Happy Saturday 😃 - LIVE from England / 4th April 2020 / Strange Words / Mr Duncan

today's live stream will begin in a few moments don't go away

bugünün canlı yayını birazdan başlayacak bugünün

today's live stream from England will begin shortly

canlı yayını birazdan başlayacak bugünün

today's live stream will begin in a few moments

canlı yayını birazdan başlayacak bugünün

today's live stream will begin shortly

canlı yayını birazdan başlayacak

today's live stream will begin in a moment

bugünün canlı yayını birazdan başlayacak

are you ready

hazırmısınız

are you sitting comfortably

rahat otur

okay let's get on with it

tamam hadi devam edelim

so here we are then five minutes past two

o zaman işte o zaman bir cumartesi saat ikiyi beş geçe

o'clock on a Saturday this feels very strange because I'm sitting with you well in fact

bu çok garip geliyor çünkü seninle iyi oturuyorum aslında şu

I'm standing at the moment for those who know me very well you will know that I prefer standing

anda beni tanıyanlar için ayakta duruyorum çok eh bilirsiniz ben

up some people like sitting down however I am one of those strange people who enjoys

bazı insanlar oturur gibi ayakta durmayı tercih ederim ama ben

standing all the time so here we are then we are now live in a slightly different place

ayakta durmayı seven garip insanlardanım o yüzden işte buradayız o zaman şimdi biraz farklı bir yerde yaşıyoruz

normally I'm in the studio sometimes I'm walking around however today we are in a very unusual

normalde arada stüdyodayım Etrafta dolaşıyorum ama bugün çok alışılmadık bir

place I am actually top of the roof there is a famous song called upon the roof so I

yerdeyiz, aslında çatının tepesindeyim, çatıda adlı ünlü bir şarkı var, bu yüzden

feel now like singing that song upon the roof is where I am today talking to you live from

şimdi o şarkıyı çatıda söylemek gibi hissediyorum, bugün sizinle canlı konuştuğum yer burası.

England yes here we go again you can see that the weather is quite nice today we have some

İngiltere'den evet, yine başlıyoruz, bugün havanın oldukça güzel olduğunu görebilirsiniz, bugün biraz

lovely weather it is breezy there is some wind in the air you can hear the birds singing

güzel bir havamız var, esintili, havada biraz rüzgar var, kuşların cıvıltısını duyabiliyorsunuz

because many of the birds now are feeling very happy and excited because it is the mating

çünkü kuşların çoğu şu anda kendilerini çok mutlu ve heyecanlı hissediyor. çiftleşme

season so lots of birds now are trying to find a companion they are trying to find someone

mevsimi olduğu için pek çok kuş şimdi bir arkadaş bulmaya çalışıyor

to settle down with to find a beautiful girl or a beautiful boy and build a nest lay some

güzel bir kız ya da güzel bir erkek bulmak için yerleşecek birini bulmaya çalışıyorlar ve bir yuva kurup biraz

eggs and raise some little chicks so it is definitely springtime you can see of the blossom

yumurtlayıp küçük civcivler yetiştiriyorlar. kesinlikle ilkbahar,

already coming out on the tree so if you look carefully you can see there is lots of blossom

ağaçta çiçeklerin çoktan çıktığını görebilirsiniz, bu yüzden dikkatli bakarsanız

on my dams and tree so the weather is looking nice as well I've just realised the Sun is

barajlarımda ve ağacımda çok çiçek olduğunu görebilirsiniz, bu yüzden hava da güzel görünüyor Güneşin şimdi geldiğini yeni fark ettim.

now out so this morning it was very cloudy but now the Sun has come out and everything

dışarı, bu sabah hava çok bulutluydu ama şimdi Güneş çıktı ve her şey

is looking rather nice so can you hear the birds

oldukça güzel görünüyor, bu yüzden kuşları duyabiliyor musunuz

the birds sound very happy today because they are feeling a little bit amorous the word

bugün kuşlar çok mutlu geliyorlar çünkü biraz aşk hissediyorlar aşk kelimesi

amorous if you feel amorous then it means that you feel a little romantic you want to

aşk hissediyorsanız o zaman biraz romantik hissettiğin anlamına gelir

find a lover you want to find someone to spend your time with maybe so the birds are now

bir sevgili bulmak istediğin zamanını birlikte geçirecek birini bulmak istediğin anlamına gelir belki de bu yüzden kuşlar şimdi

looking for love I think it's said it is fair to say here we go then where are you mr. Duncan

aşkı arıyor bence işte gidiyoruz o zaman neredesiniz demek adil olur deniyor. Duncan

we can't see you we can't see you on the camera where are you why are you hiding from us mr.

sizi göremiyoruz kamerada göremiyoruz neredesiniz neden bizden saklanıyorsunuz bayım

Duncan okay I will show you where I am now here I come are you ready to see the horror

Duncan tamam sana nerede olduğumu göstereceğim şimdi buradayım geliyorum burada benim olan dehşeti görmeye hazır mısınız

that is me here I come everyone I'm a coming on to your camera are you ready maybe your

millet geliyorum kameranıza hazır mısınız belki sizin

you are not ready maybe you are not prepared for what is about to happen here we go after

hazır değilsiniz belki de hazır değilsiniz burada olacaklar için

three one two three oh there you are hi everybody this is mr. Duncan in England how are you

üç bir iki üçten sonra gidiyoruz oh işte herkese merhaba bu ben bay. Duncan İngiltere'de

today are you okay I hope so are you happy well are you happy I hope you are feeling

bugün nasılsın iyi misin umarım öyle mutlusundur iyisin mutlusundur umarım

happy today yes I am now standing on the roof of my house for those who don't believe me

bugün mutlu hissediyorsundur evet şimdi bana inanmayanlar için evimin çatısında duruyorum

I am actually on the roof so you can see I'm high up above everyone else looking across

aslında çatı, böylece herkesten yüksekte olduğumu görebilirsin,

the beautiful countryside the landscape behind my house where I live so now finally you can

güzel kırlara bakıyorum, yaşadığım evimin arkasındaki manzara, böylece nihayet

see my beautiful face or otherwise so hello everyone hi everybody this is mr. Duncan in

güzel yüzümü görebilirsin ya da başka bir şekilde, herkese merhaba, herkese merhaba, ben bay. Duncan

England how are you today are you okay I hope so are you happy are you happy I really really

İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin umarım çok mutlusundur mutlusundur gerçekten çok

hope so I hope you are feeling good today I am not too bad I'm alright I had a nice

umuyorum yani umarım bugün iyi hissediyorsundur çok kötü değilim

sleep this morning I was in bed until about 11 o'clock and then I went into town with

iyiyim bu sabah güzel bir uyku çektim saat 11'e kadar yattım ve sonra bayla kasabaya gittim

mr. Steve and we bought some bread so we went to our favourite shop in Much Wenlock and

. Steve ve biraz ekmek aldık, böylece Much Wenlock'taki en sevdiğimiz dükkana gittik ve

we bought some lovely bread and then we came back home and then I prepared my live stream

çok güzel ekmekler aldık ve sonra eve döndük ve sonra canlı yayınımı hazırladım

and Here I am now up on the roof of my house it isn't very windy today so I think it is

ve İşte şimdi evimin çatısındayım, öyle değil' Bugün çok rüzgarlı bu yüzden

safe to stay on the roof now normally I don't come up here because quite often the wind

şu anda çatıda kalmanın güvenli olduğunu düşünüyorum, normalde buraya gelmiyorum çünkü çoğu zaman rüzgar

is very strong and it can be a little unsafe and a little dangerous to stand on your roof

çok kuvvetlidir ve çatıda durmak biraz güvensiz ve biraz tehlikeli olabilir.

when the wind is blowing so today I've decided to come up on the roof the Sun has come out

rüzgar esiyor bu yüzden bugün çatıya çıkmaya karar verdim Güneş

even though it keeps disappearing Thank You Kristina thank you very much to live chat

kaybolmaya devam etmesine rağmen çıktı Teşekkürler Kristina canlı sohbet için çok teşekkür ederim

we have a live chat now you can actually join in with the live chat whilst I stand here

canlı sohbetimiz var artık canlı sohbete katılabilirsiniz ben burada

on my rooftop can you believe it can you believe that this is even possible one of the things

çatımda dururken buna inanabiliyor musun bunun mümkün olduğuna inanabiliyor musun

I love about modern technology is that it allows us all to stay in touch so that's one

modern teknolojinin sevdiğim yanlarından biri de hepimizin iletişim halinde olmasına izin vermesi bu yüzden

of the reasons why I really like it hello - Kristina hello to you on the live chat don't

onu gerçekten sevmemin sebeplerinden biri de bu merhaba - Kristina canlı sohbette size merhaba unutmayın,

forget you are more than willing or more than welcome to get in touch hello - dung Shin

temasa geçmek için fazlasıyla isteklisiniz veya memnuniyetle karşılıyoruz merhaba - dung Shin

ciao hello and Shin ciao to all those watching in Vietnam I know I have a lot of people watching

ciao Vietnam'da izleyen herkese merhaba ve Shin ciao İzleyen çok insan olduğunu biliyorum

in Vietnam so hello to everyone watching there hello flower hello flower I I bought a pizza

Vietnam'da orayı izleyen herkese merhaba merhaba çiçek merhaba çiçek Yemek için bir pizza aldım

to eat I didn't make it myself it is not homemade that's all right in these strange times sometimes

kendim yapmadım ev yapımı değil bu garip zamanlarda sorun değil bazen bazı

we have to do things differently so I don't think it's wrong maybe sometimes we have too

şeyleri farklı yapmak zorunda kalıyoruz bu yüzden bence öyle değil yanlış belki bazen

many things to do perhaps you are taking part in a lot of things especially at home so maybe

yapacak çok şeyimiz oluyor belki özellikle evde bir çok şeyin içindesiniz yani belki

you are looking after your husband and maybe you are looking after your wife and your children

kocanıza ve belki de eşinize ve çocuklarınıza bakıyorsunuz

so all sorts of things are probably going on around you so you are probably doing all

yani her şey yolunda gidiyor muhtemelen çevrenizde bu yüzden muhtemelen her

sorts of things so if you want to make something that is not homemade something that you've

türlü şeyi yapıyorsunuz yani ev yapımı olmayan bir şey yapmak istiyorsanız

bought from the shops I think that's all right to be honest let's not forget these are very

dükkanlardan aldığınız bir şey dürüst olmak gerekirse bence sorun değil unutmayalım bunlar çok

strange times that we are living in hack Lau says are you standing on the roof I am I am

garip zamanlarımız hack'te yaşıyor Lau diyor ki çatıda mı duruyorsun Ben

high up on the roof above my house you can see the view behind me looking across the

evimin yukarısındaki çatıdayım manzaraya bakarken arkamdaki manzarayı görebilirsin

landscape if he's quite a nice day here in England today not too bad you can see there

eğer o bugün burada İngiltere'de oldukça güzel bir günse bugün çok da kötü değil yapabilirsin bakın

is some blue sky well yes look above my head there is blue sky going over my head there

biraz mavi gökyüzü var evet evet başımın üstüne bakın başımın üzerinden geçen mavi bir gökyüzü var

are also some clouds so you can see there is a lot going on around me not only the birds

ayrıca bazı bulutlar var bu yüzden etrafımda çok şey olup bittiğini görebilirsiniz sadece kuşlar değil,

but also you might hear some of my neighbours in their gardens they are doing some maintenance

komşularımdan bazılarını da duyabilirsiniz bahçelerinde biraz bakım yapıyorlar

they are taking care of their gardens at the moment so can I say a big hello to everyone

şu anda bahçeleriyle ilgileniyorlar bu yüzden herkese kocaman bir merhaba diyebilir miyim

thanks for joining me today thanks also for joining me every day because I will be with

bugün bana katıldığınız için teşekkürler ayrıca her gün bana katıldığınız için teşekkürler çünkü

you every day during March and April so in March I try to be with you every day but in

Mart ayı boyunca her gün sizinle olacağım ve Nisan yani Mart'ta her gün yanınızda olmaya çalışıyorum ama

April I will definitely be with you every day so I can promise today tomorrow and the

Nisan'da kesinlikle her gün yanınızda olacağım yani bugün yarın ve

day after that for the rest of April I will be with you live on YouTube because that's

ondan sonraki gün Nisan'ın geri kalanında YouTube'da canlı yayında sizlerle olacağım çünkü bu yüzden söz verebilirim Bunu yapmak istiyorum,

what I want to do so we are all sharing the same situation you are in the same situation

hepimiz aynı durumu paylaşıyoruz, sen de benimle aynı durumdasın,

as me I am here isolated fortunately I am able to enjoy some of the views around here

burada izole durumdayım, neyse ki buradaki bazı manzaraların tadını çıkarabiliyorum, bu yüzden

so I thought I would share them with you and I hope you don't mind hello to the live chat

onları sizinle paylaşayım dedim ve umarım paylaşmazsınız. Canlı sohbete

once again hello mr. Duncan from Patrick hello Patrick watching in Vietnam once more someone

bir kez daha merhaba, merhaba bayım. Patrick'ten Duncan, Vietnam'da bir kez daha Vietnam'da birisini izleyen Patrick'e merhaba

in Vietnam mr. Duncan you looked so tall I am quite tall a lot of people are surprised

mr. Duncan, çok uzun görünüyordunuz, oldukça uzunum, birçok insan

when they meet me because they realise that I'm very tall it is my pleasure mr. Duncan

benimle tanıştığında şaşırıyor çünkü benim çok uzun olduğumu fark ediyorlar, bu benim için bir zevk Bay. Duncan

to see you Dorota or Dorota nice to see you as well hello from The Hague mr. Duncan have

sizi gördüğüme sevindim Dorota veya Dorota da sizi gördüğüme sevindim Lahey'den merhaba bay. Duncan

you ever been to the Netherlands I have I've been to the Netherlands three times one of

hiç Hollanda'da bulundun mu Ben bulundum Hollanda'ya üç kez gittim, bir

the times I went to a friend's wedding so some friends of ours they decided that they

keresinde bir arkadaşımın düğününe gittim, bu yüzden bazı arkadaşlarımız

wanted to have their wedding in Amsterdam so we went all away to Holland we went all

düğünlerini Amsterdam'da yapmak istediklerine karar verdiler ve biz de gittik. Hollanda'ya

away to the Netherlands to enjoy a wedding and we had a great time even though we almost

bir düğünün tadını çıkarmak için Hollanda'nın her yerine gittik ve neredeyse uçağı kaçırmamıza rağmen harika zaman geçirdik Amsterdam gezilerimden biriyle ilgili

missed the plane there is a great story that goes with one of my trips to Amsterdam we

harika bir hikaye var

got to the airport for for our return flight back to the UK we actually got there late

dönüş uçuşumuz için havaalanına gittik Birleşik Krallık'a döndüğümüzde oraya gerçekten geç vardık

and we almost missed our plane and they had to actually hold the plane until we got on

ve neredeyse uçağımızı kaçırıyorduk ve biz binene kadar uçağı tutmak zorunda kaldılar ve

and I still remember getting onto the plane and all of the passengers were staring at

hala uçağa bindiğimi hatırlıyorum ve tüm yolcular

us they were giving us very horrible looks they were giving us very dirty looks because

bize bakıyorlardı, bize çok korkunç görünüyorlardı. bakışlar bize çok pis bakışlar atıyorlardı çünkü

they were angry and they knew that because of me and because of mr. Steve the plane could

kızgınlardı ve bunu benim yüzümden ve Mr. Steve uçak

not take off so yes I felt very embarrassed by that situation so I do have some memories

kalkamadı bu yüzden evet bu durumdan çok utandım bu yüzden

of the Netherlands hello bomb oh hello also - Myka Myka is here can i greet you mika with

Hollanda merhaba bombası ile ilgili bazı anılarım var oh merhaba ayrıca - Myka Myka burada sizi

a big wave and a nice happy hello as well thank you for joining me today thanks also

büyük bir dalga ve güzel bir mutlu merhaba ile selamlayabilir miyim? bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim Lena'ya da teşekkürler

to Lena is here Lena is back nice to see you here is well Lena great to see you back with

burada Lena geri döndü sizi burada görmek güzel Lena sizi canlı yayında tekrar aramızda görmek harika bu yüzden

us on the livestream so I was in town this morning with Steve and we were buying some

bu sabah Steve'le şehirdeydim ve biraz

bread however there were there were quite a few people in town I was surprised there

ekmek alıyorduk ancak kasabada epeyce insan vardı

were many people walking around the town centre however they were all keeping a safe distance

şehir merkezinde dolaşan çok insan olmasına şaşırdım ama hepsi birbirinden güvenli bir mesafede duruyorlardı o

from each other so many people were standing very far from each other so we went into the

yüzden pek çok insan birbirinden çok uzakta duruyordu bu yüzden

Baker's shop and they had lots of plastic so they had plastic in front of them so you

Fırıncı dükkânına gittik ve çok fazla plastik vardı, bu yüzden önlerinde plastik vardı, bu yüzden onlara

couldn't get near to them you couldn't actually touch them or hold them not that you would

yaklaşamazdınız, onlara gerçekten dokunamaz veya tutamazdınız,

want to normally you see you don't normally go into the shop and grab the assistant and

normalde bunu istemezsiniz, bakın normalde içeri girmezsiniz. alışveriş yapın ve asistanı kapın ve

put your heart arms around them it doesn't normally happen hello Sarah Sarah for had

kalbinizi onlara sarın bu normalde olmaz merhaba Sarah Sarah çünkü ben

nice to see you here as well yes it is a lovely day here in England the Sun comes out sometimes

de sizi burada görmek güzeldi evet burada İngiltere'de güzel bir gün Güneş bazen çıkar

and then it goes back in unfortunately hello to Florence see what I mean there's always

ve sonra tekrar içeri girer ne yazık ki Floransa'ya merhaba, ne demek istediğimi anlayın, her zaman elektrikli aletleriyle

one person who has to start making a noise with their power tools hello also - new in

ses çıkarmaya başlaması gereken bir kişi vardır, merhaba da - Viet'te yeni

Viet long mr. Duncan you look like mr. bean really do I look like mr. bean I've never

uzun bay. Bay Duncan'a benziyorsun. fasulye gerçekten bay gibi görünüyor muyum? Fasulye

noticed that before no one has ever said that to me do you ever use your mask when you go

Bunu hiç fark etmemiştim daha önce hiç kimse bana şunu söylemedi dışarı çıkarken hiç maskeni kullanıyor musun hayır kullanmıyorum yani

outside no I don't so here in England here in England we we don't really wear our masks

burada İngiltere'de burada İngiltere'de biz gerçekten maskelerimizi takmıyoruz

we don't wear masks at all however most of us are very careful we don't get close to

takmıyoruz' hiç maske takmıyoruz ama çoğumuz çok dikkatliyiz birbirimize yaklaşmıyoruz bu

each other so we make sure that we stay very far apart from each other we make sure that

yüzden birbirimizden çok uzak duruyoruz birbirimizden

we stay very far apart we keep our distance which means that we stay far apart hello Cristina

çok uzak duruyoruz mesafemizi koruyoruz yani ayrı kalıyoruz yine merhaba Cristina

again yes they say that the social distance must be around 8 meters apparently they keep

evet sosyal mesafenin 8 metre civarında olması gerektiğini söylüyorlar görünüşe göre

changing the advice well one of the things that is confusing most people at the moment

tavsiyeyi değiştirip duruyorlar şu anda çoğu insanın kafasını karıştıran şeylerden biri de

is all of the advice that the experts keep giving us so every day they seem to change

uzmanların bize sürekli verdiği tavsiyeler. her gün

the advice needless to say it is causing a lot of confusion a lot of confusion hello

tavsiyeyi değiştiriyorlar, söylemeye gerek yok, bu çok fazla kafa karışıklığına neden oluyor merhaba

- ba mo mo mo ke ke Najaf I think you are also watching in Vietnamese well I'm having

- ba mo mo mo ke ke ke Najaf Sanırım sen de Vietnamca izliyorsun.

difficulty seeing my screen because the light is shining in my eyes so let me just see if

