The Power of Environment - Speak English Fluently - Advanced English Listening Practice - 63

hi there I'm drew badger the world's number one english

merhabalar, ben draw porsuk dünyanın bir numaralı ingilizce

world's number one english

world's number one english fluency guide and it is a

dünyanın bir numaralı ingilizce akıcılık rehberi ve bu bir

fluency guide and it is a

fluency guide and it is a pleasure to welcome you to

akıcılık rehberi ve bir

akıcılık rehberi ve sizi zevke davet etmek bir zevk

pleasure to welcome you to

pleasure to welcome you to another advance to listening

başka bir ilerlemeye hoşgeldiniz başka bir ilerleme dinlemeye başka bir

another advance to listening

another advance to listening practice lesson in this video i

ilerleme bu videoda dinleme pratiği dersine başka bir ilerleme bu

practice lesson in this video i

videoda ders alıştırma yapıyorum

practice lesson in this video i wanted to talk about the power

bu videoda güç hakkında konuşmak istedim güç hakkında

wanted to talk about the power

wanted to talk about the power of environment environment so

konuşmak istedim güç

hakkında konuşmak istedim çevrenin gücü çevrenin yani çevrenin yani çevrenin ortamı yani

of environment environment so

of environment environment so even the environment and I'm

çevre bile ve ben

even the environment and I'm

even the environment and I'm reading right now it's not

çevreyim ve

hatta çevreyim ve şu anda okuyorum şu anda

reading right now it's not

okumuyor şu anda okumuyor şu anda

reading right now it's not really the best environment is

gerçekten değil en iyi çevre

really the best environment is

really the best environment is the best environment i can find

gerçekten en iyi çevre

gerçekten en iyi çevre en iyi çevre en

the best environment i can find

iyi çevreyi bulabiliyorum en

the best environment i can find where i live where it's pretty

iyi çevreyi bulabiliyorum yaşadığım yer güzel olan yer

where i live where it's pretty

where i live where it's pretty quiet and I can sit record these

yaşadığım yer güzel olan yer

yaşadığım yer güzel olan yer sessiz ve oturup bunları kaydedebilirim

quiet and I can sit record these

quiet and I can sit record these videos in peace to do something

ve oturup bunları sessizce kaydedebilirim

ve oturup bu videoları huzur içinde kaydedebilirim bir şeyler yapmak için

videos in peace to do something

videolar huzur içinde bir şeyler yapmak için

videos in peace to do something in peace just means without

videolar huzur içinde bir şeyler yapmak sadece huzur olmadan demektir

in peace just means without

in peace just means without other people bothering you so i

sadece içinde olmadan demektir

huzur sadece diğer insanların seni rahatsız etmemesi demektir ben

other people bothering you so i

other people bothering you so i get to relax or I get to work in

başka insanlar seni rahatsız etmiyor ben başka insanlar seni

get to relax or I get to work in

get to relax or I get to work in peace

peace

rahatsız ediyor bu yüzden ben

rahatlıyorum ya da işe gidiyorum huzur barış

peace so in a quiet situation without

bu kadar sessiz bir durumda olmadan bu kadar

so in a quiet situation without

so in a quiet situation without other people disturbing me

sessiz bir durumda olmadan

bu kadar sessiz bir durumda diğer insanlar beni rahatsız etmeden diğer

other people disturbing me

other people disturbing me anyway I environment or just

insanlar beni rahatsız etmiyor diğer insanlar beni nasılsa rahatsız ediyor ben çevrem ya da her

anyway I environment or just

anyway I environment or just thinking about the location

neyse ben çevrem ya da her

neyse ben çevrem ya da sadece konum konumu

thinking about the location

thinking about the location you're in or the surroundings

düşünmek

bulunduğunuz konumu veya içinde

you're in or the surroundings

you're in or the surroundings these are things that have been

bulunduğunuz çevreyi veya

içinde bulunduğunuz çevreyi veya çevreyi düşünmek bunlar olan şeyler bunlar olan şeyler

these are things that have been

these are things that have been really important to me and they

bunlar gerçekten önemli olan şeyler benim için ve

really important to me and they

benim için gerçekten önemliler ve

really important to me and they are pretty important to most

benim için gerçekten önemliler ve

are pretty important to most

are pretty important to most people in maybe if you don't

çoğu için oldukça önemliler çoğu

people in maybe if you don't

people in maybe if you don't realize it but this is why we're

insan için oldukça önemli siz fark etmiyorsanız ama biz bu yüzden

realize it but this is why we're

realize it but this is why we're attracted to certain places like

farkındayız ama bu yüzden

farkındayız ama bu yüzden belli yerlere çekiliyoruz,

attracted to certain places like

attracted to certain places like a beautiful rainforest in a

belli yerlere çekiliyoruz,

belli yerlere çekiliyoruz, güzel bir yağmur ormanı gibi

a beautiful rainforest in a

a beautiful rainforest in a jungle or a beach or a lovely

güzel bir yağmur ormanında güzel bir

yağmur ormanında bir cangılda ya da kumsalda ya da sevimli bir ormanda ya da güzel bir

jungle or a beach or a lovely

ormanda ya da güzel bir ormanda

jungle or a beach or a lovely sunset over some mountains

ya da bir kumsalda ya da güzel bir ormanda ya da bir kumsalda ya da güzel bir gün batımı bazı dağların üzerinden gün batımı

sunset over some mountains

sunset over some mountains there's certain sing a certain

bazı dağların üzerinden gün batımı bazı dağların üzerinden gün batımı kesin var şarkı belli kesin var

