ENGLISH ADDICT - CHAT LIVE / 12th Feb 2020 / Clothes idioms & phrases / 5G / Flat Earth / Friendship

it's a beautiful day today here in the UK it's a rather nice day can you see

bugün burada, Birleşik Krallık'ta güzel bir gün oldukça güzel bir gün

the view from my window here we go again yes we are back once more back on

penceremden manzarayı görebilir misiniz işte tekrar başlıyoruz evet bir kez daha YouTube'a geri döndük

YouTube and yes you are right it is English addict

ve evet haklısınız

live from the United Kingdom or as I like to say good old England

Birleşik Krallık'tan canlı bir İngiliz bağımlısı veya eski güzel İngiltere'yi söylemekten hoşlandığım gibi

oh hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay

oh millete merhaba, ben mr. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you feeling happy are you happy today I really hope you are

umarım mutlusundur bugün mutlusundur gerçekten umarım

feeling happy because I'm feeling rather happy I have to be honest with you I'm

mutlusundur çünkü kendimi oldukça mutlu hissediyorum sana karşı dürüst olmam gerek

in a good mood because the weather is rather nice today we have a lovely day

modum iyi çünkü bugün hava oldukça güzel dışarıda güzel bir gün geçiriyoruz

outside and if you look closely let's have a look at that view

ve eğer yakından bakarsanız o manzaraya

once again the view that I was just showing you if you look in the distance

bir kez daha bakalım az önce size gösterdiğim manzaraya uzaktan bakarsanız

can you see on the mountains in the distance there is snow we have had some

uzaktaki dağları görebilir misiniz orada kar mı biraz

snow however hid the snow has only fallen on the high ground so that means

kar gördük ama sakladı kar sadece yüksek yerlere yağdı yani bu demek oluyor ki

all of the mountains all of the hills have had lots of snow however here we

tüm dağlar tüm tepeler çok kar yağdı ama burada

haven't but if you look in the distance yes there it is a live view right now

yok ama uzaktan bakarsanız evet orada şu anda canlı bir görüntüdür

and you can see that the snow has fallen across the hills and also the mountains

ve karın tepelerin üzerine düştüğünü ve ayrıca

looking over towards Wales and also Snowdonia so there you can see in the

Galler'e ve ayrıca Snowdonia'ya bakan dağları görebilirsiniz, böylece orada

distance there is some snow on the ground however here well right here in

uzaktan görebilirsiniz, yerde biraz kar var, ancak burada iyi burada

my garden sadly there isn't any snow however the view is still nice some blue

bahçem ne yazık ki hiç kar yok ancak manzara hala güzel biraz mavi

sky some clouds it is very windy however all of this pleasant weather is going to

gökyüzü biraz bulutlu hava çok rüzgarlı ancak bu güzel havanın tamamı

disappear over the next few days unfortunately we are going to lose all

önümüzdeki birkaç gün içinde kaybolacak maalesef

of that lovely sunshine once more

o güzelim güneş ışığının tamamını kaybedeceğiz bir kez daha

typical so it looks as if the weather this weekend here in the UK is going to

tipik yani görünüşe göre bu hafta sonu Birleşik Krallık'ta hava

be bad again can you believe it we had a big storm last week which caused all

yine kötü olacak buna inanabiliyor musunuz geçen hafta her

sorts of damage and lots of flooding and here we are again we are about to have

türlü hasara ve çok sayıda sele neden olan büyük bir fırtına yaşadık ve işte yine buradayız hafta sonuna doğru

exactly the same situation over the next couple of days into the weekend can you

önümüzdeki birkaç gün boyunca tam olarak aynı durumu yaşamak üzereyim buna

believe it anyway enough of that I'm glad to see you here it is nice to have

yeterince inanabiliyor musun seni burada gördüğüme sevindim burada olman güzel

you here we are now once more halfway through the week I can't believe how

şimdi bir kez daha haftanın ortasındayız yapabilirim '

fast this year is going already we are almost approaching halfway

bu yıl ne kadar hızlı geçiyor inanın şimdiden şubatın yarısına yaklaşıyoruz

through February yes today it's Wednesday

evet bugün çarşamba çarşamba çarşamba

Wednesday Wednesday it's Wednesday we are halfway through the week halfway

haftayı yarıladık hafta ortası

through the week how has your week being so far has it been good

haftanız nasıl geçti haftanız iyi geçti

I really hope you've had a good week my week hasn't been too bad even though

mi gerçekten umarım iyi bir hafta geçirdim haftam çok yoğun olmasına rağmen çok kötü geçmedi yapmam gereken

it's been busy one or two things that I have to do as I suppose I would say that

bir iki şey sanırım

I have entered a new era on YouTube and also the internet because now I have my

youtube ve internette yeni bir döneme girdiğimi söyleyebilirim çünkü artık ben

new website have you seen my new website I have listed all of my lessons and

yeni web siteme sahip olun yeni web sitemi gördünüz mü tüm derslerimi listeledim ve

there are lots of other things on there as well for you to watch if you want to

orada izlemeniz için daha birçok şey var

join my website if you want to have a look because now we are in a new era a

web siteme katılmak isterseniz bir göz atmak isterseniz çünkü artık buradayız yeni bir dönemde

new period of time things have changed a little bit you might say so for those

yeni bir dönemde işler biraz değişti diyebilirsiniz yani

who are interested in the website I will show you right now the new website

site ile ilgilenenler için hemen şimdi size yeni site

address there it is you can see it on the screen all you have to do is enter

adresini göstereyim diyebilirsiniz işte ekranda görebildiğiniz tek şey yapmanız gereken

that address and you will be taken straight to my new website you will see

bu adresi girmek ve doğrudan yeni web siteme yönlendirileceksiniz,

examples of my lessons also you will see all of the playlists as well so you can

derslerimden örnekler göreceksiniz, ayrıca tüm çalma listelerini de göreceksiniz, böylece

actually find all of the playlists on my new English addict website and there are

tüm çalma listelerini yeni İngilizce bağımlısı web sitemde bulabilirsiniz ve orada özel deyimimiz ve ayrıca haftanın sözü de

lots of other things as well including our special idiom and also our word of

dahil olmak üzere daha pek çok şey var

the week so there are lots of things to see on my new website and yes it is now

yani yeni web sitemde görülecek çok şey var ve evet artık

available so you might say that we are entering a new era when we say new era

mevcut yani yeni bir döneme giriyoruz diyebilirsiniz. yeni dönem,

it means a new period of time or maybe you are making some changes which means

yeni bir zaman dilimi anlamına gelir veya belki bazı değişiklikler yapıyorsunuz, bu da gelecekte her

that things will be slightly differ in the future so we often say we are

şeyin biraz farklı olacağı anlamına gelir, bu nedenle sık sık

entering a new era so time a period of time a new beginning

yeni bir döneme girdiğimizi söyleriz, bu nedenle zaman, zaman, zaman, yeni bir başlangıç,

things will be different and hopefully they will also be better as well so I

her şey farklı olacak ve umarım onlar da daha iyi olurlar bu yüzden

always try to improve myself and one of the things I like to do when I think

her zaman kendimi geliştirmeye çalışırım ve yapmaktan hoşlandığım şeylerden biri de

about how can I improve myself what can I do to make my life better well we

kendimi nasıl geliştirebilirim diye düşündüğümde hayatımı daha iyi hale getirmek için ne yapabilirim

might think of a person or a thing that might be described as an influencer so

aklımıza bir insan gelebilir veya etkileyici olarak tanımlanabilecek bir şey, yani YouTube'da çok sık

something that is capable of creating an influence so quite often on YouTube you

bir etki yaratma yeteneğine sahip bir şey, insanların ben

will hear people say I am a YouTube influencer a person who will influence

bir YouTube etkileyicisiyim, diğer insanları etkileyecek bir kişi,

other people so when we say influencer we mean a person who might set a good

bu nedenle etkileyici dediğimizde bir kişiyi kastediyoruz. iyi bir

example a person who might encourage you to do something that you've never

örnek oluşturabilecek biri sizi

thought of before or maybe to improve your self-image so someone that can give

daha önce hiç düşünmediğiniz bir şeyi yapmaya teşvik edebilecek veya belki de kişisel imajınızı iyileştirerek

you advice someone that can persuade you to change the way you do things can also

size tavsiye verebilecek biri sizi bir şeyleri yapma şeklinizi değiştirmeye ikna edebilecek biri aynı zamanda

be described as an influencer so we talk about you can see the word there at the

bir etkileyici olarak da tanımlanabilir, bu yüzden sizden bahsediyoruz, en

top influencer then we have influence to influence someone is to change their

üstteki etkileyici kelimesini görebilirsiniz, o zaman birisini etkilemek için etkimiz var, fikrini değiştirmek,