Ekranımı görmekte zorluk çekiyorum çünkü gözlerimde ışık parlıyor, bir bakayım

I can make that better I'm having difficulty seeing my little screen I have taken a course

bunu daha iyi yapabilir miyim Küçük ekranımı görmekte güçlük çekiyorum Coursera'da bir kurs aldım

on Coursera oh I see is that a website so there are lots of great websites around and

oh görüyorum ki bu bir web sitesi, yani etrafta pek çok harika web sitesi var ve

some of them are offering free try so during this strange period of time when you are stuck

bazıları bazıları ücretsiz deneme sunuyor, bu yüzden evinizde sıkışıp kaldığınız bu garip dönemde

in your homes maybe you can find something on your computer something that will give

belki bilgisayarınızda

you a little bit of entertainment or maybe something you can learn from so there are

sizi biraz eğlendirecek bir şeyler bulabilir veya belki de öğrenebileceğiniz bir şeyler bulabilirsiniz, bu yüzden

many websites including mine by the way I'm here now doing this live can you believe it

birçok web sitesi var. bu arada benimki de dahil buradayım şimdi bunu canlı yapıyorum buna inanabiliyor musun

so I'm now live on YouTube outside on my roof having a lovely day very nice not too bad

yani artık YouTube'da canlı yayındayım çatımda güzel bir gün geçiriyorum çok güzel çok kötü değil

thank you very much so people are not wearing masks we are not just keeping our distance

çok teşekkür ederim bu yüzden insanlar maske takmıyor biz sadece mesafemizi korumakla kalmayıp,

so here in the UK we have been told that we don't have to wear masks when we go outside

burada Birleşik Krallık'ta bize dışarı çıkarken maske takmak zorunda olmadığımız söylendi,

however we must stay far from each other so we can't get too close we can't get too close

ancak birbirimizden uzak durmalıyız ki çok yaklaşamayız, çok yaklaşamayız

hello to print Oh Francis hello print Oh nice to see you here as well on my live stream

Merhaba Yazdır Oh Francis Merhaba Yazdır Kim olduğumu bilmeyenler için canlı yayınımda sizi de burada görmek güzel benim adım

for those who don't know who I am my name is mr. Duncan I teach English on YouTube I've

mr. Duncan YouTube'da İngilizce öğretiyorum

been doing this for a long time a very long time do you know how long I've been doing

Bunu uzun zamandır yapıyorum çok uzun bir süredir

this for on YouTube ever so long a real long time hello Sergio again how are things with

bunu YouTube'da ne kadar süredir yaptığımı biliyor musunuz çok uzun bir süredir merhaba Sergio tekrar

Boris and Prince Charles well Prince Charles is alright now he's okay however poor Boris

Boris ve işler nasıl Prens Charles iyi Prens Charles iyi şimdi o iyi ama zavallı Boris

poor Boris is still in isolation it would appear that he's not very well unfortunately

zavallı Boris hala tecritte pek iyi değilmiş gibi görünüyor ne yazık ki

beta hello beta yes you are right I've been doing this on YouTube for 14 years thank you

beta merhaba beta evet haklısın Bunu YouTube'da 14 yıldır yapıyorum

very much not a lot of people realise that and that's the reason why I keep mentioning

çok teşekkür ederim pek fazla insan bunun farkında değil ve bu yüzden merhaba deyip duruyorum

it hello also - Nana Nana cat who also says 14 years Lina says I am taking a hundred and

- Nana Nana kedi de 14 yaşında diyen Lina, uluslararası tamamı açık Akademi web sitesinde yüz

twenty hours tosyl certificate course on the international all open Academy website oh

yirmi saatlik tosyl sertifika kursu aldığımı söylüyor oh

well there you go you are finding something to do something useful and something that

pekala gidiyorsunuz faydalı bir şeyler yapacak bir şeyler buluyorsunuz ve

will help you improve your English so you are preparing for your tosyl exam do you ever

İngilizcenizi geliştirmenize yardımcı olacak bir şey bu yüzden tosyl sınavına hazırlanıyorsunuz hiç

do you live in Paradise asks Juan Jose do I live in Paradise sometimes it feels like

cennette yaşıyor musunuz diye soruyor Juan Jose Cennette mi yaşıyorum diye soruyor bazen

it and sometimes it doesn't feel like it it is very nice here when the weather is good

öyle geliyor ve bazen hava güzelken burası pek güzel değilmiş gibi geliyor

however when the weather is not so good it's not so nice so sometimes during the winter

ama hava o kadar iyi olmadığında o kadar da güzel olmuyor bu yüzden bazen kışın

it can be very unpleasant here in the countryside however when you have a day like this everything

burada kırsal kesimde çok nahoş olabilir ama böyle bir gününüz olduğunda bu her şey

is quite nice everything is lovely hello to Rakesh hello to you is well Belarusian hello

oldukça güzel her şey çok güzel Rakesh'e merhaba merhaba size iyi Belarusça merhaba

Belarusian I have missed you during the past two or three live streams I haven't seen you

Belarusça Son iki veya üç canlı yayında sizi özledim Sizi

for a while where have you been I would imagine you've been busy with your family I think

bir süredir görmedim neredeydiniz tahmin ediyorum ailenle meşguldüm

so but nice to see you here yes always make sure you keep your hands clean wash your hands

sanırım ama seni burada görmek güzel evet her zaman ellerini temiz tuttuğundan emin ol iyi kaldığından

regularly during the day to make sure you stay well and that's the one thing I wish

emin olmak için gün içinde ellerini düzenli olarak yıka ve herkes için dilediğim tek şey bu

for everyone I hope you stay well stay happy and during this strange period of time I hope

umarım iyi kalırsın mutlu kalın ve bu garip dönemde umarım

you find something nice to do I hope you find something good to keep you occupied I can't

yapacak güzel bir şey bulursunuz umarım sizi meşgul edecek iyi bir şey bulursunuz

speak English but how are you tonight thank you you win you win car thank you very much

İngilizce konuşamıyorum ama bu gece nasılsınız teşekkür ederim kazandınız araba kazandınız çok teşekkür ederim

I'm okay thank you very much at the moment it is 25 minutes past 2:00 in the afternoon

ben 'tamam çok teşekkür ederim şu an saat 2:00'ı 25 geçiyor

don't exaggerate in washing your hands don't do it too often well they say you should do

ellerinizi yıkamayı abartmayın çok sık yapmayın iyi derler

it maybe three times a day but especially if you've been outside if you've been outside

günde üç kere yapmalısın ama özellikle Eğer dışarıdaysanız, eğer dışarıdaysanız, eve

you must always wash your hands when you get back home definitely I think so I have flies

döndüğünüzde her zaman ellerinizi yıkamalısınız kesinlikle bence bu arada

by the way buzzing around me there are lots of flies at the moment flying around feeling

etrafımda vızıldayan sinekler var şu anda çok fazla sinek var etrafta uçuyorlar

very exciting and very happy unfortunately I keep flying into my face so all of the flies

ve kendilerini çok heyecanlı hissediyorlar. çok mutluyum ne yazık ki yüzüme doğru uçmaya devam ediyorum, bu yüzden tüm sinekler

are buzzing around in is it's very distracting to be honest mr. Duncan can you tell us the

etrafta vızıldıyor, dürüst olmak gerekirse çok dikkat dağıtıcı, bay. Duncan bize

name of the hill behind you you mean that over there that is called the wrekin wrekin

arkanızdaki tepenin adını söyleyebilir misiniz, oradakinin adı wrekin wrekin

W r e k i n Wrekin so there is the wrekin hill over in the distance and that is a famous

W r e k i n Wrekin, yani uzaktaki wrekin tepesi var ve burası

landmark here in Shropshire so the place I live is called Shropshire that is the area

Shropshire' da ünlü bir dönüm noktası, yani yaşadığım yer Bölgenin adı Shropshire

and I live in a little place called Much Wenlock a very quaint English town if you ever think

ve ben Much Wenlock adında küçük bir yerde yaşıyorum çok ilginç bir İngiliz kasabası,

of typical English a typical English scene you might actually think of maybe a small

tipik bir İngiliz sahnesini düşünürseniz, aslında küçük bir

village or a small English town so I actually stay in a small English town and as you can

köy veya küçük bir İngiliz kasabası düşünebilirsiniz, bu yüzden aslında küçük bir İngiliz kasabasında kalıyor ve

see it is in the countryside I think one of my neighbours is very busy

gördüğünüz gibi kırsalda sanırım komşularımdan biri bahçesinde çok meşgul

in their garden they are doing some work in the garden hello also - Rakesh again hello

onlar bahçede biraz iş yapıyorlar merhaba ben de - Rakesh tekrar merhaba

- Amina Vitesse is here v TAS is here as well hi mr. Duncan a game hi to you as well super

- Amina Vitesse burada v TAS burada da merhaba bay Duncan a game sana da merhaba süper

learner hello super learner did you read my email I have received a lot of emails over

öğrenci merhaba süper öğrenci e-postamı okudun mu Son birkaç gündür çok sayıda e-posta aldım bu

the past couple of days so I am trying to read all of them so I'm not sure if I've read

yüzden hepsini okumaya çalışıyorum bu yüzden okuyup okumadığımdan emin değilim

yours maybe I have maybe I haven't however I do I have a lot of emails that I have to

seninkini okudum belki bende belki okumadım ancak okuyorum tahmin edebileceğiniz gibi okumam gereken bir sürü e-postam var

read as you can imagine I do get a lot of people writing to me from around the world

dünyanın her yerinden bana yazan birçok insan var

thank you very much can I say thank you to Petros as well Thank You Petros for your very

çok teşekkür ederim teşekkür edebilir miyim Petros'a da Teşekkürler Petros,

kind donation to my paypal thank you very much so you are welcome to send small donations

paypal'ıma yaptığınız çok nazik bağış için çok teşekkür ederim, bu yüzden

to allow my work to continue forever and ever because I do all of this for free so this

çalışmalarımın sonsuza dek devam etmesine izin vermek için küçük bağışlar gönderebilirsiniz çünkü bunların hepsini ücretsiz yapıyorum, yani bu

doesn't cost you anything you can actually sit in front of your computer and you can

olmaz size her şeye mal olur bilgisayarınızın başında oturabilirsiniz ve

watch all of my lessons you can watch me talking to you live you can even join in on the live

tüm derslerimi izleyebilirsiniz sizinle konuşurken beni izleyebilirsiniz canlı sohbete bile katılabilirsiniz

chat and it will cost you nothing everything is free Palmyra has joined us also we have

ve size hiçbir maliyeti olmaz her şey ücretsiz Palmyra aramıza katıldı ayrıca bizde

Luis Mendez hello Luis that's very nice it's great to see so many people on the live chat

Luis Mendez var merhaba Luis bu çok güzel canlı sohbette bu kadar çok insanı görmek harika

already thank you very much for joining me I've been with you for 27 minutes exactly

şimdiden bana katıldığınız için çok teşekkür ederim tam 27 dakikadır sizinleyim bugün

we have a few interesting things to look at today I thought we would look at some unusual

bakılacak birkaç ilginç şey var ben Bazı alışılmadık

and maybe some funny English phrases and words so what I'm going to do today is show you

ve belki de bazı komik İngilizce ifadelere ve kelimelere bakacağımızı düşündük, bu yüzden bugün yapacağım şey size

some unusual strange maybe even funny English phrases and English words so that is one of

bazı alışılmadık garip, hatta komik İngilizce ifadeler ve İngilizce kelimeler göstereceğim, bu yüzden

the things we're doing today we won't just be standing here looking at the sky even though

bugün yaptığımız şeylerden biri de bu.

the sky is looking rather nice today would you like another look at the sky there it

Bugün gökyüzü oldukça güzel görünse de burada öylece durup gökyüzüne bakmayacağız

is the sky above my head mr. Duncan I hope the situation is under control

. Duncan umarım durum kontrol altındadır

things I want to say things are going well but they're not things are not going particularly

söylemek istediğim şeyler her şey iyi gidiyor ama pek iyi gitmiyor değiller

well however it would appear that many people are observing the new rules about safe distancing

ancak görünen o ki birçok insan güvenli mesafeyle ilgili yeni kurallara uyuyor,

so I think a lot of people are observing and following all of the rules and guidelines

bu yüzden bence pek çok insan tüm kuralları ve yönergeleri gözlemliyor ve uyguluyorsunuz, bu

so yes so I I think a lot of people are actually trying to stay on the right side of the law

yüzden evet, bence şu anda Birleşik Krallık'ta pek çok insan aslında kanunun doğru tarafında kalmaya çalışıyor,

here in the UK now if you are caught doing something or being outside where you are not

eğer bir şey yaparken veya dışarıda bulunmamanız gereken bir yerdeyken yakalanırsanız

supposed to be or maybe you are with a group of people they will actually find you they

olmak ya da belki bir grup insanla birliktesiniz, sizi gerçekten bulacaklar,

will actually tell you to pay some money and in some cases it is a lot of money can I see

aslında size biraz para ödemenizi söyleyecekler ve bazı durumlarda bu çok para, arka

the background well if you want to see the background you are more than welcome does

planı iyi görebilir miyim, arka planı görmek istiyorsanız hoşgeldin daha çok seni

it make you happy if it makes you happy it makes me happy here it is so here is the background

mutlu ediyor mu seni mutlu ediyorsa beni mutlu ediyor burası yani arka plan

a little bit of countryside on a Saturday afternoon normally I don't come on on Saturday

biraz kırsal bir cumartesi öğleden sonra normalde cumartesi günü gelmem

so normally I'm not here with you on Saturday however because we are all locks in our houses

yani normalde burada değilim cumartesi günü seninle ancak hepimiz evlerimize kapandığımız için

we all have to stay at home so that's what I'm doing that's exactly what I'm doing so

hepimiz evde kalmak zorundayız bu yüzden yaptığım şey bu tam olarak yaptığım şey bu yüzden

we have some things to show you oh look I I gave I walked around my garden this morning

sana gösterecek bazı şeylerimiz var oh bak verdim verdim dolaştım bu sabah bahçede

and I want to give you something can I give you something nice here just be you a beautiful

ve sana bir şey vermek istiyorum burada sana güzel bir şey verebilir miyim sadece sen bahçemden güzel bir

daffodil from my garden and this one is a white daffodil so this isn't yellow so normally

nergis ol ve bu beyaz bir nergis yani bu sarı değil yani normalde

daffodils are yellow however this one is white it is a white daffodil they are a very beautiful

nergisler sarı ama bu beyaz beyaz bir nergis onlar çok güzel bir

flower they look so delicate and they have they have a very sweet scent so the scent

çiçek çok narin görünüyorlar ve çok tatlı bir kokuları var bu yüzden koku

is very sweet very sweet indeed look at that so there is my lovely daffodil sadly some

çok tatlı çok tatlı gerçekten bak bu benim güzel nergisim ne yazık ki

of the daffodils now are starting to close and they are starting to die unfortunately

bazı nergisler şimdi başlıyor yakın ve ölmeye başlıyorlar ne yazık ki

I always feel a little bit sad when the daffodils start to die sadly so there is a lovely daffodil

nergisler üzülerek ölmeye başlayınca hep biraz üzülüyorum yani çok güzel bir nergis var

just fee you I picked this from my garden just for you I hope you like it a lot of people

sadece ücret alın bunu bahçemden sizin için topladım umarım beğenirsiniz çok kişi

ask me mr. Duncan when you are making your video lessons when you do your live streams

soruyor ben bayım Duncan video derslerini yaparken canlı yayınlarını yaparken

what do you use so I thought it would be interesting I thought I would show you something that

ne kullanıyorsun bu yüzden ilginç olacağını düşündüm sana

I use when I'm making my lessons and sometimes I use it when I'm doing my live streams so

derslerimi yaparken kullandığım ve bazen ders çalışırken kullandığım bir şey göstereyim dedim. Canlı yayınlarımı yapıyorum, bu yüzden

let me show you something what is it you are going to show us so this is one of my cameras

size bir şey göstereyim, bize ne göstereceksin, bu benim

that I use when I'm filming and this camera is very old I bought this camera many years

çekim yaparken kullandığım kameralarımdan biri ve bu kamera çok eski, bu kamerayı yıllar önce satın aldım.

ago it was around 2008 I bought this so this particular camera is now now over 12 years

2008 civarında bunu aldım yani bu özel kamera şimdi 12 yaşından büyük

old 12 years old this camera and I've used this for many things I've used this to fill

12 yaşında bu kamera ve bunu birçok şey için kullandım bunu türkiye dersimi doldurmak için kullandım filmini çektiğim

my turkey lesson have you ever seen my lesson that I filmed in Turkey and that particular

dersimi hiç gördünüz mü Türkiye ve o

lesson was filmed on this little camera can you believe it so this little camera has been

ders bu küçük kamerada çekildi, inanabiliyor musunuz, bu küçük kamera

to lots of places including Malaysia as well so in 2014 I made an English lesson in Malaysia

Malezya da dahil olmak üzere birçok yerde bulundu, bu yüzden 2014'te Malezya'da İngilizce dersi verdim

and I also made one in Turkey and this is the camera that I used a very simple camera

ve Türkiye'de de bir tane yaptım ve bu da çok basit bir kamera kullandım,

so it isn't a professional camera this is the sort of camera that you would buy from

bu yüzden profesyonel bir kamera değil, bu

your shop your electric shop so this particular camera has been to many parts of the world

sizin dükkanınızdan, elektrik dükkanınızdan alacağınız türden bir kamera, bu yüzden bu özel kamera dünyanın birçok yerinde bulundu

but it isn't special it's just your average camera so I bought this in 2008 and it cost

ama özel değil bu sadece sizin ortalama kameranız, bu yüzden bunu 2008'de aldım ve

I can't remember how much this cost it was around 350 pounds so this was 350 pounds way

maliyeti bunun ne kadara mal olduğunu hatırlayamıyorum 350 pound civarındaydı yani bu 2008'de 350 pounddu

back in 2008 so this is a high-definition camera it has you can see it has a little

yani bu yüksek çözünürlüklü bir kamera görebiliyorsunuz orada küçük bir

slot there can you see the slot and inside you put a little memory card so this memory

yuvası var, yuvayı görebiliyor musunuz ve içine küçük bir hafıza kartı koyuyorsunuz, bu hafıza

card goes in there and then you can record all of your videos onto that card so this

kartı oraya giriyor ve ardından tüm videolarınızı bu karta kaydedebiliyorsunuz, bu

is a very simple basic camera however I have used this in many ways I have used this during

çok basit bir temel kamera ancak ben kullandım Bunu pek çok yönden,

some of my recorded English lessons and also I used this during my live streams as well

kaydedilmiş İngilizce derslerimin bazılarında kullandım ve ayrıca bunu canlı yayınlarım sırasında da kullandım, bu

so quite often you will you will see this camera bringing you some of the lovely pictures

yüzden sık sık bu kameranın size stüdyo penceremden bazı güzel resimler getirdiğini göreceksiniz,

from my studio window so this is the actual camera that I use so quite often when I'm

yani bu

looking across the landscape from my studio window this is the actual camera that I'm

Stüdyo penceremden manzaraya bakarken çok sık kullandığım gerçek kamera, kullandığım gerçek kamera bu

using so this one now is very old a lot of people might say mr. Duncan that camera is

yüzden bu artık çok eski, birçok insan bay diyebilir. Duncan o kamera

old-fashioned it is out of date however it still works it's it still works very well

eski moda modası geçmiş ancak hala çalışıyor hala çok iyi çalışıyor bu

so what I'm trying to say here is sometimes you don't have to spend a lot of money to

yüzden burada söylemeye çalıştığım şey bazen iyi görünen şeyleri elde etmek için çok para harcamanıza gerek yok

achieve things that look good so a lot of people think you have to go out and buy the

bu yüzden birçok insan dışarı çıkıp

most expensive camera in the world but to be honest with you quite often you don't have

dünyanın en pahalı kamerasını almanız gerektiğini düşünüyor ama size karşı dürüst olmak gerekirse, çoğu zaman

to spend thousands and thousands of pounds sometimes you can spend just a little bit

binlerce pound harcamanıza gerek yok, bazen sadece biraz

of money and get a really good camera so I love this camera I think this camera might

para harcayabilirsiniz. ve gerçekten iyi bir kamera alın, bu kamerayı seviyorum. Bu kameranın

be my most favourite piece of equipment that I use so this is often used during my live

kullandığım en sevdiğim ekipman olabileceğini düşünüyorum, bu yüzden bu genellikle canlı yayınlarım sırasında kullanılıyor

streams and when I'm recording some of my lessons I love this camera and it's been everywhere

ve bazı derslerimi kaydederken bu kamerayı seviyorum ve her yerde

with me all over the place you can see it's made by canon and it's an H f100 they don't

benimle oldu, görebileceğiniz her yerde canon tarafından yapıldığını ve bir H f100 olduğunu

make them anymore so this particular camera is now obsolete so you can't even buy this

artık yapmıyorlar, bu yüzden bu özel kamera artık modası geçti, bu yüzden artık bunu satın bile alamazsınız,

anymore however if you go on eBay there are people selling these cameras for a very good

ancak eBay'e giderseniz bu kameraları çok iyi fiyata satan insanlar var

price so I absolutely love this camera if you want to buy a second-hand camera sometimes

bu yüzden ben bu kamerayı çok seviyorum eğer ikinci el bir kamera almak istiyorsanız bazen

you can get some real good bargains I'm not going to say which websites but I'm sure you

çok iyi pazarlıklar yapabilirsiniz hangi sitelerden olduğunu söylemeyeceğim ama eminim ki

know the websites I'm talking about so this particular camera it works very well it produces

Bahsettiğim web sitelerini biliyorum, bu yüzden bu özel kamera çok iyi çalışıyor,

stunning pictures and I think this might be my most favourite piece of equipment that

çarpıcı fotoğraflar üretiyor ve bence bu,

I have for all of my filming and all of my my work making my English lessons so there

tüm çekimlerim ve İngilizce derslerimi yaparken sahip olduğum en sevdiğim ekipman olabilir.

