🧃Learn English Vocabulary: JUICE

The other day my son was talking about a  skateboarder having enough juice to get  

Geçen gün oğlum bir kaykaycının rampayı çıkmak için yeterli enerjiye sahip olduğundan bahsediyordu

up a ramp and he said, “Mom, did you know that  juice also means power?” And I was like, “Yeah,  

ve "Anne, meyve suyunun aynı zamanda güç anlamına geldiğini biliyor muydun?" Ben de "Evet,

I did know that.” So, you might know juice, the  liquid that you extract from a fruit, like orange  

bunu biliyordum" gibiydim. Yani meyve suyunu, portakal suyu gibi bir meyveden elde ettiğiniz sıvıyı biliyor olabilirsiniz

juice, but it also means power, like to get up a  ramp or batteries. “My phone died. It ran out of  

, ancak bu aynı zamanda güç anlamına da gelir, rampa veya pil gibi. "Telefonum bozuldu. Meyve

juice.” It can also mean steroids. “The team has  been doing really well lately. I think some of  

suyu bitmiş." Steroid anlamına da gelebilir. "Takım son zamanlarda gerçekten iyi gidiyor. Sanırım

them are on the juice.” It can also be used to  mean alcohol or the liquid that you vape with.  

bazıları meyve suyu kullanıyor. Ayrıca alkol veya elektronik sigara kullandığınız sıvı anlamında da kullanılabilir.

It can also mean respect, credibility or clout.  “He's got a lot of juice in his neighborhood.”  

Aynı zamanda saygı, güvenilirlik veya nüfuz anlamına da gelebilir. "Mahallesinde çok fazla meyve suyu var."

In my opinion, this is the tastiest juice.

Bence bu en lezzetli meyve suyu.