek ve biz de öyle olacağız. bir saat ileri gidiyor, bu da

able to watch me earlier in your country so there is some good news at the end of

beni ülkenizde daha erken izleyebileceğiniz anlamına geliyor, bu nedenle bu ayın sonunda bazı iyi haberler var

this month of course we start British summer time

elbette burada İngiliz yaz saatine başlıyoruz,

here which means the clocks will go forward by one hour which also means

bu da saatlerin bir saat ileri alınacağı anlamına geliyor ki bu da şu anlama geliyor:

that some people will be able to watch me one hour earlier in their country so

bazı insanlar beni ülkelerinde bir saat erken izleyebilecekler, bu yüzden

I hope you are pleased with that news because that's all I've got I haven't

umarım bu haberden memnunsunuzdur, çünkü sahip olduğum tek şey bu,

got any other news that is good I'm afraid

başka iyi bir haberim yok korkarım

but the clocks will be changing at the end of this month

ama saatler geçecek bu ayın sonunda değişecek

so why was mr. Steve angry last night mr. Steve got very angry at

peki neden mr. Steve dün gece kızgın Bay. Steve terliklerime çok kızdı

my slippers but why why did he get angry do you know why Steve got angry last

ama neden sinirlendi Steve dün gece terliklerime neden kızdı biliyor musunuz

night at my slippers I won't give you any clues but I'm wondering if you know

size hiçbir ipucu vermeyeceğim ama bunun neden olduğunu biliyor musunuz bayım merak ediyorum

why it's happened why did mr. Steve get angry with me last night because of my

. Steve dün gece terliklerim yüzünden bana kızdı sence

slippers what do you think hello to coffee I have never tasted toilet paper

kahveye merhaba ne dersin Akşam yemeğimde hiç tuvalet kağıdı yemedim çok

for my dinner it might be delicious well if you remember last Sunday I did eat

lezzetli olabilir geçen Pazar hatırlarsanız

some toilet paper and I can tell you now it does not taste delicious sweetness

biraz tuvalet kağıdı yedim ve şimdi size anlatabilirim lezzetli tatlılığın tadı yok

says mr. Duncan the reason why mr. Steve was angry with your slippers because he

diyor bay. Duncan nedeni Bay. Steve senin terliklerine kızdı çünkü

might have fallen down or they might be stinky guess what sweetness you are

düşmüş olabilir ya da kokmuş olabilirler tahmin et ne tatlısın değil mi

right mr. Steve got angry last night because my slippers are now very stinky

bayım? Steve dün gece terliklerim artık çok kokmuş olduğu için kızdı

and I was I was a little embarrassed to be honest I felt very embarrassed when

ve ben de öyleydim ki dürüst olmak gerekirse biraz utandım

he told me he said for goodness sake Duncan what's happened to your slippers

bana Tanrı aşkına Duncan dedi terliklerine ne oldu terliklerin berbat

they smell terrible they smell awful your slippers are stinky well I have to

kokuyor terliklerin berbat kokuyor iyi kokmuşlar mecburum

I have to be honest I was a little I was a little upset about it because I didn't

dürüst olmam lazım birazcık üzülmüştüm çünkü

notice but of course sometimes when you have a certain smell around you for a

fark etmemiştim ama tabi bazen belli bir koku etrafınızda

long time then maybe sometimes you don't notice it

uzun süre varken o zaman belki bazen olmaz' Farkına varmayın

so maybe the smell has disappeared as far as you're concerned because you are

belki koku sizin için kaybolmuştur çünkü alıştığınız

used to the smell you have become accustomed to it however mr. Steve said

kokuya alışmışsınızdır ancak bayım. Steve

my my slippers are smelly and I must clean them so this morning I washed my

terliklerimin koktuğunu ve onları temizlemem gerektiğini söyledi, bu yüzden bu sabah terliklerimi yıkadım

slippers and now they are drying slowly outside Soho that's what I had to do

ve şimdi onlar Soho'nun dışında yavaşça kuruyorlar, bu sabah yapmak zorunda olduğum şey buydu

this morning I had to wash my slippers because Steve became very very angry

Terliklerimi yıkamak zorunda kaldım çünkü Steve çok çok kızdı

very annoyed about it so what about you what annoys you I will be talking about

çok sinirlendi peki ya seni ne rahatsız ediyor

anger a little bit later on I feel as if there's something else I have to mention

biraz sonra öfkeden bahsedeceğim sanki başka bir şey daha varmış gibi hissediyorum söylemem gereken bir şey daha var bahsetmem gereken

as well oh yes there is something else I have to mention isn't there because

bir şey daha var değil mi çünkü

today of course besides it being Friday it is also Friday the 13th hi everybody

bugün tabi Cuma olmasının yanında aynı zamanda 13'üncü Cuma herkese merhaba ben

this is mr. Duncan in England today is no ordinary day because today is Friday

bay. Duncan İngiltere'de bugün sıradan bir gün değil çünkü bugün

the 13th they say it on Friday the 13th bad things will happen if something can

13'üncü Cuma, 13'üncü Cuma diyorlar kötü şeyler olacak, eğer bir şeyler

go wrong it will go wrong because today is Friday the 13th superstitious people

ters gitme olasılığı varsa ters gidecek çünkü bugün 13'üncü Cuma, batıl inançlı insanlar

believe that Friday the 13th is an evil day because if you go out on Friday the

13'üncü Cuma'nın kötü olduğuna inanıyor gün çünkü 13'üncü cuma günü dışarı çıkarsan

13th terrible things will happen do not walk under a ladder do not allow

korkunç şeyler olur merdivenin altından geçme tuz dökersen

a black cat to cross your path if you spill salt remember to throw it over

yolundan kara kedi geçmesine izin verme omzuna atmayı unutma

your shoulder Friday the 13th is here be careful

13'üncü cuma geldi dikkatli ol cuma ayın

beware Friday the 13th does not care

13'ü umurunda değil

what about you are you superstitious do you believe in superstitions so some

senin neyin var batıl inançlımısın hurafelere mi inanıyorsun yani bazı

people believe that today is unlucky what about you do you believe in

insanlar bugünün şanssız olduğuna inanıyor peki ya

superstitions by the way I wanted to mention the view outside today because

hurafelere inanıyormusun bu arada bugün dışarıdaki manzaradan bahsetmek istedim çünkü

the view is lovely and also I have my live microphone outside as well would

manzara çok güzel ve ayrıca Benim de dışarıda canlı mikrofonum var dışarıda

you like to listen to the sound of nature outside okay

doğanın sesini dinlemek ister misin tamam işte

there it is is the sound side has to

ses tarafının olması gerekiyor

and there was another you helped in to distance it is so lovely day today and I

ve başka bir mesafeye yardım ettin bugün çok güzel bir gün ve

hope you are feeling happy because well I know one thing I I'm feeling very

umarım hissediyorsundur mutlu çünkü iyi bildiğim bir şey var ki kendimi çok

happy very happy indeed so there it is the view outside right now it is English

mutlu hissediyorum çok mutlu gerçekten yani işte dışarıdaki manzara şu anda

addict for those who don't know who I am my name is mr. Duncan I teach English

kim olduğumu bilmeyenler için ingilizce bağımlısı benim adım bay. Duncan İngilizce öğretiyorum

and I've been teaching English on YouTube forever such a long time

ve YouTube'da sonsuza kadar İngilizce öğretiyorum,

can you guess how long I've been teaching English for on YouTube nearly

yaklaşık 14 yıldır YouTube'da ne kadar süredir İngilizce öğrettiğimi tahmin edebilir misin,

14 years can you believe it but it's true hello to the live chat once again a

buna inanabiliyor musun ama canlı sohbete bir kez daha gerçek merhaba. Bir

lot of people joining in we are talking about anger what makes you angry one of

çok insan katılıyor öfke hakkında konuşuyoruz sizi neyin kızdırdığı beni

the things that makes me angry something that really makes me angry is when I

kızdıran şeylerden biri beni gerçekten kızdıran şey

waste my time so sometimes I will do things especially when I'm on the

zamanımı boşa harcadığım zamandır bu yüzden bazen bir şeyler yapacağım özellikle

Internet so sometimes I will look up information quite often the information

internetteyken yani bazen Bilgilere oldukça sık bakacağım, bilgiler

is completely useless or pointless but I will spend many hours looking at rubbish

tamamen yararsız veya anlamsız ama internette çöplere bakarak uzun saatler geçireceğim

on the Internet I'm sure I'm not the only person that

Eminim bunu yapan tek kişi ben değilim

does that however yes I I sometimes feel very angry when I waste my time oh hello

ama evet bazen boşa harcadığımda çok kızıyorum benim zamanım oh merhaba

blue thunder is here hello blue thunder I haven't said hello to you for a long

mavi gök gürültüsü geldi merhaba mavi gök gürültüsü uzun zamandır sana merhaba demedim

time nice to see you here as well hello also Marina hello to Marina and

seni de burada görmek güzel merhaba ayrıca Marina Marina'ya merhaba ve

also we have Zakia here today I am feeling very happy too today well I'm

ayrıca bugün burada Zakia var ben de bugün çok mutluyum peki,

glad to hear that of course sometimes a smile on your face can change everything

bunu duyduğuma sevindim tabii ki bazen yüzünüzdeki bir gülümseme her şeyi değiştirebilir,

it might change your feeling it might also change

sizin duygularınızı değiştirebilir,

someone else is feeling as well you might be able to cheer another person up

aynı zamanda bir başkasının hissettiklerini de değiştirebilir, gülümsemeniz sayesinde başka birini neşelendirebilirsiniz,

because of your smile so yes great to see you here today our mid says mr.

evet harika bugün sizi burada görmek için midimiz bay diyor.

Duncan 14 years is how long you've been

Duncan 14 yıldır YouTube'da ne kadar süredir

teaching on YouTube it's true it's true 14 years this year al-hasan says now you

öğretmenlik yapıyorsun bu doğru bu doğru bu yıl 14 yıl El-hasan diyor ki şimdi

are making me feel angry when you talk about terrible things so I am actually

korkunç şeylerden bahsettiğinde beni kızdırıyorsun bu yüzden ben aslında

making al-hasan angry because I'm talking about negative things well

Al-Hasan'ı kızdırıyorum çünkü ben' olumsuz şeylerden bahsediyorum

unfortunately there are quite a few negative things around at the moment

ne yazık ki şu anda etrafta epeyce olumsuz şey var

hello van Tran hello van Tran also Lee Julia nice to see you here hello also

merhaba van Tran merhaba van Tran ayrıca Lee Julia seni burada görmek güzel merhaba ayrıca

