MOST COMMON English Word Combinations! - FAST Speaking Practice!

- Today is where your English level

- Bugün, İngilizce seviyenizin

goes from here, oop, to here.

buradan, oop, buraya geldiği yer.

(gentle music)

(hafif müzik)

- These are the most common three to four word combos ever.

- Bunlar şimdiye kadarki en yaygın üç ila dört kelimelik kombinasyonlardır.

According to Google.

Google'a göre.

To make this work better for you,

Bunu senin için daha iyi hale getirmek için,

I want you to make notes of each combo,

her komboyu not almanı

and make a practice sentence

ve konuşmanı hızlandırmak için her gün pratik yapabileceğin bir cümle hazırlamanı istiyorum

that you can practice saying every day,

to speed up your speaking.

.

Make sure this sentence applies to your life.

Bu cümlenin hayatınız için geçerli olduğundan emin olun.

First, a number of.

İlk olarak, bir dizi.

This is a great way to say many. A lot.

Bu çok şey söylemenin harika bir yolu. Çok fazla. Benimle

Practice your pronunciation with me, so you can improve.

telaffuz pratiği yap , böylece kendini geliştirebilirsin.

A number of.

bir dizi.

Schwa here, and here.

Schwa burada ve burada.

And the stress is on Nu.

Ve stres Nu üzerinde.

A number of.

bir dizi.

A number of.

bir dizi.

Remember, it means many or a lot.

Unutmayın, çok veya çok anlamına gelir.

So a business example could be,

Bir iş örneği,

I've worked on a number of campaigns for various companies.

çeşitli şirketler için bir dizi kampanya üzerinde çalıştım olabilir.

Or an everyday dating example could be,

Ya da günlük flört örneği şu olabilir:

I've been on a number of Tinder dates, and they all sucked.

Birkaç Tinder randevusunda bulundum ve hepsi berbattı.

Now you practice.

Şimdi pratik yapıyorsun.

(gentle music)

(hafif müzik)

(clapping)

Nice.

(alkış)

Güzel.

One of the, some of the, part of the.

Biri, bazıları, parçası.

Lots of connected speech practice today.

Bugün pek çok bağlantılı konuşma pratiği.

So pay attention, practice with me.

Bu yüzden dikkat et, benimle pratik yap.

Examples you could use.

Kullanabileceğiniz örnekler.

One of the.

Biri.

Stress on Wa.

Wa üzerinde stres.

One of the.

Biri.

One of the.

Biri.

(gentle music)

(hafif müzik)

You'll notice with words like of, we just remove the F,

gibi kelimelerle fark edeceksiniz , sadece F'yi kaldırdık

and that sounds like a schwa sound.

ve bu kulağa bir schwa sesi gibi geliyor.

Uh.

Ah.

Aly?

Yeah, he's one of the best teachers on YouTube.

Ali?

Evet, YouTube'daki en iyi öğretmenlerden biri.

Some o the.

Bazıları

Make sure you have every syllable.

Her heceye sahip olduğunuzdan emin olun.

Some o the.

Bazıları

I don't always eat cookies

Her zaman kurabiye yemem,

just some of the time.

sadece arada sırada.

Stress on su.

Su üzerinde stres.

Some of the time.

Bazen. Bir

Part of the.

bölümü.

Yeah, you could use glotal T here.

Evet, burada gırtlak T'yi kullanabilirsin. Bir

Part of the doesn't really matter.

kısmı gerçekten önemli değil. Senden nefret

Part of the reason I hate you is your face.

etmemin bir nedeni de yüzün.

And part of the reason I hate you is your voice.

Ve senden nefret etmemin nedenlerinden biri de sesin. Konuşma

See how it makes your speaking speed way faster?

hızınızı nasıl daha hızlı hale getirdiğini görüyor musunuz ?

It's crazy, right?

Bu çılgınca, değil mi?

As well as.

Birlikte. Ek

It means, in addition to.

olarak anlamına gelir.

And it connects two things together.

Ve iki şeyi birbirine bağlar.

Saying they're part of the same thing in some way.

Bir şekilde aynı şeyin parçası olduklarını söylemek.

Pronunciation.

Telaffuz.

As well as.

Birlikte.

Schwa sound, uh.

Schwa sesi, uh.

Here and here.

Burada ve burada.

As well as. Also notice, the S sounds like a Z.

Birlikte. Ayrıca dikkat edin, S kulağa Z gibi geliyor

As well as.

.

As well as.

Birlikte.

(gentle music)

(hafif müzik) Hem

I eat cookies, as well as going to the gym.

kurabiye yiyorum hem de spor salonuna gidiyorum.

