It's FABuary 2nd / 28 days of Learning English / LIVE CHAT from England with Mr Duncan

Here

we are again i think it's important to mention that mr steve at this very moment is having

buradayız, Bay Steve'in şu anda

a zoom meeting upstairs so all i can say is i hope that mr steve is not going to steal

üst katta yakınlaştırma toplantısı yapacağını söylemenin önemli olduğunu düşünüyorum, bu yüzden tek söyleyebileceğim, Bay Steve'in

any of my bandwidth because i need all of it you see here we go then yes we are back

bant genişliğimin hiçbirini çalmayacağını umuyorum çünkü hepsine ihtiyacım var. bak işte gidiyoruz o zaman evet geri döndük

it is day two of 28 days of february how are you today

28 şubatın ikinci günü bugün nasılsın bugün

here we go again we are back baby hi everybody this is mr duncan in england how are you today

yine başlıyoruz bebeğim merhaba millet ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsın iyi misin

are you okay i hope so are you feeling happy on this lovely lovely day the sun is out the

umarım öylesindir bu güzel güzel günde mutlu hissediyorum güneş çıkmış

birds are singing everything is looking ever so nice today i must be honest with you by

kuşlar şakıyor bugün her şey çok güzel görünüyor bu arada size karşı dürüst olmalıyım

the way did you enjoy yesterday's live stream yes for those who are wondering what is going

dünkü canlı yayından keyif aldınız mı evet öncelikle neler olduğunu merak edenler için

on first of all my name is duncan i talk about the english language quite often i will pop

benim adım duncan sık sık ingilizce hakkında konuşurum

up on your computer screen live right now so it is five minutes past two o'clock here

şu anda bilgisayar ekranınızda canlı yayında belireceğim bu yüzden saat ikiyi beş geçiyor burada ingiltere'de

in the uk i don't know what time it is where you are because i'm not there you see here

saatin kaç olduğunu bilmiyorum çünkü neredesiniz ben orada değilim bak işte

we go again yes we have made it to our second day of fabuary you see can you see what i

yine başlıyoruz evet fabuary'nin ikinci gününe geldik bakın

did there not february but fabuary we are going to have a fabulous time if you love

şubat değil fabuary orada ne yaptığımı görebiliyor musunuz ingilizceyi seviyorsanız harika zaman geçireceğiz ingilizce

the english language if you like speaking english if you love learning english well

konuşmayı seviyorsan ingilizce öğrenmeyi seviyorsan

guess what you are in the right place because this is what we do here so i will be with

doğru yerde olduğunu tahmin et çünkü burada yaptığımız şey bu bu yüzden

you every day however tomorrow there will be something slightly different happening

her gün seninle olacağım ancak yarın biraz farklı bir şeyler olacak

tomorrow so i suppose i should tell you that tomorrow there will be a video a new video

yarın bu yüzden sanırım sana söylemeliyim yarın bir video gelecek yeni bir video

it will be published tomorrow at two o'clock so i won't be live tomorrow i won't be doing

yarın saat ikide yayınlanacak bu yüzden yarın canlı yayında olmayacağım yarın

this tomorrow but there will be a new video appearing on my youtube channel tomorrow at

bunu yapmayacağım ama yarın saat ikide youtube kanalımda yeni bir video yayınlanacak

the same time and then i will be live once more on thursday with more super duper english

aynı saatte ve sonra perşembe günü bir kez daha süper kandırılmış ingilizce

fun that's the reason why we are here just a few moments ago i went into the garden and

eğlencesiyle canlı yayında olacağım bu yüzden buradayız sadece birkaç dakika önce bahçeye gittim ve

guess what i saw can you guess what i saw in the garden oh

tahmin et ne gördüm bahçede ne gördüm tahmin edebilir misin oh

i'm getting very excited now because it really does feel as if spring is on the way oh yes

şimdi çok heyecanlanıyorum çünkü gerçekten bahar geliyormuş gibi hissediyorum oh evet bak

look what i saw this morning yes there are some snowdrops coming up in the garden some

bu sabah ne gördüm evet bahçeden kardelenler geliyor bazı

lovely snow drops they have come up and whenever i see snow drops i always think to myself

güzel kar damlaları geliyor ve ne zaman görsem kar damlaları her zaman kendi kendime

that spring is definitely on the way and they are very beautiful they haven't been damaged

baharın kesinlikle yolda olduğunu düşünürüm ve çok güzeller

too much by the heavy rain because we've had a lot of rain over the past two days we had

şiddetli yağmurdan çok fazla zarar görmemişler çünkü son iki gündür çok yağmur yağdık

snow last weekend we had heavy rain yesterday but it would appear that the snow drops have

geçen hafta sonu kar yağdı dün şiddetli yağmur yağdı ama görünüşe göre kar damlaları

survived the big storm that we had last night and there they are oh aren't they lovely so

dün gece yaşadığımız büyük fırtınadan sağ kurtulmuş ve işte oradalar ah çok güzel değiller mi bu yüzden

i feel very excited because it really does now feel as if spring is on the way so that's

çok heyecanlıyım çünkü şimdi gerçekten bahar gelmiş gibi hissediyorum işte bu

the reason why i'm feeling extra happy today very happy indeed we will be looking outside

yüzden bugün kendimi ekstra mutlu hissediyorum çok mutluyum gerçekten

the window in a few moments to take a look at the landscape but also we will be trying

birazdan manzaraya bakmak için pencereden dışarı bakacağız ama aynı zamanda

to spot the white van this is a new thing i started last week i started this fun game

beyaz minibüsü de görmeye çalışacağız bu yeni bir şey geçen hafta başladım bu eğlenceli oyuna başladım

i think it's fun anyway so what i will do i will show you a live camera and you will

yine de eğlenceli olduğunu düşünüyorum o yüzden ne yapacağım size canlı bir kamera göstereceğim ve

see a road in the distance and what you are looking out for you are looking out for a

uzakta bir yol göreceksiniz ve ne aradığınız

white van so let's see if we can spot the white van come on white van i want to see

beyaz bir minibüs arıyorsunuz bakalım beyaz minibüsü görebilir miyiz hadi beyaz minibüs

you very quickly so there it is a live view and there is one of the main roads in fact

sizi çok çabuk görmek istiyorum bu yüzden canlı bir görüntü var ve ana yollardan biri var aslında

that is the main road that goes from shrewsbury to much wenlock it is called the much wenlock

bu shrewsbury'den Many Wenlock'a giden ana yol. buna wenlock

road in fact

yolu deniyor aslında tek

all we have to do is spot the white van it might take a while because i think lots of

yapmamız gereken beyaz minibüsü bulmak biraz zaman alabilir çünkü

the van drivers the van drivers at the moment are probably having their lunch no that's

şu anda minibüs şoförlerinin çoğu muhtemelen öğle yemeğini yiyor hayır

not a white fan that's a blue lorry i'm sorry you don't get any points for a blue lorry

bu beyaz bir hayran değil bu mavi bir kamyon üzgünüm mavi bir kamyon için puan almıyorsun

you get nothing come on white van where are you if you if you see a white van please tell

hiçbir şey almıyorsun hadi beyaz minibüs neredesin beyaz bir minibüs görürsen lütfen söyle lütfen bay

me please say mr duncan we see the white van there is no white van yet we might have to

duncan beyaz minibüsü görüyoruz orada beyaz minibüs yok yine de

wait for a few moments where is the white van oh now that might have been a white van

birkaç dakika beklememiz gerekebilir beyaz minibüs nerede oh şimdi bu beyaz bir minibüs olabilir

i'm not sure if that was a white van did you see it then it didn't look big enough i don't

bunun beyaz bir minibüs olup olmadığından emin değilim gördünüz mü o zaman yeterince büyük görünmedi

think that was a white van because white vans are much larger than a car so i think that

Bunun beyaz bir minibüs olduğunu düşünmüyorum çünkü beyaz minibüsler bir arabadan çok daha büyük bu yüzden

was a motor car that we just saw so we will wait for a few more moments come on white

az önce gördüğümüz bir motorlu araba olduğunu düşünüyorum bu yüzden birkaç dakika daha bekleyeceğiz hadi beyaz

van we are waiting for a white fan there it is there is the white van we have success

minibüs beyaz bir minibüs bekliyoruz hayran işte orada beyaz minibüs var başarımız

wasn't that quick

o kadar hızlı değildi

i did receive some messages asking mr duncan why are you so interested in white vans well