Elkin Elkin hi to you we seem to have a lot of new people watching today lots of

Elkin Elkin merhaba sana bugün izleyen bir sürü yeni insan var gibi görünüyor bir sürü

new students watching if it is your first time here please tell me please

yeni öğrenci izliyor, eğer buraya ilk gelişinizse, lütfen bana söyleyin, lütfen

say mr. Duncan it is my first time here today please let me know please tell me

bay deyin. Duncan, bugün buraya ilk kez geliyorum lütfen bana bildirin lütfen dün söyleyin

yesterday I was outside doing my livestream I did a very special

dışarıda canlı yayınımı yapıyordum Ormanda çok özel bir

livestream outside in the forest and whilst I was doing my livestream I was

canlı yayın yaptım ve canlı yayınımı yaparken

holding this in my hand and quite a few people asked mr. Duncan can you tell us

bunu elimde tutuyordum ve epeyce insanlar bay sordu Duncan bize dün

about the thing you were holding yesterday so here it is this is called a

tuttuğunuz şey hakkında bilgi verebilir misiniz, işte buna

folder and I will show you the words on the screen right now so there you can

klasör deniyor ve size şu anda ekranda sözcükleri göstereceğim, böylece orada

see so this particular thing is called a folder so you put things into a folder

görebileceksiniz, bu özel şeye klasör deniyor, böylece bir şeyler koyabilirsiniz bir klasör

folder we can also call this a file so you can call this a folder a very useful

klasörüne buna bir dosya da diyebiliriz, bu nedenle buna bir klasör diyebilirsiniz, çok kullanışlı bir

item you will often see this in an office

öğe, bunu genellikle bir ofiste görürsünüz

and if you want to keep lots of paper or lots of notes in a safe place and in a

ve bir sürü kağıt veya notu güvenli bir yerde ve güvenli bir yerde saklamak istiyorsanız

particular order you will often put things in a folder so in the office you

belirli bir düzende genellikle bir klasöre bir şeyler koyarsınız, bu nedenle ofiste sizden

might be asked to put something safe something in a drawer or in a cupboard

güvenli bir şeyi bir çekmeceye veya dolaba koymanız istenebilir,

so you will often use a folder to keep pieces of paper or important documents

bu nedenle genellikle kağıt parçalarını veya önemli belgeleri

safe so that's what this is called it is called a folder or some people call this

güvende tutmak için bir klasör kullanırsınız, bu yüzden bu buna klasör deniyor veya bazı insanlar buna

a file file folder so I hope that helps you for those who are asking have you

dosya dosya klasörü diyor, bu yüzden umarım bu,

got enough toilet paper that is the most important question at the moment do you

yeterince tuvalet kağıdınız var mı diye soranlara yardımcı olur, bu şu anda en önemli soru,

have enough toilet paper well I have some toilet paper here if you want to

yeterince tuvalet kağıdınız var mı ben burada biraz tuvalet kağıdı var ödünç

borrow some you are more than welcome so if you are short of toilet paper at the

almak istersen hoşgeldin bu yüzden şu anda tuvalet kağıdın yoksa

moment I can always send you some of my toilet paper however I have a feeling

sana her zaman tuvalet kağıdımdan biraz gönderebilirim ancak

that there is plenty of toilet paper so don't worry don't panic I think there is

bol miktarda tuvalet kağıdı olduğunu hissediyorum bu yüzden merak etmeyin panik yapmayın

plenty of toilet paper for everyone to use however you can also use this I

herkesin kullanabileceği bir sürü tuvalet kağıdı var ama bunu da kullanabilirsiniz

suppose the other day I was talking about other uses of toilet paper and

sanırım geçen gün tuvalet kağıdının diğer kullanımlarından ve

other types of things we can use so you could use this so this particular thing

kullanabileceğimiz diğer şeylerden bahsediyordum. Bunu kullanabilir, bu yüzden bu özel şey

is kitchen paper so this is a type of absorbent paper that you use in your

mutfak kağıdıdır, yani bu,

kitchen for wiping up messes so if you have a big mess or a lot of moisture or

mutfağınızda dağınıklıkları silmek için kullandığınız bir tür emici kağıttır, bu nedenle, büyük bir dağınıklık veya çok fazla nem veya

water that you have to clean up quite often you will use kitchen roll and this

suyunuz varsa, oldukça sık temizlemeniz gerekir. mutfak rulosunu kullanacaksın ve

I suppose is something you could use

sanırım bu onun yerine kullanabileceğin bir şey

instead so you could I suppose use this you could use this instead of toilet

bu yüzden bunu kullanabilirsin sanırım bunu kullanabilirsin tuvalet kağıdı yerine bunu kullanabilirsin

paper especially if you have a very big bottom

özellikle popon çok büyükse o yüzden şuna bak

so there you go look at that look at the size of that look how big it is so I

boyutuna bak bu ne kadar büyük görünüyor, bu yüzden

suppose you could also use this particular thing to clean yourself with

sanırım bu özel şeyi kendinizi temizlemek için de kullanabilirsiniz,

it's just an idea anyway hello to Christina

bu sadece bir fikir zaten Christina'ya merhaba,

we can't find the face mask that is important to keep us safe I would say

bizi güvende tutmak için önemli olan yüz maskesini bulamıyoruz

from my own point of view what I've been doing I have been using my hand

kendi açımdan söyleyebilirim ne yaptığımı göz önünde bulundurarak,

sanitizer if I'm going outside or meeting other people before and after

dışarı çıkarken veya başka insanlarla tanışırken önce ve sonra el dezenfektanımı kullanıyorum.

I always put some of this on my hands and of course I suppose the best way of

making sure that you are virus free especially on your hands is to wash your

Özellikle ellerinizde virüs bulunmadığından emin olmak için ellerinizi yıkayın, bu

hands so I suppose you can wash your hands and make sure your hands are clean

yüzden sanırım ellerinizi yıkayabilir ve ellerinizin temiz olduğundan emin olabilirsiniz, bu

so so the best advice that I've received so far and it seems to be the advice

yüzden şimdiye kadar aldığım en iyi tavsiye ve

that many people are giving is to keep your hands clean wash your hands for

birçok insanın tavsiyesi gibi görünüyor. vermek ellerinizi temiz tutmaktır ellerinizi

around about 20 seconds with lots of soap and also hot water as well and that

yaklaşık 20 saniye bol sabun ve ayrıca sıcak suyla yıkayın ve bu

will keep you nice and clean and hopefully safe as well

sizi güzel, temiz ve umarım güvende tutar, bu

so that is the advice many people are giving right now concerning the

nedenle birçok insanın şu anda verdiği tavsiye bu.

coronavirus it is now coming up to half-past two here in the UK it is

koronavirüs şu anda Birleşik Krallık'ta saat iki buçuğa kadar geliyor

Friday Friday the 13th some people believe that Friday the 13th is unlucky

13'üncü Cuma günü bazı insanlar 13'üncü Cuma gününün şanssız olduğuna inanıyor

some people have fear they feel fear when they think of the number 13 and

bazı insanlar 13 sayısını düşündüklerinde korkuyorlar ve

here in the UK there are many superstitious people who believe that

burada Birleşik Krallık'ta

Friday the 13th is an unlucky day why are people concerned about the lack of

13'üncü Cuma gününün uğursuz bir gün olduğuna inanan birçok batıl inançlı insan var, insanlar neden

toilet paper mr. Duncan I have no idea I don't know why I don't know why people

tuvalet kağıdı yok diye endişeleniyorlar Sayın Başkan? Duncan hiçbir fikrim yok neden bilmiyorum insanların neden

are worried about toilet paper because first of all I don't know what the use

tuvalet kağıdı konusunda endişelendiğini bilmiyorum çünkü her şeyden önce

of toilet paper would be if you were to get coronavirus anyway how would toilet

tuvalet kağıdının ne işe yarayacağını bilmiyorum koronavirüs kapsaydın zaten tuvalet nasıl olurdu

paper make it better I don't know you can't eat toilet paper because I tried

kağıt daha iyi yapar tuvalet kağıdı yiyemeyeceğinizi bilmiyorum çünkü

that last Sunday and it doesn't work it tastes awful

bunu geçen pazar denedim ve işe yaramadı tadı berbat

so what is it why are people going crazy over toilet paper I have no idea I think

yani nedir insanlar tuvalet kağıdı için neden çıldırıyor hiçbir fikrim yok sanırım dün

it's just human nature as I said yesterday hello hi Lee Kwang can you

dediğim gibi sadece insan doğası merhaba merhaba Lee Kwang

please send some toilet paper to my home mr. Duncan well I will try my best I'm

lütfen evime biraz tuvalet kağıdı gönderir misiniz bay. Duncan, elimden gelenin en iyisini yapacağım,

not sure how long this roll of toilet paper is but if you would like some of

bu tuvalet kağıdı rulosunun ne kadar uzun olduğundan emin değilim ama

my toilet paper yes I think I can I can spare some toilet paper just for you I

tuvalet kağıdımdan biraz istersen evet, sanırım yapabilirim, sadece senin için biraz tuvalet kağıdı ayırabilirim,

think so hello Palmero hello also to Pedro Oh

sanırım çok merhaba Palmero merhaba ayrıca Pedro'ya Oh

Pedro Belmont is here today nice to see you Pedro we are talking

Pedro Belmont bugün burada sizi görmek güzel Pedro

about anger what makes you angry is there something that makes you feel

sizi kızdıran öfkeden bahsediyoruz sizi kızdıran bir şey var mı bu yüzden

angry so that is the question I want to ask you today what makes you angry in

bugün size sormak istediğim soru bu genel hayatınızda sizi kızdıran nedir

your general life mr. Steve got angry at me last night

Bay. Steve dün gece bana kızdı

because he said that my slippers my carpet slippers was stinky and also he

çünkü terliklerimin halı terliklerimin koktuğunu söyledi ve ayrıca

went for a run last night he likes to go for a jog in the evening and when he

dün gece koşuya çıktı akşamları yürüyüşe çıkmayı seviyor ve geri

came back he was complaining about one of our neighbors and their dogs because

döndüğünde komşularımızdan birinden şikayet ediyordu. ve köpekleri,

that they did not have their dogs on the leads so the dogs were running free and

çünkü onların köpekleri tasmalarda yoktu, bu yüzden köpekler serbest koşuyorlardı ve

when Steve came running around the corner the dogs ran to him and they

Steve köşeden koşarak geldiğinde köpekler ona doğru koştular ve onun

jumped up onto his body they jumped and all of their claws and their paws were

vücuduna atladılar, zıpladılar ve tüm pençeleri ve pençeleri

covered with mud they had lots of mud on them so Steve was a little bit angry

çamurla kaplıydılar üzerlerinde çok fazla çamur vardı bu yüzden Steve buna biraz kızdı

about that because the dog was attacking Steve in fact there were two dogs so I

çünkü köpek Steve'e saldırıyordu aslında iki köpek vardı bu yüzden

don't know why I think Steve was in a very bad mood last night I think so I

neden bilmiyorum Steve'in dün gece çok kötü bir ruh hali içinde olduğunu düşünüyorum Sanırım öyle

think mr. Steve is in a bad mood so what makes you angry hack Lau says I want to

düşünüyorum bayım. Steve'in morali bozuk, bu yüzden seni ne kızdırır hack Lau

learn English but my listening skill is not good well can I just say that if you

İngilizce öğrenmek istiyorum ama dinleme becerim pek iyi değil diyor, sadece şunu söyleyebilirim ki

listen to English if you listen to your English teacher then you can improve

İngilizce dinlersen İngilizce öğretmenini dinlersen o zaman

your English listening over time it takes a long time to improve your

İngilizceni geliştirebilirsin zamanla dinlemek dinlemenizi geliştirmek uzun zaman alır

listening it is a skill it is something that you have to learn over time you

bu bir beceridir bu zamanla öğrenmeniz gereken bir şeydir

cannot rush it you cannot do it too quickly you have to take your time so be

acele edemezsiniz çok hızlı yapamazsınız acele etmeyin o yüzden

patient don't worry keep listening keep enjoying and try to learn some new

sabırlı olun merak etmeyin devam edin dinlemekten zevk almaya devam edin ve

English words every day so that is my advice for you

her gün yeni İngilizce kelimeler öğrenmeye çalışın, bu yüzden size tavsiyem

hello Zakia sometimes I use kitchen paper every day and I put it on the

merhaba Zakia bazen her gün mutfak kağıdı kullanıyorum ve masanın üzerine koyuyorum

table yes so do we we also do that so quite often when we

evet, biz de bunu çok sık yapıyor muyuz?