mind you might persuade them to do something differently you were

onları farklı bir şey yapmaya ikna edebilirsiniz,

influenced you are perhaps under the influence to be under the influence

etkilendiniz, belki de etki altındasınız etki altında olmak, bir şeyin

means that you are under control or under the spell of something or maybe

kontrolü altında veya büyüsü altında olduğunuz anlamına gelir veya belki

you have been persuaded to change your ways maybe you have been out

yolunuzu değiştirmeye ikna edildiniz, belki

for a few drinks with your friends and you have had too much alcohol we might

arkadaşlarınızla birkaç içki içmeye çıktınız ve çok fazla alkol aldınız

say that you are under the influence of alcohol of course influence can be good

diyebiliriz. alkolün etkisi altındasınız tabii ki etki iyi

or bad so there can be bad influence they can also be good influence so even

ya da kötü olabilir, bu nedenle kötü etki de olabilir, iyi etki de olabilir, bu yüzden

though we often think of influence B as being positive quite often it isn't so

genellikle B etkisinin olumlu olduğunu düşünsek de çoğu zaman bu öyle değildir ki

you can be a bad influence you can also be a good influence and the reason why

siz bir kötü etki aynı zamanda iyi bir etki de olabilir ve

I've mentioned this is because last night I was watching a very interesting

bundan bahsetmemin nedeni, dün gece

documentary about a TV personality who was around in the 1960s 1970s and also

1960'larda 1970'lerde ve ayrıca

the 1980s his name was mr. Rogers have you ever heard of mr. Rogers last night

1980'lerde olan bir TV kişiliği hakkında çok ilginç bir belgesel izliyordum, adı Mr. Rogers, Bay Rogers'ı hiç duydunuz mu? Rogers dün gece

on Netflix I watched a very interesting documentary about a guy who was very

Netflix'te Amerikan televizyonunda otuz yılı aşkın bir süredir çok etkili olan bir adam hakkında çok ilginç bir belgesel izledim

influential for over three decades on American television mr. Rogers he was a

Mr. Rogers cana

friendly approachable TV presenter he presented children's programs so his

yakın bir TV sunucusuydu, çocuk programları sunuyordu, bu nedenle

main area of expertise his target audience were actually children and he

ana uzmanlık alanı hedef kitlesi aslında çocuklardı ve

became very popular in the United States during the 1960s the 1970s and also the

1960'larda, 1970'lerde ve ayrıca

1980s as well there is actually a movie that's just been made a beautiful day in

1980'lerde Amerika Birleşik Devletleri'nde çok popüler oldu. Tom Hanks'in oynadığı mahallede güzel bir gün yapıldı,

the neighborhood starring Tom Hanks which is also about

bu aynı zamanda

Fred Rogers life and also the work he did teaching children through the medium

Fred Rogers'ın hayatı ve aynı zamanda televizyon aracılığıyla çocuklara öğretmek için yaptığı işi de anlatıyor,

of television so if you haven't seen that movie yet I haven't seen it yet

bu yüzden o filmi henüz izlemediyseniz henüz izlemedim.

however I did watch a very interesting documentary last night all about Fred

Dün gece tamamen Fred Rogers hakkında çok ilginç bir belgesel izledim,

Rogers otherwise know mr. Rogers by the way my name isn't mr.

yoksa biliniz bayım. Bu arada benim adım Bay Rogers değil.

Rogers my name is mr. Duncan I'm another mr. Oh an interesting thing Tom Hanks

Rogers, benim adım Bay. Duncan, ben başka bir bayım. Bay rolünü oynayan Tom Hanks ilginç bir şey

who plays the part of mr. Rogers in the new movie about Fred Rogers life is

. Fred Rogers'ın hayatını anlatan yeni filmde Rogers'ın hayatı

actually related to mr. Rogers did you know that well now you do hello to

aslında Mr. Rogers bunu biliyor muydunuz şimdi

everyone on the live chat do you have someone in your life who gives you

canlı sohbette herkese merhaba diyorsunuz hayatınızda size etki sağlayan biri var mı

influence is there a person in your life who gives you lots of influence a person

hayatınızda size çok fazla etki sağlayan biri var mı

who encourages you a person who gives you good advice or maybe a person that

sizi cesaretlendiren biri size ilham veren biri iyi bir tavsiye ya da belki

you just follow through example so maybe you see a person who does something in a

sadece örnek olarak takip ettiğiniz bir kişi, yani belki bir şeyi belirli bir şekilde yapan bir kişi görüyorsunuz

certain way and maybe that person influences you so you might be

ve belki o kişi sizi etkiliyor, bu yüzden

influenced by someone to influence so I think I think it's a great word and some

etkilemek için birinden etkilenebilirsiniz, bu yüzden bence bu harika bir kelime ve bazı

people believe that nowadays there there is more bad influence around than good

insanlar günümüzde iyi etkiden daha çok kötü etki olduğuna inanıyor,

influence however I disagree I think there is good and bad influence

ancak ben katılmıyorum, her yerde iyi ve kötü etki olduğunu düşünüyorum,

everywhere so we all have a chance at some point in our life to influence

bu nedenle hepimizin hayatımızın bir noktasında

another person either in a good way or a bad way oh we have the live chat don't

başka bir kişiyi iyi veya kötü bir şekilde etkileme şansımız var. kötü yol oh canlı sohbetimiz var

worry I haven't forgotten about you hello mr. Duncan and everyone I hope

merak etmeyin sizi unutmadım merhaba bay. Duncan ve herkes umarım

you're having a wonderful day it is a wonderful day in my neighborhood

harika bir gün geçiriyorsunuzdur mahallemde harika bir gün

hello Rolfie guess what you are first on today's live chat

merhaba Rolfie tahmin edin bugünün canlı sohbetinde ilk sizsiniz birinci

congratulations to you for being first well done Ralphy you have a very fast

olduğunuz için sizi tebrik ediyoruz aferin Ralphy çok hızlı bir

finger your finger is clicking your mouse very quickly I think so

parmağınız var parmağınız tıklıyor farenizi çok hızlı düşünüyorum

Guadalupe is also here sweetness hello there how are you happy winds-day mr.

Guadalupe de burada tatlım merhaba nasılsınız mutlu rüzgarlar günü bayım.

Duncan Wednesday isn't too bad I'm having a good day

Duncan Çarşamba o kadar da kötü değil İyi bir gün geçiriyorum Daha

I've had better days I've also had worse days so today is a pretty average day

iyi günlerim oldu Daha kötü günlerim de oldu bu yüzden bugün oldukça ortalama bir gün

even though last night I had a lovely sleep so I woke up this morning I got up

Dün gece güzel bir uyku çekmeme rağmen bu sabah uyandım

very early this morning and decided to prepare my livestream earlier than

bu sabah çok erken kalktım ve canlı yayınımı normalden daha erken hazırlamaya karar verdim

normal hmm so I've been very busy since about 8

hmm bu sabah saat 8'den beri çok meşgulüm

o'clock this morning hello also to Vitesse watching in

Litvanya'da izleyen Vitesse'ye de merhaba Bu arada sue'dan

Lithuania I've received some lovely photographs by the way from sue cat who

bazı güzel fotoğraflar aldım

has recently gone on a trip well I think she's back now from a holiday but she

yakın zamanda bir geziye çıkmış kedi sanırım şimdi bir tatilden döndü ama dünyanın

went for a lovely trip to a nice part of the world somewhere quite remote and

güzel bir yerine oldukça uzak ve uzak bir yere güzel bir gezi için gitti

distant I will have a little look and hopefully you will watch as well as I

biraz bakacağım ve umarım siz de izlersiniz Tsukete'nin çektiği

reveal some of the photographs that tsukete took hello also Luis Mendez

fotoğraflardan bazılarını ifşa ediyorum merhaba ayrıca Luis Mendez

hello to Luis Mendez watching in France Muhammad Aslam also Cecilia also we have

Fransa'da izleyen Luis Mendez'e merhaba Muhammed Aslam ve Cecilia da

T Trin watching in Vietnam a big hello to Vietnam how are you today hello also

Vietnam'da izleyen T Trin var Vietnam'a büyük bir merhaba bugün nasılsın merhaba ayrıca Beyaz

