100 Common English Questions and Answers | How to Ask and Answer Questions in English

- Hello, lovely students.

- Merhaba sevgili öğrenciler.

And welcome back to English with Lucy.

Ve Lucy ile İngilizceye tekrar hoş geldiniz.

Today I am going to teach you 100

Bugün size

of the most common questions in English

İngilizce'de en sık sorulan 100 soruyu

and how someone is likely to answer them.

ve birisinin bunları nasıl yanıtlayacağını öğreteceğim.

I'm going to do this with the help

Bunu

of my lovely husband William.

sevgili kocam William'ın yardımıyla yapacağım.

He is going to ask me the 100 questions,

Bana 100 soru soracak

and I'm going to give you genuine real answers

ve ben de

so that you can learn from us.

bizden öğrenebilmeniz için size gerçek cevaplar vereceğim.

As always, there is a free PDF

Her zaman olduğu gibi,

that goes with this lesson.

bu dersle birlikte gelen ücretsiz bir PDF var.

It covers all of the questions and answers,

along with some extra notes and exercises.

Bazı ekstra notlar ve alıştırmalarla birlikte tüm soru ve cevapları kapsar.

If you'd like to download that,

Bunu indirmek isterseniz, açıklama kutusundaki

just click on the link in the description box.

bağlantıya tıklamanız yeterlidir .

You enter your name and your email address,

Adınızı ve e-posta adresinizi girin,

you sign up to my mailing list

posta listeme kaydolun

and the PDF will arrive directly in your inbox.

ve PDF doğrudan gelen kutunuza ulaşsın.

After that, you will automatically receive

Bundan sonra,

my free weekly PDFs,

haftalık ücretsiz PDF'lerimi,

along with all my news, course offers and updates.

tüm haberlerimi, kurs tekliflerimi ve güncellemelerimi otomatik olarak alacaksınız.

Right, let's get started with the lesson.

Pekala, hadi derse başlayalım.

William, are you ready?

William, hazır mısın?

- [Will] Of course I'm ready, yeah.

- [Will] Elbette hazırım, evet.

(Lucy chuckling)

(Lucy kıkırdar)

What is your full name?

Tam adınız nedir?

- My full name is Lucy Bella Simkins.

- Tam adım Lucy Bella Simkins.

- [Will] How is your first name spelt?

- [Will] İlk adınız nasıl heceleniyor?

- L-U-C-Y, Lucy.

- L-U-C-Y, Lucy.

- [Will] Who chose your name?

- [Will] Adınızı kim seçti?

- I think my mum did.

- Sanırım annem yaptı.

I haven't actually asked that question before.

Aslında bu soruyu daha önce sormadım.

- [Will] Where were you born?

- [Will] Nerede doğdun?

- I was born in Milton Keynes in England.

- İngiltere'de Milton Keynes'de doğdum.

- [Will] Is it a city or a town?

- [Will] Şehir mi kasaba mı?

- I think it's a city.

- Sanırım bir şehir.

They always refer to it as a city.

Her zaman bir şehir olarak anılırlar.

- [Will] Do you have a favourite colour?

- [Will] Favori rengin var mı?

- Yes. My favourite colour is orange.

- Evet. En sevdiğim renk turuncu.

- [Will] What kind of music do you listen to?

- [Will] Ne tür müzik dinlersin?

- I don't really listen to too much music.

- Aslında çok fazla müzik dinlemem.

Whatever's in the charts.

Tablolarda ne varsa.

- [Will] Do you have a favourite musical artist?

- [Will] Favori bir müzik sanatçısı var mı?

- I love Taylor Swift.

- Taylor Swift'i seviyorum.

- [Will] What was the last concert you went to?

- [Will] En son gittiğin konser hangisiydi?

- The last concert I went to

- En son gittiğim konser

was a festival when I was 20.

20 yaşımdayken bir festivaldi.

- [Will] Do you have a favourite season?

- [Will] Favori sezonun var mı?

- Yes. My favourite season is spring.

- Evet. En sevdiğim mevsim bahardır.

- [Will] What do you like about that season?

- [Will] O sezon hakkında neyi seviyorsun?

- I love all the new life,

- Tüm yeni hayatı,

the new leaves and the new flowers.

yeni yaprakları ve yeni çiçekleri seviyorum.

- [Will] How many people are in your immediate family?

