LIVE FRIDAY FUN - English Addict - 84 / 12th June 2020 / Weird Words / Sentence Game & Mr Duncan

here we are again it's another English addict live stream I

işte yine beraberiz yine bir ingilizce bağımlısı canlı yayındayız

hope you are feeling okay today here we go again yes we are all together again

umarım iyisinizdir bugün yine başlıyoruz evet yine hep beraberiz

as live as life can be from the birthplace of the English language yes

hayat olabildiğince canlı ingilizcenin doğduğu yerden evet

it is English addict live coming to you from

ingilizce bağımlısı canlı yayında karşınıza çıkıyor

Oh surprise surprise it's England

Oh sürpriz sürpriz burası İngiltere

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today

herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

are you ok I hope so are you feeling happy are you happy today I hope you are

umarım mutlusundur bugün mutlusundur

not feeling outraged by anything today because we would appear to be living in

a very strange age where everyone is becoming outraged by something so I hope

bu yüzden umarım

you are not feeling too outraged by anything today I feel okay not too bad

bugün herhangi bir şeye çok öfkelenmiyorsundur kendimi iyi hissediyorum çok da kötü değil

yes we have made it once more to the end of the week it's Friday

evet bir kez daha haftanın sonuna geldik bugün cuma

can you see what I've got here? I have my lovely box of delights inside here is

burada neyim var görüyor musun? İçinde güzel bir lokum kutum var, burada

something lovely something gorgeous something delicious now I'm not talking

güzel bir şey harika bir şey lezzetli bir şey şimdi

about mr. Steve I'm talking about a certain type of food in this box we will

Bay'dan bahsetmiyorum. Steve, bu kutuda belirli bir yiyecek türünden bahsediyorum, lokum

take a look at what is in my box of delights a little bit later on but

kutumun içinde ne olduğuna biraz sonra bakacağız ama

meanwhile we have other things to do yes for those who don't know who I am my

bu arada yapacak başka işlerimiz var evet, kim olduğumu bilmeyenler için evet benim

name is mr. Duncan I teach English on YouTube I've been doing this for ever

adım bay Duncan YouTube'da İngilizce öğretiyorum Bunu çok uzun zamandır yapıyorum ne zamandır

such a long time how long are here you ask I've been

buradasın diye soruyorsun

doing this for nearly 14 years 14 years on YouTube that's a very long sentence

Bunu yaklaşık 14 yıldır YouTube'da 14 yıldır yapıyorum bu çok uzun bir cümle bu

to serve by the way a very long one indeed so that's what I do I talk about

arada çok gerçekten uzun yani ben öyle yapıyorum ingilizce hakkında konuşuyorum

the English language however you will notice I'm not like other English

ama fark edeceksiniz diğer ingilizce

teachers I'm not sexy I'm not young I don't have a fast car I I don't go on

öğretmenleri gibi değilim seksi değilim genç değilim hızlı arabam yok devam etmiyorum

foreign holidays all around the world showing off my Beach Resort I don't do

dünyanın her yerindeki yabancı tatiller Beach Resort'umu gösteriyorum Gördüğünüz

that you see I don't do any of those things I stand here in my little studio

gibi yapmıyorum Bunların hiçbirini yapmıyorum Burada İngiltere'deki küçük stüdyomda

in England talking about English and of course I'm here with you when mr. Duncan

İngilizce hakkında konuşuyorum ve tabii ki ne zaman sizinleyim Bay. Duncan

when are you here with us I'm here with you every Sunday Wednesday

ne zaman burada bizimlesin Her pazar çarşamba

and Friday from 2 p.m. UK time is when you can find me Sunday Wednesday and

ve cuma saat 14:00'ten itibaren buradayım. Birleşik Krallık zamanı, Pazar, Çarşamba ve Cuma günleri beni bulabileceğiniz zamanlar, ki bu

Friday which is today yes the weekend is just around the corner

bugün, evet hafta sonu yaklaşıyor,

I hope you're feeling ok Steve right now as I talked to you Steve is outside

umarım iyi hissediyorsunuzdur Steve şu anda seninle konuşurken Steve dışarıda

however

ancak

he is having a breath of fresh air whilst eating a sandwich

temiz hava alıyor Sandviç yerken

however Steve yesterday yesterday evening Steve was outside doing some

Steve dün akşam Steve dışarıda biraz

work and during the night we had a lot of rain and if you look now you will see

iş yapıyordu ve gece çok yağmur yağdı ve şimdi bakarsanız

that mr. Steve has covered some of the work that he's been doing so now he's

Mr. Steve yapmakta olduğu işlerin bir kısmını halletti, bu yüzden şimdi

putting cement cement in between all of those pieces of concrete to keep them in

tüm bu beton parçalarının arasına onları yerinde tutmak

place and also to stop the grass and the weeds from growing through them but last

ve ayrıca çimlerin ve yabani otların içlerinden büyümesini durdurmak için çimento çimentosu koyuyor ama dün

night we had a lot of rain so mr. Steve has put some tarpaulin I love that word

gece çok şey yaptık. yağmur yani bay Steve biraz branda koydu Bu branda kelimesini seviyorum, bir

tarpaulin it is a type of thick material that you use for covering things and it

şeyleri örtmek için kullandığınız kalın bir malzeme türüdür ve

protects all of the surfaces all of the things that you want to keep dry it

tüm yüzeyleri korur, kuru tutmak istediğiniz her şeyi

protects them from the rain and there you can see mr. Steve has to put cement

yağmurdan korur ve orada yapabilirsiniz bay görmek Steve,

in between all of those pieces of concrete look at that all of that so

tüm bu beton parçalarının arasına çimento koymalı, tüm bunlara bakın, böylece

over the next few days Steve is going to be filling all of those small gaps with

önümüzdeki birkaç gün içinde Steve tüm bu küçük boşlukları çimentoyla dolduracak,

cement good luck with that mr. Steve good luck with that

o bay ile iyi şanslar. Steve o sevgili Bay ile iyi şanslar

dear mr. Steve has a big job a very big job to do by the way Steve will be with

. Steve'in büyük bir işi var bu arada Steve

us on Sunday don't forget every Sunday I'm here as well and it isn't just me on

Pazar günü bizimle olacak unutma her Pazar ben de buradayım ve pazar günü sadece ben değilim

Sunday because you have mr. Steve as well joining us sharing our love of the

çünkü bayınız var. Steve de bize katılarak İngilizceye olan sevgimizi paylaşıyor

English language because we are all English addicts and for those who were

çünkü hepimiz İngiliz bağımlısıyız ve

asking the other day look you can see now there is a clock on the screen

geçen gün soranlara bakın şimdi ekranda bir saat var,

people always say mr. Duncan you never listen to our suggestions I do and there

insanlar hep mr diyorlar. Duncan, önerilerimizi asla dinlemezsin, dinliyorum ve bak

look you see your suggestion has been noted and I've taken action because now

önerinin dikkate alındığını görüyorsun ve harekete geçtim çünkü artık

we have a lovely clock you can see it's 11 minutes past two o'clock here in the

harika bir saatimiz var, bunu kanıtlamak için Birleşik Krallık'ta saatin ikiyi 11 geçtiğini görebiliyorsun.

UK to prove that this is definitely live thanks for joining me today we also have

bu kesinlikle canlı bana katıldığınız için teşekkürler bugün

the live chat I can't forget the live chat how how can I forget a live chat I

canlı sohbetimiz de var canlı sohbeti unutamıyorum canlı sohbeti nasıl unutabilirim

really can't I will say hello to you in a moment coming up today we have we have

gerçekten yapamam bugün birazdan merhaba diyeceğim size merhaba diyeceğim

our strange English words it is something that has become traditional

bizim garip İngilizce kelimelerimiz var bu

for Friday we also have the sentence game today the sentence game will be all

cuma günleri için geleneksel hale gelen bir şey ayrıca cümle oyunumuz da var bugün cümle oyunu tamamen

about parts of the body Oh mr. Duncan I hope you don't use any rude words like

vücudun bölümleriyle ilgili olacak Ah bayım. Duncan umarım çarşamba günü yaptığın gibi kaba sözler kullanmazsın

you did on Wednesday did you see Wednesday I I played an excerpt from one

çarşambayı gördün mü derslerimin birinden bir alıntı yaptım

of my lessons and there was there was some swearing in the lesson I forgot

ve derste biraz küfür vardı

that there was some swearing in that lesson but it went out and of course I

o derste biraz küfür olduğunu unuttum ama dışarı çıktı ve tabii ki yağmur

did apologize for all those who were out rain

yağdıran herkesten özür diledim neyse ki

by it fortunately no one was no one was offended by it well I suppose we all do

kimse buna gücenmedi iyi sanırım hepimiz yapıyoruz

it we all say naughty words from time to time we all swear I think so I do it

ara sıra edepsiz sözler söylüyoruz hepimiz yemin ediyoruz bence öyle ben

sometimes I'm sure you do it you might be doing it now whilst I'm talking to

bazen yapıyorum eminim sen de yapıyorsundur şu anda ben seninle konuşurken yapıyor olabilirsin

you you might be swearing at your computer

bilgisayar ekranına küfrediyor olabilirsin

screen oh no not that bloody idiot again I can't stand him that sort of thing

hello to the live chat I don't want to forget you oh we are going to look at

canlı sohbete sizi unutmak istemiyorum oh

some popular English meals this is one of the questions I'm often asked about

bazı popüler İngiliz yemeklerine bakacağız bu bana İngiltere hakkında sıkça sorulan sorulardan biri bayım

England mr. Duncan what do English people eat well of

. Duncan, İngilizler neleri iyi beslerler,

course the obvious answer is food however there are certain types of food

elbette, bariz cevap yemektir, ancak bu ülkede epeyce yenilen belirli yiyecek türleri vardır, bu yüzden ben de buna

certain things that are eaten quite a lot in this country so that's what I'm

going to look at as well we have the sentence game as I mentioned we have

bakacağım, biz de şu şekilde bir cümle oyununa sahibiz:

weird words we will also be looking at an excerpt from my first ever full

Garip kelimelerimiz olduğundan bahsetmiştim, ayrıca ilk tam İngilizce dersimden bir alıntıya bakacağız,

English lesson the first ever one do you remember all those years ago when I

ilki hatırlıyor musun, yıllar önce

started making my full English lessons also we will be looking at an excerpt

tam İngilizce derslerimi vermeye başladığımda, ayrıca birinden bir alıntıya bakacağız.

from one of my lessons all about senses the senses how many senses do we have

Derslerimin hepsi duyularla ilgili, kaç tane duyumuz var

most people accept that we have five senses however there are some people who

çoğu insan beş duyumuz olduğunu kabul ediyor ama bazı insanlar

believe that there is a sixth sense some people believe you can hear the spirits

altıncı hissin var olduğuna inanıyor bazı insanlar duyabildiğine inanıyor ruhlarla

you can get in touch with the other side what about you do

temasa geçebiliyorsun diğer taraf peki ya sen bugünlerde pek

you believe that not not many people do nowadays for some reason we have all or

çok insanın yapmadığına inanıyor musun nedense hepimize sahibiz ya da

we are all slowly becoming enlightened isn't that nice

hepimiz yavaş yavaş aydınlanıyoruz o kadar da güzel değil bu

so the live chat Mohsen hello to you guess what you are first today on the

yüzden canlı sohbet Mohsen sana merhaba tahmin et bugün canlı yayında ilk sen nesin

live chat congratulations

sohbet tebrikler

I enjoyed that clap that was a good a good round of clapping there I hope you

o alkıştan keyif aldım orada iyi bir alkış turuydu umarım

enjoyed that hello mo soon richard grace chin hello

o merhaba anından keyif almışsınızdır richard grace chin merhaba

grace nice to see you here as well be trees

zarafet sizi burada görmek güzel ağaçların yanı sıra

Victoire hello mr. Duncan I am from Poland

victoire merhaba bay. Duncan, ben Polonyalıyım,

hello Poland apparently it is hot at the moment in Poland guess what it is quite

merhaba Polonya, görünüşe göre Polonya'da şu anda hava sıcak, tahmin edin burası oldukça

warm here however if we look outside so this is the back garden at the moment

sıcak, ancak dışarıya bakarsak, burası arka bahçe şu anda

you can see it isn't raining however we have had a lot of rain even though today

yağmur yağmadığını görebilirsiniz, ancak bir gün geçirdik. çok yağmurlu olmasına rağmen bugün hava

it is very cloudy slightly windy overcast there is no Sun but it is quite

çok bulutlu hafif rüzgarlı bulutlu Güneş yok ama hava oldukça

warm so over the next few days we are going to have some very warm weather

sıcak bu nedenle önümüzdeki birkaç gün içinde hava çok sıcak olacak

unfortunately it's not going to be sunny in fact it would appear that we are

maalesef hava güneşli olmayacak aslında öyle görünüyor

going to get a lot of rain over the next few days which isn't good news I know

önümüzdeki birkaç gün çok yağmur yağacak, bu iyi bir haber değil

it's not good news it is summertime and at this time of year we are supposed to

Bunun iyi bir haber olmadığını biliyorum, yaz mevsimi ve yılın bu zamanında

be enjoying the warm sunshine however all we are enjoying at the moment is

sıcak güneşin tadını çıkarmamız gerekiyor, ancak tüm keyfimiz burada. şu an

the warm rain no okay you can't do much about the weather early oh by the way

ılık yağmur hayır tamam erken hava durumu hakkında fazla bir şey yapamazsınız oh bu arada

some exciting news a lot of people getting excited next Monday the shops

bazı heyecan verici haberler birçok insan heyecanlanıyor önümüzdeki Pazartesi dükkanlar

are reopening everyone we can all run out and buy things again here in England

yeniden açılıyor herkes hepimiz tükenip burada İngiltere'de yeniden bir şeyler alabiliriz o kadar

isn't that exciting are you excited oh I can't wait and as a way of prepared

heyecan verici değil mi heyecanlısın oh bekleyemem ve

preparing us as a way of preparing us for this big event the UK government has

bizi bu büyük etkinliğe hazırlamanın bir yolu olarak İngiltere hükümeti

sent these to our houses now I wasn't sure what it was

bunları evlerimize gönderdi şimdi ne olduğundan emin değildim

this morning when I when it came from my letterbox I thought it was one of mr.

Bu sabah posta kutumdan geldiğinde, Mr.

Steve's Cod pieces because mr. Steve has some underwear that looks like this you

Steve'in Cod parçaları çünkü mr. Steve'in gördüğün gibi görünen bir iç çamaşırı var,

see so I thought this was a piece of mr.

ben de bunun bir Mr.