Belarus see ya hello Pedro Pedro Belmont is here today

Rusya görüşürüz merhaba Pedro Pedro Belmont bugün burada

Pedro is here almost everyday hello - Pedro nice to see you back I suppose the

Pedro neredeyse her gün burada merhaba - Pedro sizi tekrar görmek güzel Sanırım

big question is how long are you going to stay for because normally you

asıl soru ne kadar kalacağınız çünkü normalde

disappear after a certain period of time I wonder why Mujahid says hello everyone

belli bir süre sonra ortadan kayboluyorsunuz Mücahid neden herkese merhaba diyor merak ediyorum. canlı yayına

it is the first time for me to join the live stream

ilk kez katılıyorum

hello Mujahid hello and welcome and congratulations for finding my live

merhaba Mujahid merhaba ve canlı yayınımı bulduğunuz için hoş geldiniz ve tebrikler

stream

I have to be careful I might get too excited you see we are only 20 minutes

dikkatli olmalıyım çok heyecanlanabilirim bugünün canlı yayınına sadece 20 dakikamız var bu

into today's livestream so I have to be very careful I can't get too excited

yüzden çok dikkatli olmalıyım yapabilirim fazla heyecanlanmayın

hello also Maksim Helena also sweet life hello sweet life nice to see you here as

merhaba ayrıca Maksim Helena da tatlı hayat merhaba tatlı hayat sizi de burada görmek güzel

well hello mr. Duncan and I hope you are doing well and the weather is not so bad

merhaba bayım. Duncan ve umarım iyisinizdir ve hava o kadar da kötü değil

it is nice here cold but sunny however this weekend we have another

burası güzel soğuk ama güneşli ancak bu hafta sonu önümüze çıkan başka bir fırtına var bu hafta sonu

storm coming our way this weekend storm Dennis that's what they've named the

Dennis fırtınası mağazanın adını bu şekilde koydular,

store I was hoping they would call it storm Duncan but no they have gone for

arayacaklarını umuyordum Duncan fırtınası ama hayır

storm Dennis so that is the storm that is heading our way right now and it will

Dennis fırtınası için gittiler yani şu anda yolumuza çıkan fırtına bu ve

be arriving over the weekend hello marela hello Guadalupe again hello

hafta sonu gelecek merhaba marela merhaba Guadalupe tekrar merhaba

my hello also rose hello rose a rose is a rose it is still a rose by any other

benim merhaba da gül merhaba gül gül güldür başka bir isimle hala bir gül

name it will always smell sweet and look pretty

her zaman tatlı kokar ve güzel görünür

hello Vic Vic Sousa interesting name hello also to Miriam nice to see you

merhaba Vic Vic Sousa ilginç isim Miriam'a da merhaba sizi burada görmek güzel

here as well lots of things to talk about of course it is Valentine's Day on

konuşacak çok şey var elbette bugün Cuma günü Sevgililer Günü

Friday mm-hmm and I will be with you of course don't forget you can have me on

mm-hmm ve Yanında olacağım tabi ki unutma beni

your TV screen or maybe your computer monitor or perhaps your mobile device

televizyon ekranınızda belki bilgisayar monitörünüzde belki mobil cihazınızda

every Sunday Wednesday and Friday I am with you from 2 p.m. UK time and this

her pazar çarşamba ve cuma saat 14:00 den itibaren sizlerleyim. Birleşik Krallık saati ve bu

Friday all of you romantic people maybe you are in love with someone and you

Cuma siz romantik insanlar, belki birine aşıksınız ve

want to let them know that you are there for them

Valentine's Day this Friday and also next Sunday

bu Cuma Sevgililer Günü'nde onların yanında olduğunuzu ve ayrıca önümüzdeki Pazar günü

it's mr. Steve's birthday so a very busy week ahead

Bay. Steve'in doğum günü bu yüzden çok yoğun bir hafta olacak, önümüzde

we have Valentine's Day on Friday I will be with you and also I will be with you

Cuma günü Sevgililer Günü var ve ayrıca Pazar günü de sizinle olacağım, yani

on Sunday which is mr. Steve's birthday wow what a busy week I've got ahead

Bay. Steve'in doğum günü vay ne yoğun bir hafta önümde

hello also Stu Rose apparently there is cherry blossom already near roses house

merhaba Stu Rose da görünüşe göre roses house'un yanında zaten kiraz çiçekleri var

very nice I have noticed in the garden that some of the trees are already

çok güzel Bahçede bazı ağaçların çoktan

coming into bird so the birds are already starting to come out on the

kuş olmaya başladığını fark ettim, bu yüzden kuşlar çoktan başlıyor çık ağaçların üstüne çık

trees which I'm quite excited about hello from Russia hello to Eagle eggy's

Rusya'dan merhaba merhaba Eagle eggy'den

Ilgaz ilgaz sab watching in Russia hello to you lots of things to talk about

Ilgaz ilgaz sab Rusya'da seyrederken merhaba size merhaba bugün konuşacak çok şey var giyim ile ilgili deyimlerden

today we are talking about idioms to do with clothing we are talking about

bahsediyoruz kıyafet deyimlerinden bahsediyoruz

clothes idioms so idioms and expressions things we can

deyimler ve ifadeler

use in English relating to clothes that coming up later on lots of things to

İngilizce'de giysilerle ilgili kullanabileceğimiz şeyler daha sonra ortaya çıkacak olan birçok şey hakkında

talk about including oh here's something else it's been in the news recently do

konuşulacak bir sürü şey dahil oh işte başka bir şey son zamanlarda haberlerde yer aldı

you have 5 G in your country yet so most countries now have 4G which is very very

ülkenizde 5 G var mı, yani çoğu ülkede artık 4G var Bu,

fast form of connection over the Internet and also through your mobile

İnternet üzerinden ve ayrıca cep telefonlarınız aracılığıyla çok çok hızlı bir bağlantı şeklidir,

phones however now there is 5g here in the UK we have 5g but not everywhere

ancak şimdi burada, Birleşik Krallık'ta 5g var, ancak her yerde değil, şu

just in one or two places at the moment so in Manchester Birmingham and

anda sadece bir veya iki yerde, yani Manchester Birmingham'da ve

so London there is 5g but we are still waiting to be connected in other parts

Londra'da var. 5g ama biz hala Birleşik Krallık'ın diğer bölgelerinde bağlanmayı bekliyoruz,

of the UK so what about you do you have your 5g connection in your country on

o halde ülkenizde cep telefonunuzda 5g bağlantınız var mı,

your mobile phone apparently 5g is supposed to be really

görünüşe göre 5g'nin gerçekten

really fast however some people are slightly worried about the safety aspect

çok hızlı olması gerekiyor, ancak bazı insanlar güvenlik konusunda biraz endişeli

of 5g for many years people have been concerned about how safe mobile phones

5g'nin yönü uzun yıllardır insanlar,

are especially if you use them often and if you have them near your head and some

özellikle onları sık kullanıyorsanız ve başınızın yakınında bulundurursanız cep telefonlarının ne kadar güvenli olduğu konusunda endişe duyuyorlar ve bazı

people are concerned about the transmitters that will be transmitting

insanlar

the 5g signal however here in the UK we don't really have 5g at the moment just

5g sinyalini iletecek vericiler hakkında endişeleniyorlar, ancak burada Birleşik Krallık'ta şu anda gerçekten 5g'miz yok, sadece

one or two cities have 5g however we are waiting to receive our 5g signal here in

bir veya iki şehirde 5g var ancak burada, Shropshire'da 5g sinyalimizi almayı bekliyoruz.

Shropshire I think it might be about two or three years before we get it here but

what about you do you have 5g where you are if you feel like showing off if you

5g olduğun yerde 5g var gösteriş yapmak istiyorsan

feel like telling me that you have 5g maybe you are watching me now with your

bana 5g'ye sahip olduğunu söylemek istiyorsan belki şu anda

superfast 5g connection very nice Netra says we have 4G at the moment so just

süper hızlı 5g bağlantınla beni izliyorsundur çok güzel Netra şu anda 4G'miz olduğunu söylüyor bu yüzden hemen

about here in the UK we have 4G and over the next two or three years we are going

burada İngiltere 4G'ye sahibiz ve önümüzdeki iki veya üç yıl içinde

to expand our 5g service but it would appear that 5g is going to be super fast

5g hizmetimizi genişleteceğiz ancak 5g'nin süper hızlı olacağı anlaşılıyor

hello also to Falcon hello Falcon nice to see you here today

Falcon'a da merhaba merhaba Falcon bugün sizi burada görmek güzel

Miriam says it might cause illnesses such as cancer and also Falcon agrees

Miriam bunun aşağıdaki gibi hastalıklara neden olabileceğini söylüyor: kanser ve ayrıca Falcon da

with as well and this is the thing that I

aynı fikirde ve

wanted to talk about briefly some people are worried about mobile technology

kısaca bahsetmek istediğim şey bu, bazı insanlar

especially with all of the radio signals that are going through the air however

özellikle havadan geçen tüm radyo sinyalleri ile mobil teknoloji hakkında endişeleniyor, ancak

there are many different types of radio signal many types of signal that can be

birçok farklı radyo sinyali türü var. hem

received and also sent hello Rolfie nobody speaks English perfectly not even

alınabilen hem de gönderilebilen sinyal türleri merhaba Rolfie kimse mükemmel İngilizce konuşamıyor ben

me sometimes I make mistakes when I'm

bile bazen konuşurken hatalar yapıyorum

talking because sometimes talking is spontaneous so when you speak it is

çünkü bazen konuşma kendiliğinden oluyor bu yüzden konuşurken

possible to make mistakes no one is perfect

hata yapmak mümkün kimse mükemmel değil

hello to Nestor hello also Cecilia mr. Duncan's lessons are relaxing and at the

Nestor'a merhaba Merhaba ayrıca Cecilia Bay. Duncan'ın dersleri rahatlatıcı ve

same time very useful well I'm pleased to hear that it's very nice to hear that

aynı zamanda çok faydalı Pekala, o

broken boy is here again it's nice to see you here as a regular viewer thank

kırık çocuğun tekrar burada olduğunu duymak çok güzel, sizi burada düzenli bir izleyici olarak görmek güzel, görünüşe göre

you very much for joining me apparently my 4G connection is only

bana katıldığınız için çok teşekkür ederim 4G'm bağlantı sadece

available in my country we don't have 5g yet so I think a lot of countries around

benim ülkemde mevcut, henüz 5g'ye sahip değiliz, bu yüzden dünyadaki birçok ülkede

the world still don't have 5g I think in Asia such as I think in China and I'm

hala 5g'nin olmadığını düşünüyorum, Çin'de düşündüğüm gibi Asya'da ve

sure Japan they have 5g already and here in the UK it is being introduced very

eminim Japonya'da zaten 5g var ve burada Birleşik Krallık'ta çok

slowly however people are concerned they are concerned about their health and how

yavaş tanıtılıyor, ancak insanlar sağlıkları ve bu şeylerin ne kadar güvenli olduğu konusunda endişeleniyorlar,

safe these things are from my own point of view I don't really think too much

benim açımdan, bunun hakkında pek fazla düşünmüyorum,

about it however I am always very careful when I'm using my mobile phone I

ancak ne zaman çok dikkatli olurum Cep telefonumu kullanıyorum

never put my mobile phone by my head and I never use anything that transmits near