- [Will] Yakın ailenizde kaç kişi var ?

- [Will] Do I count the dog and the cat?

- [Will] Köpeği ve kediyi sayıyor muyum?

If so, four of us.

Eğer öyleyse, dördümüz.

(Lucy chuckling)

(Lucy kıkırdar)

- [Will] Do you have any siblings?

- [Will] Hiç kardeşin var mı?

- Yes, I have a younger brother called George.

- Evet, George adında bir erkek kardeşim var.

- [Will] How old is your sibling.

- [Will] Kardeşin kaç yaşında?

- My brother is 23.

- Erkek kardeşim 23 yaşında.

My baby brother.

Küçük kardeşim.

- [Will] How often do you see your sibling?

- [Will] Kardeşini ne sıklıkla görüyorsun?

- Not as often as I'd like.

- İstediğim kadar sık ​​değil.

- [Will] Are you married?

- [Will] Evli misin?

- Yes, I'm just married.

- Evet, yeni evliyim.

- [Will] To me.

- [Will] Bana.

To me. (Lucy chuckling)

Bana göre. (Lucy kıkırdar)

How would you describe your husband?

Kocanızı nasıl tanımlarsınız?

- Lovely, handsome, very tall

- Güzel, yakışıklı, çok uzun

and very funny.

ve çok komik.

- [Will] And very camera shy.

- [Will] Ve çok çekingen.

- Very camera shy.

- Kameradan çok utangaç.

- [Will] How old were your parents when they got married?

- [Will] Ailen evlendiklerinde kaç yaşındaydılar ?

- My mum was 24 and my dad was 28.

- Annem 24, babam 28 yaşındaydı.

- Do you have children?

- Çocuğunuz var mı?

- No.

- Hayır.

- [Will] Do you plan to have children.

- [Will] Çocuk sahibi olmayı planlıyor musunuz?

- I would love to have children.

- Çocuk sahibi olmayı çok isterim.

- [Will] What does your father do for work?

- [Will] Baban ne iş yapıyor?

- My father works with sports pitches.

- Babam spor sahaları ile çalışır.

- [Will] What does your mum do for work?

- [Will] Annen ne iş yapıyor?

- My mother was a swimming teacher

- Annem yüzme öğretmeniydi

and now she's a housewife.

ve şimdi ev hanımı.

- [Will] What do your parents do for fun?

- [Will] Ailen eğlenmek için ne yapar?

- My parents love spending time with the family.

- Ailem aileyle vakit geçirmeyi sever.

We always have such a laugh.

Hep böyle güleriz.

- [Will] How would you describe your parents?

- [Will] Ailenizi nasıl tanımlarsınız?

- Hilarious, lovely, wonderful.

- Komik, sevimli, harika.

- [Will] Where do you currently live?

- [Will] Şu anda nerede yaşıyorsunuz?

- I currently live in the Cotswolds.

- Şu anda Cotswolds'ta yaşıyorum.

- [Will] Do you live in an apartment or a house?

- [Will] Apartmanda mı yoksa evde mi yaşıyorsunuz?

- We live in a house.

- Bir evde yaşıyoruz.

- [Will] Why did you choose your current home?

- [Will] Neden şu anki evinizi seçtiniz?

- We fell in love with it.

- Biz ona aşık olduk.

- [Will] How did you find your home?

- [Will] Evini nasıl buldun?

- With great difficulty.

- Büyük zorluklarla.

It took a very long time but it's worth it.

Çok uzun zaman aldı ama buna değer.

- [Will] Do you have a favourite room in your home?

- [Will] Evinizde favori bir odanız var mı?

- Probably the dining room.

- Muhtemelen yemek odası.

- [Will] Is there an item in your home

- [Will] Evinizde onsuz yaşayamayacağınız bir eşya var mı

you could not live without?

?

- My dog. Is he an item?

- Benim köpeğim. O bir eşya mı?

(Lucy chuckling)

(Lucy kıkırdar)

Maybe

Belki

my fridge.

benim buzdolabım.

- [Will] Do you have any pets?

- [Will] Evcil hayvanın var mı?

- Yes, I have two pets.

- Evet, iki evcil hayvanım var.

- [Will] What pets do you have?

- [Will] Hangi evcil hayvanlarınız var?

- I have a cat and a dog.