I hope that's interesting something unusual because I don't normally show you my equipment

umarım ilginçtir, olağan dışı bir şeydir çünkü normalde size ekipmanımı göstermem bayım

mr. Duncan I can't believe you said that so here is a piece of equipment that I use it's

. Duncan bunu söylediğine inanamıyorum işte kullandığım bir ekipman

old but it still works very well and I love it I love this camera so much I want to marry

eski ama hala çok iyi çalışıyor ve onu seviyorum bu kamerayı çok seviyorum onunla evlenmek istiyorum

it I want to marry this camera one of the things I don't like about this camera is it

bu kameradan biriyle evlenmek istiyorum Bu kamera hakkında sevmediğim şeyler,

doesn't have very good zoom so the zoom only goes to 12 times so really but for the things

çok iyi yakınlaştırmaya sahip olmaması, bu nedenle yakınlaştırmanın yalnızca 12 katına çıkması, bu yüzden gerçekten ama

that I like doing I I normally like 20 times zoom but this only has 12 times zoom unfortunately

yapmaktan hoşlandığım şeyler için, normalde 20 kat yakınlaştırmayı severim ama bu sadece 12 kat yakınlaştırmaya sahip ne yazık

so if you want to zoom in on something this is limited so it doesn't give you very good

ki, eğer bir şeyi yakınlaştırmak istiyorsanız, bu sınırlı olduğundan, size çok iyi bir

zoom unfortunately however for normal applications it's a very good camera so if you can get

yakınlaştırma sağlamaz maalesef ancak normal uygulamalar için çok iyi bir kamera, bu nedenle,

one of these secondhand if you can get one of these secondhand maybe on one of those

bunlardan birini ikinci el alabiliyorsanız, bunlardan bir tane alabilirseniz belki de

websites where people are selling their old things let me just tell you you will get a

insanların eski şeylerini sattığı web sitelerinden birinde size

very good camera indeed the canon hf 100 you can't buy them anymore they don't make them

çok iyi bir fotoğraf makinesi alacağınızı söylememe izin verin gerçekten de canon hf 100'ü artık satın alamazsınız artık yapmıyorlar

anymore they are now obsolete so you zoom in and you zoom out unfortunately this particular

artık demode oldular yani siz yakınlaştır ve uzaklaştır

camera does not zoom in very far so if you want to take some really good pictures if

you want to zoom into something then you need a camera that can do that and quite often

they are offered expensive cameras very expensive cameras so I love this camera I love you very

çok pahalı kameralar bu yüzden bu kamerayı seviyorum sizi çok seviyorum

much please never leave me I can hear the birds singing mr. Duncan thank

lütfen beni asla bırakmayın kuşların cıvıltısını duyabiliyorum bayım. Duncan teşekkür ederim

you do a lamb yes the birds are very excited at the moment they are all around me because

bir kuzu yap evet kuşlar şu anda etrafımda oldukları için çok heyecanlılar çünkü

they are looking for their soul mate they are looking for someone to build a nest and

ruh eşlerini arıyorlar yuva yapacak ve yumurtlayacak birini arıyorlar

lay some eggs with I have to use a Samsung Galaxy S 20 and then I can zoom in by 100

Samsung Galaxy S kullanmalıyım 20 ve sonra 100

times yes I've seen that but unfortunately it is only I think it's only on the s 20 ultra

kat yakınlaştırabilirim evet bunu gördüm ama ne yazık ki sadece s 20 ultra'da olduğunu düşünüyorum bu yüzden samsung s 20'nin

so you have to buy the very expensive version of the samsung s 20 so not the average not

çok pahalı sürümünü satın almanız gerekiyor yani ortalama değil

the normal one I think you have to spend even more money if you want 100 times zoom I'm

normal bence 100 kat büyütmek istiyorsan daha fazla para harcaman gerek

I'm not exactly convinced that you can actually have 100 times zoom on a mobile phone I'm

not convinced let's take a photo of the birds with my old camera yes it's a good idea well

eski kameramla evet bu iyi bir fikir pekala

the wonderful thing nowadays of course is everyone has a camera everyone I have a camera

bugünlerde harika olan şey elbette herkesin kamerası var herkesin benim kameram var

you have a camera so at the moment perhaps you are watching this live stream on your

senin kameran var yani şu anda belki bu canlı yayını

phone that has a camera so I think taking photographs can be a very good thing it is

kamerası olan telefonunuzdan izliyorsunuz yani ben fotoğraf çekmenin çok iyi bir şey olabileceğini düşünüyorum,

a great way of remembering things I do like creating memories with photographs how many

yaptığım şeyleri hatırlamanın harika bir yolu fotoğraflarla anılar yaratmayı seviyorum

hours can you record with that camera well you can put lots of different sizes of memory

o kamerayla kaç saat kayıt yapabilirsiniz pek çok farklı boyutta hafıza

card so maybe if you have very good quality maybe you can record I don't know two hours

kartı koyabilirsiniz yani belki çok iyi kalite belki kayıt yapabilirsin iki saat

or three hours of very good quality so it really depends on what type of quality you

mi üç saat mi çok iyi kalite bilmiyorum yani gerçekten ne tür kalite

want to use what type of quality where is the pheasant where is the pheasant I don't

kullanmak istediğine bağlı ne tür kalite sülün nerede sülün nerede bilmiyorum

know where the pheasant has gone the pheasant has disappeared during the lockdown do you

sülün nereye gitti sülün kayboldu tecrit sırasında

live stream every day Rohith yes during April I will be with you every day so I'm here today

her gün canlı yayın yapıyor musunuz Rohith evet nisan boyunca her gün sizinle olacağım bu yüzden bugün buradayım

and I will be here tomorrow don't forget tomorrow mr. Steve will be joining us tomorrow mr.

ve yarın burada olacağım yarın unutmayın bayım. Steve yarın bize katılacak bayım.

Steve will be joining us tomorrow on the live stream 2 p.m. UK time tomorrow yes I will

Steve yarın saat 14:00'te canlı yayında bize katılacak. İngiltere saati ile yarın evet

be with you every day I'm doing a live stream every day I just hope you don't feel bored

her gün sizlerle olacağım her gün canlı yayın yapıyorum umarım sıkılmazsınız

I hope you don't say Oh mr. Duncan Oh mr. Duncan why do you keep coming on to the internet

umarım aman beyefendi demezsiniz. Duncan Oh bay. Duncan neden her gün internete girip duruyorsun

every day oh it's so boring I hope you don't think that I am here for just a few moments

çok sıkıcı umarım bir anlığına burada olduğumu düşünmezsin

because I want to come here to give my like thank you very much and also to greet my dear

çünkü buraya gelip sana çok teşekkür etmek ve selam vermek istiyorum sevgili

teacher and classmates Thank You Guadalupe it's nice to see you here I know a lot of

öğretmenim ve sınıf arkadaşlarım Teşekkürler Guadalupe sizi burada görmek güzel Biliyorum

people at the moment have things to do they are looking after their families they are

şu anda pek çok insanın yapacak işleri var ailelerine bakıyorlar

at home maybe they have to take care of many people during this strange period of time

evdeler belki bu garip dönemde birçok insana bakmak zorundalar

at the beginning of your live stream I think I heard the pheasant yes I think you're right

Canlı yayınınızın başlangıcındaki süre sanırım sülün sesini duydum evet sanırım haklısınız bu yüzden

so just after I started today's live stream I did hear the pheasant he was calling in

bugünkü canlı yayına başladıktan hemen sonra uzaktan sülün seslendiğini duydum

the distance and of course at the moment my pheasant has a girlfriend mmm yes so he's

ve tabii ki o anda benim sülün bir kız arkadaş mmm evet bu yüzden kendini

feeling very happy and excited ana pica says in these weird times I've noticed that Nature

çok mutlu ve heyecanlı hissediyor bu garip zamanlarda bir pica diyor ki

has taken back its spaces because people are at home and are not disturbing them this is

insanlar evde oldukları ve onları rahatsız etmedikleri için doğanın alanlarını geri aldığını fark ettim bu

right there is a small town in England where the whole of the town has been taken over

doğru İngiltere'de küçük bir kasaba var tüm kasaba

by goats have you seen it on the TV so many news reports have been made about this particular

keçiler tarafından ele geçirilmiş bunu televizyonda gördünüz mü Birleşik Krallık'taki bu belirli kasaba hakkında pek çok haber yapıldı

town in the UK and it has goats all these goats oh just walking around the town everywhere

ve keçileri var tüm bu keçiler oh kasabanın her yerinde dolaşmak

it's quite amazing hello also to zyyd or Z and hello to Ziad I think I had this question

oldukça şaşırtıcı merhaba ayrıca zyyd veya Z'ye ve Ziad'a merhaba, sanırım geçen gün bu soruyu sordum

the other day what's the difference between quarantine and lockdown well lockdown is when

karantina ve tecrit arasındaki fark nedir iyi tecrit,

you stop people from moving around from place to place so maybe you will lock down a town

insanların bir yerden bir yere taşınmasını durdurmaktır, bu yüzden belki bir kasabayı kilitlersiniz,

so you will tell everyone that they have to stay in that town they have to stay there

böylece herkese o kasabada kalmaları gerektiğini söyle orada kalmaları gerek

they can't go outside the surrounding area so maybe you have the border of the town you

can't cross the border you can't go out of the town you can't go out of the city so lockdown

şehir dışına çıkamıyorlar, bu yüzden kilitlenme

is what happened in China in Wuhan they had a lockdown there so people couldn't leave

Çin'de Wuhan'da olan şeydi, orada bir kilitlenme vardı, bu yüzden insanlar şehri terk edemedi, bu yüzden insanlar

the city so people couldn't come in and people couldn't go out so they were locked down and

içeri giremedi ve insanlar dışarı çıkamadı, bu yüzden kilitlendiler ve o

then when we say where we say quarantine we mean a person who is being put aside for medical

zaman karantina dediğimiz yerde tıbbi tedavi için ayrılan bir kişiyi kastediyoruz

treatment so maybe a person who has a very dangerous or contagious illness or a disease

yani belki çok tehlikeli veya bulaşıcı bir hastalığı veya hastalığı olan bir kişiyi

so yes you normally put them in a special room where they will receive medical attention

yani evet normalde onları tıbbi bakım alacakları özel bir odaya koyarsınız. dikkat

we often say that we put them into quarantine so quarantine can be used as a verb and also

sık sık onları karantinaya aldığımızı söyleriz bu yüzden karantina hem fiil hem de isim olarak kullanılabilir

a noun so you are in quarantine you quarantine something you quarantine a person you keep

yani karantinadasın bir şeyi karantinaya alıyorsun bir kişiyi karantinaya alıyorsun

them away from other people from other people hello to Irene welcome to England welcome

onu diğer insanlardan diğer insanlardan uzak tutuyorsun Irene'e merhaba merhaba İngiltere'ye hoşgeldin

to my little livestream from the top of my roof all I just heard the pheasant did you

çatımın tepesinden küçük canlı akışıma hoşgeldiniz hepsi az önce sülün duydum

hear the pheasant I think the pheasant is nearby I just heard the pheasant hello chuan

sülün duydunuz mu sanırım sülün yakınlarda sülün duydum merhaba chuan merhaba chuan

hello chuan nice to see you here today hello Mika once again also Amina hello Amina nice

bugün sizi burada görmek güzel merhaba Mika bir kez daha Amina merhaba Amina

to see you here as well yes I'm talking to you live from the roof of my house on a very

da seni burada görmek güzel evet çok güzel bir günde evimin damından canlı yayında

nice day I must say the weather is not too bad it is very warm apparently tomorrow it

konuşuyorum hava çok kötü değil çok sıcak görünüşe göre yarın

is going to be even warmer so today is warm tomorrow will be warmer even hotter tomorrow

daha da sıcak olacak yani bugün sıcak yarın daha sıcak olacak yarın daha da sıcak olacak

so it's quite nice hello also - Benji hello Benji slod hello to you nice to see you here

bu yüzden oldukça güzel merhaba da - Benji merhaba Benji slod sana da merhaba seni burada görmek güzel evet

as well yes a lot of people are watching in Vietnam can I say once again hello - Alex

evet Vietnam'da birçok insan izliyor bir kez daha merhaba diyebilir miyim - Alex

D and also all of his students thank you for joining me here today so far away and yet

D ve ayrıca tüm öğrencileri bugün burada bana katıldığınız için teşekkür ederim çok uzakta ve yine de

we are so close isn't it strange isn't it funny technology sometimes is amazing and

çok yakınız garip değil mi komik değil mi teknoloji bazen harika ve

as you know I always get very excited like technology I think technology is brilliant

bildiğiniz gibi ben her zaman teknoloji gibi çok heyecanlanıyorum sanırım teknoloji Harika

I really do hello also - Cristina I'm glad to hear that you are doing well yes I'm ok

ben de gerçekten merhaba - Cristina İyi olduğunu duyduğuma sevindim evet ben iyiyim

and I hope you're ok as well you are my new teacher I want to listen to something about

ve umarım sen de iyisindir sen benim yeni öğretmenimsin İngilizce ve İngilizce hakkında bir şeyler dinlemek istiyorum her zaman söylediğim gibi,

English well the English language is now a language that is spoken by many people around

artık dünya çapında birçok insan tarafından konuşulan bir dildir.

the world as I always say English is an international language many people like to use English when

they are communicating it has come it has become a common form of communication so that's

one of the reasons why English is so popular yes we can be like a family with this technology

İngilizce çok popüler evet, bu teknoloji ile bir aile gibi olabiliriz,

well that is the thing I always say I always say that my class here on YouTube is like

her zaman söylediğim şey bu, YouTube'daki sınıfımın

a big family so I'm here with you and you are here with not only me but also everyone

büyük bir aile gibi olduğunu her zaman söylüyorum, bu yüzden ben buradayım ve siz sadece burada değilsiniz. ben ve diğer herkes de bu

else as well so it is like a big community it is like a big family or maybe a big classroom

yüzden büyük bir topluluk gibi büyük bir aile ya da belki büyük bir sınıf gibi

bee bee choo choo it asks I need to see the sky do you so there is the sky above my head

there is some blue sky and also there are lots of clouds as well so there is a little

mavi gökyüzü ve ayrıca bir sürü bulut da var, bu yüzden

bit of blue sky not much above my head and back now Cristina says Duncan you are great

biraz mavi gökyüzü var, başımın pek üstünde değil ve şimdi geri dönüyorum Cristina, Duncan'a harikasın

because you keep us company every day I try my best I try my best Huang dou man says I

çünkü her gün bize eşlik ediyorsun, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum Huang dou adam

know you through Alex D and I think it is very good advice thank you very much it's

seni Alex D aracılığıyla tanıdığımı söylüyor ve bunun çok iyi bir tavsiye olduğunu düşünüyorum çok teşekkür ederim buraya ilk kez gelen bu

nice to know that there are so many people coming here for the first time if it is your

kadar çok insan olduğunu bilmek güzel eğer

first time please say mr. Duncan it's my first time here Cory hello Cory Torres who says

ilk gelişinizse lütfen bay deyin. Duncan buraya ilk kez geliyorum Cory merhaba Cory Torres

I am new to your channel great hello also - it's going very fast now so many messages

kanalınızda yeniyim diyen de harika merhaba - şimdi çok hızlı gidiyor o kadar çok mesaj

are going by are you safe mr. Duncan asks Val or I am safe I know a lot of people are

geliyor ki güvende misiniz bayım. Duncan Val'e sorar yoksa ben güvendeyim Dışarı çıktığımda pek çok insanın

worried when I go outside but I can go outside as long as I'm not near other people so as

endişelendiğini biliyorum ama diğer insanların yanında olmadığım sürece dışarı çıkabilirim,

long as I don't go close to other people I'm okay so I'm here at the moment on the roof

diğer insanlara yaklaşmadığım sürece tamam, şu anda burada

of my house all alone so yes to answer your question I am safe up here hello also to John

evimin çatısında yapayalnızım yani sorunuzu cevaplamak için evet burada güvendeyim John

Williams hello John Williams you are not the famous composer John Williams are you nope

Williams'a da merhaba merhaba John Williams ünlü besteci değilsiniz John Williams değil misiniz hayır belki

maybe not thank you also to faster yawn who says you are handsome I'm not sure about that

değil teşekkürler sen de daha hızlı esnemek için yakışıklı olduğunu söyleyen kim bundan emin değilim

but thank you anyway H why Kevin Kim hello Kevin Kim watching in South Korea a big hello

ama yine de teşekkür ederim neden kevin kim merhaba kevin kim Güney kore'de izliyor sana kocaman bir merhaba sana

to you a big hello to you and my thoughts are with you as well mr. Duncan you really

kocaman bir merhaba ve düşüncelerim de seninle Bay. Duncan

helped me a lot I appreciate that so much thank you remix e hello remix e Dudek that's

bana gerçekten çok yardımcı oldun Bunu takdir ediyorum çok teşekkür ederim remix e merhaba remix e Dudek sorun değil bu benim için bir

okay it's my pleasure I love doing this you might describe me as an English addict I love

zevk Bunu yapmayı seviyorum beni bir İngiliz bağımlısı olarak tanımlayabilirsiniz İngilizceyi seviyorum İngilizce

English I love speaking English I love talking about the English language and best of all

konuşmayı seviyorum İngilizce hakkında konuşmayı seviyorum dil ve hepsinden önemlisi,

I love teaching English and helping you at the same time so yes that's what I like to

İngilizce öğretmeyi ve aynı zamanda size yardım etmeyi seviyorum, bu yüzden evet, yapmaktan hoşlandığım şey bu

do mr. Duncan in the Middle Ages it was Latin that was the spoken language even after a

bay. Duncan, Orta Çağ'da,

thousand years of the fall of the Roman Empire yes well of course Latin and also ancient

Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden bin yıl sonra bile konuşulan dil Latince idi, evet, tabii ki Latince ve ayrıca eski

Greek we often use that in English nowadays and also in other languages as well so yes

Yunanca, bunu günümüzde İngilizcede ve ayrıca diğer dillerde de sıklıkla kullanıyoruz, yani evet

you are right you are right Latin has influenced the English language a lot quite a lot especially

haklısın haklısın Latince İngilizceyi çok etkiledi özellikle

when we talk about science and nature Latin exists everywhere you speak good English well

bilim ve doğa hakkında konuştuğumuzda Latince her yerde var iyi İngilizce konuşuyorsun iyi

I like to think so I like to think that I speak good English I try my best grace chin

düşünmeyi seviyorum bu yüzden iyi İngilizce konuştuğumu düşünmeyi seviyorum denerim en iyi lütuf chin

is here hello grace it is a Chinese festival today the Ching Ming festival the festival

burada merhaba lütuf bugün bir Çin festivali, Ching Ming festivali, festival

takes place in Malaysia but now we have to be we have to stop all of the events during

Malezya'da düzenleniyor ama şimdi biz olmalıyız, bu kontrollü düzen anında tüm etkinlikleri durdurmak zorundayız,

this moment of controlled order yes I've heard in Malaysia they are taking it very seriously

evet Malezya'da duydum çok ciddiye alıyorlar

so many places are closed people have been told to stay at home like many places around

o kadar çok yer kapalı ki şu anda dünyanın birçok yerinde olduğu gibi insanlara evde kalmaları söylendi

the world at the moment why are you a salty man and very cute I don't know I've never

neden tuzlu ve çok tatlı bir adamsın bilmiyorum

thought of myself is cute but thank you anyway thank you salty I'm not sure if I'm salty

kendimi hiç düşünmedim tatlı ama yine de teşekkür ederim teşekkürler tuzlu Tuzlu olup olmadığımdan emin değilim

a person who is salty might be a person who has been around for many years and has been

tuzlu bir insan uzun yıllardır buralarda olan ve

to many places so we talk about a salty person as a person who has had a lot of experience

birçok yere gitmiş biri olabilir bu yüzden bir insan olarak tuzlu bir insandan bahsediyoruz çok fazla deneyime sahip biri