Bay Duncan'a neden beyaz minibüslerle bu kadar ilgilendiğinizi soran bazı mesajlar aldım,

i suppose it is a sort of joke because here in the uk we often talk about people that

sanırım bu bir tür şaka çünkü burada İngiltere'de sık sık konuşuruz

drive white vans and during this particular moment of time we have a lot of people on

beyaz minibüs kullanan insanlar hakkında ve bu belirli anda

the roads driving white vans for various reasons most of them are delivering things so they

yollarda çeşitli nedenlerle beyaz minibüs kullanan çok sayıda insan var, çoğu bir şeyler teslim ediyor, bu nedenle

might be courier services they might be delivering parcels or special deliveries emergency deliveries

kurye hizmetleri olabilir koli veya özel teslimatlar yapıyor olabilirler acil durum teslimatları

perhaps so that's the reason why we are doing it we are playing the white van game we are

belki de bu yüzden böyle yapıyoruz beyaz minibüs oyununu oynuyoruz

trying to spot the white van man we will play that again later on if you want we we can

beyaz minibüsü bulmaya çalışıyoruz adamı daha sonra tekrar oynarız istersen yapabiliriz

i don't mind it's all right by the way talking of the view the view outside is lovely there

yapabiliriz bu arada sorun değil manzaradan bahsetmişken, dışarıdaki manzara çok güzel,

it is right now that is a live view looking out of my studio window and yes we have a

şu anda stüdyo penceremden dışarı bakan canlı bir manzara ve evet, muhteşem bir gün geçiriyoruz,

glorious day you might be able to see on the top of the hill all of the snow that was there

tepenin zirvesinde yağan karın tamamını görebilirsiniz.

yesterday has now gone it is an absolutely lovely day here in england wonderful isn't

dün gitti şimdi burada ingiltere'de kesinlikle çok güzel bir gün harika

that nice the sun is out it is still a little bit chilly but at least there is some sunshine

o kadar güzel değil mi güneş çıktı hava hala biraz soğuk ama en azından biraz güneş ışığı var

and everything is looking rather nice i hope everything is looking rather nice where you

ve her şey oldukça güzel görünüyor umarım her şey daha iyi görünüyor güzel neredesin

are i'm not there with you unfortunately but i hope you are having a good day we also have

ne yazık ki yanında değilim ama umarım iyi bir gün geçiriyorsundur

the live chat hello live chat nice to see you here as well as i mentioned a few moments

canlı sohbetimiz de var merhaba canlı sohbet seni burada görmek güzel birkaç dakika

ago we have made it all the way to another day it's very nice to see you here some very

önce bahsettiğim gibi hepsini yaptık başka bir güne kadar sizi burada görmek çok güzel bu arada bilgisayarımda bazı çok

strange things happening to my computer by the way today i am having to cope with some

garip şeyler oluyor bugün

very strange things going on on my computer and i don't know why these things keep happening

bilgisayarımda bazı çok garip şeylerle uğraşmak zorundayım ve bunların neden sürekli olduğunu bilmiyorum

but some very strange things keep occurring on my computer do you ever lose control of

ama bilgisayarımda bazı çok garip şeyler oluyor hiç bilgisayarınızın kontrolünü kaybediyor musunuz

your computer does your computer sometimes do things that you didn't expect well that's

bilgisayarınız bazen iyi beklemediğiniz şeyler yapıyor mu

what was happening to me a few moments ago some strange things started appearing on my

birkaç dakika önce başıma gelen buydu ekranımda bazı garip şeyler belirmeye başladı

screen yes we have made it to the second day of 28 days of february yes it's tuesday

evet biz 28 Şubat ayının ikinci gününe geldik evet bugün salı evet

yes we have made it to tuesday very nice to see you here today oh very nice hello to the

salıya geldik bugün sizi burada görmek çok güzel oh çok güzel

live chat yes it wouldn't be the live stream without you joining me live on the chat and

canlı sohbete merhaba evet sen bana katılmasan canlı yayın olmazdı sohbette canlı ve

yes we do have a lot of people joining me already let's have a look shall we shall we

evet bana katılan çok sayıda insan var şimdiden bir bakalım bakalım

have a little look at the live chat would you like to see it okay i will put it on the

canlı sohbete biraz göz atalım mı görmek ister misin tamam

screen for you because that's the kind of guy i am so you can see the live chat is very

senin için ekrana koyacağım çünkü bu canlı sohbeti görebileceğiniz türden bir adamım

busy at the moment can i say congratulations to vitas guess what vitas you were first on

şu anda çok meşgul vitas'a tebrikler diyebilir miyim tahmin edin bugünkü canlı sohbette ilk olarak hangi vitas oldunuz

today's live chat

pretty good well done v tests vitesse also hello to mohsen also palmyra is here as well

oldukça iyi aferin v testleri vitesse ayrıca mohsen'e merhaba ayrıca palmyra burada ayrıca

we also have mohsen hello mohsen nice to see you today on the live stream yes we are here

mohsen'imiz de var merhaba mohsen bugün sizi canlı yayında görmek güzel evet

once again for our second day and for those who aren't aware i will be with you all the

ikinci günümüz için yine buradayız ve farkında olmayanlar için

way through this particular month all the way through to the 28th it is true hello also

bu ay boyunca tüm yol boyunca sizinle olacağım 28'ine kadar doğru merhaba ayrıca

mogmog nice to see you here today by the way we are talking about work today employment

mogmog sizi bugün burada görmek güzel bu arada bugün işten bahsediyoruz istihdam

jobs what is your job we will be talking about all of that a little bit later on victoria

işleri sizin işiniz nedir bunların hepsinden biraz sonra konuşacağız victoria

is here as well palmyra also oh can i say hello to louis mendez he is here joining us

da burada palmyra ayrıca louis mendez'e merhaba diyebilir miyim o bugün burada bize katılıyor

today

hello lewis nice to see you back belarusia also we have beatriz alessandra nice to see

merhaba lewis sizi tekrar görmek güzel belarusya ayrıca beatriz alessandra

you all here on the live chat very nice to see you here as well hello also to palmyra

hepinizi burada canlı sohbette görmek güzel sizi burada görmek çok güzel ayrıca palmyra'ya merhaba

we have sargid hello sargid sergeant khan hello to you i hope you are feeling good today

biz sargid merhaba sargid çavuş khan merhaba size umarım bugün de iyi hissediyorsunuzdur

as well florence is here we also have zuzika hello zuzika nice to see you here as well

florence burada ayrıca zuzikamız var merhaba zuzika sizi burada görmek güzel

yes we are live with all the english if your ears are open and ready there will be lots

evet tüm ingilizce ile yayındayız kulaklarınız açık ve hazırsa

of english coming your way today sandra gonzalez is here as well hello sam hello sam rainbow

bugün bir sürü ingilizce olacak sandra gonzalez de burada merhaba sam merhaba sam gökkuşağı ilginizi

i'm not sure if you are interested but did you know that february is also called the

çekip çekmediğinden emin değilim ama şubat ayının aynı zamanda

rectangle month which means it forms a perfect rectangle on the calendar do you know what

dikdörtgen ay olarak da adlandırıldığını, yani mükemmel bir dikdörtgen oluşturduğunu biliyor muydunuz? takvim ne biliyor musun

i will never look at a calendar the same ever again every time i look at a calendar i will

bir takvime bir daha asla eskisi gibi bakmayacağım ne zaman takvime baksam

turn to february to see what shape the month is okay thank you sam for that by the way

ayın hangi şekle sahip olduğunu görmek için şubata döneceğim bunun için teşekkürler sam bu arada

today is a special day we have some breaking news boys and girls coming through now on

bugün özel bir gün bazı son dakika haberlerimiz var erkek ve kız çocuklar şu anda

the wire apparently that's what they say it is coming through on the wire breaking news

telden geliyor görünüşe göre bu telden geliyor diyorlar

coming from gobbleus knob gobblers knob i think that is a great place name i want to

gobbleus knob gobblers knob'dan gelen son dakika haberleri bence orası harika bir yer adı

live in gobbler's knob in the usa we have some breaking news yes the annual event has

gobbler's knob'da yaşamak istiyorum abd'de bazı son dakika haberlerimiz var evet yıllık etkinlik

taken place and we are talking all about groundhog day has taken place every year on the second

gerçekleşti ve her yıl köstebek gününden bahsediyoruz her yıl şubat ayının ikinci gününde

of february books a tourney phil there he is isn't he lovely he's a little groundhog

bir turnuva phil var o sevimli değil mi küçük bir köstebek

and apparently he came out of his little nest and he saw his shadow

ve görünüşe göre küçük yuvasından çıktı ve gölgesini gördü, bu

which is bad news for the residents of puxertorni because it means they are going to have a

puxertorni sakinleri için kötü bir haber çünkü bu onların

few more weeks of bad weather a few more weeks of inclement weather so that's what groundhog

birkaç hafta daha kötü hava geçirecekleri anlamına geliyor, birkaç hafta daha sert hava, yani dağ sıçanı

day is all about of course a lot of people know groundhog day from the movie starring

gününün anlamı bu. Yaklaşık olarak pek çok insan köstebek gününü

bill murray and andy mcdowell as well so that so that's it it's official the groundhog came

bill murray ve andy mcdowell'in başrollerini paylaştığı filmden de biliyor yani bu yüzden resmen köstebek

out he saw his shadow and that's that's it i think it's six more weeks is it six more

