IN, ON, AT English Test: Can you pass?

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.  In, on, at, let's talk about it. 

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. In, on, at, hadi bunun hakkında konuşalım.

I forget. Did I put it in the cabinet, on the  shelf, or at the front door? In, on, and at  

Unuttum. Onu dolaba mı, rafa mı yoksa ön kapıya mı koydum? In, on ve at İngilizce öğrenenler

are three little words that are often tricky for  English learners, and maybe they are for you too.  

için genellikle yanıltıcı olan üç küçük kelimedir ve belki sizin için de öyledir.

But today I have some good news. Today you are  going to test your skills and knowledge of in,  

Ama bugün güzel haberlerim var. Bugün, beceri ve bilginizi

on, and at with a fun little test. Fun? Test? Yes. If you have been watching my lessons or other  

eğlenceli küçük bir testle test edeceksiniz. Eğlence? Ölçek? Evet. Derslerimi veya diğer

English content, you have been inputting real  useful English. And our brains are amazing  

İngilizce içerikleri izliyorsanız, gerçekten kullanışlı İngilizce giriyorsunuz demektir. Ve beyinlerimiz harika

things. Our brains are always trying to sort  out which words go where. Our brains are amazing  

şeylerdir. Beynimiz her zaman hangi kelimelerin nereye gittiğini çözmeye çalışır. Beynimiz,

at recognizing a pattern. The clouds are  dark. It's going to rain. This is a pattern.  

bir modeli tanıma konusunda harikadır. Bulutlar karanlık. Yağmur yağacak. Bu bir modeldir.

But I have a little hunch. A hunch is like a  guess. Do you think that these words in, on,  

Ama biraz önsezim var. Bir önsezi, bir tahmin gibidir. Bu in, on

and at are tricky for you? These little words,  they're called prepositions. I have a hunch  

ve at kelimelerinin sizin için yanıltıcı olduğunu düşünüyor musunuz? Bu küçük kelimelere edat denir.

that you know more than you think you do. These words and concepts seem tricky,  

Sandığından daha fazlasını bildiğine dair bir önsezim var. Bu kelimeler ve kavramlar yanıltıcı görünebilir,

but our brains are amazing. You are amazing. Your  brain has already created some patterns using in,  

ancak beynimiz harikadır. Harikasın. Beyniniz zaten in,  on ve at kullanarak bazı kalıplar oluşturmuştur

on, and at. So I think you are going to do better  on this test than you think you will. Am I right?  

. Bu yüzden, bu testte düşündüğünüzden daha iyi sonuç alacağınızı düşünüyorum . Haklı mıyım?

Am I wrong? Let's find out. Plus, you'll  learn five common fixed phrases using in,  

Yanlış mıyım? Hadi bulalım. Ayrıca, bu dersin sonunda in,  on ve at kullanan beş genel sabit deyim öğreneceksiniz

on, and at, at the end of this lesson. And of course, to help you remember everything  

. Ve elbette, bugün öğrendiğiniz her şeyi hatırlamanıza yardımcı olmak için

that you've learned today, I have created  a free PDF worksheet with all of the ideas,  

tüm fikirleri,

rules, concepts, sample sentences. And at the end  of the PDF, you will be able to answer Vanessa's  

kuralları, kavramları, örnek cümleleri içeren ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum. PDF'nin sonunda Vanessa'nın

challenge question. You can download this free  PDF worksheet with the link in the description. 

meydan okuma sorusunu yanıtlayabileceksiniz. Açıklamadaki bağlantıyı kullanarak bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirebilirsiniz.

Before we start with our test, let's review  a few simple rules. Each of the prepositions  

Testimize başlamadan önce birkaç basit kuralı gözden geçirelim.

in, on, and at can be used to talk about space  and time. Let's take a look at some examples  

in, on ve at edatlarının her biri, uzay ve zamandan bahsetmek için kullanılabilir .

so that we can study before the test. In. I put the medicine in the cabinet,  

Testten önce çalışabilmemiz için   bazı örneklere göz atalım. İçinde. İlacı

in the afternoon. Here we have  space, in the cabinet, and time,  

öğleden sonra dolaba   koydum. Burada dolapta yerimiz ve

in the afternoon. We use in for an enclosed  space, in the cabinet. And for a general time,  

öğleden sonra vaktimiz var. Kabinde kapalı bir alan için in kullanıyoruz . Ve genel bir süre için,

usually a time of day, in the morning, in the  afternoon, in the evening, this general time. 

genellikle günün bir saati, sabah, öğleden sonra, akşam, bu genel saat.