I suppose I've experienced many things in my life some of them are good and some of

sanırım hayatımda birçok şey deneyimledim, bazıları iyi

them not so good so yes we all have experiences in our lives but of course as you get older

bazıları çok iyi değil yani evet hepimizin hayatında deneyimler var ama elbette yaşlandıkça

you you collect your experiences and as you get your experiences and you collect them

biriktiriyorsun. deneyimler ve deneyimlerinizi edindikçe ve topladıkça

they change your personality maybe they change the way you behave or maybe they change the

kişiliğinizi değiştirirler, belki davranış biçiminizi değiştirirler veya belki düşünme biçiminizi değiştirirler, bu yüzden

way you think so that is one of the reasons why I am a big believer of experience I'm

deneyime büyük bir inancım olmasının nedenlerinden biri ben

a very big believer of getting experience whatever it is wherever it is whatever you

çok Her ne olursa olsun, nerede olursa olsun deneyim kazanmaya büyük inanan, her ne

are doing always try to get as much experience as you can

yapıyorsan yap, her zaman elinden geldiğince çok deneyim kazanmaya çalış,

do you think they will be gone soon I'm not sure I don't think anyone knows I am definitely

yakında gideceklerini düşünüyorsun, emin değilim, kimsenin benim kesinlikle

not a medical expert so from my own point of view it looks as if people aren't sure

olmadığımı bildiğini sanmıyorum. tıp uzmanı bu yüzden kendi bakış açıma göre insanlar her şeyin bilinmediğinden emin değiller gibi görünüyor

everything is unknown as I said to Steve this morning most people now are living from day

bu sabah Steve'e söylediğim gibi çoğu insan artık bugünden itibaren yaşıyor,

today so they are living from day today so when I wake up in the morning I open my eyes

yani bugünden itibaren yaşıyorlar, bu yüzden uyandığımda sabah gözlerimi

with a big smile and then I enjoy my day and then at night I go to bed and then I wake

kocaman bir gülümsemeyle açıyorum ve sonra günümün tadını çıkarıyorum ve sonra gece yatıyorum ve sonra

up the next morning and I do the same again so I am living from day to day that's all

ertesi sabah uyanıyorum ve aynısını tekrar yapıyorum, böylece günden güne yaşıyorum, tüm

you can do so that is what most people are doing at the moment so you can't really make

yapabileceğiniz bu yani şu anda çoğu insanın yaptığı şey bu yani gerçekten

any plans I have no plans at all so I have nothing planned I have no holidays I have

herhangi bir plan yapamazsınız hiç planım yok bu yüzden planım yok hiç tatilim yok

no trips I'm not going anywhere so in unfortunately I am stuck here so I would like to be here

gezim yok hiçbir yere gitmiyorum bu yüzden ne yazık ki gidiyorum burada sıkışıp kaldım bu yüzden burada seninle olmak istiyorum

with you if that is okay is that all right I hope so I really do all we have to do is

sorun olmazsa sorun olmaz umarım yani gerçekten tek yapmamız gereken

wait and see Cristina you are right all we can do is wait and see that is all we can

beklemek ve görmek Cristina sen haklısın tek yapabileceğimiz bekleyip görmek hepsi bu

do we have no choice would you like to see some interesting words from the English language

İngilizceden bazı ilginç kelimeler görmek ister misiniz?

I love English and I really love words that are strange it's and weird so we're going

to have a look at some strange phrases and some new very unusual words would you like

kelimeler bunu

to do that I hope so because that's what I'm about to do all by the way guess what before

yapmak ister misin umarım öyledir çünkü yapmak üzere olduğum şey bu arada tahmin et ne

I do that I have my jaffa cakes yes I went to the shops on Friday night no not Friday

yapmadan önce jaffa keklerim var evet cuma gecesi dükkana gittim hayır cuma

night Thursday night I went to the shops on Thursday night and I got some jaffa cakes

gecesi değil perşembe gecesi ben Perşembe gecesi dükkanlara gittim ve biraz jaffa keki aldım,

so look at that I have some lovely jaffa cakes to keep me company the problem is there are

bu yüzden bana eşlik edecek çok güzel jaffa keklerim var sorun şu ki

only ten in the box there used to be twelve they used to have twelve jaffa cakes but now

kutuda sadece on tane var eskiden on iki tane vardı onların eskiden on iki jaffa keki vardı ama şimdi

they only have ten Thank You mr. pheasant they only have ten I think that's terrible

sadece on taneleri var Teşekkürler bay. sülünleri sadece on tane var bence bu korkunç

anyway they are only one pound look that is the price ten jaffa cakes for one pound are

zaten onlar sadece bir pound bak bu fiyat bir pound için on yafa keki

you going to eat your jaffa cakes now no no I'm not going to do it now because I have

şimdi senin yafa keklerini yiyecek misin hayır hayır şimdi yapmayacağım çünkü bende

something more important to show you right now

bir şey var şu anda size göstermek daha önemli, bu

so here we go some interesting phrases I love these phrases so some of these are phrases

yüzden işte bazı ilginç ifadelere gidiyoruz, bu ifadeleri seviyorum, bu yüzden bunlardan bazıları ifadeler,

some of them are proverbs some of them are also sentences like collocations maybe so

bazıları atasözleri, bazıları da eşdizimli cümleler gibi belki bu yüzden

when we talk about collocations we talk about words that are used in a certain order that

eşdizimlerden bahsettiğimizde şu kelimelerden bahsediyoruz: tesadüfen olmayan belirli bir sırada kullanılmış o

don't happen by chance so here's one here's a lovely phrase I love this one some of these

yüzden işte bir tane güzel bir söz buna bayılıyorum bunlardan bazıları

might be new some of these you may have seen before there we go so there is the first one

yeni olabilir bunlardan bazıları daha önce görmüş olabilirsiniz oraya gitmeden önce

a little bird told me if you hear something from another person maybe someone tells you

küçük bir kuşun anlattığı ilki var eğer başka birinden bir şey duyarsan belki birisi sana

something maybe a friend tells you a secret and then you tell someone else what that secret

bir şey söyler belki bir arkadaşın sana bir sır söyler ve sonra sen başka birine bu sırrın ne olduğunu söylersin ben

is you might say I know because a little bird told me so there is a great phrase that we

biliyorum diyebilirsin çünkü küçük bir kuş bana söyledi bu yüzden sık sık kullandığımız harika bir söz vardır

often use in English a little bird told me a little bird told me I heard it from another

ingilizce kullanımı küçük bir kuş bana küçük bir kuş dedi bana başka birinden duydum

person so a person told me something and now I am Telling You a little bird

bu yüzden biri bana bir şey söyledi ve şimdi sana söylüyorum küçük bir kuş bana

told me a little bird whispered in my ear suddenly it's getting very windy it's getting

küçük bir kuş dedi kulağıma fısıldadı aniden hava çok rüzgarlı oluyor

very windy I don't know why here's another one oh here's a nice expression in English

çok rüzgarlı neden burada bir tane daha var bilmiyorum oh işte ingilizce güzel bir ifade

maybe you have heard this before maybe not a turn I turn up for the books a turn up for

belki bunu daha önce duymuşsunuzdur belki bir

the books when we say something is a turn up for the books we mean an unexpected thing

dönüş değil kitaplarda beklenmedik bir şey

that happens or some fortune or something good that happens unexpectedly so maybe you

olan veya beklenmedik bir şekilde gerçekleşen bir servet veya iyi bir şey kastediyoruz, bu yüzden belki

have a surprise maybe suddenly you win some money or maybe suddenly your boss gives you

bir sürpriziniz olur, belki aniden biraz para kazanırsınız veya belki aniden patronunuz size

a promotion you can say that it is a turnip for the books it is something unexpected something

bir terfi verir, bunun kitaplar için bir şalgam olduğunu söyleyebilirsiniz. beklenmedik bir şey

nice that you weren't expecting a turnip fall the books a nice thing that happens unexpectedly

güzel bir şey beklemediğiniz bir şalgam kitaplara düşer beklenmedik bir şekilde olan güzel bir şey

oh very nice I like that one something you weren't expecting a nice thing is a turnip

oh çok güzel bunu beğendim beklemediğiniz bir şey güzel bir şey

for the books here's another one oh so this one now is negative so this particular one

kitaplar için bir şalgam işte bir tane daha oh yani bu

is negative a fly in the ointment a fly in the ointment is a well-known phrase in English

a fly in the poiment in a fly in the poiment İngilizcede çok iyi bilinen bir deyimdir,

it means something that comes along and spoils the thing you are enjoying so maybe something

ortaya çıkan ve zevk aldığınız şeyi bozan bir şey anlamına gelir, yani belki

that is nice and pleasurable and then something comes along and spoils what is happening they

güzel ve zevkli bir şey ve sonra bir şey gelir ve olan biteni bozarlar onu

spoil it a fly in the ointment something comes along to spoil your enjoyment a fly in the

mahvederler merhemin içindeki bir sinek gelir keyfinizi kaçırır merhemin içindeki bir sinek

ointment so when we say ointment ointment is something you put on your face or maybe

yani merhem dediğimizde merhem yüzünüze veya belki de

on your skin something you put on to make maybe your skin feel better or maybe if something

cildinize sürdüğünüz bir şeydir. Belki cildinizin daha iyi hissetmesi için ya da belki bir şey

has damaged your skin you will put some ointment ointment that's a great word isn't it ointment

cildinize zarar verdiyse biraz merhem süreceksiniz merhem bu harika bir kelime değil mi merhem

a fly in the ointment. Oh ziad has a very interesting phrase blood is thicker than water

bir sinek merhem. Oh ziad'ın çok ilginç bir sözü var kan sudan kalındır kan

blood is thick thicker than water that is also a good one yes so we often say that family

sudan kalındır bu da iyidir evet bu yüzden sık sık ailenin

is more important or maybe the connection or the bond between family members is very

daha önemli olduğunu söyleriz veya belki aile üyeleri arasındaki bağ veya bağ çok

strong we often say that blood is thicker than water you are right you are right

güçlüdür sık ​​sık söyleriz o kan sudan daha kalındır haklısın haklısın

mr. Duncan can you please say sure I want to listen to the pronunciation Thank You sunshine

bayım Duncan lütfen telaffuzunu dinlemek istediğimden emin olabilirsin Teşekkür ederim güneş ışığı

sure sure you can sure sure why not sure you can can I come to your party tomorrow night

emin olabilirsin emin olabilirsin neden emin olamazsın yarın gece partine gelebilirim emin olabilirsin

sure you can sure of course sure you can't no problem yes ointment is often something

tabii ki emin olamazsın sorun değil evet merhem genellikle

you put on your skin if it is damaged or maybe you have something that is infecting your

cildinize sürdüğünüz bir şeydir, eğer zarar görmüşse veya cildinize bulaşan bir şey varsa,

skin maybe something that has irritated your skin you can put ointment on your skin I've

belki cildinizi tahriş eden bir şey varsa, cildinize merhem sürebilirsiniz

just realised that I'm touching my face you see I'm not supposed to touch my face they

Yüzüme dokunduğumu yeni fark ettim, görüyorsunuz. Yüzüme dokunmamam gerekiyor,

keep saying mr. Duncan stop stop touching your knees I will try my best here's another

bay deyip duruyorlar. Duncan dur dizlerine dokunmayı bırak elimden gelenin en iyisini yapacağım işte başka bir

phrase a very interesting one make waves make waves make waves if you make waves it means

söz çok ilginç bir söz

you create trouble you create a problem for someone so a person who makes waves is a person

who creates problems a person who always covered causes trouble makes waves so a person is

problemler her zaman örtünen bir kişi sorun yaratır dalgalar yaratır yani bir kişi

making waves they are creating a difficulty they are making things bad by their actions

dalgalar yaratır zorluk yaratırlar eylemleriyle işleri kötü hale getirirler

they are doing something that is causing problems they are making waves so in this sense make

problemlere yol açan bir şey yaparlar dalgalar çıkarırlar yani bu anlamda

waves means create problems create difficulties you are causing trouble you make waves I like

dalga yapmak sorun yaratmak demektir zorluk yaratıyorsunuz sorun yaratıyorsunuz dalgalar yaratıyorsunuz bu arada bir

the next one by the way I like this one sometimes you might be sitting in the local pub having

sonrakini beğendim bunu beğendim bazen yerel bir barda oturmuş

a nice drink of beer and then someone will come up to you and they will offer you something

güzel bir bira içiyor olabilirsiniz ve sonra biri yanınıza gelir ve size bir şeyler ikram eder

for sale they will say hey guess what I've got I've got some nice watches here some nice

satılık diyecekler hey tahmin et bende ne var burada güzel saatlerim var burada güzel

Rolex watches do you want one only ten pounds do you want one do you want a Rolex watch

Rolex saatleri var bir tane sadece on pound mu istiyorsun bir tane Rolex saat

only ten pounds wow that's amazing what a bargain however there is a chance that it

sadece on pound mu istiyorsun vay canına bu harika ne pazarlık ancak

fell off the back of a lorry so I love this expression so if we say that something fell

TIR'ın arkasından düşme ihtimali var o yüzden bu tabiri çok seviyorum yani TIR'ın arkasından bir şey düştü dersek

off the back of a lorry it means there is a good chance that it has been stolen it fell

çalınmış olma ihtimali yüksek demektir.

off the back of a lorry so if someone comes up to you and offers you something maybe a

bir kamyon yani biri size gelip size bir şey teklif etse belki çok

lovely expensive phone maybe they say would you like to buy this iPhone go on 20 pounds

güzel pahalı bir telefon belki derler ki bu iPhone'u almak ister misiniz git 20 lira

20 pounds that's all it only costs 20 pounds you might say ah I don't think so I don't

20 lira hepsi bu sadece 20 lira maliyeti ah diyebilirsiniz ah sanmıyorum bu yüzden istemiyorum üzgünüm,

want it I'm sorry I think it fell off the back of Loree I think maybe you stole it maybe

sanırım Loree'nin arkasından düştü, belki onu çaldın belki de

the thing you are selling has been stolen you must all be used always be careful when

sattığın şey çalındı, her şeyi kullanmalısın, bir şeyler alırken her zaman dikkatli ol,

you buy things especially if you buy things from a stranger in the street oh here's a

özellikle de sokaktaki bir yabancıdan bir şeyler al oh işte

nice one here is a nice positive one for you a sight for sore eyes a sight for sore eyes

güzel bir tane burası senin için güzel bir pozitif senin için bir manzara ağrıyan gözler için bir manzara

sore eyes when we say a sight for sore eyes it means a welcome sight something that makes

ağrıyan gözler için bir manzara dediğimizde ağrıyan gözler bu hoş bir manzara anlamına gelir seni yapan bir şey

you feel happy because you saw it maybe you see a beautiful woman maybe you are waiting

gördüğün için mutlu hisset belki güzel bir kadın görüyorsun belki

for a beautiful woman to come into the room and there she is she walks in and she's really

güzel bir kadının odaya gelmesini bekliyorsun ve işte o içeri giriyor ve gerçekten çok

beautiful she looks just like Sharon Stone she does Sharon Stone in 1981 by the way she

güzel görünüyor tıpkı Sharon Stone'a benziyor, 1981'de Sharon Stone'a benziyor. tıpkı

looks just like Sharon Stone she's ever so nice there were so nice and you think wow

Sharon Stone'a benziyor, o her zamankinden çok hoş orada çok hoştu ve vay canına

she is a sight for sore eyes which means that she is beautiful something beautiful something

onun ağrıyan gözler için bir manzara olduğunu düşünüyorsunuz, bu da onun güzel olduğu anlamına geliyor güzel bir şey

beautiful a sight for sore eyes is something you see that is beautiful and it makes you

güzel bir şey ağrıyan gözler için bir manzara, gördüğünüz bir şey bu güzel ve bu sizi

feel good it makes you feel happy it makes you feel excited ooh la la ooh la la that's

iyi hissettiriyor mutlu hissettiriyor sizi heyecanlandırıyor ooh la la ooh la la

French by the way here's a good one I like this one hello - - Rath hello - Rath pendant

bu arada bu fransızca güzel bir tane beğendim merhaba - - Rath merhaba - Rath pandantif

who says hello I am new mr. Duncan in the live chat can I say hello to you and welcome

kim merhaba diyor ben yeniyim bay. Duncan canlı sohbette sana merhaba diyebilir miyim ve İngiltere'deki evimin

to my lovely live stream live from the roof of my house in England I'm talking to you

çatısından canlı canlı yayınıma hoşgeldin.

now live from the rooftop of my house Wow very unusual here's another one a well-known

bilinen

expression quite often we will use this here in England spend a penny does anyone know

ifade bunu burada İngiltere'de oldukça sık kullanacağız

what this means if you spend a penny what does it mean does anyone know out there in

bir kuruş harcayın bunun ne anlama geldiğini bilen var mı

YouTube land if you spend a penny what does it mean if you spend a penny we often use

penny bunu İngiliz İngilizcesinde sık sık kullanırız bu bir şey

this in British English it is something we have to do something we have to do from time

yapmamız gereken bir şey zaman

to time excuse me I have to go and spend a penny I have I have to spend a penny if you

zaman yapmamız gereken bir şey affedersiniz gidip bir kuruş harcamam gerekiyor bende bir kuruş harcamak zorundayım eğer

spend a penny what does it mean if you spend a penny it means you have to go to the toilet

bir kuruş harcarsanız ne işe yarar yani eğer bir kuruş harcarsan tuvalete gitmen gerekiyor demektir

oh so I like this in British English if someone says I have to go and spend a penny it means

oh bu yüzden İngiliz İngilizcesinde bunu beğendim eğer birisi gidip bir kuruş harcamam gerektiğini söylerse bu

I have to go to the toilet you are saying it in a nice polite way excuse me I have to

tuvalete gitmem gerektiği anlamına gelir bunu güzel bir şekilde söylüyorsun kibar bir şekilde özür dilerim,

go and spend a penny it is a euphemism so we often use words or

gidip bir kuruş harcamam gerekiyor, bu bir örtmecedir, bu yüzden sık sık

phrases to hide something that we might be embarrassed by so this is a very good example

utanabileceğimiz bir şeyi saklamak için kelimeler veya deyimler kullanırız, bu yüzden bu, örtmece örtmece dediğimiz şeye çok iyi bir örnektir.

of something we call a euphemism euphemism so when you say that you will spend a penny

bir peni harcayacaksın demek

it means you are going to the toilet and the reason why we say that is many years ago if

tuvalete gideceksin demektir ve bunu söylememizin sebebi yıllar önceydi eğer

you wanted to use a public toilet you would have to put a penny in the door to make it

umumi bir tuvaleti kullanmak isteseydin kapıyı açmak için kapıya bir peni atman gerekirdi yani bu bir kuruş

open so that's the reason why we say spend a penny if you spend a penny it means you

harcayın dememizin nedeni bir kuruş harcarsanız

put a penny in the door so it will open however nowadays it is much more expensive it isn't

kapıya bir kuruş koyarsınız kapı açılır ama günümüzde çok daha pahalı artık

the penny anymore I think it's about one pound fifty much more expensive so if you say that

kuruş değil sanırım bir pound elli civarı çok daha pahalı yani 1

you are going to spend a penny it means you are going to the toilets I shouldn't really

kuruş harcayacağım dersen tuvalete gidiyorsun demektir bunu gerçekten

talk about that I shouldn't because if I think about it maybe I will feel as if I need to

konuşmamalıyım çünkü düşünürsem belki bir kuruş harcamam gerekiyormuş gibi hissederim yani

spend a penny so I don't want to I don't want to think about it I can't think about it I

İstemiyorum Düşünmek istemiyorum Bunun hakkında düşünemiyorum Hiç

don't want to think about it at all apparently in Houston station Houston station it is 20p

düşünmek istemiyorum görünüşe göre Houston istasyonunda Houston istasyonunda saat 20p

20p so if you want to go to the toilet at Euston station in London it is 20p although