çıktı gölgesini gördü ve bu kadar bence altı hafta daha var altı hafta daha

weeks of winter i think so

kış haftalarında öyle düşünüyorum

but i really love the name of the place where the groundhog lives i want to go and live

ama köstebeğin yaşadığı yerin adını gerçekten seviyorum gidip

in gobbler's knob i like the sound of that to be honest i think it's it sounds like a

gobbler's knob'da yaşamak istiyorum dürüst olmak gerekirse bunun sesini seviyorum

good place to live

yaşamak için iyi bir yer gibi geldiğini düşünüyorum

hello to oh can i say hello to marella marella watching in montenegro hello to you i hope

merhaba oh marella marella'ya merhaba diyebilir miyim karadağ'da izleyen marella merhaba size merhaba umarım

you are having a good day today also we have abdul um misky hello misky oh misky mohammed

bugün iyi bir gün geçiriyorsunuzdur ayrıca abdul um misky merhaba misky oh misky mohammed

says it is my first time seeing you on the live stream welcome congratulations nice to

sizi canlı yayında ilk kez görüyorum diyor hoşgeldiniz tebrikler hoşgeldiniz

see you here today hello also to kien kien ha hello to you as well where are you watching

bugün burada görüşürüz kien kien'e de merhaba ha sana da merhaba

at the moment i'm always interested to find out where you are in the world always interested

şu anda nerede izliyorsun dünyanın neresinde olduğunu öğrenmekle her zaman ilgileniyorum her zaman

to know oh hello misskey misky apparently misky is from somalia so can i say a big hello

bilmekle ilgileniyorum oh merhaba misskey misky görünüşe göre misky somali'den yani sana büyük bir merhaba diyebilir miyim tebrikler

to you congratulations welcome

hoşgeldin

a lovely warm welcome to you and i hope you enjoy this live stream we have english we

hoş ve sıcak bir hoşgeldin ve umarım bu canlı yayından keyif alırsın ingilizcemiz var

have lots of fun we have new words a little bit later on we are going to look at some

çok eğleniyoruz yeni kelimelerimiz var biraz sonra

some words connected to working having a job this morning i woke up in bed and i felt really

bazı kelimelere bakacağız çalışmakla bağlantılı bir iş sahibi olmak bu sabah yatakta uyandım ve kendimi gerçekten rahatsız hissettim

uncomfortable i don't know what was happening this morning maybe last night i was sleeping

bu sabah ne olduğunu bilmiyorum belki dün gece

in a strange position but this is what i looked like this morning when i woke up in my bed

garip bir pozisyonda uyuyordum ama bu sabah uyandığımda böyle görünüyordum yatağımda

what is going on there that is what i i think i think maybe mr steve maybe steve tried to

neler oluyor orada öyle düşünüyorum bence belki bay steve belki steve

smother me in the night with a pillow but that's what i look like this morning i look

gece beni bir yastıkla boğmaya çalıştı ama bu sabah böyle görünüyorum

terrible

berbat

i had such a rough night last night even my beard disappeared i perhaps i had a bad dream

görünüyorum dün gece çok zor bir gece geçirdim sakalım bile kayboldu belki kötü bir rüya gördüm

maybe i had a a nightmare last night and that's the result but yes i i felt a little a little

belki dün gece bir kabus gördüm ve sonuç bu ama evet

delicate this morning so i decided to come down this morning and have one of my lovely

bu sabah kendimi biraz hassas hissettim bu yüzden bu sabah aşağı inip güzelim

toasted muffins the only problem was i hadn't opened the packet and when i looked at the

kızarmış keklerimden birini yemeye karar verdim. tek sorun paketi açmamış olmamdı ve

packet it said to open cut here which seems all right it seems like a simple thing the

pakete baktığımda burada kesmeyi aç dedi ki bu pekala basit bir şey gibi görünüyor

only problem is it would appear that you have to have two pairs of scissors to open them

tek sorun şu ki iki makasınızın olması gerekiyor gibi görünüyor onları açın

and unfortunately

ve ne yazık ki

unfortunately i only have one pair of scissors so so i couldn't open my muffins because my

maalesef sadece bir makasım var bu yüzden muffinlerimi açamadım çünkü

muffins gave very strict instructions it said to open cut here but as you can see you have

muffinlerim çok katı talimatlar verdi burada kesmeyi aç dediler ama gördüğünüz gibi

to have two pairs of scissors you have to use the scissors from either side and unfortunately

iki makasınız olması gerekiyor makası iki taraftan da kullanın ve ne yazık ki

i only have one pair of scissors so sadly i was unable to open my muffins however all

sadece bir makasım var o yüzden ne yazık ki muffinlerimi açamadım ama yine de her şey

is not lost because i i have my my last chocolate digestive biscuit did you see yesterday so

kaybolmadı çünkü bende son çikolatalı sindirim bisküvim var dün gördünüz mü yani

this is the last biscuit that i have my last chocolate biscuit so this is no ordinary biscuit

bu son bisküvi son çikolatalı bisküvimi alın yani bu sıradan bir bisküvi değil

this is a biscuit that is covered in chocolate

bu çikolata kaplı bir bisküvi hoşunuza gitti mi

are you enjoying this it's like one of those asmr videos

bu o asmr videolarından biri gibi

hello everyone welcome to my special asmr video where we are today nibbling on a chocolate

digestive biscuit but this is no ordinary biscuit because this is the last biscuit that

bu sıradan bir bisküvi değil çünkü bu evdeki son bisküvi bu yüzden

i have in the house so every day during february or should i say february i am going to take

şubat boyunca her gün yoksa şubat mı demeliyim

a little nibble from my

bisküvimden biraz lokma alacağım

biscuit hmm very nice it still tastes fresh it hasn't gone soggy which is good

hmm çok güzel tadı hala taze gitmedi vıcık vıcık güzel

so i have to make sure that this biscuit lasts for the whole of this month because i don't

bu yüzden bu bisküvinin bu ay boyunca dayandığından emin olmalıyım çünkü

have time to go to the shops so i have to make this biscuit last for the whole 28 days

dükkana gidecek zamanım yok bu yüzden bu bisküviyi 28 gün boyunca tutmam gerekiyor o

so i will put it back into the packet and i will have i will have a little bit more

yüzden koyacağım perşembe günü bundan biraz daha alacağım

of this on thursday don't forget tomorrow it is a new video being published tomorrow

yarın unutmayın yeni video yarın

at two o'clock yes it is the same biscuit priscilla unfortunately i only have one biscuit

saat ikide yayında evet aynı bisküvi priscilla ne yazık ki sadece bir tane bisküvim var

left you see just one biscuit left in the house it is the last chocolate biscuit oh

evde sadece bir bisküvi kaldığını görüyorsunuz, bu son çikolatalı bisküvi oh bu arada

talking of food by the way last night mr steve and myself we had some

dün gece yemekten bahsetmişken bay steve ve ben

chips once again we had some lovely homemade air fried chips for those who don't know mr

yine biraz cips yedik bilmeyenler için çok güzel ev yapımı kızarmış cips yedik Bay

steve bought me a lovely christmas present a machine that you can use for making well

Steve bana çok güzel bir yılbaşı hediyesi aldı her türlü yemeği iyi yapmak için kullanabileceğiniz bir makine

all sorts of food but so far the only thing we've actually been doing is making chips

ama şu ana kadar yaptığımız tek şey cips yapmak

so the only thing we've actually been making in in our airfryer is chips and apparently

yani airfryer'ımızda yaptığımız tek şey. cips ve

apparently chips or airfryers should i say airfryers have become very popular apparently

görünüşe göre cips veya airfryers, airfryer'ların çok popüler olduğunu söylemeli miyim, görünüşe göre

they are the most trendy thing at the moment another thing apparently that people are starting

şu anda en moda şey onlar, görünüşe göre insanların

to do to amuse themselves during these strange times apparently people are starting to take

bu garip zamanlarda kendilerini eğlendirmek için yapmaya başladıkları başka bir şey, görünüşe göre insanlar

up a new hobby and that hobby is roller skating can you believe it apparently people are now

bir yeni hobim ve bu hobim paten kaymak inanabiliyor musunuz, görünüşe göre insanlar artık

starting to take up roller skating so whilst they are trapped maybe in their garden or

paten kaymaya başlıyor, bu yüzden belki bahçelerinde,

in their house or in their neighborhood people are now buying roller skates apparently it's

evlerinde veya mahallelerinde mahsur kalmışken insanlar artık tekerlekli paten alıyorlar, görünüşe göre bu

the hottest thing

en sıcak şey

air fryers and roller skates perhaps you could roll a skate along the road whilst eating

havalı fritözler ve tekerlekli patenler belki biraz cips yerken yol boyunca paten yuvarlayabilirsin

some chips i like the sound of that hello also to priscilla oh hello priscilla hello

o sesi seviyorum Priscilla'ya da merhaba oh merhaba priscilla

also to sylvia hello sylvia nice to see you here thank you for dropping by to say hello

ayrıca sylvia'ya merhaba merhaba sylvia seni burada görmek güzel merhaba demek için uğradığın için teşekkür ederim

it's very nice to see you here again mogmog says it is night time here and i wish i could

seni tekrar burada görmek çok güzel mogmog burada gece olduğunu söylüyor ve keşke

eat that biscuit well maybe you can perhaps your local shop might have some chocolate

o bisküviyi iyi yiyebilseydim belki belki yerel dükkanında

biscuits you see so maybe you can treat yourself later who knows oh we have pedro belmont

gördüğün çikolatalı bisküvilerden alabilirsin böylece belki daha sonra kendini ödüllendirebilirsin kim bilir oh bizde var pedro belmont

he's here again hello pedro nice to see you here yes we are doing special live streams

yine burada merhaba pedro sizi burada görmek güzel evet

for the whole of february instead of february we have decided to give it another name we