there's certain sing a certain

belli bir şarkı söyle, belli bir şarkı

there's certain sing a certain things that we enjoy seeing or

söyle, görmekten zevk aldığımız şeyler veya

things that we enjoy seeing or

things that we enjoy seeing or certain environments that we

görmekten zevk aldığımız şeyler veya

görmekten zevk aldığımız şeyler veya belli ortamlar, biz

certain environments that we

certain environments that we enjoy being him and if you can

belli ortamlar, biz o

olmaktan zevk aldığımız belli ortamlar ve eğer

enjoy being him and if you can

enjoy being him and if you can be in an environment it makes it

o olmaktan zevk alabilirsen ve eğer

o olmanın tadını çıkarabilirsin ve eğer bir ortamda olabilirsen,

be in an environment it makes it

be in an environment it makes it much easier to do that kind of

bir ortamda olmasını sağlar,

bir ortamda olmasını sağlar, bunu yapmayı çok daha kolay hale getirir,

much easier to do that kind of

much easier to do that kind of thing and I i did sounds a

bunu yapmayı çok daha kolaylaştırır bir şey ve ben bir

thing and I i did sounds a

thing and I i did sounds a little bit vague but i'll get

şey gibi sesler çıkardım ve bir şey gibi sesler çıkardım

ve ben biraz belirsiz sesler çıkardım ama

little bit vague but i'll get

little bit vague but i'll get more specific about that right

biraz belirsiz olacağım ama

biraz belirsiz olacağım ama bu konuda daha spesifik olacağım doğru bu

more specific about that right

konuda daha spesifik doğru bu konuda

more specific about that right now if I'm the kind of person

daha spesifik şu anda eğer ben şu an böyle bir insansam eğer

now if I'm the kind of person

now if I'm the kind of person that I'm like really overweight

şimdi böyle bir insansam eğer gerçekten kilolu olduğum gibi bir insansam

that I'm like really overweight

that I'm like really overweight and I have to you know maybe

gerçekten fazla kiloluyum,

gerçekten kilolu gibiyim ve bilmen gerekiyor belki ve bilmen gerekiyor belki ve

and I have to you know maybe

and I have to you know maybe lose 20 pounds or do something

bilmen gerekiyor belki

20 pound kaybetmek veya bir şeyler yapmak

lose 20 pounds or do something

lose 20 pounds or do something if I'm just sitting at home and

20 pound kaybetmek veya bir şeyler yapmak

20 pound kaybetmek veya bir şeyler yapmak eğer ben Evde oturuyorum ve

if I'm just sitting at home and

eğer evde oturuyorsam ve

if I'm just sitting at home and I live in a potato chip and

eğer evde oturuyorsam ve bir patates cipsinde yaşıyorum ve

I live in a potato chip and

bir patates cipsinde yaşıyorum ve

I live in a potato chip and donut factory and their potato

bir patates cipsi ve çörek fabrikasında yaşıyorum ve onların patatesli

donut factory and their potato

donut factory and their potato chips and donuts everywhere and

çörek fabrikası ve onların patatesli

çörek fabrikası ve her yerde patates cipsi ve çörekleri ve her yerde

chips and donuts everywhere and

chips and donuts everywhere and I'm just sitting at home

cips ve çörekler ve

her yerde cips ve çörekler ve ben sadece evde oturuyorum sadece

I'm just sitting at home

I'm just sitting at home watching TV all day it's a

evde oturuyorum

sadece evde oturuyorum televizyon izliyorum hepsi

watching TV all day it's a

watching TV all day it's a really dangerous environment for

bütün gün televizyon izlemek

bütün gün televizyon izlemek gerçekten tehlikeli bir ortam için gerçekten

really dangerous environment for

tehlikeli bir ortam için gerçekten

really dangerous environment for me if I want to lose weight and

tehlikeli bir ortam benim için kilo vermek istersem ben ve

me if I want to lose weight and

me if I want to lose weight and people typically will put

kilo vermek istersem ben ve

kilo vermek istersem ben ve insanlar tipik olarak koyarlar

people typically will put

people typically will put themselves in an environment

themselves in an environment

themselves in an environment like that like not that extreme

like that like not that extreme

like that like not that extreme actually living in a donut shop

actually living in a donut shop

actually living in a donut shop or potato chip factory but you

bir donut dükkanında yaşamak

aslında bir donut dükkanında ya da patates cipsi fabrikasında yaşamak ama siz ya da patates

or potato chip factory but you

cipsi fabrikasında yaşamak ama siz ya da

or potato chip factory but you live in an environment where you

patates cipsi fabrikasında yaşamak ama yaşadığınız bir

live in an environment where you

live in an environment where you have to use a lot of willpower

ortamda

yaşamak zorunda olduğunuz bir ortamda yaşamak çok fazla irade

have to use a lot of willpower

kullanmalı çok fazla irade kullanmalı yapma dürtüsüyle savaşmak için

have to use a lot of willpower in order to to fight the urge to

çok fazla irade kullanmalı yapma

in order to to fight the urge to

in order to to fight the urge to eat those donuts or sit down and

dürtüsüyle savaşma

o çörekleri yeme ya da oturup yemek yeme dürtüsüyle savaşma dürtüsüyle savaşmak için çok fazla irade kullanmalı

eat those donuts or sit down and

eat those donuts or sit down and relax

relax

o çörekler ya da otur ve

o çörekleri ye ya da otur ve rahatla rahatla

relax so something like that and it's

yani böyle bir şey ve bu

so something like that and it's

so something like that and it's really important when you're

çok böyle bir şey ve bu

çok böyle bir şey ve gerçekten önemli olduğunuzda gerçekten önemli olduğunuzda

really important when you're

really important when you're thinking about doing something

gerçekten önemli olduğunuzda ' bir şey yapmayı düşünüyorum bir şey yapmayı düşünüyorum bir şey yapmayı düşünüyorum akıcı olmak

thinking about doing something

thinking about doing something like getting fluent or you want

gibi veya akıcı olmak istiyorsunuz veya

like getting fluent or you want

like getting fluent or you want to

to

akıcı olmak istiyorsunuz veya kilo vermek veya

to lose weight or get a better

daha iyi bir

lose weight or get a better

lose weight or get a better whatever that thing is it's

kilo vermek veya daha iyi bir kilo vermek istiyorsunuz veya daha iyi ol

o şey her neyse o şey her neyse o şey her neyse o

whatever that thing is it's

whatever that thing is it's really important to instead of

şey her neyse gerçekten önemli yerine gerçekten

really important to instead of

really important to instead of trying to use willpower sobe the

önemli irade kullanmaya çalışmak yerine irade

trying to use willpower sobe the

trying to use willpower sobe the forcing yourself like okay I'm

kullanmaya çalışmak irade kullanmaya çalışmak

irade gücünü kullanmaya çalışmak kendini tamam diye zorluyorum

forcing yourself like okay I'm

forcing yourself like okay I'm not going to eat that potato

kendimi tamam diye

zorluyorum kendimi tamam diye zorluyorum o patatesi

not going to eat that potato

not going to eat that potato chip I'm going to be strong now

yemeyeceğim o patatesi

yemeyeceğim o patates cipsini yemeyeceğim şimdi güçlü olacağım

chip I'm going to be strong now

çip Şimdi güçlü olacağım

chip I'm going to be strong now you're thinking about it even

çip güçlü olacağım şimdi bunu

you're thinking about it even

you're thinking about it even when you say i'm not going to do

düşünüyorsun hatta

bunu yapmayacağım derken bile düşünüyorsun

when you say i'm not going to do

when you say i'm not going to do something your brain doesn't

yapmayacağım deyin bir şeyi yapmayacağımı

söylediğinizde beyninizin yapmadığı bir

something your brain doesn't

something your brain doesn't understand the difference

şeyi beyninizin anlamadığı bir

şeyi beyninizin anlamadığı farkı anlayın

understand the difference

understand the difference between not doing something and

farkı anlayın ve bir şeyi yapmamak ile yapmamak arasındaki farkı anlayın bir

between not doing something and

şeyi yapmamak arasında ve bir şeyi

between not doing something and doing something so logically

yapmamakla bir şeyi mantıklı bir şekilde yapmak arasında bir şeyi çok mantıklı bir şekilde

doing something so logically

doing something so logically it's not like that part of your

yapmak bir şeyi çok mantıklı bir şekilde yapmak sizin o bölgeniz gibi

it's not like that part of your

it's not like that part of your brain doesn't understand that

değil o bölgeniz gibi

değil beyninizin o kısmı o beyni anlamıyor gibi değil

brain doesn't understand that

brain doesn't understand that your brain is just thinking

beynin sadece düşündüğünü anlamıyor beynin sadece düşünüyor

your brain is just thinking

your brain is just thinking potato two potato two potato

beynin sadece düşünüyor

potato two potato two potato

potato two potato two potato chip

chip

chip so you can you know say okay you

tamam sen

so you can you know say okay you

böylece bilebilirsin de tamam sen

so you can you know say okay you have a lot of willpower but the

böylece bilebilirsin de tamam çok fazla iraden var ama onların çok

have a lot of willpower but the

have a lot of willpower but the smart thing to do is to move to

fazla iradesi var ama yapılacak akıllıca şey

smart thing to do is to move to

akıllı şeye geçmek

smart thing to do is to move to someplace else where you're not

yapılacak akıllı şey, başka bir yere, başka bir yere taşınmaktır;