have a meal we will always put a piece of kitchen paper

bir yemekte her zaman masanın üzerine bir parça mutfak kağıdı koyacağız, bu

on the table so I will tear some kitchen paper and I will put it on the table

yüzden yemek yerken biraz mutfak kağıdı yırtıp masanın üzerine koyacağım

when I am eating because if I get some food around my mouth which I often do

çünkü ağzıma yiyecek bir şey kaçarsa, ki bunu sık sık yaparım

because I'm very messy I will wipe the food away

çünkü ben çok dağınık Yiyecekleri sileceğim

so yes kitchen paper can be very useful you can clean yourself with the big

bu yüzden evet mutfak kağıdı çok faydalı olabilir büyük kağıtla kendinizi temizleyebilirsiniz

paper but do not put it into the toilet ah that's a very good point before I

ama onu tuvalete koymayın ah bu çok iyi bir nokta ben

start giving you terrible advice so if you use this of course the problem with

size korkunç tavsiyeler vermeye başlamadan önce yani eğer bunu kullanırsanız tabii ki bununla ilgili sorun,

this is it will block your toilet help so yes that's a very good point so if

tuvalet yardımınızı engelleyecek olması, bu yüzden evet bu çok iyi bir nokta, bu yüzden

you put this in your toilet if you try to flush this away in your toilet it

bunu tuvalete koyarsanız, bunu tuvalete atmaya çalışırsanız,

might get stuck and then you will have even more problems on your hands so yes

sıkışabilir ve daha fazla sorun yaşarsınız. ellerinize bu yüzden evet

I suppose it's best if you use toilet paper instead okay so maybe maybe my

sanırım bunun yerine tuvalet kağıdı kullanırsanız daha iyi olur tamam bu yüzden belki

advice wasn't very good maybe maybe I gave you some poor advice there so what

tavsiyem pek iyi değildi belki belki size orada bazı kötü tavsiyeler verdim, bu yüzden

makes you angry maybe mr. Duncan giving you bad advice

sizi kızdıran şey belki bayım. Duncan'ın size kötü tavsiye vermesi

makes you angry mr. Duncan is today's lesson devoted to toilet paper no it

sizi kızdırıyor Bay. Duncan bugünün dersini tuvalet kağıdına ayırdı, hayır

isn't because today we are talking about being angry so what makes you angry in

değil çünkü bugün kızgın olmaktan bahsediyoruz, bu yüzden hayatında seni kızdıran şeyler

your life Theo Theo platy says arrogant people and also people who judge others

Theo Theo platy kibirli insanların ve ayrıca sadece

just to get some attention make me angry and I can't keep back my rage I can't

biraz ilgi çekmek için başkalarını yargılayan insanların beni kızdırdığını söylüyor ve Öfkeme hakim olamıyorum, bu

keep it back so some people have to control their anger because they want to

yüzden bazı insanlar öfkelerini kontrol etmek zorunda çünkü

say something maybe maybe you you are with a person who is really annoying

bir şeyler söylemek istiyorlar belki belki sen gerçekten sinir bozucu biriyle birliktesin

and you don't like them and you really want to tell them that you don't like

ve ondan hoşlanmıyorsun ve sen onlara gerçekten onları sevmediğini söylemek istiyorum

them but you have to control yourself you have to keep your anger inside you

ama kendini kontrol etmelisin öfkeni içinde tutmalısın

have to make sure you don't become angry so yes people who are arrogant or maybe

kızmadığına emin olmalısın bu yüzden evet kibirli insanlar veya belki de

people who are too proud of themselves and let's be honest there are many

fazla gururlu insanlar kendileri ve dürüst olalım

people around like that Cristina says you can use newspaper I

etrafta böyle birçok insan var Cristina gazete kullanabileceğini söylüyor sanırım

suppose so yes you can use newspaper instead of

yani evet tuvalet kağıdı yerine gazete kullanabilirsin

toilet paper but once again don't put taut don't put

ama bir kez daha gergin koymayın

newspaper into the toilet because it will block the toilet and then you will

tuvalete gazete koymayın çünkü bloke eder tuvalet ve sonra

have lots of problems all over your house

evin her yerinde bir sürü sorun yaşayacaksın

Marina says fake news makes me angry we were talking about this yesterday during

Marina yalan haberlerin beni kızdırdığını söylüyor dün

my special live stream outside yes things that are fake things that are

dışarıdaki özel canlı yayınım sırasında bundan bahsediyorduk evet sahte olan şeyler doğru

untrue so yesterday I was talking about reality but of course there are other

olmayan şeyler bu yüzden dün gerçeklikten bahsediyordum ama Elbette

ways of describing things that are unreal or untrue for example you might

gerçek olmayan veya doğru olmayan şeyleri açıklamanın başka yolları da vardır, örneğin

say fake so fake news can make you angry because it's something that you know

sahte diyebilirsiniz, böylece sahte haberler sizi kızdırabilir çünkü bu doğru olmadığını bildiğiniz bir şeydir,

isn't true you know that the thing you are listening to the news you are

haberleri dinlediğiniz şeyin siz olduğunuzu bilirsiniz.

watching or listening to it's not real it is fake so yes I think you're right I

izlemek ya da dinlemek gerçek değil fake bu yüzden evet bence haklısın bence

think you're right sometimes people get very angry because of fake news ignorant

haklısın bazen insanlar yalan haberler yüzünden çok sinirleniyor cahil insanlar

people so arrogance and ignorance make me feel

yani kibir ve cehalet beni kızdırıyor

angry quite often people become very angry for many reasons

çoğu zaman insanlar bir şeye çok kızıyor Bu günlerde birçok nedenden dolayı

these days there are people who are very sensitive to everything so you might say

her şeye çok duyarlı olan insanlar var, bu yüzden

sometimes people become angry over many things

bazen insanların birçok şeye kızdığını söyleyebilirsiniz, bu da

which leads me nicely into an excerpt from one of my full English lessons

beni güzel bir şekilde tam İngilizce derslerimden birinden

would you like to have a look at an excerpt this is from full English number

bir alıntıya yönlendiriyor. tam İngilizce

22 and in this excerpt I will talk all about being outraged being angry and

22 numaradan ve bu alıntıda öfkelenmekten öfkelenmekten bahsedeceğim ve

also I will do a little bit of acting as well so please look out for some of my

ayrıca biraz da oyunculuk yapacağım bu yüzden lütfen birazdan izleyeceğiniz

acting in the video clip that you are about to see do you ever find yourself

video klipteki oyunculuğuma dikkat edin. Kendinizi

feeling outraged by something you have seen or heard when this happens a person

gördüğünüz veya duyduğunuz bir şey tarafından öfkeli hissederken bulursanız, bu olduğunda bir kişi buna

might say that they feel outraged by it the emotion they feel is outraged the

öfkelendiğini söyleyebilir, hissettikleri duygu öfkelidir,

thing they feel outraged by is outrageous these days people seem to

öfkelendikleri şey aşırıdır, bu günlerde insanlar

become outraged by many things trivial moments of time are blown out of

birçok şeye öfkeleniyor gibi görünüyor zamanın önemsiz anları, insanlar

proportion by generating outrage among people did you hear the outrageous

arasında öfke yaratarak orantısız bir şekilde şişiriliyor,

comment that politician made yesterday it's an outrage mr. Duncan is talking

dün politikacının yaptığı çirkin yorumu duydunuz mu, bu bir rezalettir bay. Duncan, çirkin

about outrage which i think is outrageous the word outrage refers to

olduğunu düşündüğüm öfkeden bahsediyor

the feeling of anger caused by something that appears offensive rude unfair or

upsetting you feel

dear mr. Duncan was it really necessary for you to start your lesson off by

. Duncan dersine yüksek

shouting loudly as it made me fall off the toilet and hit my head on the

sesle bağırarak başlaman gerçekten gerekli miydi, çünkü bu beni tuvaletten düşürüp başımı lavaboya çarptırdı

washbasin yes that's right i watch you whilst sitting on a toilet I

evet bu doğru, tuvalette otururken seni izliyorum.

find it helps to move things along the bit please don't do it again

biraz lütfen bir daha yapmayın

yours annoyed and slightly injured mr. Lomax we live in an age where trends and

sizinki sinirlendi ve hafif yaralandı bay. Lomax, trendlerin ve

fashions come and go at a very fast pace today's new fad very quickly ends up

modaların çok hızlı bir şekilde gelip gittiği bir çağda yaşıyoruz, bugünün yeni modası çok hızlı bir şekilde

being yesterday's done thing something new soon becomes old hat and stale this

dünkü bir şey olmaktan çıkıyor, yeni bir şey kısa sürede eski şapka ve bayat hale geliyor, bu, ister müzik trendleri olsun,

seems to happen more and more these days whether it's music trends or fashion

bu günlerde giderek daha fazla oluyor gibi görünüyor. ya da moda

ideas or the latest piece of hi-tech such as an updated mobile phone or

fikirleri ya da güncellenmiş bir cep telefonu ya da

computer console like the tide the trends come in and go out a short-lived

bilgisayar konsolu gibi en son yüksek teknoloji parçası, trendlerin gelip gitmesi gibi kısa ömürlü bir

fashion can be described as being a flash in the pan this expression clearly

moda, tavada bir flaş olarak tanımlanabilir, bu ifade açıkça

shows the existence of something that became immensely popular albeit for a

gösterir. kısa bir süreliğine de olsa son derece popüler hale gelen bir şeyin varlığı

short time it was just a flash in the pan it was short-lived

tavada bir parıltıydı

in a figurative sense it is here today and gone tomorrow

mecazi anlamda kısa sürdü bugün var yarın yok

breakfast time my favorite time of the day here we go again

kahvaltı zamanı günün en sevdiğim saati işte yine başlıyoruz

another breakfast with mr. Slurpee I really want to tell him how annoying his

başka bir kahvaltı bay ile Slurpee Ona gerçekten

noisy eating is and look at that courage that's not how you need courage what on

gürültülü yemek yemesinin ne kadar sinir bozucu olduğunu söylemek istiyorum ve şu cesarete bakın, cesarete ihtiyacınız bu değil, Tanrı aşkına

earth is he wearing there a Wolverine t-shirt for goodness sake throw up man

orada bir Wolverine tişörtü giyiyor

about 50 years old I really want to tell him how annoying he is but it will only

50 yaşında bir adamı kustu Gerçekten istiyorum ona ne kadar sinir bozucu olduğunu söyle ama bu sadece

hurt his feelings look at him filling his smug face with

duygularını incitecek, kendini beğenmiş yüzünü

milky courage and he never stops going on about English

sütlü bir cesaretle doldurmasına bak ve İngilizce hakkında konuşmayı asla bırakmaz,

is there a problem mr. Duncan for crying out loud do you have to eat

bir sorun mu var bayım? Duncan yüksek sesle ağladığın için yulaf lapanı böyle yemek zorunda mısın

your porridge like that it's so annoying and that's not even how you make

çok sinir bozucu ve yulaf lapasını böyle yapmıyorsun bile

porridge it's too weak you always add too much milk and what's

çok zayıf her zaman çok fazla süt ekliyorsun ve

with the t-shirt it's a comic book character you were not a child anymore

tişörtün nesi var çizgi roman karakteri değilsin sen çocuk artık

for goodness sake grow up you were fifty years old

Allah aşkına büyüyün elli yaşındaydınız

start acting like an adult you are so immature and childish it's not just one

bir yetişkin gibi davranmaya başlayın çok toy ve çocuksusunuz bu sadece bir

thing it's everything about you and another thing you never stop talking

şey değil bu sizinle ilgili her şey ve başka bir şey

about English all day you go on and on about English this and English that I

bütün gün İngilizce hakkında konuşmaktan asla vazgeçmiyorsunuz İngilizce hakkında konuşup duruyorsunuz buna ve İngilizceye artık

really can't take it anymore

gerçekten dayanamıyorum

you want to hurt me go right ahead if it makes you feel any better I'm an easy

beni incitmek istiyorsun daha iyi hissetmeni sağlayacaksa devam et ben kolay bir

target yeah you're right I talk too much I also listen too much I could be a

hedefim evet haklısın çok fazla konuşuyorum ayrıca çok fazla dinliyorum

cold-hearted cynic like you but I don't like to hurt people's feelings well you

senin gibi soğuk kalpli bir alaycı ama ben insanların duygularını incitmekten hoşlanmıyorum iyi sen benim

think what you like about me I'm not changing I like I like me my viewers

hakkımda ne beğendiğini düşün ben değişmiyorum beni seviyorum izleyicilerim beni seviyor

like me my students like me because I'm the real article

öğrencilerim beni seviyor çünkü gerçek yazı benim

what you see is what you get

ne görüyorsan onu

acting I hope you are enjoying today's livestream because I am and I'm here in

oynuyorsun umarım bugünün canlı yayınından keyif alıyorsundur çünkü ben ve ben burada,

the studio where it's all happening

it would appear that there are a lot of people out there who feel angry about

all sorts of things I suppose fake news is one of the things

her şeyin olduğu stüdyodayım. Sanırım insanları en çok kızdıran şeylerden biri de yalan haberler.

