Learn English with Misterduncan - 13th July 2019 - LIVE from the birthplace of the English Language

do-do-do-do-do do-do-do-do-do here we go then it is what is it today

DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-DO-O zaman bu bugün bu

it is Saturday it seems very strange being here on a Saturday but I am here

Cumartesi günü burada olmak çok garip görünüyor ama burada

all the same hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today

aynı merhaba bu herkes bu bey Duncan İngiltere'de bugün nasılsın

are you okay I hope so are you happy well are you happy I really really hope

iyi misin umarım öyleyse mutlusundur peki mutlu musun Gerçekten gerçekten umarım bu yüzden

so here we are again all together on a Saturday yes twice every weekend you can

yine bir cumartesi günü hep birlikteyiz evet her hafta sonu iki kez

enjoy my Super Duper live streams and here we are anyway if you are here welcome if

Super Duper canlı yayınlarımın keyfini çıkarabilirsiniz ve işte buradayız neyse, hoş geldiniz,

you aren't here where are you come on hurry up it's just after twelve o'clock

burada değilseniz, neredesiniz acele edin, burada, Birleşik Krallık'ta saat öğlen on ikiden hemen sonra

midday here in the UK and it's a super-duper live English lesson with

ve kendimle harika bir canlı İngilizce dersi,

myself mr. Duncan so I hope you're having a good weekend I have set

bayım. Duncan, umarım iyi bir hafta sonu geçiriyorsundur

everything up here I hope everything is working alright I hope you can hear me

burada her şeyi kurdum umarım her şey yolundadır umarım beni duyabilirsin

I'm in the garden once again now I thought it was going to rain today so

I've come outside but I have my umbrella ready just in case it decides to rain so

dışarı gel ama yağmur yağmaya karar verirse diye şemsiyemi hazırladım,

maybe it will rain I don't know but at the moment it's very cloudy there is no

belki yağmur yağar bilmiyorum ama şu anda hava çok bulutlu

sunshine today I'm afraid it's also quite cool as well

bugün güneş yok korkarım hava da oldukça serin

I think there's someone at the door on hello excuse me just a moment oh it's

bence var kapıda biri merhaba deyip alo bir dakika kusura bakma oh

okay there was someone knocking on my front door then did you hear that there

tamam biri ön kapımı çalıyordu sonra duydun mu

was someone calling me now don't worry I'm here can I just share some good news

biri beni arıyor şimdi merak etme ben buradayım seninle güzel bir haber paylaşabilir miyim

with you right now before we go any further before we have any more

tam şimdi biz daha ileri gitmeden önce daha fazla dikkatimizi

distractions the spiders are going today yes after over one and a half years of

dağıtmadan önce örümcekler bugün gidiyor evet bir buçuk yılı aşkın bir süredir

looking after two tarantulas they are actually leaving today they are going so

iki tarantulaya baktıktan sonra aslında bugün gidiyorlar yani

ray the tarantulas are going I think we should have a round of applause

tarantulalar gidiyor diye düşünüyorum bir alkış tufanı

yep the tarantulas are on their way out of the door today

evet, tarantulalar bugün kapıdan

so no more tarantulas to look after they are leaving today in fact as I speak to

çıkıyorlar, bu yüzden bugün

you right now Steve's friend is here right now collecting the spiders to take

ayrılıyorlar.

them away so goodbye spiders bye-bye tarantulas

elveda örümcekler güle güle tarantulalar

it's been nice knowing you so here we go Saturday I keep wanting to say Sunday

sizi tanımak güzeldi bu yüzden işte başlıyoruz Cumartesi öğle

but it isn't Sunday it is in fact Saturday afternoon it is now five

minutes past midday just after lunchtime even though I haven't had my lunch yet

yemeğimi yedim

have you had your breakfast have you had your evening meal maybe you are about to

kahvaltını yaptın mı akşam yemeğini yedin mi belki öğle yemeğine oturmak üzeresin kim

sit down to your lunch who knows lots of things coming up today

bilir bugün canlı sohbet dahil pek çok şey geliyor ben

including the live chat can I also say a big congratulations I should offer my

de kocaman bir tebrikler diyebilir miyim

congratulations to Japan did you see that on the news today Japan has landed

tebriklerimi sunmalıyım Japonya bugün haberlerde gördünüz mü Japonya

a space probe on an asteroid and there it is there is a picture of the

bir asteroit üzerine bir uzay sondası indirdi ve işte orada uzay aracının bir resmi var

spacecraft can you see it so the Japanese have successfully landed a

görebiliyor musunuz Japonlar

space probe on an asteroid now I'm not sure if this has happened before I think

bir asteroit üzerine bir uzay sondasını başarıyla indirdiler şimdi ben değilim eminim bu daha önce olduysa sanırım

it has I think there was an actual space probe that landed on a an asteroid a few

olmuştur sanırım birkaç

years ago maybe two or three years ago but there you can see Japan

yıl önce belki iki ya da üç yıl önce bir asteroide inen gerçek bir uzay sondası vardı ama orada Japonya'yı görebilirsiniz

congratulations you now have your your little spacecraft on the asteroid I've

tebrikler artık küçük uzay aracınıza sahipsiniz asteroit asteroit ve meteor arasındaki

always wondered what the difference is between an asteroid and a meteor is

farkın ne olduğunu hep merak etmişimdir

there a difference or meteorite is there a difference I think one is very small

bir fark var mı yoksa göktaşı bir fark var mı bence biri çok küçük boşlukta

it is a piece of debris flying through space that's how I understand it anyway

uçan bir enkaz parçası işte ben de küçüklüğümle böyle anlıyorum

with my small brain and an asteroid is a large body float

beyin ve asteroit uzayda yüzen büyük bir cisimdir

around in space when I say body I don't mean a body like a dead body I mean a

cisim dediğimde ceset gibi bir bedeni kastetmiyorum

big chunk of rock floating through space so that is what an asteroid is I'm

uzayda yüzen büyük bir kaya parçasını kastediyorum yani asteroit budur

waiting now for someone to say mr. Duncan you're wrong it isn't a big rock

şimdi bekliyorum Bay diyecek biri Duncan yanılıyorsun uzay gemilerinde büyük bir kaya değil

in spaceships stupid man that's not very nice is it it's not a very nice thing to

aptal adam bu pek hoş değil Cumartesi günü bana söylemen pek hoş bir şey değil

say to me on a Saturday the Sun is trying to come out at the moment

Güneş şu anda çıkmaya çalışıyor

oh hello sunshine how nice to see you today oh isn't that lovely I might have

oh merhaba güneş ışığı ne güzel bugün seni görmek o kadar güzel değil mi

to get my my neutral density filter on my camera

nötr yoğunluk filtremi kamerama takmam gerekebilir

I wasn't expecting sunshine today so here we go let's have a look at the live

bugün güneş ışığı beklemiyordum o yüzden hadi canlı

chat shall we who is on the live chat already it is

sohbete bir bakalım canlı sohbette kimler var zaten

very busy Julie hello Julie how are you are you feeling good today I really hope

çok meşgul Julie merhaba Julie nasılsın bugün kendini iyi hissediyorsun gerçekten umarım

so also rabba Mara whare WA hello - Mara WA

öyledir rabba Mara whare WA merhaba - Mara WA

where are you watching at the moment and also a big hello to Helen our pal Meera

şu anda nerede izliyorsun ve ayrıca arkadaşımız Helen'e büyük bir merhaba Meera

a moon hello a moon b-trees is here as well

a ay merhaba a moon b-trees de burada

hello b-tree is nice to see you on the live chat Maria I'm saying hello to

merhaba b-tree seni canlı sohbette görmek güzel Maria Maria'ya merhaba diyorum

Maria you know what I'm going to put my neutral density filter on my camera just

ne yapacağımı biliyorsun kamerama nötr yoğunluk filtremi koyacağım

a moment just don't go away

bir saniye sadece don

well that wasn't very clever I can't find my ND filter oh it's not fair I

ND filtremi bulamıyorum oh bu hiç adil değil

also need to put my reading glasses on this is not going very well is it today

okuma gözlüğümü de takmam gerekiyor bu pek iyi gitmiyor bugün

one of the wonders of doing live streams is anything can happen

canlı yayın yapmanın harikalarından biri her şey olabilir

oh don't I look strange with my glasses off that's better so I need to find my

ah gözlüğüm kapalıyken garip görünmüyor muyum böylesi daha iyi yani

ND filter because it's a little bit too bright on the camera huh this is really

ND filtremi bulmam lazım çünkü kamerada biraz fazla parlak ha bu

going well today by the way for those who are wondering I will now give you

arada bugün gerçekten iyi gidiyor bu arada merak edenler için ben şimdi sizlerle birlikte

the details of the times when I'm actually with you so there you can see

olduğum zamanların detaylarını vereceğim, böylece artık

now on the screen live lessons every Saturday from 12:00 p.m. midday and on

her Cumartesi saat 12:00'den itibaren canlı dersleri ekranda görebilirsiniz. öğlen ve

Sunday from 2:00 p.m. UK time and don't forget also I haven't mentioned it yet

Pazar günleri saat 14:00'ten itibaren. İngiltere saati ve unutma ayrıca bundan bahsetmedim henüz

there is also a full English lesson every Wednesday Wednesday there is a new

ayrıca her çarşamba tam ingilizce dersi var

recorded lesson posted on my youtube channel Saturday and Sunday I am live

youtube kanalımda yeni kaydedilmiş bir ders yayınlanıyor cumartesi ve pazar

with you right here on YouTube oh my goodness so many things to tell you

tam burada youtube'da sizlerle birlikteyim oh my aman tanrım bugün size söylenecek çok şey var dürüst olmak gerekirse

today I don't know where to start to be honest

nereden başlayacağımı bilmiyorum

also if you want my details I will give you my details now you can see my

ayrıca detaylarımı isterseniz size detaylarımı vereceğim şimdi

Facebook page also my email address and if you want to make a donation to my

facebook sayfamı da e-posta adresimi görebilirsiniz ve bağış yapmak isterseniz

paypal you can as well to allow my work to continue because I do all of this for

paypal'ıma da yapabilirsin, işimin devam etmesine izin verebilirsin çünkü bunların hepsini

free I don't I don't charge any money to do this I don't charge you anything it's

ücretsiz yapıyorum Bunu yapmak için herhangi bir para talep etmiyorum Senden herhangi bir ücret talep etmiyorum hepsi

all free so if you would like to make a donation you are more than welcome to do

ücretsiz yani istersen bağışta bulunmaktan memnuniyet duyarız,

so you can see my facebook address my email address and also there can you see

böylece facebook adresimi e-posta adresimi görebilirsiniz ve ayrıca

it just there also my PayPal account as well so if you want to make a donation

orada da PayPal hesabımı da görebilirsiniz, bu yüzden bağış yapmak istiyorsanız

please feel free and that's it here we go then so many things to talk

lütfen çekinmeyin ve bu kadar işte başlıyoruz o zaman bugün konuşacak çok şey var

about today I hope you are feeling good on this Saturday the Sun keeps coming

umarım bu cumartesi kendinizi iyi hissediyorsunuzdur güneş çıkmaya devam ediyor

out and I can't find my neutral density filter it's so annoying I had it in my

ve nötr yoğunluk filtremi bulamıyorum çok sinir bozucu

hand just now don't you hate it when you lose your neutral density filter I know

az önce elimdeydi değil mi? nötr yoğunluk filtrenizi kaybetmenizden nefret ediyorum biliyorum