someplace else where you're not

someplace else where you're not in the donut shop and potato

in the donut shop and potato

in the donut shop and potato chip factory now the reason i'm

ve patates cipsi fabrikası, şimdi

chip factory now the reason i'm

chip factory now the reason i'm speaking about this is because

cips fabrikası olmamın sebebi,

şimdi cips fabrikası olmamın sebebi, bundan

speaking about this is because

bahsetmemin sebebi, çünkü bunun hakkında konuşmanın nedeni, bunun

speaking about this is because it works the same way with

hakkında konuşmanın, onunla aynı şekilde

it works the same way with

it works the same way with fluency you don't necessarily

çalışmasıdır. aynı şekilde akıcılıkla aynı

şekilde çalışır ille de akıcı değilsiniz

fluency you don't necessarily

fluency you don't necessarily need to be living in an

need to be living in an

need to be living in an english-speaking country of

english-speaking country of

english-speaking country of course i know plenty of people

ingilizce konuşulan ülkenin

ingilizce konuşulan ülkesi tabii ki pek çok insan tanıyorum

course i know plenty of people

tabii ki pek çok insan tanıyorum tabii ki

course i know plenty of people like Japanese speakers that have

pek çok insan tanıyorum Japonca konuşanlar

like Japanese speakers that have

like Japanese speakers that have never been to America but their

gibi Japonca konuşanlar

gibi Japonca konuşanlar gibi Amerika'ya hiç gitmemiş ama

never been to America but their

never been to America but their english is greater they've never

asla Amerika'da bulundular ama

Amerika'da hiç bulunmadılar ama İngilizceleri daha iyi, hiç

english is greater they've never

english is greater they've never been to Canada Australia any

ingilizceleri daha büyük, hiç

ingilizceleri daha büyük, hiç Kanada'da bulunmadılar

been to Canada Australia any

been to Canada Australia any other english-speaking country

Avustralya Avustralya'da hiç bulunmadılar Kanada Avustralya'da bulundular

Kanada Avustralya'da bulundular başka herhangi bir ingilizce- konuşulan ülke

other english-speaking country

other english-speaking country they may have visited but

diğer ingilizce konuşulan ülke

diğer ingilizce konuşulan ülke ziyaret etmiş olabilirler ama

they may have visited but

ziyaret etmiş olabilirler ama ziyaret

they may have visited but they've never lived there for an

etmiş olabilirler ama

they've never lived there for an

they've never lived there for an extended period of time but they

orada hiç yaşamamışlar orada hiç yaşamamışlar ve

orada hiç yaşamamışlar uzun bir süre ama süreyi uzattılar ama

extended period of time but they

extended period of time but they speak really great English and

süreyi uzattılar ama gerçekten harika İngilizce konuşuyorlar ve gerçekten

speak really great English and

harika İngilizce konuşuyorlar ve

speak really great English and of course I no other Japanese

gerçekten harika İngilizce konuşuyorlar ve tabii ki ben başka Japon değilim elbette

of course I no other Japanese

of course I no other Japanese speakers and speakers from other

ben başka Japon değilim elbette

hayır diğer Japonca konuşanlar ve diğer konuşmacılardan konuşmacılar

speakers and speakers from other

speakers and speakers from other countries around the world

ve dünyanın dört bir yanındaki

diğer ülkelerden gelen diğer konuşmacılardan ve konuşmacılardan gelen konuşmacılar dünyanın dört bir yanındaki ülkeler dünyadaki ülkeler

countries around the world

countries around the world better in America or other

Amerika'da daha iyi veya

better in America or other

Amerika'da daha iyi veya

better in America or other english-speaking countries and

Amerika'da daha iyi veya diğer İngilizce konuşulan ülkelerde ve

english-speaking countries and

İngilizce -konuşan ülkeler ve

english-speaking countries and they can't speak English so lots

ingilizce konuşulan ülkeler ve çok fazla İngilizce konuşamıyorlar, çok fazla

they can't speak English so lots

they can't speak English so lots of people are struggling when

İngilizce konuşamıyorlar, çok fazla

İngilizce konuşamıyorlar, bu yüzden birçok insan mücadele ederken,

of people are struggling when

of people are struggling when they're in the country or you

insanlar mücadele ederken veya

insanlar mücadele ederken mücadele ediyor ' taşradasın ya da sen

they're in the country or you

memlekettesin ya da sen

they're in the country or you know speaking well when they're

know speaking well when they're

know speaking well when they're outside of the country so it's

memleketteler ya da sen biliyorsan iyi konuşuyorsun bildiğin zaman

iyi konuşuyorsun

bildiğin zaman iyi konuşuyorsun onlar ülke dışındayken yani

outside of the country so it's

outside of the country so it's not something the like

dışarıda ülke

dışında yani ülke dışında yani bir şey değil gibi bir şey

not something the like

not something the like environment when people talk

değil gibi bir şey

değil gibi bir şey değil çevre insanlar konuşurken çevre

environment when people talk

environment when people talk about like okay well you got to

insanlar çevre hakkında konuşurken

insanlar şöyle tamam tamam

about like okay well you got to

about like okay well you got to live in it in a speaking country

hakkında konuşmalısın gibi tamam peki hakkında konuşmalısın tamam gibi,

içinde konuşulan bir ülkede yaşamalısın,

live in it in a speaking country

konuşulan bir ülkede yaşa, içinde

live in it in a speaking country for the language you wanted to

konuşulan bir ülkede yaşa, istediğin dil için,

for the language you wanted to

for the language you wanted to speak but you didn't you know so

istediğin dil için, istediğin dil için, konuşmak

istediğin dil için, ama sen konuşmadın' t bilirsin

speak but you didn't you know so

speak but you didn't you know so you don't get to speak as well

konuş ama bilmiyordun bilemedin çok konuş ama

bilmiyordun yani sen de konuşamazsın sen de konuşamazsın sen de

you don't get to speak as well

you don't get to speak as well so I want you to stop thinking

konuşamazsın yani Düşünmeyi bırakmanı istiyorum,

so I want you to stop thinking

bu yüzden düşünmeyi bırakmanı istiyorum, bu yüzden,

so I want you to stop thinking about that these are just kind

bunların sadece nazik şeyler hakkında,

about that these are just kind

about that these are just kind of limiting beliefs or ideas

bunların sadece bir tür sınırlayıcı inançlar veya

of limiting beliefs or ideas

sınırlayıcı inançlar veya

of limiting beliefs or ideas that people have about why

that people have about why

sınırlayıcı fikirler olduğunu düşünmeyi bırakmanı istiyorum. insanların neden o

insanların neden sahip olduğu hakkında o insanların neden sahip

that people have about why someone can get fluent but they

oldukları hakkında sahip oldukları inançlar veya fikirler, birinin neden akıcı olabileceğine dair ama onlar

someone can get fluent but they

someone can get fluent but they can't so there are examples of

akıcı olabilir ama onlar

akıcı olabilir ama onlar akıcı olamıyor bu yüzden

can't so there are examples of

can't so there are examples of people where you are succeeding

can't'ın örnekleri var yani var

can't so'nun örnekleri, başarılı olduğunuz insanların örnekleri var, başarılı olduğunuz insanlar,

people where you are succeeding

people where you are succeeding even not being in a native

başarılı olduğunuz insanlar, ana diliniz olmasa bile, ana diliniz İngilizce

even not being in a native

even not being in a native English environment anyway

olmasa bile, zaten İngilizce ortamında bile olmasanız bile, başarılı olduğunuz insanlar

English environment anyway

English environment anyway that's just a quick aside a

çevre zaten bu sadece hızlı bir kenara a

that's just a quick aside a

that's just a quick aside a quick note about that but the

bu sadece hızlı bir kenara a bu

sadece hızlı bir kenara bununla ilgili kısa bir not ama bununla ilgili hızlı bir

quick note about that but the

quick note about that but the the kind of more important

not ama bununla ilgili hızlı bir not ama tür daha önemli tür

the kind of more important

the kind of more important picture here is your environment

daha önemli

tür daha önemli olan resim işte çevre resminiz

picture here is your environment

işte çevre

picture here is your environment when you're talking about

when you're talking about

resminiz işte ortamınız hakkında konuşurken bahsettiğiniz zaman

when you're talking about learning English and you have to

İngilizce öğrenmekten bahsederken ve

learning English and you have to

learning English and you have to put yourself in an environment

İngilizce öğrenmek zorundasınız ve

İngilizce öğrenmek zorundasınız ve kendinizi bir ortama koymalısınız,

put yourself in an environment

kendinizi bir ortama

put yourself in an environment whether it's online or you're

koymalısınız, ister çevrimiçi olsun, ister

whether it's online or you're

whether it's online or you're doing some kind of activity like

çevrimiçi olsun, ister çevrimiçi olsun, ister

çevrimiçi olsun veya bir tür etkinlik yapmak gibi bir tür aktivite yapıyorsunuz.

doing some kind of activity like

doing some kind of activity like you go and play a sport or you

bir tür aktivite yapmak gibi bir aktivite yapmak gibi, gidip spor yapmak ya da

you go and play a sport or you

gidip spor yapmak ya da

you go and play a sport or you learn cooking or anything else

gidip spor yapmak ya da yemek yapmayı öğrenmek ya da başka herhangi bir şey yemek yapmayı öğrenmek ya da başka

learn cooking or anything else

herhangi bir şey

learn cooking or anything else where you're actually

where you're actually

yemek yapmayı öğrenmek ya da başka herhangi bir şey yapmak gibi. aslında

neredesin aslında neredesin aslında

where you're actually participating in an environment

bir ortama katılıyorsun

participating in an environment

bir ortama katılıyorsun insanlarla birlikte kullandıkları

participating in an environment with people where they're using

bir ortama katılıyorsun

with people where they're using

with people where they're using English again you can do this

insanlarla birlikte kullandıkları yerde tekrar ingilizce kullanıyorlar yapabilirsin bu