- Bir kedim ve bir köpeğim var.

More specifically, a Maine Coon cat

Daha spesifik olarak, bir Maine Coon kedisi

and a Golden Retriever.

ve bir Golden Retriever.

- [Will] What are your pets' names?

- [Will] Evcil hayvanlarınızın isimleri neler?

- The cat is called Alfonso

- Kedinin adı Alfonso

and the dog is called Diego.

ve köpeğin adı Diego.

- [Will] Do you have a garden?

- [Will] Bahçeniz var mı?

- I do have a lovely garden.

- Çok güzel bir bahçem var.

- [Will] Do you and your husband have specific duties

- [Will] Siz ve kocanızın evde belirli görevleri var mı

around the house?

?

- No, I'd say we share most things.

- Hayır, çoğu şeyi paylaştığımızı söyleyebilirim.

- [Will] Which side of the bed do you sleep on?

- [Wil] Yatağın hangi tarafında uyuyorsun?

- When my husband's there,

- Kocam oradayken,

I sleep on the left.

solda yatarım.

And when he goes away,

Ve o gittiğinde

I sleep on his side 'cause I miss him.

yanında uyuyorum çünkü onu özlüyorum.

- [Will] What time do you eat breakfast?

- [Will] Ne zaman kahvaltı yaparsın?

- Around 7:30 to 8.

- 7:30 - 8 civarı.

- [Will] What do you like to eat for breakfast?

- [Will] Kahvaltıda ne yemeyi seversin?

- I always have porridge.

- Her zaman yulaf lapası yerim.

Every single day, banana porridge.

Her gün, muz lapası.

- [Will] What do you prefer, coffee or tea?

- [Will] Neyi tercih edersin, kahve mi çay mı?

- Coffee. I'm a bad Brit.

- Kahve. Ben kötü bir İngilizim.

- [Will] What is your favourite food?

- [Will] En sevdiğin yemek nedir?

- Fruit, fruit, fruit.

- Meyve, meyve, meyve.

- [Will] How often do you eat your favourite food?

- [Will] En sevdiğiniz yemeği ne sıklıkla yiyorsunuz?

- At every opportunity.

- Her fırsatta.

- [Will] Where do you shop for food?

- [Will] Yemek için nereden alışveriş yaparsınız?

- We use an online grocery website.

- Çevrimiçi bir market sitesi kullanıyoruz.

- [Will] Do you like to cook?

- [Will] Yemek yapmayı sever misin?

- I love cooking.

- Yemek yapmayı seviyorum.

- [Will] What is the best dish you cook?

- [Will] Yaptığınız en iyi yemek nedir?

- I make a mean beef wellington.

- Acımasız bir beef wellington yaparım.

- [Will] Do you prefer to eat at home or eat out?

- [Will] Evde mi yoksa dışarıda mı yemek yemeyi tercih edersin?

- I love eating out but I also love eating at home.

- Dışarıda yemek yemeyi seviyorum ama evde yemek yemeyi de seviyorum.

I can't choose.

seçemiyorum

- [Will] Do you have a favourite restaurant?

- [Will] Favori restoranınız var mı?

- Yes, it's a French restaurant

- Evet,

in Cheltenham called L'Artisan.

Cheltenham'da L'Artisan adında bir Fransız restoranı.

- [Will] What is your favourite cuisine?

- [Will] En sevdiğin yemek nedir?

- Spanish cuisine because it reminds me

- İspanyol mutfağı çünkü bana

of when I lived there.

orada yaşadığım zamanları hatırlatıyor.

- [Will] What its your favourite vegetable?

- [Will] En sevdiğin sebze ne?

- I would say tomato but I think that's a fruit.

- Domates derdim ama bence o bir meyve.

- [Will] Would you say you eat a healthy diet?

- [Will] Sağlıklı beslendiğinizi söyler misiniz?

- Yes, everything in moderation.

- Evet, her şey ölçülü.

- [Will] What will you eat for supper tonight?

- [Will] Bu akşam akşam yemeğinde ne yiyeceksin?

- I think we're having prawn linguine.

- Sanırım karides linguine yiyoruz.

- [Will] Do you like your husband's cooking?

- [Will] Kocanızın yemeklerini beğeniyor musunuz?

- Yes, I love my husband's cooking.

- Evet, kocamın yemeklerini seviyorum.