On. I put my phone on the shelf on Monday.  Here we have space, on the shelf, and time, on  

Açık. Pazartesi günü telefonumu rafa koydum. Burada rafta yerimiz ve

Monday. Usually on is with a surface. Sometimes  it's a flat surface. Sometimes it's not.  

Pazartesi günü zamanımız var. Genellikle üzerinde bir yüzey vardır. Bazen düz bir yüzeydir. Bazen değil.

But we talk about on with a surface, on the shelf.  And for time we're talking about a specific day,  

Ama bir yüzeyden bahsediyoruz, rafta. Ve şimdilik belirli bir günden bahsediyoruz,

on Monday, on Tuesday, on Wednesday.  This video is coming out on Friday. 

Pazartesi, Salı, Çarşamba. Bu video Cuma günü geliyor.

And at. Please be at the entrance of the park  at 4:00 PM. We have space, at the entrance,  

Ve de. Lütfen saat 16:00'da parkın girişinde olun. Girişte yerimiz

and time, at 4:00 PM. At the entrance of the  park is a specific place, a specific point,  

ve saat 16:00'da yerimiz var. Parkın girişinde belirli bir yer,   parkın girişinde belirli bir nokta vardır

at the entrance of the park. And for time, at 4:00  PM, we are talking about a specific time, at 4:00  

. Ve saat 16:00 PM, belirli bir zamandan bahsediyoruz, 16:00

PM, at 9:00 PM, at 3:00 AM, this specific time. So we've had a little review here.  

PM, 21:00 PM, 3:00 [ __ ], bu belirli zaman. Bu yüzden burada küçük bir inceleme yaptık.

Don't stress too much about the rules. I want  you to look into your heart as I give you these  

Kurallar hakkında fazla stres yapmayın. Ben size bu test cümlelerini verirken kalbinizin içine bakmanızı istiyorum

test sentences. I want you to choose which word  is the best to fill in each of these sentences.  

. Bu cümlelerin her birini doldurmak için en iyi kelimeyi seçmenizi istiyorum.

Maybe you remember the rules, maybe you  don't. That's okay. Remember those patterns  

Belki kuralları hatırlıyorsun, belki de hatırlamıyorsun. Sorun yok. Bahsettiğimiz kalıpları   hatırlayın

we talked about. Your brain has created some  patterns already using these three words. 

. Beyniniz zaten bu üç kelimeyi kullanarak bazı kalıplar oluşturmuştur.

So let's get started with sentence  number one. Did you find your coat  

O halde bir numaralı cümleyle başlayalım. Paltonu

the closet? Did you find your coat in, on, at the  closet? I'll give you three seconds to decide.  

dolabı buldun mu? Paltonu dolabın üzerinde mi buldun ? Karar vermen için sana üç saniye veriyorum.

Did you find your coat in the closet? In is  an enclosed space. The closet is an enclosed  

Paltonu dolapta buldun mu? Kapalı bir alandır. Dolap, kapalı bir

space. Did you find your coat in the closet? Number two. My favorite cafe is the end of  

alandır. Paltonu dolapta buldun mu? İki numaralı. En sevdiğim kafe

this street. My favorite cafe is  in, on, at the end of this street.  

bu sokağın sonu. En sevdiğim kafe bu sokağın sonunda.

What do you think? Three, two, one. My  favorite cafe is at the end of this street.  

Ne düşünüyorsun? Üç iki bir. En sevdiğim kafe bu sokağın sonunda.

Here we're talking about a specific place,  a specific point. At the end of the street  

Burada belirli bir yerden, belirli bir noktadan bahsediyoruz. Caddenin sonunda   en

is my favorite cafe. How are you doing  so far? Take a deep breath. You got this. 

sevdiğim kafe var. Şu ana kadar nasılsın? Derin bir nefes al. Yapabilirsin.

All right, let's go to number three.  Oh no. I spilled my coffee my homework.  

Pekala, üç numaraya geçelim. Oh hayır. Ödevlerimde kahvemi döktüm.