20p yani gitmek istersen Londra'daki Euston istasyonundaki tuvalet 20 peni olmasına rağmen

every time I go to London quite often it smells as if people have been going to the toilet

Londra'ya her gittiğimde oldukça sık sanki insanlar her yerde tuvalete gidiyormuş gibi kokuyor

everywhere hmm I got it the wrong way around Mika says you don't have to pay to use the

hmm yanlış anladım Mika kullanmak için para ödemene gerek olmadığını söylüyor

public toilets in you can very nice very good I like that here's another good one I was

içindeki umumi tuvaletler çok güzel çok iyi hoşuma gitti işte başka bir güzel tuvalet

distracted then by mr. Steve as keen as mustard so here is another one as keen as mustard

daha sonra bay tarafından dikkatim dağıldı. Steve hardal kadar keskin, işte hardal kadar keskin bir tane daha,

if you are as keen as mustard it means you are very enthusiastic about something you

eğer hardal kadar keskinseniz, bu, bir şey hakkında çok hevesli olduğunuz anlamına gelir,

feel very interested excited you want to know more please tell me more I am as keen as mustard

çok ilgilisiniz, heyecanlısınız, daha fazla bilgi edinmek istiyorsunuz, lütfen bana daha fazlasını söyleyin, ben hardal kadar keskinim

I am very interested so if you say that you are as keen as mustard it means you are excited

I çok ilgiliyim yani hardal kadar keskinsin diyorsan heyecanlısın demektir neler olduğunu

you can't wait to find out what is happening you can't wait to get involved you are as

öğrenmek için sabırsızlanıyorsun müdahil olmak için

keen as mustard mustard as keen as mustard you are very enthusiastic mustard mustard

sabırsızlanıyorsun hardal kadar keskinsin hardal kadar keskinsin çok heveslisiniz hardal hardal

is a type of seed and you can crush the seed and you can make it into something you put

bir tohum türüdür ve çekirdeğini ezip

on sandwiches or maybe you have it with food so mustard mustard is a type of relish it

sandviçlerin üzerine koyabileceğiniz bir şey haline getirebilirsiniz ya da belki yiyeceklerin yanında yersiniz yani hardal bir çeşit çeşnidir

is something that put you put on your food and quite often it is very hot very hot so

üstüne koyduğunuz bir şeydir yemeğiniz ve çoğu zaman çok sıcak çok sıcak bu yüzden

mustard can be very hot it can burn your mouth between you and me I love mustard I like it

hardal çok sıcak olabilir aranızda ağzınızı yakabilir hardalı severim çok severim

very much I don't know why but I I am keen as mustard about mustard here's another one

neden bilmiyorum ama hardala hardal kadar düşkünüm işte başka biri alışık

if you are doing something that you are not used to maybe something that is new maybe

olmadığınız bir şey yapıyorsanız belki yeni bir şey belki daha

something that you've never tried before maybe something that you haven't experienced maybe

önce hiç denemediğiniz bir şey belki daha önce deneyimlemediğiniz bir şey belki bir

you are new at something maybe you are new at your job maybe you are in a strange place

şeyde yenisiniz belki işinizde yenisiniz belki de yenisiniz

that you've never been to before perhaps you are in a strange place we might describe you

daha önce hiç gitmediğin garip bir yerde belki de garip bir yerdesin seni

as a fish out of water if you are a fish out of water it means you are in a place that

sudan çıkmış balık olarak tanımlayabiliriz eğer sudan çıkmış balıksan alışık olmadığın bir yerdesin demektir

you are not familiar with you are in a strange location a strange place you are a fish out

garip bir yerdesin garip bir yerdesin sudan çıkmış balıksın

of water so this expression means you are in a place that you don't know or maybe somewhere

yani bu ifade bilmediğin bir yerdesin ya da belki de

that you are not familiar with you are like a fish out of water Val or says I think mustard

aşina olmadığın bir yerdesin sudan çıkmış balık gibisin Val veya hardalın mayonezden

is better than mayonnaise I do like mustard I must admit mustard goes very well with ham

daha iyi olduğunu düşünüyorum diyor hardalı severim itiraf etmeliyim hardal jambonla çok iyi gider

so if you have a sandwich and if you put ham and then you put mustard on the ham oh it

yani bir sandviçiniz varsa ve jambon koyarsanız ve sonra jambonun üzerine hardal koyarsanız oh çok

is so nice very delicious so yes a fish out of water is to be in a place or a situation

güzel çok lezzetli yani evet sudan çıkmış balık alışık olmadığın bir yerde veya durumda olmaktır

that you are not familiar with maybe something that makes you feel upset or nervous you are

belki seni üzen veya sinirlendiren bir şeydir merak edenler için

a fish out of water for those who are wondering maybe you have

sudan çıkmış bir balıksın belki de

just clicked on my face by accident my name is Duncan and I teach English and we are talking

tesadüfen yüzüme tıkladın benim adım Duncan ve ben İngilizce öğretiyorum ve

about all sorts of things today not only English you can talk about anything maybe you want

bugün her türlü şeyden bahsediyoruz sadece İngilizce değil her şey hakkında konuşabilirsiniz belki

to talk about the current situation in the world lots of things happening here's another

dünyadaki mevcut durum hakkında konuşmak istersiniz burada bir çok şey oluyor burada bir

one maybe a person who has said something or has to admit that they made a mistake maybe

tane daha belki bir kişi bir şey söyledi ya da hata yaptığını kabul etmek zorunda kaldı belki

a person who said something or done something they did something that they now feel that

bir kişi bir şey söyledi ya da bir şey yaptı bir şey yaptı ki şimdi bunun için

they have to apologise for maybe a person who said something that is not right or incorrect

özür dilemek zorunda hissediyorlar belki bir kişi yanlış ya da yanlış bir şey

they said something that was false maybe they have to apologise we will often say that they

söyledi doğru olmayan bir şey söyledi yanlış belki özür dilemeleri gerekir biz sık sık

will have to eat humble pie so if you eat humble pie you have to apologise you have

mütevazi turta yemeleri gerektiğini söyleriz bu yüzden mütevazi turta yerseniz özür dilemelisiniz

to make a very solemn sincere apology you have to swallow your pride and eat humble

çok ciddi ve samimi bir özür dilemelisiniz gururunuzu bir kenara atıp mütevazi

pie it means you have to make an apology for something you said or did you have to eat

turta yemelisiniz bu sizsiniz demektir söylediğin bir şey için özür dilemek zorunda mısın

humble pie when can I use these phrases well you can use them in a situation that may arise

yoksa

or may happen here's another one oh I like this one flogging a dead horse if you flog

mütevazi turta mı yemek zorundasın

a dead horse it means you are doing something you are trying to do something you are trying

ölü bir atı kırbaçlıyorsun, bir şey yapıyorsun, bir şey yapmaya çalışıyorsun,

to continue doing something that is no longer interesting or no longer useful you are trying

artık ilginç olmayan ya da artık işe yaramayan bir şeyi yapmaya devam etmeye çalışıyorsun, zaten bitmiş bir

to carry on doing something that has already ended you are trying to make use of something

şeyi yapmaya devam etmeye çalışıyorsun, yapmaya çalışıyorsun demektir. artık işe yaramayan bir şeyi kullanmak

that is no longer useful you are flogging a dead horse flogging a dead horse you are

ölü bir atı kırbaçlıyorsunuz ölü bir atı kırbaçlamak artık işe yaramayan bir

trying to get use out of something that is no longer useful unfortunately maybe you have

şeyden yararlanmaya çalışıyorsunuz ne yazık ki belki

been doing something for a very long time and maybe it is something that no one has

çok uzun zamandır bir şey yapıyorsunuz ve belki de

any interest in anymore you are now flogging a dead horse by the way the word flog means

artık kimse ilgilenmiyor artık ölü bir atı kırbaçlıyorsun bu arada kırbaç kelimesinin anlamı

hit or beat you are flogging flogging a dead horse here's another one I mentioned the birds

vur ya da döv

earlier I mentioned the birds and many of the birds are preparing to mate they are getting

çiftleşmek için

ready to find a companion and then they will mate and then they will have some little chicks

bir arkadaş bulmaya hazırlanıyorlar ve sonra çiftleşecekler ve sonra küçük civcivleri olacak o

isn't that nice hanky-panky have you ever heard of this phrase the phrase is hanky panky

kadar güzel değil mi bu deyimi hiç duydunuz mu deyim is hanky panky

if you have hanky panky it means you have you have a little bit of a bit of a bit of

if you have hanky panky anlamına gelir sende var biraz biraz var hadi bir

let's get together and have a little bit of fun hanky panky I think I think my boss it

araya gelelim ve biraz eğlenelim hanky panky sanırım patronum

work is having hanky-panky with his secretary I think my boss at work is having a little

sekreteri ile mendil-panky yapıyor bence iş yerindeki patronum yaşıyor

bit of hanky-panky with his secretary I think so yes oh hello good night everyone from Vietnam

sekreteriyle biraz şakalaşmak sanırım bu yüzden evet oh merhaba iyi geceler Vietnam'dan herkes

bye Vietnam see you later Vietnam catch you later hello also to sunshine again mr. Duncan

güle güle Vietnam sonra görüşürüz Vietnam sonra görüşürüz ayrıca tekrar güneş ışığına merhaba bay. Duncan

what does it mean does it make sense does it make sense does it sound logical does it

ne anlama geliyor mantıklı mı mantıklı geliyor mantıklı geliyor mu kulağa

sound like something that might be real or true something makes sense so if you make

gerçek veya gerçek olabilecek bir şey gibi geliyor

sense it means you can be understood so does it make sense do you understand it do you

understand what I'm saying does it make sense so makes sense means something that can be

ne dediğimi anlıyor musun mantıklı mı yani mantıklı anlaşılabilecek bir şey anlamına geliyor

understood yes that makes sense you must practice English every day yes mr. Duncan hmm that

evet bu mantıklı her gün İngilizce pratik yapmalısın evet bayım. Duncan hmm bu mantıklı bu mantıklı

makes sense that makes sense I understand what you are saying to see a man about a dog

Bir köpek hakkında bir adamı görmek için ne dediğinizi anlıyorum

maybe you have to go somewhere to do something but you don't want to tell the other person

belki bir şeyler yapmak için bir yere gitmelisiniz ama diğer kişiye

where you are going you don't want to tell them what you are doing so instead you will

nereye gittiğinizi söylemek istemiyorsunuz istemiyorsunuz onlara ne yaptığınızı anlatmak için bunun yerine

say I have to go now unfortunately I have to go to see a man about a dog so you are

şimdi gitmem gerektiğini söyleyeceksiniz ne yazık ki bir köpekle ilgili bir adamı görmeye

not telling them where you were going you are not telling them why you are going you

gitmeliyim bu yüzden onlara nereye gittiğinizi söylemiyorsunuz onlara neden gittiğinizi söylemiyorsunuz

are just saying I have to go I have to go to see a man about a dog so you are saying

sadece gitmem gerektiğini söylüyorum, bir köpekle ilgili bir adamı görmem gerekiyor, bu yüzden

that you have to go but you are not telling them why maybe you have a little secret that

gitmen gerektiğini söylüyorsun ama onlara neden söylemediğini, belki de görmelerini söylemek istemediğin küçük bir sırrın olduğunu. köpekle

you don't want to tell them to see a man about a dog means to go somewhere but you are not

ilgili bir adam bir yere gitmek demek ama

telling them where you are going please can you say hello to my little daughter her name

onlara nereye gittiğinizi söylemiyorsunuz lütfen küçük kızıma merhaba diyebilir misiniz onun adı

is a seal hello to Mara when and your little daughter hello a seal hello a seal from mr.

bir fok Mara'ya merhaba ne zaman ve küçük kızınız merhaba bir fok merhaba bir fok Bay'dan.

Duncan in England hi are you okay are you having a good day there I hope so quani cichlid

İngiltere'de Duncan merhaba iyi misin orada iyi bir gün geçiriyor musun umarım yarı çiklit sorar

asks which one do you love Justin Bieber or ed Sheeran I think neither neither of them

Justin Bieber'ı mı yoksa Ed Sheeran'ı mı sevdiğini

to be honest neither please please I want to join your lesson says

Ally Yilmaz hello to Ally Yilmaz welcome to my live lesson from the roof of my house I'm

Yılmaz Ally Yılmaz'a merhaba evimin damından canlı dersime hoşgeldiniz

standing up here but don't worry I'm not going to jump things aren't that bad I always try

burada ayaktayım ama merak etmeyin zıplamayacağım işler o kadar da kötü değil Hep

to keep myself happy sometimes I like to come here and talk to you and spend a little bit

kendimi mutlu etmeye çalışırım bazen hoşuma gider buraya gelip seninle konuşmak ve

of time talking about the English language but don't worry I'm not going to jump off

İngilizce hakkında konuşmak için biraz zaman harcamak ama merak etme

the roof okay so don't worry I'm okay not too bad thank you very much I'm not too bad

çatıdan atlamayacağım tamam o yüzden endişelenme ben iyiyim çok kötü değilim teşekkür ederim çok çok kötü değilim

I hope you are good today what are you doing during these strange times because we are

umarım bugün iyisindir bu garip zamanlarda ne yapıyorsun çünkü

living through very unusual times don't you think I think so we are living through very

çok sıradışı zamanlarda yaşıyoruz sence de öyle düşünmüyor musun çok

strange times Gwen Gwen Jose asks what about Frank Sinatra I was talking about Frank Sinatra

garip zamanlarda yaşıyoruz Gwen Gwen Jose ne hakkında diye soruyor Frank Sinatra Geçen gün Frank Sinatra'dan bahsediyordum

the other day I don't think he's a good singer he wasn't a good singer I wasn't a big fan

onun iyi bir şarkıcı olduğunu düşünmüyorum o iyi bir şarkıcı değildi Ben Frank Sinatra'nın büyük bir hayranı değildim

of Frank Sinatra can you please read out my name my name is Abdul quani Abdi quani I hope

lütfen adımı okur musunuz adım Abdul quani Abdi quani umarım

I pronounced that right sometimes I try to pronounce your names and sadly I don't get

doğru telaffuz etmişimdir bazen isimlerinizi telaffuz etmeye çalışıyorum ve ne yazık ki isimlerinizi

them right for which I apologise very much I am watching your videos says Shravan hello

doğru anlayamıyorum bunun için çok özür dilerim videolarınızı izliyorum Shravan merhaba

Sravan nice to see you here as well welcome to my live stream something unusual today

Sravan sizi burada görmek güzel ben de canlı yayınıma hoşgeldiniz diyor bugün alışılmadık bir şey

I'm standing on the roof of my house in fact I am right above my studio so underneath my

evimin çatısında duruyorum aslında stüdyomun hemen üstündeyim bu yüzden

feet beneath my feet is my studio so I'm right on top of my studio hello - can you please

ayaklarımın altında benim stüdyom var bu yüzden stüdyomun tam tepesindeyim merhaba - lütfen

read out my name it is Robert Robert paedon hello - Robert paedon interesting I like your

adımı okur musunuz ben Robert Robert paedon merhaba - Robert paedon ilginç

name very interesting do you like Pavarotti mr. Duncan yes of course Pavarotti probably

İsminizi çok beğendim Pavarotti'yi seviyor musunuz bay. Duncan evet elbette Pavarotti muhtemelen opera söz konusu olduğunda kesinlikle gelmiş geçmiş

one of the greatest singers ever certainly as far as opera is concerned yes I think so

en büyük şarkıcılardan biri evet bence

you are right Marc Marc Venus says I discovered your channel last week because I needed to

haklısın Marc Marc Venus kanalını geçen hafta keşfettim çünkü

make some videos and your videos have inspired me cheers mr. Duncan and stay safe thank you

bazı videolar yapmam gerekiyordu ve videoların bana ilham verdi alkışlar Bay. Duncan ve güvende kalın, çok teşekkür ederim

very much mark that's very kind of you to say some people do start making their own

mark, bazı insanların benim yaptıklarımı izledikleri için kendi videolarını yapmaya başladıklarını söylemeniz çok naziksiniz, bu

videos because they've watched what I've done so yes always tell yourself if mr. Duncan

yüzden evet, her zaman kendinize söyleyin, eğer bay. Duncan

can do it I'm sure you can as well it's so boring listening to all of your names please

yapabilir eminim sen de yapabilirsin tüm isimlerini dinlemek çok sıkıcı lütfen

don't waste time okay is it really a waste of time saying hello

zaman kaybetme tamam merhaba demek gerçekten zaman kaybı mı

I'm not sure I thought I was being very friendly to be honest hello - areum I hope you will

dürüst ol merhaba - areum umarım

read the holy Quran and the book of fundamentals I have actually read most biblical books can

Kur'an-ı Kerim'i ve temel bilgiler kitabını okursun ben aslında çoğu İncil kitabını okudum

you believe that so I've had the Quran in my hand I've read it I've also read other

inanabiliyor musun bu yüzden elimde Kuran vardı onu okudum diğerlerini de okudum

religious texts the Bible I've had a look at all sorts of religious beliefs and religion

dini metinler incil her türden dini inanca ve dine baktım

so yes I've I've I've looked I've explored I've looked around one of the things that

yani evet baktım baktım araştırdım etrafa baktım

I mentioned earlier is experience so when you experience things you experience all sorts

daha önce bahsettiğim şeylerden biri de tecrübe yani bir şeyler deneyimlediğinizde her türlü şeyi yaşarsınız

of things all sorts of things so you experience opinions you you experience what people think

her türlü şeyi yani fikirleri yaşarsınız insanların ne düşündüğünü yaşarsınız

you gather information so that's what I like to do I don't just listen to one thing I always

bilgi toplarsınız yani yapmaktan hoşlandığım şey tek bir şey dinlemiyorum her zaman

listen to lots of things many things so I don't listen to one thing I listen to many

birçok şey dinlerim çok şey yani tek bir şeyi dinlemem birçok

things then I decide for myself I hope that answers your question hello Anna can you say

şey dinlerim sonra kendim karar veririm umarım bu sorunuzu cevaplar merhaba Anna

hello to my son eggy hello - Ikki I like your name by the way eggy hello eggy he has loved

oğluma merhaba diyebilir misin

your channel and has watched it for a long time so hello a key from England thank you

kanalınızı çok sevdi ve uzun zamandır izliyor bu yüzden merhaba İngiltere'den bir anahtar

very much Anna says I love it when you say my name and I really appreciate that very

çok teşekkür ederim Anna adımı söylediğinde onu sevdiğimi söylüyor ve bunu gerçekten çok takdir ediyorum bunu

much well that is the reason why I do this so the reason why I do this is because it

yapmamın nedeni bu Bunu yapmamın nedeni,

gives me a chance to share my love of the English language and hopefully you can learn

bana İngilizceye olan sevgimi paylaşma şansı vermesi ve umarım

something but also you will have a chance to write on the live chat so really this is

bir şeyler öğrenebilirsin ama aynı zamanda canlı sohbete yazma şansın da olur, bu yüzden gerçekten

like a conversation this is like a conversation taking place over the Internet mr. Duncan

bu bir sohbete benziyor internet üzerinden gerçekleşen bir konuşma mr. Duncan,

you are doing great work with your class it's so nice to hear you mentioning our names Thank

sınıfınızda harika iş çıkarıyorsunuz, isimlerimizden bahsettiğinizi duymak çok güzel Teşekkürler

You Beatriz that is very kind of you mr. Duncan would you please explain the world sorry can

Beatriz, çok naziksiniz Bay. Duncan lütfen dünyaya açıklar mısınız, üzgünüm

I read that again because it's gone right there mr. Duncan would you please explain

bunu tekrar okuyabilir miyim çünkü tam oraya gitti Bay. Duncan lütfen

the word pretentious for me oh yes a word that a lot of people use maybe you want to

benim için gösterişli kelimesini açıklar mısınız oh evet birçok insanın kullandığı bir kelime belki

appear intelligent or wealthy or sophisticated maybe a person who always tries to appear

zeki veya zengin veya sofistike görünmek istersiniz belki her zaman olmadığı bir şey gibi görünmeye çalışan bir insan

like something they are not we can describe that person as pretentious so a person who

bu kişiyi gösterişli olarak tanımlayabiliriz bu nedenle, kendilerini sanatsal veya zeki göstermek için

likes to show off a person who is always trying to display themselves in a particular way

her zaman belirli bir şekilde göstermeye çalışan bir kişiyi gösteriş yapmaktan hoşlanan bir kişi,

to make themselves appear artistic or intelligent we can say that they act pretentious you act

gösterişli davrandıklarını söyleyebiliriz,

in a pretentious way pretentious so a person who does things to make themselves appear

gösterişli bir şekilde gösterişli yani yapmak için şeyler yapan bir kişi kendilerini oldukları gibi değillermiş gibi gösteriyorlar

like they are not the thing they are not they try to appear to be a pretentious person here

burada, Birleşik Krallık'ta gösterişli biri gibi görünmeye çalışıyorlar,

in the UK we have a lot of people who are pretentious they try to make themselves appear

kendilerini zengin göstermeye çalışan

wealthy or maybe they try to make themselves appear intelligent maybe they sit on the train

ya da belki zeki görünmeye çalışıyorlar.