Cep telefonumu asla başucuma koymuyorum ve kafamın yakınında ileten hiçbir şey kullanmıyorum

my head because my brain is very precious I need my brain

çünkü beynim çok değerli Beynime ihtiyacım var

what there is of it the other thing I'm a little concerned with have you seen

onun ne olduğu diğer bir şey beni biraz endişelendiriyor

those little earphones that go in your ears well of course they are they'll go

kulağınıza giren o küçük kulaklıkları gördünüz mü tabi ki

in your ears because they're called earphones and they are wireless and

kulağınıza girecekler çünkü onlara kulaklık deniyor ve kablosuzlar ve

apparently they use a wireless signal however those things are right next to

görünüşe göre kablosuz bir sinyal kullanıyorlar ama o şeyler beyninizin hemen yanında

your brain so I wonder how safe they are but I don't really like putting anything

bu yüzden ne kadar güvenli olduklarını merak ediyorum ama

too close to my head that uses a wireless signal or maybe uses a signal

kablosuz sinyal kullanan veya belki çok güçlü bir sinyal kullanan herhangi bir şeyi kafamın çok yakınına koymaktan gerçekten hoşlanmıyorum bu

that's very strong so I tend not to do it

yüzden bunu yapmama eğilimindeyim

hello also - Lee Kwang I hope one day here there will be 5g all over the world

merhaba ayrıca - Lee Kwang umarım bir gün burada tüm dünyada 5g olacak,

well some people are looking forward to it and some people are not and already

bazı insanlar bunu dört gözle bekliyor ve bazı insanlar beklemiyor ve şimdiden Oh Samsung da dahil olmak üzere

there are many 5g mobile phones available including Oh Samsung so

birçok 5g cep telefonu var, bu yüzden

Samsung have just released their new phone the Samsung is it the s20 hello

Samsung yeni telefonlarını piyasaya sürdü, Samsung bu s20 mi merhaba

Gigi how to pronounce how do I pronounce comfortable comfortable is that okay I

Gigi nasıl telaffuz edilir rahat rahat nasıl telaffuz ederim o tamam

will say it one more time comfortable are you feeling comfortable

bir kez daha rahat söyleyeceğim rahat rahat hissediyor musun

comfortable Elinor I'm at work now so I can't be with you for long I have also I

rahat Elinor şu an işteyim bu yüzden seninle uzun süre birlikte olamam benim de

have a bad connection oh I'm sorry to hear that you could

kötü bir bağlantım var oh, daha sonra izleyebileceğinizi duyduğuma üzüldüm,

always watch it later hello also to Jean and Sean ferry oh I

Jean ve Sean feribotuna da merhaba, oh,

like the British accent but it's quite hard to imitate I suppose it's hard to

İngiliz aksanını seviyorum ama taklit etmesi oldukça zor, sanırım

imitate any accent so maybe there are certain accents I like however it's very

herhangi bir aksanı taklit etmek zor, bu yüzden belki sevdiğim bazı aksanlar var ancak

hard to imitate them or to copy the accent so I'm sure there are many

onları taklit etmek ya da aksanı kopyalamak çok zor, bu yüzden

accents that are around that you hear and maybe you think mmm I

etrafta duyduğunuz ve belki de mmm diye düşündüğünüz birçok aksan olduğundan eminim, keşke

wish I could sound like him or her hello also - flower flower Espoir nice

onun gibi konuşabilseydim ya da onun gibi merhaba da - çiçek çiçek Espoir

to see you here as well today so 5g is still a long way for many people

sizi görmek güzel bugün burada da 5g, burada Birleşik Krallık dahil birçok insan için hala uzun bir yol

including here in the UK however if you go to London or Manchester or Birmingham

ancak Londra'ya, Manchester'a veya Birmingham'a giderseniz

and I think also Cardiff as well I think Cardiff also has 5g would you like to

ve bence Cardiff'i de düşünüyorum Cardiff'te de 5g olduğunu düşünüyorum

see some lovely photographs sooo cat has been on holiday sooo cat has been to the

bazı güzel fotoğraflar görmek ister misiniz? sooo cat tatilde sooo cat

Falkland Islands would you like to see some of SU cats photographs okay let's

Falkland Adaları'na gitti SU kedilerinin fotoğraflarından bazılarını görmek ister misiniz tamam

have a look right now shall we so thank you very much once again to sue cat for

şimdi bir bakalım mı bu fotoğrafları gönderdiğiniz için cat'a dava açtığınız için bir kez daha çok teşekkür ederiz

sending these photographs and here you can see some views of a very interesting

ve işte buradasınız dünyanın çok ilginç bir parçası olan Falkland Adaları'nın bazı manzaralarını görebilir,

part of the world the Falkland Islands

some very nice shots and you might notice one thing it looks very remote

bazı çok güzel çekimler yapabilir ve bir şeyin çok uzak

and very peaceful which is true it is so thank you very much - sue cat for

ve çok huzurlu göründüğünü fark edebilirsiniz ki bu doğru, çok teşekkür ederim - bu fotoğrafları gönderdiği için cat'a dava açın

sending these photographs some lovely shots some lovely views and look there

biraz güzel çekimler bazı güzel manzaralar ve bakın

are some penguins oh I've never seen a real penguin in the wild I've seen them

bazı penguenler var oh vahşi doğada hiç gerçek bir penguen görmedim onları

in zoos that looks like a seagull yes there is a seagull flying overhead so

hayvanat bahçelerinde martıya benzeyen gördüm evet tepemizde uçan bir martı var bu yüzden

here are some photographs sent in by tsukete of a very remote part of the

burada tarafından gönderilen bazı fotoğraflar var Dünyanın çok uzak bir yerindeki

world the Falkland Islands and it looks as if sue cat had a very nice time in

Falkland Adaları'nın tsukete'si ve sue cat çok güzel vakit geçirmiş gibi görünüyor

fact in the message that I received from sue cat she said I would love

aslında sue cat'tan aldığım mesajda

to live in this place I would love to live in this location because it's quiet

bu yerde yaşamayı çok isterim yaşamayı çok isterim dedi. Bu konumda, çünkü burası sessiz,

peaceful and most importantly of all all the people are very friendly so thank

huzurlu ve en önemlisi tüm insanlar çok cana yakın, bu yüzden fotoğraflarınızı gönderdiği için

you very much once again to sue Kat for sending your photographs that's very

Kat'i dava ettiğiniz için bir kez daha çok teşekkür ederim, çok

kind of you thank you very much it is live English it is English addict for

naziksiniz, çok teşekkür ederim, canlı İngilizce, İngilizce bağımlısı

all those who can't get enough of the beautiful language that is English thank

Güzel bir dil olan İngilizce'ye doyamayan herkes,

you very much for your company today hoping Chang is watching from Beijing

bugün şirketiniz için çok teşekkür ederim, Chang'in Pekin'den

hello to Beijing of course China and many other parts of the world are now

Pekin'e merhaba izlediğini umarak elbette Çin ve dünyanın diğer birçok bölgesi artık

being affected by what used to be called the corona virus but now it has a new

eskiden olanlardan etkileniyor. corona virüsü deniliyor ama artık yeni bir

name have you seen the new name of the corona virus they have now decided to

adı var corona virüsünün yeni adını gördünüz mü şimdi

call it covered 19 or kovat 19 it sounds like a type of software for your

ona cover 19 veya kovat 19 demeye karar verdiler bilgisayarınız için bir tür yazılım gibi geliyor

computer but it isn't it is the new name that has been given to the corona virus

ama değil mi şu anda

which is now affecting many parts of the world including here in the UK so not

İngiltere de dahil olmak üzere dünyanın birçok yerini etkileyen korona virüsüne verilen yeni isimdir, yani şu anda

only China even though at the moment China is still the worst affected place

Çin hala korona virüsünden en kötü etkilenen yer olsa da

the corona virus or as they call it now like covered 19 which does not come out

veya onların deyimiyle sadece Çin değil şimdi ağzınızdan çıkmayan örtülü 19 gibi örtülü

of your mouth very easily covered 19 why didn't you just call it SARS too much

19 neden buna çok

easier so the corona virus causing a lot of havoc around the world and can I send