- [Will] How would you describe yourself?

- [Will] Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

- Enthusiastic and always learning.

- Hevesli ve her zaman öğrenen.

- [Will] Are you more like your mum or your dad?

- [Will] Annene mi yoksa babana mı daha çok benziyorsun?

- My mum. I'm more like my mum.

- Annem. Ben daha çok annem gibiyim.

- [Will] Who do you look up to?

- [Will] Kime saygı duyuyorsun?

- My parents and my grandparents.

- Ailem ve büyükbabam.

- [Will] What makes you happy?

- [Will] Seni ne mutlu eder?

- Fruit, spending time with my family

- Meyve, ailem

and my husband.

ve kocamla vakit geçirmek.

- [Will] Are you shy?

- [Will] Utangaç mısın?

- Sometimes, especially in big groups.

- Bazen, özellikle büyük gruplarda.

- [Will] What animal would you use to describe yourself?

- [Will] Kendini tarif etmek için hangi hayvanı kullanırdın?

- A Golden Retriever.

- Bir Golden Retriever.

- [Will] Who is your favourite author?

- [Will] En sevdiğiniz yazar kim?

- I like Stephen King.

- Stephen King'i severim.

- [Will] Is there a book by this author

- [Will] Bu yazarın tavsiye edeceğiniz bir kitabı var mı

you would recommend?

?

- I quite enjoyed "Under the Dome."

- "Under the Dome"u çok beğendim.

- [Will] How many languages do you speak?

- [Will] Kaç tane dil konuşuyorsunuz?

- Three.

- Üç.

- [Will] Do you prefer big cities or small towns?

- [Will] Büyük şehirleri mi yoksa küçük kasabaları mı tercih edersiniz?

- Small towns, always.

- Her zaman küçük kasabalar.

- [Will] Do you like the beach or the mountains?

- [Will] Kumsalı mı yoksa dağları mı seversin?

- Can't we have both?

- İkimiz de olamaz mıyız?

- [Will] Do you like to travel?

- [Will] Seyahat etmeyi sever misin?

- I love travelling.

- Seyahat etmeyi seviyorum.

- [Will] What was your favourite trip?

- [Will] En sevdiğiniz gezi hangisiydi?

- Our honeymoon in St Lucia

-

where we had mountains and the beach.

Dağların ve kumsalın olduğu St Lucia'daki balayımız.

- [Will] What country would you like to travel to?

- [Will] Hangi ülkeye seyahat etmek istersin?

- I always want to go back to Spain;

- Her zaman İspanya'ya geri dönmek istiyorum;

it's where my heart is.

kalbimin olduğu yer orası

- [Will] Do you have plans to travel in the future?

- [Will] Gelecekte seyahat etme planlarınız var mı ?

- Yes, lots of travel plans this year.

- Evet, bu yıl pek çok seyahat planı var.

- [Will] Where did you go on your last vacation?

- [Will] Son tatilinizde nereye gittiniz?

- We went to Spain.

- İspanya'ya gittik.

We did a two-week road trip.

İki haftalık bir yol gezisi yaptık.

- [Will] What do you like to do when you travel?

- [Will] Seyahat ederken ne yapmaktan hoşlanırsınız?

- We like to relax, we like to try new food

- Rahatlamayı, yeni yemekler denemeyi

and we like to explore.

ve keşfetmeyi severiz.

- [Will] Do you prefer to travel alone or with others?

- [Will] Yalnız mı yoksa başkalarıyla mı seyahat etmeyi tercih edersin?

- Always with others.

- Her zaman başkalarıyla.

- [Will] What is your favourite mode of travel?

- [Will] En sevdiğiniz seyahat şekli nedir?

- I like to fly.

- Uçmayı severim.

- [Will] Do you pack heavy or light?

- [Will] Ağır mı yoksa hafif mi paketlersiniz?

- Unfortunately, I always pack heavy.

- Ne yazık ki, her zaman ağır yüklerim.

- [Will] What are your hobbies?

- [Will] Hobilerin neler?

- I really like running, cycling,

- Koşmayı, bisiklete binmeyi

and making videos on YouTube.

ve YouTube'da video çekmeyi gerçekten seviyorum.

- [Will] Which is your favourite hobby?

- [Will] En sevdiğiniz hobiniz hangisi?

- Probably cooking.