Steve's underwear but apparently it isn't this is the face mask that the

Steve'in iç çamaşırı ama görünüşe göre bu değil,

British government has sent for me to wear if I go outside if I go into the

İngiliz hükümetinin takmam için gönderdiği yüz maskesi, eğer dışarı çıkarsam, sokağa çıkarsam,

street if I go near any other human being why would I do that I have to put

başka bir insanın yanına gidersem, neden yapayım ki bunu koymak zorundayım.

this on although I'm not sure where it goes

bu, nereye gittiğinden emin olmasam da

does it go over my face or does it go somewhere else it looks like it looks

yüzümden mi geçiyor yoksa başka bir yere mi gidiyor

like something you would wear on the beach fortunately to stop me from

kumsalda giyeceğiniz bir şeye benziyor neyse ki kafamı

getting confused the government have sent a very useful thing to me so this

karıştırmamak için hükümet çok faydalı bir şey gönderdi bana bir şey, yani bu,

is a piece of paper that came with that item would you like to see what they

o öğeyle birlikte gelen bir kağıt parçası, ne gönderdiklerini görmek ister misiniz,

sent this is it instructions on how to wear a face

bu, yüzü kapatan bir kumaşın nasıl giyileceğine ilişkin talimatlardır.

covering a cloth face covering should cover your mouth

knows while allowing you to breathe comfortably it can be as simple as a

scarf or a bandana that ties behind the head wash your hands or use hand

atkı veya başın arkasından bağlanan bir bandana kadar basit olabilir, giymeden önce, çıkardıktan sonra ve kullandıktan sonra ellerinizi yıkayın veya el dezenfektanı kullanın,

sanitizer before putting it on and after taking it off and after use this is very

bu çok

useful information isn't it are you enjoying this avoid touching your eyes

yararlı bir bilgi değil mi, bundan zevk alıyor musunuz? gözler

nose or mouth at all times and store used face coverings in a plastic bag

burun veya ağız her zaman ve kullanılmış yüz maskelerini

until you have an opportunity to wash them but do you have to wash the plastic

yıkama fırsatı bulana kadar plastik bir torbada saklayın ama plastik

bag as well they don't tell is that they don't tell us what to do with the

torbayı da yıkamanız gerekiyor mu söylemezler, bize ne yapacağımızı söylemezler

plastic bag so maybe we have to put the plastic bag inside another plastic bag I

plastik poşetle yap o yüzden belki plastik poşeti başka bir plastik poşetin içine koymalıyız

don't know don't touch the front of the face covering or the part of the face

bilmiyorum yüz koruyucunun ön kısmına veya yüz

covering that has been in contact with your mouth and nose once removed make

koruyucunun ağzınız ve burnunuzla temas eden kısmına dokunmayın çıkardıktan sonra

sure you clean any surfaces the face covering has touched oh this is a lot of

yüz koruyucunun temas ettiği tüm yüzeyleri temizlediğinizden emin olun oh bu çok fazla

information I'm not sure if I can remember all of this you should wash a

bilgi Tüm bunları hatırlayabildiğimden emin değilim bir

face covering regularly it can go with the laundry so I suppose I could put my

yüz koruyucuyu düzenli olarak yıkamalısınız çamaşırla birlikte gidebilir, bu yüzden sanırım yapabilirim

face mask in with my underwear I just hope I don't get it mixed up I don't

yüz maskemi iç çamaşırıma tak sadece umarım karıştırmam

walk around the town with my underpants over my face it can go in with the other

laundry using your normal detergent oh that's good so I don't have to buy any

herhangi bir özel çamaşır tozu almak zorunda değilsin,

special washing powder that's good when wearing a face covering take care to

yüz maskesi takarken işe yarar, açıkta kalmış uçları

tuck away any loose ends I'm not sure what they mean by that

kapatmaya dikkat et, bununla ne demek istediklerinden emin değilim,

what loose ends do you mean do you mean the string that

hangi gevşek uçları kastediyorsun,

holds it onto your face there's some more information here is well they've

onu tutan ipi mi kastediyorsun? yüzünüz burada biraz daha fazla bilgi var, iyi,

sent even more information and this is very kind that the British government

daha fazla bilgi gönderdiler ve bu çok nazik, İngiliz hükümetinin

has sent a lovely thank-you letter thank you for your flexibility in

güzel bir teşekkür mektubu göndermesi,

working from home over the past twelve weeks we know that it has been

son on iki hafta boyunca evden çalışma esnekliğiniz için teşekkür ederiz, biliyoruz ki

challenging for many and we appreciate your commitment in prioritizing the

birçokları için zorlu olmuştur ve

health and safety of your loved ones your colleagues and the people and

sevdiklerinizin, meslektaşlarınızın ve hizmet sunduğumuz insanların ve

patients we serve to continue prior to prioritizing your safety and the safety

hastaların sağlığına ve güvenliğine öncelik verme taahhüdünüzü takdir ediyoruz, kendi güvenliğinize ve başkalarının güvenliğine öncelik vermeden önce devam etmeye devam edin.

of others you will find enclosed reusable cloth masks to use when you are

unable to socially distance please note that it is mandatory to wear face

sosyal mesafeyi koruyamadığınızda kullanın lütfen 15 Haziran'dan

coverings on public transport from the 15th of June mandatory that's a great

itibaren toplu taşıma araçlarında yüz maskesi takmanın zorunlu olduğunu unutmayın zorunlu bu harika bir

word mandatory or mandatory that word means something you have to do by law

kelime zorunlu veya zorunlu bu kelime kanunen yapmanız gereken bir şey anlamına gelir başka

you have no choice so if you go outside from the 15th of June you will have to

seçeneğiniz yok yani 15 Haziran'dan itibaren dışarı çıkarsan

wear a face mask you will have to cover up a face mask with a face mask put it

yüz maskesi takmak zorunda kalacaksın yüz maskesini yüz maskesiyle örtmen gerekecek

over your face that's where it goes it goes it goes on your face you see it's a

yüzünün üzerine koy oraya gidiyor yüzüne gidiyor görüyorsun bu bir

face mask so I thought maybe this was a pit was a pair of mr. Steeves underwear

yüz maske bu yüzden belki bu bir çukurdur diye düşündüm, bir çift baydı. Steeves iç çamaşırı

but it isn't it is a face mask one of the strange things of course what

ama öyle değil yüz maskesi garip şeylerden biri tabi ki

happens if you want to rob a bank do you take your face mask off so it's it the

banka soymak istersen ne olur yüz maskeni çıkarırsın yani tam

other way around now very confusing this is all so confusing for me I don't know

tersi şimdi çok kafa karıştırıcı bu çok kafa karıştırıcı benim için

about you it's very confusing for me hello Connell hello Francesca

seni bilmem benim için çok kafa karıştırıcı merhaba Connell merhaba Francesca

Maria Oh Maria say hello to Maria nice to see you here Maria also Beatriz

Maria Oh Maria Maria'ya merhaba de seni burada görmek güzel Maria ayrıca Beatriz

Zazu key is here Florence Anna Kobi who's now also to CB e B o66

Zazu anahtar burada Florence Şimdi de CB e B o66'da olan Anna Kobi

it's a very interesting name for your

bu bir takma adın için çok ilginç bir isim

your pseudonym as we say pseudonym oh I like that

takma ad diyoruz oh bunu sevdim

do you know what a pseudonym is a pseudonym is an assumed name it is a

takma adın ne olduğunu biliyor musun takma ad takma addır

name that you use maybe if you are in public or maybe if you have a certain

kullandığın bir addır belki toplum içindeyseniz veya belki belirli bir mesleğiniz varsa

profession perhaps a writer will have a pseudonym

belki bir yazarın bir takma adı

or a nom de plume do you like that is there anyone there are you outraged do

veya takma adı olacak, beğendin mi, orada kimse var mı, kızdın mı,

you know what I'm outraged by today I'm outraged because I can't find any

bugün neye kızdığımı biliyor musun, öfkeliyim çünkü hanım

ladyfingers I can't I've looked in the shops here in Much Wenlock I've been

parmağı bulamıyorum, yapamam' Burada, Much Wenlock'taki dükkanlara baktım

into all of the shops that sell food and I've asked if they have ladyfingers and

Yiyecek satan tüm dükkanları dolaştım ve kedi parmakları

they don't so I'm really annoyed that I can't have my ladyfingers my lovely

olup olmadığını sordum ve kedi parmaklarımı alamadığım için gerçekten sinirlendim. jölemin

sponge fingers that I want to put into my jelly but I can't unfortunately I

içine sokmak istediğim ama

can't do it it's not fair it's not fair yeah I'm outraged by that situation

yapamadığım o güzel sünger parmaklar ne yazık ki yapamıyorum bu adil değil bu adil değil evet bu duruma çok kızdım

hello Maria again hello also Mika hello Mika has anyone seen Luis Mendez I

merhaba Maria tekrar merhaba ayrıca Mika merhaba Mika Luis Mendez'i gören oldu mu?

haven't seen Luis I was a little worried on Wednesday because I haven't seen him

Luis'i görmedim Çarşamba günü biraz endişelendim çünkü onu görmedim

and normally Luis will send me a message he will send me a little

ve normalde Luis bana bir mesaj gönderecek, bana e-posta

just to let me know he's alright in my email box

kutumda iyi olduğunu bildirmek için biraz gönderecek

hello also franceska Tamas is here hello Thomas nice to see you oh here we go

merhaba ayrıca franceska Tamas işte merhaba Thomas seni gördüğüme sevindim oh işte başlıyoruz

it's English with I kept saying your name incorrectly I'm sorry

İngilizce ile sürekli adını yanlış söylüyorum özür dilerim

is it arc sha akshar English with arc sha have I said it right this time

arc sha akshar İngilizce ile arc sha doğru mu söyledim bu sefer

sometimes I can't pronounce the names it's not fair

bazen isimleri telaffuz edemiyorum değil adil

hello also Irene also valaria hello valaria we have a plant in our

merhaba ayrıca Irene ayrıca valaria merhaba valaria bahçemizde valaria adında bir bitkimiz var

garden called valaria hello also tomorrow and Michel Victorine thank you

merhaba ayrıca yarın ve Michel Victorine

very much for joining me today he'll main or hi man hi man nice to see

bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim o ana veya merhaba dostum merhaba adamım

you here today is it possible to learn English by myself yes it is there are

bugün sizi burada görmek mümkün mü İngilizceyi kendi kendime öğren evet kendi kendine

many ways of learning English on your own you can read listen write you can

İngilizce öğrenmenin bir çok yolu var okuyabilir dinleyebilir yazabilir

watch my english lessons and of course if you want to speak English as well you

ingilizce derslerimi izleyebilir ve tabii ki ingilizce konuşmak istiyorsan

can listen to your own voice record your voice and then play the sound of your

kendi sesini dinleyebilir sesini kaydedebilir ve sonra kendi

voice back so there are many ways of learning English on your own in fact you

sesini dinle böylece kendi kendine İngilizce öğrenmenin pek çok yolu var aslında bunu yapan

might find that there are many people who do that they actually study English

birçok insan olduğunu görebilirsin ama aslında kendi kendine İngilizce çalışıyorlar

by themselves although I think it would be useful to find someone else maybe a

ama başka birini bulmanın faydalı olacağını düşünüyorum belki İngilizce de öğrenmek

group of people who might also want to learn English as well you can share your

isteyebilecek bir grup insan İngilizceye olan sevginizi paylaşabilirsiniz,

love of the English language that is one of the reasons why I do this you see I

bunu yapmamın nedenlerinden biri de bu,

do this because I want to give you a chance to listen to English talk about

bunu yapıyorum çünkü size İngilizce konuşmaları dinleme şansı vermek istiyorum.

English learn English it's all about English because I am an

İngilizce hakkında İngilizce öğrenin her şey İngilizce ile ilgili çünkü ben bir

English addict and I have a feeling that you are as well hello Florence Florence

İngiliz bağımlısıyım ve sizin de öyle olduğunuza dair bir his var merhaba Florence Florence

mr. Steve works so hard you are right I don't disagree I think

Mr. Steve o kadar çok çalışıyor ki haklısın Ben

you are correct there Steve works very hard he does Julia mr. Duncan how old

aynı fikirde değilim Bence orada haklısın Steve çok çalışıyor Julia Mr. Duncan

were you when you started making your lessons I know what you're doing you're

derslerini vermeye başladığında kaç yaşındaydın ne yaptığını biliyorum

trying to find out how old I am I started making my lessons on YouTube in

kaç yaşında olduğumu öğrenmeye çalışıyorsun YouTube'da derslerime 2006'da başladım

2006 can you believe it 2006 do you remember way back in 2006

inanabiliyor musun 2006 2006'yı hatırlıyor musun

that there were so few things to worry about life was fantastic especially when

endişelenecek çok az şey vardı hayat harikaydı özellikle

you compare it to now I mean now I I have no idea what's going on at the

şimdiyle kıyasladığınızda yani şimdi ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok

moment I think I think we live on planet earth you're all feeling outraged about

sanırım dünya gezegeninde yaşıyoruz

something at the moment hello also Agustina nice to see you as

şu an merhaba Agustina da seni görmek güzel

well also we have Waldo hello Waldo boobies I don't know what you mean there

ayrıca Waldo'muz var merhaba Waldo memeler orada ne demek istediğini anlamıyorum

what are you saying I'm offended by that I'm outraged

darıldım buna kızdım

everyone's getting outraged today hello mister don't go please mr. Duncan can

bugün herkes kızıyor merhaba bayım yapma gidin lütfen bayım Duncan

you tell us is it necessary to learn English slang thank you or who were who

bize İngilizce argo öğrenmenin gerekli olup olmadığını söyleyebilir misiniz teşekkür ederim ya da kimler

were Bihar or behave domain I'm having difficulty pronouncing your names please

kimdi Bihar ya da davranış alanı İsimlerinizi telaffuz etmekte zorlanıyorum lütfen

don't shout at me well English slang is used however

bana iyi bağırmayın İngilizce argo kullanılıyor ama

it is not used very often don't confuse slang with idioms slang is when we use a

çok sık kullanılmıyor argoyu deyimlerle karıştırmayın argo,

certain word regularly in a certain way but not its original use however idioms

belirli bir kelimeyi belirli bir şekilde düzenli olarak kullandığımız, ancak orijinal kullanımını kullanmadığımız zamandır, ancak deyimler İngilizce'de

you will find idioms used a lot more often in English so slang you might find

çok daha sık kullanılan deyimler bulacaksınız, bu nedenle argo,

that slang certain slang terms are only used in very small areas so yes slang I

argonun belirli argo terimlerinin yalnızca çok küçük alanlarda kullanılıyor yani evet argo

think it's useful idioms very useful hello also to Latif hello Latif nice to

deyimler bence çok faydalı

see you I am watching in oh man hello to you in oh man nice to see you here as

well it is humid here right now says soo Jin to be honest with you it's quite

Soo Jin, sana karşı dürüst olmak gerekirse,

humid here in the studio because I have my lights switched on

stüdyoda oldukça nemli çünkü ışıkları yaktım diyor

hello also to Florence fly or die hello to you as well

Floransa'ya da merhaba uç ya da öl sana da merhaba

sujin says our government has given us face masks as well I'm still not sure if

sujin devletimizin bize de yüz maskeleri verdiğini söylüyor ben hala değilim tabi

this is mr. Steeves underwear or not it doesn't smell like it hello - Reshma and

bu baysa Steeves iç çamaşırı ya da değil, öyle kokmuyor merhaba - Reshma ve

hello to everyone we are now caught up with the live chat hello Adrian as well

herkese merhaba, şimdi canlı sohbete yakalandık merhaba Adrian,

watching in Mexico hi to you also a lot of things coming up we have a very busy

Meksika'da da izliyorum, size de merhaba, pek çok şey geliyor, çok yoğun bir

lesson today I must be honest with you we have a very busy lesson lots of

dersimiz var. Bugün size karşı dürüst olmalıyım, çok yoğun bir dersimiz var, size

things to show you would you like to have a look at some popular British

gösterecek çok şeyimiz var, bazı popüler İngiliz

meals would you now this is something I've been asked about quite a few times

yemeklerine bir göz atmak ister misiniz, şimdi bu bana epeyce sorulan bir soruydu

and I thought today well first of all I love food there is

ve ben de düşündüm. bugün öncelikle yemeği seviyorum

some food in this box by the way but do you know what is in this box I will show

bu kutuda biraz yiyecek var bu arada ama bu kutuda ne var biliyor musunuz

you later on don't go away but we are also going to have a look at

sonra göstereceğim gitmeyin ama bir de İngilizlere bir göz atacağız

some British meals meals that we often have here in the UK so these are meals

yemekler Birleşik Krallık'ta sık sık yediğimiz yemekler yani bunlar

that are sometimes eaten at certain times of the day or maybe they are

bazen günün belirli saatlerinde yenen yemeklerdir veya belki bunlar popüler

certain types of meals that contain a popular type of food there is one

bir yiyecek türü içeren belirli türde yemeklerdir,

particular type of food that the British love very much maybe even - two types of

İngilizlerin sevdiği belirli bir yiyecek türü vardır. çok belki hatta - burada

food that British people love very much here is one of them by the way I should

İngilizlerin çok sevdiği iki yemek türü de bunlardan biri bu arada

warn you because I don't want people to become outraged by these pictures there

sizi uyarmalıyım çünkü insanların bu resimlere kızmasını istemiyorum

will be some meat we do like eating meat here in the UK we are a we are a nation

biraz et olacak biz et yemeyi seviyoruz Birleşik Krallık'ta biz

of meat eaters so some of these meals do contain meat I'm saying it now so please

et yiyen bir milletiz, bu yüzden bu yemeklerin bazıları et içerir, şimdi söylüyorum, lütfen

don't become out please don't shout at me don't shoot the messenger as we say

dışarı çıkmayın, lütfen bana bağırmayın, haberciyi biz gibi vurmayın.