English again you can do this

English again you can do this online where you can do this in

ingilizce tekrar yapabilirsin bu

ingilizce tekrar yapabilirsin bunu online yapabilirsin bunu

online where you can do this in

online where you can do this in person but it's much easier to

online yapabilirsin

bunu online yapabilirsin bunu şahsen yapabilirsin ama kişileştirmek çok daha kolay

person but it's much easier to

person but it's much easier to put yourself into

ama kişileştirmek çok daha kolay

ama bu çok kendini koymak daha kolay kendini koy yapabileceğin bir

put yourself into

put yourself into environment where you can do

ortama koy yapabileceğin bir ortam yapabileceğin bir

environment where you can do

environment where you can do this naturally as opposed to

ortam bunu doğal olarak yapabileceğin bir ortam buna karşı doğal olarak

this naturally as opposed to

this naturally as opposed to trying to study at home where

buna karşı doğal olarak evde çalışmaya çalışmaktansa evde

trying to study at home where

trying to study at home where you're trying to forcing

çalışmaya çalışmaktansa evde nerede

ders çalışmaya çalışıyorsun evde ders çalışmaya çalışıyorsun

you're trying to forcing

zorlamaya çalışıyorsun zorlamaya

you're trying to forcing yourself to do something you

çalışıyorsun zorlamaya çalışıyorsun bir şey yapmaya kendini zorlamaya çalışıyorsun

yourself to do something you

yourself to do something you don't naturally do your body if

don't naturally do your body if

don't naturally do your body if you put yourself in the

doğal olarak vücudunu yapma,

doğal olarak vücudunu yapma, eğer kendini içine koyarsan, kendini içine

you put yourself in the

koyarsın, kendini bir

you put yourself in the environment where something

environment where something

ortama koyarsın, bir şeyin olduğu bir

ortamın olduğu bir ortamın olduğu bir şeyin olduğu yerde,

environment where something happens if you can change your

bir şeyin olduğu yerde, eğer yapabilirsen, senin olur,

happens if you can change your

happens if you can change your environment in some way that's

eğer yapabilirsen çevreni

değiştirebilirsen başına gelenleri değiştir bir şekilde bu

environment in some way that's

çevre bir şekilde bu

environment in some way that's the smart part of your brain

çevre bir şekilde bu beynin akıllı

the smart part of your brain

the smart part of your brain trying to control the dumb part

kısmı beyninin akıllı kısmı

beyninin akıllı kısmı kontrol etmeye çalışıyor aptal kısmı

trying to control the dumb part

trying to control the dumb part of your brain such that you can

kontrol etmeye çalışıyor aptal kısım, beyninizin

aptal kısmını kontrol etmeye çalışıyor, öyle ki

of your brain such that you can

of your brain such that you can actually get the environment you

beyninizin yapabildiğinizi, beyninizin yapabildiğinizi, öyle ki

gerçekten ortamı elde edebiliyorsunuz, gerçekten ortamı elde ediyorsunuz,

actually get the environment you

actually get the environment you want that will give you the

gerçekten elde ettiğiniz, size verecek olan ortamı elde ediyorsunuz. size

want that will give you the

want that will give you the results that you want with your

istediğiniz sonuçları verecek olan istek size

results that you want with your

results that you want with your fluency for losing weight or

istediğiniz sonuçları verecek olan istek

fluency for losing weight or

fluency for losing weight or anything else has a case for

anything else has a case for

anything else has a case for myself like if I'm you know at

başka bir şey için bir durum var başka herhangi bir şey için bir durum var kendim

için bir durum var sanki bensem

myself like if I'm you know at

myself like if I'm you know at home I have a job where I guess

kendimi bilirsin eğer bensem

kendimi bilirsin eğer bensem evimde bilirsin bir işim var sanırım

home I have a job where I guess

home I have a job where I guess my you know my work my

evim bir işim var evi tahmin ettiğim

bir işim var tahmin ettiğim bir işim var işimi biliyorsun işimi

my you know my work my

my you know my work my profession i'm at home and i'm

biliyorsun işimi benim işimi

biliyorsun mesleğim evdeyim ve

profession i'm at home and i'm

profession i'm at home and i'm on the computer doing things I

mesleğim evdeyim ve

mesleğim evdeyim ve bilgisayar başında bir şeyler yapıyorum

on the computer doing things I

on the computer doing things I notice I don't move around as

Bilgisayar başında bir

şeyler yapıyorum Fark ettiğim gibi hareket etmiyorum Fark ettiğim gibi

notice I don't move around as

notice I don't move around as much as if I'm you know acting

hareket etmiyorum

Fark ettiğim gibi hareket etmiyorum Sanki benmişim gibi hareket et, benmişim gibi davran, ben

much as if I'm you know acting

much as if I'm you know acting outside doing gardening so when

bahçıvanlık yaparken dışarıda bahçe işleri yaparken, yani

outside doing gardening so when

outside doing gardening so when i do gardening I don't have to

dışarıda bahçe işleri yaparken ben bahçıvanlık yaparken, benmişim gibi hareket et. zorunda değilim

i do gardening I don't have to

i do gardening I don't have to also go to the gym and exercise

bahçıvanlık yapmak zorunda değilim

bahçıvanlık yapmak zorunda değilim spor salonuna gitmem ve egzersiz yapmam da

also go to the gym and exercise

also go to the gym and exercise and do things like that because

spor salonuna gitmem ve egzersiz yapmam

da spor salonuna gitmem ve egzersiz yapmam ve bunun gibi şeyler yapmam gerekmiyor çünkü

and do things like that because

ve böyle şeyler yap çünkü ve

and do things like that because the lifestyle of a gardener is

böyle şeyler yap çünkü bir bahçıvanın yaşam tarzı bir bahçıvanın yaşam

the lifestyle of a gardener is

the lifestyle of a gardener is somebody that's bending over

tarzıdır bir bahçıvanın yaşam

tarzıdır bahçıvanın yaşam tarzıdır

somebody that's bending over

somebody that's bending over picking things up carrying

picking things up carrying

picking things up carrying things and doing other body

bir şeyleri taşımak, bir şeyleri taşımak ve diğer vücut

things and doing other body

things and doing other body movements that you would do a

işlerini yapmak ve diğer vücut

işlerini yapmak ve diğer vücut hareketlerini yapmak, yapacağınız bir

movements that you would do a

movements that you would do a gym and you're carrying heavy

hareketler, bir

hareketler yapmak, bir spor salonu yapmak ve ağır bir

gym and you're carrying heavy

gym and you're carrying heavy things and it's just a natural

spor salonu taşımak ve ağır bir

spor salonu taşıyorsun ve ağır şeyler taşıyorsun ve bu sadece doğal bir

things and it's just a natural

things and it's just a natural way of moving your body but as a

şey ve bu sadece doğal bir

şey ve bu sadece vücudunu hareket ettirmenin doğal bir yolu ama

way of moving your body but as a

way of moving your body but as a person that's just sitting at a

vücudunu hareket ettirmenin bir yolu olarak ama

vücudunu hareket ettirmenin bir yolu olarak ama sanki sadece oturan bir

person that's just sitting at a

person that's just sitting at a computer doing something the

insan sadece oturan bir

insan sadece bilgisayar başında oturan bir insan bir şey yapıyor

computer doing something the

computer doing something the environment is not a strong one

bilgisayar bir şey yapıyor

bilgisayar bir şey yapıyor çevre güçlü değil bir ortam

environment is not a strong one

environment is not a strong one for helping you build strong

güçlü değil bir

ortam güçlü değil güçlü olmanıza yardımcı olmak için güçlü olmanıza yardımcı olmak için