Oh no. I spilled my coffee in, on, at my homework.  Three, two, one. Oh, no. I spilled my coffee on  

Oh hayır. Ödevimde kahvemi üstüne döktüm. Üç iki bir. Oh hayır. Kahvemi işimin üzerine döktüm

my work. Here we're talking about the surface of  my homework. It also happens to be a flat surface.  

. Burada ödevimin yüzeyi hakkında konuşuyoruz . Aynı zamanda düz bir yüzey olur.

Like I mentioned, we sometimes use this  for flat surfaces, on my homework. Oh man.  

Bahsettiğim gibi, bunu bazen ödevimde düz yüzeyler için kullanıyoruz. Ah adamım.

Now I'm going to have to explain this to my  teacher. I spilled my coffee on my homework. 

Şimdi bunu öğretmenime açıklamam gerekecek . Kahvemi ödevimin üzerine döktüm.

Number four. I enjoy taking walks early the  morning. I enjoy taking walks early in, on,  

Dört numara. Sabah erken saatlerde yürüyüş yapmaktan hoşlanırım . Sabah erkenden,   yürüyüş yapmaktan hoşlanırım

at the morning. Three, two, one. I enjoy taking  walks early in the morning. Here we are talking  

. Üç iki bir. Sabah erken saatlerde yürüyüş yapmaktan hoşlanırım. Burada

about a general time of day. We're not talking  about 9:00 AM. We're talking about a general time,  

günün genel bir zamanından bahsediyoruz. Sabah 9:00'dan bahsetmiyoruz. Genel bir zamandan,

in the morning, in the afternoon. And this is one  of the keys to remembering prepositions, is when  

sabah, öğleden sonra bahsediyoruz. Ve bu edatları hatırlamanın anahtarlarından biridir,

you can remember a full phrase, in the morning,  you're not going to need to think about the rules.  

sabahları tam bir cümleyi hatırlayabildiğiniz zaman kurallar hakkında düşünmenize gerek kalmaz.

All right, general time, specific time, time.  No, you don't need to think about that because  

Pekala, genel zaman, belirli zaman, zaman. Hayır, tüm ifadeyi bildiğiniz için   bunu düşünmenize gerek yok

you know the full phrase. So sentences like this  are great ways to remember these tricky words.  

. Bunun gibi cümleler, bu aldatıcı kelimeleri hatırlamanın harika yollarıdır.

In the morning. Let's go to the next question. Number five. My date will be here 5:15. My date  

Sabah. Bir sonraki soruya geçelim. Beş numara. Randevum 5:15'te burada olacak. Randevum   saat

will be here in, on, at 5:15. We're talking  about time here. I'll give you three seconds.  

5:15'te burada olacak. Burada zaman hakkında konuşuyoruz. Sana üç saniye vereceğim.

My date will be here at 5:15. Hopefully not 5:14.  Hopefully not 5:16, 5:15. Maybe not exactly,  

Randevum 5:15'te burada olacak. Umarım 5:14 değildir. Umarım 5:16, 5:15 değildir. Belki tam olarak değil,

but you know what I mean? Here we're talking  about a specific time, 5:15, 6;15, 7:45,  

ama ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Burada belirli bir zamandan bahsediyoruz, 5:15, 6;15, 7:45,

at 5:15. All right, let's get to the next one. Number six. I love to spend summer vacation  

5:15. Pekala, bir sonrakine geçelim. Altı numara. Yaz tatilini   dağlarda geçirmeyi seviyorum

the mountains. I love to spend summer  vacation in, on, at the mountains.  

. Yaz tatilini dağlarda geçirmeyi seviyorum. Sana

Give you three seconds. Three, two, one.  The best answer for this sentence is  

üç saniye ver. Üç iki bir. Bu cümleye verilebilecek en iyi cevap

I love to spend summer vacation in the mountains.  We're not talking about digging a hole in the  

Yaz tatilini dağlarda geçirmeyi seviyorum. Dağlarda bir çukur kazmaktan

mountains and going inside the dirt and the  rocks. No. This would really be an enclosed space,  

ve çamurun ve kayaların içine girmekten bahsetmiyoruz . Hayır. Bu gerçekten dolapta,   dolapta kapalı bir alan olacaktır

in the closet, in the cabinet. But  sometimes we use the idea of an enclosed  

. Ancak bazen kapalı

space a little bit more loosely. So here we're  talking about being surrounded by the mountains.  

alan fikrini biraz daha gevşek kullanırız. Yani burada dağlarla çevrili olmaktan bahsediyoruz.