I do can I just tell you something that I really do hate I hate technology now I

yapabilirim size gerçekten nefret ettiğim bir şey söyleyebilirim teknolojiden nefret ediyorum artık

have a strange situation where I love technology but also hate it at the same

teknolojiyi sevdiğim ama aynı zamanda ondan nefret ettiğim garip bir durum var

time so I love technology but I also hate it so I have a sort of

bu yüzden teknolojiyi seviyorum ama Ben de ondan nefret ediyorum, bu yüzden bir tür

love/hate relationship but can you guess what my most unfavorite piece of

aşk/nefret ilişkim var ama en sevmediğim teknoloji parçasının ne olduğunu tahmin edebilir misiniz,

technology is can you guess I will give you a clue it has something to do with

bunun bilgisayarlarla bir ilgisi olduğu konusunda size bir ipucu vereceğim

computers but do you know what my most unfavorite what piece of technology do I

ama en sevmediğim şeyin ne olduğunu biliyor musunuz? en çok hangi teknolojiden nefret ediyorum tahmin

hate the most can you guess see if you can guess hello

edebilir misin bakalım tahmin edebilir misin merhaba

- Sergio Sergio maybe this asteroid is one of the Dead ancient gods that are

- Sergio Sergio belki de bu asteroit uzayda uçan Ölü eski tanrılardan biridir

flying around space well that is a very intriguing suggestion Sergio I must

bu çok ilgi çekici bir öneri Sergio

admit I'm rather intrigued by your idea also Alamgir

itiraf etmeliyim ki ben senin fikrin de ilgimi çekti Alamgir

hello Alamgir I believe also we have Belarusian hello Belarusian nice to see

merhaba Alamgir ben de inanıyorum Belaruslu merhaba Belaruslu

you here today as well yes the spiders are going we are saying goodbye to the

seni bugün de burada görmek güzel evet örümcekler gidiyor bugün örümceklere veda ediyoruz

spiders today I'm slightly annoyed because the screen is too bright I think

ekran çok parlak olduğu için biraz sinirlendim ben sanırım

maybe I'm too bright on the screen today it's because of the sunshine for which I

bugün ekranda çok parlakım, güneş yüzünden

apologize hello from Ukraine as far as I can see the weather is perfect here also

özür dilerim Ukrayna'dan merhaba görebildiğim kadarıyla hava burada da mükemmel

oh thank you very much and a big hello to Ukraine how is your government going

oh çok teşekkür ederim ve Ukrayna'ya büyük bir merhaba hükümetiniz nasıl

in the Ukraine how is it going Sergio and also Alamgir thank you very much

Ukrayna'ya gidiyoruz nasıl gidiyor Sergio ve ayrıca Alamgir

once again for your messages Fatima hello Fatima how are you are you ok I

mesajlarınız için bir kez daha çok teşekkür ederim Fatima merhaba Fatima nasılsınız iyi misiniz

really hope so it seems very bright out here all of a

gerçekten umarım burası çok parlak görünüyor hepsi bir

sir which is rather annoying to be honest I

bayım ki bu oldukça sinir bozucu dürüst olmak gerekirse,

hope it's not dazzling you too much but it is distracting me quite a lot today

umarım çok fazla gözünüzü kamaştırmamıştır ama benim dikkatimi oldukça dağıtıyor bugün

we're going to talk about words and phrases connected to two common items

iki ortak öğeyle bağlantılı kelimeler ve deyimler hakkında konuşacağız

and that's what I'll be talking about a little bit later on can I also say hello

ve biraz sonra bundan bahsedeceğim, ben de yapabilir miyim?

to Alfre Natur hello Alfre nitor how Alfre nitor Andrea

Alfre Natur'a merhaba deyin Alfre nitor nasıl Alfre nitor Andrea

what a nice name I like your name by the way

ne güzel bir isim Bu arada isminizi beğendim

also we have who else I don't like to forget people on the live chat because

ayrıca başka kimlerimiz var Canlı sohbette insanları unutmayı sevmiyorum çünkü

sometimes I get told off by people hello mr. Duncan she is it's awesome to hear

bazen insanlar tarafından azarlanıyorum merhaba bay . Duncan o,

pure English from the heart of England yes for those who are wondering I am now

İngiltere'nin kalbinden saf İngilizce duymak harika, merak edenler için evet, şimdi

talking to you from England live on a Saturday afternoon 1 12:15 now

sizinle bir Cumartesi öğleden sonra 1 12:15 İngiltere'den canlı olarak konuşuyorum, bu arada

so lots of things to talk about all by the way I am here tomorrow from 2 p.m.

konuşacak çok şey var ben yarın saat 14:00 den itibaren buradayım

so you can catch me again live on YouTube tomorrow and yes we have

böylece yarın beni tekrar YouTube'da canlı yakalayabilirsiniz ve evet, yarın

a special anniversary to celebrate tomorrow because it will be 3 years

kutlamak için özel bir yıldönümümüz var çünkü

since I started making my live streams can you believe that I've now been

canlı yayın yapmaya başlayalı 3 yıl olacak, inanabiliyor musunuz, şu anda

making live streams on YouTube for 3 years and don't forget I've also been

YouTube'da 3 yıldır canlı yayın yapıyorum. ve unutmayın, ben de

making my recorded lessons for over 13 years so 13 years recorded live for 3

13 yılı aşkın bir süredir kayıtlı derslerimi yapıyorum, bu yüzden 13 yıl 3 yıldır canlı olarak kaydediliyor Zamanın nereye

years I can't believe it where has that time gone so that's something we'll be

gittiğine inanamıyorum, bu yüzden yarın bakacağımız bir şey

looking at tomorrow Julie says I'm very happy because Saturday's lesson is now

Julie diyor ki ben Çok mutluyum çünkü Cumartesi'nin dersi şimdi

here it is it really is we are now into Saturday I don't know why

burada, gerçekten öyle, şimdi Cumartesi'ye girdik

last week seemed very long do you ever find that sometimes the week seems to go

Geçen hafta neden çok uzun geldi bilmiyorum, bazen haftanın

on for a very long time it seems to go very slowly so

çok uzun sürdüğünü fark ettiniz mi? çok yavaş gitmek için

last week I felt that the time went by very slowly the sun is shining a lot

geçen hafta zamanın çok yavaş geçtiğini hissettim bugün güneş çok parlıyor bu

today that's why you look so bright oh thanks for that I'm not sure if I look

yüzden çok parlak görünüyorsun oh bunun için teşekkürler Çok parlak göründüğümden emin değilim bu yüzden

too bright so if I am dazzling you today I apologize

bugün gözlerinizi kamaştırıyorsam

hello also to Iraq hello Iraq Satar nice to see you back

Irak'tan da özür dilerim, merhaba Irak Satar, bugün sizi tekrar burada görmek güzel,

here today as well well hello mr. Duncan how are you and your gardener when you

ayrıca merhaba bayım. Duncan, siz ve bahçıvanınız nasılsınız,

say gardener do you mean mr. Steve are you saying that mr. Steve is my gardener

bahçıvan derken, Mr. Steve bunu mr diyorsun? Steve benim bahçıvanım

maybe he is Thank You Fung for saying hello today also

belki odur Teşekkürler Fung bugün merhaba dediğin için ayrıca

lela lela there was a song by Derek and the Dominos Eric Clapton Derek and the

lela lela Derek and the Dominos Eric Clapton Derek'in bir şarkısı vardı ve the

Dominos was the group that he used to play in sing with a long time ago and he

Dominos uzun zaman önce birlikte şarkı söylediği gruptu ve

actually had a song called Layla sorry it's a good song although I think the

aslında Layla adında bir şarkım vardı özür dilerim güzel bir şarkı ama bence

spelling might be different hello also to Fatima hello Fatima how were you

yazım farklı olabilir Fatima'ya da merhaba merhaba Fatima

today don't forget a new full English lesson will be posted on Wednesday and I

bugün nasıldın unutma çarşamba günü yeni bir tam ingilizce dersi yayınlanacak ve ben

will be up in the sky on Wednesday in my full English lesson I will be high up in

gökyüzünde olacağım Çarşamba günü tam İngilizce dersimde gökyüzünde yükseklerde olacağım

the sky what am i doing up there you will have to wait and see you'll have to

orada ne işim var bekleyip görmeniz gerekecek

find out Belarusian has given us some updates on her mother's situation I am

Belarusian bize annesinin durumuyla ilgili bazı güncellemeler verdi

very sorry to hear that things are not going too well but I will still send my

Çok üzgünüm işlerin pek iyi gitmediğini duydum ama yine de

best wishes to your mother Belarusian I'm very sorry to hear that

annenize en iyi dileklerimi göndereceğim Belarusian İşlerin iyi gitmediğini duyduğuma çok üzüldüm

things are not going to well but I will still send my best

ama yine de size en iyi dileklerimi göndereceğim

wishes to you and I'm sure everyone else will as well hello to a brilliant

ve eminim ki herkese başkası da olacak harika bir

teacher Pete Ashe hello Pete Ashe I'm very intrigued by your name your name is

öğretmene merhaba Pete Ashe merhaba Pete Ashe İsminiz çok ilgimi çekti adınız

Pete ash baboo ask grandmother for details I

Pete ash baboo ayrıntıları büyükanneye sorun Bunun

would love to know what that actually means what does it mean what does your

gerçekte ne anlama geldiğini bilmek isterim adınız ne

name mean I'm very intrigued by it where is mr. Steve asks Leila Steve is

anlama geliyor Mr nerede çok merak ettim Steve, Leila'ya sorar Steve

busy today because his friend is here collecting the spiders that we've been

bugün meşgul çünkü arkadaşı son bir buçuk yıldır baktığımız örümcekleri toplamak için burada, bu

looking after for the past year and a half so the spiders are going today

yüzden örümcekler bugün gidiyor,

congratulations to everyone if it is your first time today on the live stream

bugün canlı yayına ilk kez geliyorsanız herkesi tebrik ederiz

please let me know and I will give you something special maybe some fireworks

lütfen bana haber ver, sana özel bir şey vereceğim, belki biraz havai fişek

or perhaps a lovely round of applause as well so lots of things to join in with

ya da belki de güzel bir alkış ve ayrıca o kadar çok şeye katılacağız ki

today also we're going to look at the thing that I hate can you name the piece

bugün ayrıca nefret ettiğim şeye de bakacağız, o parçanın adını verebilir misin?

of technology that I really hate no one has guessed yet but it is something

gerçekten nefret ettiğim teknoloji henüz kimse tahmin edemedi ama

connected with computers something to do with computers

bilgisayarlarla ilgili bir şey bilgisayarlarla ilgili bir şey

hello I'm anis how can i memorize the idiom expressions please tell me since I

merhaba ben anis deyim ifadelerini nasıl ezberleyebilirim lütfen söyle bana çünkü

live in an Arabic country and I don't have the chance to talk more with native

bir arap ülkesinde yaşıyorum ve bende yok anadili İngilizce olan kişilerle daha fazla konuşma şansı

speakers Thank You anis a lot of people ask me this question this is a question

Teşekkür ederim anis birçok insan bana bu soruyu soruyor bu bana

that I get asked many times it is difficult learning English on your own

birçok kez sorulan bir soru kendi kendine İngilizce öğrenmek zordur ve

and it's and it is certainly difficult to pick up new phrases and expressions

yeni ifadeler öğrenmek kesinlikle zordur ve ifadeleri

if you are learning on your own but as I always say there are ways around that

kendi başınıza öğreniyorsanız ama her zaman söylediğim gibi, bu belirli sorunun üstesinden gelmenin yolları vardır, bu

particular problem so you can listen to movies you can watch movies

nedenle film dinleyebilir, film izleyebilir,

you can study the subtitles also you can watch my live streams where I'm talking

altyazıları çalışabilir, ayrıca canlı yayınlarımı izleyebilirsiniz, burada İngilizce konuşuyorum ve

in English explaining English and if you are lucky

açıklıyorum. İngilizce ve eğer şanslıysanız, canlı yayın sırasında

you will have subtitles under the screen during the live stream so if you are

ekranın altında altyazı olacaktır, bu nedenle

watching on a Windows PC or maybe on an Android phone or an Apple phone you can

bir Windows PC'de veya belki bir Android telefonda veya bir Apple telefonda izliyorsanız,

actually get subtitles during the live stream I'm not joking

canlı akış sırasında gerçekten altyazı alabilirsiniz Şaka yapmıyorum

so there are subtitles during the live stream and also later on when YouTube

yani canlı yayın sırasında altyazılar var ve ayrıca daha sonra YouTube

posts the stream back onto the Internet there are also subtitles on there a lot

yayını internete geri yüklediğinde orada da altyazılar var. bunu

of people ask about the subtitles and captions so you can you can definitely

see the captions on my videos but you will have to click the little button

underneath the screen to get it the spiders are going yes Sergio is saying

almak için ekranın altındaki küçük düğmeye tıklamanız gerekecek örümcekler gidiyor evet Sergio

goodbye to the spiders mr. Duncan I think that you hate contactless payment

örümceklere veda ediyor bay. Duncan, temassız ödeme kartlarından nefret ettiğini düşünüyorum,

cards I've never used them to be honest I always like to put my card into the

dürüst olmak gerekirse onları hiç kullanmadım, her zaman kartımı Makineye koymayı

