Lesson 102 👩‍🏫Basic English with Jennifer - Using the Present Progressive

Hi everyone. I'm Jennifer from English with Jennifer. Do you know my two

Herkese selam. Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer.

students from Brazil, Flavia and Andreia? Do you want to study basic English with

Brezilya'dan iki öğrencim Flavia ve Andreia'yı tanıyor musunuz? Onlarla temel İngilizce öğrenmek ister misiniz

them? Let's review the present progressive together. You know how to say

? Şimdiki ilerlemeyi birlikte inceleyelim.

hi to people in English. Right? When someone says, "Hey! How are you?"

İnsanlara İngilizce merhaba demeyi biliyorsun. Sağ? Birisi "Hey! Nasılsın?"

you can answer, "Good. And you?" or "Great. How about you?" Sometimes our greetings change

"Güzel. Ya sen?" veya "Harika. Peki ya sen?" Bazen

with the seasons. We might mention something about spring, summer, fall, or

mevsimlere göre değişir selamlaşmalarımız. İlkbahar, yaz, sonbahar veya kış hakkında bir şeyler söyleyebiliriz

winter. Listen. Do you remember our first lesson? We practiced: How are you? How's it

. Dinlemek. İlk dersimizi hatırlıyor musun ? Pratik yaptık: Nasılsın? Nasıl

going? How are you doing? There's so many questions. Some of those questions

gidiyor? Nasılsın? Çok fazla soru var. Bu sorulardan bazıları

use the present progressive, like "How are you doing?" That's the present progressive. Right?

"Nasılsın?" gibi şimdiki zaman kipini kullanıyor. Bu şimdiki ilerici. Sağ?

How are you doing?

Nasılsın?

So we know that the present progressive has a form of BE (am, is, are) and? The -ing. Right?

Şimdiki ilericinin bir BE ([ __ ], is, are) ve? biçimine sahip olduğunu biliyoruz. -ing. Sağ?

How are you doing? It's summertime now. I could ask, "How is (how's)

Nasılsın? Şimdi yaz zamanı. "Yazın nasıl gidiyor (nasıl)

your summer going?" That's another greeting for the summer.

?" diye sorabilirim. Bu yaz için başka bir selamlama.

Right? Summer for many people is a vacation. "Hey. How are you doing?

Sağ? Birçok insan için yaz bir tatildir. "Hey. Nasılsın?

How's your summer going? What would you say? How's your summer

Yazın nasıl gidiyor? Ne dersin? Yazın nasıl

going? What could you say? I'm good. Not "I'm good." I'm talking about your summer, so

gidiyor? Ne diyebilirsin? İyiyim. "İyiyim" değil.

"How's your summer going?" It is good. Good. It's good. Things are good. How's your summer going?

"Yazın nasıl gidiyor?" İyi. Güzel. Güzel. Her şey yolunda. Yazın nasıl gidiyor? İyi

Good. Great. Awesome. How's your summer going? Say, "Ah..." You can say, "Well, it's good. I'm a little busy. I'm a little busy. How's your summer going?"

. Harika. Harika. Yazın nasıl gidiyor? "Ah..." deyin. , bu iyi. Biraz meşgulüm. Biraz meşgulüm. Yazın nasıl gidiyor?"

Some people might ask, "What are

Bazı insanlar "Ne

you doing...what are you doing this summer?"

yapıyorsun...bu yaz ne yapıyorsun?"

What are you doing this summer? Are you taking classes? Are you just relaxing?

Bu yaz ne yapıyorsun? Ders mi alıyorsun? Sadece rahatlıyor musun?

I stay home, relax....I'm at home...because it's very, very, hot. Yes, it's hot. What are you doing this summer?

Ben evde kalıyorum, rahatlıyorum. ...evimdeyim...çünkü hava çok çok sıcak.Evet çok sıcak.Bu yaz ne yapıyorsun?

You say, "I'm staying at home with the air conditioner." You can go out in the evening.

"Klimayla evde kalıyorum " diyorsun. Akşam dışarı çıkınca

Someone could ask, "Are you enjoying...are you enjoying the summer?

birisi "Yazın tadını çıkarıyor musun...keyfini çıkarıyor musun?

That's also present progressive.

Bu aynı zamanda mevcut ilerici.

Are you enjoying the summer? And what would you answer?

Yazın tadını çıkarıyor musun? Ve ne cevap verirdin?