You could also use this to mean

Bunu,

this does something as good as this thing.

bunun bu şey kadar iyi bir şey yaptığını belirtmek için de kullanabilirsiniz.

Yeah, sure. Sounds fun.

Evet tabi. Kulağa eğlenceli geliyor.

I'll see you tonight.

Bu gece görüşürüz.

You know as well as I do, I'm not going anywhere tonight.

Sen de benim kadar biliyorsun, bu gece hiçbir yere gitmiyorum.

Be able to.

Yapabilmek.

It means can.

Can demektir.

And we say be able to when, for example,

Ve örneğin,

we need an infinitive verb.

mastar bir fiile ihtiyacımız olduğunda be Could To deriz.

Like after a modal verb or an auxiliary verb.

Bir modal fiilden veya bir yardımcı fiilden sonra olduğu gibi.

Pronunciation, practice with me.

Telaffuz, benimle pratik yap.

Be able to.

Yapabilmek.

We insert a yuh sound between B and able.

B ile able arasına bir yuh sesi ekliyoruz.

Be able.

muktedir ol

Be able to.

Yapabilmek.

Stress on a. Be able to.

a üzerinde stres. Yapabilmek.

(gentle music)

(hafif müzik)

Ugh, I wanna be able to have more free time.

Ah, daha fazla boş zamanım olsun istiyorum.

Again, practice the pronunciation with me,

Tekrar, benimle telaffuz pratiği yap

but make your own sentences as we go.

ama ilerledikçe kendi cümlelerini kur.

So you can practice every day

Böylece her gün pratik yapabilir

and make your speaking like (snaps) super speed.

ve konuşmanızı süper hızlı hale getirebilirsiniz.

In order to.

İçin.

The stress is on norder to.

Stres kuzeyde.

In order to.

İçin.

(gentle music)

(hafif müzik)

In order to work together, we need to be able to get along.

Birlikte çalışabilmemiz için anlaşabilmemiz gerekiyor.

If you're practicing with me,

Benimle pratik yapıyorsanız, burada

you should notice your speaking speed get faster

konuşma hızınızın

instantly here.

anında arttığını fark etmelisiniz.

But with time and practice,

Ancak zaman ve pratikle, ağzınızdan çıkması

it gets even faster and even more natural

daha da hızlı ve daha doğal hale gelir

coming out of your mouth.

.

So don't worry.

Bu yüzden endişelenme.

You want to.

İstediğiniz.

Usually this is a general you.

Genellikle bu bir genel sizsiniz.

Not specifically you, you,

Spesifik olarak siz değil,

but a general group of people.

genel bir grup insan.

So like giving advice. You.

Yani tavsiye vermek gibi. Sen.

Pronunciation. We have options.

Telaffuz. Seçeneklerimiz var.

You want to. That's fine.

İstediğiniz. Bu iyi.

But more naturally, and more quickly, you wanna.

Ama daha doğal ve daha hızlı bir şekilde istiyorsun. Bu yaz Londra

In order to be able to enjoy your holiday

tatilinizin tadını çıkarabilmek için

to London this summer, you wanna bring all of your clothes.

tüm kıyafetlerinizi getirmek istiyorsunuz.

The weather's ridiculous.

Hava çok komik.

Next is one of the most.

Sonraki en çok biridir.

This four word combo is like the pasta of English.

Bu dört kelimelik kombinasyon, İngilizcenin makarnası gibidir.

It matches really well with so many situations.

Pek çok durumla gerçekten iyi eşleşiyor.

But my favorite way to use this,

Ama bunu kullanmanın en sevdiğim yolu, bir şeyin

is to exaggerate how good or how bad something is.

ne kadar iyi ya da ne kadar kötü olduğunu abartmaktır.

Pronunciation.

Telaffuz.

One of the most. See that rhythm?

En iyilerinden biri. Şu ritmi görüyor musun?

One of the most.

En iyilerinden biri.

Stress here and here. Say it with me.

Burada ve burada stres. Benimle söyle.

One of the most.

En iyilerinden biri.

(gentle music)

(hafif müzik)

Speed up.

Hızlanın.

One of the most.

En iyilerinden biri.

You're amazing.

Harikasın.

This is one of the most amazing cookies ever.

Bu şimdiye kadarki en harika kurabiyelerden biri.

You are one of the most annoying people I've ever met.

Tanıştığım en sinir bozucu insanlardan birisin.

Next is out of the.

Sıradaki çıkış.

Pronunciation. Out of the.