that makes people really angry I suppose from my point of view one of the things

Benim açımdan

that makes me angry is when people are unfair to each other

beni kızdıran şeylerden biri de insanların birbirine haksızlık etmesi

so a person who treats another person unfairly makes me angry so quite often

yani bir başkasına haksızlık eden birinin beni çok kızdırması. çoğu zaman

around the world in this country maybe where you are there are many

dünyanın her yerinde belki senin bulunduğun yerde adaletsizliğin olduğu birçok durum var

circumstances situations where there is unfairness people are not treated

insanlara eşit davranılmıyor

equally there is unfairness so I think that

adaletsizlik var bu yüzden

being unfair is one of the things that makes me very angry I don't like to see

haksızlığın beni çok sinirlendiren şeylerden biri olduğunu düşünüyorum

people being treated unfairly especially when the reason is so

insanlara adaletsiz davranıldığını görmek, özellikle sebep çok gereksiz olduğunda,

unnecessary so maybe an unnecessary reason and I

belki de gereksiz bir sebep ve bence

think you know that we live in a strange world where people are always judging

insanların her zaman birbirlerini yargıladığı garip bir dünyada yaşıyoruz,

each other maybe because of social media some people think that social media

belki de sosyal medya yüzünden, bazı insanlar sosyal medyanın

makes people judge each other even more because everyone wants to be beautiful

insanları yargıladığını düşünüyor herkes güzel olmak istiyor çünkü

everyone wants to be great everyone wants to be loved and liked so maybe

herkes harika olmak istiyor herkes sevilmek ve beğenilmek istiyor bu yüzden belki de

that's one of the reasons why people can be unfair we do seem to be living in a

insanların adaletsiz olabilmesinin nedenlerinden biri de bu,

time where people are quite often unkind or unfair to each other what do you

insanların oldukça sık kaba veya kaba olduğu bir zamanda yaşıyor gibiyiz. birbirinize haksızlık ne

think so what makes you angry what makes you angry alcoholics and drug addicts

düşünüyorsunuz peki sizi ne kızdırır sizi ne kızdırır alkolikler ve uyuşturucu bağımlıları

make me angry says Amin Amin I'm not sure where you live but that

beni kızdırır der Amin Amin nerede yaşadığınızdan emin değilim ama bu sizi kızdırabilecek

would appear to be something that might make you angry

bir şey gibi görünüyor

I suppose you mustn't be angry a lot or often because of your health well this

sanırım Sağlığınız için çok veya sık sık kızmamalısınız, bu

is another thing because anger is not just an emotion it is also a physical

başka bir şeydir çünkü öfke sadece bir duygu değildir, aynı zamanda fiziksel bir

thing as well because when you become angry what happens is your body changes

şeydir çünkü sinirlendiğinizde olan şey vücudunuzun değişmesidir,

your heart rate will go up suddenly your breathing will increase and maybe you

kalp atış hızınız yükselir. aniden nefes alman artacak ve belki de öfken

will get high blood pressure because of your anger so quite often anger can also

yüzünden yüksek tansiyona sahip olacaksın bu yüzden sıklıkla öfke

be bad for your health I suppose as well hearing things that are not true make me

sağlığın için de kötü olabilir sanırım doğru olmayan şeyler duymak da beni

feel very angry says a van tranh yes I think it is common for people to feel

çok kızdırıyor a van tranh diyor evet sanırım insanların sinirlenmesi normaldir

annoyed annoyed hello to Nestor hello Nestor

Nestor'a merhaba merhaba Nestor

my son and daughter are stranded in London and can't return to Buenos Aires

oğlum ve kızım Londra'da mahsur kaldılar ve Buenos Aires'e dönemiyorlar

because our government prohibits the entry of passengers who took vacations

çünkü hükümetimiz yurtdışında tatil yapan yolcuların girişini yasaklıyor, bu yüzden

abroad so yes this is one of the things that is affecting many people now you

evet bu şeylerden biri şu anda birçok insanı etkileyen bu, Amerika

may have heard that the United States is now not allowing flights from Europe to

Birleşik Devletleri'nin şu anda Avrupa'dan Amerika

go into the United States so there is travel restrictions from Europe but for

Birleşik Devletleri'ne uçuşlara izin vermediğini duymuş olabilirsiniz, bu nedenle Avrupa'dan seyahat kısıtlamaları var ama

some reason I don't know why it doesn't include the UK so if you live in the UK

nedense buna dahil olmadığını bilmiyorum. Birleşik Krallık yani Birleşik Krallık'ta yaşıyorsanız

you can still travel to the USA however if you live in Europe because of course

yine de ABD'ye seyahat edebilirsiniz, ancak Avrupa'da yaşıyorsanız çünkü elbette

now we have technically here in the UK we have left the European Union so maybe

artık teknik olarak burada Birleşik Krallık'tayız, Avrupa Birliği'nden ayrıldık, bu yüzden belki

it has something to do with that mr. Duncan you sometimes

bunun bununla bir ilgisi vardır bay. Duncan bazen

annoy mr. Steve and it makes me angry hamid hamid reza hamid reza i do

Mr. Steve ve bu beni kızdırıyor Hamid Hamid Reza Hamid Reza

apologise mr. Steve and myself week hon so well we are we are so in tune

Özür dilerim Bay. Steve ve ben hafta boyunca çok iyiyiz, birbirimizle o kadar uyumluyuz

with each other and sometimes especially on Sunday I do

ve bazen özellikle Pazar günleri

make fun of mr. Steve but he also does the same thing to me sometimes mr. Steve

bayla dalga geçiyorum. Steve ama o da bazen bana aynı şeyi yapıyor bayım. Steve

will make fun of me as well he will say things that are sarcastic but to be

de benimle dalga geçecek alaycı şeyler söyleyecek ama

honest with you we don't really mean it however last night Steve did get rather

sana karşı dürüst olmak gerekirse gerçekten ciddi değiliz ama dün gece Steve

angry because of my smelly slippers so today I have tried to put things right

benim kokan terliklerim yüzünden oldukça sinirlendi, bu yüzden bugün her şeyi yoluna koymaya çalıştım.

by washing my slippers so that's what I'm trying to do right now Oh armed'

terliklerimi yıkayarak şu an yapmaya çalıştığım şey bu Ah silahlı '

very good I like this one Ahmed when people lie yes when people

çok iyi bunu seviyorum Ahmed insanlar yalan söylediğinde evet insanlar

say things that aren't true so maybe a person tries to deceive you they tell

doğru olmayan şeyler söylediğinde bu yüzden belki biri sizi kandırmaya çalışır

you something that is not true or not real they try to deceive you they

size bir şeyler söyler bu doğru değil ya da gerçek değil seni aldatmaya çalışıyorlar sana yalan

tell you lies what about you what makes you angry Rosa says at the traffic

söylüyorlar sana ne diyorlar seni ne kızdırıyor Rosa trafik

lights there is advice that you must wait for the signal to go green and then

ışıklarında yeşil sinyalin yanmasını beklemen gerektiğini ve sonra

you can turn right however sometimes people will be PPP beep honk their horn

sağa dönebileceğini söylüyor ancak bazen insanlar PPP olacaklar

at me as they pass because the light was red it makes me very angry even though I

geçerken bana korna çalın çünkü ışık kırmızıydı haklı olmama rağmen beni çok kızdırıyor

am right this happens sometimes in the UK people can be very impatient when

bu bazen Birleşik Krallık'ta oluyor insanlar yoldayken çok sabırsız olabiliyorlar bu

they are on the road so maybe the traffic light is on red but maybe it

yüzden trafik ışığı olabilir kırmızıda ama belki

goes green and that will allow a person to turn but maybe you can still not go

yeşile döner ve bu bir kişinin dönmesine izin verir ama belki hala devam edemezsiniz, bu yüzden

ahead so maybe it is still saying that you must stay where you are so you can

belki hala olduğunuz yerde kalmanız gerektiğini söylüyor, böylece

turn but you can't go straight ahead so I see what you mean yes a person might

dönebilirsiniz ama dümdüz gidemezsiniz yani Ne demek istediğini anlıyorum evet biri

drive past you angrily and they might be beep big or sound there horn honk honk I

öfkeyle yanından geçebilir ve büyük bip sesi çıkarabilir veya orada korna korna korna çalabilir

love that word if you honk your horn

Bu kelimeyi seviyorum kornayı çalarsan

it means you sound your horn you tell the other driver that you are angry with

kornayı çalarsın diğer sürücüye kızgın olduğunu söylersin

them by honking your horn I have found a new word outraged

kornanızı çalarak onlara yeni bir kelime buldum çileden çıktı

Thank You Harley Quang yes outraged if a person feels outraged or if they are

Teşekkürler Harley Quang evet

outraged then it means they feel very angry about one particular thing

something that they feel very strongly about maybe they disagree with something

çileden çıktı.

they feel outraged that was mr. Lomax yes did you see mr. Lomax Christina says

öfkeli hissettikleri bir şey, bu baydı. Lomax evet bay gördünüz mü? Lomax Christina,

poverty in the world and also injustice corrupt politicians well there is plenty

dünyadaki yoksulluğun ve aynı zamanda yozlaşmış politikacıların adaletsizliğinin de

to choose from for the last one thank you Christina for that if you feel angry

sonuncusu için seçim yapabileceğiniz çok şey olduğunu söylüyor, bunun için Christina'ya teşekkür ederim, eğer

with someone and you need to get something out or off your chest even if

birine kızıyorsanız ve bu onların canını yaksa bile göğsünüzden bir şey çıkarmanız gerekiyor.