Machine and press the numbers I never like to use anything that is contactless

ve numaralara basmayı severim Temassız veya otomatik olan hiçbir şeyi kullanmayı hiç sevmem, bu

or automatic so when I case something with when I pay for something with my

yüzden bir şey kullandığımda ne zaman Kartımla bir şey için ödeme yaparım.

card I always like to put the card into the Machine and enter the code I feel a

Her zaman kartı Makineye takıp kodu girmeyi severim.

little safer doing it that way but it isn't contactless payment no it's

Böyle yapınca kendimi biraz daha güvende hissediyorum ama temassız ödeme değil hayır bu

something else I will show you right now the thing that I really hate and maybe

başka bir şey. Gerçekten nefret ediyorum ve belki

you share my opinion this is the thing I really hate a piece of technology that

siz de benim fikrimi paylaşıyorsunuz, bu gerçekten sinirlerimi bozan bir teknoloji parçasından gerçekten nefret ettiğim bir şey

really does get on my nerves and here it is right now

ve işte şimdi

I hate printers I really do I hate printers so much and there you

yazıcılardan nefret ediyorum Gerçekten nefret ediyorum Yazıcılardan çok fazla nefret ediyorum ve işte

can see now on the screen I hate computer printers there are so

şimdi görebilirsiniz ekranda bilgisayar yazıcılarından nefret ediyorum

many reasons why I hate Capron ters one of the reasons why I hate Printers is

Capron terslerden nefret etmemin pek çok nedeni var Yazıcılardan nefret etmemin nedenlerinden biri de

sometimes they are very difficult to set up so when you first install a computer

bazen kurulumlarının çok zor olması, bu nedenle bir bilgisayarı ilk kurduğunuzda

and you get your printer sometimes it is very difficult to connect the printer to

ve yazıcınızı aldığınızda bazen çok yazıcıyı bilgisayara bağlamak zor, bu yüzden

the computer so there it is the thing I really hate the piece of equipment that

that never fails to get on my nerves I hate printers they can be very

sinirlerimi bozmayan ekipmandan gerçekten nefret ediyorum.

difficult to set up you can get lots of problems when you are trying to set up

the computer and the printer together another thing I don't like about

bilgisayarla yazıcıyı bir arada kurmaya çalışmak yazıcıların bir diğer sevmediğim

printers and I'm sure you will agree with this as well when you buy the

yanı da yazıcıyı aldığınızda buna da katılacağınıza eminim

printer the actual machine it's quite cheap it doesn't cost much money however

gerçek makine oldukça ucuz ama çok para tutmuyor bilgisayara

when you want to buy some ink to go in the computer it can be very expensive so

girmek için biraz mürekkep almak istediğinizde çok pahalı olabilir, bu yüzden

the thing I don't like about owning a printer is that sometimes you have to

bir yazıcı sahibi olmanın sevmediğim yanı, bazen içeri

pay a lot of money for the ink that goes inside and also it doesn't last very

giren mürekkep için çok para ödemeniz gerekmesi ve ayrıca gitmemesi. çok

long because these are quite small so the ink cartridges the ink cartridge is

uzun sürmezler çünkü bunlar oldukça küçüktür bu yüzden mürekkep kartuşları mürekkep kartuşları

quite small it isn't very big so there are many things that I don't like about

oldukça küçüktür çok büyük değildir bu yüzden yazıcılarda sevmediğim pek çok şey var

printers they can be very unreliable you can have lots of technical problems with

çok güvenilmez olabilirler çok fazla teknik bilgiye sahip olabilirsiniz Onlarla ilgili sorunlar var

them but also the ink is also very expensive as well I think the ink is

ama aynı zamanda mürekkep de çok pahalı Bence mürekkebi

always too expensive to buy now there are different types of ink

satın almak her zaman çok pahalı Şimdi satın alabileceğiniz farklı mürekkep türleri var,

that you can buy that are that are fake but the problem is they don't work with

bunlar sahte, ancak sorun şu ki, bunlar mürekkeple çalışmıyor.

the printer so I always think that printers from my point of view are the

yazıcı bu yüzden her zaman benim bakış açıma göre yazıcıların şimdiye

worst pieces of technology ever invented they

kadar icat edilmiş en kötü teknoloji parçaları olduğunu düşünürüm,

can be rather annoying and the big problem is I use the printer a lot to

oldukça sinir bozucu olabilirler ve en büyük sorun, yazıcıyı

prepare my lessons to type out my scripts and also sometimes I will print

derslerime hazırlanmak ve senaryolarımı yazmak için çok kullanmam ve ayrıca bazen yapacağım

out photographs as well engineer says yes I always spend a lot of money on

fotoğrafları da yazdır mühendis evet diyor yazıcılara her zaman çok para harcıyorum çok

printers they are they're so annoying that is the reason why I hate printers

sinir bozucular bu yüzden yazıcılardan

so much they are unreliable sometimes they break

bu kadar nefret ediyorum güvenilmezler bazen

down sometimes they won't connect with the computer they really get on my

bozuluyorlar bazen bilgisayara bağlanmıyorlar dürüst olmak gerekirse gerçekten sinirlerimi bozuyorlar

nerves to be honest I bought my first printer a

ilk yazıcımı

few months ago and it works perfectly yes I was told that the ink is very

birkaç ay önce aldım ve mükemmel çalışıyor evet mürekkebin çok

expensive and that's the reason why they can be very annoying in your day to day

pahalı olduğu söylendi ve bu yüzden günlük hayatınızda çok can sıkıcı olabiliyorlar

life especially when you want to print something in a hurry so you know the

özellikle aceleyle bir şey yazdırmak istiyorsunuz, böylece

feeling it's it's happened to all of us you want to print something very quickly

bunun hepimizin başına geldiğini anlıyorsunuz, çok hızlı bir şekilde bir şey yazdırmak istiyorsunuz

and then suddenly the printer says I'm sorry your ink level is low please

ve sonra yazıcı aniden özür dilerim diyor, mürekkep seviyeniz düşük, lütfen

change the cartridge that annoys me a lot aishwarya says hello sir hello to

beni rahatsız eden kartuşu değiştirin çok aishwarya merhaba efendim

you as well I really like watching your lessons says Saru cerro san sarah cerro

size de merhaba diyor derslerinizi izlemeyi gerçekten seviyorum Saru cerro san sarah cerro

san sarah i love your name by the way if it is your first time please let me know

san sarah diyor bu arada isminizi seviyorum ilk kez yapıyorsanız lütfen bana bildirin

we have india watching hello too dear I do have a lot of followers a lot

Hindistan'da da merhaba izliyoruz canım ben Hindistan'da derslerimi izleyen çok sayıda takipçim var

of people watching my lessons in India and it's nice to see you here today on

ve bugün

this cloudy but sometimes sunny day in England so we're going to have a look at

İngiltere'nin bu bulutlu ama bazen güneşli gününde sizi burada görmek güzel, bu yüzden

one or two things I'm going to share a moment from my childhood can you see

yapacağım bir veya iki şeye bir göz atacağız. çocukluğumdan bir an paylaş

this in my hand now this is a tape measure you use it for measuring things

bunu elimde görebilir misin şimdi bu bir mezura birşeyleri ölçmek için kullanıyorsun

so there it is a tape measure is very useful you can measure things you can

yani işte mezura çok kullanışlı şeyleri ölçebilirsin

measure small things and also you can measure big things as well I'm saying

küçük şeyleri ölçebilirsin ve ayrıca büyük ölçebilirsin şeyler de bir şey söylemiyorum

nothing but when I was a kid I used to carry one of these around with me and

ama çocukken bunlardan birini yanımda taşırdım ve

this gives you an idea of how weird I was when I was a child so I used to

bu size çocukken ne kadar tuhaf olduğum hakkında bir fikir verir, bu yüzden

carry one of these around but I used to pretend that it was a walkie-talkie a

bunlardan birini yanımda taşırdım ama Başka insanlarla iletişim kurmak için kullanabileceğiniz bir telsizmiş gibi davranırdım, bu

thing you could use to communicate with other people so I used to do this I used

yüzden bunu yapardım

to open the tape measure and then I would lock it and then I would pretend

Mezurayı açardım sonra kilitlerdim ve sonra

that I was talking on a two-way radio I used to go this is what I used to do

konuşuyormuş gibi yapardım eskiden gittiğim iki yönlü bir telsiz, eskiden yaptığım şey buydu

hello Roger Roger this is mr. Duncan over it's true so that gives you an idea

merhaba Roger Roger, bu bay. Duncan, bu doğru, bu size

of how weird I was as a child I used to walk around the streets with a tape

çocukken ne kadar tuhaf olduğum hakkında bir fikir verir. Elimde bir mezurayla sokaklarda dolaşırdım

measure in my hand and I would pretend that I was talking on a walkie-talkie a

ve telsizle konuşuyormuş gibi yapardım ve

walkie-talkie and we call it a walkie-talkie because you can walk and

telsizle ve biz buna telsiz diyoruz çünkü hem yürüyebilir hem de

talk to other people at the same time it is a two-way radio it is I suppose it's

diğer insanlarla konuşabilirsiniz bu iki yönlü bir telsiz sanırım

the early version of a mobile phone but people still use them nowadays

cep telefonunun erken versiyonu ama insanlar bugünlerde hala kullanıyor

so I used to pretend that this was a walkie-talkie and the other thing as

bu yüzden ben de öyleymiş gibi yapardım bunun bir telsiz olduğunu ve diğer bir şey de, çocukken bana saatlerce zevk veren böyle

well is you can close the tape measure by clicking a switch

bir düğmeyi tıklatarak mezurayı kapatabiliyor olman,

like this that used to give me hours and hours of pleasure when I was a child I

know it's very strange but it's true Anna is here hello Anna I'm having lunch

bunun çok garip olduğunu biliyorum ama doğru Anna burada merhaba Anna şimdi öğle yemeği yiyorum

now and so I can't participate oh I like

ve bu yüzden katılamıyorum oh

that word I can't participate I can't join in I

bu kelimeyi beğendim katılamıyorum katılamıyorum

can't be a part of your live stream participate to take part in something

canlı yayınınızın bir parçası olamam bir şeye katılmak için katılın

you are taking part in an activity or an event something that is happening and

bir aktiviteye veya olaya katılıyorsunuz, olan bir şey oluyor ve

you are part of the activity you participate you are participating

aktivitenin bir parçasısınız, katılıyorsunuz,

Catherine it is very funny what you just said

Catherine az önce söylediğiniz çok komik

because in French we also call it o we call it a talkie walkie but in English

çünkü biz buna Fransızca da diyoruz o biz buna telsiz diyoruz ama İngilizce'de

we say walkie-talkie but in French they say talkie walkie interesting how do you

telsiz diyoruz ama Fransızca'da telsiz diyorlar ilginç

call the day when the CERN goes in and out do you mean when the Sun appears so

CERN'in girip çıktığı güne nasıl diyorsunuz Güneş'in göründüğünü mü kastediyorsunuz yani

in the morning when the Sun comes up we call it dawn dawn dawn so when the Sun

sabahları Güneş doğduğunda buna şafak şafak şafak diyoruz yani

comes up in the morning we can say that the Sun rises but also we can say that

sabah güneş doğduğunda güneşin doğduğunu söyleyebiliriz ama aynı zamanda

that period of time is dawn and then I'm sure you know already when the Sun Goes

o zaman diliminin şafak vakti olduğunu da söyleyebiliriz ve sonra eminim ki zaten biliyorsunuzdur güneş

