Lesson 89 👩‍🏫 Basic English with Jennifer 👩🏽‍🎓👨‍🎓Review of "Will"

Hi everyone. I'm Jennifer from English with Jennifer. Do you need to learn more English?

Herkese selam. Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer. Daha fazla İngilizce öğrenmeniz mi gerekiyor?

You can study with my students Flavia and Andreia. Remember to subscribe

Öğrencilerim Flavia ve Andreia ile çalışabilirsiniz. Abone olmayı

and watch all of our basic English lessons. In this video, we'll take the

ve tüm temel İngilizce derslerimizi izlemeyi unutmayın . Bu videoda

time to review and practice the future with "will."

geleceği gözden geçirmek ve "irade" ile pratik yapmak için zaman ayıracağız.

We'll all learn together. Right? We'll all learn together today. One, two, three, four of us. We will. We'll.

Hep birlikte öğreneceğiz. Sağ? Bugün hep birlikte öğreneceğiz. Bir, iki, üç, dördümüz. Yapacağız. Kuyu.

We'll all learn. I want you to listen and we'll review. Okay? I wrote sentences, and I want

Hepimiz öğreneceğiz. Dinlemenizi istiyorum ve gözden geçireceğiz. Tamam aşkım? Cümleler yazdım ve

you, first, to change my sentences from "may" to "will." "May" is similar to me "maybe."

önce senin cümlelerimi " mayıs"tan "irade"ye çevirmeni istiyorum. "Mayıs" bana "belki" gibi.

We use "may" + a verb, like "It may rain." Like maybe. Maybe it will rain. It may rain.

"May" + "It may rain" gibi bir fiil kullanırız. Belki gibi. Belki yağmur yağar. Yağmur yağabilir.

So when we do "may" + a verb, we're thinking, "Maybe. Maybe." When I use "will," I'm more certain.

Yani "may" + bir fiil yaptığımızda, "Belki. Belki" diye düşünürüz. "Will" kullandığımda daha emin oluyorum.

I'm more sure, like "It'll rain. It'll rain." I feel more confident,

Daha çok eminim, "Yağmur yağacak. Yağmur yağacak." Daha emin hissediyorum,

more sure. So, I'm going to say "may," and you need to say "will." So, for example, if I say,

daha emin. Yani ben "olabilir" diyeceğim ve senin "olacak" demen gerekiyor. Örneğin,

"Cars may fly in the future." You say, "Oh, cars will fly. Cars will fly in the future."

"Gelecekte arabalar uçabilir" dersem. "Ah, arabalar uçacak. Gelecekte arabalar uçacak" diyorsunuz.

Okay. People may live longer in the future.

Tamam aşkım. İnsanlar gelecekte daha uzun yaşayabilir.

Uh, people will live longer. Yeah. People will live longer.

Ah, insanlar daha uzun yaşayacak. Evet. İnsanlar daha uzun yaşayacak. Ben

So I'm saying, "Mm. Maybe." And you're like, "Oh, Jennifer, no. People will live longer in

de "Mm. Belki" diyorum. "Oh, Jennifer, hayır. İnsanlar gelecekte daha uzun yaşayacak

the future. I know. I'm sure." Okay? Cars may be more expensive in the future.

. Biliyorum. Eminim." Tamam aşkım? Arabalar gelecekte daha pahalı olabilir.

Cars will more...will be...will be more expensive in the future. Yeah. I think so. Yeah.

Arabalar gelecekte daha...daha pahalı olacak. Evet. Bence de. Evet.

We may have a female president in the future. We will...have...a female president.

İleride bir kadın başkanımız olabilir. Bir...kadın başkanımız olacak.

Yeah. In the future. Someday. We will. In the future. In the future.

Evet. Gelecekte. bir gün Yapacağız. Gelecekte. Gelecekte.

I may have gray hair in the future. You...you will...gray...I may have gray hair in the future.

Gelecekte gri saçlarım olabilir. Sen...sen...grileşeceksin...benim gelecekte saçlarım ağarabilir.

You will...have gray hair in the future. Yes, I will. Sorry. Sorry!

Gelecekte ... gri saçlara sahip olacaksın. Evet yapacağım. Üzgünüm. Üzgünüm!

We...we all will have gray hair, but I will have gray hair first, and then maybe ten years

Hepimizin saçı ağaracak ama önce benim saçım ağaracak ve belki on yıl

later you will have gray hair, too. Okay. All right. This time, again, listen.

sonra senin de saçın ağaracak. Tamam aşkım. Elbette. Bu sefer tekrar dinle.

I'm going to say full forms. You say short forms, the contractions. So if I say,

Tam formları söyleyeceğim. Kısa formlar, kasılmalar diyorsunuz. Yani

"We will all learn." We'll learn. We'll learn. Okay? You will be very busy. I have to say... Shorten it. You can keep "you."