şubat ayı yerine tüm şubat için özel canlı yayınlar yapıyoruz ona başka bir isim vermeye karar verdik

have decided to call it

ona şubat adını vermeye karar verdik

february

so there it is now you know

o yüzden işte şimdi buradasınız bilirsiniz bunu yapmamın

you know what it's all about the reason why i'm doing this is something special for 28

sebebinin ne olduğunu biliyorum şubatın 28 günü için özel bir şey

days of february or as i like to call it fabuary

ya da benim fabuary olarak adlandırmayı sevdiğim bir şey

we are going to talk about something we all have to do something we have no choice about

hakkında konuşacağız hepimizin yapması gereken bir şey hakkında başka seçeneğimiz olmayan bir

something that we all have to do in to survive we have to do it if we didn't do it we wouldn't

şey hakkında konuşacağız hayatta kalmak için tüm yapmamız gereken bunu yapmak zorundayız yapmasaydık hayatta

be able to survive today we are talking about work working so i suppose a good question

kalamazdık bugün çalışmaktan bahsediyoruz bu yüzden sanırım

to start with a good question to begin with is what is your job now i know some people

başlamak için iyi bir soruyla başlamak için iyi bir soru şimdi işin nedir, bazı insanların

might find it a little personal so you don't have to tell me if you don't want to but i

bunu biraz kişisel bulabileceğini biliyorum, bu yüzden istemiyorsan bana söylemek zorunda değilsin ama

am interested to find out what your job actually is a lot of people ask about my job well my

işin aslında ne olduğunu öğrenmekle ilgileniyorum birçok insan benim hakkımda soruyor iş peki benim

job is doing this so you know what my job is because i'm doing it right now

işim bunu yapmak bu yüzden işimin ne olduğunu biliyorsunuz çünkü şu anda yapıyorum

but what about you i wonder what your job is what do you do for a living so i will give

ama ya siz işinizin ne olduğunu merak ediyorum yaşamak için ne yapıyorsunuz bu yüzden

you a few moments to answer the question and if you have a career a job a means of living

size cevaplamanız için birkaç dakika vereceğim sorusu ve eğer bir kariyeriniz, bir işiniz, bir yaşam biçiminiz varsa,

we will look at all of those words a little bit later on

tüm bu kelimelere biraz sonra bakacağız

but in my life i've done many different jobs a lot of people assume that i've always done

ama hayatımda birçok farklı iş yaptım, birçok insan bunu hep yaptığımı varsayıyor

this but i only started doing this about 19 years ago so i've been doing this for 19 years

ama Bunu yapmaya yaklaşık 19 yıl önce başladım, bu yüzden bunu 19 yıldır yapıyorum

and i've been teaching on youtube for around 15 years so i went to china i got lots of

ve yaklaşık 15 yıldır youtube'da öğretmenlik yapıyorum, bu yüzden Çin'e gittim

wonderful experience there teaching and also meeting many many students and finding out

orada çok harika deneyimler edindim ve birçok öğrenciyle tanıştım. ve İngilizce

all of the things that people who are learning english need to know so i tried my best to

öğrenen insanların bilmesi gereken her şeyi öğrenmek için

find out as much as i could during my early days of teaching and that's exactly what i

öğretmenliğimin ilk günlerinde elimden geldiğince çok şey öğrenmek için elimden gelenin en iyisini yaptım ve tam olarak bunu

did but before that well i've done many jobs in my life sometimes i have done jobs that

yaptım ama ondan önce pek çok şey yaptım. hayatımdaki işler bazen çok

were not very nice maybe jobs that were a little unpleasant maybe jobs that were a little

hoş olmayan işler yaptım belki biraz nahoş olan işler belki biraz küçük düşürücü olan işler

degrading dare i say so there are many jobs that i've done in the past that were not very

pleasant but as i'm sure you know we all need to survive we all me need to make a living

hepimizin hayatta kalması gerektiğini bildiğinden eminim, hepimiz hayatımızda geçimimizi sağlamaya ihtiyacımız var, bu

in our lives so we all have to have a job let's have a look shall we oh lolly lolly

yüzden hepimizin bir işi olmalı, hadi bir bakalım mı, oh lolly lolly

says i am a mental health nurse in france a very good job how are you dealing with your

fransa'da bir akıl sağlığı hemşiresi olduğumu söylüyor çok iyi bir iş, şu anda işinizle nasıl başa çıkıyorsunuz,

job at the moment though because of all of the strange situations going on has it affected

ancak devam eden tüm garip durumlardan dolayı

your job very much lolly lolly but yes a good job and you are helping lots of people i am

işinizi çok etkiledi mi lolly lolly ama evet iyi bir iş ve birçok insana yardım ettiğinizden

sure rawan says i am a student well i suppose you might say that being a student studying

eminim. ben bir öğrenciyim sanırım okuyan öğrenci olmanın

is a kind of job the only problem is you don't get paid for it however if you are lucky if

bir tür iş olduğunu söyleyebilirsin tek sorun bunun için para alamıyorsun ama eğer şanslıysan eğer

you are lucky you might actually get an internship so if you become an intern that means you

şanslıysan aslında staj yapabilirsin yani eğer olursan bir stajyer, yani

can actually have experience in the workplace you might join a company and they will give

işyerinde gerçekten deneyim sahibi olabilirsiniz, bir şirkete katılabilirsiniz ve

you lots of training and experience lots of valuable experience thank you also to priscilla

size birçok eğitim verecekler ve pek çok değerli deneyim yaşayacaklar, priscilla'ya da teşekkür ederim,

is a school teacher pretty good you have a very good job priscilla very similar to my

bir okul öğretmeni oldukça iyi, çok iyi bir işiniz var priscilla çok benim işim gibi

job

also we have oh belarusia is here i know what you do i know what your job is you look after

bizde de var oh belarusya burada ne yaptığını biliyorum işin ne olduğunu biliyorum

people's teeth by the way i really do need to see the dentist but the problem is at the

bu arada insanların dişlerine bakıyorsun gerçekten dişçiye gitmem gerekiyor ama sorun şu

moment all of the dentists are closed but i really do want to go to the dentist i feel

anda tüm diş hekimleri kapalı ama gerçekten dişçiye gitmek istiyorum

as if my teeth need a very deep clean

dişlerimin çok derin bir temizliğe ihtiyacı var gibi hissediyorum

slobodan slobodan hello slobodan i am an attorney at law you are an attorney a lawyer i see

slobodan slobodan merhaba slobodan ben bir avukatım siz bir avukatsınız

i suppose i should be very careful what i'm saying

Diyorum ki,

maybe you are writing down everything i'm saying and perhaps at some point it might

belki söylediğim her şeyi yazıyorsun ve belki bir noktada bu

be used against me in a court of law but perhaps you can represent me maybe you can be my lawyer

bir mahkemede aleyhime kullanılabilir ama belki beni temsil edebilirsin belki avukatım olabilirsin

isn't that nice an attorney an attorney attorney is a great word so a person who is an attorney

o kadar da güzel değil mi bir avukat bir avukat avukat harika bir kelime bu yüzden avukat olan bir kişi

is a lawyer they normally operate in a specialized field of law so there are many areas of law

bir avukattır, normalde özel bir hukuk alanında faaliyet gösterirler bu nedenle hukukun birçok alanı vardır

business law maybe there is financial law maybe employment law so there are many different

iş hukuku belki mali hukuk vardır belki iş hukuku bu nedenle birçok farklı

types of law and of course social law the the laws that we all have to obey on a daily

hukuk türü vardır ve ders sosyal hukuk hepimizin günlük olarak uyması gereken yasalar

basis the laws that we have to obey every day

her gün

enough hello nafash akash says i am an architect

yeterince uymamız gereken yasalar merhaba nafash akash ben bir mimarım diyor

can i just say i think that deserves do you know what that deserves that deserves a fancy