for helping you build strong

for helping you build strong muscles like I mean maybe my

güçlü kaslar oluşturmanıza yardımcı olmak için mesela belki benim kaslarım gibi demek istiyorum belki kaslarım gibi belki

muscles like I mean maybe my

muscles like I mean maybe my fingers are getting stronger

parmaklarım güçleniyor

fingers are getting stronger

fingers are getting stronger because i'm using a keyboard but

parmaklar güçleniyor

parmaklar güçleniyor çünkü ben kullanıyorum klavye ama

because i'm using a keyboard but

because i'm using a keyboard but again it's not something that I

çünkü klavye kullanıyorum ama

çünkü klavye kullanıyorum ama yine de bu benim tekrar yaptığım bir şey değil,

again it's not something that I

again it's not something that I would have to do so I'm having

yapmak zorunda kalacağım bir şey değil bu yüzden

would have to do so I'm having

would have to do so I'm having to use willpower like okay I'm

yapmak zorunda kalacağım bir şey değil

Yapmak zorunda kalacağım bu yüzden tamam gibi irademi kullanmak zorundayım Tamam gibi

to use willpower like okay I'm

to use willpower like okay I'm going to use some of my time by

irademi kullanacağım

Tamam gibi irademi kullanacağım Zamanımın bir kısmını birazını kullanarak kullanacağım

going to use some of my time by

going to use some of my time by sitting at the computer and then

zamanımın bir kısmını bilgisayarın başına oturarak ve sonra bilgisayarın başına

sitting at the computer and then

sitting at the computer and then i have to go to the gym or go

oturarak ve sonra bilgisayarın başına

oturarak ve sonra spor salonuna gitmeliyim ya da gitmeliyim spor

i have to go to the gym or go

i have to go to the gym or go outside and do something I have

salonuna gitmeliyim ya da

gitmeliyim spor salonuna git ya da dışarı çık ve dışarıda sahip olduğum bir şeyi yap ve dışarıda

outside and do something I have

outside and do something I have to change my environment but the

sahip olduğum bir şeyi yap ve

bir şeyler yap çevremi değiştirmeliyim ama

to change my environment but the

to change my environment but the more that I can combine these

çevremi değiştirmek için ama çevremi değiştirmek için ama bunları ne kadar çok birleştirebilirsem o kadar çok

more that I can combine these

Bunları

more that I can combine these two things and let's say i was

daha fazla birleştirebilirim ki bu iki şeyi birleştirebilirim ve diyelim ki

two things and let's say i was

two things and let's say i was able to do typing on a computer

iki şeydim ve diyelim ki

iki şeydim ve diyelim ki bilgisayarda yazı yazabiliyorum bilgisayarda

able to do typing on a computer

able to do typing on a computer by climbing on a mountain or

yazı yazabiliyorum bilgisayarda

yazı yazabiliyorum bir bilgisayar bir dağa tırmanarak ya da

by climbing on a mountain or

by climbing on a mountain or something like that whatever

bir dağa tırmanarak ya da

bir dağa tırmanarak ya da onun gibi bir şey her neyse onun gibi bir şey her ne olursa olsun bu

something like that whatever

something like that whatever that situation is a situation

durum ne olursa olsun bu durum bir durumdur o durum bir durumdur

that situation is a situation

that situation is a situation where my environment is more

o durum çevremdeki bir durumdur

where my environment is more

where my environment is more controlling me because again

çevremin daha çok olduğu yerde çevrem beni daha çok

kontrol ediyor çünkü yine

controlling me because again

controlling me because again we're all very influenced by the

beni kontrol ediyor çünkü yine beni

kontrol ediyor çünkü yine

we're all very influenced by the

we're all very influenced by the environment that were him the

hepimiz çevreden çok etkileniyoruz

hepimiz çevreden çok etkileniyoruz o muydu

environment that were him the

çevre o muydu

environment that were him the more you can make your

more you can make your

çevre o muydu o daha çok yapabilirsin daha fazlasını

yapabilirsin daha

more you can make your environment like that much more

fazlasını yapabilirsin ortamını böyle çok daha fazla

environment like that much more

environment like that much more likely it is you're going to

ortam böyle çok daha fazla

ortam böyle çok daha büyük olasılıkla gidiyorsun

likely it is you're going to

muhtemelen olacaksın

likely it is you're going to achieve the results you want

muhtemelen olacaksın istediğin sonuçlara ulaşacaksın istediğin

achieve the results you want

achieve the results you want whether that's for fluency your

sonuçlara ulaş istediğin

sonuçlara ulaş bu akıcılık için mi bu

whether that's for fluency your

akıcılık için mi senin bu akıcılık

whether that's for fluency your weight loss or you know

için mi kilo vermen için mi yoksa

weight loss or you know

weight loss or you know achieving anything else like

kilo vermeyi biliyorsun ya da kilo

vermeyi biliyorsun ya da başka bir şeyi başarmayı biliyorsun

achieving anything else like

başka bir şeyi başarmak gibi başka bir şeyi

achieving anything else like even you know I have friends uh

başarmak gibi biliyorsun benim bile

even you know I have friends uh

even you know I have friends uh in America that you know they

arkadaşlarım var uh sen bile biliyorsun arkadaşlarım var uh sen

bile biliyorsun Amerika'da arkadaşlarım var uh biliyorsun

in America that you know they

in America that you know they would complain that they didn't

Amerika'da onlar, bildiğinizi onlar

Amerika'da şikayet edeceklerini bildiğinizi şikayet etmeyeceklerinden şikayet edeceklerdi onların

would complain that they didn't

would complain that they didn't have a girlfriend and i would

bir kız arkadaşı olmadığından şikayet edeceklerdi ve benim

have a girlfriend and i would

have a girlfriend and i would say well you guys are just

bir kız arkadaşım olacaktı ve benim

bir kız arkadaşım olacaktı ve ben derdim ki siz sadece iyi diyorsunuz

say well you guys are just

say well you guys are just sitting in your dorm room

siz sadece

iyi diyorsunuz yurt odanızda oturuyorsunuz

sitting in your dorm room

sitting in your dorm room together so this is back in

yurt odanızda birlikte

yurt odanızda oturuyorsunuz yani bu tekrar bir

together so this is back in

together so this is back in college and people are kind of

arada yani bu tekrar

birlikte yani bu üniversiteye geri döndü ve insanlar bir nevi

college and people are kind of

college and people are kind of complaining like I don't have a

üniversiteli ve insanlar bir nevi

üniversiteli ve insanlar benim

complaining like I don't have a

complaining like I don't have a girlfriend i say well why don't

şikayetim yokmuş gibi bir şikayetim yokmuş gibi bir

şikayetim yokmuş gibi bir kız arkadaşım yokmuş gibi iyi neden diyorum

girlfriend i say well why don't

girlfriend i say well why don't you go to wear some women are

kız arkadaş olma iyi demiyorum neden

kız arkadaş iyi demiyorum neden bazı kadınları giymeye gitmiyorsun

you go to wear some women are

bazı kadınları giymeye gidiyorsun

you go to wear some women are you know it's one of those it's

bazı kadınları giymeye gidiyor musun biliyor musun onlardan biri olduğunu biliyorsun bu

you know it's one of those it's

you know it's one of those it's like kind of an obvious thing

bunlardan biri,

siz bilirsiniz, onlardan biri, bariz bir şey gibi,

like kind of an obvious thing

like kind of an obvious thing but a lot of people don't they

bariz bir şey gibi,

bariz bir şey gibi, ama birçok insan bunu yapmaz

but a lot of people don't they

ama birçok insan yapmaz

but a lot of people don't they don't see it that way it's going

ama pek çok İnsanların oranı bunu böyle görmüyorlar böyle gittiğini görmüyorlar böyle

don't see it that way it's going

don't see it that way it's going it's easy to complain about that

gittiğini görmüyorlar böyle

gittiğini görmüyorlar şikayet etmek kolay şikayet etmek

it's easy to complain about that

it's easy to complain about that but you're not going to be able

kolay

şikayet etmek kolay o ama yapamayacaksın

but you're not going to be able

but you're not going to be able to get you know like a

ama yapamayacaksın

ama seni bir kız arkadaş gibi

to get you know like a

to get you know like a girlfriend if you know you don't

tanımak gibi

bir kız arkadaş gibi tanımak gibi seni tanıyamayacaksın biliyorsan

girlfriend if you know you don't

girlfriend if you know you don't go where women are you know it's

kız arkadaş değilsin, biliyorsan kız arkadaş değilsin, biliyorsan kadınların olduğu yere