here's the first one so this is something that we eat on Sunday Sunday a

işte ilki, bu Pazar günü yediğimiz bir şey,

lot of people will sit down together as a family and they will share their

birçok insan bir aile olarak bir araya oturacak ve

Sunday roast Sunday roast so it is popular on Sunday to sit down

Pazar rostosunu paylaşacaklar, bu yüzden Pazar günü

with the family completely together and you will have your Sunday roast dinner

aile ile tamamen bir arada oturmak popüler ve Pazar akşam yemeğinizi

quite often you will have some green vegetables potatoes you can see there

oldukça sık yiyeceksiniz, biraz yeşil sebzeniz olacak, patatesler, görebiliyorsunuz,

there is some some beef so the meat on the plate there is beef and normally

biraz dana eti var, bu nedenle tabaktaki et dana eti ve normalde dana

when you have beef you have a certain thing on the side of your plate

eti yediğinizde yanınızda belirli bir şey var. tabakta

the Yorkshire pudding have you ever seen a Yorkshire pudding so that is what we

Yorkshire pudingi gördünüz mü hiç Yorkshire pudingi gördünüz mü, bu bizim

often have in the weekend a Sunday roast some people have beef some people have

hafta sonları genellikle yaptığımız şey Pazar rosto bazı insanlar sığır eti, bazı insanlar

chicken some people have cold ham so it depends really some people have lamb or

tavuk, bazı insanlar soğuk jambon yer, bu gerçekten bazı insanların kuzu veya

maybe lamb chops some people might have a vegetarian meal instead of meat so

belki kuzu pirzolası olmasına bağlıdır. insanlar et yerine vejeteryan bir yemek yiyebilir, bu

that is a very popular type of meal that we have here in the UK on Sunday people

yüzden bu, Birleşik Krallık'ta Pazar günleri yediğimiz çok popüler bir yemek türüdür, insanlar

will sit down together and have their Sunday roast another one oh now this is

birlikte oturup Pazar günlerini bir kez daha kızartırlar oh şimdi buna

something called a full English breakfast Oh mr. Duncan that's that's

tam İngiliz kahvaltısı denen bir şey var Oh Bay. Duncan bu

the same name is your English lessons full English yes that's the reason why I

aynı isim senin ingilizce derslerin tam ingilizce evet bu yüzden

call my full English lessons full English lessons so it is taken from

tam ingilizce derslerime tam

the full English breakfast you see so this particular breakfast is well first

ingilizce dersi dememin sebebi bu yüzden gördüğün tam ingilizce kahvaltısından alınmıştır bu yüzden bu özel kahvaltı iyi

of all you will notice there is a lot of food on the plate not only that it is

her şeyden önce orada fark edeceksin tabakta çok fazla yiyecek var sadece

also quite unhealthy as well it is very unhealthy your full English breakfast

sağlıksız değil aynı zamanda tam İngiliz kahvaltınız çok sağlıksız

and this particular breakfast has bacon beans baked beans ah I love baked beans

ve bu özel kahvaltıda pastırmalı fasulye kuru fasulye var ah ben kuru fasulyeye bayılırım

can I just say British people love baked beans we are crazy about baked beans we

İngilizlerin kuru fasulyeyi sevdiğini söyleyebilir miyiz kuru fasulyeye bayılıyoruz

really are I can't begin to tell you how much

gerçekten

British people love baked beans you will also see egg there is a fried egg and

İngilizlerin kuru fasulyeyi ne kadar sevdiğini size anlatamam yumurtayı da göreceksiniz sahanda yumurta ve

some sausages as well sausages you can have pork sausages or maybe beef

bazı sosislerin yanı sıra sosisler domuz sosisi veya belki dana

sausages or of course you can have vegetarian sausages

sosisi veya Tabii ki vejeteryan sosisleri

as well so that it is possible nowadays to eat sausages that have no meat in

de yiyebilirsiniz, böylece artık içinde et olmayan sosisleri de yemek mümkün oluyor,

them also on the side of the plate you can see some mushrooms as well by the

ayrıca tabağın kenarlarında da bazı mantarlar görebilirsiniz, bu arada

way I don't like mushrooms I don't like mushrooms at all

ben mantarı sevmem sevmem mantarları hiç sevmem

I don't bacon baked beans egg sausages mushrooms and quite often you will have

pastırma kuru fasülye yumurtalı sosis mantar ve sıklıkla

some toast on the side as well some toast a very popular type of meal full

yanında biraz kızarmış ekmek de yersiniz biraz tost çok popüler bir yemek türü tam

English breakfast if you ever stay in a hotel here in the

İngiliz kahvaltısı eğer burada Birleşik Krallık'ta bir otelde kalırsanız sabahları

UK you will often see the full English breakfast being served in the morning

tam İngiliz kahvaltısının servis edildiğini sık sık göreceksiniz

amazing oh I love full English breakfasts I really do very nice well

harika oh tam İngiliz kahvaltısını seviyorum gerçekten çok iyi yapıyorum

except I don't like the mushrooms I normally take the mushrooms off

ama mantarları sevmiyorum normalde mantarları çıkarıyorum

here's another one another popular meal here in the UK sausage and mash now

işte İngiltere'de bir başka popüler yemek daha sosis ve şimdi püre

where we say mash we mean mashed potatoes mashed potatoes sausage and

dediğimizde patates püresi demek istiyoruz patates püresi sosis ve

mash this once more is a very popular meal if there's one thing the British

ezmek bu bir kez daha çok popüler bir yemek, eğer İngilizlerin

enjoy eating it is potatoes potatoes and baked beans are very popular indeed as

yemekten zevk aldığı bir şey varsa o da patatestir, birazdan göreceğiniz gibi patates ve kuru fasulye gerçekten çok popülerdir.

you will see in a moment so this is a very simple meal some think mr. Steve

yani bu çok basit bir yemek, bazıları sanıyor bayım. Steve

and myself we like to eat this sometimes we have sausage mashed potatoes also

ve ben bunu yemeyi seviyoruz bazen sosisli patates püremiz ve

gravy with some onions a noon gravy is amazing and quite often you will have

biraz soğanlı sosumuz var öğlen sos harika ve çoğu zaman

some vegetables on the side as well here's another one another popular meal

yanında biraz sebze de olacak işte burada Birleşik Krallık'ta yediğimiz bir başka popüler yemek daha

that we eat here in the UK as I mentioned there is one thing we love

Bahsettiğim gibi, burada Birleşik Krallık'ta sevdiğimiz bir şey var

here in the UK and that is beans on toast I don't know about you but I'm I'm

ve o da kızarmış ekmek üzerinde fasulye. Sizi bilmem ama ben acıktım

feeling hungry I'm getting a little bit hungry at the moment hungry beans on

şu anda biraz acıkıyorum Tost ekmeği üzerinde aç fasulye burada Birleşik Krallık'ta

toast is something that we often eat here in the UK baked beans on toast it

sık sık yediğimiz bir şey kızarmış ekmek üzerinde kuru fasulye

is a very simple meal quite convenient very easy to do all you have to do is

çok basit bir yemek oldukça kullanışlı çok kolay yapmanız gereken tek şey

open the tin empty the tin into a saucepan heat the beans then you make

tenekeyi açmak tenekeyi bir tencereye boşaltın fasulyeleri ısıtın sonra

your toast you put your toast in the toaster and then you put some butter on

tostunuzu yapın Tostu ekmek kızartma makinesine koyun ve sonra tost ekmeğine biraz tereyağı koyun

the toast and then you pour the hot beans

ve ardından sıcak fasulyeleri

over the buttered toast I'm so hungry if you think about a popular English meal

tereyağlı tostun üzerine dökün. Popüler bir İngiliz yemeği

or an English meal that many people will think about if you ask them they will

veya birçok insanın düşüneceği bir İngiliz yemeği düşünürseniz çok açım. onlara sorarsanız,

often say this fish-and-chips people will often say mr. Duncan do you eat

genellikle bu balık ve patates kızartmasını söylerler, insanlar genellikle mr. Duncan

fish and chips I don't eat fish and chips very often

balık ve cips yer misin Ben çok sık balık ve cips yemem

however this is a very popular type of meal if you are out and about

ama bu çok popüler bir yemek türüdür, eğer dışarıdaysanız ve

so when lockdown comes to an end and everyone can start buying their food and

sokağa çıkma yasağı sona erdiğinde ve herkes yiyeceklerini alıp

going into restaurants and cafes you will find a lot of people will be

restoranlara gitmeye başlayabileceğinde ve kafelerde bir sürü insan

walking around the streets holding in their hands some fish and chips oh and

ellerinde biraz balık ve patates kızartmasıyla sokaklarda dolaşacak bulacaksınız oh ve

there you can see a lovely delicious piece of fish and some freshly fried

orada çok güzel lezzetli bir parça balık ve biraz taze kızarmış patates

chips once again potatoes you see I think it

kızartması görebilirsiniz, bir kez daha patatesler görüyorsunuz, bence bu

would be fair to say that potatoes and baked beans are a very popular they are

olurdu patates ve kuru fasulyenin çok popüler olduğunu söylemek doğru,

both popular types of food I know what's going to happen now you're going to say

ikisi de popüler yiyecek türleri, şimdi ne olacağını biliyorum

mr. Duncan all that talk of food has made me hungry

bayım diyeceksiniz. Duncan yemekle ilgili tüm bu konuşmalar beni acıktırdı

well not only you but also me as well I'm feeling hungry now I really want to

sadece sen değil ben de acıktım şimdi gerçekten

eat something but I can't because I have to stand here and do this it's not fair

bir şeyler yemek istiyorum ama yapamıyorum çünkü burada durup bunu yapmam gerekiyor bu adil değil

it's an outrage I like chips says Mohsen mo he Ali says

bu bir öfke Cipsi severim diyor Mohsen mo Ali

fish and chips are very popular English food yes it is a very popular meal over

balık ve patates kızartmasının çok popüler İngiliz yemeği olduğunu söylüyor evet yıllar içinde çok popüler bir yemek

the years fish and chips has become a very traditional meal

especially if you go away to the seaside if you visit a coastal town here in the

burada

UK a town that's near the sea you will see lots of people walking around with

Birleşik Krallık'ta bir kasaba denize yakın bir kasabada

fish and chips in their hand eating fish and chips I have some food in here would

ellerinde balık ve cips yiyen bir sürü insan göreceksiniz burada biraz yiyecek var

you like to see what's in my box in a moment I will open my box and show you

birazdan kutumda ne olduğunu görmek ister misiniz yapacağım kutumu aç ve sana

what is inside it is something delicious something sweet something tasty still to

içinde ne olduğunu göster lezzetli bir şey tatlı bir şey lezzetli bir şey

come today we have some unusual English words also we are playing the sentence

bugün hala gelmek üzere bazı alışılmadık İngilizce kelimelerimiz var ayrıca

game connected to parts of the body or should I say hello to Raman nice to see

vücudun bölümlerine bağlı cümle oyunu oynuyoruz yoksa Raman'a merhaba mı demeliyim görmek güzel

you here today a lot of people joining in why do you only eat meat and fish

bugün burada bir çok insan katılıyor neden sadece et ve balık yiyorsunuz

well we we sometimes eats vegetarian meals as well there are many types of

iyi biz bazen vejeteryan yemekleri de yiyoruz

food that has no meat but as I said earlier I think it would be fair to say

etli olmayan birçok yemek türü var ama daha önce de söylediğim gibi sanırım şunu söylemenin adil olacağını düşünüyorum

that we are a nation of meat eaters we do like eating meat I don't eat as much

et yiyen bir milletiz et yemeyi seviyoruz

meat as I used to but when I was at home with my mum my mother would often cook a

eskisi kadar çok et yemiyorum ama annemle evdeyken annem sık sık

meal with meat so there would always be some meat in the meal hello - Cory

etli yemek pişirirdi bu yüzden her zaman biraz et olurdu yemek merhaba - Cory

hello also - can I say hello to Anna pika I had to

ayrıca merhaba - Anna pika'ya merhaba diyebilir miyim

work hard until now I have a new job as a midwife really so you are delivering

Şimdiye kadar çok çalışmak zorunda kaldım ebe olarak yeni bir işim var gerçekten bu yüzden bebek doğuruyorsunuz bebek doğuruyorsunuz ebe bebek

babies babies you are delivering babies a midwife I hope you are enjoying your

doğuruyorsunuz umarım yeni işinizden keyif alıyorsunuzdur

new job great but unfortunately I come home late from work however I cannot

iş harika ama ne yazık ki işten eve geç geliyorum ancak

miss your live stream mr. Duncan thank you very much - Anna pika that's very

canlı yayınınızı kaçıramam efendim. Duncan çok teşekkür ederim - Anna pika çok

kind of you thank you very much we also have V tests here as well

naziksiniz çok teşekkür ederim burada ayrıca V testlerimiz de var

hello Vitas you're late where have you been

merhaba Vitas geç kaldınız neredeydiniz

look contras t at the time it's it's 2:45 in the UK I can't believe you are

bak kontrast o sırada İngiltere'de saat 2:45 I

so late ah shocking I am outraged so let's have

bu kadar geç kaldığına inanamıyorum ah şok edici Öfkelendim bu yüzden

a look at one of my full English lessons cast your mind back many many years the

tam İngilizce derslerime bir göz atalım aklınızı yıllar öncesine götürün

first ever full English lesson here now we are going to see some excerpts from

ilk tam İngilizce dersi şimdi burada ilk dersten bazı alıntılar göreceğiz

the first ever full English lesson that I made many many years ago and then we

uzun yıllar önce yaptığım tam İngilizce dersi ve sonra

are back live

canlı yayına geri döndük

hi everybody this is mr. Duncan in England I'm very happy to meet you

herkese merhaba ben mr. Duncan İngiltere'de Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum

welcome to the very first edition of mr. Duncan's full English right here you

Mr. Duncan'ın tam İngilizcesi tam burada,

will find many topics relating to the English language and how it is used with

İngilizce diliyle ve İngilizcenin

new words and phrases along with lots of other super-duper stuff as well all

yeni kelimeler ve deyimlerle nasıl kullanıldığıyla ilgili birçok konuyu ve ayrıca birçok başka süper saçma şeyi bulacaksınız ve hepsi

crammed into each episode today's edition is what we call a pilot show a

her bölüme tıkıştırılmış Bugünkü baskı, pilot program dediğimiz şeydir.

pilot show is a program that has been made to test how well it works

pilot program, ne kadar iyi çalıştığını test etmek için yapılmış bir programdır. Seyircinin buna

you make a pilot show to see how the audience react to it that is what I am

nasıl tepki verdiğini görmek için bir pilot program yaparsınız,

doing today but enough of that let's get on with the first ever mr. Duncan's full

bugün yaptığım şey bu ama bu kadar yeter, hadi ilk Bay ile devam edelim. Duncan'ın tam

English right now

İngilizcesi şu anda

these are my socks I have many pairs of socks there is

bunlar benim çoraplarım Birçok çift çorabım var

something wrong with this pair can you see the problem these socks have holes

bu çiftte bir sorun var sorunu görebiliyor musunuz bu çorapların içlerinde delikler var

in them they are worn out if something is worn out then we can say that it is

yıpranmışlar eğer bir şey yıpranmışsa o zaman

no longer useful it has become damaged and useless the thing has been used so

hayır diyebiliriz artık kullanışlı hasar gördü ve işe yaramaz hale geldi o şey o kadar çok kullanıldı o

many times it has become damaged you can feel worn out too if you are tired after

kadar çok kullanıldı ki hasar gördü sen de kendini bitkin hissedebilirsin çok çalıştıktan sonra yorulursan çok

working hard I have had such a busy day I'm worn out can you see the letter next

yoğun bir gün geçirdim Yıprandım mektubu görebilir misin

to me it is the letter Z in British English we usually call this the letter

yanımda İngiliz İngilizcesinde Z harfi var, biz buna Amerikan İngilizcesinde genellikle Z harfi deriz,