daha kolay SARS demediniz yani korona virüsü dünya çapında çok fazla tahribata neden oluyor ve

all of my best wishes to everyone in China of course I spent many years

tüm iyi dileklerimi gönderebilir miyim? Çin'deki herkes elbette Çin'de çalışarak uzun yıllar geçirdim,

working in China in fact I was in China during the SARS outbreak in 2003

aslında 2003'teki SARS salgını sırasında Çin'deydim,

so I was living in China way back in 2003 during the SARS crisis so I know

yani 2003'te SARS krizi sırasında Çin'de yaşıyordum, bu yüzden

what it feels like because I was there when SARS was around in China hello to

nasıl bir his olduğunu biliyorum çünkü o sırada oradaydım. SARS Çin'de ortalıkta dolanıyordu köklerime merhaba

my roots hello mr. Duncan I like your English

merhaba bayım. Duncan, İngilizce

addict live lesson very much yes I am live three times a week you can have me

bağımlısı canlı dersinizi çok beğendim, evet, haftada üç kez yaşıyorum, beni

live coming out later we're going to talk about a conspiracy theory have you

canlı yayına alabilirsiniz, daha sonra bir komplo teorisi hakkında konuşacağız, doğru olabilecek

ever thought about something that may or may not be true well here's something

veya olmayabilecek bir şey hakkında hiç düşündünüz mü?

that apparently has become very popular again this is something that has been

görünüşe göre yeniden çok popüler hale gelen bir şey bu

talked about over the past five or six years mainly because of YouTube

son beş altı yıldır esas olarak YouTube yüzünden konuşulan bir şey

apparently YouTube is responsible for this particular conspiracy theory have

görünüşe göre bu özel komplo teorisinden YouTube sorumlu

you ever heard of the Flat Earth Society apparently there are people who believe

Düz Dünya Topluluğu'nu hiç duydunuz mu görünüşe göre orada insanlar var

that the earth is not a globe but is in fact flat like a pancake have you ever

Dünyanın bir küre olmadığına, aslında bir gözleme gibi düz olduğuna inananlar,

heard of the Flat Earth Society there are people who believe that the earth is

Düz Dünya Derneği'ni hiç duydunuz mu, dünyanın küre

not a globe it is not a sphere it is in fact flat and they are called the Flat

olmadığına, küre olmadığına, aslında düz olduğuna inanan insanlar var ve onlar Düz

Earth Society but apparently the popularity of this particular society

Dünya Topluluğu olarak adlandırılıyorlar ama görünüşe göre bu belirli topluluğun popülaritesi

came about through YouTube in 2014 and since then a lot more people have joined

2014'te YouTube aracılığıyla geldi ve o zamandan beri çok daha fazla insan herkesin yalan söylediğine dair

in with the conspiracy theory that everyone is lying everyone is lying

komplo teorisine katıldı, herkes her

about the shape of the earth first of all why what do you have to gain

şeyden önce dünyanın şekli hakkında yalan söylüyor neden

by lying about the shape of the earth what do you have to gain what can you

dünyanın şekli hakkında yalan söylemekle ne elde etmek zorundasın ne kazanmak zorundasın

win what can you gain by saying the earth is flat instead of spherical I

ne kazanabilirsin dünyanın küre yerine düz olduğunu söylemekle ne kazanabilirsin

don't know also how do you explain the North and South Pole how do you explain

bilmiyorum ayrıca kuzeyi nasıl açıklıyorsun ve Güney Kutbu bunu nasıl açıklarsınız

that how do you explain the oceans why don't the oceans just flow over the edge

okyanusları nasıl açıklarsınız okyanuslar neden dünyanın kenarından akmazlar

of the earth if the earth is flat where does the sea go how do you explain the

dünya düz ise deniz nereye gider

seasons in the north and south so in the northern hemisphere in the southern

kuzeyde ve güneyde mevsimleri nasıl açıklarsınız yani kuzey yarımkürede güney

hemisphere how do you explain winter and summer if the earth is flat how does the

yarımkürede kış ve yazı nasıl açıklarsınız dünya düz ise

Flat Earth rotate does it go round and round or does it just flip like a coin

düz dünya nasıl döner döner döner mi yoksa havaya atılan bir madeni para gibi mi döner

being thrown in the air so the Flat Earth Society yes there are people who

yani düz dünya derneği evet

still believe that the earth is flat however we do live in a strange age

hala dünyanın düz olduğuna inanan insanlar var ancak

where many people believe strange things

birçok insanın garip şeylere inandığı garip bir çağda yaşıyoruz

hello - rose again yes does that idea still exist apparently it does in the

merhaba - tekrar yükseldi evet bu fikir hala var mı görünüşe göre Amerika

United States there are many people who believe that the governments around the

Birleşik Devletleri'nde var buna inanan birçok insan var dünyanın dört bir yanındaki hükümetler

world have been hiding the fact that the earth is flat but why why would you hide

dünyanın düz olduğu gerçeğini saklıyorlar ama neden saklayasınız ki dünyanın düz olduğu

it why does it have to be kept a secret that the earth is flat I don't know

neden bir sır olarak saklanmak zorunda

Rolfie says how can you make sense out of nonsense that is crazy well it does

Rolfie bundan nasıl anlam çıkarabileceğinizi söylüyor saçmalık

seem hard to believe but there are people who believe that the earth is

inanması zor ama dünyanın düz olduğuna inananlar var

flat Falcon says we have two weeks we have to

respect everyone's opinion fair well I suppose so I don't think anyone

is telling other people what to say or think however it is an interesting idea

söylemek ya da düşünmek ilginç bir fikir

and it is all always worthy of discussion so if the earth is flat why

ve hepsi her zaman tartışmaya değer, öyleyse dünya düzse neden

would we keep it a secret why would we say that the earth is a sphere instead

bunu bir sır olarak saklayalım ki neden dünyanın düz değil de küre olduğunu söyleyelim

of flat what do we have to gain by lying

ne kazanmalıyız? yalan söyleyerek

Palmyra hello to you all so Miku hello Miku I am

Palmyra hepinize merhaba bu yüzden Miku merhaba Miku

planning to go to Australia in April I hope you have a super time some of my

Nisan ayında Avustralya'ya gitmeyi planlıyorum umarım iyi vakit geçirirsiniz bazı

friends some of these students I used to teach in China are now living in

arkadaşlarım Çin'de ders verdiğim bu öğrencilerden bazıları şimdi

Australia and also New Zealand as well so some of my former students who I used

Avustralya'da ve ayrıca Yeni Zelanda'da yaşıyor Çin'deyken ders verdiğim eski öğrencilerimden bazıları

to teach when I was in China now live in Australia I hope you will have a great

şimdi Avustralya'da yaşıyor. Umarım

time there I hope you will have a really good time here in Australia Pedro says

orada harika zaman geçirirsiniz Umarım burada Avustralya'da gerçekten iyi vakit geçirirsiniz.

it is impossible that the earth is flat due to the fact that a person can fly

Dünya düzdür, çünkü bir insan

from Australia to Chile crossing the Pacific Ocean so yes maybe but I'm

Avustralya'dan Şili'ye uçarak Pasifik Okyanusu'nu geçebilir, bu yüzden evet belki ama ben

always interested to know where the water goes where does all the water go

her zaman suyun nereye gittiğini bilmekle ilgileniyorum, eğer dünya düzse tüm sular nereye gidiyor?

to if the earth is flat where does the water go to does it just fall off the

su gidiyor mu

edge like a giant waterfall and how come no one has ever gone off the edge of the

dev bir şelale gibi kenardan düşüyor ve nasıl oluyor da hiç kimse dünyanın kenarından aşağı inmiyor,

earth if it is flat very interesting hello to Perry's Perry sir hello mr.

eğer düzse çok ilginç merhaba Perry'den Perry efendim merhaba bay.