Hey! How's it going? Are you enjoying the summer? nice response okay and that

Hey! Nasıl gidiyor? Yazın tadını çıkarıyor musun ? güzel cevap tamam ve bu

No. That's the truth, and you can say, "No." but it's not a nice response.

Hayır. Gerçek bu ve siz "Hayır" diyebilirsiniz. ama bu hoş bir cevap değil.

You can say, like, "Uh, it's okay." Uh, it's okay, and that

"Uh, sorun değil" gibi diyebilirsin. Uh, sorun değil ve bu

basically means no. But in conversation we usually don't say, "No." So you can say, "Uh, it's okay."

temelde hayır anlamına geliyor. Ama sohbette genellikle "Hayır" demeyiz. Böylece, "Uh, sorun değil" diyebilirsiniz.

It's okay. There you go. Yeah.

Sorun değil. İşte gidiyorsun. Evet.

Uh, it's okay. Are you enjoying the summer?

Sorun değil. Yazın tadını çıkarıyor musun?

Hey. Are you enjoying the summer?

Hey. Yazın tadını çıkarıyor musun?

Yes, I like the summer.

Evet, yazı severim.

Yeah. Things are great. I love the summer.

Evet. İşler harika. Yazı Seviyorum.

I don't like the summer.

Yazı sevmiyorum.

But you kind of have to change the truth and not say "no" but "uh...it's okay...it's all right." And that tells me no.

Ama bir şekilde gerçeği değiştirmelisin ve "hayır" değil "uh... sorun değil... sorun değil" demelisin. Ve bu bana hayır diyor.

But you have to sort of change it to sound happy. Okay? So, remember with the present progressive, we

Ama mutlu görünmek için bunu değiştirmelisin. Tamam aşkım? Yani, şimdiki zaman ile unutmayın,

have a form of BE and the -ing. Quick review. Let's practice with DO. I am doing.

BE ve -ing'in bir biçimine sahibiz. Hızlı inceleme. DO ile pratik yapalım. Yapıyorum.

You...you are doing. He...he is doing. She...she is doing. It...it is doing. We...we are doing. They...they are doing.

Yapıyorsun. O... o yapıyor. O... o yapıyor. Yapıyor. Biz... yapıyoruz. Onlar... onlar yapıyorlar.

And, of course, in conversation, we often use the short forms, the

Ve tabii ki, konuşmada sık sık kısa biçimleri, kısaltmaları kullanırız

contractions. I'm doing well. He's doing well. She's doing well. We're

. İyi yapıyorum. İyi gidiyor. İyi gidiyor.

doing fine . They're doing great. So use the contractions: I'm, you're, he is...

İyi gidiyoruz. Harika gidiyorlar. O halde kısaltmaları kullanın: ben, sen, o... o

he's, she is...she's, it is...it's, we are...we're, we're doing fine.

, o... o, o... o, biz... biz, biz iyiyiz.

They are...they're. They're doing great. Yeah. How are your parents? They're doing fine.

onlar... onlar. Harika gidiyorlar. Evet. Ebeveynlerin nasıl? İyi gidiyorlar.

They're doing great. How are you and your husband doing? We're doing fine. Did you hear

Harika gidiyorlar. Sen ve kocan nasılsınız? İyi gidiyoruz.

all those questions that are part of the greeting? Say them with me again. We'll

Selamlaşmanın bir parçası olan tüm bu soruları duydunuz mu ? Benimle tekrar söyle.

say them slowly and then fast. How are you doing? How are you doing? How's your

Bunları önce yavaş sonra hızlı bir şekilde söyleyeceğiz. Nasılsın? Nasılsın? Yazın nasıl

summer going? How's your summer going? Are you enjoying the summer? Are you enjoying

gidiyor? Yazın nasıl gidiyor? Yazın tadını çıkarıyor musun? Yazın tadını çıkarıyor musun

the summer?

?

What are you doing this summer?

bu yaz ne yapıyorsun?

What are you doing this summer? Now let's review why we use the present progressive.

bu yaz ne yapıyorsun? Şimdi şimdiki zaman kipini neden kullandığımızı gözden geçirelim.

Why do we use the present progressive? There are a few different

Neden şimdiki zaman kipini kullanıyoruz? Birkaç farklı

reasons. I want to review that. Sometimes we use the present progressive to talk

sebep var. Bunu gözden geçirmek istiyorum. Bazen şu anda olanlardan bahsetmek için şimdiki progresif kullanırız

about what's happening right now. Right? What are we doing? We're practicing.