Z in American English this letter is pronounced Z which can

bu harf Z olarak telaffuz edilir, bu diğer ülkelerdeki alfabeye

cause some confusion for those looking at the alphabet in other countries Zack

bakanlar için biraz kafa karışıklığına neden olabilir Zack

zebra zip zip zone zu buzz crazy dazzle doze

zebra zip zip zone zu buzz crazy dazzle doze

fizz jazz maze nozzle Z or Z Oh blue socks I knew you well but lately you had

fizz jazz labirent meme Z veya Z Ah mavi çorap seni iyi tanıyordum ama son zamanlarda

started to smell to part with you so soon makes me think if you leave me now

senden ayrılmak için koku almaya başladın, bu yüzden beni şimdi terk edersen kokunu özleyeceğimi mi düşünüyorsun

will I miss your stink the time has come now you've worn thin

zamanı geldi artık zayıfladın

to throw you straight into the bin my pair of blue socks what will become of

seni dosdoğru çöp kutusuna atmak mavi çoraplarım

your souls now that you are full of holes

şimdi ruhunuz ne olacak deliklerle dolusunuz

alas blue socks I knew you well but I could no longer stand your smell

ah mavi çoraplar sizi iyi tanırdım ama kokunuza daha fazla dayanamadım

there it was one of my full English lessons in fact that was the first ever

orda tam ingilizce derslerimden biriydi Aslında bu,

full English lesson that I made many years ago and yes they are all available

yıllar önce yaptığım ilk tam İngilizce dersiydi ve evet, hepsi

still on my youtube channel they are all still there for you to watch

hala youtube kanalımda mevcut, hepsi hala izlemeniz için oradalar,

I hope you are having a good day the weekend is just around the corner yes

umarım iyi bir gün geçiriyorsunuzdur, hafta sonu hemen köşede evet

it's Friday everyone I have that Friday feeling I hope you

bugün cuma millet bende o cuma hissine sahibim umarım kendinizi

are feeling okay and happy a lot of things still to come we have our strange

iyi ve mutlu hissediyorsunuzdur daha yapılacak çok şey var garip

English words we have the sentence game we have we have an excerpt from one of

ingilizce kelimelerimiz var cümle oyunumuz var duyularla ilgili derslerimden birinden bir alıntı var Bu videonun

my lessons all about senses by the way you can find all of the playlists under

altındaki tüm oynatma listelerini bulmanın yolu,

this video so everything that I've ever made is under here there are lots of

böylece şimdiye kadar yaptığım her şey burada,

links to my playlists under this video all you have to do is go underneath go

bu videonun altında oynatma listelerime giden birçok bağlantı var, tek yapmanız gereken aşağıya inmek,

to the description and you will find all of my lovely playlists do you ever put

açıklamaya gitmek ve bulacaksınız tüm güzel çalma listelerime hiç

vinegar oh oh sorry why do you put vinegar on your chips and fish well it

sirke koyar mısın oh oh pardon cipslerinize ve balığa neden sirke koyarsınız ki bu

gives them a little bit of flavor sometimes fish on its own can be a

onlara biraz lezzet verir bazen balık kendi başına

little bit bitter or sour so fish sometimes needs a little bit of

biraz acı veya ekşi olabilir bu yüzden balık bazen biraz acı veya ekşi olabilir biraz

seasoning sometimes people put pepper on their fish or maybe salt and vinegar so

baharat bazen insanlar balıklarına biber veya belki tuz ve sirke koyarlar, bu nedenle

if you go out and you buy some fish and chips quite often you will put some salt

dışarı çıkıp biraz balık ve cips alırsanız sık sık her ikisine de biraz tuz

and vinegar on both of those things so you normally put salt and vinegar on the

ve sirke koyarsınız, bu nedenle normalde üzerine tuz ve sirke koyarsınız.

chips and the fish as well maybe also if you go to a very posh fish and chips

cips ve balık da belki ayrıca çok lüks bir balık ve patates kızartması

shop because that's what we call the place where they sell them the fish and

dükkanına giderseniz çünkü biz onlara balık ve patates kızartması satan yere orası diyoruz,

chips shop it's not easy to say fish and chip shop if you go to a very posh one

eğer bir yere giderseniz balık ve patates cipsi dükkanı demek kolay değil çok gösterişli bir tanesi

they will also have lemon juice as well you can put some lemon juice on your

limon suyu da olacak balık ve cipslerinize biraz limon suyu koyabilirsiniz

fish and chips so that was full English number one the first one I ever made

böylece bu tam bir İngiliz oldu bir numara

a long time ago we are going to have a look at some unusual English words I

uzun zaman önce yaptığım ilk şeydi bazı alışılmadık İngilizcelere bir göz atacağız kelimeler

know a lot of you you love studying new words and today is no exception we are

Çoğunuzun yeni kelimeler öğrenmeyi sevdiğinizi biliyorum ve bugün bir istisna değil,

going to have a look at some interesting words and a pika will today's sentence

bazı ilginç kelimelere göz atacağız ve bir pika bugünkü cümle

game be easy or difficult well if it's too easy then it's pointless if it's too

oyunu kolay mı zor mu olacak, eğer çok kolaysa, o zaman anlamsızdır, eğer çoksa

hard also it will be pointless so I always try to make it easy and hard so

zor da anlamsız olacak bu yüzden her zaman bunu kolay ve zor hale getirmeye çalışıyorum, bu yüzden

some of them might be easy for some people some might be hard or difficult

bazıları bazı insanlar için kolay olabilir, bazıları diğerleri için zor veya zor olabilir,

for others so we will see what happens anyway all of the food that I showed you

bu yüzden nasıl olacağını göreceğiz zaten size daha önce gösterdiğim tüm yiyecekler

earlier yes you are right it does contain a lot of calories it is quite

evet haklısın çok fazla kalori içeriyor oldukça

unhealthy we always think of fish and chips as being an unhealthy meal to be

sağlıksız dürüst olmak gerekirse her zaman balık ve patates kızartmasını sağlıksız bir yemek olarak düşünürüz bu yüzden

honest so here we go what is in my box I did promise to show you and here it is

işte kutumun içindekileri size göstereceğime söz vermiştim ve işte

right now mr. Steve has bought some cakes look at that look at those lovely

doğru şimdi bay Steve birkaç kek aldı bak şu güzel

cakes would you like a closer look fortunately I have some video footage of

pastalara daha yakından bakmak ister misin neyse ki bende bu pastaların bazı video görüntüleri var bir

these cakes would you like to have a look okay here it is oh yes these are

bakmak ister misin tamam mı burada öyle ah evet bunlara

called iced buns be UN s iced buns they are a type of cake so you have a bread

buzlu çörekler denir BM buzlu olsun çörekler bir tür pastadır, bu yüzden

bun covered with icing sugar which is a very sweet very delicious as far as I'm

pudra şekeriyle kaplı bir ekmek topuzunuz var ki bu çok tatlı çok lezzetli bana göre zaten

concerned anyway I love icing sugar and I love icing so that particular cake is

pudra şekerini severim ve kremayı severim bu yüzden belirli

called an iced burn iced burn it's not lovely now now can I just say

bir pastaya buzlu yanık buzlu denir yanmak hoş değil şimdi sadece

that mr. Steve did not make this he didn't make this cake before anyone

şunu söyleyebilirim mr. Bunu Steve yapmadı, kimse söylemeden önce bu pastayı yapmadı,

says oh that's very clever mr. Steve these were actually bought from the

oh bu çok zekice bay. Steve bunlar aslında yerel fırından satın alındı, bu

local bakery so these are not mr. Steve's cakes he didn't bake them for

yüzden bunlar bay değil. Steve'in keklerini o yapmadı merak edenler için

those who are wondering these were actually bought this morning from Much

bunlar aslında bu sabah

Wenlock the local bakery and they are 100% fresh

yerel bir fırın olan Much Wenlock'tan satın alındı ​​ve %100 taze

beautiful delicious fantastic amazing so many superlatives I want to use to

güzel lezzetli fantastik harika pek çok üstünlük

describe that cake so here we go then some unusual English words as we come

o pastayı tarif etmek için kullanmak istiyorum o yüzden işte başlıyoruz sonra bazı alışılmadık İngilizce kelimeler

towards three o'clock it is five minutes to 3:00 on a Friday afternoon it is the

saat üçe doğru gelirken bir Cuma öğleden sonra saat 3:00'e beş dakika var

12th of June we are already almost halfway through June I can't believe it

12 Haziran haziranın neredeyse yarısına geldik

this year is going by very quickly thank goodness thank goodness here we go then

bu yılın çok geçtiğine inanamıyorum çabuk çok şükür çok şükür işte başlıyoruz o zaman işte

here is our list of strange words for today strange English words I will put

bugünkü garip kelimeler listemiz garip ingilizce kelimeler

them on the screen one by one and then you can see you can see the word I will

onları tek tek ekrana koyacağım ve sonra görebilirsin kelimeyi görebilirsin

explain the meaning and you can have some time to write down the word or

anlamını açıklayacağım ve sahip olabilirsin kelimeyi yazmak ya da belki ezberlemek için biraz zaman

maybe memorize it put it in your brain nice the first word today a strange

beynine koy güzel bugün ilk kelime garip bir

English word an unusual English word is swagger swagger swagger if you have

İngilizce kelime alışılmadık bir İngilizce kelime havalı havalı havalı havalı eğer

swagger or maybe you do swagger it means you strut it is a way of

havalıysan ya da belki de havalıysan bu kasıldığın anlamına gelir bu bir yol Yürürken

walking a way of moving as you walk you strut you swagger yeah look at me coming

hareket etmenin bir yolu Yürürken dikilirsin havalı evet bana bak

down the road I'm such a cool guy I'm hip I'm trendy baby I have lots of

yoldan aşağı geliyorum Ben çok havalı bir adamım Havalıyım Bebeğim bir sürü

swagger hmm look at this can you see me swaggering yeah I need some music I

havası var hmm buna bak beni görebiliyor musun havalı evet biraz müziğe ihtiyacım var Hiç

don't have any music I need the theme tune to Saturday Night

müziğim yok Saturday Night Fever'ın tema melodisine ihtiyacım var

Fever maybe daddy did it doo-doo-doo-doo doo-doo-doo-doo

belki baban yaptı doo-doo-doo-doo-doo-doo-doo do-do-do

do-do-do-do-do-do swagger swagger

-do-do- havalı ol havalı yap

dudududududududu swagger as you walk you swagger you swagger I like that one I

dududududududu yürürken havalı sen

like it a lot hello Michael hello will so bare wrong

hello barong you are full of swag mr. Duncan swagger it means the way you move

havalı Duncan havası, hareket etme şeklin,

you stripped as you walk along you swagger because I'm very trendy yes all

yürürken çıplak olduğun anlamına gelir, çünkü ben çok modayım, evet bütün

the kids they say mr. Duncan you are such a cool cat cool cat you are such a

çocuklar bay derler. Duncan sen çok havalı bir kedisin havalı kedi sen çok

cool dude what here's another word another very strange word unusual word a

havalı bir ahbapsın işte başka bir kelime başka bir çok garip kelime olağandışı bir kelime garip bir

weird word very strange a very strange word manky something that is manky now I

kelime çok garip çok garip bir kelime manky manky bir şey manky şimdi

think this is a great word because it sounds like the thing it's describing

bence bu harika bir kelime çünkü kulağa hoş geliyor şu şey tarif ediyor

something that is old something that has been used something that is old and worn

eski bir şey kullanılmış bir şey eski ve yıpranmış bir şey

maybe also something that is a little dirty disgusting something that is worn

belki aynı zamanda biraz kirli bir şey iğrenç yıpranmış bir şey

out maybe next week after I've been wearing my face mask maybe someone will

belki önümüzdeki hafta yüz maskemi taktıktan sonra belki birileri

say Oh mr. Duncan your face mask it is very manky because you've been wearing

diyecektir Ah bey Duncan, yüz masken çok iğrenç çünkü

it a lot monkey something is monkey it describes

onu çok sık takıyorsun maymun bir şey maymun

the appearance of something that is quite old worn out something a bit manky

oldukça eski bir şeyin görünüşünü anlatıyor biraz yıpranmış bir şey

keep your face mask away from me it's all it's it's gone manky horrible

yüz maskeni benden uzak tut hepsi bu çok kötü gitti korkunç

s'matter oh I like this one s'matter s'matter

s'matter oh bunu beğendim s'matter s'matter

you can also say smattering smattering so this describes a small amount of

ayrıca smattering smattering de diyebilirsiniz yani bu bir şeyin küçük bir miktarını tanımlar,

something you just have a smattering of something or s'matter it means a small

sadece bir şeyin smatter'ına sahipsiniz veya s'matter bu küçük bir miktar anlamına gelir

amount not too much just a little bit ass matter or we can say smattering if

çok fazla değil sadece bir biraz kıç meselesi ya da

you have information or knowledge however you don't have much you just

bilginiz veya bilginiz varsa dağınık diyebiliriz ama çok şeyiniz yok, sadece belirli

have certain bits of information about a certain subject so you are not

bir konuda belirli bilgi kırıntılarına sahipsiniz yani

knowledgeable however you have a smattering a smattering of information

bilgili değilsiniz ancak bir tutam bilginiz

or knowledge so you are not an expert however you do know some things you have

veya bilginiz var yani uzman değilsin ama bazı şeyleri biliyorsun

a smattering smattering it's interesting that isn't it smattering can someone be

çok az konuşuyorsun ilginç bu çok saçma değil mi birisi

a swagger as a noun I don't think I've ever heard a person

isim olarak havalı olabilir mi hiç sanmıyorum bir kişinin

described as a swagger to be honest here's another one relating to something

havalı olarak tanımlandığını duymadım dürüst burada

that appears real or is presented as a real thing or genuine however it is not

gerçek görünen veya gerçek bir şey veya orijinal olarak sunulan bir şeyle ilgili başka bir tane var ancak bu

it is not something that exists maybe it is in the real world however it is

var olan bir şey değil belki gerçek dünyada ama

unreal quasi quasi or quasi so there are many ways of describing this this is

gerçek dışı yarı veya yarı yarıya bu yüzden birçok yol var. bunu tarif ederken bu

normally used is a prefix before another word so something that exists and it

normalde başka bir kelimeden önce bir ön ektir, bu nedenle var olan ve

appears real or maybe something that is there but is not real quasi or quasi so

gerçek görünen bir şey veya belki orada olan ancak gerçek yarı veya yarı olmayan bir şeydir, bu nedenle

you might have quasi science or quasi science science that is presented

yarı bilim veya yarı bilim bilimine sahip olabilirsiniz,

however in the real world it does not hold up if you look at it

ancak gerçekte sunulur dünya durmuyor ona

carefully you realize it isn't real or it's it isn't worth listening to

dikkatlice bakarsanız gerçek olmadığını anlarsınız ya da

quasi interesting I like that word so this is often used as a prefix

yarı ilginç dinlemeye değmez Bu kelimeyi seviyorum bu yüzden bu genellikle bir önek olarak kullanılır

something that is there it is in reality but it's not actually real or genuine

ama aslında gerçek ya da

quasi hello - hello Corey hello also Roxy nice to see you here as

gerçek bir merhaba değil - merhaba Corey merhaba ayrıca Roxy de sizi burada görmek güzel

well

hello also arts B says can you have a manky donkey I suppose I suppose you can

merhaba ayrıca sanatlar B diyor ki uyuz bir eşeğiniz olabilir mi sanırım sanırım

have a manky donkey monkey donkey I suppose so

bir uyuz eşeğiniz olabilir maymun eşeği sanırım öyle bir

something that is manky maybe the donkey has been sitting in the field for too

şey ki manky belki eşek tarlada çok uzun zamandır oturuyor

long my English is quasi perfect or maybe quasi English so in English or

İngilizcem yarı mükemmel veya belki yarı İngilizce yani İngilizcede veya İngilizcenin

a form of English that is not observed or not accepted however it is something

gözlemlenmeyen veya kabul edilmeyen bir biçiminde ancak

that exists all these formal or informal words most of these are formal or they

var olan bir şey tüm bu resmi veya gayri resmi kelimeler bunların çoğu resmi veya

are used often in English so you will find a lot of these words are used in

İngilizce'de sıklıkla kullanılıyor, bu nedenle bu kelimelerin çoğunun İngilizce'de kullanıldığını göreceksiniz, İngilizce'de çok

English they are used a lot in English we have did I miss one

kullanılıyorlar birini kaçırdık

Scapa is the next world skipper skipper if you spoil something if you ruin

Scapa bir sonraki dünya kaptanı kaptanı, eğer bir şeyi bozarsanız

something for another person you skipper you put something in the way of another

başka bir kişi için bir şeyi mahvedersiniz kaptansınız başka bir kişinin bir şeyi yapmasını engellemek için onun yoluna bir şey koyarsınız

person to stop them from doing something you skipper

that person's plans skipper I believe also the word skipper is a noun that

o kişinin planları kaptan kaptansınız ben de kaptan kelimesinin

means part of a boat so do you know on the deck of a boat the

bir teknenin parçası anlamına gelen bir isim olduğuna inanıyorum, bu yüzden biliyor musunuz? bir teknenin güvertesinde

area that you walk on quite often you will see some small holes so when the

oldukça sık yürüdüğünüz alan bazı küçük delikler göreceksiniz, bu nedenle

water goes over the edge of the deck it will then wash away through these

su güvertenin kenarından geçtiğinde bu evlerin içinden geçip gidecek

homes and if I remember rightly I think those are called scuppers I might be

ve eğer doğru hatırlıyorsam, sanırım bunlara scupper deniyor olabilir.