Down we call it sunset sunset we can also call it disc as well so if the Sun

battığında buna gün batımı diyoruz gün batımı da yapabiliriz buna disk de diyin yani güneş

Goes Down and then the light begins to fade we can

batarsa ve sonra ışık solmaya başlarsa

call that

we can call that desk little bird was saying hello to me then did you hear

o masayı arayabiliriz diyebiliriz küçük kuş bana merhaba diyordu o zaman

that disk dawn is in the morning and sunset or desk is in the evening we can

diskin şafağının sabah olduğunu ve gün batımının veya masanın olduğunu duydunuz mu akşamları

also say that the Sun goes behind the clouds we can say that the Sun goes in

da Güneş bulutların arkasına geçiyor diyebiliriz Güneş içeri giriyor diyebiliriz

there's no sunshine at the moment unfortunately the Sun has gone in it

şu anda güneş ışığı yok maalesef Güneş içeri girdi bu

means that there is no sunlight but we normally say that when the the lack of

güneş ışığının olmadığı anlamına gelir ama normalde güneş olmadığında deriz

sunshine is temporary so if the lack of sunshine is only for a short period we

güneş ışığı geçicidir, bu nedenle güneş ışığı eksikliği sadece kısa bir süre içinse,

can say that the Sun has gone in and then when it appears again we can say

Güneş içeri girdi diyebiliriz ve sonra tekrar göründüğünde

that the Sun has come out so the Sun goes in when the clouds are in the way

Güneş çıktı ve bulutlar içerideyken Güneş içeri giriyor diyebiliriz. yol

and when the sun reappears we can say that the Sun has come out come out have

ve güneş yeniden göründüğünde güneşin çıktığını söyleyebiliriz,

you I have a question how to build the vocabulary and use it whilst speaking

kelime dağarcığını nasıl oluşturacağımı ve iyi İngilizce konuşurken onu nasıl kullanacağımı bir sorum var,

English well as I always say it is something you have to do over a period

çünkü her zaman söylediğim gibi, bu bir süre boyunca yapmanız gereken bir şey. İngilizce

of time so you can't rush learning English it isn't something you can do in

öğrenmek için acele edemezsiniz, bu birkaç günde yapabileceğiniz bir şey değildir

a few days there are some people on YouTube who say you can learn English in

YouTube'da

just a few weeks or just a few months but you can't learning English takes

birkaç hafta veya birkaç ayda İngilizce öğrenebileceğinizi söyleyen bazı insanlar var ama öğrenemezsiniz İngilizce

time patience motivation and yes you must do it every day you must do it

zaman alır sabır motivasyon ve evet bunu her gün yapmalısın

every day how long has it been since this dream has started I started about

her gün yapmalısın bu rüya başlayalı ne kadar oldu yaklaşık

35 minutes ago so I've been on at the moment for 35 minutes hello

35 dakika önce başladım yani şu anda 35 dakikadır buradayım merhaba

I am a rora of rohrra & i am watching in kazakhstan hello to you Aurora nice to

ben a rora of rohrra & ben kazakistan'da izliyorum size merhaba Aurora

see you here don't forget if it's your first time

sizi burada görmek güzel

here on the live chat please let me know and I will give you something special

canlı sohbete ilk kez geliyorsanız unutmayın lütfen bana bildirin ve size özel bir şey vereceğim

hmm I wonder what it is more chat about printers hello I'm honest I agree with

hmm merak ediyorum ne olduğunu yazıcılar hakkında daha fazla sohbet merhaba dürüstüm yazıcı

you that the printer can make us spend more money even though I don't have a

olmasa da yazıcının bize daha fazla para harcamasını sağlayabileceği konusunda sizinle aynı fikirdeyim

printer but I think they are very helpful to me

ama bence bana çok yardımcı oluyorlar

oh I see I don't think they are very helpful to me well some people use

oh görüyorum ki öyle olduklarını düşünmüyorum bana çok yardımcı oluyor bazı insanlar

technology all the time for example in my life I don't want to keep talking

sürekli teknoloji kullanıyor mesela hayatımda kendimden bahsetmek istemiyorum

about myself but in my life I use technology all the time in fact right

ama hayatımda sürekli teknoloji kullanıyorum aslında şu an

now as I'm standing in front of you I am using lots of different devices I am

karşınızda duruyorum Birçok farklı cihaz kullanıyorum

surrounded by technology I also have my studio over there which is full of

Teknoloji ile çevriliyim Ayrıca orada teknolojiyle dolu stüdyom var

technology there is a computer a printer there there are lots of storage devices

bir bilgisayar ve bir yazıcı var

for all of my video clips so I am surrounded everyday by technology I

tüm video kliplerim için birçok depolama cihazı var bu yüzden her gün teknoloji ile çevriliyim. Dürüst olmak

really can't get away from it to be honest what is the difference between

gerekirse bundan gerçekten kurtulamıyorum

empathy and sympathy oh that's very good now I suppose it's easier to explain

empati ve sempati arasındaki fark nedir oh bu şimdi çok iyi sanırım empatiyi açıklamak daha kolay empati,

empathy empathy is when you feel how another person is feeling you can

başka birinin nasıl hissettiğini hissettiğinizde

understand their feelings because you really do understand everything that

onların duygularını anlayabilirsiniz çünkü gerçekten

they are going through at that moment so empathy is the feeling of knowing how a

o anda yaşadıkları her şeyi anlayın, bu yüzden empati, bir insanın nasıl hissettiğini bilme duygusudur,

person feels so maybe something in your life has happened and then later the

belki hayatınızda bir şey olmuştur ve daha sonra

same thing happens to another person you know how they feel because you have

aynı şey başka birinin başına gelir, onların nasıl hissettiğini bilirsiniz çünkü

empathy you have been through the same thing yourself so quite often empathy

empati kurabilirsiniz. Aynı şeyi siz de yaşadınız, bu yüzden empati,

comes from an individual's own experience so your experience allows you

bir kişinin kendi deneyimlerinden gelir, bu nedenle deneyiminiz,

to feel empathy P towards another person because you

başka bir kişiye karşı

know exactly how they feel sympathy is a little different because normally that's

empati hissetmenize izin verir, çünkü onların nasıl hissettiklerini tam olarak bilirsiniz.

when you show that you are upset or you show that you are sorry to hear

üzgünsün ya da bir şey duyduğuna üzüldüğünü belli ediyorsun

something maybe a friend tells you some bad news and you show sympathy you show

belki bir arkadaşın sana kötü bir haber söylüyor ve sen anlayış gösteriyorsun bir

that you are sorry to hear something you offer your sympathy empathy is actually

şey duyduğuna üzüldüğünü gösteriyorsun sempati duyuyorsun empati aslında

feeling how another person feels so you know exactly how they feel at that

başka birinin nasıl hissettiğini hissetmektir, yani onun nasıl hissettiğini tam olarak biliyorsun Alamgir o

moment of time Alamgir asks what are the birds saying to you I don't know what

an kuşların sana ne söylediğini soruyor

the birds are saying but they are making some lovely lovely songs today I don't

Kuşların ne dediğini bilmiyorum ama bugün çok güzel şarkılar yapıyorlar

know why maybe they want their own live stream that's not going to happen by the

bilmiyorum neden belki de kendi canlı yayınlarını istemiyorlar, bu gitmiyor bu

way because I would be very worried that they would have more viewers than me so

arada olacak çünkü benden daha fazla izleyicileri olacağından çok endişelenirdim, bu yüzden bu

that's not happening hello it is my first time on the live

olmuyor merhaba, canlı yayına ilk kez giriyorum

stream I love your pronunciation Russia Shar hello Russia sha well I suppose I

telaffuzunu seviyorum Russia Shar merhaba Rusya sha pekala sanırım

should give you a lovely round of applause

sana bir şans vermeliyim güzel alkışlar

hello Russia and shall we have some fireworks as well okay let's have some

merhaba Rusya ve biraz havai fişek de atalım mı tamam haydi biraz havai

fireworks this is just for you Russia to do fireworks to say hello to Russia on

fişek atalım bu sadece senin için Rusya bu Cumartesi öğleden sonra Rusya'ya merhaba demek için havai fişekler yapacak

this Saturday afternoon okay that's enough I don't want to use all my

tamam bu kadar yeter tüm

fireworks straight away because I might have some more new people who want to

havai fişeklerimi kullanmak istemiyorum hemen çünkü merhaba demek isteyen daha fazla yeni insan olabilir

say hello oh I see Sergio is offering some advice to me

oh anladım Sergio bana bazı tavsiyeler veriyor

Thank You Sergio laser printers are the cheapest and the easiest to use I think

Teşekkürler Sergio lazer yazıcılar en ucuz ve kullanımı en kolay sanırım

you're right yes laser printers I might get a laser printer one day even though

haklısın evet lazer yazıcılar alabilirim bir gün bir lazer yazıcı

they can be very expensive and also the other problem is I I do a lot of color

çok pahalı olabilmelerine rağmen ve ayrıca diğer sorun şu ki ben çok fazla renkli

printing as well so I print many things in color I really do use a lot of ink

baskı yapıyorum bu yüzden birçok şeyi renkli yazdırıyorum gerçekten çok fazla mürekkep kullanıyorum

hello engineer hello engineer asthma oh thank you I am so grateful for your

merhaba mühendis merhaba mühendis astım oh teşekkür ederim Cevabınız için çok minnettarım,

answer you are welcome Amy hello mr. Duncan I am Amy watching in

rica ederim Amy merhaba bay. Duncan ben Amy Avustralya'da izliyorum

Australia I'm stunned you are watching in Australia at the moment hello to

Avustralya'da şu anda izliyor olmanıza şaşırdım Avustralya'ya merhaba

Australia and hello - hello - Amy watching in Australia it is my first

ve merhaba - merhaba - Amy bu benim de ilk

time as well okay just for you a round of applause as well

kez Avustralya'da izliyor tamam tamam sadece sizin için bir alkış da

I love I love the fact that I'm able to do this outside because a few weeks ago

seviyorum Bunu dışarıda yapabilmem gerçeğini seviyorum çünkü birkaç hafta önce

I couldn't do it outside so now I can give you applause and fireworks in the

dışarıda yapamıyordum bu yüzden şimdi sizi alkışlayabilirim ve bahçedeki havai fişekler o

garden isn't that lovely I'm thinking of moving my studio into

kadar da güzel değil stüdyomu taşımayı düşünüyorum bahçeye girmek,

the garden wouldn't that be amazing to have my studio outside in the garden all

stüdyomun her zaman bahçede olması harika olmaz mıydı,

the time is that a good idea I don't know that's why I'm asking you

bu iyi bir fikir, bilmiyorum bu yüzden size

hello mr. Duncan nice to see you again yes I'm here on a Saturday Saturday

merhaba bayım soruyorum. Duncan seni tekrar görmek güzel evet bir cumartesi buradayım cumartesi

afternoon it is now just coming up to 19 minutes away from one o'clock hello from

öğleden sonra saat bire 19 dakika kaldı Pakistan'dan merhaba

Pakistan I am watching you and could you please tell me the meaning of the word

seni izliyorum ve lütfen bana tropikal kelimesinin anlamını söyler misin

tropical well we often think of tropical as referring to a place maybe a country

Pekala, genellikle tropik terimini,

or an area of the planet that has hot weather and wet weather all year long so

tüm yıl boyunca sıcak hava ve yağışlı havaya sahip bir ülke veya gezegenin bir bölgesine atıfta bulunarak düşünürüz, bu nedenle

normally a place that is tropical is hot humid and at certain times of the year

normalde tropikal olan bir yer sıcak, nemli ve yılın belirli zamanlarında

very wet so a tropical country a tropical climate quite often is hot dry

çok yağışlıdır. tropikal bir ülke tropikal bir iklim genellikle sıcak ve kuraktır,

with periods of rain and sometimes the rain can be very heavy there is a drama

aralıklarla yağmur yağar ve bazen yağmur çok şiddetli olabilir şu anda Amerika

taking place in the United States at the moment where there is is it a hurricane

Birleşik Devletleri'nde bir drama yaşanıyor ve orada bir kasırga

or a tornado I think it's actually a tornado that that is just off the coast

veya kasırga var sanırım gerçekten Güney Amerika kıyılarının hemen açıklarında olan bir kasırga

of South America South USA at the moment hello from Egypt and it is the first

Güney ABD şu anda Mısır'dan merhaba ve

time that I've seen you today I've seen you thank you I mean hello I mean and

bugün sizi ilk kez görüyorum.