. Sağ? Biz ne yapıyoruz? Pratik yapıyoruz.

We're studying. We're speaking in English. Where are your husbands right now? My

Çalışıyordu. İngilizce konuşuyoruz. Kocalarınız şu anda neredeler?

husband is at home. Where are your husbands?

Kocam evde. Kocalarınız nerede ?

My husband went...no?

Kocam gitti...hayır mı?

My husband went to work. He went to work.

Kocam işe gitti. O işe gitti.

So, he's at his office right now. Okay. Where's your husband? He's working. He's working.

Demek şu anda ofisinde. Tamam aşkım. Senin kocan nerede? O çalışıyor. O çalışıyor.

Good. He's working right now. It doesn't matter. You can say, "He went to work."

İyi. Şu anda çalışıyor. Önemli değil. "İşe gitti" diyebilirsiniz.

went to work. He's working right now." What do you think they're doing right now?

işe gitti. Şu anda çalışıyor." Sence şu anda ne yapıyorlar?

At this moment, what do you think they're doing? My husband he might be talking on

Şu anda ne yaptıklarını düşünüyorsun? Kocam telefonda konuşuyor olabilir

the phone because he has a lot of phone calls, so he might be talking. Maybe

çünkü çok fazla araması var, bu yüzden o konuşuyor olabilir.belki

he's talking on the phone. Maybe he's working on the computer. I think he's

telefonda konuşuyor.belki bilgisayarda çalışıyor.sanırım

working on the computer. I think he's talking on the phone. What do you think

bilgisayarda çalışıyor.sanırım telefonda konuşuyor.eşiniz

your husband is doing right now?

şu anda ne yapıyor sanıyorsunuz?

I think he is having lunch.

öğle yemeği.

Oh, right. It's true . It's lunchtime, so maybe he's having his lunch. What do you

Ah, doğru. Doğru. Öğle yemeği zamanı, yani belki öğle yemeğini yiyordur. Sizce

think your husband is doing right now?

kocanız şu anda ne yapıyor?

He's driving. He's driving. Oh, he's driving to work. Okay.

Araba kullanıyor. Araba kullanıyor. Oh, işe gidiyor. Tamam.

He's going. He going to work. So, it takes a while to get there.

Gidiyor. Gidiyor. çalışmak. Yani oraya varmak biraz zaman alıyor.

Good job. Okay. So, often we use the present progressive

Aferin. Tamam. Bu nedenle, genellikle

for what someone is doing right now. Other times we use it for something that

birinin şu anda yaptığı şey için şimdiki ilerici kullanırız. Diğer zamanlarda bunu

is happening at the present, maybe not at this minute, but it's happening, and it's

şu anda olan bir şey için kullanırız, belki de değil şu anda oluyor ama oluyor

not finished. So, for example, I love to read, and I have a book at home. I started

bitmedi mesela ben okumayı çok severim evde de kitap var

last night. I'm on, like, page 3 or 4, so I'm reading in a new book. I'm reading a

dün gece başladım. 3. veya 4. sayfadayım, bu yüzden yeni bir kitapta okuyorum.

new book right now. Not at this minute. It's at home, but I'm not finished.

Şu an yeni bir kitap okuyorum. Şu anda değil. Evdeyim ama işim bitmedi.

So, this week I'm reading a new book. Every week or every two weeks, I read a

O yüzden bu hafta yeni bir kitap okuyorum. Her hafta veya iki haftada bir

new book. I'm reading a book right now, and I'm reading about vampires. Do you know vampires? It's fun.

yeni bir kitap okurum. Şu anda bir kitap okuyorum ve vampirler hakkında okuyorum. Vampirleri tanıyor musun? Eğlenceli.

Vampires and romance. It's nice. It's fun. Yeah. That's what I'm doing.

Vampirler ve romantizm. Bu iyi. Eğlenceli. Evet. Ben de öyle yapıyorum.

I see some puzzles over there. What are you doing over there?

Orada bazı bulmacalar görüyorum. Orada ne yapıyorsun?

What do you do with puzzles? Build. You build, like you can build a building.

Bulmacalarla ne yaparsın? İnşa etmek. Bir bina inşa edebileceğiniz gibi inşa edersiniz.