it hurts their feelings yes sometimes you might want to say something to

duygular evet bazen başka birine seni kızdıran bir şey söylemek isteyebilirsin

another person something that makes you angry about them and you want to tell

ve onlara söylemek istersin

them but you can't so you have to keep it inside you have to keep it to

ama söyleyemezsin bu yüzden bunu içinde tutmalısın

yourself and sometimes it can make you feel very uncomfortable or unhappy so

kendine saklamalısın ve bazen bu seni kızdırabilir çok rahatsız veya mutsuz hissediyorum bu yüzden

sometimes it is good to get things off your chest you get something off your

bazen içinden bir şeyler atmak iyidir içinden bir şeyler almak için

chest you tell someone a thing that you've been wanting to tell them for a

birine uzun zamandır söylemek istediğin bir şeyi söylersin

long time I really have to get this off my chest I have to tell you just how

bunu gerçekten üzerimden atmam gerek ben size gerçekten ne kadar

annoying you really are yes some people become very aggressive when they drive

sinir bozucu olduğunuzu söylemeliyim evet bazı insanlar araba kullanırken çok agresif oluyor Meeker bunun

says Meeker it is true so maybe a place where people become

doğru olduğunu söylüyor bu yüzden belki de insanların

angry quite often on the road whilst they're driving I think you are right

yolda araba sürerken oldukça sık kızdıkları bir yer bence tam

there yes very good so there are many words we are now going to take a look at

oradasınız evet çok iyi yani şimdi öfkeyi ifade etmeye bakacağımız birçok kelime var

expressing anger there are many ways of expressing anger there are many words we

öfkeyi ifade etmenin birçok yolu var kullanabileceğimiz birçok kelime var bu

can use so we are going to have a look at them right now and I hope you don't

yüzden şimdi onlara bir göz atacağız ve umarım siz yapmazsınız

mind so expressing anger you are showing that

öfkeni çok dışa vurarak

you are unhappy about something but quite often you feel angry so you are

bir şeyden mutsuz olduğunu gösteriyorsun ama sıklıkla kızgın hissediyorsun bu yüzden

angry so the emotion you are feeling is anger but we can describe it as being

kızgınsın yani hissettiğin duygu öfke ama bunu kızgınlık olarak tanımlayabiliriz

angry I think my neighbour is very angry with me because he won't talk he won't

bence komşum bana çok kızgın çünkü o konuşmayacak

say hello or anything so maybe he is angry at something maybe I have done

merhaba falan demeyecek bu yüzden belki bir şeye kızgındır belki ben

something to annoy him so angry you feel angry you have anger we could also say

onu kızdıracak bir şey yaptım o kadar kızgınsın ki kızgınsın öfken var biz de

you are annoyed so you might be annoyed by something a person might annoy you

sinirlendiğini söyleyebiliriz bu yüzden bir şeye sinirlenmiş olabilirsin kişi sizi rahatsız edebilir

maybe your next-door neighbor is playing their music very loud and you will feel

belki yan komşunuz müziği çok yüksek sesle çalıyor ve siz

annoyed I feel annoyed the thing is making me angry and because of that I

rahatsız olacaksınız Ben rahatsız hissediyorum bu beni kızdırıyor ve bu yüzden

feel annoyed it is a thing that is annoying so the thing is annoying

rahatsız hissediyorum bu can sıkıcı bir şey bu yüzden o şey can sıkıcı

I feel annoyed here's another one irritated oh I like this one irritated

I rahatsız hisset işte bir tane daha sinirlenmiş oh bunu sevdim sinirlendiysen sinirlendiysen

if you feel irritated maybe something is slowly making you angry so maybe

belki bir şey seni yavaş yavaş kızdırıyor yani belki

something that is happening over a long period of time is slowly making you feel

uzun süredir olan bir şey seni yavaş yavaş kızdırıyor sen

angry you feel

irritated something is making you feel irritated something is annoying you it

sinirleniyorsun bir şey seni sinirlendiriyor bir şey seni sinirlendiriyor bu seni yavaş yavaş kızdırıyor

is slowly making you feel angry cross as well we can say cross a person who is

aynı zamanda kızgınsın kızgın birine terstir diyebiliriz

angry is cross I'm starting to get cross I'm starting to feel cross you might be

ben kızmaya başlıyorum kızmaya başlıyorum

cross with another person you are angry at them you are angry because of them

kızdığın başka birine kızmış olabilirsin onlar yüzünden kızgınsın onlar yüzünden

you feel very cross cross I live that one here's another one if you want to

çok kırgın hissediyorsun bunu yaşıyorum işte başka bir

show your anger if you want to show it to the other person you might become

öfkeni göstermek istiyorsan diğer kişiye göstermek istiyorsan bir şeye

furious about something so it is the reaction to something you begin to feel

öfkelenebilirsin yani bu bir şeye verdiğin tepkidir öfkeli hissetmeye başla,

furious so you are not only angry you are actually furious furious so the

bu yüzden sadece kızgın değilsin, aslında öfkelisin, bu yüzden canını

thing that is annoying you is actually making you very angry you become furious

sıkan şey seni gerçekten çok kızdırıyor, öfkeleniyorsun ya da çileden çıkmış

or we can say infuriated you are infuriated you feel angry you are

diyebiliriz, çileden çıkmışsın, kızgınsın, çileden çıkmışsın, çileden

infuriated the thing is making you feel the emotion of anger you are infuriated

çıkmışsın, bu şey seni yapıyor öfke duygusunu hisset çileden çıktın bunu

I like that one enraged as well enraged so if you are enraged it means your

seviyorum hem öfkeli hem de öfkeli yani öfkeliysen bu, öfkenin birdenbire bozulacağı anlamına gelir

temper will suddenly break you will suddenly feel angry about something

aniden bir şeye sinirlenirsin bir şey

something you hear something you read something you see something you don't

duyarsın bir şey okursun bir şey görürsün bir şey

agree with you feel enraged by it something can make you read

kabul etmezsin öfkelendiğin bir şey seni okumaya itebilir

act suddenly because you don't agree with it

aniden hareket et çünkü onunla aynı fikirde

you don't agree with the thing in question incensed oh I like this one

değilsin söz konusu şeye katılmıyorsun küskün oh bunu sevdim

incensed if you feel incensed well it's very similar to the previous one

küskün eğer iyi tütsü hissediyorsan öncekine çok benziyor

incensed is to bring anger you feel angry because of something you feel

tütsü, öfke getirmek içindir tütsülenmiş hissettiğin bir şey yüzünden öfkeli hissediyorsun

incensed incensed I like that one hello Jefferson hello Jefferson this

tütsülenmiş bunu beğendim merhaba Jefferson merhaba Jefferson

lesson today is making me remember a movie called falling down a very good

bugün bu ders bana fall down adlı bir filmi hatırlatıyor bu arada çok iyi bir

movie by the way I recommend that movie if you haven't seen it starring Michael

film bu arada izlemediyseniz o filmi tavsiye ederim ' Başrolünü Michael Douglas'ın oynadığını gördüm

Douglas and it is about a man who tries to go about his normal life but

ve normal hayatına devam etmeye çalışan ama

unfortunately all of the things that are happening around him are making him

ne yazık ki çevresinde olup biten her şey onu

angry he slowly becomes angry because everything is going wrong in his life so

kızdıran bir adam hakkında. Yavaş yavaş sinirleniyor çünkü hayatında her şey ters gidiyor ve

eventually he becomes so angry he starts acting in a violent way towards other

sonunda o kadar sinirlenir ki, diğer insanlara karşı şiddetli bir şekilde davranmaya başlar,

people so there is a very famous scene in falling-down where Michael Douglas

bu yüzden Michael Douglas'ın

goes into a shop and as I remember if I remember rightly he doesn't have any

bir dükkana girdiği çok ünlü bir düşme sahnesi vardır ve hatırladığım kadarıyla, herhangi bir bozukluğa sahip olmadığı

change so he gives the shopkeeper I think he gives him a hundred-dollar bill

için verir. dükkâncı sanırım ona yüz dolarlık bir banknot veriyor

but the shopkeeper doesn't have any change and he says I can't change that I

ama dükkân sahibinin bozuk parası yok ve değiştiremem diyor

won't change it I think that's what it is

değiştirmeyeceğim sanırım öyledir

I'm sure it is I'm sure that's what happens but yes a very good movie all

eminim öyledir ben elbette böyle olur ama evet çok iyi bir film, Michael Douglas

about anger called falling down with Michael Douglas

ile düşmek denilen öfke hakkında çok iyi bir film

hello Rolfie I'm enraged yes enraged here's another one riled you might not

merhaba Rolfie Öfkelendim evet öfkelendim işte bir tane daha kızdım

have heard of this one before you might feel angry about something you

bunu daha önce duymamış olabilirsiniz bir şeye kızmış

might feel riled something will rile you so the word rile

olabilirsiniz kızmış hissedebilirsiniz bir şey seni sinirlendirecek, bu yüzden rile kelimesi başka bir

means to create anger or annoyance in another person so you will become riled

kişide öfke veya sıkıntı yaratmak anlamına gelir, böylece sen

you become angry oh don't don't do that don't make me feel riled that thing is

sinirlenirsin, sinirlenirsin oh yapma bunu beni sinirlendirme, o şey

making me feel riled angry annoyed you can also be irate as well so if you feel

beni sinirlendiriyor, sinirlendiriyor, sinirlendiriyor aynı zamanda sinirli de olabilirsiniz, bu nedenle

angry about something if something is making you feel annoyed and slowly angry

bir şeye kızgınsanız, bir şey sizi rahatsız ediyorsa ve yavaş yavaş sinirlenirseniz,

you will feel irate irate so an irate person is an angry person you don't look

sinirli bir insan kızgın bir insandır,

very happy you look a little bit irate I feel irate I feel angry some good

çok mutlu görünmüyorsunuz, biraz kızgın görünüyorsunuz Kızgın hissediyorum bugün bazı güzel

words today some very interesting words who would have thought that there would

sözler bazı çok ilginç sözler kim

be so many words connected to being angry but there are there are lots and

sinirlenmekle bağlantılı çok fazla kelime olacağını düşünebilirdi ama çok ama çok

lots of words fuming oh I like this one so fuming

fazla kelime var dumanı tüten oh bunu beğendim

if a person is fuming it means that they are so angry you can actually see that

bir insan çok öfkeli çok kızgın oldukları anlamına gelir aslında

they are getting angry because they will go red maybe their face will change

kızdıklarını görebilirsiniz çünkü kızaracaklar belki yüzleri

color because they are so angry about something I feel so angry I am fuming

renk değiştirecek çünkü bir şeye çok kızıyorlar ben

fuming maybe they get very hot and sweaty maybe

çok kızgınım terli belki

their face turns purple and they become so angry they are fuming so this means

yüzleri morarır ve o kadar sinirlenirler ki öfkelenirler yani bu

intense anger very strong anger so if you are fuming it means you are really

yoğun öfke demektir çok güçlü öfke yani eğer öfkeleniyorsan bu gerçekten

angry you can't control your anger another one

kızgınsın demektir öfkeni kontrol edemiyorsun

even now this is an interesting word if you use the word seething it means you

şimdi bile bir tane daha bu ilginç bir kelime ise Kaynaşma kelimesini kullanırsanız,

are keeping your anger inside so maybe something is annoying you but you are

öfkenizi içinizde tutuyorsunuz demektir, yani belki bir şey canınızı sıkıyor ama siz

keeping the anger inside so imagine that the anger or the feeling of anger is

öfkeyi içinizde tutuyorsunuz, bu yüzden hayal edin ki öfke ya da öfke duygusu

boiling away inside you are thinking about something that is annoying or

içinizde kaynayıp gidiyor, can sıkıcı ya da başka

something that makes you angry but you are keeping it inside you are seething

bir şey düşünüyorsunuz. bu seni kızdırıyor ama içinde tutuyorsun öfkeden köpürüyorsun

seething with anger you are trying to keep your anger under control livid

öfkeni kontrol etmeye çalışıyorsun mosmor

oh I like this one I like this word it sounds like a fun word but it isn't this

oh bunu beğendim bu kelimeyi beğendim kulağa eğlenceli bir kelime gibi geliyor ama bu