gitmediğini biliyorsun

go where women are you know it's

go where women are you know it's one of those like kind of

kadınların olduğu yere gittiğini biliyorsun

kadınların olduğu yere gittiğini biliyorsun bu onlardan biri gibi onlardan biri

one of those like kind of

one of those like kind of obvious things I was just like

apaçık şeylerden biri gibiydim

obvious things I was just like

apaçık şeyler gibiydim

obvious things I was just like hey guys you know let's get out

apaçık şeyler gibiydim hey çocuklar bilirsiniz haydi dışarı çıkalım hey çocuklar

hey guys you know let's get out

hey guys you know let's get out of this environment you don't

dışarı çıkalım

hey çocuklar biliyorsunuz çıkalım bu işten ortam

of this environment you don't

of this environment you don't have to go to a bar but you know

bu ortamdan değilsin

bu ortamdan değilsin bara gitmen gerekmiyor ama

have to go to a bar but you know

have to go to a bar but you know go out go to a cooking class or

bara gitmen gerektiğini biliyorsun ama

bara gitmen gerektiğini biliyorsun ama dışarı çıkmayı biliyorsun Aşçılık kursuna veya

go out go to a cooking class or

dışarı çıkın

go out go to a cooking class or yoga class or whatever where

Aşçılık kursuna gidin veya dışarı çıkın Aşçılık kursuna veya

yoga class or whatever where

yoga class or whatever where women are likely to be found and

yoga kursuna gidin

women are likely to be found and

women are likely to be found and then you can start speaking with

bulunmaları muhtemeldir ve sonra onunla konuşmaya başlayabilirsin sonra

then you can start speaking with

then you can start speaking with them and that's how you develop

konuşmaya başlayabilirsin

sonra onlarla konuşmaya başlayabilirsin ve onları bu şekilde geliştirirsin

them and that's how you develop

them and that's how you develop a relationship you get into that

ve bu

şekilde onları geliştirirsin ve işte böyle bir ilişki geliştirirsin o

a relationship you get into that

a relationship you get into that environment and it makes it much

ilişkiye girersin öyle

bir ilişkiye girersiniz ki, o ortama girersiniz ve bu onu çok

environment and it makes it much

environment and it makes it much more likely to achieve the kind

çevre yapar ve onu çok

çevre yapar ve bu, türden bir başarıya ulaşmayı çok daha olası hale getirir,

more likely to achieve the kind

more likely to achieve the kind of kind of success you want

türden bir başarıya ulaşmayı daha olası hale getirir bir

of kind of success you want

of kind of success you want remember this is really great

çeşit başarı istiyorsun bir çeşit

başarı istiyorsun hatırla bu gerçekten harika

remember this is really great

hatırla bu gerçekten harika hatırla bu

remember this is really great story I hideout it's true it's

story I hideout it's true it's

story I hideout it's true it's just kind of a joke but there's

gerçekten harika bir hikaye bir şaka ama

just kind of a joke but there's

sadece bir şaka var ama

just kind of a joke but there's a man thats he goes to church

sadece bir şaka var ama bir adam var ki kiliseye gidiyor bir

a man thats he goes to church

a man thats he goes to church and he's sitting there and he's

adam kiliseye gidiyor bir

adam ki kiliseye gidiyor ve orada oturuyor ve o ve

and he's sitting there and he's

and he's sitting there and he's praying

praying

o orada oturuyor ve o

ve orada oturuyor ve dua ediyor dua ediyor

praying he's like God please like I

dua ediyor o Tanrı gibi lütfen beğen ben o

he's like God please like I

tanrı gibi lütfen beğen ben o

he's like God please like I really want to win the lottery

tanrı gibi lütfen beğen gerçekten piyangoyu kazanmak istiyorum

really want to win the lottery

really want to win the lottery this year so I really want to

gerçekten piyangoyu kazanmak istiyorum

gerçekten bu yıl piyangoyu kazanmak istiyorum yani ben bu yıl gerçekten istiyorum

this year so I really want to

this year so I really want to win the lottery

bu yıl gerçekten istiyorum bu yüzden gerçekten piyangoyu kazanmak istiyorum

win the lottery

win the lottery you know I like please help me

piyangoyu kazan

piyangoyu kazan sevdiğimi biliyorsun lütfen

you know I like please help me

you know I like please help me like I've been like a good

bana yardım et iyi gibiydim iyi gibiydim sanki

like I've been like a good

like I've been like a good person

person

person all this time and so you know

tüm bu zaman boyunca iyi bir insan gibiydim ve bu yüzden

all this time and so you know

all this time and so you know every week you buys a lottery

tüm bu zaman boyunca biliyorsun ve bunca

zaman boyunca biliyorsun ve böylece her hafta bir tane satın aldığını biliyorsun

every week you buys a lottery

every week you buys a lottery ticket and he still didn't win

her hafta bir piyango alıyorsunuz

her hafta bir piyango bileti alıyorsunuz ve o hala

ticket and he still didn't win

ticket and he still didn't win so you went to church was like

bilet kazanamadı ve hala

bilet kazanamadı ve hala kazanamadı, bu yüzden kiliseye gittiniz gibiydi yani

so you went to church was like

so you went to church was like asking God and then the he

kiliseye gittiniz

kiliseye gitmen, Tanrı'ya sormak gibiydi ve sonra o

asking God and then the he

Tanrı'ya soruyor ve sonra Tanrı'ya

asking God and then the he didn't win that time so he went

soruyor ve sonra o sefer kazanamadı, o yüzden gitti o sefer

didn't win that time so he went

didn't win that time so he went again the next week and he was

kazanamadı, o yüzden gitti

o sefer kazanamadı bu yüzden önümüzdeki hafta tekrar gitti ve

again the next week and he was

again the next week and he was like please God like you know

önümüzdeki hafta yine gitti ve

sonraki hafta tekrar oldu ve lütfen Tanrı bildiğiniz

like please God like you know

like please God like you know I've really been wanting this

gibi lütfen Tanrı bildiğiniz gibi lütfen Tanrı bildiğiniz gibi lütfen

Tanrı bildiğiniz gibi bunu gerçekten istiyordum

I've really been wanting this

I've really been wanting this for a long time like I really

ben Bunu gerçekten istiyordum

Bunu gerçekten çok uzun zamandır istiyordum sanki gerçekten

for a long time like I really

for a long time like I really want to win the lottery and he

uzun zamandır gerçekten

uzun zamandır ben gerçekten piyangoyu kazanmak istiyorum ve o da

want to win the lottery and he

want to win the lottery and he still didn't win and then he

piyangoyu kazanmak istiyor ve o

istiyor piyangoyu kazandı ve hala kazanamadı ve sonra

still didn't win and then he

still didn't win and then he goes back to church

hala kazanamadı ve sonra

hala kazanamadı ve sonra kiliseye geri döndü

goes back to church

goes back to church the third week and he's still

kiliseye geri döndü

üçüncü hafta kiliseye geri döndü ve hala

the third week and he's still

the third week and he's still praying like God do please

üçüncü haftasında ve o hala

üçüncü haftasında ve hala Tanrı gibi dua ediyor lütfen Tanrı

praying like God do please

praying like God do please answer me if like you hear this

gibi dua et lütfen

Tanrı gibi dua et lütfen bana cevap ver eğer bunu duyuyorsan bana cevap ver eğer bunu

answer me if like you hear this

duyuyorsan

answer me if like you hear this at all please give me a sign i

bana cevap ver eğer bunu duyuyorsan hiç duyuyorsan lütfen bana ver bir işaret ben