"Hepimiz öğreneceğiz" dersem. öğreneceğiz. öğreneceğiz. Tamam aşkım? çok meşgul olacaksın Söylemeliyim ki... Kısaltın. "Sen" kalabilirsin.

So, if I say "you will," make it short. You will be busy. Will. You will be very

Yani, "yapacaksın" dersem, kısa kes. meşgul olacaksın İrade. çok

busy. You'll be very busy. You'll be very busy. Mm-hmm. You'll. You'll.

meşgul olacaksın Çok meşgul olacaksın. Çok meşgul olacaksın. Mm-hmm. yapacaksın yapacaksın

She will be four years old. She'll will be... She'll...be...

Dört yaşında olacak. O olacak... O... olacak...

She'll be four years old. Mm-hmm. She'll be four years old. She'll. She'll.

O dört yaşında olacak. Mm-hmm. Dört yaşında olacak. Kabuk. Kabuk.

She'll. Mm-hm. He will have more time today. He'll have more time today. Mm-hmm.

Kabuk. Mm-hm. Bugün daha fazla zamanı olacak. Bugün daha fazla zamanı olacak. Mm-hmm.

It will rain all day. It...mm. We didn't practice this.

Bütün gün yağmur yağacak. Bu... mm. Bunu uygulamadık.

It...I forget. Help?

Unuttum. Yardım?

"It will"...in fast speech, relaxed speech: it'll. It'll rain.

"Olacak"...hızlı konuşmada, rahat konuşmada: olacak. Yağmur yağacak.

It will rain all day. It'll rain all day. It'll...it'll.

Bütün gün yağmur yağacak. Bütün gün yağmur yağacak. Olacak... olacak. Yağmur

It'll rain...it'll. It'll rain all day. It sounds like "little."

yağacak... yağacak. Bütün gün yağmur yağacak. Kulağa "küçük" gibi geliyor.

Big and little. It'll. It'll. It'll rain all day.

Büyük ve küçük. Olacak. Olacak. Bütün gün yağmur yağacak.

It'll rain all day. It'll rain. It'll. It will rain. It'll rain. It'll.

Bütün gün yağmur yağacak. Yağmur yağacak. Olacak. Yağmur yağacak. Yağmur yağacak. Olacak.

It'll rain all day. With confidence. It'll rain all day.

Bütün gün yağmur yağacak. güvenle. Bütün gün yağmur yağacak.

It'll rain all day. Again. It'll rain all day. Yeah. It'll rain all day.

Bütün gün yağmur yağacak. Tekrar. Bütün gün yağmur yağacak. Evet. Bütün gün yağmur yağacak.

It'll rain all day. Difficult! Yeah. Just say...it sounds like "little."

Bütün gün yağmur yağacak. Zor! Evet. Sadece söyle... Kulağa "küçük" gibi geliyor.

Big and little. It'll. It will...it'll. And you feel your tongue there.

Büyük ve küçük. Olacak. Olacak... olacak. Ve dilini orada hissediyorsun.

It'll. It'll rain all day. I will see you later. I'll see you later. Uh-huh. Again.

Olacak. Bütün gün yağmur yağacak. sonra görüşürüz Sonra görüşürüz. HI-hı. Tekrar.

I'll see you later. I'll. I'll see you later. We will have a good time.

Sonra görüşürüz. Hasta. Sonra görüşürüz. Güzel zaman geçireceğiz.

Will...will...will you have? No. We will have a good time. We will...

Alacak mısın... alacak mısın? Hayır. İyi vakit geçireceğiz. Biz...

We will have a good time.

İyi vakit geçireceğiz.

We'll you have...no. We will... We'll have a good time. Yes. We'll have a good time.

Alacağız... hayır. Biz... İyi vakit geçireceğiz. Evet. İyi vakit geçireceğiz.

They will be happy together. They... They'll be happy together. Yes.

Birlikte mutlu olacaklar. Onlar... Birlikte mutlu olacaklar. Evet.

They'll be happy together. Now listen. Here's a challenge. We will not be there.

Birlikte mutlu olacaklar. Şimdi dinle. İşte bir meydan okuma. Orada olmayacağız.

We'll... What happens with "not"? Won't. Won't. We will not be there.

Biz... "Değil" ile ne olur? Alışkanlık. Alışkanlık. Orada olmayacağız.

We won't...we won't be there.

Olmayacağız... orada olmayacağız.

We won't be there. Again. We won't be there. We won't be there.

Orada olmayacağız. Tekrar. Orada olmayacağız. Orada olmayacağız.