congratulations

oh my hands are getting sore from all the clapping mr. Duncan if I don't find

tüm alkışlardan ağrıyor bay. Duncan, eğer

someone to talk to in English what should I do this is a question that I'm

İngilizce konuşacak birini bulamazsam ne yapmalıyım, bu bana

asked many times it is difficult to learn English by yourself but it isn't

birçok kez sorulan bir sorudur, kendi kendine İngilizce öğrenmek zordur ama

it possible never think that it's impossible you can do anything if you

mümkün değil mi, asla imkansız olduğunu düşünme, yapabilirsin kafana koyarsan her şeyi yapabilirsin

put your mind to it but there are ways of learning English by yourself you can

ama kendi kendine İngilizce öğrenmenin yolları var

you can buy some some textbooks or some exercise books you can surround yourself

bazı ders kitapları veya alıştırma kitapları satın alabilirsin

with English from watching DVDs or watching the Internet another good thing

DVD izleyerek veya internet izleyerek kendini İngilizce ile çevreleyebilirsin alışmak için başka iyi bir şey

to get used to speaking English is to listen to your own voice you can record

İngilizce konuşmak, kendi sesinizi dinlemektir,

your voice and then listen to it so there are many ways if you live in an

sesinizi kaydedebilir ve sonra onu dinleyebilirsiniz, bu nedenle, İngilizce konuşan

area where there are few people who speak English another good idea is to

çok az kişinin olduğu bir bölgede yaşıyorsanız, başka bir iyi fikir de

join a group so maybe in the area where you live there is a group where people

bir gruba katılmaktır. Yaşadığınız bölgede insanların

are learning English together or maybe there is a group that has people who are

birlikte İngilizce öğrendiği bir grup var ya da belki de İngilizce ile ilgilenen insanların olduğu bir grup var,

all interested in English so maybe you can find you can find out if there's a

bu yüzden belki

group nearby that meet maybe once a week or met once a month and then you can

yakınlarda haftada bir kez buluşan bir grup olup olmadığını öğrenebilirsiniz. ayda bir buluşup

share your English together and if there isn't a group you can create your own so

İngilizcenizi birlikte paylaşabilirsiniz ve eğer bir grubunuz yoksa kendi grubunuzu oluşturabilirsiniz,

maybe you can create your own English group a group of people who can get

belki kendi İngilizce grubunuzu oluşturabilirsiniz.

together and learn English as a group you can share your love of English with

İngilizce sevginizi diğer insanlarla paylaşın

other people

hello mr. Duncan I am limba greetings from Peru hello to Peru I don't get many

merhaba bay. Duncan Ben limba Peru'dan Peru'ya merhaba selamlar Peru'dan pek çok

people saying hello from Peru so I feel quite excited by that hello John that is

insanın merhaba dediğini duymuyorum bu yüzden bu merhaba John,

a great name John White

harika bir isim John White

mr. Duncan how can we use strangulate and

mr. Duncan, boğmayı ve

complain I'm not sure if you are spelling the word right but strangulate

şikayet etmeyi nasıl kullanabiliriz Kelimeyi doğru heceleyip yazmadığınızdan emin değilim ama

a strangulate just means to cut the blood supply or the oxygen off from a

boğma, sadece

person by putting your hands or constricting your hands around someone's

ellerinizi koyarak veya ellerinizi birinin boynuna dolayarak bir kişinin kan akışını veya oksijenini kesmek anlamına gelir.

neck so strangle or strangulate so strangulate is actually the action of

boğmak ya da boğmak yani boğmak aslında

doing it strangulate is the action of strangling

bunu yapma eylemidir boğmak Rusya'yı boğmak eylemidir

russia oh hello Russia I like your idea yes

oh merhaba Rusya Fikrini beğendim evet

that is a very good idea it is a good idea to write down all the new words in

bu çok iyi bir fikir tüm yeni kelimeleri

a book that is a great idea and when you are reading a book or you can then

bir kitaba yazmak iyi bir fikir harika bir fikir ve bir kitap okurken veya daha sonra

remember the words at any time and repeat anyway so yes a good thing to do

kelimeleri istediğiniz zaman hatırlayabilir ve yine de tekrarlayabilirsiniz, bu yüzden evet,

if you are learning English and if you want to learn new words don't forget to

İngilizce öğreniyorsanız ve yeni kelimeler öğrenmek istiyorsanız, yapmanız gereken iyi bir şey,

write the words down so if you are watching my live stream and maybe you

yazmayı unutmayın. kelimeleri aşağıya, canlı yayınımı izliyorsanız ve belki

see some words that you can't understand then just write them down and then you

anlamadığınız bazı kelimeler görürseniz, onları yazın ve sonra

can check maybe on your in your dictionary or maybe online you can go on

belki sözlüğünüzden veya belki çevrimiçi olarak kontrol edebilirsiniz,

the internet or maybe you can ask me mr. Duncan I have a problem with a word

internete veya belki de bana sorabilir bay Duncan bir kelimeyle sorunum var

Leyla asks do you like watching TV series yes I do I love watching TV

Leyla dizi izlemeyi sever misin diye soruyor evet dizi izlemeyi seviyorum

series I think mr. Steve is going out in the car

galiba bay. Steve arabaya biniyor

I am Fatih I am Algerian and I want to learn English but when I when I am

ben Fatih Cezayirliyim ve İngilizce öğrenmek istiyorum ama konuşurken

speaking I'm what nervous afraid worried shy

ne kadar gerginim korkmuş utangaç

hi just I'm just saying hello to the

merhaba sadece uçağa merhaba diyorum

airplane because it's going over my house very low I can actually see the

çünkü üzerimden geçiyor ev çok alçak,

pilot he's waving at me isn't that nice please mr. Duncan

bana el salladığı pilotu gerçekten görebiliyorum, o kadar da hoş değil mi lütfen bayım? Duncan

oh I'm pleased to see you mr. Duncan greetings from Panama hello to you nice

oh, sizi gördüğüme sevindim Bay. Panama'dan Duncan selamları sana merhaba

to see you here today doo doo doo doo doo hello H a nice to

bugün seni burada görmek güzel doo doo doo doo doo merhaba H

see you here today as well we're now going to look at some words and phrases

seni bugün de burada görmek güzel şimdi bununla bağlantılı bazı kelime ve deyimlere bakacağız

connected to here's our first item that we're going to talk about and there are

burada ilk maddemiz hakkında konuşacağım ve

many expressions connected to this particular item I'm going to show you

bu belirli öğeyle bağlantılı pek çok ifade var

now there it is I hope you can see it clearly there you can see some rope rope

şimdi size orada olduğunu göstereceğim umarım orada net bir şekilde görebilirsiniz biraz ip görebilirsiniz

an interesting word a very useful item something you can use all over the place

ilginç bir kelime ilginç bir kelime çok faydalı bir şey yapabileceğiniz bir şey ipi her yerde kullan bu özel eşyaya bağlı

rope there are some expressions and some words connected to this particular item

bazı ifadeler ve bazı kelimeler var

rope and for those who want to see the word there it is rope a very useful item

ve ip kelimesini görmek isteyenler için ip çok kullanışlı bir eşya,

which can also be used in certain sentences and phrases as well

ayrıca belirli cümle ve deyimlerde de kullanılabilir,

for example we can have money for old rope money for old rope this is an

örneğin eski halat için paramız olabilir eski halat için paramız olabilir bu, para kazanmak için

expression that means you are trying to sell something or trying to get people

bir şey satmaya çalıştığınız veya insanları bir

interested in something to make money but the thing you are selling has been

şeyle ilgilenmeye çalıştığınız anlamına gelen bir ifadedir, ancak sattığınız şey

done many times before you're trying to sell something that has been sold many

siz denemeden önce birçok kez yapılmıştır. daha önce defalarca satılmış bir şeyi satmak,

times before many people have done this before and you are trying to sell it

birçok kişi bunu daha önce yapmış ve tekrar tekrar satmaya çalışıyorsunuz, bir

again and again and again you are selling something we might describe

şey satıyorsunuz,

something as money for old rope something that lots and lots of people

eski ip için para olarak tanımlayabileceğimiz bir şey, şu anda pek çok insanın yaptığı bir şey. eski halat için daha önce defalarca

are now paying money for or buying something that has been sold or done

satılmış veya yapılmış bir şey için para ödemek veya satın almak daha

many times before money for old rope you're trying to sell something that

he's been sold before and bought by many people money for old rope oh no not

önce satıldığı ve birçok kişi tarafından satın alındığı bir şeyi satmaya çalışıyorsunuz eski ip için para oh hayır

another Harry Potter film really there's another Harry Potter film dearie me JK

başka bir Harry Potter filmi gerçekten başka bir şey yok Harry Potter filmi canım benim JK

Rowling really is selling money for old rope

Rowling gerçekten eski halat için para satıyor

oh yes another Harry Potter film yes another Harry Potter book yes it's all

oh evet başka bir Harry Potter filmi evet başka bir Harry Potter kitabı evet tüm

money for old rope I'm sure I'll get complaints for that mr. Duncan how how

para eski ip için Eminim o bay için şikayetler alacağım. Duncan,

dare you say bad things about Harry Potter someone once said that I look

Harry Potter hakkında kötü şeyler söylemeye nasıl cüret edersin birisi bir keresinde benim

like Harry Potter that's not true lalla mr. Duncan do you like TV series

Harry Potter'a benzediğimi söylemişti, bu doğru değil lalla mr. Duncan dizileri mi yoksa

or TV shows I do I love watching television as long as it's good

dizileri mi seversin ben seviyorum televizyon izlemeyi seviyorum yeter ki iyi

television if it's rubbish then I won't watch it so I only watch

televizyon olsun saçmasa o zaman izlemem bu yüzden sadece

good TV shows hello from Siberia hello Siberia I haven't seen you here

iyi diziler izlerim Sibirya'dan merhaba merhaba Sibirya seni burada görmedim

before Siberia III Matt I must be honest I

Sibirya'dan önce III Matt Dürüst olmalıyım

don't get many people watching in Siberia to be honest rope is a very

Sibirya'da izleyen pek fazla insan yok dürüst olmak gerekirse ip çok

useful word I believe it is and here is another expression by talking about

faydalı bir kelime olduğuna inanıyorum ve işte

words and phrases connected to rope and there is another one you can rope in

ipe bağlı kelime ve deyimlerden bahseden başka bir ifade ve bir tane daha var.

rope in or you can see there rope someone in so - rope someone in this is

iple girebilirsin ya da orada birini görebilirsin yani birini iple - iple bu,

an expression that means to get someone to join you but quite often the person

birinin size katılmasını sağlamak anlamına gelen bir ifadedir, ancak çoğu zaman katılmasını istediğiniz kişi

you are asking to join doesn't want to so you you get them to join in you

katılmak istemez, bu yüzden siz alırsınız onları katılmaya

encouraged them you persuade them you ask them again and again come on join in

teşvik ettin onları ikna ettin onları tekrar tekrar sordun hadi

join the club come on you'll have a great time you rope them in you rope a

kulübe katıl hadi harika zaman geçireceksin onları ipe bağla seni halatla içindeki bir

person in you try to get them to join in you try to get them to take part in the

kişiyi sana katılmaya ikna etmeye çalış

thing you are doing or the thing you want them to do you try to rope them in

Yaptığınız veya yapmalarını istediğiniz şeye katılmalarını sağlamaya çalışın, onları bağlamaya çalışın

and here it is rope in to try and persuade a person to do something you

ve burada bir kişiyi bir şey yapmaya ikna etmeye çalışmak, birisini iple bağlayabilirsiniz.