word is a very serious word livid if you become livid

kelime değil çok ciddi bir kelime öfkeli eğer öfkeliysen

it means you become very angry you become really angry you are livid hello

bu çok kızdığın anlamına gelir gerçekten öfkeli olursun

once again to the live chat don't worry I haven't forgotten about you

canlı sohbete bir kez daha merhaba merak etme seni unutmadım

LAN Wong Yuen says hello teacher and guys from Vietnam hello to you LAN I

LAN Wong Yuen merhaba diyor öğretmen ve Vietnam'dan çocuklar merhaba sana LAN

know I have a lot of people watching in Vietnam riled it is a new word for me

biliyorum Vietnam'da izleyen birçok insan var kızdırdı bu benim için yeni bir kelime

says Myka yes it's it's very expressive so if you rile someone if you make them

Myka diyor evet çok anlamlı bu yüzden birini kızdırırsan onları

feel riled it means you are creating anger in their body you are annoying

kızdırmış hissettirirsen bu onların vücudunda öfke yarattığın anlamına gelir

them you are trying to make them lose their temper it's a great word ma

onları sinirlendiriyorsun onları sinirlendirmeye çalışıyorsun bu harika bir kelime ma

jacorey says hi there Amy Hikari nice to see you where are you

jacorey merhaba

watching at the moment I am always interested to see where you are

Pat Chu says there is another word incandescent oh yes that's a very good

diyor akkor oh evet bu çok iyi bir

word in act oh look at that it's on the screen

kelime eylemde oh bak

right now incandescent so this particular word means glowing so if

şu anda ekranda akkor yani bu özel kelime parıldayan anlamına geliyor yani

something glows it means it is incandescent it is glowing so maybe a

bir şey parlıyorsa akkor olduğu anlamına geliyor parlıyor bu yüzden belki bir

person will get so angry they will change color their face will become red

insan çok kızacak ve değişecek yüzleri kızaracak

they are really angry it is actually changing the way their body is

gerçekten kızgınlar bu aslında vücutlarının çalışma şeklini değiştiriyor

functioning their blood pressure will go very high and their face will turn red

kan basınçları çok yükselecek ve yüzleri kızaracak

because they are becoming angry they are incandescent with anger they are turning

çünkü kızıyorlar öfkeyle akkor halindeler

red they are glowing like a light bulb something is incandescent so my neighbor

kıpkırmızı oluyorlar parlıyorlar ampul gibi bir şey akkor halinde yanıyor bu yüzden komşum

was really annoyed because of my loud music

benim yüksek sesli müziğime gerçekten sinirlendi öfkeden akkor halindeydi öfkeliydi

he was incandescent with anger he was furious he was becoming red in the face

yüzü kıpkırmızı oluyordu

here's another good one up in arms if you are up in arms over something it

işte başka bir iyi kol kola kol kola bir şey için kolları sıvamışsanız bunun

means you are getting annoyed about it or you have become concerned about

anlamı buna sinirleniyorsun ya da bir

something in an angry way so maybe something you've seen on the news maybe

şeye kızgın bir şekilde endişeleniyorsun, bu yüzden belki haberlerde gördüğün bir şey, belki

something a person said to you you are up in arms about it the thing has made

bir kişinin sana söylediği bir şey, bu konuda gerginsin, bu şey

you feel very angry and upset because now you are up in arms the thing is very

seni çok kızdırdı ve Üzgünsün çünkü şimdi kolları sıvadın bu şey

annoying in Greece Thank You Theo in Greece we say I boil with anger I like

Yunanistan'da çok sinir bozucu Teşekkürler Theo Yunanistan'da öfkeyle kaynadığımı söylüyoruz

that one yes that's a good one I boil with anger so if you boil with

Bunu beğendim evet bu iyi bir şey Öfkeyle kaynatırım yani öfkeyle kaynarsan buna

anger it is very similar to be incandescent you are fuming you are

çok benzer. akkor ol duman tütüyorsun kaynıyorsun

boiling imagine some hot water boiling in a saucepan and it is boiling imagine

bir tencerede biraz sıcak suyun kaynadığını hayal et kanına oluyor ve

that happening to your blood and we can sometimes say that something makes your

bazen şunu söyleyebiliriz ki bir şey

blood boil that thing makes me so angry it makes my blood boil it makes my blood

kanını kaynatıyor bu şey beni çok kızdırıyor kanımı kaynatıyor kanım

boil something that makes you very angry you can be beside yourself with anger so

kaynar seni çok kızdıran bir şey öfkeyle kendinden geçebilirsin yani

something makes you feel so angry you are actually beside yourself it's almost

bir şey seni çok kızdırır aslında kendi yanındasın sanki

as if you have left your own body and you are floating next to yourself so we

kendi vücudunu terk etmişsin ve kendi yanında süzülüyorsun o yüzden

use this figuratively so this is a figurative way of expressing anger you

bunu mecazi olarak kullanıyoruz yani bu öfkeyi ifade etmenin mecazi bir yolu

are beside yourself you feel as if you are losing control of your emotions

kendinizin yanındasınız bir

because you are so angry over something oh here's what I like I like this one

şeye çok kızdığınız için duygularınızın kontrolünü kaybediyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz oh işte hoşuma giden şey

this is a very common one we often use this in British English you might blow

bunu beğendim bu çok yaygın bir tanesi sık sık kullanıyoruz İngiliz İngilizcesinde

your top so imagine a volcano erupting and now imagine a person doing the same

tepenizi havaya uçurabilirsiniz, bu yüzden bir volkanın patladığını hayal edin ve şimdi aynı şeyi yapan bir kişinin

thing they will blow their top they become really angry over something so

tepesini patlatacağını hayal edin, bir şeye gerçekten sinirlenirler, bu yüzden

maybe something that makes you feel very angry or upset or furious something that

belki sizi çok kızdıran, üzen veya öfkelendiren bir şey

makes you feel angry you will blow blow your top

sizi hissettiren bir şeydir. kızacaksın tepeni patlatacaksın tepeni patlat babana

blow your top don't tell your father that he that you took his car last night

dün gece arabasını aldığını söyleme babana

don't tell your father that you took his car out last night because he will blow

dün gece arabasını dışarı çıkardığını söyleme çünkü

his top he will completely blow his top you might feel

tepesini patlatacak o tamamen havaya uçacak tabi ki çileden çıkmış hissedebilirsiniz,

outraged of course we had the video earlier where I was talking all about

daha önce videomuz vardı, burada tamamen

outrage being outraged by something many people feel outraged when they hear

öfkeden bahsediyordum, birçok insanın çileden çıktığı bir şeye öfkelenmek Twitter'da

something they don't agree with quite often on Twitter do you use Twitter do

oldukça sık olarak aynı fikirde olmadıkları bir şey duyduklarında çileden çıkıyorlar, Twitter kullanıyor musun,

you go on Twitter I do sometimes but Twitter is a place where lots of people

devam ediyor musun? Twitter bazen yaparım ama Twitter, birçok insanın öfkelendiği bir yerdir,

become outraged they become very angry and they start writing and typing their

çok sinirlenirler ve Twitter'da mesajlarını yazmaya ve yazmaya başlarlar

messages on Twitter because they feel outraged by something now we can get

çünkü bir şeye öfkelendiklerini hissederler, şimdi

angry in English says Rolfie yes because there are loads of words there are many

İngilizce kızabiliriz, Rolfie evet diyor çünkü bir sürü şey var kelimeler

ways of expressing anger in the English language so outrage is a noun it

İngilizcede öfkeyi ifade etmenin pek çok yolu vardır, bu yüzden öfke bir isimdir,

actually describes the feeling of anger outrage you have outraged you might

aslında öfke hissini tanımlar öfke öfkelendirdiğiniz öfke

appear outraged outraged so the appearance of being outraged is outraged

öfkeli görünebilirsiniz bu nedenle öfkeli görüntüsü öfkeli

outraged of course you might just lose your temper you might simply lose your

öfkeli elbette öfkenizi kaybedebilirsiniz basitçe öfkelenebilirsiniz

temper you might be a person who is often calm and relaxed but sometimes you

genellikle sakin ve rahat bir insan olabilirsiniz ama bazen

might lose your temper you might become infuriated by something please don't

kendinizi kaybedebilirsiniz bir şeye sinirlenebilirsiniz lütfen beni

make me lose my temper don't make me angry please you have lost your temper

sinirlendirmeyin beni kızdırmayın lütfen kendinizi kaybettiniz öfke

so in the past tense we can say that someone has lost their temper they have

yani geçmiş zamanda birisinin öfkesini kaybettiğini söyleyebiliriz onlar öfkesini

lost their temper you have lost your temper you have become angry you have

kaybetmiştir sen öfkeni kaybetmişsin sinirlenmişsin

lost your temper here's another one you might go mad at someone and again this

öfkeni kaybetmişsin işte bir tane daha kızgın olabilirsin ve yine bu

is one we use often in British English we use this offer

bizim kullandığımız genellikle İngiliz İngilizcesinde bu teklifi

in British English you go mad at someone so if one person goes mad with another

İngiliz İngilizcesinde kullanırız birine kızabilirsin yani bir kişi başka bir

person it means they become angry with that person so maybe you might have some

kişiye kızırsa bu o kişiye kızdıkları anlamına gelir bu yüzden belki

news to tell your parents maybe you have broken one of the windows in the house

anne babana söyleyecek bir haberin olabilir belki bir tanesini bozmuşsundur evin pencereleri

and you have to admit you have to tell them what you have done you might say

ve onlara ne yaptığını söylemen gerektiğini kabul etmelisin

mum dad I have something to tell you but first please don't go mad please

anne baba sana bir şey söyleyeceğim diyebilirsin ama önce lütfen çıldırma lütfen

don't go mad please don't become mad please please I have something to tell

çıldırma lütfen kızma lütfen lütfen sana söyleyecek bir şeyim var çok

you I've done something terrible but please don't go mad don't go mad

kötü bir şey yaptım ama lütfen kızma delirme bu

so to go mad is to become angry of course we can use that in other ways as

yüzden delirmek kızmaktır tabii ki bunu başka şekillerde de kullanabiliriz

well you might lose your cool as well so if you lose your cool it means you stop

soğukkanlılığını kaybedebilirsin aynı şekilde, eğer soğukkanlılığını kaybedersen bu,

being calm you lose your cool so when we say cool we mean a person is quite

sakin olmayı bıraktığın anlamına gelir, soğukkanlılığını kaybettiğin anlamına gelir, bu yüzden havalı dediğimizde, bir kişinin oldukça rahatlamış olduğunu kastediyoruz,

relaxed so if you lose your cool it means you have become angry so it is

eğer soğukkanlılığını kaybedersen, sinirlendin demektir, yani

kind of the opposite here is another one that we often use in British English oh

burada biraz tersi var İngiliz İngilizcesinde sıklıkla kullandığımız başka bir kelimedir oh sen

you freaked out a person might freak out over something

korktun bir insan bir şey yüzünden çıldırabilir

if you freaked out it means you suddenly lose your temper you go mad at something

eğer sen korkarsan bu birdenbire kendini kaybedeceğin anlamına gelir

you freaked out you might also show your shock or horror it's something we can

also say free count so this particular phrase can mean angry or shocked you

ayrıca serbest sayım da diyebiliriz, yani bu özel ifade kızgın veya şok anlamına gelebilir tamamen korktunuz yani

completely freaked out like that do you like my acting it's very good isn't it I

oyunculuğumu beğeniyor musunuz çok iyi değil mi bana

don't know why I haven't been given an Oscar I don't know why

neden Oscar verilmediğini bilmiyorum bilmiyorum

I haven't received an Oscar for my acting I don't know why here is another

Oyunculuğum için neden Oscar alamadım bilmiyorum Neden burada bir tane daha

one

you see red if you see red it means you lose your temper you have become very

kırmızı görüyorsan kırmızı görürsen sinirleniyorsun demektir çok

angry you see red now for some reason when a person becomes angry quite often

sinirlendin şimdi kırmızı görüyorsun nedense kişi çok sık sinirlenir gözlerinin

they will say that they see red mist in front of their eyes they will see red so

önünde kırmızı sis gördüklerini söylerler kırmızı görürler bu yüzden

maybe it's because they become angry and their blood pressure will go up so you

belki de kızdıkları içindir ve kan basınçları

see red you become so angry you lose control we can say that you see red you

yükseldiğinden kırmızı görürsün çok sinirlenirsin kontrolünü kaybedersin diyebiliriz kırmızı görürsün

see red I like that one you go into a rage over something so you become

kırmızı görürsün hoşuma gitti bir şey yüzünden

enraged you go into a rage maybe you run out of your house because your neighbour