Duncan I record your lessons and then I listen to them in the car ooh very

Duncan derslerinizi kaydediyorum ve sonra onları arabada dinliyorum ooh çok

interesting so can I say hello now as parisa is driving along in the car hello

ilginç yani şimdi parisa arabada giderken merhaba diyebilir miyim merhaba

curry sir this is mr. Duncan saying hello to you whilst you are driving your

köri efendim ben bay. Duncan, arabanızı sürerken size merhaba diyor,

car I hope you drive safely and I hope you concentrate on the road ahead

umarım güvenli bir şekilde sürersiniz ve umarım önünüzdeki yola konsantre olursunuz,

hello also Rolfie again I think this topic deserves a whole lesson mr. Duncan

ayrıca tekrar merhaba Rolfie, bence bu konu koca bir dersi hak ediyor bayım. Duncan

it is very interesting well I think that whether or not that the earth is flat

çok ilginç bence dünyanın düz olup olmaması

isn't really important because if it's flat then why why would it be kept a

çok önemli değil çünkü eğer düzse o zaman neden sır olarak kalsın ki neden

secret why why would you keep it a secret why would you have to cover the

sır olarak saklayasın ki neden örtmek zorunda kalsın ki

fact that the earth is flat up why would you hide it from other people there is

dünyanın düz olduğu gerçeğini neden diğer insanlardan saklayasınız ki yerçekimi var

gravity to keep water on the earth yes I suppose if it's if it is spherical yes I

suyu yeryüzünde tutmak için evet eğer küre ise evet sanırım evet

suppose so but I'm not sure about flat if the earth is flat where where does

ama dünya düzse düz olduğundan emin değilim

the water go it would just flow off the edge

su nereye gidiyor sadece kenardan akıyor

surely hello also - Jean bear thank you very much for your message as well oh so

mutlaka merhaba ayrıca

many people joining us today so the Flat Earth Society is a group of

people who believe that the earth is not spherical it is flat like a giant

küresel değil dev bir

pancake oh dear I feel a bit hungry at the moment I could just eat a delicious

gözleme gibi yassı oh canım şu anda biraz acıktım sadece

pancake covered with syrup very nice Thank You broken boy thank you also to

şurupla kaplı lezzetli bir gözleme yiyebilirim çok güzel Teşekkürler kırık çocuk tau

tau tau hello to you as well we have a lot of things to talk about today we did

tau'ya da teşekkürler sana da merhaba bugün konuşacak çok şey var

the other day mention learning curve remember this so on Sunday I mentioned

geçen gün öğrenme eğrisinden bahsetmiştik bunu hatırlayın bu yüzden Pazar günü

learning curve it is a way of learning and it's something you do over time so

öğrenme eğrisinden bahsetmiştim, bu bir öğrenme şeklidir ve zamanla yaptığınız bir şeydir,

as you learn something you start off with a little knowledge a little

böylece bir şey öğrenirken biraz bilgi ile başlarsınız. az

information and then over time you build on that knowledge and you gain more

bilgi ve sonra zamanla bu bilgi üzerine inşa edersiniz ve daha fazla

information you put more information into your brain so we call that the

bilgi edinirsiniz beyninize daha fazla bilgi yerleştirirsiniz, buna

learning curve however quite often when you are learning something you might

öğrenme eğrisi diyoruz, ancak çoğu zaman bir şey öğrenirken

progress for a while and then suddenly you will not progress you will stay on

bir süre ilerleyebilirsiniz ve sonra birdenbire ilerleyemezsiniz. ilerleme

one level and we call that a plateau so the plateau effect is when you have

tek bir seviyede kalacaksınız ve biz buna plato diyoruz, bu yüzden plato etkisi

learnt a lot however you can't learn anymore or you feel as if you can't

çok şey öğrendiğiniz ancak artık öğrenemediğiniz veya

learn anymore so the learning curve is part of learning anything I suppose even

artık öğrenemeyeceğinizi hissettiğiniz zamandır, bu nedenle öğrenme eğrisi öğrenmenin bir parçasıdır hayatta bile varsayacağım her şey

in life and something I always say that is the most valuable thing when you are

ve her zaman söylediğim bir şey öğrenirken en değerli şey deneyimdir,

learning anything is experience you cannot compare anything to experience I

hiçbir şeyi deneyimle karşılaştıramazsınız bence

think experience is the most valuable thing that a person can have however old

deneyim, bir insanın sahip olabileceği en değerli şeydir, ne kadar yaşlı olursanız

you are if you are eight 18 or 80 there is no such thing as bad experience or

olun, eğer öyleyseniz. sekiz 18 veya 80 kötü deneyim diye bir şey yoktur veya

maybe experience that serves no purpose all experience is valuable when we talk

hiçbir amaca hizmet etmeyen deneyim diye bir şey yoktur, deneyim hakkında konuştuğumuzda tüm deneyimler değerlidir

about experience of course it's not just about learning things that might help

elbette bu sadece

you to store more knowledge or know more things of course it can also help you to

daha fazla bilgi depolamanıza veya daha fazla şey bilmenize yardımcı olabilecek şeyleri öğrenmekle ilgili değildir elbette aynı

learn values as well I mentioned mr. Rogers earlier have you heard of him he

zamanda bahsettiğim değerleri öğrenmenize de yardımcı olabilir efendim. Rogers daha önce onun adını duydunuz mu,

was a big TV personality during the late 1960s and also the 1970s and 80s and

1960'ların sonlarında ve ayrıca 1970'ler ve 80'lerde büyük bir TV kişiliğiydi ve

quite often he would talk about values also he would talk about lots of

sık sık değerler hakkında konuşurdu, ayrıca pek çok

difficult subjects as well hard subjects subjects that aren't easy to talk about

zor konudan ve kolay olmayan zor konulardan bahsederdi. ahlakınız hakkında konuşmak için

so your morals also the way you behave the way you treat other people the way

aynı zamanda davranış şekliniz diğer insanlara davranış şekliniz

you behave in your day-to-day life your morals so when we talk about experience

günlük yaşamınızda davrandığınız gibi ahlakınız yani deneyim hakkında konuştuğumuzda

well experience gives you the chance to pick things up so we say that you pick

deneyim size bazı şeyleri kavrama şansı verir yani deriz

things up you experience things and through experience you gain knowledge

you pick things up Rolfie like this lesson so more English students can join

Rolfie bu dersi beğenin böylece daha fazla İngilizce öğrencisi

the live stream oh yes that's a good idea thank you for mentioning that yes

canlı yayına katılabilir oh evet bu iyi bir fikir bunu söylediğiniz için teşekkür ederim evet

if you like this give me a big thumbs up if you don't like it please tell me but

eğer beğenirseniz bana bir şans verin büyük yaşasın beğenmediysen lütfen söyle ama

if you liked it give it a thumbs up and say mr. Duncan we really like what you

beğendiysen beğen ve bay de. Duncan, yaptıklarınızı gerçekten seviyoruz

do and if you want to join in as well you can subscribe also if you want to

ve katılmak istiyorsanız abone olabilirsiniz, ayrıca

subscribe you are more than welcome to do so

abone olmak isterseniz de hoş geldiniz, bu yüzden

thank you very much for joining me today

bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim

it is nice to see you on the live chat hello - just variation who says if the

sizi canlı yayında görmek güzel sohbet merhaba - sadece

earth is flat then the water gathers somewhere underneath and then is pumped

dünya düzse su altında bir yerde toplanır ve sonra

back like a fountain or maybe in a fountain but where is the fountain where

bir çeşme gibi veya belki bir çeşmede geri pompalanır diyen varyasyon ama çeşme nerede

is it

hello also to Miriam hello also to Falcon Horus hello also to Perry sir if

Miriam'a da merhaba, Falcon Horus'a da merhaba ayrıca Perry'ye efendim,

we don't learn from our experiences then we will lose our life well I always

deneyimlerimizden ders almazsak, o zaman hayatımızı kaybederiz.

remember during my early years of life I didn't know much however I was lucky

Hayatımın ilk yıllarında hep hatırlıyorum, pek bir şey bilmiyordum ama

enough to gain experience in many things so I didn't just learn one thing and

birçok şeyde deneyim kazanacak kadar şanslıydım, bu yüzden yaşamadım. sadece bir şey öğren ve

then do the same thing for all of my life what I actually did was learnt many

sonra tüm hayatım boyunca aynı şeyi yap, aslında yaptığım şey birçok

different things and did many different types of job so that is something that I

farklı şey öğrendim ve birçok farklı türde iş yaptım, bu yüzden

believe in sometimes an experience might not be a good one

inanıyorum ki bazen bir deneyim sizin için iyi olmayabilir.

however you will still learn something from it you might even believe that an

yine de ondan bir şeyler öğrenecek, hatta

experience in your life serves no purpose

hayatınızdaki bir deneyimin hiçbir amaca hizmet etmediğine

or has no meaning but I can tell you now that that experience will give you

veya anlamsız olduğuna bile inanabilirsiniz, ancak şimdi size söyleyebilirim ki, bu deneyim size

something even if it's only one thing you can always learn something new from

bir şey katacak, tek bir şey olsa bile, deneyimden her zaman yeni bir şeyler öğrenebilirsiniz.

experience hello toad to zero or to zero hello to you watching in Sicily nice to

sıfıra sıfıra merhaba kurbağa ya da sıfıra merhaba Sicilya'da izleyenlere merhaba

see you here as well Ralphy says what about the CERN

sizi burada görmek güzel Ralphy CERN'e ne demeli der

does it go round in a circle the Sun stays in the same place but we we go

Güneş bir çember etrafında döner mi Güneş aynı yerde kalır ama biz dolaşıyoruz

around the it has pretty much been proved if you

onun oldukça fazla kanıtlandı eğer

wake up in the middle of the night and you notice that it's dark

gecenin bir yarısı uyanırsanız ve havanın karanlık olduğunu fark ederseniz bu

that is your proof I suppose hello Miku hello also Luis Mendez in the 15th

sizin kanıtınızdır sanırım merhaba Miku merhaba ayrıca Luis Mendez 15.