sadece bunun hak ettiğini söyleyebilir miyim onun neyi hak ettiğini biliyor musunuz süslü bir

pants oh fancy pants oh oh an architect fancy pants oh very nice hello anacoby i teach the

pantolon oh süslü pantolon oh oh bir mimar süslü pantolon oh çok güzel merhaba anacoby

italian language here in the netherlands again you are a teacher very good

burada hollanda'da yine italyanca öğretiyorum sen çok iyi bir öğretmensin

miguel or miguel is a mechanical engineer that is a job that sounds simple but i would

miguel veya miguel bir makine mühendisi bu kulağa basit gelen bir iş ama

imagine being a mechanical engineer means you have to have a very good head for for

bir makine mühendisi olduğunuzu hayal edin, matematik için çok iyi bir kafaya sahip olmanız gerektiği anlamına gelir,

mathematics am i right all i can say is that i would be a terrible engineer i think so

haklı mıyım, söyleyebileceğim tek şey berbat bir mühendis olurdum, bu yüzden

i i would be an awful engineer as i said yesterday my mathematics is terrible

dün söylediğim gibi berbat bir mühendis olurdum matematiğim berbat

edit edit goulet says i was an animation drawer and later a fashion editor so so two very

edit edit goulet diyor ki ben bir animasyon çekmecesiydim ve daha sonra bir moda editörüydüm yani

different jobs there but i must admit i am interested in your first job so you worked

orada çok farklı iki iş var ama itiraf etmeliyim ki ilk işinizle ilgileniyorum bu yüzden

as a drawer for animation so you used to draw characters is that what you did many people

animasyon için çekmece olarak çalıştınız yani eskiden karakter çizerdiniz yaptığınız şey buydu

who work in animation quite often are involved in something called painting painting so quite

Animasyonda çalışan birçok kişi oldukça sık olarak boyama denilen bir şeyle uğraşır, bu nedenle oldukça

often you will have maybe the characters the the actual scenes but then you will have to

sık olarak gerçek sahnelerdeki karakterlere sahip olursunuz, ancak daha sonra

ha add all of the color so in the past people would have to work and color every frame of

tüm rengi eklemeniz gerekir, böylece geçmişte insanlar çalışmak zorunda kalır ve bir karikatürün her karesini renklendirmek

a cartoon a very long painstaking job i think you have to have a lot of patience to do that

çok uzun zahmetli bir iş bence bunu yapmak için çok sabırlı olmalısın

so edit edit galley you are now a fashion editor very nice maybe you can give me some

bu yüzden kadırgayı düzenle düzenle artık çok iyi bir moda editörüsün belki bana bazı

fashion tips

moda ipuçları verebilirsin

maybe one of the tips will be mr duncan can you please lose the beret lose the beret why

belki ipuçlarından biri bay duncan lütfen bereyi kaybeder misin bereyi kaybedersin neden

are you wearing a big red beret we don't know why oh zuzika interesting zuzika says my job

büyük kırmızı bir bere takıyorsun neden bilmiyoruz oh zuzika

is related to bitcoin so you are a person who is a wheeler dealer you like to

ilginç

play with stock market maybe you like you like to invest in certain things well many

borsa ile oynamak belki hoşunuza gidiyor bazı şeylere yatırım yapmayı seviyorsunuz pek çok

people at the moment are talking about bitcoin in fact quite a few people are talking about

kişi şu anda bitcoin hakkında konuşuyor aslında pek çok kişi çeşitli nedenlerle

investing their money and buying shares for various reasons i don't know if you've seen

paralarını yatırmaktan ve hisse senedi satın almaktan bahsediyor, bilmiyorum siz misiniz?

the news recently but people have been going crazy buying up stocks now i'm going to be

Son zamanlarda haberleri gördüm ama insanlar hisse senedi satın almak için çıldırıyorlar şimdi

honest with you i don't fully understand the way in which the stock markets work because

size karşı dürüst olacağım borsaların nasıl çalıştığını tam olarak anlamıyorum çünkü

i'm not really an investor mr steve is mr steve loves playing with the stock markets

ben gerçekten bir yatırımcı değilim Bay Steve, Bay Steve borsalarla oynamayı seviyor

however i don't i don't but one of the things i do know the only thing i know about stock

ama ben sevmiyorum ama bildiğim şeylerden biri de borsalar hakkında bildiğim tek şey,

markets is

you sell high

yüksekten satarsın

and you buy low is that right buy low sell high is that right am i right there that's

ve düşükten alırsın, bu doğru, düşük al, yüksek sat, bu doğru. tam orada mıyım borsaya

the only thing i know about investing money on the stock market i don't know anything

para yatırmakla ilgili bildiğim tek şey bu başka bir şey bilmiyorum

else so i believe that you you sell high so you can make money no that doesn't sound right

bu yüzden yüksekten sattığınıza inanıyorum ki para kazanabilesiniz hayır kulağa doğru gelmiyor evet

yes i think it is you sell high and buy low that's it i think so

sanırım o sizsiniz yüksekten sat ve düşükten al bence bu kadar

you can tell that i'm not an investor i think so oh we have racer hello racer racer says

yatırımcı olmadığımı anlasın diye düşünüyorum evet yarışçımız var

i am a daycare teacher so what does that involve do you do you have children with you all day

gün

whilst the parents are at work is that what you do

ebeveynler işteyken yaptığınız şey, bitcoin işiniz

i'm very interested to find out more about your bitcoin job because many people are talking

hakkında daha fazla bilgi edinmekle çok ilgileniyorum çünkü birçok insan

about these things investing gambling on the stock market

bu şeylerden bahsediyor borsada kumara yatırım yapıyor musunuz

do you do that sort of thing i don't you see i don't to be honest with you but mr steve

bu tür şeyler yapıyor musunuz ben yapmıyorum Görüyorsun, sana karşı dürüst olmam ama Bay Steve

is very interested in all of that stuff he really is we've been looking at your jobs

tüm bu şeylerle çok ilgileniyor, gerçekten öyle, şimdi senin işlerine bakıyorduk,

now we are going to look at some words connected to having a job well first of all we have

önce bir iş sahibi olmakla bağlantılı bazı kelimelere bakacağız.

the word job job is something that can be used in more than one way when we say job

İş kelimesine sahip olduğumuz tek şey iş birden fazla şekilde kullanılabilen bir şeydir iş dediğimizde

we actually mean task a thing that you have to do a task that you have to carry out so

aslında görev demek istediğimiz bir şey yapmak zorunda olduğunuz bir görev yapmak zorunda olduğunuz bir görev böylece

your job can be something that you have to do once maybe you have to do some maintenance

işiniz sahip olduğunuz bir şey olabilir bir kez yapmak belki bahçenizde biraz bakım

work in your garden maybe something needs fixing so that might be the job that you have

çalışması yapmanız gerekiyor belki bir şeyin düzeltilmesi gerekiyor bu yüzden

to do maybe for today or tomorrow so a job can be a task something you have to do something

bugün veya yarın yapmanız gereken iş bu olabilir yani bir iş bir görev olabilir yapmanız gereken bir şey

you have to carry out something you have to do maybe repair something fix something build

yapmanız gereken bir şey yapman gereken bir şeyi yapmak belki bir şeyi onarmak bir şeyi onarmak bir

something maybe you have to paint something

şeyi inşa etmek belki bir şeyi boyamak zorundasın

your job and then if we want to be more specific we can say your occupation well of course

senin işin ve sonra daha spesifik olmak istersek mesleğini söyleyebiliriz tabii ki

occupation is the thing that you do the thing that you do for your job the thing you do

meslek yaptığın şeydir yaptığın şey işiniz için her gün yaptığınız şeyi yapın

every day you go to work your occupation quite often when we say occupation we mean a specialist

işe gittiğinizde mesleğiniz oldukça sık meslek dediğimizde bir uzmanlık

area so maybe your occupation concerns a certain thing a certain thing that you do every day

alanını kastediyoruz yani belki mesleğiniz belirli bir şeyle ilgili her gün

or maybe five days a week or maybe at the weekend your occupation is the thing that

veya belki haftada beş gün yaptığınız belirli bir şey veya belki hafta sonu mesleğin yaptığın şeydir zamanını işgal eden bir şey senin mesleğin yaptığın şeyi

you do something that occupies your time is your occupation it describes the thing that

anlatır bizim

you do

we also have livelihood as well we often talk about our job as our livelihood so when we

de geçim kaynağımız vardır çoğu zaman işimizden geçim kaynağımız olarak bahsederiz yani

say livelihood we often mean your means of earning money your your way of surviving as

geçim derken çoğu zaman kastettiğimiz para kazanma yolunuz sizin hayatta kalma yolunuz

i mentioned a few moments ago we have no choice about working we have no choice we have to

az önce bahsettiğim gibi çalışmaktan başka çaremiz yok başka seçeneğimiz yok

do it we have to try and find a job we have to find something that we can do we have to

yapmak zorundayız bir iş bulmaya çalışmak zorundayız yapabileceğimiz bir şey bulmalıyız biz

find a purpose i suppose so in my job well when i say my job i mean my jobs because i've

bir amaç bulmalıyım sanırım işimde de işim derken işim demek istiyorum çünkü

done many jobs over the years so before i started teaching i used to also be involved

yıllar boyunca birçok iş yaptım bu yüzden öğretmenliğe başlamadan önce

in sales as well i did that for a few years and i was rather good at it in fact i was

satışla da ilgileniyordum bunu için yaptım birkaç yıl ve bunda oldukça iyiydim aslında

so good at selling i used to train people in the job that i did i used to train them

satışta o kadar iyiydim yaptığım işte insanları eğitirdim onları

to sell so that's what i used to do that's what i used to do many years ago before i

satış yapmaları için eğitirdim bu yüzden eskiden yaptığım şey buydu birçok kez yaptığım şey yıllar önce

started teaching i've always been involved with people i've always been involved with