- Muhtemelen yemek pişiriyordur.

I didn't mention that before.

Bundan daha önce bahsetmedim.

- [Will] Do you enjoy watching TV?

- [Will] TV izlemekten hoşlanıyor musunuz?

- Very rarely, we don't actually have a TV.

- Çok nadiren, aslında bir televizyonumuz olmaz.

- [Will] What shows do you watch on TV?

- [Will] Televizyonda hangi programları izliyorsunuz?

- We like comedy shows,

- Komedi şovlarını seviyoruz,

especially funny political commentary.

özellikle komik siyasi yorumları.

- [Will] What was the last movie you watched?

- [Will] En son izlediğin film neydi?

- "Catch Me If You Can."

- "Yakala yakalayabilirsen."

Great film.

Güzel film.

- [Will] Do you like going to the cinema?

- [Will] Sinemaya gitmeyi sever misin?

- Yes, but I have a short attention span,

- Evet, ama dikkat sürem kısa, bu

so no long movies, please.

yüzden uzun filmler olmasın lütfen.

- [Will] Do you enjoy acting?

- [Will] Oyunculuktan hoşlanıyor musunuz?

- No, I find it embarrassing.

- Hayır, utanç verici buluyorum.

- [Will] Can you sing?

- [Will] Şarkı söyleyebilir misin?

- Only if I've had a drink.

- Sadece bir içki içmişsem.

- [Will] Do you play any instruments?

- [Will] Herhangi bir enstrüman çalıyor musunuz?

- Yes, I do. I play the violin.

- Evet ediyorum. Ben Violin çalarım.

- [Will] If you could learn a new instrument,

- [Wil] Yeni bir enstrüman öğrenebilseydin,

what would little be?

ne olurdu?

- It would be the piano

-

because I want to write songs.

Şarkı yazmak istediğim için piyano olurdu.

- [Will] Do you listen to music while you work?

- [Will] Çalışırken müzik dinler misin?

- Never because I work with the language

- Asla çünkü dil üzerinde çalışıyorum

and it confuses me.

ve kafamı karıştırıyor.

- [Will] Do you like watching sports?

- [Will] Spor izlemeyi sever misin?

- No!

- HAYIR!

(Lucy chuckling)

(Lucy kıkırdar)

I don't, but my husband does.

Ben yapmam ama kocam yapar.

- [Will] Is there a team that you support?

- [Will] Desteklediğiniz bir takım var mı?

- The opposite side to my husband.

- Kocamın karşı tarafı.

- [Will] Did you play sports when you were young?

- [Will] Gençken spor yaptın mı?

- I was in the rowing team at school.

- Okulda kürek takımındaydım.

- [Will] Do you like shopping for clothes?

- [Will] Kıyafet alışverişini sever misin?

- I like shopping for clothes

- Kıyafet alışverişini severim

but I hate online shopping.

ama online alışverişten nefret ederim.

I need to be there in person.

Şahsen orada olmam gerekiyor.

- [Will] How often do you buy new clothes?

- [Will] Ne sıklıkla yeni giysiler alırsın?

- Not that often, as people can probably tell

- İnsanların muhtemelen YouTube videolarımdan anlayabileceği gibi, o kadar sık ​​değil

by my YouTube videos.

.

I wear the same thing a lot.

Aynı şeyi çok giyiyorum.

- [Will] Do you read fashion magazines?

- [Will] Moda dergileri okuyor musunuz?

- No, I don't really read magazines.

- Hayır, gerçekten dergi okumam.

- [Will] Do you prefer to shop

- [Will]

for clothes online or in-person?

İnternetten mi yoksa şahsen mi kıyafet alışverişi yapmayı tercih edersiniz?

- In person, definitely.

- Şahsen, kesinlikle.

- [Will] Are your ears pierced?

- [Will] Kulaklarınız delik mi?

- Yes.

- Evet.

- [Will] Have you ever made your own clothes?

- [Will] Hiç kendi kıyafetlerini yaptın mı?

- I tried to make a top when I was a child

- Çocukken ıslak mendilden üst yapmaya çalıştım

out of a wet wipe.

.

- [Will] What is your shoe size?

- [Will] Ayakkabı numaran kaç?

- Do I want that on the internet?

- Bunu internette istiyor muyum?

- [Will] Do you have a preferred colour to wear?