It's the idea that you're somewhat enclosed  in the warm embrace of the mountains. So  

Bu, dağların sıcak kucağına bir şekilde kapatılmış olduğunuz fikridir . Yani

sometimes we do use this a little bit more  loosely. Well, you can get the idea here. 

bazen bunu biraz daha gevşek kullanırız. Buradan fikir edinebilirsin.

Number seven, we are having dinner my favorite  restaurant. We're having dinner in, on,  

Yedi numara, en sevdiğim restoranda akşam yemeği yiyoruz . En sevdiğim restoranda akşam yemeği yiyoruz

at my favorite restaurant. I'll give  you three seconds. Three, two, one.  

. Sana üç saniye vereceğim. Üç iki bir. En

We're having dinner at my favorite restaurant.  This is a specific place, a specific point. At  

sevdiğim restoranda akşam yemeği yiyoruz. Bu belirli bir yer, belirli bir nokta.

my favorite restaurant. Well, that's where we're  going to be having dinner. We're having dinner at  

Favori restoranımda  . Pekala, orası akşam yemeği yiyeceğimiz yer. En

my favorite restaurant, a specific place. Number eight. I jumped when he tapped me  

sevdiğim   restoranda, belirli bir yerde akşam yemeği yiyoruz. sekiz numara Omzuma dokunduğunda sıçradım

the shoulder. I jumped when he tapped me in, on,  at the shoulder. Three, two, one. I jumped when he  

. Omzuma dokunduğunda yerimden sıçradım . Üç iki bir.

tapped me on the shoulder. This is also a little  more loose, but we're talking about the surface of  

Omzuma dokunduğunda yerimden sıçradım. Bu da biraz daha gevşek, ancak

my shoulder, the surface of my skin. When  he tapped me on the shoulder, this is the  

omzumun yüzeyinden, cildimin yüzeyinden bahsediyoruz. Omzuma dokunduğunda, bu

surface of it. It's not inside my skin. This is  just the surface. He tapped me on the shoulder. 

onun yüzeyi. Cildimin içinde değil. Bu sadece yüzeydir. Omzuma dokundu.

How are you doing? We have two more  sentences. Let's go to number nine.  

Nasılsın? İki cümlemiz daha var . Dokuz numaraya gidelim.

Do you have a date Saturday night? Do you have a  date in, on, at Saturday night? Do you remember  

Cumartesi gecesi randevun var mı? Cumartesi gecesi randevunuz var mı?

which one we should use with days like Saturday?  I'll give you three seconds. Three, two, one.  

Cumartesi gibi günlerde hangisini kullanmamız gerektiğini hatırlıyor musunuz? Sana üç saniye vereceğim. Üç iki bir.

Do you have a date on Saturday night? We use  on for a specific day, on Saturday, on Friday,  

Cumartesi gecesi randevun var mı? Belirli bir gün için  on kullanırız, Cumartesi, Cuma,

on Tuesday. Do you have a date on Saturday night? And our final test question before we get to five  

Salı. Cumartesi gecesi randevun var mı? Ve beş sabit kelime öbeğine ulaşmadan önceki son test sorumuz

fixed phrases is using in, on, and at is this. You  can email me [email protected].  

in, on ve at is this. Bana [email protected] adresine e-posta gönderebilirsiniz.

This is a common phrase we use in business, or  whenever you need to tell someone your email  

Bu, iş hayatında veya birisine e-posta adresinizi söylemeniz gerektiğinde kullandığımız yaygın bir ifadedir

address. So it's a good expression to remember.  You can email me in, on, or at my email address.  

. Bu yüzden hatırlamak için iyi bir ifade. Bana e-posta adresime, adresine veya e-posta adresime e-posta gönderebilirsiniz.