I build...So "I am..." I'm building...

İnşa ediyorum...Öyleyse "Ben..." İnşa ediyorum...

puzzles. Puzzles. I know you have more than one puzzle, so, "I'm building puzzles."

bulmacalar. bulmacalar. Birden fazla yapbozun olduğunu biliyorum, o yüzden "Yapboz yapıyorum."

Good. And because it's the present progressive, I need to hear the

İyi. Ve şimdiki zaman ilerici olduğu için,

"am." I'm...I'm building puzzles.

"[ __ ]" sesini duymam gerekiyor. Ben... ben yapbozlar yapıyorum.

I'm building puzzles.

Bulmacalar yapıyorum.

I'm building a puzzle too. I'm building a puzzle at home, and it's a puzzle of the

Ben de bir bulmaca yapıyorum. Evde bir bulmaca yapıyorum ve bu milli parkların bir bulmacası

national parks. Yeah. What kind of puzzle are you building right now? Is it a puzzle

. Evet. Şu anda ne tür bir yapboz inşa ediyorsunuz?

of cats, food, what? I'm building puzzles

Kediler mi, yemek mi, ne? Yiyeceklerden yapbozlar yapıyorum

of foods. Nice. That's hard.

. Güzel. Bu zor.

Yes. Because there's so many different colors. Yes. Right? So, this summer

Evet. Çünkü çok fazla farklı renk var. Evet. Sağ? Demek bu yaz

you're building puzzles. I'm reading books about vampires. What are you doing?

yapbozlar yapıyorsun. Vampirlerle ilgili kitaplar okuyorum. Ne yapıyorsun?

You can also talk about activities, so, for example, I'm exercising a lot.

Aktiviteler hakkında da konuşabilirsiniz, mesela ben çok egzersiz yapıyorum.

I'm taking a lot of walks.

Çok yürüyüş yapıyorum.

She moving. Oh, she's moving. She puts things...

Hareket ediyor. Oh, hareket ediyor. Bir şeyler koyar...

Do you know that verb? Pack? Pack. Right? You have to pack your clothes, pack boxes, pack suitcases.

O fiili biliyor musun? Ambalaj? Ambalaj. Sağ? Giysilerini, paket kutularını, valizlerini toplamalısın.

Is that what you mean? When you put things in boxes, put things in suitcases. Suitcase?

Demek istediğin bu mu? Eşyaları kutulara koyduğunuzda, valizlere koyun. Bavul?

Do you know suitcase? When you go on a plane, you have your

Bavulu biliyor musun? Uçağa bindiğinizde valizleriniz yanınızdadır

suitcases. Right? "Pack" is what you do when you put things in boxes. You put things

. Sağ? "Paketleme", bir şeyleri kutulara koyduğunuzda yaptığınız şeydir. Eşyaları

in suitcases. Pack. So, you just told me that Flavia is moving. Right? She's moving,

bavullara koyarsın. Ambalaj. Yani az önce bana Flavia'nın taşındığını söyledin. Sağ? O hareket ediyor,

so that's also something that's happening this week, this month. You're

yani bu da bu hafta, bu ay olan bir şey.

moving, so what are you doing at home? I'm packing. I'm packing everything. And it's something that takes time, so are

Taşınıyorsun, peki evde ne yapıyorsun? Toplanıyorum. Her şeyi topluyorum. Ve bu zaman alan bir şey, yani

you finished? No. That's why I'm packing right now.

bitirdin mi? Hayýr. Bu yüzden ţu anda toparlanýyorum.

You need to finish soon, but right now you're still packing.

Yakında bitirmeniz gerekiyor, ama şu anda hala toparlanıyorsunuz.

So, we can use the present progressive for an action happening right now, his

Yani, şu an gerçekleşen bir eylem için şimdiki ilerlemeyi kullanabiliriz, onun

second, this minute. I am teaching. You are learning. We can also use the present

saniyesi, bu dakika. Öğretiyorum. Öğreniyorsun.

progressive for an action happening now and it's not finished. I'm reading a book

Şimdiki ilerlemeyi şu anda gerçekleşen ve henüz bitmemiş olan bir eylem için de kullanabiliriz . Şimdi bir kitap okuyorum

now. Andreia is building some puzzles.

. Andreia bazı yapbozlar yapıyor.