at all please give me a sign i

at all please give me a sign i want to know like that I'm you

hiç lütfen bana bir işaret ver ben

hiç lütfen bana bir işaret ver böyle bilmek istiyorum ben

want to know like that I'm you

want to know like that I'm you know actually doing the right

sen böyle

bilmek istiyorsun ben böyle bilmek istiyorsun doğru bilmek

know actually doing the right

know actually doing the right thing so that I can win the

aslında doğruyu yapmak doğru şeyi yapmak

gerçekten doğru olanı yapmak ki ben o şeyi kazanayım ki ben o şeyi kazanayım ki ben

thing so that I can win the

thing so that I can win the lottery and he actually hears

piyangoyu kazanabileyim ve o aslında

lottery and he actually hears

piyangoyu duyuyor ve aslında

lottery and he actually hears God speak to him and God says

piyangoyu duyuyor ve aslında Tanrı'nın konuştuğunu duyuyor ona ve Tanrı,

God speak to him and God says

God speak to him and God says he's like hey like I'd love to

Tanrı'nın onunla konuşacağını söylüyor ve Tanrı,

Tanrı'nın onunla konuşacağını söylüyor ve Tanrı, hey, çok isterim, o, hey, çok

he's like hey like I'd love to

he's like hey like I'd love to help you win but you gotta buy

isterim, o,

hey, kazanmana yardım etmeyi çok isterim ama sen

help you win but you gotta buy

help you win but you gotta buy ticket and so like this guy's

Kazanmanız için yardım satın almalısınız ama

kazanmanız için yardım satın almalısınız ama bilet satın almalısınız ve bu adamın

ticket and so like this guy's

ticket and so like this guy's like I ok like I didn't actually

biletini çok beğenin ve bu adamın

biletini çok beğenin ve bu adam gibi ben tamam gibi aslında

like I ok like I didn't actually

like I ok like I didn't actually just like I want to win the

beğenmedim tamam beğenmedim gibi' t aslında

hoşuma gidiyor tamam değilmiş gibi aslında sevmiyormuş gibi sadece

just like I want to win the

kazanmak istiyormuş gibi kazanmak

just like I want to win the lottery but he didn't actually

lottery but he didn't actually

istiyormuş gibi tıpkı piyangoyu kazanmak istiyormuş gibi ama

o aslında piyango değil ama aslında

lottery but he didn't actually go out and like get a ticket so

piyango değil ama o Aslında dışarı çıkıp bir bilet almak gibi, o yüzden

go out and like get a ticket so

go out and like get a ticket so you know he's like trying to win

dışarı çıkıp bir bilet almak gibi, bu yüzden

dışarı çıkıp bir bilet almak gibi, onun

you know he's like trying to win

you know he's like trying to win the lottery every week but you

kazanmaya çalıştığını bilirsiniz, kazanmaya çalıştığını

bilirsiniz, piyangoyu kazanmaya çalıştığını bilirsiniz. her hafta ama sen

the lottery every week but you

the lottery every week but you got to actually do the thing

her hafta piyango ama sen

her hafta piyango ama bir şeyi gerçekten yapmalısın gerçekten

got to actually do the thing

got to actually do the thing that's going to get you that

yapmalısın o şeyi gerçekten yapmalısın ki sana

that's going to get you that

that's going to get you that thing that I don't even think I

ulaşacak bu seni

alacak sen o şey ki ben bile düşünmüyorum

thing that I don't even think I

thing that I don't even think I told that job properly but

sanmıyorum bile sanıyorum ki o

işi düzgün anlattığımı ama o

told that job properly but

işi düzgün anlattığımı ama

told that job properly but basically you get the idea that

o işi düzgün anlattığımı bile düşünmüyorum ama temelde şu fikri anladınız:

basically you get the idea that

basically you get the idea that you have two number one take

temelde,

temelde iki bir numaralı adımınız olduğu fikrine kapılıyorsunuz, iki bir numaralı adımınız

you have two number one take

you have two number one take action but it's much easier to

var,

iki bir numaralı adımınız var, ancak eyleme geçmek çok daha kolay,

action but it's much easier to

action but it's much easier to to actually take action or to do

ancak eyleme geçmek çok daha kolay,

ama aslında yapmak çok daha kolay harekete geçmek veya yapmak

to actually take action or to do

to actually take action or to do the thing you want to get the

gerçekten harekete geçmek veya yapmak

gerçekten harekete geçmek veya yapmak istediğiniz şeyi yapmak

the thing you want to get the

the thing you want to get the thing you want if you put

istediğiniz şeyi elde etmek istediğiniz şeyi

elde etmek istediğiniz şeyi elde etmek

thing you want if you put

thing you want if you put yourself in that kind of

istediğiniz şeyi koymak istiyorsanız

istediğin şeyi koyarsın eğer kendini o tür bir ortama koyarsan o

yourself in that kind of

yourself in that kind of environment so with English

tür bir ortamda o tür bir kendin içinde yani İngilizce

environment so with English

environment so with English learning i know a lot of people

ortamıyla yani İngilizce

ortamıyla yani İngilizce öğrenmeyle öğrenen birçok insan tanıyorum öğrenen

learning i know a lot of people

learning i know a lot of people maybe even your lives

birçok insan tanıyorum

bir çok insan tanıyorum belki sizin hayatınız bile belki

maybe even your lives

hayatınız hatta belki

maybe even your lives in an english-speaking country

in an english-speaking country

hayatınız ingilizce konuşulan bir ülkede

ingilizce konuşulan bir ülkede

in an english-speaking country right now he could be in America

ingilizce konuşulan bir ülkede şu anda Amerika'da olabilirdi şu anda Amerika'da olabilirdi

right now he could be in America

right now he could be in America Australia the UK Canada or even

şu anda Amerika'da olabilir, Avustralya, Birleşik Krallık, Kanada veya hatta

Australia the UK Canada or even

Australia the UK Canada or even you know South Africa anyplace

Avustralya, Birleşik Krallık Kanada veya hatta

Avustralya, Birleşik Krallık Kanada veya hatta Güney

you know South Africa anyplace

you know South Africa anyplace else where there's even like a

Afrika'yı tanıdığınız herhangi bir yer Güney Afrika'yı tanıdığınız herhangi bir yer Güney Afrika'yı bildiğiniz herhangi bir yer

else where there's even like a

else where there's even like a community of people that mostly

başka bir yerde olduğu gibi, bir insan topluluğu gibi bile, çoğunlukla insan topluluğu,

community of people that mostly

community of people that mostly speaks english you have to kind

çoğunlukla

insan topluluğu, çoğunlukla ingilizce konuşan, kibar olmalısın,

speaks english you have to kind

ingilizce konuşmalısın, nazik olmalısın,

speaks english you have to kind of force yourself to get into

ingilizce konuşmalısın, kendini zorlamak için kendini zorlamalısın.

of force yourself to get into

of force yourself to get into that environment in the same way

kendini zorlamak o ortama aynı şekilde girmek

that environment in the same way

o ortama aynı şekilde

that environment in the same way a child would be and you can do

o ortama aynı şekilde bir çocuk olur ve yapabilirsin

a child would be and you can do

a child would be and you can do this online you can find like no

bir çocuk olur ve yapabilirsin

bir çocuk olur ve yapabilirsin bunu çevrimiçi yap bunu çevrimiçi gibi bulabilirsin hayır bu gibi çevrimiçi bulabilirsin mesaj panoları yok

this online you can find like no

gibi

this online you can find like no message boards or even just

bulabilirsin, hatta sadece

message boards or even just

message boards or even just watching youtube videos here

mesaj panoları veya hatta sadece

mesaj panoları veya hatta sadece burada youtube videoları izlemek burada youtube videoları izlemek burada youtube

watching youtube videos here

watching youtube videos here that are meant like mostly made

videoları izlemek burada

youtube videoları izlemek gibi bulabilirsiniz çoğunlukla yapılmış anlamına gelir çoğunlukla

that are meant like mostly made

that are meant like mostly made for native English speakers and

yapılmış anlamına gelir çoğunlukla

anadili İngilizce olanlar ve

for native English speakers and

anadili İngilizce olanlara ve

for native English speakers and so the environments are always

anadili İngilizce olanlara yöneliktir ve bu nedenle ortamlar her zaman böyledir ortamlar her