Three, two, one. You can email me at  [email protected]. This  

Üç iki bir. Bana [email protected] adresinden e-posta gönderebilirsiniz . Bu

is also a more figurative way to use a specific  place. So we said at my favorite restaurant,  

aynı zamanda belirli bir yeri kullanmanın daha mecazi bir yoludur . Biz de parkın girişindeki en sevdiğim restoranda   dedik

at the entrance of the park. But this is not a  place you can go. You can't go physically to my  

. Ancak burası gidebileceğiniz bir yer değil.

email address. So we're going to use this a little  bit more loosely and we can say, you can email me  

E-posta adresime fiziksel olarak gidemezsiniz. Bu nedenle, bunu biraz daha gevşek kullanacağız ve şunu söyleyebiliriz, bana şu adrese e-posta gönderebilirsiniz

at, this is my specific email address. You can  email me at [email protected]. 

, bu benim özel e-posta adresimdir. Bana [email protected] adresinden e-posta gönderebilirsiniz.

Great. Are you ready for five bonus  fixed phrases that include in, on,  

Harika. İçinde, üzerinde   veya at bulunan beş bonus sabit kelime öbeğine hazır mısınız

or at? These are kind of outside the rules  of what we just talked about, but I want  

? Bunlar biraz önce konuştuklarımızın kurallarının dışında, ancak

you to look into your heart and to guess which  preposition do you think would be the best fit? 

kalbinize bakmanızı ve hangi edatın en uygun olduğunu düşündüğünüzü tahmin etmenizi istiyorum.

Let's look at this sentence. The building is fire.  

Bu cümleye bakalım. Bina yanıyor.

The building is in, on, at fire. What is the  fixed phrase we're looking for here? Three,  

Bina yanıyor, yanıyor. Burada aradığımız sabit ifade nedir? Üç

two, one. The building is on fire. Ah, run.  So here we're using the fixed phrase to be on  

iki bir. Bina yanıyor. Koş. Yani burada yanmakta olmak için sabit ifadeyi kullanıyoruz

fire. We can use this in a real way, that there  are flames coming up from the building. So get out  

. Bunu gerçek bir şekilde kullanabiliriz, yani binadan alevler çıkıyor.

of the building. It's on fire. But we can also use  this for more figurative ways. For example, you  

Binadan  çıkın. Yanıyor. Ancak bunu daha mecazi yollar için de kullanabiliriz. Örneğin

might say, "My motivation for learning English is  on fire from watching Vanessa's video," or talking  

" Vanessa'nın videosunu izlemek İngilizce öğrenme motivasyonumu alevlendirdi" diyebilir veya

about your motivation is on fire. Or we might say,  "I'm on fire for English." This is talking about a  

motivasyonunuz hakkında konuşmak   yapabilirsiniz. Veya "İngilizce için ateş yakıyorum" diyebiliriz. Bu,

more figurative way of talking about fire that of  course there is not fire on you, but we're talking  

ateş hakkında konuşmanın daha mecazi bir yolundan bahsediyor ki ateş elbette sizin üzerinizde değil, ama biz

about in your heart. There is an excitement.  There's determination. There's motivation. I'm  

kalbinizde konuşuyoruz. Bir heyecan var. Kararlılık var. Motivasyon var.

on fire for English. My motivation is on fire.  And that is another way to use this expression. 

İngilizce için   yanıyorum. Motivasyonum alev alev. Ve bu ifadeyi kullanmanın başka bir yolu da budur.

All right, let's go to the next sentence. Do  you believe love at first sight? Do you believe  

Pekala, bir sonraki cümleye geçelim. İlk görüşte aşka inanır mısınız?

in, on, at love at first sight? I'll  give you three seconds. Three, two, one.  

İlk görüşte aşka inanır mısınız? Size üç saniye vereceğim. Üç iki bir.

Do you believe in love at first sight?  Here our fixed expression is to believe in  

İlk görüşte aşka inanır mısın? Burada sabit ifademiz

something. You can believe in love. You can  believe in peace. You can believe in your  

bir şeye inanmaktır. Aşka inanabilirsin. Barışa inanabilirsiniz.

ability to learn English. You can believe in  something. And this means you have hope that  

İngilizce öğrenme yeteneğinize   inanabilirsiniz. Bir şeye inanabilirsiniz. Bu da gerçekleşeceğine dair umudunuz olduğu anlamına gelir

it will happen. You have high hopes that this  will come true. I believe in love. Wonderful. 