öfkelenirsin bu yüzden öfkelenirsin öfkelenirsin belki komşun gürültü yaptığı için evinden dışarı koşarsın o yüzden öfkelenirsin

is making a noise so you go into a rage you go to your neighbour feeling angry

gidersin komşunuz kızgın hissediyor

you suddenly go into a rage you feel angry suddenly you can't control your

aniden öfkeye kapılıyorsunuz aniden öfkeleniyorsunuz artık öfkenizi kontrol edemiyorsunuz işte

anger anymore here's an interesting word temper

ilginç bir

now the word temper in this particular sense means emotional control so if you

kelime temper

temper your feelings it means you have control over your emotions so emotional

duygularınız yani duygusal

control is temper you can control your feelings you can control your temper

kontrol öfkedir duygularınızı kontrol edebilirsiniz öfkenizi kontrol edebilirsiniz

however you can also lose your temper which means get angry so if you lose

ancak öfkenizi de kaybedebilirsiniz, bu da sinirlenmek anlamına gelir yani

your temper it means you get angry and if you keep your temper if you keep your

öfkenizi kaybederseniz bu sinirleneceğiniz anlamına gelir ve öfkenizi tutarsanız öfkelenirsiniz

temper it means you stay calm lose your temper or get angry keep your

sakin ol ya da

temper stay calm nice talking of carb here is the word calm so if you are calm

sinirlen anlamına gelir öfkeni kaybet ya da kız

it means you are not angry you are feeling very relaxed you don't feel

angry at all you feel calm that is what I am trying to do at the moment I am

sakin ol, şu anda yapmaya çalıştığım şey bu,

trying my best to stay calm because all of the news is bad news all of the news

sakin kalmak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum çünkü tüm haberler kötü haber,

I keep hearing is bad news you stay calm a lot of people on the live chat there

sürekli duyduğum tüm haberler kötü haber, canlı sohbette birçok insan sakin kalsın

are a lot of words related to angry how can I remember all of them says Han well

kızgınlıkla ilgili pek çok kelime var hepsini nasıl hatırlayabilirim diyor Han peki derslerimi

can I give you some advice if you are watching my lessons it is always a good

izliyorsan sana bir tavsiye verebilir miyim eğer derslerimi izliyorsan her zaman bir

time to write things down so make sure you have a pen nearby if you have a pen

şeyler yazmak için iyi bir zamandır bu yüzden yakınlarda bir kalem bulundurduğundan emin ol bir kaleminiz

and also a piece of paper so make sure you have some paper and also a pen so

ve bir parça kağıdınız var, bu yüzden biraz kağıdınız ve bir de kaleminiz olduğundan emin olun ki

you can write things down so that is my advice if you want to improve your

bir şeyler yazabilirsiniz, bu benim tavsiyem, eğer İngilizcenizi geliştirmek istiyorsanız,

English if you want to learn new words I always say that you should write things

yeni kelimeler öğrenmek istiyorsanız, her zaman söylerim bir şeyler yazmalısın

down always have a piece of paper and a pen and write things down it's a very

her zaman bir parça kağıdın ve kalemin olsun ve bir şeyler yaz, bu bir

good way of remembering things because when you write you are using your brain

şeyleri hatırlamanın çok iyi bir yolu çünkü yazarken

in a different way you are using your brain in a special way when you write so

beynini farklı bir şekilde kullanıyorsun Yaz, bu yüzden kelimeleri

it is a very good way of remembering words write things down Corey says mr.

hatırlamanın çok iyi bir yolu, bir şeyler yaz diyor Corey, Bay.

Duncan you deserve a good massage after such anger I think so

Duncan, bu kadar öfkeden sonra iyi bir masajı hak ediyorsun bence o

well there are many ways of calming yourself down to

kadar iyi ki kendini sakinleştirmenin birçok yolu var

make yourself feel calm nice yes so you might have a massage or maybe you might

kendini sakin hissettirmek için evet bu yüzden masaj yaptırabilirsin veya belki

have a sleep or maybe you will go for a walk a very good way to relax yourself

uyuyabilirsin veya belki yürüyüşe çıkabilirsin Kendinizi rahatlatmanın çok iyi bir yolu

is exercise so you might go outside and take some exercise have a walk

egzersizdir, bu nedenle dışarı çıkıp biraz egzersiz yapabilirsiniz, bir

if you feel angry about something go for a walk it is a very good way of getting

şeye kızgınsanız yürüyüşe çıkın, bu öfkenizden kurtulmanın çok iyi bir yoludur

rid of your anger and it will make you feel relaxed it will make you feel very

ve sizi rahatlatacaktır. sizi çok

calm and cool so a cool person is a relaxed person a person who is feeling

sakin ve havalı hissettirecek bu yüzden havalı bir insan rahat bir insandır rahatlamış hisseden bir insan

relaxed feeling calm in a good mood they feel great they feel cool we could also

iyi bir ruh hali içinde sakin hissediyor harika hissediyorlar havalı hissediyorlar

say passive as well so an interesting word passive a passive person is quite

pasif de diyebiliriz bu yüzden ilginç bir kelime pasif pasif bir insan

often calm relaxed they don't like to create problems maybe their personality

çoğu zaman sakin rahat sorun çıkarmayı sevmezler belki kişilikleri

is very calm they have a very calm way of doing things

çok sakindir işleri çok sakin bir şekilde yaparlar

they are often relaxed calm they are passive nice here's another one

genellikle rahattırlar sakindirler hoştur işte bir tane daha

mild so a person can be mild you can describe a calm person as mild he never

hafif yani bir kişi yumuşak olabilir tarif edebilirsiniz sakin insan, yumuşak huylu, asla

gets angry I would describe him as a mild person very mild the way he behaves

sinirlenmez, ben onu yumuşak huylu biri olarak tanımlardım, davranışları

very mild a person can also be very chilled you can be chilled it means you

çok yumuşak, bir insan da çok soğuk olabilir, rahatlamışsın demektir sakin, kendimi

are relaxed calm I am feeling very chilled and mellow another word you can

çok soğuk ve yumuşak hissediyorum başka bir kelime

use mellow you can feel very relaxed you are having a very relaxing night at

yumuşak kullanabilirsiniz çok rahatlamış hissedebilirsiniz evde çok dinlendirici bir gece geçiriyorsunuz

home because you've had a busy day at work so you want to just feel mellow I

çünkü işte yoğun bir gün geçirdiniz bu yüzden sadece yumuşak hissetmek istiyorsunuz

like that one placid is another one we can use Placid

Bir sakinin başka bir sakin olmasını seviyorum Placid'i

so a person who might be calm relaxed or maybe quiet or still maybe they are a

bir insan olarak kullanabiliriz sakin rahat olabilir ya da belki sessiz ya da hala belki hiçbir

person who doesn't react to anything they always stay very Placid a person

şeye tepki vermeyen bir insandırlar her zaman çok sakin kalırlar

who never loses their temper can be described as level-headed you can be

öfkesini asla kaybetmeyen bir insan sağduyulu olarak tanımlanabilir siz sağduyulu olabilirsiniz

level-headed a person who has a very even temper they can control their

çok sakin bir mizaca sahipler duygularını çok iyi kontrol edebiliyorlar

feelings very well they have a level head they are

mantıklı bir kafaları var sağduyulu bunu

level-headed I like that one that's a good word that I like it

beğendim bu güzel bir kelime hoşuma gitti

mikka owed says I have a wok I agree with you mr. Duncan yes if you feel

mikka borçlu wok wok'um olduğunu söylüyor sizinle aynı fikirdeyim bayım Duncan evet,

angry or upset one of the best things to do is go outside have a walk breathe in

kızgın veya üzgün hissediyorsan yapılacak en iyi şeylerden biri dışarı çıkmak,

some fresh air get a little bit of exercise and then suddenly you you you

biraz temiz hava almak, biraz egzersiz yapmak ve sonra aniden kendini

will feel better it does work trust me I've tried it it does work mr. Duncan

daha iyi hissedeceksin, işe yarıyor güven bana denedim işe yarıyor bay Duncan, güzel derslerinle

you always make me feel calm and relaxed with your nice lessons Thank You Irene I

beni her zaman sakin ve rahat hissettiriyorsun Teşekkürler Irene Yakında gideceğimi

am pleased to hear that I will be going soon but don't forget I will be back on

duyduğuma sevindim ama unutma

Sunday yes I am back well on Sunday with mr. Steve a lot of people say that mr.

Pazar günü döneceğim evet Pazar günü iyiyim Mr. Steve birçok insan mr.

Steve is always very composed a person who is composed is a person who often

Steve her zaman çok sakindir, soğukkanlı bir kişidir, genellikle

stays relaxed and calm however I can let you in on a secret would you like to

rahat ve sakin kalan bir kişidir, ancak size bir sır verebilirim,

hear a secret about mr. Steve sometimes mr. Steve gets very angry about things

Bay hakkında bir sır duymak ister misiniz? Steve bazen bay. Steve bazı şeylere çok sinirleniyor,

especially when he's driving his car that's all I'm saying

özellikle de arabasını sürerken, tüm söylediğim bu,

if a person is even-tempered even-tempered so an even-tempered person

eğer bir insan soğukkanlıysa, yani soğukkanlı bir insan

is often relaxed calm cool they never get angry over things they don't let

genellikle rahat, sakin, soğukkanlıysa, izin vermedikleri şeylere asla kızmazlar.

other people annoy them they are even tempered they have an even temper so

diğer insanlar onları kızdırıyor onlar bile sakin bir yapıya sahipler yani

even means level something is level even even you have an even temper I like

seviye anlamına geliyor bir şey seviyeli hatta sen bile

doing that can I do that again you have an even temper I don't know why I

enjoyed that so much but it was fun while it lasted mild mannered a mild

sakin bir karaktere sahipsin çok ama çok eğlenceliydi sürerken hafif üsluplu bir

mannered person mr. Steve is often described as mild mannered but not

insan bey bey Steve genellikle yumuşak huylu olarak tanımlanır, ancak her

always sometimes he gets very angry about things easygoing a person who is

zaman değil, bazen, rahat olan şeylere çok sinirlenir, rahat bir insan,

easygoing they never get angry about anything they always stay calm they stay

hiçbir şeye kızmazlar, her zaman sakin kalırlar, rahat davranırlar, rahat

relaxed they are a person who is easygoing they go through life with a

bir insandır, hayatı gülümseyerek geçirirler.

smile on their face they never judge other people they are easygoing I

yüzlerinde başkalarını asla yargılamazlar rahat davranırlar

suppose also you could say that someone who is easygoing is good-natured they

bence ayrıca yumuşak huylu birinin iyi huylu olduğunu söyleyebilirsin nazik

try to be kind they never judge other people maybe they

olmaya çalışırlar başkalarını asla yargılamazlar belki

have very good control of their temper I did it again did you see that I did it

sinirlerine çok iyi hakimdirler ben yine yaptım bak

again I did it again maybe a person who is good natured might also be

yine yaptım yine yaptım belki iyi huylu bir insan soğukkanlı da olabilir soğukkanlı

unflappable a person who is unflappable is a person who always remains calm

olmayan bir insan her zaman sakin kalan

and remains passive calm relaxed easy-going a person who is never angry

ve pasif sakin kalan rahat rahat uysal hiçbir şeye asla kızmayan bir insan

over anything even if they are in the same room as a very annoying person they

çok sinir bozucu biriyle aynı odada olsalar bile

are unflappable they don't let anything get to them they don't let anything make

soğukkanlıdırlar hiçbir şeyin onları sinirlendirmesine izin vermezler hiçbir şeyin onları kızdırmasına izin vermezler

them angry they are completely unlockable and finally we can say that a

tamamen açılabilirler ve son olarak şunu söyleyebiliriz ki

person who always stays calm can be described as cool as a cucumber a person

her zaman sakin kalan bir insan Bir hıyar kadar havalı olarak tanımlanabilir,

who is always calm and relaxed can be described as cool as a cucumber mr.

her zaman sakin ve rahat olan bir kişi, bir salatalık kadar havalı olarak tanımlanabilir bay.