century when the Portuguese started the discoverers all along the African coast

yüzyılda Portekizliler tüm Afrika kıyılarında keşiflere başladıklarında

the Portuguese sailors were terrified because the sea appeared to end of

Portekizli denizciler dehşete kapılmıştı. çünkü deniz bitmiş gibi görünüyordu

course now we call it the horizon so when you are on the ocean it looks as if

tabii ki şimdi ona ufuk diyoruz, bu yüzden okyanusun üzerindeyken sanki

the ocean just disappears over the edge which I suppose is one of the reasons

okyanus kenarda kayboluyor gibi görünüyor ki bu, sanırım

why people in the past used to think that the earth was flat however nowadays

geçmişte insanların dünya düzdü ama bugünlerde

we know that it isn't hello Bobby hi mr. Duncan I've just got back from

onun merhaba olmadığını biliyoruz bobby merhaba bay. Duncan

Marks and Spencers with a nice piece of salmon and a bottle of red wine for

Marks and Spencers'tan yeni döndüm, akşam yemeği için güzel bir parça somon ve bir şişe kırmızı şarapla geldim

dinner since you're talking about the flat earth should I start on the red

çünkü sen düz dünyadan bahsediyorsun

wine now well Bobby you might need more than one bottle to be honest with you

şimdi kırmızı şaraba başlasam iyi olur Bobby birden fazlasına ihtiyacın olabilir şişe sana karşı dürüst olmak gerekirse

you might need a couple of bottles in fact my suggestion would have been you

birkaç şişeye ihtiyacın olabilir aslında benim önerim

should have opened the bottle in about two o'clock

şişeyi saat ikide açman gerekirdi ve

well you shop it Marks & Spencer Bobby all I can say is you must be wealthy you

satın almalısın Marks & Spencer Bobby tek söyleyebileceğim zengin olmalısın

must be richer than me hello Rolfie hello also Shawn Cecilia

benden daha zengin olmalı merhaba Rolfie merhaba ayrıca Shawn Cecilia

very interesting subject today do you have any friends in your life here are

bugün çok ilginç bir konu hayatınızda hiç arkadaşınız var mı işte şimdi

some words that I would like to show you now when we talk about friendship it's

size göstermek istediğim bazı kelimeler arkadaşlıktan bahsederken

interesting how many words we can actually associate with being friends

ilginç kaç kelimeyi gerçekten ilişkilendirebiliriz

with other people friendship is something that brings us all together it

diğer insanlarla arkadaş olmak arkadaşlık, hepimizi bir araya getiren bir şeydir, ortak yönler

is something that gives commonality it allows us to share our

veren bir şeydir,

ideas and thoughts in a respectful way so I always think that friendship is a

fikirlerimizi ve düşüncelerimizi saygılı bir şekilde paylaşmamızı sağlar, bu yüzden her zaman arkadaşlığın

very deep thing it isn't just about knowing someone and liking them it is

çok derin bir şey olduğunu, sadece bilmekle ilgili olmadığını düşünürüm. birini tanımak ve ondan hoşlanmak

also about knowing someone and being able to share your feelings your

aynı zamanda birini tanımak ve duygularınızı

experiences and maybe even your secrets as well

deneyimlerinizi ve hatta belki de sırlarınızı

bonding is part of friendship so bonding means that you get to know

paylaşabilmekle de ilgilidir.

someone you know them well you understand their thoughts and their

feelings you are willing to get to know them well as a friend bonding you bond

onları bir arkadaş olarak iyi tanımaya istekli olduğunuz duygular,

with someone you join with them and you go out of your way to try and understand

onlara katıldığınız biriyle bağ kurmanızı sağlar ve onların nasıl olduklarını anlamaya çalışmak için kendi yolunuzdan çıkarsınız

the way they are oh I like this word camaraderie have you ever heard of this

oh yoldaşlık kelimesini seviyorum bu kelimeyi hiç duydunuz mu

word camaraderie is another way of describing loyalty or friendship a

yoldaşlık, sadakati veya arkadaşlığı tanımlamanın başka bir yoludur,

person who will always be with you no matter what happens

ne olursa olsun her zaman yanınızda olacak bir kişidir

camaraderie is the thing that you have a strong close friendship loyalty you have

yoldaşlık, güçlü bir yakın arkadaşlığa sahip olduğunuz şeydir sadakat,

a faithful friendship you will always be true and honest with each other a

sadık bir dostluğunuz varsa, birbirinize karşı her zaman doğru ve dürüst olacaksınız bir

camaraderie I think that's a great word by the way and look it has it has a lot

yoldaşlık Bence bu harika bir kelime bu arada ve bakın

of A's and E's camaraderie I like that one we might also say solidarity as well

A'lar ve E'ler arasında pek çok yoldaşlık var. Bunu beğendim dayanışma da diyebiliriz bu

so solidarity might mean that you stay with your friend you agree with your

yüzden dayanışma, arkadaşınızla birlikte kalmanız anlamına gelebilir.

friend or you are willing to join a group of people who all share the same

hepsi aynı görüşü paylaşan bir grup insana katılmaya istekliysen

view you have solidarity it is a type of friendship

dayanışma içindesindir bu bir tür arkadaşlıktır

Oh companionship so companionship means to have someone else nearby someone with

ah yoldaşlık yani yoldaşlık yakınınızda başka birinin olması demektir

you who you can cherish love and spend your time with

sevgiye değer verebileceğiniz ve zamanınızı birlikte geçirebileceğiniz birisi

so companionship means to be with another person you have another person

yani arkadaşlık demektir başka biriyle birlikte ol hayatında yakın olduğun başka biri var

in your life with whom you are close however companionship can also be a bond

ama arkadaşlık

between a person and their pet honestly pet so maybe your dog or your cat maybe

bir insanla evcil hayvanı arasında bir bağ da olabilir dürüstçe evcil hayvan yani belki köpeğin ya da kedin belki

you have an animal that lives with you and you see their company as being

seninle yaşayan bir hayvanın var ve görüyorsun

companionship so you can have companionship with another person or

başka bir kişiyle veya

maybe an animal I remember when I was in China I had my little companion my

belki bir hayvanla arkadaşlık kurabilmeniz için onların arkadaşlığı, Çin'deyken hatırlıyorum, küçük arkadaşım vardı,

little dog was my companion and here it is here is the word companion a person

küçük köpeğim benim arkadaşımdı ve işte burada arkadaş kelimesi

who is near you companion a person who is close to you or maybe a thing that is

size yakın olan bir kişidir. refakatçi size yakın olan bir kişi veya belki de

living but not human so in China my companion was my little dog called

yaşayan ama insan olmayan bir şey, bu yüzden Çin'de refakatçim patates denilen küçük köpeğimdi, ahbap gibi

potato there are some slang words as well such as pal so here in the UK we

bazı argo kelimeler de vardır, bu yüzden burada Birleşik Krallık'ta

will often describe their friend as pal so your best friend is your pal a friend

sık sık onların arkadaşlarını tanımlarız. as ahbap yani en iyi arkadaşın senin ahbap a arkadaş a

is a pal pal so this is something we often use in British English it is an

a pal ahbap yani bu İngiliz İngilizcesinde sıklıkla kullandığımız bir şeydir bu

informal word that means friend are you my pal you are my best pal pal oh he's

resmi olmayan bir kelimedir yani arkadaş sen benim ahbabımsın sen benim en iyi ahbabımsın ah o

another one Chum a person who is your Chum now some people might complain and

başka biri Chum a person Chum'unuz kim şimdi bazı insanlar şikayet edebilir ve

say mr. Duncan Chum is a word that we use anymore however some people might

bay diyebilir. Duncan Chum artık kullandığımız bir kelime ama bazı insanlar bunu

use it you are my Chum you are my friend you are my my buddy buddy has another

kullanabilir sen benim Chum'sun sen benim arkadaşımsın sen benim dostumsun

one quite often used in American English wingman I like this one wingman who is

your wingman a wingman might be a friend who is with you to give support maybe

belki

you are going into a bar and you are hoping to meet a beautiful lady you

bir bara gidiyorsun ve güzel bir bayanla tanışmayı umuyorsun

might take your friend with you to give you support and to be with you he might

arkadaşını yanına alıp sana destek oluyor ve yanında oluyor o

be your wingman you will hear this used a lot in American English so the wingman

senin kanat adamın olabilir yapacaksın bunun Amerikan İngilizcesinde çok kullanıldığını duydum, bu yüzden wingman size destek ve cesaret

relates to a person who is there to give you support and encouragement here's

vermek için orada bulunan bir kişiyle ilgilidir işte

another word I love this word soulmate a person who is close to you a person with

başka bir kelime bu kelimeyi seviyorum ruh eşi size yakın olan bir kişi

whom you have a strong bond a person who seems to share all of the thoughts and

güçlü bir bağınız olan bir kişi bir kişi başkalarıyla paylaştığınız tüm düşünce ve duyguları paylaşan biri gibi görünüyorlar sizin nasıl düşündüğünüzü ve

feelings that you share with others they really understand the way you think the

way you behave they seem to be the perfect person to have in your life your

nasıl davrandığınızı gerçekten anlıyorlar hayatınızda olması için mükemmel bir insan gibi görünüyorlar ruh