in the morning when they are going to work and they have a copy of a very intelligent

sabah işe giderken trende oturuyorlar ve önlerinde çok zekice bir

book in front of them however they're not really reading it they just want to appear

kitap var ama aslında onu okumuyorlar sadece

intelligent to all the other people on the train but really they're not reading the book

trendeki diğer insanlara zeki görünmek istiyorlar ama gerçekten kitabı okumuyorlar hiç

they're not reading it at all hmm I haven't had my breakfast yet says Elijah I'm sorry

okumuyorlar hmm daha kahvaltımı yapmadım diyor Elijah bunu

to hear that I'm sorry to hear that you haven't had your breakfast you must have your breakfast

duyduğuma üzüldüm kahvaltını yapmadığını duyduğuma üzüldüm sen kahvaltınızı mutlaka yapın

some people say that the breakfast is the most important meal of the day some people

bazı insanlar kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu söyler bazı insanlar

say that they say breakfast is the most important meal of the day what is the difference between

kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu söyler

twirl whirl and swirl thank you to Rick Sanchez Rick Sam I have a feeling are you Rick Sanchez

döner girdap ile girdap arasındaki fark nedir Rick Sanchez'e teşekkürler Rick Sam I bir his var sen Rick Sanchez

I think you might be Rick Sanchez from Rick and Morty maybe what is the difference between

Bence sen Rick and Morty'den Rick Sanchez olabilirsin belki

twirl whirl and swirl well to be honest with you they all have very similar meanings so

twirl wirl ve swirl arasındaki fark nedir sana karşı dürüst olmak gerekirse hepsinin çok benzer anlamları var yani

will if you will it means you go round around in a very elegant way like this so you will

yapacaksan yapacaksın bu yuvarlak olduğun anlamına gelir böyle çok zarif bir şekilde dolaşın, böylece

will give it a world you go round and round well well maybe you have a very strong wind

ona bir dünya vereceksiniz, iyi döneceksiniz, belki de çok güçlü bir rüzgarınız var,

that will whirl around and around we often describe that as a whirlwind so we'll wind

etrafta ve etrafta dönecek, genellikle bunu bir kasırga olarak tanımlarız, bu yüzden rüzgar rüzgardır

is wind that blows around and around like that well wind so you will whirl and then

o kuyu rüzgarı gibi dönüp duruyor, böylece sen dönüyorsun ve sonra

the other one twirl well if you twirl it means you go round again once again twirl if you

diğeri iyi dönüyor, eğer sen dönersen, tekrar dönüyorsun demektir, bir kez daha dönüyorsan,

twirl it means you mix two things together maybe you move something around and around

iki şeyi birbirine karıştırıyorsun, belki bir şeyi etrafında ve etrafında hareket ettiriyorsun demektir

you twirl something perhaps you can move around like this swirl like this mr. Duncan can you

bir şeyi döndürün, belki bu girdap gibi hareket edebilirsiniz, bunun gibi bay. Duncan

give us a twirl here is my twirl just for you see so there I gave you a twirl twirl

bize bir döndürme yapabilir misin işte benim döndürmem sadece görmen için bu yüzden

can you please say Helen is can you please say Helen is a mag I hope I'm not saying anything

rude there Helen is a mag it is for my mum she has lost all her limbs and is in quarantine

orada sana bir döndürme yaptım döndürme ama bu annem için tüm uzuvlarını kaybetmiş ve karantinada

I know she's watching because she always talks about you hmm thank you very much hello Helen

Her zaman senden bahsettiği için izlediğini biliyorum hmm çok teşekkür ederim merhaba Helen

and I hope you feel better soon please can you tell me something about thank you - wrath

ve umarım yakında daha iyi hissedersin lütfen bana teşekkür hakkında bir şeyler söyleyebilir misin - gazap

well I I'm sure that there is nothing I could say about it that you haven't heard already

iyi eminim ki bu konuda söyleyebileceğim hiçbir şey yok zaten

on the news have you noticed when you when you turn the news on all they're talking about

haberlerde duymadın mı haberi açtığında fark ettin mi

at the moment is the same thing it's all I talking about all they are talking about so

şu anda konuşulanların hepsi aynı şey tüm bahsettiklerim bu, tüm konuştukları bu yüzden, insanların zaten dürüst olmak için söylemediklerini

I don't think there is anything I could tell you that people are not already saying to

söyleyebileceğim bir şey olduğunu düşünmüyorum

be honest yes you could just watch the news watch the news I'm sure the news will have

evet, sadece haberleri izleyebilirsin haberleri izle Haberlerin olacağına eminim

all the information you need yes it is better to talk about life and also happiness I think

ihtiyacın olan tüm bilgiler evet hayattan ve ayrıca mutluluktan bahsetmek daha iyi bence bu

so sometimes you have to try and be happy sometimes you have to look at the positive

yüzden bazen denemeli ve mutlu olmalısın bazen hayattaki olumlu şeylere bakmalısın

things in life as I often say sometimes you have to make

sık sık söylediğim gibi bazen elinden gelenin

the best of a bad deal sometimes you have to make the best of a bad deal so maybe something

en iyisini yapmalısın kötü bir anlaşma bazen kötü bir anlaşmanın en iyisini yapmalısın bu yüzden belki

that is going wrong in your life maybe something that is difficult maybe you are having a difficult

hayatında ters giden bir şey belki zor bir şey belki zor bir

period of time you try to make the best of something you try to make the best of a bad

dönemden geçiyorsun yapmaya çalıştığın bir şeyin en iyisini yapmaya çalışıyorsun kötü bir anlaşmanın en iyisi

deal every cloud has a silver lining look above my head there are lots of clouds above

her bulutun bir umut ışığı vardır başımın üstünde görünün başımın üzerinde bir sürü bulut var

my head but I always try to look on the bright side I try to look on the positive side I

ama ben her zaman iyi tarafından bakmaya çalışırım olumlu tarafından bakmaya çalışırım

try to see the good things that are happening as well so every cloud has a silver lining

iyi şeyleri görmeye çalışırım

I like that expression a lot I like it every cloud has a silver lining even though sometimes

bu ifadeyi çok seviyorum her bulutta bir hayır vardır bazen

things don't go the way you wanted them to so times things do not go as you plan you

işler istediğin gibi gitmese de bazen işler senin planladığın gibi gitmese de daha önce de

can always look on the bright side as I said earlier try to look on the bright side of

söylediğim gibi her zaman iyi tarafından bakabilirsin hayatının iyi tarafından bakmaya çalış

your life sometimes it's hard I know sometimes it is very difficult to see the bright side

bazen zor biliyorum bazen bir şeyin iyi tarafını görmek çok zor

of something however quite often you can look you can see something positive even during

ama çoğu zaman bakabilirsin pozitif bir şey bile görebilirsin

a bad situation look on the bright side always look on the bright side of life

kötü bir durumda iyi tarafından bak hayatın her zaman iyi tarafından bak bunun için

sorry about that there is light at the end of the tunnel there is light at the end of

üzgünüm tünelin ucunda ışık var tünelin ucunda ışık var ileride

the tunnel there is always light ahead in the distance even if you can't see it there

her zaman ışık var mümkün olsa bile bak

is light at the end of the tunnel light at the end of the tunnel and as I showed you

tünelin sonunda ışık var tünelin sonunda ışık var ve sana tesadüfen gösterdiğim gibi

just by accident remember you are not alone during this time I am in the same situation

bu süre zarfında yalnız değilsin unutma ben de seninle aynı durumdayım

as you are we all have to share this situation we have to be in the same situation together

hepimiz paylaşmalıyız bu durumda birlikte aynı durumda olmalıyız

so I I'm having to stay here and you are having to stay there however during this very strange

bu yüzden ben burada kalmak zorundayım ve sen de orada kalmak zorundasın ancak bu çok garip

period of time we can all enjoy this very weird time together we are all in the same

zaman diliminde hepimiz bu çok tuhaf zamanın tadını birlikte çıkarabiliriz hepimiz aynı durumdayız

boat we are all sharing the same situation we are all in the same situation so yes remember

tekne hepimiz aynı durumu paylaşıyoruz hepimiz aynı durumdayız bu yüzden evet unutmayın

you are not alone we are all going through the same thing hopefully every day we'll be

yalnız değilsiniz hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz umarım her gün

here during April to keep you company so I will try my best to be here every day and

nisan ayı boyunca size eşlik etmek için burada olacağız bu yüzden elimden gelenin en iyisini yapacağım her gün burada olmak ve

keep you company for as long as I can't what is an affirmation if you affirm something

ben yapamadığım sürece sana eşlik etmek.

it's a little bit like a thing that you maybe preach or maybe something that you say that

has a meaning that will bind you you affirm to reassure yourself to make sure you know

that something is real you affirm we often talk about experiences in life that are life-affirming

bir şeyin gerçek olduğunu bildiğinizden emin olmak için kendinizi rahatlatmayı onaylıyorsunuz, onaylıyorsunuz, hayatta yaşamı onaylayan deneyimlerden sık sık bahsediyoruz,

so maybe you have a wonderful experience in your life that makes you look at things in

bu nedenle belki de hayatınızda olaylara bizim

a different way we can say that thing is life-affirming it affirms your view of life it makes it stronger

yapabileceğimiz farklı bir şekilde bakmanızı sağlayan harika bir deneyim yaşıyorsunuz. o şeyin yaşamı onayladığını söyle, hayata bakışını onaylıyor, onu güçlendiriyor,

it solidifies your feelings what does reverse mean reverse means go backwards if you reverse

duygularını sağlamlaştırıyor, tersine ne demek, geri gitmek demektir, geri gitmek demektir, geri gidersen geri gidersin,

you go backwards you slowly go backwards you start to go away reverse if you reverse you

yavaşça geri gidersin, uzaklaşmaya başlarsın, geri gidersen geri

go back back reverse back you go forward you will come towards someone you go back you

gidersin geri geri geri geri ileri gidiyorsunuz birine doğru geleceksiniz geri dönüyorsunuz geri geri

reverse reverse I hope that answers your question I will be going soon by the way because I've

geri gidiyorsunuz umarım sorunuzu cevaplar bu arada yakında gideceğim çünkü

been here for a very long time mr. Duncan mr. Duncan you haven't drank any water ok

çok uzun zamandır buradayım bayım. Duncan bey Duncan sen hiç su içmedin tamam ben

I'm going to have a little drink of water so I will show you something nice and then

biraz su içeceğim sana güzel bir şey göstereceğim sonra

I will have a little drink of water

biraz su içeceğim

that's better I have just refreshed my throat it was getting a little dry so now I can rejoin

daha iyi boğazımı tazeledim kuru, böylece şimdi size

you again ah there we are welcome back everyone its mr. Duncan here on Saturday afternoon

tekrar katılabilirim ah işte tekrar hoş geldiniz, bayım. Duncan burada Cumartesi öğleden sonra

Saturday afternoon here in the UK I hope you are ok where you are I hope you are feeling

Cumartesi öğleden sonra burada Birleşik Krallık'ta Umarım iyisindir neredesin Umarım şu an

good where you are right now is this your house yes it is my house I'm standing on the

bulunduğun yerde iyi hissediyorsundur burası senin evin mi evet burası

roof part of my house is what I'm standing on at the moment so yes I am standing on the

benim evim Evimin çatı kısmında duruyorum şu anda üzerinde durduğum şey bu yüzden evet çatıda duruyorum

roof [Music] that's good yes I'm standing on the roof and yes this is my house to answer

[Müzik] bu iyi evet çatıda duruyorum ve evet sorunuzu cevaplamak için burası benim evim

your question can you recommend any books well there are many books that you can read

herhangi bir kitap önerebilir misiniz pek çok kitap var okuyabileceğiniz kitaplar

this is a good time by the way this is a very good time to find maybe a good book maybe

bu iyi bir zaman bu arada belki iyi bir kitap bulmak için çok iyi bir zaman belki

something to read during this time so I like reading books about people's lives I am very

bu süre zarfında okunacak bir şeyler bu yüzden insanların yaşamları hakkında kitaplar okumayı seviyorum

interested in finding out how people lived their lives especially people who accomplished

İnsanların nasıl yaşadıklarını öğrenmekle çok ilgileniyorum hayatları, özellikle

lots of things during their life so I am always interested in how people lived their lives

hayatları boyunca pek çok şey başarmış insanlar, bu yüzden insanların hayatlarını nasıl yaşadıklarıyla her zaman ilgileniyorum

famous people successful people quite often I will read the story of their lives and nowadays

ünlü insanlar başarılı insanlar oldukça sık onların hayatlarının hikayesini okuyacağım ve günümüzde

you have many ways of reading books so you can go to the library you can also use your

kitap okumanın birçok yolu var, böylece gidebilirsiniz kütüphaneye

tablet your tablet device as well so you can read books anywhere even on your computer

tabletinizi tablet bilgisayarınızı da kullanabilirsiniz böylece bilgisayarınız

and on your iPad or on your tablet device so actually reading is something that people

ve ipad'iniz veya tablet bilgisayarınız dahil her yerde kitap okuyabilirsiniz yani aslında okumak insanların giderek

are doing more and more although I have a feeling that people are not reading books

daha fazla yaptığı bir şey ama içimde bir his var insanlar

as often as they do however people are now reading on their phones what the hell is that

eskisi kadar sık ​​kitap okumuyor ama insanlar artık telefonlarında okuyorlar o

noise that noise I don't know maybe it's is it me is it my voice that horrible noise you

gürültü ne lan bilmiyorum belki benim sesim benim sesim duyabildiğin o korkunç ses

can hear is me please can you tell me about in your country well a lot of people have

benim lütfen bana ülkenizden bahseder misiniz pek çok insan

been affected by it there have been sadly a lot of fatalities many people are now infected

bundan etkilendi ne yazık ki çok sayıda ölüm oldu şu anda birçok insan enfekte oldu

I can say that in the area where I live there aren't many people who have been affected

yaşadığım bölgede çok fazla insan olmadığını söyleyebilirim bundan etkilendiğini

by it so I think I'm okay I'm all right I'm fine I am a hundred percent well I am fit

düşünüyorum iyiyim iyiyim iyiyim yüzde yüz iyiyim formdayım

and I feel I feel okay thank you very much what time is it here it is now ten minutes

ve iyi hissediyorum çok teşekkür ederim burada saat kaç şimdi on dakika

away from four o'clock ten minutes away from four o'clock I will show you just to prove

kaldı saat dört saat dörtten on dakika uzakta Sadece saat

it is ten minutes away from four o'clock right now let's have a look at some words I love

dörtten on dakika uzakta olduğunu kanıtlamak için size göstereceğim şimdi bazı kelimelere bakalım İngilizceyi seviyorum fark etmişsinizdir

the English language you may have noticed I like English a lot I am crazy about the

İngilizceyi seviyorum İngilizceye çok düşkünüm İngilizceye

English language I am very crazy about the English language

çok düşkünüm

hello there can I become fluent in English at 25 years old yes you can if you spend enough

merhaba orada 25 yaşında akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilir miyim evet yapabilirsin eğer yeterince

time if you really want to do it if you really want to to learn English you can't is it a

zaman ayırırsan eğer gerçekten yapmak istiyorsan gerçekten yapmak istiyorsan İngilizce öğrenemezsin bu

stream for just idiots Oh Thank You Sergio for that I'm not sure about that maybe I could

sadece aptallar için bir akış mı Oh Teşekkürler Sergio bunun için bundan emin değilim belki

say something really sarcastic there you see but I'm not going to I'm going to rise above

orada gerçekten alaycı bir şey söyleyebilirim ama söylemeyeceğim Yukarı çıkacağım

it add wah hello add wah armed' can you please say my name yes add wah on it nice to see

ekle wah merhaba ekle wah silahlı' lütfen adımı söyler misin evet ekle wah ekle

you here as well on the live stream Thank You Winnie hello Winnie Whitney Whitney Whitney

seni de canlı yayında burada görmek güzel Teşekkürler Winnie merhaba Winnie Whitney Whitney Whitney

did you enjoy my song yesterday I sang a beautiful a beautiful song to Winnie Whitney yesterday

dün şarkımı beğendin mi güzel bir güzel söyledim dün Winnie Whitney'in şarkısını

did you enjoy that was it nice did it bring a tear to your eye a lot of people say that

beğendin mi güzel miydi gözlerinden yaş geldi mi birçok insan

my singing always makes them cry I think so there are many comments here I can't keep

benim şarkı söylememin onları ağlattığını söylüyor bence bu yüzden burada çok fazla yorum var

up with the comments there are there are so many comments coming up on my screen I can

oradaki yorumlara yetişemiyorum çok mu yorum geliyor ekranıma

not read them all I'm sorry oh here's something hey something I've got now I've got something

hepsini okuyamıyorum kusura bakmayın bir şey var hey bir şey var

in my hand would you like to sing when I've got in my hand I've got something in my hand

elimde bir şey var geldiğimde şarkı söylemek ister misiniz elim elimde bir şey var

would you like to see it mmm okay then funny English words Oh mr. Duncan we did not know

onu görmek ister misin mmm tamam o zaman komik ingilizce sözler oh mr. Duncan

that was in your hand yes there it is funny English words there are some strange words

bunun senin elinde olduğunu bilmiyorduk evet işte komik İngilizce kelimeler İngilizcede bazı garip kelimeler var

in the English language very strange words indeed so we are going to look at some strange

çok garip kelimeler gerçekten bu yüzden bazı garip

English words and then I am going I am going so some strange English words and then I am

İngilizce kelimelere bakacağız ve sonra gidiyorum gidiyorum çok bazı garip İngilizce kelimeler ve sonra

going what do you mean good how could you say that do you know Michael Jackson no I

gidiyorum ne demek iyi demek istiyorsun bunu nasıl söylersin Michael Jackson'ı tanıyor musun hayır onu

don't know him personally but yes I know his songs and some of the details squander oh

şahsen tanımıyorum ama evet şarkılarını biliyorum ve bazı detaylar boşa gidiyor oh

now there is a good word I like that word that is a great word there are some words

şimdi iyi bir şey var kelime Harika bir kelime olan bu kelimeyi seviyorum,

in the English language which really just Express so well the meaning and this is one

İngilizce'de anlamını gerçekten çok iyi ifade eden bazı kelimeler var ve bu

great word squander I love that word I could say that word all day squander squander squander

harika bir kelime israfı Bu kelimeyi seviyorum Bu kelimeyi bütün gün söyleyebilirim israf israf israf israf israf israf

squander squander squander mr. Duncan okay mr. Duncan okay we understand can you please

israf Bay. Duncan tamam bayım. Duncan tamam anladık lütfen

tell us what it means squander if you squander something it means you waste the thing quite

bize israfın ne anlama geldiğini söyler misin bir şeyi çarçur ediyorsan bu o şeyi çok

often with money so you waste things you waste money you waste time you waste your energy

sık parayla ziyan ediyorsun demektir yani bir şeyleri israf ediyorsun para israf ediyorsun zaman israf ediyorsun enerji

squander so there are people who have lots of money and they will spend their money all

israf ediyorsun yani çok şeyi olan insanlar var para ve paralarını

the time on all sorts of rubbish they will spend time on all sorts of rubbish so we say

sürekli her türlü ıvır zıvıra harcarlar her türlü ıvır zıvıra zaman harcarlar yani biz diyoruz

that they squander their money squander so if you squander it means you waste you throw

ki onlar paralarını çarçur ediyorlar yani israf ederseniz israf etmişsiniz demektir

your money around and you waste it on rubbish so many people who have money will often squander

paranızı etrafa saçarsınız ve israf etmiş olursunuz. parası olan pek çok insan paralarını çarçur edecek

their money they will spend it recklessly they will spend their money on all sorts of

pervasızca harcayacaklar paralarını her türlü

rubbish squander I think that's a great word I don't know why some words really sound like