wrong there I'm sure someone will correct me but a skipper I think it's

orada yanılıyor eminim biri beni düzeltecektir ama bir kaptan bence bunlar

also the holes that are around the side of a deck on a ship so if the water goes

aynı zamanda bir gemideki güvertenin yan tarafındaki deliklerdir, bu yüzden su

over the edge and onto the deck the water will then wash away back down the

kenardan geçip güverteye akarsa su daha sonra geri akıp gider.

side of the boat I think so here's another one oh I like this one here's a

teknenin yan tarafında sanırım işte bir tane daha oh bunu sevdim işte

word that describes an atmosphere or a feeling maybe if you go into an old

bir atmosferi veya bir duyguyu anlatan bir kelime belki eski bir

house and the house is falling to pieces it is old maybe the rain has been coming

eve gidersen ve ev paramparça oluyorsa eskidir belki yağmur yağmıştır

in and you might describe the house as dark and dank dank something that is

içeri giriyorsun ve evi karanlık ve rutubetli olarak tanımlayabilirsin rutubetli bir şey

dark dismal damp maybe a little dirty so something that is very damp an

karanlık kasvetli nemli belki biraz kirli yani çok nemli bir

environment maybe an old house that you've walked into it's all old and damp

ortam belki eski bir ev içine girdiğin her yer eski ve rutubetli

the water has come in it is dank dank I like that dank dank it sounds like an

su geldi içinde dank dank Bu dank dank'ı beğendim kulağa bir

Australian saying my name good a dank

Avustralyalının adımı iyi bir dank demesi gibi geliyor

here's another one we are looking at some unusual English words some strange

işte bir tane daha sıra dışı İngilizce kelimelere bakıyoruz

English words that do exist in the English language here's another one

İngilizce'de var olan bazı garip İngilizce kelimeler işte bir tane daha

maybe you've seen this word before I don't know perhaps you've seen this word

belki duymuşsundur bu kelimeyi daha önce gördüm bilmiyorum belki bu kelimeyi

in the past if you are squeamish squeamish

geçmişte görmüşsünüzdür eğer tiksinti duyuyorsanız tiksinti duyan

a person who is squeamish a person who has a certain sensitivity to maybe a

kişi tiksinti duyan kişi belki gördükleri bir şeye veya belki de gözlemledikleri bir şeye karşı belirli bir hassasiyeti olan kişi sizsiniz

thing that they see or maybe something they observe you are squeamish if you

tiksinti

see a certain thing you will feel afraid or maybe sick some people feel very

belli bir şey görürsen korkacaksın ya da hasta olacaksın bazı insanlar

squeamish about blood if they see blood it will make them feel very unwell very

kan konusunda çok tiksinti duyarlar eğer kan görürlerse bu onları çok kötü hissettirir çok

upset they don't like it they don't like to see it

üzülürler bundan hoşlanmazlar görmekten hoşlanmazlar

they are squeamish squeamish I love that word squeamish

onlar tiksindirici tiksindirici bu kelimeyi seviyorum

if you don't like watching horror films maybe you don't like watching scary

korku filmi izlemeyi sevmiyorsanız belki korku filmi izlemeyi sevmiyorsunuzdur

movies maybe if there is a lot of violence or maybe a lot of blood people

belki çok fazla şiddet varsa ya da belki çok fazla kanlı insan

are being injured in certain ways perhaps you don't like watching horror

belirli şekillerde yaralanıyorsa belki sevmiyorsunuz' korku filmi izlemeyi sevmiyorum korku filmi

movies scary movies you can say that you feel squeamish I'm sorry I can't watch

tiksindiğini söyleyebilirsin kusura bakma korku

scary movies horror movies I'm a little squeamish when it comes to watching

filmi izleyemem korku filmi konu korku filmi olunca biraz tiksiniyorum

horror films how about watching an operation take place maybe if you are

bir ameliyat izlemeye ne dersin belki istersen

watching a documentary on television and they are showing us an actual operation

televizyonda bir belgesel izliyorlar ve bize gerçek bir ameliyatı gösteriyorlar,

taking place a person is having an operation done on them so now we will

bir kişi ameliyat oluyor, bu yüzden şimdi

make an incision and we will go inside and we will start to have a little play

bir kesi yapacağız ve içeri gireceğiz ve orada küçük bir oyun oynamaya başlayacağız

around in there I've got it

ben

that sort of thing maybe you don't like watching operations take place you can

Böyle bir şeyim var belki ameliyatları izlemekten hoşlanmıyorsun

say that you are squeamish oh I can't watch that I'm sorry

tiksindiğini söyleyebilirsin oh ben izleyemem kusura bakma

oh no it's I'm a little squeamish hello also - hello - oh we're having

oh hayır ben biraz tiksiniyorum merhaba da - merhaba - oh bugün

some interesting conversations here today on the live chat can karna sorry

burada canlı sohbette bazı ilginç sohbetler yapıyoruz can karna üzgünüm

but we are at a hundred and sixty-one on the live chat and only 90 likes well I

ama canlı sohbette yüz altmış birdeyiz ve sadece 90 beğeni var

suppose this would be a good opportunity to ask if you would like to give me a

sanırım bu beğenip beğenmediğinizi sormak için iyi bir fırsat olur bana bir başparmak vermek için

thumbs up maybe like and subscribe yeah give me a like there it is there is the

belki beğenip abone olun evet bana bir beğeni verin

therm the therm or subscribe thumbs up subscribe yes give me a thumb to show

termik var therm veya abone olun yaşasın abone olun evet bana bir başparmak verin

that you care and maybe you can like and also share isn't that nice I think

umursadığınızı gösterin ve belki beğenip paylaşabilirsiniz değil o güzel bence bu

that's a great idea we are talking about strange English

harika bir fikir garip İngilizce

words squeemish was our previous word here is another one sometimes you have

kelimelerden bahsediyoruz squeemish önceki kelimemizdi buradaki başka bir kelime

to do something in a hurry sometimes you have to do it on the spot sometimes you

have to just create something very quickly without warning you do it

hızlı bir şekilde uyarmadan

straight away you do it on demand or as it is required

hemen yaparsın talep üzerine veya gerektiği gibi yaparsın

ad hoc wow what a story I use a word it is a real word ad hoc you do something

ad hoc vay be ne hikaye bir kelime kullanırım bu gerçek bir kelime ad hoc bir şeyi

as required so you don't plan you do it you improvise maybe you do it on the run

gerektiği gibi yaparsın yani planlamazsın yaparsın sen doğaçlama belki koşarken yaparsın

or maybe you do it on the fly you do it ad hoc ad hoc it's an interesting one

ya da belki anında yaparsın ad hoc ad hoc bu ilginç bir şey, bunu

that is I like that one we have one more and then we have an excerpt from one of

beğendim, bir tane daha var ve sonra buradaki birçok dersimden birinden bir alıntı var.

my many lessons here's another one I like this one

başka bir bunu beğendim

this is a nice one to end with diddle diddle diddle

bu da güzel bir kelime diddle diddle diddle çok

it's a lovely word diddle if you did 'el someone it means you deceive them maybe

güzel bir kelime diddle birini yaptıysan onu kandırdın demektir belki

you trick them into giving you money you didn't you swindle someone you get

sana para vermeleri için kandırdın değil mi birini dolandırdın dolandırdın

money or you get something from another person by lying to them you you diddle

para ya da başka birine yalan söyleyerek bir şey alıyorsun onları kandırdın

them did that so you are not honest you are not being truthful maybe you sell a

bunu yaptın yani dürüst değilsin dürüst değilsin belki bir

car but the car is old and worn out but you say that the car is in very good

araba satıyorsun ama araba eski ve yıpranmış ama arabanın çok iyi durumda olduğunu söylüyorsun iyi

condition and you you get the person to pay you money a lot of money

durumdasın ve o kişinin sana para ödemesini sağlıyorsun çok para

you did 'el that person you diddle them you did --all that person diddle I like

yaptın o kişiyi yaptın onları yaptın --tüm o kişi yaptı

that word so as you can see there are some strange words in the English

bu kelimeyi beğendim, böylece görebileceğin gibi ingilizcede bazı garip kelimeler var

language and they are all over the place there are many strange English words we

dil ve her yerdeler birçok garip İngilizce kelime var önümüzdeki hafta Cuma günü

will look at some more strange English words next week next Friday and of

biraz daha garip İngilizce kelimelere bakacağız ve tabii ki emin

course I will be with you back on Sunday as well once again for those who aren't

olmayanlar için Pazar günü de bir kez daha sizlerle olacağım.

sure you can find me on Sunday Wednesday and Friday from 2 p.m. UK time that is

beni pazar çarşamba ve cuma günleri saat 14:00'ten itibaren bulabilir. İngiltere saati,

when I'm on we're going to have a little break I hope you are enjoying today's

ben açıkken küçük bir ara vereceğiz umarım bugünün

full live English addict stream every Sunday Wednesday Friday don't forget to

tam canlı İngilizce bağımlısı akışının tadını çıkarırsınız her Pazar Çarşamba Cuma bana da

give me a like as well in fact you can do that right now because we are about

like atmayı unutmayın aslında bunu yapabilirsiniz şu anda çünkü

to look at one of my English lessons and this is an English lesson that I made

İngilizce derslerimden birine bakmak üzereyiz ve bu 2013'te yaptığım bir İngilizce dersi.

way back in 2013 all about senses the senses that we all have or most of us

have the senses most people believe that we

five some people believe that we have more than five this is an excerpt from

insanlar beşten fazla dersimiz olduğuna inanıyor bu

one of my lessons and you can find the full lesson underneath this video so

benim derslerimden birinden bir alıntıdır ve dersin tamamını bu videonun altında bulabilirsiniz yani bu sadece bir alıntı

this is just an excerpt this is just some little bits from my English lesson

all about senses hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today

Bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

are you okay I hope so are you happy I hope so in today's lesson we will be

umarım mutlusundur umarım bugünkü dersimizde

taking a close look at the five natural abilities that many of us have which

help us to safely carry out tasks and live our daily lives without coming to

görevleri güvenle yerine getirmemize ve hayatımızı yaşamamıza yardımcı olan çoğumuzun sahip olduğu beş doğal yeteneğe yakından bakacağız. günlük hayat

harm some of us have all of these abilities while others do not

zarar görmeden bazılarımız tüm bu yeteneklere sahipken bazılarımız sahip değil

in this lesson we are going to talk about our senses to see to touch to hear

bu derste duyularımız hakkında konuşacağız görmek dokunmak duymak

to feel helps me connect with what is real to taste to smell Oh what sweet

hissetmek gerçek olanla bağlantı kurmama yardımcı oluyor tatmak koklamak tatlı

bliss those five great senses lied surely miss

saadet bu beş büyük duyu kesinlikle kelimeyi özlüyor duyu

the word sense relates to the connection between the individual and the world

birey ile dünya arasındaki bağlantıyla ilgilidir

around the senses of the body helped to make this happen there are five senses

bedenin duyuları bunun gerçekleşmesine yardımcı oldu tüm görmede beş duyu vardır

in all sight which relates to seeing hearing which relates to the processing

görme ile ilgilidir işitme işleme ile ilgilidir Bir şeyin tadını

of sound taste which helps to determine the flavor of something in the mouth

belirlemeye yardımcı olan ses tat,

touch which gives us a physical connection with the things around us

çevremizdeki şeylerle fiziksel bir bağlantı kurmamızı sağlayan ağızda

and finally smell which provides us with the ability to detect odor these are the

dokunma ve son olarak kokuyu algılama yeteneğimizi sağlayan koku, bunlar

five senses that help us all to make sense of this crazy world you have

hepimizin anlam kazanmasına yardımcı olan beş duyudur. Bu çılgın dünyanın

probably noticed that my sense of sight is not as good as it should be my

görme duyumun olması gerektiği kadar iyi olmadığını muhtemelen fark etmişsinizdir.

eyesight is bad we can use the words good and bad to describe the condition

of any of our senses my eyesight is very bad so bad in fact that I must wear

spectacles or glasses to correct or put my poor eyesight right my glasses helped

Zayıf görüşümü düzeltmek veya düzeltmek için gözlük veya gözlük takmam gerektiği gerçeği, gözlüklerim

me to see things clearly so they are not blurred I am short sighted which means

her şeyi net görmeme yardımcı oldu, bu yüzden bulanık değiller. Miyopum, bu da

that I can only see near objects clearly distant objects appear blurry and

yalnızca yakınlardaki nesneleri net bir şekilde görebildiğim anlamına geliyor.

unclear there is an operation that you can have now to correct your eyesight

artık yaptırabileceğiniz ama

but I will not have it done I like wearing glasses as they have become a

yaptırmayacağım bir ameliyat ben gözlük takmayı seviyorum çünkü

part of both my appearance and character they say that people who wear glasses

hem görünüşümün hem de karakterimin bir parçası haline geldi gözlük takan insan

look intelligent and clever what do you think the human ear is not as sensitive

zeki ve zeki görünür derler ne dersiniz insan kulağı

to noise as other animals but it can still detect many frequencies of sound

gürültüye diğer hayvanlar kadar duyarlı değildir ama yine de sesin birçok frekansını algılayabilir

some people have very acute or sharp hearing this means that they are good at

bazı insanlar çok keskin veya keskin işitirler, bu onların

hearing distant or high-pitched sounds as we grow older our hearing diminishes

uzak veya tiz sesleri duymakta iyi oldukları anlamına gelir yaşlandıkça işitmemiz azalır

a large proportion of people will partially lose or lose their hearing

İnsanların büyük bir kısmı yaşlılıkta işitme duyularını kısmen kaybeder veya tamamen kaybeder.

completely in old age did you know that besides processing sound your ears

Kulaklarınızın sesi işlemenin yanı sıra

provide another useful purpose the inner part of your ear allows you to keep your

başka bir yararlı amaç daha sağladığını biliyor muydunuz?

balance the part of your inner ear called the semicircular canals are tiny

kanallar hangi tarafta olduğunuzu anlamanıza

tubes filled with liquid that help you to tell which way up you are this

yardımcı olan sıvıyla dolu küçük tüplerdir

important part of the ear helps you to stand up straight and keep your balance

kulağın bu önemli kısmı dik durmanıza ve dengenizi korumanıza yardımcı olur

they even help you to walk upright without falling over

hatta düşmeden dik yürümenize bile yardımcı olur

can you remember what this is yes it's a kissing gate

bunun ne olduğunu hatırlayabilir misiniz evet

sadly I'm all alone today there's nobody with me to give me a kiss

ne yazık ki bugün yapayalnızım, yanımda beni öpecek kimse yok

poor mr. Duncan

zavallı bayım. Duncan

ah where would we be without our sense of smell well I would not be able to

ah, koku alma duyumuz olmasaydı biz nerede olurduk? Vahşi doğada bir başlangıç ​​için

appreciate the sweet scent of this lilac tree for a start in the wild the sense

bu leylak ağacının tatlı kokusunu takdir edemezdim. Koku alma

of smell is a very useful thing to have animals with a keen or good sense of

smell can easily detect their enemies by sensing their scent or odor sometimes

over very long distances the human sense of smell is not as sensitive as it is in

duyusu, düşmanlarının kokusunu bazen çok uzun mesafelerde hissederek düşmanlarını kolaylıkla tespit edebilir.