- [Will] Tercih ettiğiniz bir renk var mı ?

- Yes, I love wearing red.

- Evet, kırmızı giymeyi seviyorum.

- [Will] Do you have any tattoos.

- [Will] Hiç dövmen var mı?

- No, I don't, I'm not brave enough.

- Hayır, bilmiyorum, yeterince cesur değilim.

- [Will] Do you prefer formal clothing

- [Will] Resmi kıyafetleri mi

or casual clothing?

yoksa gündelik kıyafetleri mi tercih edersiniz?

- I always like to be just a little bit too formal.

- Her zaman biraz fazla resmi olmayı severim.

- [Will] Did you wear a uniform while in school?

- [Will] Okuldayken üniforma giydin mi ?

- Yes, I did. I had to wear a uniform up to the age of 16.

- Evet yaptım. 16 yaşıma kadar üniforma giymek zorundaydım.

- [Will] Are you a shopaholic?

- [Will] Alışverişkoliğin misin?

- Possibly.

- Muhtemelen.

(Lucy chuckling)

- [Will] Do you help your husband buy new clothes?

(Lucy kıkırdar)

- [Will] Kocanızın yeni giysiler almasına yardım ediyor musunuz?

- Yes, I would say that his wardrobe

- Evet, benimle tanıştığından beri gardırobunun

has drastically improved since he's met me.

büyük ölçüde geliştiğini söyleyebilirim .

- [Will] What do you do with your old clothes?

- [Will] Eski kıyafetlerini ne yapıyorsun?

- I donate them.

- Onları bağışlıyorum.

Well, thank you very much, William.

Çok teşekkür ederim, William.

That was very enjoyable.

Bu çok keyifliydi.

I hope you all found that interesting and useful.

Umarım hepiniz bunu ilginç ve faydalı bulmuşsunuzdur. Soruların

If you'd like to see a full list

tam listesini

of the questions and the transcription of the answers,

ve cevapların transkripsiyonunu

and some extra information, and questions,

ve bazı ek bilgileri ve soruları görmek istiyorsanız,

then do download the PDF.

PDF'yi indirin. Açıklama kutusundaki

Just click on the link in the description box.

bağlantıya tıklamanız yeterlidir .

You enter your name and your email address

Adınızı ve e-posta adresinizi girersiniz

and it will arrive directly in your inbox.

ve doğrudan gelen kutunuza gelir.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Instagram, EnglishwithLucy

Instagram'ım EnglishwithLucy

and my personal one, just @Lucy.

ve kişisel hesabım var, sadece @Lucy.

I've also got my TikTok

Ayrıca TikTok'um

and my website englishwithlucy.co.uk

ve

where I have a fantastic pronunciation tool.

harika bir telaffuz aracına sahip olduğum englishwithlucy.co.uk web sitem var.

You can click on the phonemes

Fonemlerin üzerine tıklayıp

and hear me pronounce the phonemes.

fonemleri telaffuz ettiğimi duyabilirsiniz.

It's brilliant.

Bu dahice.

Also, if you're looking to improve your listening

Ayrıca, dinleme

and your vocabulary skills,

ve kelime dağarcığı becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız,

then we also have our vlogging channels

where my husband and I vlog our lives here

kocam ve benim burada,

in the English countryside.

İngiltere kırsalında hayatımızı vlog'ladığımız vlog kanallarımız da var.

All of the vlogs are fully subtitled

Tüm vlog'lar, pratik

so that you can use them to practise with.

yapmak için kullanabilmeniz için tamamen altyazılıdır.

That's it for today's lesson.

Bugünün dersi bu kadar.

I will see you very soon.

seni çok yakında göreceğim

(kissing sound)

(öpüşme sesi)

Bye. Let me think.

Görüşürüz. Bir düşüneyim.

Oh.

Ah.

Oh, you said fruit.

Oh, meyve dedin.

(Lucy chuckling)

(Lucy kıkırdar)

That's a hard one, let me think.

Bu zor, bir düşüneyim.

What would you say, Will?

Ne dersin Will?

(Will chuckling)

(Will kıkırdar)

- [Will] A unicorn.

- [Will] Bir tek boynuzlu at.

- A unicorn.

- Tek boynuzlu at.

Oh, thanks.

Oh teşekkürler.

(lively music)

(canlı müzik)