can rope someone in you can rope your friend in to help you clean the garage

arkadaşın garajı temizlemene yardım etmek için geldi

something like that so if you rope someone in it means you get them to help

böyle bir şey yani birini iple içeri sokarsan

you sometimes by force oh yes I like the way it looks like my hat is disappearing

bazen zorla sana yardım etmelerini sağlarsın oh evet şapkamın

into the clouds can you see that it actually looks like my hat is

bulutların arasında kayboluyor gibi görünmesini seviyorum bunu görebiliyor musun aslında şapkam gökyüzünde kayboluyor gibi görünüyor

disappearing into the sky maybe I should have worn my Red Hat

belki de Red Hat

Gooden tag oh hello hello to Germany Talbot hello Talbot and a big guten tag

Gooden etiketimi takmalıydım oh merhaba Almanya'ya merhaba Talbot merhaba Talbot ve size de büyük bir guten etiketi üzerinden

to you as well it is two years ago and I am listening to English now and I

iki yıl önce ve şimdi İngilizce dinliyorum ve

understand a good question Oh a good question is what should I do

İyi bir soruyu anlıyorum Oh iyi bir soru,

after my course asks rubber or Raber well I suppose it depends what your

kursum kauçuk veya Raber'i sorduktan sonra ne yapmalıyım?

intention is how do you want to use English how do you see yourself using

English in the future a lot of people learn English because they want to have

insanlar İngilizceyi

a good job so quite often people who want to travel maybe they want to study

iyi bir işe sahip olmak istedikleri için öğreniyorlar, bu yüzden sıklıkla seyahat etmek isteyen insanlar belki

abroad or work abroad in another country maybe they will make these plans after

yurt dışında okumak ya da başka bir ülkede yurt dışında çalışmak istiyorlar, belki İngilizce kurslarını bitirdikten sonra bu planları yapacaklar,

they finish their English course you don't say hello to me mr. Duncan hello

onlara merhaba demiyorsunuz. ben bayım Duncan merhaba

Heba Heba did I say hello to you earlier

Heba Heba sana daha önce merhaba dedim mi Bunun

I'm sorry about that hello Heba Heba LM sure we I hope I pronounced your name

için özür dilerim merhaba Heba Heba LM eminim biz umarım adını doğru telaffuz etmişimdir

right I'm going to have a drink of water because my throat is getting dry this

Bir su içeceğim çünkü bu sabah boğazım kuruyor

morning this morning my hay fever was really bad I was sneezing

saman nezlem çok kötüydü hapşırıyordum

I couldn't stop sneezing this morning terrible hmm another thing to mention

bu sabah hapşırmadan duramadım korkunç hmm

for the quest five or six weeks I've been very busy making my new lessons and

beş altı haftadır görev için söylenecek başka bir şey var yeni derslerimi hazırlamakla ve

also presenting my live streams I actually think I'm losing weight I

ayrıca canlı yayınlarımı sunmakla çok meşguldüm aslında düşünüyorum gerçekten kilo veriyorum

really do I actually think that I might be losing

aslında kilo veriyor olabileceğimi düşünüyorum bu

weight so there is a good idea if you're trying to lose weight become a youtuber

yüzden iyi bir fikir var kilo vermeye çalışıyorsan youtuber ol

and the pounds will fall off I hope I didn't pronounce rope I hope I

ve kilolar düşecek umarım ipi telaffuz etmemişimdir umarım

didn't pronounce rope correctly do you have words as a synonym you could call

ipi doğru telaffuz edemediniz mi eşanlamlı kelimeleriniz var mı halat diyebilirsiniz

rope I suppose you can call it cord but the thing with cord cord is normally

sanırım buna kordon diyebilirsiniz ama kordonlu şey normalde

much thinner it's much thinner so we often think of cord being very thin and

çok daha incedir bu çok daha incedir bu yüzden genellikle kordonun çok ince ve

fine rope is normally very thick

ince ip olduğunu düşünürüz normalde çok kalın

could you please rope mr. Steve into your live streams again ask Sergio I did

lütfen ip atabilir misiniz bayım Steve canlı yayınlarınıza tekrar Sergio'ya sorun denedim

try but he's a very busy man at the moment he's very busy he's gone off he's

ama o çok meşgul bir adam şu anda çok meşgul gitti gitti

just left he's gone off in the car with his friend and they are they they are

az önce arkadaşıyla arabaya bindi ve onlar onlar

going to take the spiders away today yes the spiders are going at last Alamgir is

örümcekleri alıp götürecekler bugün evet örümcekler gidiyor sonunda Alamgir

going o Alamgir see you later hopefully see you tomorrow on the live stream from

gidiyor o Alamgir sonra görüşürüz inşallah yarın saat 2'den itibaren canlı yayında görüşmek üzere

2 o'clock tomorrow for those who haven't seen it here it is now live lessons on

yarın izlemeyenler için burada şimdi canlı dersler

Saturday from 12:00 o'clock midday UK time and on Sunday I am live from 2 p.m.

cumartesi 12:00'dan itibaren İngiltere saatiyle öğlen saat 14:00 ve Pazar günü saat 2'den itibaren canlı yayındayım.

UK time and don't forget there is a new full english lesson every wednesday

İngiltere saati ve unutma her çarşamba yeni bir tam ingilizce dersi var

every wednesday and my details if you want them you can follow me on facebook

her çarşamba ve detaylarımı istersen beni facebookta takip edebilirsin

you can also write to me at the email address and if you want you can also

ayrıca e-posta adresinden bana yazabilirsin ve istersen de

make a donation to my paypal because don't forget i do all of this for free

yapabilirsin paypal'ıma bağış çünkü unutma, bunların hepsini bedavaya yapıyorum

it costs you nothing i give my time for free so if you can make a donation that

sana hiçbir maliyeti yok zamanımı bedavaya veriyorum bu yüzden bir bağış yapabilirsen bu çok

would be lovely and then I can carry on doing this forever and ever and ever

hoş olur ve o zaman bunu sonsuza dek yapmaya devam edebilirim.

oh we have another expression connected to rope the word rope and this is this

oh halat kelimesine bağlı başka bir ifademiz var ve bu

is a rather gruesome one ooh gruesome unpleasant not very nice give a

oldukça ürkütücü bir ooh ürkütücü nahoş pek hoş değil bir

person enough rope they will eventually hang themselves oh dear

kişiye yeterince ip verirsen sonunda kendini asarlar oh canım

that is a very gruesome one a rather unpleasant phrase connected to rope if

bu çok ürkütücü bir oldukça nahoş söz

you give a person enough rope they will eventually hang themselves what does

bir insana yeterince ip verirseniz sonunda kendini asar

this expression mean sometimes in life there are people who do bad things there

bu tabir ne demek bazen hayatta kötü şeyler yapan insanlar vardır yapmaması gereken

are people who do things that they shouldn't there are people who break the

şeyleri yapan insanlar vardır kanunları çiğneyen

law there are people who say bad things about other people sometimes it is

insanlar vardır bazen diğer insanlar hakkında kötü şeyler söylemek,

better to let them carry on doing it just ignore them let them do it because

bunu yapmaya devam etmelerine izin vermek daha iyidir, onları görmezden gelin, bırakın yapsınlar çünkü

eventually one day the thing that they do will get them into trouble they will

eninde sonunda yaptıkları şey başlarını belaya sokacak,

eventually get caught or punished for the things that they do and that is why

sonunda yakalanacaklar veya yaptıkları şeyler için cezalandırılacaklardır. yapın ve bu yüzden

we have this expression so this expression give a person enough rope and

bu ifadeye sahibiz yani bu ifade bir kişiye yeterince ip verin ve

they will eventually hang themselves allow a person to misbehave or do bad

sonunda kendilerini asacaklar bir kişinin yaramazlık yapmasına veya kötü şeyler yapmasına izin verin

things because eventually they will get into trouble something bad will happen

çünkü sonunda başları belaya girecek kötü bir şey olacak

to them just allow them to carry on and then eventually fate will take care of

sadece taşımalarına izin verin ve sonra sonunda kader onların icabına bakacak

them oh yes it's true a bit gruesome that one I must I must admit I do

oh evet bu doğru biraz ürkütücü biri olmalı itiraf etmeliyim ki bunun için özür dilerim bunun için

apologize for that it's a little bit gruesome that one

biraz ürkütücü olduğunu

I can see that mr. Duncan enjoys drinking vodka this is not vodka this is

görebiliyorum o bay. Duncan votka içmekten hoşlanıyor bu votka değil bu su bu

water this is water this is I'm a bit thirsty because I have hay fever today

su bu biraz susadım çünkü bugün saman nezlesi oldum

ah ah mr. Duncan ah what a shame hmm so it's live English in the garden and we

ah ah bay. Duncan ah ne ayıp hmm yani bahçede canlı İngilizce var ve birazdan iple

have been talking about words to do with rope in a moment we're going to look at

yapılacak kelimeler hakkında konuşuyorduk

phrases connected to another common item and it is this it is this can you see it

başka bir ortak öğeyle bağlantılı ifadelere bakacağız ve bu bu bu bu bunu görebiliyor musunuz bu

a very common item something you will see all over the place and there it is

çok yaygın bir öğe, her yerde göreceğiniz bir şey ve orada bununla

some words and phrases connected to this back to the live chat you have the

bağlantılı bazı kelimeler ve ifadeler canlı sohbete geri dönün komedyen

talent of acting for not being a comedian oh thank you very much that's

olmadığınız için oyunculuk yeteneğiniz var oh çok teşekkür ederim bu çok

very kind of you for not being a comedian so you mean that I'm not funny

naziksiniz komedyen olmadığım için komik olmadığımı mı kastediyorsunuz

thank you very much for that oh wow it is so it is such a good expression I

bunun için çok teşekkür ederim oh vay bu çok güzel bir

like the expression give someone enough rope and eventually they will hang

ifade birisine yeterince ip verin sonunda

themselves let them carry on with their bad bad behavior let them carry on doing

kendilerini asacaklar bırak devam etsinler deyimini seviyorum kötü kötü davranışları,

the bad thing and eventually fate will sort them out

kötü şeyi yapmaya devam etmelerine izin verin ve sonunda kader onları çözecektir,

it is not vodka I am definitely not drinking vodka

votka değil, kesinlikle votka içmiyorum,

I can I can tell you now mr. Duncan don't you think that it is very bad to

şimdi söyleyebilirim, bayım. Duncan sence de

have birds and other animals in cages I would like to see all those people I

kuşların ve diğer hayvanların kafeslerde olmasının çok kötü olduğunu düşünmüyor musun Bütün o insanları görmek isterim Kafeslerde

would like to see the people that do it in cages oh I see no I agree with you I

bunu yapan insanları görmek isterim oh görüyorum hayır sana katılıyorum katılıyorum

agree I think you're right I don't like to see animals in cages

haklısın hayvanları kafeslerde görmeyi sevmiyorum

I don't like zoos so I don't like visiting zoos many years ago when I was

hayvanat bahçelerini sevmiyorum bu yüzden hayvanat bahçelerini gezmeyi sevmiyorum yıllar önce ben

at school the school used to take us on trips and

okuldayken okul bizi gezilere götürürdü ve

they used to take us to the local zoos and I always felt a little bit

onlar da götürürdü bizi yerel hayvanat bahçelerine götürdüm ve parmaklıkların arkasındaki ve kafeslerdeki hayvanları izlerken her zaman biraz rahatsız oldum bu hiç

uncomfortable watching the animals behind the bars and in the cages I

didn't like it at all so no I don't like to see animals in cages I don't like to

hoşuma gitmedi bu yüzden hayır hayvanları kafeslerde görmeyi sevmiyorum

see birds in cages I think it's very cruel all animals like to fly around or

kafeslerdeki kuşlar Bence tüm hayvanların etrafta uçmayı ya da

run around that's where they should be of course these days you can have

etrafta koşmayı sevmesi, olmaları gereken yer burası tabii ki bu günlerde

animals in an open space in a wildlife park so the animals are all allowed to

vahşi yaşam parkındaki açık bir alanda hayvanlar olabilir, böylece hayvanların

move around freely but they are still in an enclosed area so yes I I don't like

serbestçe dolaşmasına izin verilir ama onlar hala kapalı bir alanda bu yüzden evet ben hayvanat

zoos and also I don't like circuses so when you go to the circus you will see

bahçelerini sevmiyorum ve ayrıca sirkleri de sevmiyorum bu yüzden sirke gittiğinizde

the animals performing tricks I don't like that to be honest I always feel

hayvanların numaralar yaptığını göreceksiniz Dürüst olmak gerekirse bundan hoşlanmıyorum hep

slightly uncomfortable

biraz rahatsız hissediyorum

there's another plane flying over my head mr. Duncan why don't you get older

kafamın üzerinden uçan başka bir uçak var bay. Duncan neden yaşlanmıyorsun

you always look young thanks for that it is my birthday in three weeks in three

hep genç görünüyorsun bunun için teşekkürler üç hafta sonra üç hafta sonra benim doğum günüm Bir

weeks I will be another year older so yes August the 12th is my birthday so

yaş daha yaşlanacağım bu yüzden evet 12 Ağustos benim doğum günüm bu yüzden

yes I will be another year older a lot of people a lot of people will ask mr.

evet bir yaş daha yaşlanacağım çokça insanlar pek çok insan bay soracaktır.