other animals but it is still a very useful sense as it plays an important

role in the sense of taste or more precisely when we are enjoying the

tat ya da daha doğrusu bir

flavour of something in fact without smell we would not be able to enjoy the

şeyin tadını alırken aslında kokusu

food we eat as much as we do without smell there would be no flavour for us

olmadan yediğimiz yemekten kokusuz aldığımız kadar lezzet alamıyoruz tat

to enjoy the word touch can be used in more than one way we can use touch to

almamız için dokunma kelimesi kullanılabilir. dokunmayı birden fazla şekilde temas anlamında kullanabiliriz

mean contact in a non physical way you get in touch with someone this means

fiziksel olmayan bir şekilde biriyle temas kurarsan bu, onunla

that you contact them you can lose touch with someone this means that you do not

temasa geçtiğin anlamına gelir birisiyle irtibatını kaybedebilirsin bu, artık onunla irtibat kurmadığın anlamına gelir

contact them anymore you have lost contact with them there is a phrase

onlarla irtibatını kaybetmişsindir iş

touch base which is often used in business to mean catch up or talk about

hayatında sık sık neler olup bittiğini yakalamak veya konuşmak anlamında kullanılan bir ifadeye temas etme vardır

what is happening we will meet up tomorrow for lunch

yarın öğle yemeğinde buluşacağız

so we can touch base then there is out of touch which means that a person has

böylece üsse temas edebiliriz o zaman temas dışıdır, bu da bir kişinin

little knowledge of current trends and modern innovations they are behind the

mevcut durum hakkında çok az bilgiye sahip olduğu anlamına gelir trendler ve modern yenilikler zamanın gerisinde kaldılar

times they are out of touch

temassız kaldılar

mmm there it was I hope you enjoyed that one of my many lessons and that was an

mmm oradaydı umarım çok sayıdaki dersimden birini beğenmişsinizdir ve bu

excerpt from the lesson I made all about the senses the human senses there are

dersten bir alıntıydı duyular hakkında her şeyi yaptım insan duyuları

five even though some people believe there is an extra one that allows us to

beş tane olmasına rağmen bazı insanlar diğer tarafla iletişim kurmamızı sağlayan fazladan bir tane olduğuna inanıyor

contact the other side

I'm back yes we are live on a Friday 21 minutes past 3:00

geri döndüm evet bir cuma günü saat 3:00'ü 21 geçe canlı yayındayız

it is now here in England I don't know what time it is where you are because

şimdi burada ingiltere'de nerede saat kaç bilmiyorum

I'm not there you see I'm not there at all some people might say that's a good

orada olmadığım için orada olmadığımı görüyorsun bazı insanlar bunun iyi bir

thing please yourself please yourself thank you very much for joining me and

şey olduğunu söyleyebilir lütfen kendin lütfen kendin bana katıldığın için çok teşekkür ederim ve bu arada

we have the sentence game coming up very shortly by the way if you want to have

çok yakında bir cümle oyunumuz var bu arada eğer istersen

live captions this is something I keep forgetting you can actually have live

Canlı altyazılara sahip olmak istiyorum, bu sürekli unuttuğum bir şey, gerçekten canlı

captions all you have to do is press C on your keyboard if you are watching on

altyazılarınız olabilir, tek yapmanız gereken klavyenizde C'ye basmak, eğer bilgisayarınızda izliyorsanız,

your computer so press C on your keyboard don't put it on the live chat

klavyenizdeki C'ye basın, canlı sohbete koymayın

you don't have to enter it on the live chat just take your finger and press C

canlı sohbete girmenize gerek yok sadece parmağınızı alıp klavyenizdeki C tuşuna basın ve

on your keyboard that's all you have to do and then you'll have live captions

ardından canlı altyazılarınız olacak, giderseniz mobil

you can also activate captions on your mobile device as well if you go to the

cihazınızda da altyazıları etkinleştirebilirsiniz

settings that are normally up there in the corner of the screen you can

normalde ekranın köşesinde bulunan ayarlara

activate the captions as well isn't it amazing I love technology so

altyazıları da etkinleştirebilirsiniz, bu harika değil mi Teknolojiyi o

much here we go then we are now going to have a look at something else that we do

kadar çok seviyorum ki işte başlıyoruz, o zaman şimdi yaptığımız başka bir şeye göz atacağız.

from time to time something that has become very popular over the past three

zaman zaman son üç dört haftadır çok popüler hale gelen bir şey cümle oyununu

or four weeks it is time to play the sentence game

oynamanın zamanıdır

the sentence game very popular especially where you are at the moment

cümle oyunu çok popüler özellikle şu anda bulunduğunuz yerde

it is very simple I'm going to show you some sentences some sentences and what I

bu çok basit size bazı cümleler göstereceğim bazı cümleler ve

want you to do is to tell me what the words are that are missing today

yapmanı istediğim şey, bugün eksik olan kelimelerin ne olduğunu bana söylemen bugün

something a little different something different today I always like to change

biraz farklı bir şey bugün farklı bir şey Her zaman bir şeyleri biraz değiştirmeyi severim

things slightly today we have words that are missing however they all have one

bugün eksik kelimelerimiz var ama hepsinin

thing in common and that is that they are connected with body parts Oh mr.

ortak bir yanı var ve yani vücut bölümleriyle bağlantılı olmalarıdır Oh bay.

Duncan I wonder what parts of the body

Duncan, vücudun hangi bölgelerini

we are going to explore I don't know ask me again at 4 o'clock and then I will

keşfedeceğimizi bilmiyorum, saat 4'te bana tekrar sor ve sonra

tell you hello to everyone thank you very much for joining me

herkese merhaba diyeceğim, bana katıldığın için çok teşekkür ederim, o

so now we are going to play the sentence game and I'm going to show you some

yüzden şimdi oynayacağız cümle oyunu ve sana bazı

sentences one by one and don't worry I will give you plenty of time to think

cümleleri tek tek göstereceğim ve merak etme sana düşünmen için bolca zaman vereceğim

and also put the answer to the missing word whatever the missing word is you

ve ayrıca eksik kelimenin cevabını da koyacağım eksik kelime her ne ise

can put it in place okay so I will show you first of all the first sentence can

onu yerine koyabilirsin tamam mı bu yüzden size ilk önce ilk cümleyi göstereceğim ilk cümle

we have the first sentence on the screen right now and the missing words are all

şu anda ekranda olabilir mi ve eksik kelimelerin hepsi

connected to the human body they are all parts of the body here is the first one

insan vücuduyla bağlantılıdır hepsi vücudun parçalarıdır işte ilk

what is the answer to this I will give you a second or two I will get I will

cevap nedir bu sana bir iki saniye vereceğim soruyu

let you answer the question don't worry I'm not going to rush you

cevaplamana izin vereceğim merak etme seni aceleye getirmeyeceğim

the sentence game it is a body part we are going to something up a new task

cümle oyunu bu bir vücut parçası yeni bir görev gücünde bir şeyler yapacağız

force we are going to something up a new task force

biz yeni bir görev gücü kadar bir şeyler yapacağız

hello Reese sir hello also Morril de heimer elder nice

merhaba Reese efendim merhaba ayrıca Morril de heimer yaşlı

to see you here we are talking about parts of the body so this word is

sizi burada görmek güzel vücudun bölümlerinden bahsediyoruz yani bu kelime

actually part of the body part of the body we have Jamelia we also have Mohsen

aslında vücudun bir parçası vücudun bir parçası Jamelia bizde de var Mohsen

we have miik well hello mu quail mig well thank you very much face says Diana

bizde miik var merhaba mu bıldırcın mig peki çok teşekkür ederim yüz Diana diyor

and Leandro says take the word take is not part of the body unfortunately we

ve Leandro kelimeyi al diyor almak vücudun bir parçası değil maalesef ne yapacağız ne yapacağız merak

are going to what what are we going to do I wonder well what are we going to do

ediyorum ne yapacağız

with this can you tell me please mr. Duncan can you please tell me I will

bununla yap bana söyler misin lütfen bay Duncan lütfen bana

tell you right now what we are going to do Jamelia says back we are going to

hemen şimdi ne yapacağımızı söyleyeceğimi söyler misin Jamelia,

back up a new task force that is actually a very good answer if you back

yeni bir görev gücünü destekleyeceğimizi söylüyor, bu aslında çok iyi bir cevap, eğer

up something it means you support something you back up something you

bir şeyi desteklerseniz, bu, desteklediğiniz bir şeyi desteklediğiniz anlamına gelir. bir şeyi

support or maybe you join in with the support of maybe a group an organization

destekleyin ya da belki bir grubun desteğiyle katılın, belki bir grubun, bir organizasyonun

or maybe a person's opinion you back up that

ya da belki bir kişinin fikrinin desteğini alın, o

person's opinion you support them so that is that is actually quite good it

kişinin fikrini destekleyin, onları destekleyin, yani bu aslında oldukça iyi,

isn't the one that I have here it is not the word that I have here we are going

benim sahip olduğum fikir değil. Burada sahip olduğum kelime bu değil, İngilizce'de

to hand up a new task force that really isn't used in English we don't normally

gerçekten kullanılmayan yeni bir görev gücü teslim edeceğiz, normalde

say hand up as in this particular word so what we are saying here is create we

bu özel kelimede olduğu gibi el kaldır demiyoruz, bu yüzden burada söylediğimiz şey

are going to create or form something we are going to get together and create a

yaratıyoruz. bir şey yaratacağız veya oluşturacağız bir araya geleceğiz ve

new task force a group of people who are committed to doing a certain thing in a

yeni bir görev gücü oluşturacağız belirli bir şeyi

certain way task force the word that is missing I will show you so now you have

belirli bir şekilde yapmaya kendini adamış bir grup insan görev gücü eksik olan kelimeyi size göstereceğim bu yüzden şimdi

an idea of how the game is played we are going to something up a new task force

bir oyunun nasıl oynandığına dair bir fikir, yeni bir görev gücünün başına geçeceğiz,

what is the answer I hear you ask well yes head the missing word is head

cevap ne diye sorduğunuzu duyar gibiyim evet kafa eksik kelime kafadır

we are going to head up a new task force if you head up something it means you

yeni bir özel gücün başına geçeceğiz, eğer bir şeyin başına geçerseniz bunun anlamı oluşturacaksınız yaratacaksınız

form you create you are going to get together you are going to head up you

bir araya geleceksiniz

are going to organize something we are going to head up a new task force we are

bir şeyler organize edeceksiniz yeni bir görev gücünün başına geçeceğiz

going to meet with people and we are going to create a new task force you

insanlarla buluşacağız ve yeni bir görev gücü oluşturacağız siz

might find a task force in maybe a certain political party or in government

belki belirli bir siyasi partide veya hükümette bir görev gücü bulabilir,

so a task force is a group of people who will often than to take the the running

bu nedenle bir görev gücü, genellikle kaçmayı

or the observation or maybe the rulings of a certain type of thing you can have

veya gözlemi veya belki de belirli bir tür şeyin kararlarını almaktan daha çok

a police task force so maybe a group of police

bir polise sahip olabilecek bir grup insandır. görev gücü yani belki

who are doing a certain task in a certain way we are going to head up a

belirli bir görevi belirli bir şekilde yapan bir polis grubu

new task force so in this sense head up means create form get together and

yeni bir görev gücünün başında olacağız yani bu anlamda baş yukarı demek form oluşturmak anlamına gelir bir araya gelin ve

create something head up we are going to head up a new task force so now you get

bir şeyler yaratın baştan başa gideceğiz yeni bir görev gücü yani şimdi

the idea I think so I think now we are getting somewhere the sentence game to

fikri anladınız sanırım bu yüzden sanırım şimdi cümle oyununu insan vücudunun

connected with body parts parts of the human body thank you also to Mohsen and

vücut bölümleriyle bağlantılı bir yere götürüyoruz ayrıca Mohsen'e ve

also English with our chart also reser can it be head without up we are going

ayrıca İngilizce çizelgemizle de teşekkür ederim baş olabilir mi yukarı olmadan

to head I suppose if you are in charge of something we can use the word head to

başa çıkacağız sanırım bir şeyin başındaysanız, sorumlu olduğunuz anlamına gelmek için kafa kelimesini kullanabiliriz

mean you are in charge or you have authority so you can head something head

veya yetkiniz var, böylece bir şeye başkanlık edebilirsiniz kafa

often means organize as maybe the leader or the person in charge I will head the

genellikle lider veya sorumlu kişi olarak organize etmek anlamına gelir

task force and by that I'm saying that I am going to be in charge or head up

Görev gücünün başına geçeceğim ve bununla, sorumlu olacağım ya da örgütlenmenin başı olacağımı söylüyorum,

organize so head up is to organize if you had something it quite often means

bu yüzden ön hazırlık organize etmektir, eğer bir şeye sahipseniz, bu genellikle

you are in charge or you are in authority you are the head of the task

sorumlu olduğunuz ya da otorite sahibi olduğunuz anlamına gelir. görev gücü başkanı

force hello fed end hello also Ernesto who

merhaba fed end merhaba ayrıca

says hand unfortunately it is not that not this time anyway here's another one

el diyen Ernesto ne yazık ki öyle değil bu sefer değil zaten işte bir tane daha

would you like to have a look at another one okay here's another this is a

bakmak ister misin tamam işte bir tane daha bu bir cümle

sentence we are playing the sentence game on a Friday afternoon in England

cümle oyunu oynuyoruz İngiltere'de bir Cuma öğleden sonra

and

ve

can you something that hammer can you something me that hammer it is a

bir şey yapabilir misin o çekiç bana bir şey yapabilir misin o bir

question I am asking for something it is a request I am asking for something

soru bir şey soruyorum bu bir rica bir şey istiyorum

hello fed n Hello also lali lali nice to see you back as well I know you all have

merhaba beslenen n Merhaba ayrıca lali lali seni tekrar görmek güzel Biliyorum hepinizin şu sıralar

lots of things going on in your life at the moment so many of you are busy right

hayatında pek çok şey oluyor, birçoğunuz şu anda meşgulsünüz

now some people protect preparing to go back

bazı insanlar işe dönmeye hazırlanıyor

to work some people preparing to step outside

bazıları

after being in the house for a long time

uzun süre evde kaldıktan sonra dışarı çıkmaya hazırlanıyor

interesting the answers are now coming through I see hello who's now hello also

cevaplar şimdi geliyor merhaba kim şimdi merhaba ayrıca

Lille hello V tests a lot of correct answers I think this one might be easy

Lille merhaba V birçok doğru cevabı test ediyor bence bu kolay olabilir,

that some of the ones that I'm going to show you in a few moments are not easy

birazdan size göstereceğim cevaplardan bazıları kolay değil o

so I will warn you now that some of these are going to be hard they are

yüzden ben şimdi sizi bunlardan bazılarının zor olacağı konusunda uyaracağım,

going to be quite hard hello Anderson and discern Zapata I like

oldukça zor olacaklar merhaba Anderson ve Zapata'yı ayırt edin

your name as a part I hope I pronounced it correctly

Adınızı bir parça olarak beğendim umarım doğru telaffuz etmişimdir

Susie Kerr says throw can you throw me that hammer

Susie Kerr at diyor bana o çekici atar mısın bilmiyorum

I don't think throwing a hammer is a very good idea

'çekiç atmanın çok iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum

to be honest so we are actually asking someone to give the hammer can you give

dürüst olmak gerekirse, bu yüzden aslında birinden çekici vermesini istiyoruz,

me that hammer however there is also another word that you can use as well

o çekici bana verebilir misiniz, ancak vermek yerine kullanabileceğiniz başka bir kelime de var

instead of give you can say be du du du du hand can you hand me that hammer can

diyebilirsiniz be du du du du el bana o çekici verebilir misin bana

you give me that hammer so we use the word hand to me give can you hand me the

o çekici verebilir misin bu yüzden bana el kelimesini kullanırız ver bana

hammer can you hand me that hammer I want that hammer can you hand it to me

çekici uzatabilir misin o çekici bana verebilir misin o çekici istiyorum bana verebilir misin

so the missing word there it is a body part hand hand

kelime orada bir vücut parçası el el

I hope you got it a lot of people asking oh fed n says why well when you give

umarım anlamışsınızdır diye soran birçok insan oh bey n der ki

something you use your hand so to hand something is to give something because

bir şey verdiğinizde neden elinizi kullanırsınız bu yüzden bir şeyi teslim etmek bir şey vermektir çünkü

quite often when you give something you use your hand hand so the missing word

çoğu zaman bir şey verdiğinizde kullanırsınız elin eksik kelime var

there is hand another body part we are looking at the sentence game today can

el başka bir vücut parçası var bugün cümle oyununa bakıyoruz o

you borrow me that hammer we don't say borrow if we are giving we

çekici ödünç alabilir misin veriyorsak ödünç al demiyoruz ödünç

say lend so a lot of people make a mistake with lend and borrow borrow is

ver diyoruz bu yüzden birçok insan ödünç vermekle hata yapıyor ve ödünç ödünç almak,

when you take something temporarily lend is when you give something temporarily

geçici olarak bir şey aldığınız zamandır ödünç vermek, geçici olarak bir şey verdiğiniz zamandır,

so I might lend you some money or I might borrow some money from you

böylece size biraz borç verebilirim veya sizden biraz borç alabilirim,

so lend borrow lend borrow so that is the easiest way of remembering those two

bu yüzden ödünç ödünç ödünç ödünç ödünç ödünç verdiğiniz iki kelimeyi hatırlamanın en kolay yolu ödünç