. Bunun gerçekleşeceğine dair büyük umutlarınız var . Aşka inanırım. Müthiş.

Question number 13. He is really good juggling.  Juggling is when you throw balls in the air.  

Soru 13. Gerçekten çok iyi jonglörlük yapıyor. Hokkabazlık, topları havaya fırlattığınız zamandır.

He is really good in, on, at juggling. I'll  tell you in three, two, one. He is really good  

Hokkabazlık konusunda gerçekten çok iyi. Size üç, iki, bir sonra söyleyeceğim. Hokkabazlık yapmakta gerçekten iyidir

at juggling. Here we're going to use the fixed  expression to be good at something. This is used  

. Burada bir şeyde iyi olmak için sabit ifadeyi kullanacağız. Bu,

all the time. You might say, "I thought that  I wasn't good at English. And then I found  

her zaman kullanılır. " İngilizcede iyi olmadığımı düşündüm. Sonra

Vanessa's lessons and realized, 'Oh, it's not too  hard. I can do this.'" You can be good at English. 

Vanessa'nın derslerini buldum ve 'Ah, bu çok zor değil. Bunu yapabilirim' dedim." İngilizcede iyi olabilirsiniz.

Number 14. Do you have this a smaller size? This  is a common expression when you're shopping.  

14 numara. Bunun bir küçüğü var mı? Bu , alışveriş yaparken sık kullanılan bir ifadedir.

Do you have this in, on, or at a smaller size?  Three, two, one. Do you have this in a smaller  

Bunun içinde, üstünde veya daha küçük bir boyutu var mı? Üç iki bir. Bunun daha küçük bir bedeni var mı

size? This expression, to be in a size or color is  commonly used when we're shopping and we're trying  

? Bu ifade, bir beden veya renkte olmak, genellikle alışveriş yaparken ve

to find the best thing that we are looking  for. So you might say, "Do you have this in  

aradığımız en iyi şeyi bulmaya çalışırken kullanılır . Yani, "Bu

a large? Do you have this in a medium?" Or we  can use it for color. "Do you have this in red?  

büyük boyda mı? Bu bir orta boyda mı var?" diyebilirsiniz. Veya renk için kullanabiliriz. "Bunun kırmızısı var mı?

Do you have this in stripes?" Great. This is a  great expression to use when you're shopping. 

Bunun şeritleri var mı?" Harika. Bu, alışveriş yaparken kullanabileceğiniz harika bir ifadedir.

And our final test question. Are  you ready, drum roll, is my date was  

Ve son test sorumuz. hazır mısın davul sesi, randevum

his phone all night. It was so rude. My date was  in, on, at his phone all night. Such a shame.  

bütün gece onun telefonuydu. Çok kabaydı. Randevum bütün gece telefonundaydı. Utanç verici.

Three, two, one. My date was on his phone all  night. It was so rude. He's not actually standing  

Üç iki bir. Randevum bütün gece onun telefonundaydı . Çok kabaydı. Aslında

on his phone, but instead that means he's using  his phone. And this is a common expression, to be  

telefonunun başında durmuyor, bunun yerine telefonunu kullandığı anlamına geliyor . Ve bu yaygın bir ifadedir,

on your phone. Sometimes you could  say this maybe to teenagers. "Hey,  

telefonunuzda olmak. Bazen bunu belki gençlere söyleyebilirsiniz. "Hey,

get off your phone. You are on your phone all day.  Why are you always on your phone? I wish I wasn't  

telefonu kapat. Bütün gün telefonundasın. Neden hep telefonundasın? Keşke

on my phone so much." It doesn't mean that  you're standing on your phone. It just means  

bu kadar  telefonumda olmasaydım. Bu, telefonunuzun başında durduğunuz anlamına gelmez. Bu sadece

you're using your phone. So this is a great  fixed expression to know, to be on your phone. 

telefonunuzu kullandığınız anlamına gelir. Yani bu, bilmek, telefonunuzda olmak için harika bir sabit ifade.

So let's do a little review. I'm going to  read all of these sentences one more time  

O halde küçük bir inceleme yapalım. Tüm bu cümleleri bir kez daha okuyacağım

and I would like you to try to say them out loud  with me. Do you think you can do this? Of course,  

ve sizden bunları benimle yüksek sesle söylemeye çalışmanızı istiyorum . Bunu yapabileceğini düşünüyor musun? Tabii

you can, because you are good at English.  Let's say all of these sentences together. 

yapabilirsin çünkü İngilizcen iyi. Gelin bu cümleleri hep birlikte söyleyelim.