so the environments are always

so the environments are always there whether they're in person

zaman böyledir

ortamlar her zaman oradadır. Yüz yüze

there whether they're in person

there whether they're in person or online but once you get into

oradalar, yüz yüze

oradalar, yüz yüze veya çevrimiçi olsalar da, bir kez girdiğinizde

or online but once you get into

or online but once you get into the environment becomes much

veya çevrimiçi olduğunuzda, ancak bir kez girdiğiniz

veya çevrimiçi olduğunuzda, ancak ortama girdiğinizde, ortam çok olur,

the environment becomes much

ortam çok

the environment becomes much easier to actually get the

ortam olur. aslında çok daha kolay aslında daha kolay

easier to actually get the

easier to actually get the fluency because you're spending

gerçekten daha kolay akıcılığı elde etmek daha

kolay çünkü

fluency because you're spending

fluency because you're spending most of your time doing things

akıcılığı harcıyorsunuz çünkü

akıcılığı harcıyorsunuz çünkü zamanınızın çoğunu bir şeyler yaparak geçiriyorsunuz

most of your time doing things

most of your time doing things like that with people in that

çoğu zamanınızın çoğunu bir şeyler yaparak böyle şeyler

insanlarla böyle böyle böyle

like that with people in that

like that with people in that environment it happens much more

insanlarla böyle böyle

insanlarla o ortamdaki insanlarla bu çok daha fazla olur

environment it happens much more

environment it happens much more naturally so you don't have to

çevrede çok daha fazla olur

çevrede çok daha doğal olur yani sen yapmak zorunda değilsin

naturally so you don't have to

doğal olarak sahip değilsin

naturally so you don't have to worry about willpower or forcing

doğal olarak, böylece irade gücü hakkında endişelenmenize ya da

worry about willpower or forcing

worry about willpower or forcing yourself to to behave in a

irade gücü konusunda endişelenmeye zorlamanıza ya da

irade gücü konusunda endişelenmeye zorlamanıza ya da kendinizi bir kendiniz gibi davranmaya

yourself to to behave in a

yourself to to behave in a certain way or do something that

kendinizin içinde davranmaya

belirli bir şekilde davranmaya ya da bir şeyi

certain way or do something that

belirli bir şekilde yapmaya zorlamanıza gerek kalmaz. veya

certain way or do something that just doesn't feel normal

belirli bir şekilde bir şey yapın veya normal hissettirmeyen bir şey yapın sadece

just doesn't feel normal

just doesn't feel normal so the more that you can create

normal hissettirmeyin sadece

normal hissettirmeyin yani ne kadar çok yaratırsanız o

so the more that you can create

so the more that you can create English as a lifestyle for you

kadar çok yaratırsınız

böylece daha fazla İngilizce yaratabilirsiniz sizin için bir yaşam tarzı olarak

English as a lifestyle for you

English as a lifestyle for you the faster you're going to get

İngilizce sizin için bir yaşam tarzı olarak

İngilizce sizin için bir yaşam tarzı olarak ne kadar hızlı uçarsanız o kadar

the faster you're going to get

the faster you're going to get flying well that's it for this

hızlı uçarsınız o kadar

flying well that's it for this

iyi uçarsınız bu kadar bu

flying well that's it for this video just something to think

iyi uçmak için bu kadar bu video için sadece düşünecek bir şey

video just something to think

video just something to think about today i hope you enjoyed

video sadece düşünecek bir şey

video sadece bugün hakkında düşünecek bir şey umarım bugünden keyif almışsınızdır

about today i hope you enjoyed

about today i hope you enjoyed the video if you have to click

umarım bugünden keyif almışsınızdır

umarım videoyu beğenmişsinizdir

the video if you have to click

the video if you have to click that like button

that like button

videoya tıklamanız gerekiyorsa

videoya tıklamanız gerekiyorsa beğen düğmesine tıklamanız gerekiyorsa

beğen düğmesine o

that like button become a subscriber to the

beğen düğmesine abone olun abone olun abone olun

become a subscriber to the

become a subscriber to the YouTube channel if you have not

youtube kanalına abone olun

YouTube channel if you have not

YouTube channel if you have not already and i look forward to

youtube yoksa kanalına abone olun

youtube yoksa kanalı henüz yapmadıysanız ve

already and i look forward to

already and i look forward to seeing you in the next video bye

şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum ve

şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum ve bir sonraki videoda görüşmek üzere

seeing you in the next video bye

seeing you in the next video bye bye

hoşçakal bir

sonraki videoda görüşmek üzere

bye

bye to continue learning click on

hoşçakalın

öğrenmeye devam etmek için hoşçakalın hoşçakalın

to continue learning click on

to continue learning click on the link in this video to

öğrenmeye devam etmek için tıklayın öğrenmeye devam etmek için tıklayın

bu videodaki bağlantıya tıklayın bu

the link in this video to

videodaki bağlantıya indirin bu

the link in this video to download speak English naturally

videodaki bağlantıya indirin doğal olarak İngilizce konuşun indirin

download speak English naturally

doğal olarak İngilizce konuşun

download speak English naturally our free guide to speaking and

indirin doğal olarak İngilizce konuşun ücretsiz konuşma kılavuzumuz ve

our free guide to speaking and

ücretsiz konuşma kılavuzu ve

our free guide to speaking and sounding like a native English

ücretsiz kılavuzumuz anadili İngilizce gibi konuşma ve konuşma anadili

sounding like a native English

sounding like a native English speaker the guide reveals the

İngilizce

gibi konuşma anadili İngilizce gibi konuşma kılavuzu konuşmacıyı ortaya koyuyor kılavuz konuşmacıyı ortaya koyuyor

speaker the guide reveals the

speaker the guide reveals the three most important kinds of

kılavuz en önemli üç türün

three most important kinds of

en önemli üç türünü ortaya koyuyor konuşma İngilizcesinin

three most important kinds of conversational English must

en önemli üç türü olmalı

conversational English must

conversational English must learn if you want to sound

konuşma İngilizcesi olmalı

konuşma İngilizcesi öğrenmeli eğer ses çıkarmak istiyorsan öğren

learn if you want to sound

ses çıkarmak istiyorsan öğren yerli gibi görünmek

learn if you want to sound native and will help you

istiyorsan öğren ve

native and will help you

native and will help you experience instant improvement

yerli olmana yardım edecek ve yerli olmana yardımcı olacak ve anında gelişme yaşamana yardım edecek

experience instant improvement

anında gelişmeyi deneyimleyin akıcılığınızda ve akıcılığınızda

experience instant improvement in your fluency and speaking

anında iyileşmeyi deneyimleyin ve

in your fluency and speaking

in your fluency and speaking confidence to download your FREE

akıcılığınızda ve

konuşma özgüveninizde ÜCRETSİZ olarak indirin güveninizi ÜCRETSİZ indirin güveninizi

confidence to download your FREE

ÜCRETSİZ indirin

confidence to download your FREE guide on a mobile device click

bir mobil cihazda kılavuzu ÜCRETSİZ olarak indirin

guide on a mobile device click

guide on a mobile device click on the link in the upper right

mobil cihazda kılavuzu tıklayın

kılavuzu tıklayın bir mobil cihaz bu videonun sağ üst kısmındaki

on the link in the upper right

linkin sağ üst kısmındaki linke tıklayın bu videonun sağ

on the link in the upper right of this video to download your

üst kısmındaki linke tıklayın

of this video to download your

bu videonun sizinkini indirin

of this video to download your FREE guide from a computer click

bu videonun sizinkini indirin bir bilgisayardan ÜCRETSİZ rehberinizi indirin ÜCRETSİZ tıklayın

FREE guide from a computer click

FREE guide from a computer click on the link in the lower right

bilgisayardan rehber tıklayın

ÜCRETSİZ bilgisayardan rehber

on the link in the lower right

on the link in the lower right of this video i look forward to

bu videonun sağ alt kısmındaki sağ alttaki linke tıklayın bu videonun sağ alt kısmındaki linke tıklayın bu videoyu dört gözle bekliyorum

of this video i look forward to

of this video i look forward to seeing you in the guide

bu videoyu sabırsızlıkla bekliyorum i rehberde görüşmek dileğiyle