çerçöp israfına harcayacaklar Bence bu harika bir kelime Bazı kelimelerin kulağa neden gerçekten kastettikleri gibi geldiğini bilmiyorum

the thing they mean and I think squander is a really good one I like that one here's another

ve bence israf çok iyi bir kelime onu beğendim işte başka bir

word I like this one here's another word it is a little word a very short word however

kelime bunu beğendim işte başka bir kelime küçük bir kelime çok kısa bir kelime ama

I think it's also a very fun word as well stooped stoop I like this word if you stoop

bence aynı zamanda çok eğlenceli bir kelime ayrıca kambur eğik bu kelimeyi beğendim eğer eğilirsen

it means you move your body down you bend your legs and you stoop maybe if you are going

vücudunu aşağı indirirsin bacaklarını kıvırırsın ve eğilirsin belki

to the toilet you might stoop. Oh you might stoop as you pooped so when you poop you will

tuvalete gidiyorsan eğilebilirsin. Oh, kaka yaptıkça eğilebilirsin, bu yüzden kaka yaptığında

often stoop so some people might stoop when they poop stoop you get down quite often you

sık sık eğilirsin, bu yüzden bazı insanlar kaka yaptıklarında eğilebilirler, sık sık eğilirsin,

will bend your knees and you will lower your body you will stoop can you see what I'm doing

dizlerini bükersin ve vücudunu aşağı indirirsin, eğilirsin, ne yaptığımı görebilir misin? yapıyorum

I'm actually stooping I'm trying to stoop so you can see it so stoop and going to stoop

aslında eğiliyorum eğilmeye çalışıyorum böylece onun bu kadar eğildiğini ve eğileceğini görebilirsin bunun

stoop I like that that's a good word and action so that particular one is a verb stoop do

iyi bir kelime ve eylem olduğunu sevdim yani o belirli bir fiildir eğilmek kaka

you stoop when you poop here's another one I like this word twiddle

yaptığında eğilir misin işte bir tane daha Bu kelimeyi seviyorum twiddle

twiddle you move you move things twiddle maybe you twiddle your fingers twiddle a person

twiddle hareket ettiriyorsun bir şeyleri hareket ettiriyorsun belki parmaklarını oynatıyorsun

who is feeling nervous or anxious might twiddle their fingers you might twiddle your fingers

gergin veya endişeli hisseden bir kişinin parmaklarını oynatabilir

if you are feeling anxious or nervous twiddle twiddle that's a great word isn't it twiddle

endişeli veya gergin hissediyorsan parmaklarını oynatabilirsin twiddle twiddle bu harika bir kelime değil' t kıvır kıvır

twiddle you twiddle your fingers you twiddle you play with something in a very nervous

parmaklarını oynat

way twiddle it's the pheasant pheasant hello pheasant

I've missed you I've missed the pheasant did you hear that the pheasant just came to say

hello on my live stream hello mister pheasant mr. pheasant is very happy at the moment because

canlı yayın merhaba bay sülün bay sülün şu anda çok mutlu çünkü

he has a girlfriend so I twiddle my fingers when I'm nervous here's a good word I can

bir kız arkadaşı var bu yüzden gergin olduğumda parmaklarımı oynatıyorum işte güzel bir söz

actually see the pheasant he's over there and I can see you watching me here's another

aslında oradaki sülünü görebiliyorum ve beni izlediğini görebiliyorum işte başka bir

good word lummox Lamarck's it is not a peacock it is actually a bird called a pheasant pheasant

güzel söz lummox Lamarck'ınki tavus kuşu değil aslında sülün denen bir kuştur

so here's another word lummox limits a person who is careless or clumsy they move around

yani işte başka bir kelime lummox dikkatsiz veya beceriksiz bir insanı sınırlar

in a clumsy careless way we can describe them as a lummox lummox that's a great word isn't

beceriksizce dikkatsiz bir şekilde hareket ederler onları lummox olarak tanımlayabiliriz lummox bu harika bir kelime değil

it lummox so you might describe a person who is careless and they move around in a careless

mi lummox yani dikkatsiz ve dikkatsizce dolaşan bir insanı tanımlayabilirsiniz. hareket ederken

way a lummox person who is careless when they are moving when they move around they don't

dikkatsiz olan hareket ederken dikkatsiz

take care as they move about lummox a person is a lummox you lummox here's another one

hareket ederken umursamazlar. bir diğeri

I saw Olympics yesterday did you see a person and they were being very careless they were

dün olimpiyatları gördüm bir insan gördünüz mü ve çok dikkatsiz davranıyorlardı

not taking care my person is described as a lummox I love that word Lamech there it

ilgilenmiyorlardı benim şahsım bir lummox olarak tanımlanıyor lamech kelimesini seviyorum işte

is here's another word this is something that

burada başka bir kelime bu benim

I do would you like to see the word this is something that I do even in my job it is something

yaptığım bir şey ister misiniz kelimeye bakın bu benim işimde bile yaptığım bir şey bu

I do and here it is hello yes sir yeah hello yes eeeh nice to see you here hello - Nadia

yaptığım bir şey ve işte merhaba evet efendim evet merhaba evet eeeh sizi burada görmek güzel merhaba - Nadia

Beck hello nada Beck who is watching in Uzbekistan that's very nice Shravan says my data is over

Beck merhaba nada Beck Özbekistan'da izleyen çok hoş Shravan verilerimin bittiğini söylüyor

bye everyone bye Sravan and hope to see you again very soon here is something I do in

herkese güle güle Sravan ve sizi çok yakında tekrar görmeyi umuyorum işte işimde yaptığım bir şey

my job this is a thing that I do all the time it's a great word prattle isn't that I like

bu her zaman yaptığım bir şey bu harika bir kelime gevezeliği

that prattle prattle a person might prattle prattle if you prattle it means you talk endlessly

bu gevezeliği sevdiğimden değil mi kişi gevezelik gevezelik edebilir eğer gevezelik edersen bu hiç

you talk all the time you don't stop talking you just rattle so prattle means talk you

durmadan konuştuğun anlamına gelir her zaman konuşursun konuşmayı kesmezsin sadece gevezelik yani gevezelik şu anlama gelir konuş

talk and talk and talk and talk you prattle you talk endlessly you don't stop talking

konuş konuş konuş konuş ve konuş gevezelik sonsuza kadar konuş çoğu

at all quite often a person who prattles is a person who just talks about nothing maybe

zaman gevezelik eden bir kişi hiçbir şey hakkında konuşmayan bir kişidir, belki saçma

they talk nonsense or maybe they just talk endlessly about nothing some people say that's

sapan konuşurlar ya da belki hiç bir şey hakkında durmadan konuşurlar bazı insanlar öyle diyor

what I do yeah that's not very friendly that's not very nice how could you say that about

ben öyle yapıyorum evet bu pek arkadaş canlısı değil bu pek hoş değil benim hakkımda nasıl böyle söyleyebilirsin

me I always try my best here's another one oh I like this one why don't you go around

Her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum işte bir tane daha oh bunu beğendim neden

to teach as your neighbours and how they look like yes can I just say something most people

komşularınız olarak öğretmek için dolaşmıyorsunuz ve nasıl görünüyorlar evet gibi görünüyorlar sadece çoğu insanın

do not want to be on camera the average person does not want to be on camera they don't most

kamera önünde olmak istemediği bir şey söyleyebilirim ortalama bir insan istemez kamera önünde olmak istemezler çoğu

people are shy they don't want to be filmed or photographed so that is the reason why

insan utangaçtır filme alınmak veya fotoğraflanmak istemezler bu yüzden

you will never see my neighbours on my live streams because most of them are very shy

canlı yayınlarımda komşularımı asla görmezsiniz çünkü çoğu çok utangaçtır

they don't want to appear on camera so I hope that answers your question here's another

istemezler kamera karşısına çıkmak istiyorum umarım bu sorunuzu cevaplar işte bir

one oh I like this one do you know what this means I will pronounce the word for you fisticuffs

tane daha oh bunu beğendim bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz sizin için kelimeyi telaffuz edeceğim

fisticuffs I like that word fisticuffs have you ever heard of this word it is a great

harika bir

word we use it quite often in British English you might hear the word used fisticuffs have

kelime, İngiliz İngilizcesinde oldukça sık kullanıyoruz, kullanılan fisticuffs kelimesini duyabilirsiniz,

you ever heard it if you do it means that you are having a fight fisticuffs

bunu hiç duydunuz mu, eğer yaparsanız, bu kavga ettiğiniz anlamına gelir

come on come on like that so that is fisticuffs if you are having fisticuffs it means you

are having a fight using your fists like that so I hope that answers your question for those

Yumruklarını böyle kullanarak kavga ediyorsun demektir, umarım bu,

who don't know what this means it means to fight you fight you have a fight using your

bunun ne anlama geldiğini bilmeyenler için sorunuza cevap verir, kavga etmenin ne anlama geldiğini

fists like that when I was a kid I had a lot of fisticuffs I bet you did I think you did

ben çocukken yumruklarını böyle kullanarak kavga edersin. bir sürü yumruk yumruğa bahse girerim yaptın sanırım yaptın

where do you live in England I live in a place called Much Wenlock in England and that's

İngiltere'de nerede yaşıyorsun İngiltere'de Much Wenlock diye bir yerde yaşıyorum ve orası

where I live fisticuffs fisticuffs fight with your fists we could also say punch up you

yumruk yumruğa kavga yumruklarınla ​​dövüş de yumruk at diyebiliriz

might have a punch up punch up if you say punch up it means you have a fight using your

yumruk yiyebilirsin yukarı yumruk yumruk diyorsan, yumruklarını kullanarak kavga ettiğin anlamına gelir

fists here's another one some strange English words that's what we're looking at right now

işte bir tane daha garip İngilizce kelimeler şu anda baktığımız şey

here's another one a very strange English word it is a real word for those who are wondering

işte bir tane daha çok garip bir İngilizce kelime bu olanlar için gerçek bir kelime bunun gerçek olup olmadığını merak ediyorum bu gerçek bir kelime

it is real this is a real genuine word kerfuffle kerfuffle have you ever heard of the word

kerfuffle the word kerfuffle means chaos confusion fuss a person is creating a fuss they are

creating a chaotic situation kerfuffle so this is another good word that really does

sound like the thing that it defines kerfuffle kerfuffle chaos hustle hustle and bustle things

tanımladığı şey gibi kerfuffle kerfuffle kaos koşuşturma koşuşturma

are happening everywhere Sergio says are these rarely used words no they're not rarely used

her yerde oluyor Sergio'nun söylediği bunlar nadiren kullanılan kelimeler mi hayır nadiren kullanılmıyorlar

we use these quite often kerfuffle so kerfuffle people will use this word yes I'm using it

biz bunları oldukça sık kullanıyoruz kerfuffle bu yüzden kerfuffle insanlar bu kelimeyi kullanacak evet ben kullanıyorum

now there is a lot of kerfuffle in the world kerfuffle chaos busy hustle and bustle so

şimdi dünyada çok fazla kerfuffle var kerfuffle kaos meşgul koşuşturma yani

yes there is a lot going on at the moment kerfuffle kerfuffle words that are very strange

evet şu anda çok şey oluyor kerfuffle kerfuffle çok garip kelimeler

but they are used so yes I'm not making these words up these aren't fake words these are

ama kullanılıyor bu yüzden evet bu kelimeleri uydurmuyorum bunlar Sahte sözler bunlar

real words I've never heard that before no well now you have shenanigans there is another

gerçek sözler Daha önce hiç duymadım, pekala şimdi maskaralıklarınız var başka bir

word I love that word shenanigans isn't that great when we say that there are shenanigans

kelime var Bu kelimeyi seviyorum

shenanigans shenanigans means something that is going on that people are not aware of maybe

insanların farkında olmadığı belki

us you are doing something in secret maybe you are doing something without other people

bizden gizli bir şeyler yapıyorsun belki başkaları bilmeden bir şeyler yapıyorsun insanların

knowing you are creating some mischief behind people's backs you are doing something maybe

arkasından bir yaramazlık yapıyorsun bir şeyler yapıyorsun belki

secretive something that other people do not know about there are shenanigans someone is

başkalarının bilmediği gizli bir şeyler birinin yaptığı maskaralıklar var

doing something behind your back they are doing something there is mischief shenanigans

arkandan bir seyler yapiyorlar bir seyler yapiyorlar yaramazlik maskaraliklari maskaraliklar

shenanigans an activity that isn't good says marina you are right yes that is a good way

iyi olmayan bir aktivite marina diyor haklısin evet bu

of describing it I suppose what does supercalifragilisticexpialidocious mean? it doesn't mean anything it is a made

onu tarif etmenin iyi bir yolu sanırım supercalifragilisticexpialidocious ne demek? bu bir şey ifade etmiyor o bir

at word it has no meaning yeah I answered that one quite quickly codswallop here's another

kelimeden yapılmış bir anlamı yok evet bunu çok hızlı bir şekilde cevapladım, codswallop işte başka bir

word this is a real English word it exists it is real codswallop some people might say

kelime, bu gerçek bir İngilizce kelime, var, gerçek codswallop, bazı insanlar diyebilir

mr. Duncan your English lessons are a load of codswallop codswallop something that is

bay. Duncan, İngilizce derslerin bir sürü aptal aptal aptal aptal işe yaramaz bir şey

useless pointless rubbish something a person is saying that has no meaning or maybe something

anlamsız saçma bir insanın söylediği hiçbir anlamı olmayan bir şey ya da belki de

that is useless codswallop codswallop what a load of codswallop what a load of rubbish

what a pointless thing to do or say what a load of codswallop codswallop i learnt that

işe yaramaz bir şey ne kadar çok codswallop codswallop

it's that great and that is a that is a real English word it is a real English word that

bunun harika olduğunu öğrendim ve bu gerçek bir İngilizce kelime, insanların kullandığı gerçek bir İngilizce kelime

people use codswallop I just think that's fantastic I'm enjoying myself too much today

mr. Duncan you must calm down you are enjoying yourself far too much here we go now here's

. Duncan sakin olmalısın çok fazla eğleniyorsun işte şimdi başlıyoruz işte güzel

a word that you will recognise there is a beautiful bird a beautiful bird called a Swan

bir kuş olduğunu anlayacağın bir kelime Kuğu Kuğu adında güzel bir kuş

Swan have you ever seen a swan they are beautiful birds however we can also use the word Swan

hiç kuğu gördün mü onlar güzel kuşlar ama biz de kullanabiliriz Kuğu kelimesi,

a term for a person who is moving around they are travelling from place to place having

dolaşan bir kişi için bir terimdir. bir

a good time they are enjoying themselves they are having an enjoyable time as they move

from place to place you Swan around a person who is swanning around is a person who moves

from place to place they are having an enjoyable time they are travelling around extravagantly

yerden bir yere taşınan bir insan keyifli vakit geçiriyorlar abartılı bir şekilde dolaşıyorlar harika

they are having a wonderful time they Swan from one place to another you might describe

vakit geçiriyorlar bir yerden bir yere kuğu gibi geziyorlar komşunuzu tarif edebilirsiniz

your your neighbour maybe your neighbour goes around the world on a cruise so maybe they

belki komşunuz bir gemi yolculuğuyla dünyayı dolaşıyordur yani belki

take a cruise ship okay not at the moment they are not taking a cruise ship at the moment

bir yolcu gemisine binerler tamam şu anda değil şu anda bir yolcu gemisine binmiyorlar

but they might they might but you might say oh my neighbour my neighbour is swanning around

ama olabilirler ama ah komşum diyebilirsiniz ki komşum

the world on a cruise swanning so it is a great expression that means to move around

bir gemi yolculuğunda dünyayı dolaşıyor yani harika bir ifade dolaşmak,

maybe move from one place to another swanning around the world you Swan from one place to

belki bir yerden başka bir yere taşınmak, dünyanın etrafında dolaşmak, bir yerden

another Swan so quite often we are using this as a verb as a verb you Swan from one place

başka bir yere kuğu olmak anlamına gelir, bu yüzden oldukça sık olarak bunu bir fiil olarak kullanıyoruz, bir yerden

to another mm-hmm just like a Swan so when a Swan is moving around it moves in a very

başka bir yere kuğu yapmak mm-hmm tıpkı bir Kuğu gibi yani bir Kuğu hareket ederken çok

elegant way Swan I like that word by the way very interesting would you like to Swan around

zarif bir şekilde hareket eder. Kuğu Bu arada bu kelimeyi çok beğendim

the world mr. Duncan yes I would I would love to Swan around the world I really would did

. Duncan evet, dünyanın dört bir yanında Swan'ı çok isterdim Gerçekten

you hear that once again that was that was the bird did you hear the bird did

bir kez daha duydunuz mu, o kuş buydu, kuşu duydunuz mu,

you hear mr. pheasant say hello you are probably wondering what I'm doing

duydunuz mu mr. sülün merhaba der muhtemelen ne yaptığımı merak ediyorsundur

trying to get something out that's better you see this this is my paper you see I was

bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum bu daha iyi görürsün bu benim kağıdım görüyorsun

trying to get my paper out of my pocket but it wouldn't come out unfortunately does it

cebimden kağıdımı çıkarmaya çalışıyordum ama çıkmıyor maalesef çıkıyor mu

does anyone want a jaffa cake would you like a Jaffa Cake who wants a Jaffa Cake look you

bir jaffa pastası isteyen herkes bir jaffa pastası ister miydiniz bir jaffa pastası isteyen bak

get 10/10 jaffa cakes for just one pound that's incredible incredible ten jaffa cakes one

bir pound için 10/10 jaffa pastası alıyorsunuz bu inanılmaz inanılmaz

pound you could also say quid quid so when we say one pound we say one quid so that is

bir sterlin yani bu

a slang term for British money so one pound we might say one quid is the box full yes

İngiliz parası için argo bir terimdir yani bir pound bir sterlin kutu dolu diyebiliriz evet

it is this box of jaffa cakes is actually full it is it's a full box of jaffa cakes

bu kutu jaffa kekleri aslında dolu bu bir kutu dolusu jaffa kekleri

and as you know I love jaffa cakes very much so this one is full it is mr. Duncan please

ve bildiğiniz gibi jaffa'yı severim kekler çok fazla, bu yüzden bu dolu, bay. Duncan lütfen keser misin

can you stop you are giving us too many words okay I will stop now if you ask me I will

bize çok fazla kelime söylüyorsun tamam şimdi duracağım eğer bana sorarsan

stop if you've had enough if you can't stand any more I will stop

duracağım eğer bıktıysan eğer daha fazla dayanamıyorsan duracağım

I have showed you a lot of words today by the way don't forget you can also watch this

bugün sana çok fazla kelime gösterdim bu arada unutmayın, ayrıca bu

live stream again and again and again as many times as you want oh and by the way if you

canlı yayını istediğiniz kadar tekrar tekrar izleyebilirsiniz oh ve bu arada

liked it give me a thumbs up if you liked this give me a thumbs up mr.

beğendiyseniz bana bir beğeni verin beğendiyseniz bana bir beğeni verin bayım.