Steve in his work always stays as cool as a cucumber he never loses his temper

Steve işinde her zaman bir salatalık kadar soğukkanlı kalır iyi çalışırken asla öfkesini kaybetmez

when he's working well sometimes maybe so there we are lots of words looking at

bazen belki bu yüzden öfkeye bakan ve aynı zamanda kızmamaya bakan pek çok kelime var

anger and also not being angry so I suppose being angry is a normal part of

bu yüzden kızgın olmanın hayatın normal bir parçası olduğunu düşünüyorum.

life there are always things around us that annoy us but I suppose the most

çevremizde hep bizi rahatsız eden şeyler oluyor ama sanırım en

important thing is to control your anger and also control your behavior your

önemli şey öfkenizi kontrol etmek ve aynı zamanda davranışlarınızı kontrol etmek

emotions you must have control of your emotions keep control thank you for your

duygularınızı kontrol etmelisiniz duygularınızı kontrol altında tutun kontrolü elinizde tutun refakatiniz için teşekkürler

company today we've had a nice lesson I hope you've enjoyed it don't forget I am

bugün güzel bir ders aldık umarım hoşlandın unutma

back with you on Friday there you can see just there Oh No Sunday today is

cuma günü tekrar seninleyim orda görebilirsin Ah hayır pazar bugün

Friday what am I talking about Sunday there it is Sunday I am back on Sunday

cuma neden pazardan bahsediyorum orada pazar pazar Pazar saat

at 2 p.m. 2 p.m. UK time on Sunday that is when I am with you next and don't

14:00'te döndüm. öğleden sonra 2 Pazar günü Birleşik Krallık saati, o sırada sizinle birlikteyim ve

forget also we have mr. Steve joining us on Sunday he is now feeling 100% well he

unutma, bizde de bay var. Steve Pazar günü bize katılacak, şu anda %100 iyi hissediyor,

is ok and he's looking forward to seeing you all again on Sunday so I will be

iyi ve Pazar günü sizi tekrar görmeyi dört gözle bekliyor, bu yüzden

back with you on Sunday I hope you've enjoyed today's lesson it's been

Pazar günü tekrar sizinle olacağım umarım bugünkü dersten keyif almışsınızdır,

interesting I hope you have enjoyed it I hope it has been useful Rosa

ilginçti umarım görmüşsünüzdür keyif aldım umarım faydalı olmuştur Rosa

hello Rosa hello mr. Duncan how are you please explain to me the meanings of

merhaba Rosa merhaba bay. Duncan nasılsın, lütfen bana

these two words boilerplate and backbenchers well these are two very

bu iki kelimenin anlamlarını açıkla, bunlar çok

different words boilerplate if something is described as a boilerplate it is a

farklı iki kelimedir, eğer bir şey standart olarak tanımlanırsa, bu

standard thing a thing that will be used in general situations so we will often

standart bir şeydir, genel durumlarda kullanılacak bir şeydir, bu yüzden sık sık kullanırız.

talk about boilerplate contract so it is an expression that means something that

ortak sözleşmeden bahsedin, bu nedenle standart olarak yapılan bir şey anlamına gelen bir ifadedir,

is done as standard it is a standard thing a thing that will always be done

standart bir şeydir, normal durumlarda her zaman yapılacak bir şeydir

in normal situations or maybe the standard way of doing something

veya belki bir şeyi yapmanın standart yolu, bir

the usual way of doing something might be described as boilerplate it's a very

şeyi yapmanın olağan yolu olarak tanımlanabilir. basmakalıp bu çok

interesting expression back-bencher a backbencher is a person who is not

ilginç bir ifade arka yedek kulübesi arka koltuk görevlisi

directly involved in government so they take literally they sit in the back so

hükümete doğrudan dahil olmayan bir kişidir, bu yüzden kelimenin tam anlamıyla arkada otururlar yani

this is something that happens in governments here in the UK we have

bu Birleşik Krallık'ta hükümetlerde olan bir şeydir

members of parliament who are back benchers so they sit right at the back

geri dönen parlamento üyelerimiz var yedek kulübeleri yani en arkada oturuyorlar

they they are not heavily involved in the running of the government so they

onlar hükümetin işleyişine pek karışmıyorlar o yüzden

sit right at the back however they are still members of parliament but maybe

en arkada oturuyorlar ama yine de milletvekilleri ama belki de

they have no role in the running of the government

hükümetin yönetiminde hiçbir rolleri yok,

how can you keep talking for such a long time mr. Duncan I hope you have good

nasıl ayakta kalabilirsiniz? bu kadar uzun konuşmak bay Duncan umarım

health thank you do do fam thank you very much I believe you are watching in

sağlığın iyidir teşekkür ederim ailem çok teşekkür ederim Vietnam'da izlediğine inanıyorum

Vietnam well I can talk for a very long time I can talk for hours and hours and

çok uzun süre konuşabilirim saatlerce konuşabilirim

hours because I love doing it do you know why because I'm an English addict

çünkü bunu yapmayı seviyorum neden biliyor musun çünkü ben bir İngiliz bağımlısıyım

and if you are an English addict don't forget to join me next time for my

ve eğer bir İngiliz bağımlısıysanız, bir dahaki sefere

super-duper live stream on Sunday I will be back with you on Sunday NORs on says

Pazar günkü süper kanlı canlı yayınım için bana katılmayı unutmayın Pazar günü geri döneceğim NOR'lar

to those who want to improve their accent I mean you can help can you help

kendilerini geliştirmek isteyenlere diyor aksan demek istediğim yardımcı olabilirsin

me in that area well accent is something you learn by

o alanda bana yardım edebilir misin peki aksan dinleyerek öğrendiğin bir şeydir

listening so listening is a very important part of understanding accents

bu yüzden dinlemek aksanları anlamanın çok önemli bir parçasıdır

and also if you want to improve your accent as well so if you want to improve

ve ayrıca aksanını da geliştirmek istiyorsan bu yüzden yolu geliştirmek istiyorsan

the way you speak listening is a very important part of that process

konuşuyorsun dinlemek bu sürecin çok önemli bir parçası

it really is thank you very much for your company I am going we'll be going

gerçekten çok teşekkür ederim arkadaşlığın için ben gidiyorum

in a moment one last look outside because it is so nice outside look at

birazdan dışarı çıkacağız son bir kez dışarı bak çünkü dışarısı çok güzel bak

that the Sun is now out there you can hear

güneş şimdi çıktı orada

the sounds of nature there we are looking out into

doğanın seslerini duyabiliyorsunuz işte uzaktan bakıyoruz

the distance what a lovely day it's a really nice day today I must be honest I

ne güzel bir gün bugün gerçekten güzel bir gün Dürüst olmalıyım

might go out for a walk in a minute because the weather is so nice even

birazdan yürüyüşe çıkabilirim çünkü hava çok güzel ama hava çok güzel

though it is very chilly as well so there we leave today we end the lesson

çok soğuk da bu yüzden bugün dersi

with something nice something lovely to look at

güzel bir şeyle bitiriyoruz, bakmak için güzel bir şeyle,

thank you very much for your company Thank You marina thank you

arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim, teşekkür ederim marina, teşekkür ederim

Nura zone Thank You Luis Luis Mendez hello to you watching in France Helena

Nura bölgesi, teşekkür ederim Luis Luis Mendez, size merhaba, Fransa'da izliyorum Helena

now I can express my anger in English as well not only French and German Thank

şimdi yapabilirim öfkemi İngilizce olarak da ifade et sadece Fransızca ve Almanca değil Teşekkürler

You Helena I'm glad my lesson was useful don't forget if you want to send a

Helena Dersimin faydalı olmasına sevindim bağış göndermek istersen unutma

donation thank you very much to Maria for your donation that I received

Maria'ya dün aldığım bağış için çok teşekkür ederim

yesterday thank you very much you can send donations because

çok teşekkür ederim çok fazla bağış gönderebilirsiniz çünkü

everything I do is free I don't charge anything for my lessons so everything I

yaptığım her şey bedava Derslerim için hiçbir ücret almıyorum bu yüzden yaptığım her şey

do is free I give all of my time for free so if you want to make a small

bedava Tüm zamanımı bedava veriyorum bu yüzden küçük bir

donation you can there is the address for your donations if you want to send

bağış yapmak isterseniz adresi var Bağışlarınız,

something small or large you are more than welcome to do so thank you very

küçük veya büyük bir şey göndermek istiyorsanız, memnuniyetle yapabilirsiniz, bunun

much in advance for that I am going now Thank You Maria thank you also Mika

için şimdiden çok teşekkür ederim, şimdi gidiyorum Teşekkürler Maria, ayrıca teşekkürler Mika

Thank You Noemi thank you very much and don't forget to give me a like and also

Teşekkürler Noemi çok teşekkürler ve unutma bana bir beğeni vermek ve ayrıca

subscribe if you like what you see please give me a like a big thumbs up

abone olmak için, gördüklerinizi beğenirseniz lütfen bana bir beğeni verin,

will go a long way it really will and that's it

uzun bir yol kat edecek gerçekten olacak ve bu kadar

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for your company

bu bay. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan, 13'üncü Cuma günü eşlik ettiğiniz için teşekkür ediyor

on this Friday Friday the 13 and thank you very much for

ve

getting involved as well of course before I go I always say the same thing

katıldığınız için de çok teşekkür ederim tabii ki gitmeden önce sizden her ayrılışımda hep aynı şeyi söylüyorum

every time I leave you and a lot of people have asked what does it mean?

ve birçok insan sordu Bu ne anlama geliyor?

well when I say the words that I'm about to say

pekala, söylemek üzere olduğum kelimeleri söylediğimde, bu

it means goodbye it means goodbye in a friendly way

hoşçakal anlamına geliyor, dostça bir şekilde hoşçakal anlamına geliyor,

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching

bu bay. İngilizcenin doğum yerinde Duncan izlediğiniz için teşekkürler

take care of yourself don't forget to wash your hands

kendinize iyi bakın ellerinizi yıkamayı unutmayın

and until next time you know what's coming next...

ve bir dahaki sefere sırada ne olacağını öğrenene kadar...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)