words you lend borrow lend borrow here's another one oh we only have 23 minutes

ödünç al bir tane daha ah sadece 23 dakikamız kaldı

23 minutes left I can't believe it time flies when you are having fun that's all

23 dakika kaldı sen eğlenirken zamanın uçup gittiğine inanamıyorum

I can say here's another one then are you ready here it is it's on your screen

işte bir tane daha o zaman hazır mısın işte

right now

şu an ekranda

Oh petrol is here pedro bow to this video today there's only 24 minutes left

oh benzin burada pedro bugün bu videoyu selamlayın sadece 24 dakika kaldı

but thank you for joining me tomorrow is here if you throw a hammer you might

ama yarın bana katıldığınız için teşekkür ederim bir çekiç atarsanız

kill someone yes never throw hammers at people it's

birini öldürebilirsiniz evet insanlara asla çekiç atmayın muhtemelen hatırlamaya

probably worth remembering that I can't believe I'm having to say that but

değer olduğuma inanamıyorum bunu söylemek zorundayım ama

please don't throw hammers at each other I can't believe I've just said that the

lütfen birbirinize çekiç atmayın az önce üzerinde duracak

sentence game you haven't got a something to stand on you haven't got a

bir şeyinizin olmadığı cümle oyununda,

something to stand on hmm oh the answers now are coming through feet you haven't

üzerinde duracak bir şeyinizin olmadığını söylediğime inanamıyorum hmm oh cevaplar şimdi ayaklarından geliyor senin

got a feet to stand on Miguel also racer fed n a lot of correct answers coming

üzerinde duracak bir ayağın yok Miguel ayrıca yarışçı besleniyor n bir sürü doğru cevap geliyor

through it is not feet you haven't got a feet to stand on we don't normally say

ayakların değil senin üzerinde duracak bir ayağın yok normalde

you haven't got a foot to stand on so this is not normally what we use there

sahipsin demeyiz üzerinde duracak bir ayağım var bu yüzden normalde kullandığımız şey bu değil

is another word quite a few people are getting it right the word is leg leg you

başka bir kelime daha var epeyce insan bu kelimeyi doğru anlıyor bacak

haven't got a leg to stand on you haven't got a leg to stand on the word

bacak kelimenin üzerinde durmak

is leg missing word and this is actually a phrase that we use in English if a

bacak eksik kelimedir ve bu aslında İngilizce'de kullandığımız bir deyimdir, eğer bir

person has no chance of winning or succeeding you can say you

kişinin kazanma ya da başarılı olma şansı yoksa,

haven't got a leg to stand on you have not got a leg to stand on this

üzerinde duracak bir bacağınız olmadığını söyleyebilirsiniz. bu ifadenin üzerinde durmak

expression means you haven't got any chance your chances are zero zero

hiç şansın olmadığı anlamına gelir şansın sıfır sıfır

chances of success I'm sorry but you haven't got a leg to stand on

başarı şansın Üzgünüm ama senin üzerinde duracak bir bacağın yok

unfortunately zero chance you haven't got a leg to stand on maybe you are

ne yazık ki sıfır şansın üzerinde duracak bir bacağın yok belki sen bazen çitinizin üzerinden çöp atıyor diye

taking your next-door neighbor to court because sometimes he throws rubbish over

yan komşunuzu mahkemeye veriyorsunuz

your fence however you can't prove that your neighbor is doing it you can't

ama bunu komşunuzun yaptığını ispatlayamazsınız

prove it so someone might say don't go to court

ispatlayamazsınız ki birileri mahkemeye gitmeyin

no mr. Duncan don't do it don't please don't please don't go to court because

hayır bay diyebilir. Duncan yapma, lütfen yapma, lütfen mahkemeye gitme, çünkü

we know that you haven't got a leg to stand on it means you have no way of

biliyoruz ki senin üzerinde duracak bir bacağın yok,

winning that you have no way of winning that case you have no chance you haven't

kazanmanın hiçbir yolu yok, bunu kazanmanın hiçbir yolu yok demektir. hiç şansın yoksa

got a leg to stand on so now I hope you are seeing why we are doing what we are

üzerinde duracak bir bacağın yok o yüzden şimdi umarım yaptığımız şeyi neden yaptığımızı anlıyorsundur

doing these are all body parts however they are also sentences that we can use

bunların hepsi vücut parçalarıdır ancak bunlar aynı zamanda

every day in English here's another one are you ready for another body part

her gün İngilizce olarak kullanabileceğimiz cümlelerdir işte bir tane daha bir başka vücut parçası eksik kelime için hazır mısın

missing word we are playing the sentence game I like this one I don't know why

cümle oyunu oynuyoruz bunu beğendim neden bilmiyorum

earlier when I wrote this down earlier it made me laugh I had a little chuckle

bunu daha önce yazdığımda beni güldürdü biraz kıkırdadım

I don't know why

bilmiyorum neden

why should I stick my something out for you so this also is is an expression why

neden yapayım Senin için bir şeyimi ortaya koyuyorum, bu da bir ifadedir, neden

should I stick my out for you why why should I stick my something out for you

senin için bir şeyimi çıkarayım, neden senin için bir şeyimi ortaya çıkarayım, sana cevap vermen için

I will give you a chance to answer I will give you a chance to type your

bir şans vereceğim, cevaplarını yazman için sana bir şans vereceğim.

answers why should I stick my something out for you does anyone know the answer

neden senin için bir şeyimi çıkarayım cevabını bilen var mı

does anyone know the answer to another question we are playing for sentence

başka bir sorunun cevabını bilen var mı cümle oyunu için oynuyoruz

game why should I stick my something out for you so this is an expression I knew

neden senin için bir şeyimi çıkarayım yani bu bir ifade bunun

this would happen I knew this would happen

olacağını biliyordum bunu biliyordum olur

Mary Mary our nose our says why should I stick my butt out for you why should I

Mary Mary burnumuz senin için neden popomu çıkarayım der ki neden

stick my butt out for you but B you TT it's another way of saying bottom bottom

senin için popomu çıkarayım ama B sen TT alt dip demenin başka bir yolu ama

but but why should I stick my butt out for you I suppose in American English

ama neden senin için popomu çıkarayım ki sanırım Amerikan İngilizcesinde,

you might use that you see if you stick your bet out for someone or maybe if you

birisi için bahse girip girmediğinizi veya belki

do something that is helping another person however it is putting you in

başka birine yardım eden bir şey yaptığınızı gördüğünüzü kullanabilirsiniz, ancak bu sizi

danger so you are helping someone however you are also putting yourself at

tehlikeye atıyor, bu nedenle birine yardım ediyorsunuz, ancak aynı zamanda kendinizi de riske atıyorsunuz.

risk as well so that is what the sentence means you can stick your butt

yani cümlenin anlamı sen de biri için kıçını uzatabilirsin

out for someone also and this is the answer that I have

ve bu cevap bende ki

the answer I have is the answer is neck neck why should I stick my neck out for

cevaba sahibim cevap boyun boyundur neden senin için boynumu uzatayım ki

you why should I stick my neck out for you if you stick your neck out for

neden boynumu dışarı çıkarayım senin için biri için canını ortaya koyuyorsan

someone it means you are helping them however you are also putting yourself in

ona yardım ediyorsun demektir ama aynı zamanda kendini

danger you are helping someone but you might also cause harm to yourself you

tehlikeye atıyorsun birine yardım ediyorsun ama kendine de zarar verebilirsin birisine

are going out of your way to help someone you are going to stick your neck

yardım etmek için elinden geleni yapıyorsun demektir Star

out for someone I always remember in Star Wars c-3po was getting really angry

Wars'ta her zaman hatırladığım biri için

at r2d2 he who is asking why why I always stick my neck out for you is

canını dişine tak.

beyond my capacity as you have noticed I am a Star Wars fan so c-3po says why I

c-3po, senin

should stick my neck out for you is beyond my capacity that is actually a

için neden boynumu uzatmam gerektiğini söylüyor, bu aslında Star Wars'tan bir replik, kapasitemi aşıyor, bu

line from Star Wars so if you stick your neck out for someone it means you do

yüzden biri için kendini ortaya koyarsan, bu bir şey yapmış olursun,

something you stick your neck out you put yourself in danger by helping

kendini tehlikeye atmış olursun.

another person why should I stick my neck out for you so good I like that one

başka birine yardım ederken neden senin için boynumu uzatayım ki o tek boyunlu boyun hoşuma gidiyor

neck neck some people have long necks my neck is

bazı insanların uzun boyunları var benim boynum

quite long I have a long neck some people have very short necks their head

oldukça uzun benim uzun boynum var bazılarının çok kısa boyunları var kafaları

sometimes looks as if it's sitting on their shoulders all the time because

bazen üzerinde oturuyormuş gibi duruyor her zaman omuzlarında çünkü

their neck is very short however some people have very long necks my my neck

boyunları çok kısa ama bazı insanların boyunları çok uzun benim boynum

is long but not as long as a giraffe why should I stick my neck

uzun ama bir zürafa kadar uzun değil neden

out for you why should I stick my neck out for you why should I put myself in

senin için boynumu uzatayım neden senin için boynumu uzatayım neden

danger to help you great it's a good one I like that I like it a lot we have

Sana yardım etmek için kendimi tehlikeye attım harika bu iyi bir şey hoşuma gitti çok beğendim

another 15 minutes before we go ooh

gitmemize 15 dakikamız daha var ooh bir

would you like another one okay then we are playing the sentence game it's

tane daha ister misin tamam o zaman cümle oyunu oynuyoruz

Friday the weekend is just around the corner here is another one just for you

günlerden cuma hafta sonu az kaldı buradaki köşe senin için bir tane daha

whoo it's very tiny so this is very tiny writing I hope you can see this because

whoo çok küçük yani bu çok küçük yazı umarım bunu görebilirsin çünkü

it's a very long sentence you must something the line here or they will

çok uzun bir cümle buraya bir şey yazmalısın yoksa

give you the cold something oh we have two words it's exciting isn't it I'm

sana soğuk bir şey verirler oh iki kelimemiz var heyecan verici değil mi

very excited about this you must something the line here or they

bu konuda çok heyecanlıyım buraya bir şey yazmalısın yoksa

will give you the cold something by the way there is another expression in

sana soğuk bir şey verirler bu arada amerikan ingilizcesinde başka bir tabir vardır ki biri için

American English you might put your ass on the line for someone you might put

kıçını tehlikeye atabilirsin

your ass on the line so that is the expression that relates to the one that

kıçın çizgide yani bu bizim az önce sahip olduğumuz ifadeyle ilgili ifade bu

we just have you must something the line here or they will give you the cold

çizgide bir şey olmalı yoksa sana soğuk

something these are both parts of the body and romaji hello Andrew raah riser

bir şey verecekler bunlar hem vücudun parçaları hem de romaji merhaba Andrew raah yükseltici

says I have no idea

bende yok diyor fikir

hello to joy hunter joy anta Sutra da hello joy hunter nice to see you here

neşe avcısına merhaba neşe anta Sutra da merhaba neşe avcısı bugün seni burada görmek güzel

today welcome to my lovely live stream Oh Sergio is here

güzel canlı yayınıma hoşgeldin Oh Sergio burada

hello Sergio I didn't see you you you crept in you came in silently into my

merhaba Sergio seni görmedim seni sızdın hayatıma sessizce girdin

life chat you crept in creep you creep in you crept in past tense past tense

sohbet sızdın sürünürsün içinde sürünürsün geçmiş zamanda sürünürsün geçmiş zamanda

you see you must something the line here or they will give you the cold something

görürsün burada bir şey olmalısın ya da sana soğuk bir şey verecekler

what Mauricio says hand and eye you must hand

Mauricio'nun el ve göz dediği gibi

the line or they will give you the cold eye

çizgiyi teslim etmelisin yoksa sana soğuk bakış atacaklar

Mary says face and eyes you must face the line here or they will give you the

Mary yüz diyor ve gözler burada çizgiye bakmalısın yoksa sana

cold eyes well I suppose you can give someone a cold stare or a cold look

soğuk bakışlar atarlar sanırım birine soğuk bakabilirsin ya da soğuk bakabilirsin

that's that's my cold stare did you like it but but in this sentence it is not

bu benim soğuk bakışım hoşuna gitti mi ama ama bu cümlede

right it is not correct it is not correct hello Sandra cold and back cold

doğru değil bu doğru değil bu doğru değil merhaba Sandra soğuk ve geri soğuk

and back you must hold the line here or they will give you the cold back cold

ve geri burada çizgiyi tutmalısın yoksa sana soğuk geri verecekler

feet cold feet if you have cold feet that is an idiom that means to lose your

soğuk ayaklar soğuk ayaklar varsa bu cesaretini kaybetmek anlamına gelen bir deyimdir

courage you change your mind maybe you are about to do something but

değiştirirsin dikkat et belki bir şey yapmak üzeresin ama

if the last moment you get cold feet you decide to change your mind

son anda çekiniyorsan fikrini değiştirmeye karar veriyorsun bir şeyi

you become very reluctant to do something so first of all you say I will

yapmak konusunda çok isteksiz oluyorsun bu yüzden önce yapacağım diyorsun

do it but then you get cold feet and then you change your mind so that is

ama sonra çekiniyorsun ve sonra değişiyorsun aklın bu yüzden

what cold feet means however in this particular sentence we are not using

soğuk ayakların anlamı bu ancak bu özel cümlede

cold feet something else hmm hello Kim hello also lali lali I've lost

soğuk ayaklar kullanmıyoruz başka bir şey hmm merhaba Kim merhaba ayrıca lali lali Bu arada bir kelimemi kaybettim ya

one of my words by the way what if my words has disappeared oh there it is I

kelimelerim kaybolduysa oh işte burada

can find it's here don't worry don't panic I've found it

burada bulabilirim merak etme paniğe kapılmayın onu buldum bu

so we have two words missing

yüzden iki kelimemiz eksik

you must toe the line here or they will give you the cold shoulder

burada çizgiye uymalısınız yoksa size soğuk davranacaklar

ah you must toe the line here toe the line means you must obey the rules you

ah burada çizgiye uymalısınız çizgiye ayak uydurun demek sizsiniz kurallara

must follow all of the rules strictly you must follow the rules you have to

uymalısın tüm kurallara harfiyen uymalısın kurallara uymalısın sana

agree with what you are told to do if you toe the line you toe the line

söylenenleri kabul etmelisin eğer çizgiye uyarsan çizgiye ayak uydurursun

you take your instructions you must toe the line here or they will

talimatlarını alırsın burada çizgiye uymalısın yoksa onlar

give you the cold shoulder cold shoulder means ignore someone if you give someone

sana soğuk davranmak, soğuk davranmak, birini görmezden gelmek demektir, eğer birine

the cold shoulder it means you ignore someone you give

soğuk davranmak, bu, birini görmezden gelmek anlamına gelir, ona

them the cold shoulde shoulder you exclude them you push them away hmm no

soğuk davranmak, onu dışlamak, onları uzaklaştırmak, hmm hayır,

I'm sorry I'm not going to talk to you I'm giving you the cold shoulder hmm you

üzgünüm, konuşmayacağım sana soğuk davranıyorum hmm

must toe the line here so the answer is toe and shoulder

burada çizgiye uymalısın yani cevap ayak parmak ve

you must toe the line here or they will give you the cold shoulder they will

ignore you hmm toe the line you must follow the rules

omuz

and the instructions you must follow them we are going in oh my goodness in

ve onlara uymanız gereken talimatlar başlıyoruz aman tanrım sekiz dakika sonra gidiyorum sekiz dakika

eight minutes around eight minutes I will be going oh this it's gone very

kadar

fast it's on it's gone very quickly today don't you think two hours here's

another one we are playing the sentence game

cümle oyunu

are you ready this might be the last one this might be the last one she has a

hazır mısın bu son olabilir bu son olabilir

something for finding a bargain she has a something for finding a bargain so

pazarlık bulmak için bir şeyi var pazarlık bulmak için bir şeyi var yani

this is an expression that can be used if you have a good sense of seeing

bu iyi bir duygunuz varsa kullanılabilecek bir ifade

understanding or maybe something you are good at searching for if you are very

anlamak veya belki de aramada iyi olduğunuz bir şeyi görmek,

good at searching for something and finding things this expression can be

bir şeyi aramakta ve bir şeyler bulmakta çok iyiyseniz, bu ifade kullanılabilir

used Oh Luis Mendez hello Luis Luis Mendez is do today I'm so excited to see

Oh Luis Mendez merhaba Luis Luis Mendez, bugün sizi burada görmekten çok heyecanlıyım

you here

Luis Mendez nice to see you back again it's great great to see you thank you

Luis Mendez hoş seni tekrar görmek çok güzel seni görmek harika

very much for joining in we are going soon but it is always nice to see you

katıldığın için çok teşekkür ederim yakında gidiyoruz ama seni burada görmek her zaman güzel

here Luis she has a something for finding a bargain I think many people

next week because the shops are opening on Monday next Monday the shops are

Pazartesi günü açılıyor önümüzdeki Pazartesi dükkanlar

going to open their doors again I believe in Island I think today in

kapılarını tekrar açacak Ada'ya inanıyorum bugün

Island it started today so as I understand in Island northern Island

Ada'da bugün başladı, bu yüzden anladığım kadarıyla Ada'nın kuzeyindeki Ada'da

I think the shops reopened today however here in England they are reopening on

dükkanlar bugün yeniden açıldı ancak burada İngiltere'de

Monday next Monday she has a something for finding a bargain michael says feet

önümüzdeki Pazartesi günü yeniden açılıyorlar Pazartesi, pazarlık bulmak için bir şeyi var michael ayaklar diyor