öğretmenliğe başlamadan önce her zaman insanlarla iç içeydim şimdiye kadar yaptığım

the public in in all of the work that i've ever done i've always been involved in some

tüm işlerde her zaman halkla iç içeydim her zaman

way with other people hiroko says i have already retired so every day is like sunday

başka insanlarla bir şekilde ilişki içindeydim hiroko diyor ki ben zaten emekli oldum, bu yüzden her gün pazar gibi,

so how long have you been retired how long ago did it happen was it recent now i always

ne kadar süredir emeklisiniz, ne kadar zaman önce oldu bu yakın zamanda oldu, şimdi her zaman

think that if you retire you always have to have some sort of plan from my own point of

emekli olursan her zaman benim bakış açımdan bir tür planın olması gerektiğini düşünüyorum.

view my own personal opinion so before i retire before i give up my work i have to make sure

kişisel görüşüm bu yüzden emekli olmadan önce işimden vazgeçmeden önce

that i have something else for me to do another thing to do because retiring sometimes can

yapacak başka bir şeyim olduğundan emin olmalıyım çünkü emekli olmak bazen

be a traumatic experience i think it can it can be quite quite traumatic so if you suddenly

travmatik bir deneyim olabilir bence oldukça travmatik olabilir yani eğer aniden

stop working because you've retired

çalışmayı bıraktın çünkü emekli oldun sonra

what do you do afterwards how do you spend your time after that

ne yaparsın ondan sonra zamanını nasıl geçirirsin

ricardo apparently luis mendes was talking about the stock market apparently oh yes this

ricardo görünüşe göre luis mendes borsadan bahsediyordu görünüşe göre oh evet bu

is interesting apparently many stock markets or may many shares are are inflated inflated

ilginç görünüşe göre birçok borsa veya birçok hisse şişirilmiş olabilir

so they are they are their value is more than they are worth i see what you mean yes that's

yani onlar onların değeri değerlerinden daha fazla ne demek istediğini anlıyorum evet bu

a good one many people on here are teachers i think so i would appear to attract a lot

iyi bir şey buradaki birçok insan öğretmen bence bu yüzden pek çok öğretmenin ilgisini çekmiş gibi görünebilirim

of teachers

rowan oh rowan you are right yesterday i said i was going to take a picture of mr steve's

rowan oh rowan haklısın dün dedim bay steve'in ofisinin fotoğrafını çekecektim

office but i forgot about it i forgot all about it i can't do it now because i'm on

ama unuttum hepsini unuttum şimdi yapamam çünkü

here but i will show you a picture of mr steve's very sophisticated studio or should i say

buradayım ama size bay steve'in çok sofistike stüdyosunun bir resmini göstereceğim yoksa çekmeli miyim

his office very nice he has lots of high-tech equipment in his office right now it looks

ofisinin çok güzel olduğunu söyle ofisinde bir sürü yüksek teknoloji ekipman var şu anda

amazing so yes i will take a photograph of mr steve in his office and i will show it

harika görünüyor bu yüzden evet bay steve'in ofisinde bir fotoğrafını çekeceğim ve

on thursday donna is also a teacher nice rosa asks what is a wheeler dealer a person who

perşembe günü göstereceğim donna da bir öğretmen güzel rosa ne olduğunu soruyor bir tekerlekli araba satıcısı bir tekerlekli araba satıcısı olan bir kişi,

is a wheeler dealer is a person who often makes deals with other people maybe they buy

diğer insanlarla sık sık anlaşma yapan bir kişidir, belki

things and sell things we often describe that person as a wheeler dealer they sometimes

bir şeyler satın alır ve bir şeyler satarlar, biz genellikle o kişiyi tekerlekli bir satıcı olarak tanımlarız, bazen bir

sell things and sometimes they buy things quite often you might describe a person who

şeyler satarlar ve bazen oldukça sık bir şeyler satın alırlar. borsaya para yatıran bir kişiyi tanımlayın, onun

invests money on the stock market you might say that they are a wheeler dealer they like

bir seyyar satıcı olduğunu söyleyebilirsiniz, bir

to buy things and sell things livelihood it is your way of surviving here's another word

şeyler satın almayı ve bir şeyler satmayı severler, geçim kaynağınızdır, işte başka bir kelime

labor now this is a word that can be used as both a verb so you can labor over something

emek, şimdi bu her ikisi de olarak kullanılabilen bir kelimedir. Fiil bir şey için çalışabilesin diye bir şey için emek verebilirsin emek

you can labor over something you are laboring you labor but of course the word labor also

verdiğin bir şey için emek verebilirsin ama elbette emek kelimesi aynı zamanda çok çalışmak

means work so heavy work hard work work that requires you to have a lot of strength might

anlamına da gelir çok çalışmak çok çalışmak çok güç gerektiren iş

be described as labor so labor you labor over something you are laboring you are doing some

emek olarak tanımlanabilir bu yüzden emek verirsin emek verirsin bir şey için uğraşıyorsun

heavy strenuous work labor of course the reason why we work is to make sure that we have a

ağır yorucu bir iş yapıyorsun emek tabi ki çalışmamızın sebebi bir

source of income now here is the word now i i mentioned this word yesterday didn't i

gelir kaynağımız olsun diye şimdi işte kelime şimdi ben bu kelimeden dün bahsetmiştim değil

there it is

mi

source so there is a word that i actually mentioned yesterday source so your source

kaynak yani dün bahsettiğim bir kelime var yani

of income and there is the other word income your source of income so you need to have

gelir kaynağınız ve başka bir kelime gelir gelir kaynağınız var yani bir

a job and you need to be paid for that job so you have some money your income is your

işiniz olması gerekiyor ve o iş için para almanız gerekiyor yani biraz paranız var geliriniz senin

money the money that you earn from your job is your income so that's the reason why we

paran mı işten kazandığın para senin gelirin bu yüzden

work

for most of the time

çoğu zaman çalışıyoruz tabi ki

of course some of us some of us work for nothing some of us work for free i wonder who that

kimimiz bedava kimimiz bedava kimimiz bedava çalışıyoruz acaba kim

could be

olabilir ben

i work for free yeah all of this everything here is free yes it doesn't i don't charge

bedava çalış evet buradaki her şey bedava evet değil

you anything for this i really don't saeed oh that's interesting syed retired in 2017.

bunun için senden hiçbir ücret almıyorum gerçekten saeed oh bu ilginç 2017'de emekli oldu.

so how are you enjoying your retirement syed is it good are you having lots of fun

çok eğleniyormusun

here's another word your means of living so your job provides two things first of all

buda başka bir kelime geçim kaynağın yani işin iki şey sağlıyor

it gives you something to do with your time let's face it sometimes if you have nothing

herşeyden önce sana vaktinle yapacak bir şey veriyor hadi kabullenelim bazen

to do you can feel bored so having a job gives you a purpose you have something to do you

yapacak bir şeyin yoksa sıkılabilirsin yani bir iş sahibi olmak verir sen bir amacın var yapacak bir işin var

you can offer your services to someone but also a job is a means of living you have to

birisine hizmet sunabilirsin ama aynı zamanda iş de bir geçim aracıdır

have a job to live so when we say your means

yaşamak için bir işin olması gerekir bu yüzden senin anlamına geldiğimizde araçlar

the means are the things that you have or the things that you earn your way of surviving

sahip oldukların ya da şeylerdir geçiminizi sağlamak için kendi yolunuzla para kazanıyorsunuz

your means of living so that's the reason why we most of us have a job because we have

bu yüzden çoğumuzun bir işi var çünkü

to live we have to earn money when we talk about our job we often discuss our career

yaşamak zorundayız para kazanmak zorundayız işimiz hakkında konuşurken sık sık kariyerimizi tartışırız

i'm sure you have a career i have a career

eminim siz de yapmışsınızdır bir kariyerim bir kariyerim var

your work path can be described as your career so just because you start doing a certain