Duncan how old are you I'm not telling you

Duncan kaç yaşındasın sana

hello from England my English has improved since I started listening to

İngiltere'den merhaba demiyorum canlı derslerinizi dinlemeye başladığımdan beri İngilizcem gelişti

your live lessons thank you very much - maru's my ruse

çok teşekkür ederim - maru benim hilem

Sroka thank you very much and I hope I

Sroka çok teşekkür ederim ve umarım

pronounced your name right Amin Amin has asked the question that I mentioned just

isminizi doğru telaffuz etmişimdir Amin Amin Bahsettiğim soruyu sordu

how old are you mr. Duncan I knew that was going to happen hello -

kaç yaşındasınız bayım? Duncan bunun olacağını biliyordum merhaba - kaçırmış olabileceğim

I want to say hello to some people who I might have missed

bazı insanlara merhaba demek istiyorum

Hossein hello Hussein hello how many years does it take to understand native

Hossein merhaba Hüseyin merhaba ana dili İngilizce olan insanları anlamak kaç yıl sürer

English people and I want to help you but we are under the sanctions at the

ve size yardım etmek istiyorum ama yaptırımlar altındayız şu

moment and we don't have any connection with other countries oh thank you for

anda ve diğer ülkelerle herhangi bir bağlantımız yok oh, bana haber verdiğin için teşekkürler

letting me know Husein I don't know where you are which country you are in

Hüseyin, neredesin, hangi ülkedesin bilmiyorum

but I'm sorry to hear about that but it depends really how much time and effort

ama bunu duyduğuma üzüldüm ama gerçekten ne kadar olduğuna bağlı zaman ve emek

how much time you spend learning English so the longer you do something the more

İngilizce öğrenmek için ne kadar zaman harcarsınız yani bir şeyi ne kadar uzun süre yaparsanız o kadar

you do it the quicker the quicker you will learn how to do it I think that is

hızlı yaparsanız nasıl yapılacağını o kadar çabuk öğrenirsiniz bence bunu

the best way of describing it anyway I think that is the best way we call the

tarif etmenin en iyi yolu bu zaten bence en iyi yol bu biz

wildlife freedom but people like freedom for themselves not for others that might

yaban hayatına özgürlük diyoruz ama insanlar özgürlüğü başkaları için değil kendileri için seviyorlar bu

might be true yes that might be true in certain situations I think so Thank You

doğru olabilir evet bu bazı durumlarda doğru olabilir bence

Louis hello - Louie a big bonjour to you welcome to my garden on a Saturday

afternoon it feels very strange being here I will be going soon and around

öyle burada olmak çok garip geliyor birazdan gideceğim ve

about 10 minutes I will be going mr. Duncan your English lessons have

yaklaşık 10 dakika sonra gideceğim bay. Duncan, İngilizce derslerin

inspired me to become a good English speaker thank you Irfan that's very kind

iyi bir İngilizce konuşmacı olmam için bana ilham verdi, teşekkürler İrfan,

of you to say Beck so John says you should become a Muslim because you are

Beck'i söylemen çok nazik, bu yüzden John Müslüman olman gerektiğini söylüyor çünkü sen

so kind I don't follow any religions I'll be

çok naziksin, dürüst olacağım hiçbir dine inanmıyorum

honest with you I am NOT a religious person so I don't follow any religions

ben dindar biri DEĞİLİM, bu yüzden dürüst olmak gerekirse herhangi bir dine uymuyorum

to be honest a shuara the vocabulary which is used in academics is it used in

a shuara akademisyenlerde kullanılan kelime dağarcığı

general our or casual speaking well academic English normally refers to

genel olarak bizim mi yoksa gündelik konuşma mı kullanılıyor?

specialist English or specialised English so if you are using English to

İngilizceyi

learn a certain subject then that is specialized so I think yes I think

belirli bir konuyu öğrenmek için kullanıyorsa, o zaman bu uzmanlık alanıdır, bu yüzden bence evet, bence

sometimes it is a good idea to to split those things so if you are learning

bazen bu şeyleri bölmek iyi bir fikirdir, bu nedenle

academic English maybe that is something that is for a particular subject but of

akademik İngilizce öğreniyorsanız belki bu belirli bir konu için olan bir şeydir ama

course some people might say that all English is academic because you have to

elbette bazıları insanlar tüm İngilizcenin akademik olduğunu söyleyebilirler çünkü onu öğrenmeniz gerekir,

learn it so I suppose all English is academic

bu yüzden sanırım tüm İngilizce akademik

English but if you are talking about a certain subject or a certain way of

İngilizcedir, ancak belirli bir konudan veya belirli bir

living a certain way of doing things and maybe it will be different mr. Duncan is

şekilde yaşamanın belirli bir yolundan bahsediyorsanız ve belki bu farklı olacaktır bayım . Duncan

your star sign Virgo no I am actually Leo I am Leo the Lion we're happy to see

senin burcun Başak hayır ben aslında Aslan'ım Ben Aslan Aslanım seni gördüğümüze sevindik

you I'm happy to see that your birthday is coming I hope to see you happy and

Doğum gününün yaklaştığını gördüğüme sevindim Umarım seni mutlu ve

healthy I am one of your new students from Iran thank you very much for that

sağlıklı görürüm Yeni öğrencilerinden biriyim İran bunun için çok teşekkür ederim

and I yes I'm having my birthday soon oh dear I am just going to bring my ND

ve evet, yakında doğum günüm var canım, sadece ND

filter my filter for my camera I know I'm going soon but I'm just going to

filtremi kameram için filtremi getireceğim, yakında gideceğimi biliyorum ama sadece

bring my neutral density filter so please please bear with me for a moment

nötrümü getireceğim yoğunluk filtresi bu yüzden lütfen bir an için bana katlanın

and here is some music I will be back in a moment but I'm just going to make the

ve işte biraz müzik birazdan döneceğim ama

the picture a little darker I will be back in a moment

resmi biraz daha karanlık yapacağım birazdan döneceğim

okay that will do that's enough music I'm back now is that better

tamam bu kadarı yeter müzik şimdi geri döndüm o kadar iyi

I'm a little darker now on the screen so I hope you can see me see me more

şimdi ekranda biraz daha karanlıkım bu yüzden umarım beni görebilirsin beni daha

clearly I think the picture was a little bit too bright

net görüyorsun sanırım resim biraz fazla parlaktı

Alamgir says bye bye we're not going yet don't worry I'm not going just yet

Alamgir güle güle diyor henüz gitmiyoruz merak etme henüz gitmiyorum

I just had to adjust my camera I think that looks much better now does that

sadece kameramı ayarlamam gerekti bence bu şimdi çok daha iyi görünüyor bu daha

look better I think it does yes that's much better much better we are now going

iyi görünüyor mu bence öyle evet bu çok daha iyi çok daha iyi şimdi

to look at some words to do with this item and you will see this also in my

yapılacak bazı kelimelere bakacağız bu öğe ile ve bunu bir

next full english lesson so there it is can you see what it is it is a can can

sonraki tam İngilizce dersimde de göreceksiniz, yani işte ne olduğunu görebilir misiniz bir teneke kutu teneke

cans are very useful things you can put food in them and they will preserve the

kutular çok kullanışlı şeylerdir, içlerine yiyecek koyabilirsiniz ve

food for a very long time so this is something that is very useful a very

yiyecekleri çok uzun süre saklarlar. uzun zamandır bu çok faydalı bir şey çok

common item I'm sure there are many cans in your house that contain certain types

yaygın bir öğe eminim evinizde belirli yiyecek türlerini içeren birçok kutu vardır

of food so by looking at words to do with can and here is the first one carry

bu yüzden kutu ile ilgili kelimelere bakarak ve işte

the can carry the can if you carry the can what does it mean carry the can

kutuyu ilk taşımak can, eğer taşıyorsan, ne anlama geliyor, ne anlama geliyor, taşımak, bir şeyin

means that you take the blame or the responsibility for something maybe it is

suçunu ya da sorumluluğunu üstleniyorsun demektir, belki

something that is another person's responsibility or maybe something

başka birinin sorumluluğunda olan bir şeydir ya da belki

another person did but you are willing to take the blame so to take the blame

başka birinin yaptığı bir şeydir, ama sen suçu üstlenmeye hazırsın, bu yüzden bir

for something to accept responsibility for something we can say that you carry

şeyin sorumluluğunu üstlenmek bir şeyin sorumluluğunu kabul etmek bir şeyin sorumluluğunu üstlenebileceğini söyleyebiliriz bunun

the can you take responsibility for it you admit that you are responsible for

sorumluluğunu alabilir misin bir şeyden sorumlu olduğunu kabul ediyorsun

something you carry the can't I hope you enjoyed that I am going in

taşıyamıyorsun taşıyamazsın umarım beğenmişsindir

around about five minutes so if you want to say hello get a move on

yaklaşık beş dakikadan başlıyorum bu yüzden merhaba demek istiyorsan harekete geç