Won't. ...And when I have "won't" and then "be,"

Alışkanlık. ...Ve "olmayacağım" ve sonra "olacağım" dediğimde, "

I don't say "won't be," but "won't be." Won't be. ...We won't be there.

olmayacak" demiyorum ama "olmayacak". olmayacak ...orada olmayacağız.

What's different? Want...

Farklı olan ne?

What? Like "What is your name?" Oh, want. I want...want...won't.

Ne istemek? "Adın ne?" gibi Ah, istiyorum. İstiyorum...istiyorum...istemiyorum.

Won't, like "I won't be there" has more of an "oh"...more of a circle in my lips. Whoa.

Olmayacak, "Orada olmayacağım" gibi, dudaklarımda daha çok bir "oh" var... daha çok bir daire. Vay canına.

Won't, won't. Want. When I say "want," my lips are more relaxed. Want. I want to sleep. I want to sleep.

Olmayacak, olmayacak. İstek. "İstiyorum" dediğimde dudaklarım daha rahatlıyor. İstek. Uyumak istiyorum. Uyumak istiyorum.

You won't sleep. Okay? So think if someone says...think of someone saying,

uyumayacaksın Tamam aşkım? Birinin

"I want to sleep," and they're relaxed. I want to sleep. Want. I say, "You won't sleep." Wont.' Whoa.

"Uyumak istiyorum" dediğini düşünün ve rahatlar. Uyumak istiyorum. İstek. "Uyumayacaksın" diyorum. Alışkanlık.' Vay canına.

Good. Want, won't. Want, won't. Good Want, won't. Want, won't. Good.

İyi. İste, olmaz. İste, olmaz. İyi İstiyorum, olmaz. İste, olmaz. İyi.

You won't sleep. We won't sleep. We won't sleep. You won't sleep.

uyumayacaksın Uyumayacağız. Uyumayacağız. uyumayacaksın

No one will sleep. Okay. Listen. Um.

Kimse uyuyamayacak. Tamam aşkım. Dinlemek. Um.

They will not tell us. They will not tell us. They won't tell us. Mm-hmm. They won't tell us.

Bize söylemeyecekler. Bize söylemeyecekler. Bize söylemeyecekler. Mm-hmm. Bize söylemeyecekler.

It will not be cold. It will not be cold. It won't be cold. Good. Good.

Soğuk olmayacak. Soğuk olmayacak. Soğuk olmayacak. İyi. İyi.

I will not forget.

Ben unutmayacağım.

I won't forget. Good.

unutmayacağım İyi.

She will not say no. She won't say no. Mm-hmm.

Hayır demeyecek. Hayır demeyecek. Mm-hmm.

He will not help. He won't help.

Yardım etmeyecek. Yardım etmeyecek.

You will not be sorry.

Üzülmeyeceksin.

We won't be sorry. We won't be sorry. You won't be sorry.

Pişman olmayacağız. Pişman olmayacağız. pişman olmayacaksın

So let's practice again. I will. I'll. You will. You'll. She will. She'll.

Öyleyse tekrar pratik yapalım. Yapacağım. Hasta. Olacaksın. yapacaksın Yapacak. Kabuk.

He will. He'll. It will. It'll. It'll rain. It'll...

Yapacak. Cehennem. O olacak. Olacak. Yağmur yağacak. O...

And we will. We'll. They will. They'll. Okay? And with "won't"...all of them. I won't, you won't, he won't,

Ve biz yapacağız. Kuyu. yapacaklar. Acaklar. Tamam aşkım? Ve "olmayacak" ile ... hepsi. Yapmayacağım, yapmayacaksın, yapmayacak,

she won't. All of them are "won't." Whoa. Won't. Good.

yapmayacak. Hepsi "olmayacak". Vay canına. Alışkanlık. İyi.

Practice some more with "will." Answer my questions. One, what will the weather be like tomorrow?

"Will" ile biraz daha alıştırma yapın. Sorularıma cevap ver. Bir, yarın hava nasıl olacak?

Two, will you travel this year?

İki, bu yıl seyahat edecek misin?

Three, will you go to sleep early or late tonight?

Üç, bu gece erken mi yoksa geç mi yatacaksın ?

Four, where will you celebrate your next birthday? You can tell me your answers in the comments.

Dört, bir sonraki doğum gününü nerede kutlayacaksın? Cevaplarınızı bana yorumlarda söyleyebilirsiniz.

That's all for now. Please like and share this video with others learning English.

Şimdilik bu kadar. Lütfen bu videoyu beğenin ve İngilizce öğrenen diğer kişilerle paylaşın.

As always, thanks for watching and happy studies!

Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Follow me on Facebook and Twitter. Check out my videos on Instagram.

Beni Facebook ve Twitter'da takip edin. Instagram'daki videolarıma göz atın.

And don't forget to subscribe!

Ve abone olmayı unutmayın!