Telaffuz. Dışında.

That's fine.

Bu iyi.

But quicker, out of the.

Ama daha hızlı, dışarı.

And of course, glottal t is an option.

Ve tabii ki, gırtlaksı t bir seçenektir.

Out of the.

Dışında.

(gentle music)

(hafif müzik)

How can we use this?

Bunu nasıl kullanabiliriz?

Well, of course, there's out of the way.

Tabii ki, yolun dışında var.

Outta the way.

Yoldan çekil.

Of the way.

yoldan.

And that means, it's not a problem anymore.

Ve bu, artık bir sorun olmadığı anlamına gelir.

Ugh. I finished my work.

Ah. İşimi bitirdim.

Now that's out of the way.

Şimdi bu yoldan çıktı.

But way more fun is out of the blue.

Ama çok daha fazla eğlence birdenbire ortaya çıkıyor.

Which means suddenly, or no one expected this to happen.

Bu, birdenbire ya da hiç kimse bunun olmasını beklemiyor demektir.

Especially at that moment.

Özellikle o anda.

You're breaking up with me?

Benden ayrılıyor musun?

This is so out of the blue.

Bu hiç beklenmedik bir şey.

Next is a lot of.

Sırada çok var.

I thought this would be the most common,

Bunun en yaygın olacağını düşündüm,

but I guess not.

ama sanırım değil.

Pronunciation. Again, we have options.

Telaffuz. Yine seçeneklerimiz var.

A lot of.

Birçok.

A lot of.

Birçok.

Glottal T, a lotta.

Gırtlaksı T, bir sürü.

(gentle music)

(hafif müzik)

Sounds like Aloha, but it's not.

Kulağa Aloha gibi geliyor ama değil.

Now, a very common mistake for ESL students.

Şimdi, ESL öğrencileri için çok yaygın bir hata.

If you say a lot, that's fine.

Çok şey söylersen, sorun değil.

But when you say a lot of,

Ama çok şey söylediğinde, bahsettiğin

you need that specific thing that you're talking about.

o belirli şeye ihtiyacın var .

For example, what cookies? I have a lot of.

Örneğin, hangi çerezler? bende çok var

No. See the mistake?

Hayır. Hatayı görüyor musun?

You got cookies?

Kurabiye var mı?

Yeah, a lot.

Evet, çok.

Good. You got cookies?

İyi. Kurabiye var mı?

Yeah. A lot of cookies.

Evet. Bir sürü kurabiye.

That's good.

Bu iyi.

And finally, the end of the.

Ve son olarak, sonu. Size

Before I show you the pronunciation,

telaffuzu göstermeden önce, daha

think about the connected speech that we've already done,

önce yaptığımız bağlantılı konuşmayı

and the tips I already gave you.

ve size verdiğim ipuçlarını düşünün.

See if you can nail this pronunciation.

Bakalım bu telaffuzu becerebilecek misin?

(gentle music)

(hafif müzik)

Got it?

Anlaşıldı mı?

The end of the.

Nın sonu.

Stress on end.

Baştan sona stres.

We link the and end with a yuh sound.

Bağlıyoruz ve bir yuh sesiyle bitiriyoruz.

The end.

Son.

And of course of becomes a schwa.

Ve tabii ki bir schwa olur.

The end of the.

Nın sonu.

The end of the.

Nın sonu.

Say it with me, the end of the.

Benimle söyle, işin sonu.

(gentle music)

(hafif müzik)

So this is the end of the list.

Demek listenin sonu bu.

I hope you learned a lot.

Umarım çok şey öğrenmişsindir.

And I hope that you're making notes,

Ve umarım not alıyorsundur, her gün pratik yapabileceğin

writing your own example sentences that you can practice

kendi örnek cümlelerini yazıyorsundur

with every day.

. Telaffuz hakkında

In order to learn more about pronunciation,

daha fazla bilgi edinmek için

try this, you'll really like it.

bunu deneyin, gerçekten beğeneceksiniz.

But if you prefer to learn more about vocabulary,

Ancak kelime dağarcığı hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız

try this video.

bu videoyu deneyin.

It's also really, really good.

Aynı zamanda gerçekten çok iyi.

Remember to subscribe and get my ultimate English

ebook to boost your English level

İngilizce seviyenizi yükseltmek

and remember everything I teach way more easily.

ve öğrettiğim her şeyi çok daha kolay hatırlamak için abone olmayı ve nihai İngilizce e-kitabımı almayı unutmayın.

And I'll see you in the next class.

Ve bir sonraki derste görüşürüz.