I am anise and it's my first time to combine with you or to join you so it is

ben anason ve ilk kez sizinle birleşiyorum veya size katılıyorum bu yüzden size

my first time to join you I am here for the first time it is my first time here

ilk kez katılıyorum ilk kez buradayım ilk kez buradayım

Thank You anise I hope you have enjoyed today's livestream Alamgir says I

teşekkürler Anason, umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsındır Alamgir, ben

thought you were going off no I just had to make some adjustments to my camera

senin gittiğini sanmıştım, hayır, sadece kameramda bazı ayarlamalar yapmak zorunda kaldım,

hello from Russia hello from Mexico mr. Duncan how do you usually celebrate your

Rusya'dan merhaba, Meksika'dan merhaba, Mr. Duncan normalde doğum gününü nasıl kutlarsın

birthday normally I have a little party or maybe I go out for a meal but to be

normalde küçük bir parti veririm ya da belki yemeğe çıkarım ama

honest with you when you get older you don't like to make a fuss on your

sana karşı dürüst olmak gerekirse yaşlanınca doğum gününü yaygara yapmaktan hoşlanmazsın

birthday to be honest with you sometimes we don't like to think about our

bazen sana karşı dürüst olmak gerekirse doğum günümüzü düşünmekten hoşlanmıyoruz,

birthday it all it's not a it's not a good thing to think about sometimes so

bu hiç iyi bir şey değil bazen doğum günümde düşünmek iyi bir şey değil,

normally on my birthday now that I'm getting older and older and older

şimdi yaşlanıyorum, yaşlanıyorum ve yaşlanıyorum, doğum

I don't really celebrate my birthday very much

günümü pek kutlamıyorum

it is good sometimes to carry the can yes we are talking about words connected

bazen kutuyu taşımak iyidir evet bu nesneyle bağlantılı kelimelerden bahsediyoruz

to this object this is a can can there is a dance that originated in France

bu bir kutu bu bir kutu Fransa'da ortaya çıkan can

called the can-can a day that the dirt the dirt the dirt did it it did the

-can adlı bir dans var bir gün

can-can and that's what we're talking about today when I was a child I used to

can-can ve bugün bundan bahsediyoruz, ben çocukken

carry the can at school because I can't get the point of collective punishment I

okulda teneke kutuyu taşırdım çünkü toplu cezalandırmanın amacını anlayamadım

always thought it was stupid as well as unfair Thank You Catherine collective

Hep bunun aptalca ve haksız olduğunu düşündüm Teşekkürler Catherine topluluğu

punishment something that teachers often do where

ceza, öğretmenlerin sıklıkla yaptığı bir şeydir,

when something happens in a classroom if someone is responsible for doing

bir sınıfta bir şey olduğunda, eğer birisi bir şeyi yapmaktan sorumluysa

something but no one will admit it they will often punish the whole class so we

ama kimse bunu kabul etmezse, genellikle tüm sınıfı cezalandırırlar, bu yüzden biz

call that collective punishment you don't just punish one person you

buna toplu ceza diyoruz, sadece bir kişiyi cezalandırmazsınız,

punish the whole class so sometimes you might you might accept responsibility

onu cezalandırırsınız. tüm sınıf yani bazen sorumluluğu kabul edebilirsin

you might carry the can so the whole class is not punished I was playing with

kutuyu taşıyabilirsin tüm sınıf cezalandırılmasın

my friend's phone game were you why you should be listening to me

arkadaşımın telefonuyla oynuyordum oyunu sen miydin neden beni dinleyesin evet bey

yes mr. Duncan I have become a youtuber and I really did lose weight I now make

Duncan bir youtuber oldum ve gerçekten kilo verdim Şimdi

children's English learning videos that's great

çocukların İngilizce öğrenme videoları yapıyorum bu harika

ESL kids Hong Kong car Carol Lee hello Carol Lee watching in Hong Kong another

ESL çocuklar Hong Kong arabası Carol Lee merhaba Carol Lee Hong Kong'da

English as a second language teacher hi there hi Carol

ikinci dil öğretmeni olarak başka bir İngilizce izliyor merhaba merhaba Carol

nice to see you here and I hope everything is going okay in Hong Kong I

sizi görmek güzel burada ve umarım Hong Kong'da her şey yolunda gidiyordur

think you need to have more vodka on your birthday no that won't be happening

bence doğum gününüzde daha fazla votka içmeniz gerekiyor hayır bu olmayacak

really pleased to meet you mr. Duncan I met you today and I am really impressed

sizinle tanıştığıma gerçekten çok memnun oldum bayım. Duncan bugün seninle tanıştım ve gerçekten etkilendim

and enthusiastic your style and sympathy thank you very much Daniela hello to you

ve hevesliyim tarzın ve sempatin çok teşekkür ederim Daniela sana merhaba

is it your first time here okay Daniela I will give you a round of applause

ilk gelişin mi tamam Daniela ayrılmadan önce sana bir alkış vereceğim

before I leave

congratulations to daniela for joining us for the first time isn't that lovely

daniela'yı bize katıldığı için tebrikler ilk sefer o kadar güzel değil

hi mr. Duncan happy birthday for the 12th of August yes my birthday isn't

merhaba bayım. Duncan'ın 12 Ağustos doğum günü kutlu olsun evet doğum günüm

today it's not today but it will be coming soon in around three weeks I will

bugün değil bugün değil ama yaklaşık üç hafta sonra yakında bir

be another year older carry the can only means when we want to blame somebody for

yıl daha yaşlanacağım kutuyu yalnızca birini bir şey için suçlamak istediğimizde anlamına gelir

something or it can be used for warming as well well carry the can you carry the

veya olabilir ısınmak için de kullanılsın taşıyabiliyor musun taşıyabilir

can you take responsibility you accept responsibility for something you do it

misin sorumluluk alabilir misin bir şeyin sorumluluğunu kabul ediyorsun

for other people so they don't have to do it you carry the can it is an

başkaları için yap ki onlar yapmak zorunda kalmasın

expression used in English here's another one before I leave you another

biri size ayrılmadan önce başka bir

word and another group of words which form an expression so can can also be a

kelime ve başka bir kelime grubu bir ifade oluşturan bu yüzden bir fiil de olabilir

verb you can use it as a slang term to mean toilet I will show that one first

bunu argo terim olarak tuvalet anlamında kullanabilirsiniz İlk önce bunu göstereceğim

there it is so if you want to use can as a slang

yani kullanmak isterseniz can argo bir

word it means toilet quite often this is used in American English so in the USA

kelime olarak tuvalet anlamına gelir, bu Amerikan İngilizcesinde oldukça sık kullanılır, bu nedenle ABD'de

or in American English you will often hear the word can used which means

veya Amerikan İngilizcesinde tuvalet tuvalet anlamına gelen can kelimesini sık sık duyacaksınız, bu

toilet toilet so that is actually a slang term and then the other one

aslında bir argo terimdir ve sonra diğeri

another use of can to throw away or dispose of something you can something

başka bir kullanım can bir şeyi atmak veya elden çıkarmak, yapabileceğiniz bir şey,

so this particular one is a verb it is a way of saying that you are going to

yani bu belirli bir fiildir,

throw something away or to dispose of something you can it you can it you

bir şeyi atacağınızı veya bir şeyi elden çıkaracağınızı söylemenin bir yoludur, yapabilirsin, yapabilirsin, atabilirsin

throw it away and I suppose the word can in that

ve sanırım can kelimesi bu açıdan

respect means the dustbin or the trashcan so I would imagine in that

çöp kutusu veya çöp tenekesi anlamına gelir, bu

respect that means a thing that you use to dispose of your rubbish or the things

açıdan bunun çöpünüzü veya

you don't require anymore so I hope that's helped you a lot of

artık ihtiyaç duymadığınız şeyleri atmak için kullandığınız bir şey anlamına geldiğini hayal ediyorum, bu yüzden umarım size birçok

things going on today around me it's been so busy here today we started off

şey yardımcı olmuştur bugün etrafımda olup bitenler o kadar yoğundu ki bugün

the livestream at midday and that there were people trying to deliver things to

öğle vakti canlı yayına başladık ve eve bir şeyler götürmeye çalışan insanlar vardı

the house and then mr. Steve's friend arrived to collect his spiders and then

ve sonra bay. Steve'in arkadaşı örümceklerini toplamaya geldi ve sonra

Steve went off in the car with his friend so lots of things going on all

Steve arkadaşıyla arabaya binip gitti, bugün etrafımda pek çok şey oluyor

around me today Sergio you really doing enjoy playing the bad guy I think Sergio

Sergio kötü adamı oynamaktan gerçekten zevk alıyorsun Bence Sergio

sometimes is a little bit cheeky that's what I think he's a little cheeky thank

bazen biraz küstah oluyor bence bu o biraz arsız bugün

you very much to everyone who's joined in today I am going now it is time to

katılan herkese çok teşekkür ederim şimdi gidiyorum veda zamanı

say goodbye I will be back tomorrow don't forget

yarın döneceğim unutmayın

hello mr. Duncan tomorrow is a special day for you can you tell me what that

merhaba bay Duncan yarın senin için özel bir gün o özel günün ne olduğunu bana söyleyebilir misin

special day is tomorrow is special because it is the anniversary of my

yarın özel çünkü

first ever live stream well in fact the anniversary is is on the 15th but

ilk canlı yayınımın yıl dönümü aslında yıl dönümü 15'inde ama

unfortunately we aren't actually doing a live stream on the 15th so we are

ne yazık ki aslında bir şey yapmıyoruz. ayın 15'inde canlı yayın var, bunun

celebrating it tomorrow instead so three years ago I started doing my live

yerine yarın kutluyoruz, bu yüzden üç yıl önce canlı yayınlarımı yapmaya başladım

streams and I've been doing it ever since so I think tomorrow we might have

ve o zamandan beri bunu yapıyorum, bu yüzden yarın

a look at a clip or an excerpt from my first ever live stream oh dear so that

bir klibe veya ilk yayınımdan bir alıntıya bakabiliriz. canlı yayın ah canım

will be tomorrow so three years I have been doing my live streams the 15th of

yarın olacak yani üç yıldır canlı yayınlarımı yapıyorum

July was the first time I did my live streams

ilk kez 15 temmuz 2016 canlı yayınlarımı yaptım vay be

2016 Wow those years have gone by very quickly also I've been making video

o yıllar çok çabuk geçti ayrıca video

lessons for how long nearly 13 years can you believe it here are the live times

dersler yapıyorum 13 yıla yakın ne kadar inanabilirsiniz işte

before I go live lessons on Saturday from 12:00 p.m. on Sunday 2:00 p.m.

cumartesi saat 12:00'den itibaren canlı derslere girmeden önceki canlı saatler. Pazar günü 14:00

don't forget both of those are UK time and if you want to get in touch if you

unutma ikisi de İngiltere saati ve eğer

want to join me on Facebook you can and also my email address is on the screen

benimle iletişime geçmek istersen facebook'ta bana katılabilirsin ve ayrıca e-posta adresim ekranda

now there it is can you see it so there is my there is my email address and if

şimdi orada onu görebilir misin yani orada benim orda e-posta adresim ve

you would like to make a donation to my paypal to allow my work to continue for

paypal'ıma bağışta bulunmak isterseniz

many many years there is the address as well it's time to go parting is such

uzun yıllar çalışmamı sürdürmek için adres de var gitme zamanı ayrılık çok

sweet sorrow it is now 20 past 1 it's time to say goodbye I hope you've

tatlı hüzün şimdi 1'i 20 geçiyor hoşçakal de umarım

enjoyed this I'm back tomorrow tomorrow I'm back

bunu beğenmişsindir yarın dönüyorum

2 p.m. UK time and don't forget there is a new full English lesson next week as

14:00'da dönüyorum. İngiltere zamanı ve gelecek hafta da yeni bir tam İngilizce dersi olduğunu unutmayın

well Wow I am such a busy bee these days so it's time to go goodbye to Adam

Vay canına, bu günlerde çok meşgulüm, bu yüzden Adam'a veda etme zamanı

goodbye to Christina yes the spiders are still alive they are but today they are

Christina'ya veda edin evet örümcekler hala yaşıyorlar ama bugün onlar

leaving they are going they are being taken away Thank You Catherine Thank You

gidiyorlar gidiyorlar götürülüyorlar Teşekkürler Catherine Teşekkürler

Sergio Thank You motivate to yourself I like your name thank you also to Julie

Sergio Teşekkürler kendin için motive ediyorsun Adını beğendim ayrıca Julie

and Daniella and to everyone everyone who has been on the livestream today you

ve Daniella'ya ve herkese teşekkürler bugün canlı yayında olan herkes

can watch this later and there will be subtitles

bunu daha sonra izleyebilirsin ve orada olacak altyazılı ol,

this is mr. Duncan in the birthplace of English on a rather cloudy Saturday

bu bay. Duncan, oldukça bulutlu bir Cumartesi

afternoon saying thanks for joining me catch you later

öğleden sonra İngilizcenin doğum yerinde, bana katıldığınız için teşekkür ediyor, sonra görüşürüz

and of course do you know what's coming next

ve tabii ki

yes you do until the next time we meet here on YouTube...

bundan sonra ne olacağını biliyor musunuz, evet, YouTube'da bir dahaki sefere buluşana kadar bilirsiniz ...

ta ta for now. 8-)

şimdilik ta ta. 8-)