Flavia is moving, so she's packing things. She's packing all her things. She's

Flavia taşınıyor, eşyalarını topluyor. Bütün eşyalarını topluyor.

packing things in boxes. What are you doing these days? Are you reading

Eşyaları kutulara dolduruyor. Bugünlerde neler yapıyorsun?

anything? Are you working on any special projects? Tell me in the comments.

Bir şey okuyor musun? Herhangi bir özel proje üzerinde çalışıyor musunuz ? Yorumlarda söyle.

And another reason, the third reason we the present progressive is to

Ve bir başka neden, ilerici olarak sunmamızın üçüncü nedeni,

talk about our plans. What will happen? We have the plan already in our head. We

planlarımız hakkında konuşmak. Ne olacak? Planımız zaten kafamızda.

know what we want to do. Um, today after our lesson, I'm going shopping, and tomorrow

Ne yapmak istediğimizi biliyoruz. Bugün dersimizden sonra alışverişe gideceğim ve yarın

I'm going to the theater. I'm going with my children and my

tiyatroya gideceğim. Çocuklarım ve kardeşimle gidiyorum

brother. It's a small theater at a little school, and we're seeing a musical, so

. Küçük bir okulda küçük bir tiyatro ve bir müzikal izliyoruz, yani

a play with music. It'll be fun. Yeah so we're seeing...

müzikli bir oyun. Eğlenceli olacak. Evet, görüyoruz...

we're going to the theater tomorrow, and I'm taking the children. I'm meeting my

yarın tiyatroya gidiyoruz ve çocukları ben götürüyorum. kardeşimle görüşüyorum

brother. I'm meeting my brother. Meeting. Meeting. I'm meeting him there. That's our

kardeşimle görüşüyorum Toplantı. Toplantı. Onunla orada buluşacağım. Planımız bu

plan. I'm taking the children. That's our plan.

. çocukları alıyorum. Planımız bu.

It's all present progressive because these are my plans for the future. Yeah, so you

Bunların hepsi ileriye dönük çünkü bunlar benim gelecek için planlarım. Evet,

probably have plans for today or tomorrow or the weekend. Can you tell me

muhtemelen bugün, yarın ya da hafta sonu için planların vardır. Bana

something that you're doing soon? Tomorrow I'm going to...My dog needs to...to cut...the hair (fur)?

yakında yapacağın bir şey söyler misin? Yarın ben...Köpeğimin...saçını (tüyünü)...kesmesi gerekiyor?

I don't know this word. I'll give this word to you.

Bu kelimeyi bilmiyorum. Bu sözü sana vereceğim.

Groom. Groom...is the nails, the hair...Groomer? "Groomer" is a person.

Damat. Damat... tırnaklar mı, saç mı... Bakımlı mı? "Groomer" bir kişidir.

Correct. "Groom"..."grooming" is the action. You can use the

Doğru. "Damat"... "tımar etme" eylemdir.

verb "take," and that's good, so you're talking about grooming -- what your dog needs

"Al" fiilini kullanabilirsiniz ve bu iyi, yani tımardan bahsediyorsunuz -- köpeğinizin ihtiyacı olan şey

is to be washed, brushed...the nails will be cut.

yıkanmak, fırçalanmak... tırnakları kesilecek.

The person who does this, as you said, is the groomer. The groomer.

Bunu yapan kişi de dediğiniz gibi damattır. bakıcı.

So, take my dog to the groomer. So, now you can use "take" and tell me what

Öyleyse, köpeğimi kuaföre götür. Şimdi "al"ı kullanabilir ve bana

your plan is. What are you doing tomorrow? I'm taking my dog to the groomer.

planın ne olduğunu söyleyebilirsin. Yarın ne yapıyorsun? Köpeğimi kuaföre götürüyorum.

Mm-hmm. And how often do you take your dog to the groomer?

Mm-hmm. Ve köpeğinizi ne sıklıkla kuaföre götürüyorsunuz?

Once a month. Good for you. My dog goes once every few months.

Ayda bir. Aferin sana. Köpeğim birkaç ayda bir gider.

That's your plan. So, I'm going to the theater. She's taking her dog to the groomer. What

Bu senin planın. O yüzden tiyatroya gidiyorum. Köpeğini kuaföre götürüyor.

are you doing this weekend? On Sunday, I'm going to my...I'm going to the shelter.

Bu hafta sonu ne yapıyorsun? Pazar günü benim... barınağa gidiyorum.