Did you find your coat in the closet? I  enjoy taking walks early in the morning.  

Paltonu dolapta buldun mu? Sabah erken saatlerde yürüyüş yapmaktan hoşlanırım.

I love to spend summer vacation in the mountains.  Do you have this in a smaller size? Do you believe  

Yaz tatillerini dağlarda geçirmeyi seviyorum. Bunun bir küçüğü var mı elinizde

in love at first sight? Oh no. I spilled  coffee on my homework. Do you have a date  

İlk görüşte aşka inanır mısın? Oh hayır. Ödevimin üzerine kahve döktüm. Cumartesi gecesi randevunuz   var mı

on Saturday night? I jumped when he tapped  me on the shoulder. The building is on fire.  

? Omzuma dokunduğunda sıçradım . Bina yanıyor.

My date was on his phone the whole night. It  was so rude. My favorite cafe is at the end of  

Randevum bütün gece onun telefonundaydı. Çok kabaydı. En sevdiğim kafe

this street. My date will be here at 5:15. We are  having dinner at my favorite restaurant. You can  

bu sokağın sonundadır. Randevum 5:15'te burada olacak. En sevdiğim restoranda akşam yemeği yiyoruz. Bana

email me at [email protected].  He is really good at juggling. 

[email protected] adresinden e-posta gönderebilirsiniz. O jonglörlükte gerçekten iyidir.

So how did you do on this test? I hope that it was  better than you imagined, because your brain is  

Peki bu testte nasıl yaptın? Umarım hayal ettiğinizden daha iyi olmuştur, çünkü beyniniz

amazing. You are amazing. You have been creating  patterns by watching my videos and other English  

harikadır. Harikasın. Videolarımı ve diğer İngilizce içerikleri izleyerek kalıplar oluşturuyorsunuz,

content so that these seemingly tricky words  are maybe actually easier than you thought. 

böylece bu aldatıcı görünen kelimeler aslında düşündüğünüzden daha kolay olabilir. Bu derste öğrendiğiniz

Don't forget to help you remember everything  you learned in this lesson, you can download  

her şeyi hatırlamanıza yardımcı olmayı unutmayın . Bugün konuştuğumuz

the free PDF worksheets with all of the rules,  sentences, and ideas that we talked about today,  

tüm kuralları, cümleleri ve fikirleri içeren ücretsiz PDF çalışma sayfalarını indirebilir

and you can answer Vanessa's challenge  question. You can click on the link  

ve Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayabilirsiniz. Söz

in the description to download that PDF. And now I have a little question for you.  

konusu PDF'yi indirmek için açıklamadaki bağlantıya   tıklayabilirsiniz. Ve şimdi size küçük bir sorum var.

In the comments, let me know what your score was,  and also, what is something that you are good at?  

Yorumlarda, puanınızın ne olduğunu ve ayrıca hangi konuda iyi olduğunuzu bana bildirin.

Let us know in the comments. I can't wait to read  to see what you have to say. Make sure you read  

Yorumlarda bize bildirin. Ne söyleyeceğinizi görmek için okumak için sabırsızlanıyorum. Dünyanın dört bir yanından harika insanları

other people's comments as well to get to know  wonderful people from around the world. Well,  

tanımak için diğer kişilerin yorumlarını da okuduğunuzdan emin olun . Peki,

thank you so much for learning English with me  and I'll see you again next Friday for a new  

benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim ve önümüzdeki Cuma YouTube kanalımda yeni bir   ders için tekrar görüşmek üzere

lesson here on my YouTube channel. Bye. The next step is to download the free  

. Hoşçakal. Sonraki adım,

PDF worksheet for this lesson. With this  free PDF, you will master today's lesson  

bu ders için ücretsiz   PDF çalışma sayfasını indirmektir. Bu ücretsiz PDF ile bugünün dersinde ustalaşacak

and never forget what you have learned. You  can be a confident English speaker. Don't  

ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız. Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

forget to subscribe to my YouTube channel  for a free English lesson every Friday. Bye.

Her cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.