English says eye or nose hmm lolly lolly says nose also Percy hello

İngilizce göz veya burun diyor hmm lolly lolly burun diyor ayrıca Percy merhaba

Percy Percy Gamboa says aye aye we are talking about body parts and there is a

Percy Percy Gamboa aye aye vücut kısımlarından bahsediyoruz ve

body part in this sentence well in fact you might have a choice of two we can

bu cümlede bir vücut kısmı var aslında sen iki seçeneğiniz olabilir

say that you have a hello joy jessica Lee also gory sad

merhaba joy jessica lee'nin de kanlı üzgün olduğunu söyleyebiliriz

also as win Beatrice says I or knows a

beatrice ben veya

part of the body well you have a choice of two I she has an eye now I know

vücudun bir kısmını iyi tanıyorum diyor iki seçeneğiniz var şimdi onun bir gözü var

someone is going to say mr. Duncan you have the grammar is wrong it should be

birinin olduğunu biliyorum bey diyecek Duncan, dilbilgisi yanlış, bu

an eye well the reason why the grammar is wrong is because my

bir göz olmalı, dilbilgisinin yanlış olmasının nedeni, çünkü benim

choice was actually knows she has a nose for finding a bargain so that is

seçimim aslında onun bir pazarlık bulmaya meraklı olduğunu biliyor, bu yüzden

actually the answer that I had and that's the reason why it says she has a

aslında sahip olduğum cevap buydu ve nedeni de bu.

nose she has a nose for finding a bargain however we can also say she has

burnu olduğunu söylüyor pazarlık bulmak için burnu var ama aynı

an eye an eye so there instead of ah you will have an Anna she has an eye for

zamanda gözü var da diyebiliriz yani ah yerine bir Anna olacak onun pazarlık bulmak için gözü var

finding a bargain or as I said so my answer was nose she has a nose for

ya da dediğim gibi cevabım şuydu burnu

finding a bargain a person who is good at finding things

pazarlık bulmaya meraklıdır bir şeyler bulmada iyi olan bir kişi

maybe a person who understands a certain subject and they are very good at

belki belirli bir konudan anlayan ve

finding things related to that subject maybe a person is interested in

o konuyla ilgili bir şeyler bulmada çok iyi olan bir kişi belki bir kişi

collecting antiques old furniture and they are very good at finding good

antika, eski mobilya toplamakla ilgilenir ve onlar iyi kelepir bulmakta çok iyi onların

bargains you might say they have a nose for finding a bargain or you can say she

kelepir bulmaya meraklı olduğunu söyleyebilirsin ya da onun

has an eye for finding a bargain so there are the choices the answers for

kelepir bulmakta gözü olduğunu söyleyebilirsin bu yüzden seçenekler var bunun cevapları

that one I think we have time for one more

sanırım bir kere daha vaktimiz var

would you like one more before I go one more yes or no would you like to have

hoşunuza gider mi gitmeden önce bir tane daha evet veya hayır bir tane

another would you do one more and then I'm going it's okay I can wait it's all

daha ister misin bir tane daha yapar mısın ve sonra gidiyorum tamam bekleyebilirim tamam

right I'm in no hurry although I am hungry hello gory sad

acelem yok aç olmama rağmen merhaba kanlı üzgün

hello sir hello gory nice to see you here as well

merhaba efendim merhaba kanlı seni de burada görmek güzel

Rashad is here also we have Oh Miguel says yes

Rashad da burada bizde Oh Miguel evet diyor bayım

mr. Duncan we want another one can we have another one yes okay then Sandra

. Duncan bir tane daha istiyoruz bir tane daha alabilir miyiz evet tamam sonra Sandra

Gonzalez says yes one more okay one more and then I'm out of here I'm going to

Gonzalez evet

sling my hook in a few moments here is one more then let's have a look I'm

bir tane daha tamam diyor bak, bir an önce

going to find a hard one to finish with just a moment okay we will have this one

bitirmesi zor bir yol bulacağım tamam, bitirmeden önce buna sahip olacağız,

before we finish here is the final one and then we're going

işte sonuncusu ve sonra

I find the busy roads quite something raising to drive on

gidiyoruz Meşgul yolları sürmek için oldukça yükseltici

I find the busy roads quite something raising to drive on there it is so that

buluyorum meşgul yollar, orada sürmek için epey bir şey yükseltiyor, yani bu,

is the final one today the final sentence game for this Friday the 12th

bugünün sonuncusu, 12 Haziran 2020 Cuma günü için son cümle oyunu,

of June 2020 I really can't wait for this year to end and I have my face mask

bu yılın bitmesini gerçekten sabırsızlıkla bekliyorum ve burada yüz maskem var,

here look my face mask is ready although I still think this might be mr. Steve's

bak benim yüz maskesi hazır olsa da bunun hala bay olabileceğini düşünüyorum. Steve'in

underpants I'm not sure this looks like something mr. Steve might wear on the

külotu Bunun bir şeye benzediğinden emin değilim bayım . Steve sahilde takabilir,

beach so this is my face mask this has been sent to me by the government this

bu yüzden bu benim yüz maskem, bu bana hükümet tarafından gönderildi, bu

came from Boris Johnson he sent it to me personally

Boris Johnson'dan geldi, bana bizzat gönderdi, o

isn't that amazing here we go then I find the busy roads quite something

kadar da harika değil mi, gidiyoruz, o zaman işlek yolları oldukça

raising to drive on this is the last one before I go

yükseltici buluyorum sür bu gitmeden önceki sonuncusu

eeeyah says a borin add heart we have heart we have here we have zoo Zika who

eeeyah diyor bir borin kalp ekle kalbimiz var burada hayvanat bahçemiz var Zika

says elbow elbow raising mmm heart raising mm-hmm

dirsek dirseği yükseltiyor mmm kalp yükseltiyor mm-hmm

intriguing is the answer heart as win says is the answer

merak uyandırıcı cevap kalp, kazanın dediği gibi

heart the answer is actually not heart o

kalp cevaptır cevap aslında kalp değil o

controversial yes please please don't become outraged mo he says yes 2020 has

tartışmalı evet lütfen öfkelenmeyin şimdi evet diyor 2020

been a very strange year the answer is not heart it is not hard Rashad says

çok garip bir yıl oldu cevap kalp değil zor değil Rashad

adrenaline that's a good answer adrenaline so when you have an

adrenalin diyor bu iyi bir cevap adrenalin yani

adrenaline rush in your body the adrenaline goes around your body and it

adrenalin patlaması yaşadığınızda vücudunuzda adrenalin vücudunuzun etrafında dolaşır ve

makes your heart go faster your breathing becomes deeper so quite often

kalbinizin daha hızlı atmasına neden olur, nefesiniz derinleşir, bu nedenle sıklıkla

we have adrenaline and that allows our body to do something very quickly

adrenalinimiz olur ve bu da vücudumuzun bir şeyi uyarmadan çok hızlı bir şekilde yapmasına olanak tanır,

without warning maybe if you have to run away from a large grizzly bear error you

belki büyük bir boz ayıdan kaçmak zorunda kalırsanız hatası,

will have a rush of adrenaline and that will allow you to run away quickly but

adrenalin patlaması yaşayacaksınız ve bu, hızlı bir şekilde kaçmanıza izin verecek ama bu

it is not adrenaline it is not adrenaline I will find the answer in a

adrenalin değil, adrenalin değil Cevabı birazdan

moment here it is the answer

burada bulacağım cevap bu,

I find the busy roads quite something raising to drive on I think this might

işlek yollarda sürmek için oldukça heyecan verici buluyorum Sanırım bu

be one you've never seen before I have a feeling it might be a new one

daha önce hiç görmediğiniz bir yol olabilir İçimde bunun yeni bir yol olabileceğine dair bir his var.

the answer is I find the busy roads quite something raising to drive on the

answer is hey hey I find the busy roads quite hair-raising to drive on if

something is hair-raising it means it is exciting or maybe dangerous or scary so

bir şey tüyler ürperticiyse, bu onun heyecan verici veya belki tehlikeli veya korkutucu olduğu anlamına gelir, bu nedenle

some people might say I don't like driving on the fast roads I find it

bazı insanlar hızlı yollarda araba kullanmayı sevmediğimi

quite hair-raising so you might say thrill a thrilling experience or maybe a

söyleyebilirler. belki

slightly scary experience something that makes you feel afraid a little nervous

biraz ürkütücü bir deneyim seni korkutan bir şey yaparken biraz gerginsin

when you are doing whoo the journey back was hair-raising it was a little

terrifying hair-raising so yes that is it that is an expression that we use in

English something is hair-raising it is slightly scary frightening I hope

tüyler ürpertici biraz korkutucu ürkütücü umarım

today's English addict has not been too hair-raising for you so there it is

bugünün İngiliz bağımlısı sizin için çok tüyler ürpertici olmamıştır, bu yüzden işte

the answer to the final one I find the busy roads quite hair-raising to drive

sonuncunun cevabıdır Kalabalık yollarda sürmek oldukça tüyler ürpertici buluyorum

on thank you very much for your company by the way thank you very much for your

ilginiz için çok teşekkür ederim şirket bu arada şirket için çok teşekkür ederim

company who could think of it says Sergio I don't know well sometimes the

bunu düşünebilen şirket için çok iyi bilmiyorum diyor Sergio bazen

answer is just wait you see sometimes the answer is waiting

cevap sadece bekle görürsün bazen cevap bulunmayı bekliyor

to be found it doesn't mean that everyone has the answer sometimes the

bu herkesin cevabı bildiği anlamına gelmez bazen

answer my friend is blowin in the wind the answer is blowin in the wind thank

cevap arkadaşım rüzgarda esiyor cevap rüzgarda esiyor

you very much for your company today Thank You Sasha thank you arts B it's

bugünkü şirketin için çok teşekkür ederim Teşekkürler Sasha teşekkürler sanatlar B

been an interesting two hours I've been here for two hours in three minutes I

ilginç iki saat oldu Üç dakika içinde iki saattir buradayım ben

can't believe it I will see you on Sunday yes I am back

inanamıyorum pazar günü görüşürüz evet pazar günü dönüyorum ne zaman dönerim diyenler

on Sunday for those who are wondering when I'm back the answer is Sunday I'm

için cevap pazar

back with you on Sunday from 2 p.m. UK time and there it is now on the screen

Pazar saat 14:00'ten itibaren sizlerleyim. İngiltere saati ve işte şimdi ekranda

Sunday Wednesday Friday is when I am on by the way you are more than welcome to

Pazar Çarşamba Cuma ben varken bu arada

send a little donation as well because I do all of this for free it costs you

küçük bir bağış gönderebilirsiniz çünkü bunların hepsini ücretsiz yapıyorum size

nothing and also I give all my time for free so

hiçbir maliyeti yok ve ayrıca hepsini veriyorum benim zamanım bedava bu yüzden küçük veya büyük

if you want to give a small donation small or large maybe you have recently

küçük bir bağış yapmak istiyorsanız belki son zamanlarda

won the lottery and you don't want you don't know what

piyangoyu kazandınız ve bu kadar parayla ne yapacağınızı bilmiyorsanız

to do with all that money you can make a small donation and help my work continue

küçük bir bağışta bulunup yardım edebilirsiniz. iş sonsuza dek devam ediyor

forever and ever and ever and also please give me a like as well before you

ve ayrıca lütfen gitmeden önce bana da bir beğeni verin ben

go before I end give me a thumbs up and say yeah I like it I like what you are

bitirmeden önce bana bir başparmak verin ve evet hoşuma gitti ne yaptığınızı seviyorum bayım

doing mr. Duncan keep it up thanks for your company Thank You

. Duncan devam et, şirketin için teşekkürler

Valeria thank you yes yeah Thank You Mika thank you also bad liar but liar

Valeria teşekkür ederim evet evet Teşekkürler Mika ayrıca teşekkür ederim kötü yalancı ama yalancı

asks why don't you do this every day there is a good reason why because if I

neden bunu her gün yapmıyorsun diye soruyor bunun iyi bir nedeni var çünkü eğer ben

did it every day I think I would need to go to hospital pretty quickly

her gün yaptıysam bence Çok çabuk hastaneye gitmem gerekecek

because it would be very tiring it is very tiring doing this for two hours

çünkü çok yorucu olurdu bunu iki saat yapmak çok yorucu

imagine doing this every day in fact I did a couple of months ago I did this

bunu her gün yaptığımı hayal edin aslında birkaç ay önce yaptım bunu

every day can you believe it so not last month during May I did a live stream

her gün yaptım inanabiliyor musunuz çok sürmedi mayıs ayı boyunca her gün canlı yayın yaptım açıkçası

every day it nearly destroyed me to be honest see you later catch you

beni neredeyse mahvetti sonra görüşürüz

later thank you very much thank you to my wrong thank you Michael

sonra görüşürüz çok teşekkür ederim yanlışıma teşekkürler michael

came Dogen Thank You curry I hope you've enjoyed it lots of things to watch you

geldi dogen teşekkürler köri umarım çok şey beğenmişsinizdir izlemek için

can watch this again later if you missed it and you can have captions later on

bunu daha sonra tekrar izleyebilirsiniz eğer kaçırdıysanız daha sonra altyazı alabilirsiniz ve daha sonra altyazı alabilirsiniz

they will be there forever Maria thank you very much thank you

onlar sonsuza kadar orada olacaklar Maria çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim

I bore Renaud thank you very much for your company Thank You Cory see you

Renaud'yu sıktım refakatiniz için çok teşekkür ederim Cory

later I hope you have a good Friday and can I

sonra görüşürüz umarım iyi cumalar ve ben

also wish you a very good Saturday have a good weekend I hope you have a nice

de size çok iyi bir cumartesi diliyorum iyi bir hafta sonu dilerim umarım iyi

time the weather here is going to be awful this weekend apparently they're

vakit geçirirsiniz burada hava bu hafta sonu çok kötü olacak görünüşe göre

going to have a lot of rain Thank You Vitas Vitesse thank you also to moe-san

çok yağmur yağacak Teşekkürler Vitas Vitesse moe-san Morisot charlie'ye de teşekkür ederim

Morisot charlie Thank You charlie see you later Thank

Teşekkürler charlie sonra görüşürüz Teşekkürler

You Val or Valentin parisa said n and also Cori again Berlin for you hello

Val veya Valentin parisa n dedi ve ayrıca Cori tekrar senin için Berlin merhaba

Berlin I haven't seen you for a while Pat you thank you very much I am

Berlin Seni bir süredir görmedim Pat teşekkür ederim çok teşekkür ederim

definitely going now before I collapse on the floor from hunger because I am

kesinlikle görüşürüz Açlıktan yere yığılmadan şimdi gidiyorum çünkü

very hungry see you on Sunday 2:00 p.m. UK time and mr. Steve will be here as

çok açım Pazar 14:00'te görüşürüz. İngiltere saati ve mr. Steve

well on Sunday until the next time we meet you know what's coming next

Pazar günü de burada olacak bir dahaki sefere görüşene kadar sırada ne olacağını biliyorsun

yes you do take care stay safe stay happy keep that smile on your and of course...

evet kendine iyi bak güvende kal mutlu kal o gülümsemeyi yüzünde tut ve tabii ki...

ta ta for now! 8-)

şimdilik ta ta! 8-)