çalışma yolunuz kariyeriniz olarak tanımlanabilir yani gençken belirli bir şeyi yapmaya başlamanız

thing when you are young it doesn't mean that you will do that thing all your life some

o şeyi tüm hayatınız boyunca yapacağınız anlamına gelmez

people do lots of different jobs during their lives including me so over the years i've

ben de dahil onların hayatları bu yüzden yıllar boyunca

actually done many jobs many jobs over the years

aslında birçok iş yaptım birçok iş yıllar boyunca

some of the jobs were very unpleasant i i know i've mentioned this before in my life

bazı işler çok tatsızdı biliyorum bundan hayatımda daha önce bahsetmiştim

i've done some very horrible jobs for a few months i had to work as a cleaner it's true

birkaç aydır çok korkunç işler yaptım temizlikçi olarak çalışmak zorundaydım, bu doğru,

this is going back many many years but yes when i didn't have a job i had to go out and

bu çok uzun yıllar öncesine gidiyor ama evet, bir işim olmadığında dışarı çıkmak zorundaydım ve

i had to find any job i had to do anything so i was always willing to do some work even

herhangi bir iş bulmam gerekiyordu, her şeyi yapmak zorundaydım, bu yüzden her zaman yapmaya istekliydim bazı işler

if the work was unpleasant i would still do it so yes i used to work cleaning the floors

tatsız olsa bile yine de yapardım bu yüzden evet eskiden büyük bir süpermarkette yerleri temizlerken çalışırdım

in a large supermarket and i used to have to get up at four o'clock in the morning and

ve sabahın dördünde kalkmam gerekirdi ve

i would go to work and i would clean the floors in the supermarket and i would go upstairs

işe giderdim ve süpermarkette yerleri temizlerdim ve yukarı çıkardım

and i would have to sometimes sometimes i would have to clean the toilets

ve bazen yapmam gerekirdi bazen tuvaletleri temizlemek zorunda kalırdım

and i have no shame saying that because sometimes you have no choice sometimes when you have

ve bunu söylemekten hiç utanmam çünkü bazen başka seçeneğin yok bazen

no job maybe during a difficult period of time you have to take anything you have to

işin yokken belki zor bir dönemde çoğu zaman herhangi bir işi almak zorundasın,

take any job and that's what i did so i never worried about doing a job that was unpleasant

herhangi bir işi almak zorundasın ve ben de bunu yaptım, bu yüzden tatsız veya zor bir iş yapmaktan asla endişe duymadım

or difficult and there is a reason for that that i will explain later on i will explain

ve bunun bir nedeni var, bunu daha sonra açıklayacağım,

later on why it is a good thing to do any job anything even if that job is a little

nedenini daha sonra açıklayacağım. herhangi bir işi yapmak iyi bir şeydir o iş biraz tatsız olsa bile

bit unpleasant

there are two types of job two ways of doing your work you can be employed by someone so

iki tür iş vardır işinizi yapmanın iki yolu biri tarafından işe alınabilir

that means you work for another person or maybe you work for a company you are employed

yani başka bir kişi için çalışırsınız veya belki onun için çalışırsınız başka bir kişi tarafından istihdam edildiğiniz şirket tarafından istihdam edildiğiniz bir şirket,

by the company you are employed by another person so that person will pay you for doing

böylece o kişi işinizi yaptığınız için size ödeme yapacak

your job and then you can be self-employed and this is interesting because i i went into

ve sonra serbest meslek sahibi olabilirsiniz ve bu ilginç çünkü ben

self-employment many years ago and it's not an easy thing to do i think self-employment

uzun yıllar önce serbest mesleğe girdim ve bu bir Yapılması kolay bir şey bence kendi hesabına çalışmak

there it is self-employment is not easy being employed by someone i think is much easier

orada kendi hesabına çalışmak kolay değil birinin yanında çalışmak bence çok daha kolay Bence biri tarafından istihdam edilmek kendi hesabına çalışmaktan

i think it's much easier to be employed by someone than to be self-employed and the reason

çok daha kolay ve bunun nedeni şu ki

is because if you are self-employed then you have to do all of the documents all of the

eğer sen serbest meslek sahibi iseniz, o zaman tüm belgeleri, tüm

paperwork all of the tax returns you have to do everything yourself so not only do you

evrak işlerini, tüm vergi beyannamelerini, her şeyi kendiniz yapmanız gerekir, bu nedenle, yalnızca

have to do your job you have to do all of the administration as well and that can be

işinizi yapmak zorunda değilsiniz, tüm idareyi de yapmanız gerekir ve bu

very difficult

çok zor olabilir size

can i let you one on a secret i'm going to tell you a little secret now and i've never

bir sır verebilir miyim şimdi size küçük bir sır vereceğim ve

told you this before because sometimes i do like to share my secrets mr steve takes care

bunu size daha önce hiç söylemedim çünkü bazen sırlarımı paylaşmaktan hoşlanırım bay steve

of my book work mr steve does it i don't have to do it you see isn't that good so you might

kitap çalışmalarımla ilgilenir bay steve yapıyor ben yapmak zorunda değilim o kadar iyi değil

say that mr steve is is my accountant

diyebilirsiniz ki bay steve benim muhasebecim mi

is there anything that mr steve can't do he is the most amazing person he can do so many

bay steve'in yapamayacağı bir şey var mı o yapabileceği en harika insan

different things he really can so you can be employed by another company or self-employed

gerçekten yapabileceği farklı şeyler, böylece başka bir şirkette veya serbest meslek sahibi olabilirsiniz

and of course the length of time that you work each week can vary you can work full

ve elbette her hafta çalıştığınız süre değişebilir, tam

time full time so for example here in england most people work for around 40 hours each

zamanlı tam zamanlı çalışabilirsiniz, örneğin burada, İngiltere'de çoğu insan yaklaşık 40

week so the average working week is 40 hours

yani ortalama çalışma haftası 40 saat

but of course you can also work part-time as well so maybe your job is only there for

ama tabii ki yarı zamanlı da çalışabilirsiniz, yani işiniz

a few hours each week you only have to do your job for maybe 10 or 15 hours a week so

her hafta sadece birkaç saat orada, işinizi sadece belki 10 veya 15 saat yapmanız gerekiyor. hafta

many years ago i also used to work part-time so again sometimes you you have no choice

çok yıllar önce ben de yarı zamanlı çalışıyordum bu yüzden yine bazen ne

over the type of work you take so in the past when things were hard and i am going back

tür bir iş alacağınız konusunda bir seçeneğiniz olmuyor bu yüzden geçmişte işlerin zor olduğu zamanlarda ve

many years i did do part-time work so you can have full-time work

yıllar öncesine dönüyorum yarı zamanlı çalışıyordum böylece tam zamanlı

and part-time work and of course at the end of the week or the month you will always receive

ve yarı zamanlı çalışabilirsiniz ve tabii ki hafta veya ayın sonunda her zaman

your wage or salary you will receive your wage or your salary so most people these days

maaşınızı veya maaşınızı alacaksınız maaşınızı veya maaşınızı alacaksınız bu nedenle çoğu kişiye bu günlerde her gün

will be paid every month so at the end of the month you receive your wage you receive

ödeme yapılacak ay yani ayın sonunda maaşını alıyorsun maaşını alıyorsun

your salary

another word well we have pay and we we have something called re remunerate you remunerate

başka bir kelime peki biz ödedik ve bizde remunerate diye bir şey var sen remunerate

you give something in return so you might say that your wages or your salary is something

karşılığında bir şey veriyorsun yani maaşın ya da maaşın bir şey diyebilirsin size

that is given back to you it is something that is given back so you provide your time

geri verilir, geri verilen bir şeydir, böylece zamanınızı

and your energy and your labor and they give you something in return

, enerjinizi ve emeğinizi sağlarsınız ve karşılığında size bir şey verirler,

so what about you in the past have you done any unusual jobs maybe jobs that you didn't

peki ya siz geçmişte alışılmadık işler yaptınız mı, belki de yapmadığınız işler

enjoy doing maybe a job that you didn't like maybe something that you had difficulty doing

yapmaktan zevk alıyor belki sevmediğin bir iş belki yapmakta zorlandığın bir şey

sometimes it happens maybe we start a job maybe we work for a company and perhaps the

bazen oluyor belki bir işe başlıyoruz belki bir şirkette çalışıyoruz ve belki

work is too hard the work is too difficult to actually do

iş çok zor iş gerçekten yapmak çok zor

if you are very lucky you might receive some training you might get some training you might

eğer öyleysen çok şanslısın biraz eğitim alabilirsin biraz eğitim alabilirsin

be able to join a company and get some training we often use the word apprentice an apprentice

bir şirkete katılıp biraz eğitim alabilirsin çırak kelimesini sıklıkla kullanırız çırak

is a person who works alongside another person they watch that person working they watch

başka bir kişinin yanında çalışan kişidir o kişinin çalışmasını izlerler

that person doing their job so an apprentice is someone who is learning from another person