Duncan we liked it so click that button click it keep clicking click click click click click

Duncan biz onu beğendik o yüzden tıkla o düğmeyi tıkla tıkla devam et tıkla tıkla tıkla tıkla tıkla tıkla tıkla tıkla tıkla

click click click click click the button as many times as you can you have a very strong

istediğin kadar tıkla o jaffa kekleriyle çok güçlü bir iradeye sahip olabilirsin ben

will with those jaffa cakes I do I like jaffa cakes we all have to have something in our

yaparım jaffa pastalarını severim hepimize lazım hayatımızda zevk aldığımız bir şey var

life that we enjoy we do so in my life I enjoy English and jaffa cakes that's it I'm a simple

hayatımda öyle yapıyoruz İngilizce ve jaffa keklerinden hoşlanıyorum işte bu kadar Ben basit bir

man I have simple needs I like teaching English and I like eating jaffa cakes I think that's

adamım Basit ihtiyaçlarım var İngilizce öğretmeyi seviyorum ve jaffa keki yemeyi seviyorum bence sorun değil sorun değil gayet güzel

fine that's ok it's quite harmless I'm not hurting anyone do you enjoy eating pizza yes

zararsız kimseyi incitmiyorum pizza yemekten zevk alıyormusun evet seviyorum

I do I love eating pizza would you like to see the oh there is there is there's the pheasant

pizza yemeyi çok seviyorum

can you see the pheasant there is the pheasant that is the pheasant that you heard earlier

can you see the pheasant he's walking off he's going away I can see you I can see mr.

uzaklaştığı sülününü görüyor musun, seni görebiliyorum, bayım.

pheasant yes I can see you we can see you so there is the pheasant so that was the bird

sülün evet seni görebiliyorum seni görebiliyoruz yani sülün var yani

that was making all of that noise earlier and there was the female the female is there

az önce tüm o sesleri çıkaran kuştu ve dişi de vardı dişi de orada

as well so the male and the female are together so that is his new girlfriend I wonder what

yani erkek ve dişi bir arada yani bu onun yeni kız arkadaşı acaba

her name is so there they are the pheasant so the pheasant has a girlfriend and there

adı ne yani işte sülün oradalar yani sülün kız arkadaşı var ve işte oradalar

they are so you can see the male pheasant and the female

yani erkek sülün ve dişiyi

as well at the same time so there they are as they walk off together well they don't

aynı anda görebiliyorsunuz yani birlikte uzaklaşırken oradalar pekala

appear to be together maybe they've had an argument maybe they've had a fight who knows

birlikte görünmüyorlar belki tartışmışlar belki kavga etmişler kim bilir belki de bu

maybe well that was unusual did you see that then did you see the little pheasant walking

sıra dışı bir şeydi gördünüz mü küçük sülün

along with his girlfriend I hope you enjoyed that and I hope you've enjoyed today's live

kız arkadaşıyla birlikte yürürken gördünüz mü umarım beğenmişsinizdir bu ve umarım bugünün canlı

stream a lot of people are joining us now hello everyone hello to the UK hello also

yayınını beğenmişsinizdir, birçok insan şimdi bize katılıyor merhaba herkese merhaba Birleşik Krallık'a merhaba

to you wherever you are watching in the world this is mr. duncan live from England English

size de merhaba dünyanın neresinde olursanız olun, ben bayım. duncan İngiltere'den yaşıyor İngiliz

England and me mr. Duncan I hope you are having a good day Kristina says the pheasants are

İngiltere ve ben mr. Duncan umarım iyi bir gün geçiriyorsundur Kristina sülünlerin

so beautiful because they are walking around together I think so the pheasants are lovely

çok güzel olduğunu çünkü birlikte dolaştıklarını söylüyor Bence sülünler çok güzel

especially the male I think the male pheasant is very beautiful during the mating season

özellikle erkek bence erkek sülün çiftleşme mevsiminde çok güzel

the pheasant will have a beautiful long tail and he uses his tail to attract the girls

sülün çok güzel olacak Kuyruğu uzun ve kuyruğunu kızları çekmek için kullanıyor

it's true so what the pheasant will do he will walk around and he will show his beautiful

bu doğru yani sülün ne yapacaksa ortalıkta dolaşacak ve güzel

tail to all to all of the other female pheasants and then the females will get very excited

kuyruğunu diğer tüm dişi sülünlere gösterecek ve dişiler çok heyecanlanacak

they will say oh look at that over there there is a beautiful male pheasant a beautiful male

derler. ah şuraya bak orada güzel bir erkek sülün var güzel bir erkek

pheasant Thank You Mazda I hope you've enjoyed today's live stream it's been interesting

sülün teşekkürler Mazda umarım bugünkü canlı yayını beğenmişsinizdir ilginçti merak edenler

we've looked at lots of things for those who are wondering I am now standing on the roof

için bir çok şeye baktık şimdi ayaktayım İngiltere'de

of my house on a beautiful spring-like day here in the UK thank you very much to aya

bahar gibi güzel bir günde evimin çatısında aya'ya çok teşekkür ederim

yes it's very kind of you have you ever been to Morocco I've always wanted to go to Morocco

evet çok naziksiniz hiç Fas'a gittiniz mi Hep Fas'a gitmek istemişimdir

I've never had a chance to do it hello Pappy hello Pappy I've never seen your name before

hiç gitme şansım olmadı yap merhaba Pappy merhaba Pappy Canlı sohbette adını daha önce hiç görmedim

on the live chat hello Pappy nice to see you here today lovely to see you here by the way

merhaba Pappy bugün seni burada görmek güzel bu arada seni burada görmek çok güzel

if you like jaffa cakes maybe where you live somewhere you might find some jaffa cakes

jaffa keklerini seviyorsan belki yaşadığın yerde bir yerlerde biraz jaffa keki bulabilirsin

where you live who knows so can you please change your view mr. Duncan okay I have changed

nerede yaşıyorsunuz kim bilir görüşünüzü değiştirir misiniz bayım Duncan tamam

my view there we go is that better so here is another

fikrimi değiştirdim işte böylesi daha iyi yani işte başkası

did you see that what happened then there was a dog there's a dog at the back of the

ne olduğunu gördün mü sonra bir köpek vardı evin arkasında bir köpek var

house and it actually chased the pheasant away did you see the pheasant go by that was

ve aslında sülünleri kovaladı sülünlerin gittiğini gördün mü bu

very dramatic okay I've changed my view now you can see me looking in a different direction

çok dramatikti tamam görüşümü değiştirdim şimdi beni farklı bir yöne bakarken görebilirsiniz

I hope you are enjoying this moment of time Thank You Ann and the car thank you very much

umarım bu anın tadını çıkarırsınız teşekkürler Ann ve araba

for joining me today on the live chat lots of things going on today it's been very dramatic

bugün canlı sohbet lotlarında bana katıldığınız için çok teşekkür ederim Bugün yaşananlar çok dramatikti,

hasn't it really it's been very dramatic for those who want to see another view can you

değil mi gerçekten çok dramatik oldu başka bir manzara görmek isteyenler için

please show is your view again mr. Duncan okay there it is so there is the view from

lütfen tekrar kendi bakış açınızı gösterir misiniz bayım? Duncan tamam işte,

where I am standing right now and I hope you are enjoying it it is a beautiful day here

şu anda durduğum yerden bir manzara var ve umarım bundan zevk alıyorsundur, burada, Birleşik Krallık'ta güzel bir gün

in the UK and there you can see what I'm seeing at the moment the beautiful landscape here

ve orada, şu anda benim ne gördüğümü görebilirsiniz, buradaki güzel manzara

in Shropshire so for those who are watching at home for those who are watching around

Shropshire'da evde izleyenler için tüm dünyadan izleyenler için

the world don't forget you are not alone we are all in a very similar situation Thank

unutmayın yalnız değilsiniz hepimiz çok benzer durumdayız Teşekkürler

You Berlin Berlin is going now thanks Berlin see you later I will be back tomorrow by the

Berlin Berlin şimdi gidiyor teşekkürler Berlin sonra görüşürüz ben döneceğim yarın bu

way for those who are wondering you can catch me here live on YouTube every day during April

arada merak edenler için beni nisan ayı boyunca her gün youtube canlı yayında yakalayabilirsiniz

so I will be with you every single day during April from 2 p.m. UK time and there now you

yani nisan ayı boyunca her gün saat 14:00'ten itibaren sizlerle olacağım. Birleşik Krallık zamanı ve orada şimdi

can see the lovely view from the top of my house and look you can see all of the lovely

evimin tepesinden güzel manzarayı görebilirsin ve bak gökyüzündeki tüm güzel

clouds in the sky everything is looking very nice everything is looking beautiful here

bulutları görebilirsin her şey çok güzel görünüyor burada İngiltere'de her şey çok güzel görünüyor

in England so if it is your first time watching please say hello you don't have to be shy

yani eğer ilk kez izliyorsan lütfen merhaba deyin utangaç olmanıza gerek yok canlı yayınlarıma katılmak

I know there are lots of people who like to join my live streams however they never say

isteyen çok kişi olduğunu biliyorum ama asla merhaba demezler

hello they always stay very shy so don't worry you don't have to be shy you don't have to

hep utangaç kalırlar merak etmeyin utanmanıza gerek yok siz yapmayın '

worry if you want to say hello you are more than welcome to do so I'm quite a friendly

Merhaba demek istersen endişelenmene gerek yok, hoşgeldin, bu yüzden oldukça arkadaş canlısı bir

person really hello also to George George Theo Karras hello to you as well thanks also

insanım gerçekten George George Theo Karras'a da merhaba sana da merhaba

to vous new Joe who is watching in Vietnam we have Vietnam watching hello Vietnam hello

Vietnam'da izleyen yeni Joe'ya da teşekkürler merhaba Vietnam merhaba bay'ı izleyen Vietnam'ımız var

mr. Duncan you are very lucky to have that view in front of yours thank you for showing

. Duncan, bu manzaranın önünde olduğun için çok şanslısın, gösterdiğin için teşekkür ederim,

it you are welcome what is the filling inside your cake I think maybe you mean jaffa cakes

hoşgeldin, kekinin içindeki dolgu nedir, sanırım belki de jaffa keklerini kastediyorsun, bu yüzden

so inside the jaffa cake inside the jaffa cake there is orange very nice so orange is

jaffa kekinin içinde jaffa kekinin içinde portakal var çok güzel yani portakal,

the flavor that is inside the jaffa cake can you hear the birds they sound very excited

yafa pastasının içindeki lezzettir kuş seslerini duyabiliyor musun çok heyecanlı

will Steve be with you tomorrow yes he will I'm back tomorrow I will be with you from

Steve yarın seninle olacak mı evet o gelecek yarın öğleden sonra 2:00'den itibaren seninle olacağım.

2:00 p.m. UK time and I will say this again for those who don't know I am going to be

İngiltere zamanı ve bilmeyenler için bunu tekrar söyleyeceğim,

with you every day so every single day during April I will be with you do you have any series

her gün sizinle olacağım yani nisan ayı boyunca her gün sizinle olacağım çocuklar için herhangi bir diziniz var mı

for children my daughter is about eight and she loves to watch your live streams but I'm

kızım sekiz yaşlarında ve çok seviyor canlı yayınlarınızı izlemek için ama söylediğiniz

not sure she should she could capture everything you are saying well I don't make lessons for

her şeyi iyi yakalayabileceğinden emin değilim. Çocuklar için dersler yapmıyorum ancak

children however quite often because of my colourful character and because I tend to

renkli karakterim ve

show things that are very colourful and bright a lot of people do like to watch my lessons

çok renkli ve parlak şeyler gösterme eğiliminde olduğum için oldukça sık Birçok insan derslerimi

with children so it is up to you really your camera is very good mr. Duncan thank you very

çocuklarla birlikte izlemekten hoşlanır, bu yüzden size kalmış gerçekten kameranız çok iyi bayım. Duncan çok teşekkür ederim

much I am using my little phone so this is my phone he won't watching me on at the moment

küçük telefonumu kullanıyorum yani bu benim telefonum şu anda beni izlemeyecek buna

can you believe it so I'm actually using my little tiny phone to talk to you at the moment

inanabiliyor musun bu yüzden şu anda seninle konuşmak için küçük minik telefonumu kullanıyorum

it is my old iPhone very old so this isn't a new iPhone this is actually a very old iPhone

o benim eski iPhone çok eski yani bu yeni bir iPhone değil bu aslında merak edenler için çok eski bir iPhone

for those who are wondering Thank You beet trees Thank You Noemi thank you very much

Teşekkürler pancar ağaçları Teşekkürler Noemi

for all of you today I'm quite overwhelmed because so many people are actually now joining

hepiniz için çok teşekkür ederim bugün oldukça bunaldım çünkü çok fazla insan aslında şimdi

me and it is nice to see you here today thank you very much I do appreciate your company

bana katılıyor ve bugün sizi burada görmek güzel çok teşekkür ederim arkadaşlığınız için minnettarım

I do like being here with you and I hope you like it as well wherever you are watching

burada sizinle birlikte olmayı seviyorum ve umarım siz de beğenirsiniz dünyanın neresinde olursanız olun

in the world and whatever you are doing right now Thank You Katherine that's very kind of

ve ne yapıyorsanız doğru yapın Şimdi Teşekkürler Katherine, çok

you thank you also to RHS thank you all for your wonderful company today so 2 p.m. tomorrow

naziksiniz, RHS'ye de teşekkürler, bugün harika şirketiniz için hepinize teşekkürler, yani 14:00. yarın

I will be here on YouTube live don't forget to give me a thumbs up before you go please

YouTube'da canlı yayında olacağım gitmeden önce bana bir başparmak vermeyi unutmayın lütfen

can you give me a lovely thumbs up and also you can share as well so please I will give

bana güzel bir beğeni verir misiniz ve siz de paylaşabilirsiniz bu yüzden lütfen

you one last look behind me for those who are wondering mr. Duncan where are you so

onlar için arkama son bir kez bakacağım. merak edenler Sn. Duncan neredesin

here is the view behind me one more time for those who are interested and maybe also for

işte ilgilenenler için bir kez daha arkamdaki manzara ve belki ilgilenmeyenler için de

those who are not interested there is the view right now behind me I hope you are enjoying

şu an arkamdaki manzara var umarım beğenirsiniz bak

it look at that we are having a beautiful day here in the UK and there is the beautiful

güzel bir gün geçiriyoruz Birleşik Krallık'ta bir gün geçirdim ve

sky above my head and there is there not so beautiful sight which unfortunately is my

başımın üzerinde güzel bir gökyüzü var ve ne yazık ki yüzüm olan o kadar güzel bir manzara yok ki

face thank you very much for your lovely comments mr. Duncan your cap really does suit you thank

güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim bayım . Duncan şapkan sana gerçekten çok yakışmış çok teşekkür ederim

you very much yes for those who are wondering I am now talking to you live from England

merak edenler için evet şu an sizinle İngiltere'den canlı yayında konuşuyorum

the United Kingdom hello also to UK La noob I love that word noob if a person is newbie

Birleşik Krallık'a da merhaba La noob Bu çaylak kelimesini seviyorum eğer bir kişi çaylaksa

it's something if they are doing something that they haven't done before we will say

bu bir şeydir. daha önce yapmadıkları bir şeyi yapmak onların çaylak olduğunu söyleyeceğiz

that they are a newbie newbie have you ever heard that expression newbie you are a newbie

çaylak ifadesini hiç duydunuz mu çaylak siz bir çaylaksınız

a new person thank you very much to Florence thank you very much also to grace thank you

yeni bir insan Florence'a çok teşekkür ederim ayrıca zarafete de çok teşekkür ederim

to everyone so many people have joined me here today I feel very happy to have you with

herkese çok teşekkür ederim bugün burada birçok kişi bana katıldı, benimle birlikte olduğunuz için çok mutluyum

me and I hope you feel the same way as well do you have to wear a face mask mr. Duncan

ve umarım siz de aynı şekilde hissediyorsunuzdur, yüz maskesi takmak zorunda mısınız bayım? Duncan

no we don't have to wear our face masks here but we do have to stay very far from other

hayır, burada yüz maskelerimizi takmak zorunda değiliz ama diğer insanlardan çok uzak durmalıyız bu

people so one of the big rules here in England is we have to stay very far away from other

yüzden İngiltere'deki en büyük kurallardan biri diğer insanlardan çok uzak durmak zorundayız

people and because of that we don't have to wear our face masks so that is something we

ve bu yüzden takmıyoruz. ' Yüz maskelerimizi takmak zorundayız, bu

don't have to do and of course I'm in the countryside so I suppose I'm quite lucky because

yapmak zorunda olmadığımız bir şey ve tabii ki kırsaldayım, bu yüzden oldukça şanslıyım çünkü

I don't have to actually worry about it because I live in the countryside so that's where

aslında bunun için endişelenmeme gerek yok çünkü yaşıyorum kırsal kesimde, yani

I am at the moment a lot of people seem very interested to find out where I am I'm in England

şu anda bulunduğum yer orası, pek çok insan nerede olduğumu öğrenmekle çok ilgileniyor gibi görünüyor, İngiltere'deyim

and I will be going in a moment thank you very much for your company Thank You IRA sure

ve birazdan gideceğim, şirketiniz için çok teşekkür ederim. Teşekkürler IRA, elbette

thank you all so 2x black gotcha thank you very much I hope you enjoyed this lesson I

teşekkürler. hepsi bu kadar 2x siyah yakaladım çok teşekkür ederim umarım bu dersten keyif almışsınızdır

teach English I talk about all sorts of subjects but during this very strange period of time

ingilizce öğretiyorum her türden konu hakkında konuşuyorum ama bu çok garip zaman diliminde

I am also here to share my time with you and hopefully you with me thank you very much

ayrıca zamanımı sizinle paylaşmak için buradayım ve umarım siz de benimle teşekkür ederim

for your company thank you everyone thanks for watching I am going now I've been here

arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim herkese izlediğiniz için teşekkürler şimdi gidiyorum buradayım şimdi

I've just realised I've been here for two and a half hours I can't believe it I've actually

farkettim iki buçuk saattir buradayım inanamıyorum aslında

been here for two and a half hours talking to you from the roof of my house I can't believe

iki gündür buradayım ve yarım saat evimin damından seninle konuşurken inanamıyorum

it anyway I'm going now I must go for two reasons one I'm very thirsty and two I'm very

zaten şimdi gidiyorum iki nedenden dolayı gitmeliyim bir çok susadım ve iki çok

cold and three I have to go in spend a penny that's what I have to do now you see I have

üşüdüm ve üç gitmeliyim bir kuruş harcamak şimdi yapmam gereken bu,

to go and spend a penny if you've been watching you will know exactly what I'm talking about

gidip bir kuruş harcamam gerektiğini görüyorsunuz, eğer izliyorsanız tam olarak neden bahsettiğimi anlayacaksınız

Thank You mr. Duncan Thank You Hiroko thank you thank you also to you cuny Korena thank

Teşekkürler bay. Duncan Teşekkür ederim Hiroko teşekkür ederim sana da teşekkür ederim kurnaz Korena

you also to I can see there is a crow behind you oh yes

da teşekkür ederim arkanda bir karga olduğunu görebiliyorum oh evet

can you see there is a little bird over there sitting on the branch oh he's gone he just

orada dalda oturan küçük bir kuş var görebiliyor musun oh o gitti uçup gitti

flew away I think he's very shy I think that bird is shy I think so that's why he flew

ben bence o çok utangaç bence o kuş utangaç sanırım bu yüzden uçup gitti

away thanks a lot for your company thank you thank you her when thank you so many people

şirketiniz için çok teşekkür ederim ona teşekkür ederim o kadar çok kişiye teşekkür ederken

I am completely I am completely overwhelmed by your company today thank you very much

ben tamamen bugün şirketinize tamamen bunaldım çok teşekkür ederim

for joining me I'm back tomorrow 2 p.m. UK time give me a thumbs up before I go and put

bana katıldığın için yarın 2'de geri dönüyorum. Birleşik Krallık zamanı, gitmeden önce bana bir başparmak işareti verin ve

a big smile on my face at the same time hello Noddy or no D hello no D can you please say

aynı zamanda yüzüme kocaman bir gülümseme koyun merhaba Noddy veya hayır D merhaba hayır D lütfen adımı söyleyebilir misiniz ve

my name an oh dear hello no dear and also goodbye - no dear because I'm going now have

oh canım merhaba hayır canım ve ayrıca hoşça kal - hayır canım çünkü ben ben şimdi gidiyorum

a good evening mr. Duncan goodbye to Martha in Poland goodbye to pappi goodbye Vitesse

iyi akşamlar Duncan Polonya'da Martha'ya veda etti pappi'ye veda etti Vitesse'ye veda etti aman

oh my goodness so many people here today I don't know where to begin so many people see

tanrım bugün burada o kadar çok insan var ki Nereden başlayacağımı bilmiyorum o kadar çok insan

you tomorrow mr. jaffa cakes man i will i will be here tomorrow and mr. Steve will be

yarın görüşürüz bayım. jaffa cakes adamım yarın burada olacağım ve Mr. Steve

here as well 2 p.m. UK time tomorrow and of course every day I will be with you here on

de öğleden sonra 2'de burada olacak. İngiltere saatiyle yarın ve tabii ki her gün

YouTube during this crazy time and of course until tomorrow see you later have a great

bu çılgın zamanda burada YouTube'da sizinle olacağım ve tabii ki yarına kadar daha sonra görüşmek üzere harika bir

day have a great morning wherever you are watching in the world this is mr. Duncan in

gün geçirin harika bir sabah geçirin dünyanın neresinde izliyorsanız izleyin bu bay. Duncan,

the birthplace of the English language which is of course England saying thanks for watching

İngiliz dilinin doğum yeri olan İngiltere'de, izlediğiniz için teşekkürler,

thanks for joining me and of course until tomorrow you know what's coming next yes you do

bana katıldığınız için teşekkürler ve tabii ki yarına kadar sırada ne olacağını biliyorsunuz evet, daha sonra

see you later stay safe and of course...

görüşürüz, güvende kalın ve tabii ki...

ta ta for now

şimdilik ta ta.