The shelter. The animal shelter.

Barınak. Hayvan barınağı.

The animal shelter. And what are you doing there? I'm [a] volunteer.

Hayvan barınağı. Ve sen ne yapıyorsun orada? Ben gönüllüyüm.

So, that can be a noun or a verb.

Yani, bu bir isim veya bir fiil olabilir.

Volunteer. So, what are you doing on Sunday? I'm volunteering.

Gönüllü. Pazar günü ne yapıyorsun ? Ben gönüllüyüm.

Volunteering. Volunteering. I'm volunteering. What are you doing on Sunday?

gönüllülük gönüllülük Ben gönüllüyüm. Pazar günü ne yapıyorsun?

On Sunday, I'm going....I'm going to volunteer or I'm volunteering.

Pazar günü gidiyorum...Gönüllü olacağım ya da gönüllü olacağım.

I'm volunteering. Difficult. Volunteering.

Ben gönüllüyüm. Zor. gönüllülük

I'm volunteering. Try that. I'm volunteering. What is she doing? She is volunteering...on Sunday.

Ben gönüllüyüm. Bunu dene. Ben gönüllüyüm. O ne yapıyor? Pazar günü... gönüllü oluyor.

Where is she volunteering?

Nerede gönüllü çalışıyor?

At the shelter. At the animal shelter. So, will you be volunteering all day?

Sığınakta. Hayvan barınağında. Yani, bütün gün gönüllü olacak mısın?

For three hours. Mm-hmm. I'm volunteering for three hours.

Üç saat için. Mm-hmm. Üç saat gönüllü çalışıyorum.

I'm volunteering for three hours. For three hours. Yes. Okay. It'll be fun. It's nice to be with animals. Yes. Good.

Üç saat gönüllü çalışıyorum. Üç saat için. Evet. Tamam aşkım. Eğlenceli olacak. Hayvanlarla birlikte olmak güzel. Evet. İyi.

Both Flavia and Andreia love animals. Flavia says she's taking

Hem Flavia hem de Andreia hayvanları sever. Flavia,

her dog to the groomer this weekend. Andreia says she's volunteering at an

bu hafta sonu köpeğini kuaföre götüreceğini söylüyor. Andreia

animal shelter this weekend. What are your plans for the weekend? Hopefully,

bu hafta sonu bir hayvan barınağında gönüllü olduğunu söylüyor. Haftasonu için planların ne? Umarım,

you're going to review some vocabulary. Here are some new words from this lesson.

bazı kelimeleri gözden geçireceksin. İşte bu dersten bazı yeni kelimeler.

Volunteer. Andreia is a volunteer. She

Gönüllü. Andreia bir gönüllü.

volunteers at an animal shelter. This weekend she's volunteering for three hours.

Bir hayvan barınağında gönüllü çalışıyor. Bu hafta sonu üç saat gönüllü çalışıyor.

Pack. Flavia is moving. She needs to get ready for her new home. She needs to pack her

Ambalaj. Flavia hareket ediyor. Yeni evi için hazırlanması gerekiyor. Eşyalarını toplaması gerekiyor

things. This week she's packing her things in boxes.

. Bu hafta eşyalarını kutulara koyuyor.

Groom. Groomer. Flavia has a dog. Every month she takes her dog to the groomer. When they

Damat. Damat. Flavia'nın bir köpeği var. Her ay köpeğini kuaföre götürüyor.

groom the dog, they wash it, brush it, brush its teeth, clean its ears, and cut

Köpeği temizlerken onu yıkar, fırçalar, dişlerini fırçalar, kulaklarını temizler ve

its nails. Puzzle. Andreia and I enjoy building puzzles. Is anyone in your

tırnaklarını keserler. Bulmaca. Andreia ve ben bulmaca yapmaktan zevk alıyoruz.

family building a puzzle right now?

Ailenizde şu anda yapboz yapan biri var mı?

That's all for now . Please like and share this video with others. As always, thanks

Şimdilik bu kadar . Lütfen bu videoyu beğenin ve başkalarıyla paylaşın. Her zaman olduğu gibi,

for watching and happy studies!

izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Follow me on Facebook, Twitter, and Instagram. Don't forget to subscribe.

Beni Facebook, Twitter ve Instagram'da takip edin . Abone olmayı unutmayın.

Turn on those notifications.

Bu bildirimleri açın.