o kişinin çalışmasını izlerler onların işi yani bir çırak, başka bir kişiden öğrenen kişidir

and finally oh this is my favorite word of all i think this word is the most incredible

ve sonunda ah bu benim en sevdiğim kelimedir bence bu kelime dünyadaki en inanılmaz

word in the world especially if you're talking about your job or your career the word is

kelimedir, özellikle de işinizden veya kariyerinizden bahsediyorsanız, kelime hayatında elde edeceğin

experience the most valuable thing you will ever get in your life more valuable than gold

en değerli şeyi deneyimle, altından daha değerli elmastan

more valuable than diamonds experience you can't put a price on experience because when

daha değerli deneyim deneyime fiyat biçemezsin çünkü

you learn something you keep it forever so in my own life in my life i've noticed that

bir şey öğrendiğinde onu sonsuza kadar saklarsın, bu yüzden kendi hayatımda, hayatımda ben

there is no such thing as bad experience all experience is good experience all experience

kötü deneyim diye bir şey olmadığını fark ettim, tüm deneyimler iyi deneyimlerdir, tüm deneyimler

is useful experience so whatever it is you do whatever it is you are trying to do with

faydalı deneyimlerdir, yani ne yaparsanız yapın, hayatınızda ne yapmaya çalışıyorsanız yapın, deneyim

your life you can find a place where you can get experience learn how to do something give

kazanabileceğiniz bir yer bulabilirsiniz nasıl yapılacağını öğrenin bir şeyler yap

yourself a skill gain experience so every single job that i've done in my life i've

kendine bir beceri kazan deneyim kazan böylece hayatımda yaptığım her iş

always taken away some experience from that job even when i was cleaning the floors in

o işten her zaman biraz deneyim almışımdır 30 yıl önce süpermarkette yerleri temizlerken bile

the supermarket over 30 years ago

i actually learned things and the things i learned even doing that job are still with

aslında bir şeyler öğrendim ve o işi yaparken bile öğrendiklerim

me to this day so if you learn something if you get experience you can't begin to appreciate

bugün hala benimle, bu yüzden bir şey öğrenirsen deneyim kazanırsan

the value of experience it is something you can't put a price on you really can't

deneyimin değerini anlayamazsın, bu paha biçemeyeceğin bir şeydir gerçekten yapabilirsin' t

ricardo says experience is the mother of science yes i think so i think experience is the mother

ricardo deneyimin bilimin anası olduğunu söylüyor evet bence bu yüzden deneyim hayatın annesidir

of life

because if you don't get experience then you will have no skills that's where your skills

çünkü deneyim kazanmazsan hiçbir becerin olmaz.

come from you see experiencing things even if you learn something in school or learn

okulda ya da

something at university or if you learn something when you start a new job you are gaining something

üniversitede bir şeyler öğreniyorsan ya da yeni bir işe başladığında bir şeyler öğreniyorsan çok değerli bir şey kazanıyorsun, paha

that's very valuable something you can't put a price on and that thing is experience you

biçemeyeceğin bir şey ve o şey deneyimdir,

can't put a price on experience it can give you a lot of help in your life

deneyime fiyat biçemezsin. sana hayatında çok yardımcı oluyor

i hope you've enjoyed this live stream this is the second live stream that i've done this

umarım bu canlı yayını beğenmişsindir bu ay yaptığım ikinci canlı yayın

month don't forget i am back with you tomorrow as well victoria says before teaching i was

unutma yarın da seninle birlikteyim victoria öğretmenlik yapmadan önce diyor ki ben

a lawyer's secretary and a congress organizer all of these things were good experience yes

bir avukatın sekreteri ve bir kongre organizatörü tüm bunlar iyi bir deneyimdi evet,

i agree with you whatever it is even if the thing that you are learning even if it doesn't

her ne olursa olsun sana katılıyorum, öğrendiğin şey

seem useful at that moment you might find later on in your life that thing will be useful

o anda yararlı görünmese bile, daha sonra hayatında o şeyi bulabilirsin. faydalı olacak

it will be valuable a good example i suppose was when i was a teenager i was always interested

değerli olacak iyi bir örnek sanırım gençliğimde fotoğraf çekmeye ilgim vardı

in taking photographs it was something that i always liked doing so i've got lots of photographs

her zaman yapmaktan hoşlandığım bir şeydi bu yüzden

of my mother and my family lots of photographs of nature in the area where i lived the area

annemin ve ailemin bir sürü fotoğrafı var bir sürü fotoğrafım var Büyüdüğüm ve büyüdüğüm bölgede yaşadığım doğanın doğası

where i grew up and i became very interested in taking pictures and i thought this is quite

ve fotoğraf çekmeye çok ilgi duymaya başladım ve bunun oldukça

good fun it's great you can take a picture of a person and that moment of time is frozen

eğlenceli olduğunu düşündüm, bir insanın fotoğrafını çekebilmeniz harika ve o an

forever and here i am now many years later standing in front of a camera and also using

sonsuza kadar donuyor ve burada şimdi yıllar sonra bir kameranın önünde duruyorum ve aynı zamanda

a camera not only to take pictures but also to film videos so you see any experience in

kamerayı sadece fotoğraf çekmek için değil, aynı zamanda video çekmek için de kullanıyorum, böylece hayatınızdaki herhangi bir deneyimin, o sırada bilmeseniz

your life can lead to something else even if at the time you don't know what it is it

bile başka bir şeye yol açabileceğini görüyorsunuz. bu nedir bu

could be something that comes along later in your life

daha sonra hayatınızda karşınıza çıkan bir şey olabilir

thank you very much for your company today i am going in a moment yes my hour has come

çok teşekkür ederim arkadaşlığınız için bugün birazdan gidiyorum evet saatim

to an end don't forget tomorrow we have something different from tomorrow 2 pm uk time there

doldu unutma yarın yarın 14:00'den farklı bir şeyimiz var uk vay canına

will be a new video wow there will be a new video on my youtube channel something i haven't

yeni video gelecek youtube kanalımda yeni bir video olacak

done for a long time and then on thursday i will be back with you live thursday live

uzun zamandır yapmadığım bir şey ve ardından perşembe günü canlı yayın ile perşembe günü saat 14:00'dan itibaren sizlerle birlikte olacağım bu

from 2 p.m uk time so please look out for my video tomorrow i it will be there you will

yüzden lütfen dikkat edin yarınki videom için orada olacağım

have a chance to look at something unusual something different and you can listen to

sıradışı bir şeye farklı bir şeye bakma şansınız olacak ve

my voice at the same time if you can stand it please join me then thank you mr duncan

aynı zamanda sesimi de dinleyebilirsiniz eğer dayanabilirseniz lütfen bana katılın o zaman teşekkürler bay duncan teşekkürler

thank you beatrice thank you moretta thank you faye

beatrice teşekkürler moretta teşekkür ederim faye

i am a teenager and i just can start can c can't teach myself it is all that i can do

ben bir gencim ve sadece başlayabilirim c kendime öğretemem geleceğim için yapabileceğim tek şey bu

for my future oh i see so you are learning new things well the best time to learn something

oh görüyorum ki yeni şeyler iyi öğreniyorsun yeni bir şey öğrenmek için en iyi zaman

new is always when you're young always thank you beatrice thank you very much i am going

her zaman sen her zaman gençsin teşekkür ederim beatrice çok teşekkür ederim

to have a cup of tea with mr steve thank you for joining me today don't forget tomorrow

steve bey ile bir bardak çay içeceğim bugün bana katıldığın için teşekkür ederim yarın unutma yarın

i am with you on video tomorrow wednesday and then on thursday i am back once more live

videoda seninleyim yarın çarşamba sonra perşembe geri dönüyorum bir kez daha

right here in my little studio i hope you've enjoyed this thank you for watching see you

burada benim küçük stüdyomda canlı yayında umarım beğenmişsinizdir izlediğiniz için teşekkürler

on thursday and also don't forget to look out for my video tomorrow this is mr duncan

perşembe günü görüşmek üzere ve ayrıca yarınki videoma bakmayı unutmayın bu mr duncan

in the birthplace of english saying thanks for watching i hope you've enjoyed this i

ingilizcenin doğum yerinde izlediğiniz için teşekkürler umarım beğenmişsinizdir ben

am going now it is time to say goodbye for now i will see you again very soon and of

gidiyorum şimdi şimdilik veda zamanı çok yakında tekrar görüşeceğiz ve

course until the next time we meet here on youtube wherever you are in the world whatever

tabii ki bir dahaki sefere burada youtube'da buluşana kadar dünyanın neresinde olursanız olun ne

you are doing stay happy stay safe keep that smile upon your face

yapıyorsanız yapın mutlu kalın güvende kal yüzündeki o gülümsemeyi koru

and of course you know what's coming next

ve tabii ki şimdilik sırada ne olacağını biliyorsun

ta ta for now