soulmate do you have a soulmate I do simply we

eşiniz var mı ruh eşiniz var mı ben yaparım basitçe biz

can say also mate your mate your best mate

yapabiliriz ayrıca dostum de ki eşin en iyi arkadaşın

your close mate are we mates we are mates so you are my mate

yakın arkadaşın biz arkadaşız biz arkadaşız yani sen benim arkadaşımsın

and I am your mate we are mates we are friends so mate is another way of saying

ve ben senin arkadaşınım biz arkadaşız biz arkadaşız bu yüzden dostum arkadaş demenin başka bir yoludur

friend some people are friends for many years

bazı insanlar yıllarca arkadaştır

some people will stay together as lifelong friends if you are really lucky

bazı insanlar ömür boyu arkadaş olarak birlikte kalacak, eğer hayatında gerçekten şanslıysan,

in your life you will find someone who will always be with you someone who will

her zaman yanında olacak birini bulacaksın, her zaman

always be close to you someone whose friendship you will always treasure and

sana yakın olacak birini, dostluğuna her zaman değer vereceğin ve

hold close to your heart lifelong friends I know in certain countries I

kalbine yakın tutacağın, ömür boyu dostlar biliyorum bazı ülkelerde

noticed this in China when I lived in China a lot of people who went to school

bunu Çin'de farkettim ben Çin'de yaşarken birlikte okula giden pek çok insan hayatları

together would stay in contact for the whole of their lives so there were

boyunca iletişim halinde kalırdı bu yüzden

people who were older than me but they still had contact with their school

benden büyük insanlar vardı ama yine de okul arkadaşlarıyla iletişimleri vardı

friends and they would sometimes meet with their school friends so the people

ve bazen okul arkadaşlarıyla buluşurlar yani

they went to school with they would always stay close to so you might say

okula gittikleri insanlar hep yanında olur yani

that they became lifelong friends if you are lucky you will have a special person

ömür boyu arkadaş oldular diyebilirsin eğer şanslıysan hayatında özel bir insan olur

in your life a special friend that will be with you for all of your life if you

hayatında özel bir arkadaş olur hayatın boyunca seninle eğer

are lucky it is just after 3 o'clock here in the UK hello to everyone who has

şanslıysan burada İngiltere'de saat 3'ten hemen sonra yeni katılan herkese merhaba bu

just joined so I know that some people can't join me at 2 o'clock however some

yüzden bazı insanların saat 2'de bana katılamayacağını biliyorum ama

of you might be joining me right now in which case hello to you welcome it's

bazılarınız şu anda bana katılıyor olabilir, bu durumda merhaba, hoşgeldiniz,

live English with English addict and guess what I'm here with you for another

İngilizce bağımlısı ile canlı İngilizce ve tahmin edin, sizinle

30 or 40 minutes what about that

30 veya 40 dakika daha buradayım, peki ya

yes look at that it does help if you open your microphone mr. Duncan

evet, bakın, mikrofonunuzu açarsanız yardımcı olur bayım. . Duncan

look at that look out the window everything is looking rather nice today

şuna bak pencereden dışarı bak bugün her şey çok güzel görünüyor sence de bana

don't you think so I've been asked what the weather is like today the weather is

bugün havanın nasıl olduğu sorulmadı mı hava

not too bad it is cold it is windy and this weekend we have another storm

çok kötü değil soğuk soğuk rüzgarlı ve bu hafta sonu başka bir fırtınamız var

coming our way can you believe it yet another storm oh I can't believe that

bize doğru geliyor inanabiliyor musun yine bir fırtına daha oh inanamıyorum bu

we've had so much wind and rain really we've had so much wind and rain it's

kadar çok rüzgar ve yağmur yaşadık gerçekten çok fazla rüzgar ve yağmur yaşadık hatırlayabildiğim

been one of the wettest and windiest winters that I can remember for many

en yağışlı ve en rüzgarlı kışlardan biri oldu uzun

years oh hello to Anna

yıllar oh merhaba Anna'ya merhaba

hello also to me when did we hello to you as well how can we say how can we

bana da merhaba size ne zaman merhaba dedik size de nasıl diyelim

express a friend that we have communication with but we never meet

iletişim kurduğumuz ama hiç

directly well I suppose there are many ways of keeping in touch with someone

doğrudan görüşemediğimiz bir arkadaşımızı nasıl ifade edebiliriz ki pek çok iletişim yolu var sanırım

without meeting them especially these days so in the past you used to have a

Özellikle bu günlerde onlarla tanışmayan biri, yani geçmişte bir

paypal or pen pal so a pen pal is a person you would write to so in the past

paypal veya mektup arkadaşın vardı, bu yüzden mektup arkadaşı yazacağın bir kişiydi, bu yüzden geçtiğimiz

many years ago before computers people would write letters to each other they

yıllar önce, bilgisayarlardan önce insanlar birbirlerine gönderecekleri mektuplar yazardı.

would send letters and quite often the person you were sending the letter to

mektuplar ve çoğu zaman mektubu gönderdiğiniz kişi,

might be someone who you'd never met in your life and we call them a pen pal pen

hayatınızda hiç tanışmadığınız biri olabilir ve biz onlara mektup arkadaşı mektup arkadaşı diyoruz,

pal however nowadays because of modern technology it is possible to communicate

ancak günümüzde modern teknoloji sayesinde,

with someone you can even see a person live like this for example you have

görebildiğiniz biriyle bile iletişim kurmak mümkün. bir insan böyle yaşıyor mesela sen

never met me however here we are together sharing sometime so thanks to

benimle hiç tanışmadın ama burada arada bir paylaşımda bulunuyoruz yani

modern technology it is possible nowadays for us to share time together

modern teknoloji sayesinde günümüzde

without ever meeting isn't it strange isn't it amazing so yes when we talk

hiç karşılaşmadan birlikte vakit geçirmemiz mümkün değil mi garip değil mi harika değil mi yani evet

about virtual reality we are talking about things that appear real and maybe

sanal gerçeklikten bahsediyoruz gerçek görünen ve belki de

seem real but they aren't so a virtual friend may be oh thank you Pavel yes a

gerçek gibi görünen şeylerden bahsediyoruz ama öyle değiller sanal bir arkadaş olabilir oh teşekkür ederim Pavel evet

virtual friend might be someone you can communicate with through the internet

sanal bir arkadaş internet aracılığıyla iletişim kurabileceğiniz

however you never meet them my mother had a pen

ancak asla tanışmadığınız biri olabilir yıllar önce annemin bir mektup arkadaşı vardı

pal many years ago we used to send letters to each other we would send

birbirimize mektuplar yazardık

letters to the other side of the world and sometimes the letter would take

dünyanın öbür ucuna mektuplar gönderirdik ve bazen mektubun

maybe two weeks to get there so you had to be very patient in the past you

oraya ulaşması iki haftayı bulurdu bu yüzden çok sabırlı olmak gerekirdi geçmişte

couldn't rush these things you had to wait Guadalupe says mr.

bu şeyleri aceleye getiremezdin beklemek zorundaydın Guadalupe diyor bay.

Duncan you are a very dear friend to me thank you very much it's very kind of

Duncan, sen benim için çok değerli bir arkadaşsın, çok teşekkür ederim, çok

you and I love doing this I get very excited on Sunday Wednesday and Friday I

naziksin ve bunu yapmayı seviyorum Pazar günleri çarşamba ve cuma günleri çok heyecanlanırım

always do because I know that I'm going to be here spending my time with you so

çünkü burada birlikte zaman geçireceğimi biliyorum. siz çok

yes I also feel very lucky and very glad to have so many regular viewers mr.

evet ben de kendimi çok şanslı hissediyorum ve bu kadar çok düzenli izleyicim olduğu için çok mutluyum bayım.

Duncan is our virtual friend and also our virtual teacher

Duncan bizim sanal arkadaşımız ve aynı zamanda sanal öğretmenimiz

I suppose so so here I am now your virtual teacher I don't think I've ever

sanırım öyle yani işte şimdi senin sanal öğretmeninim

described myself as that mr. Duncan you are our best friend for many years this

Kendimi hiç o bay olarak tanımladığımı sanmıyorum. Duncan, yıllardır bizim en iyi arkadaşımızsın bu

is true I can't argue with that something very interesting that appeared

doğru Bu sabah haberlerde çıkan çok ilginç bir şeyle tartışamam,

in the news this morning something I want to mention you may have heard a lot

bahsetmek istediğim bir şey

about internet policing internet control the things that are put on the Internet

internet polisliği hakkında çok şey duymuş olabilirsiniz internet kontrolü konulan şeyler İnternette

the things that are sad the things that are shown and this morning I saw a

üzücü şeyler gösteriliyor ve bu sabah bir varyantını gördüm

variant Sting's story a very interesting story

Sting'in hikayesi

concerning the laws here in the UK apparently the UK government will

Birleşik Krallık'taki yasalarla ilgili çok ilginç bir hikaye görünüşe göre Birleşik Krallık hükümeti

appoint a new regulator to police what is posted on the Internet

polise yeni bir düzenleyici atayacak İnternette yayınlananlar

it has said the decision was made as part of a new online harms plan which

kararın, bakanların insanları interneti kullanırken koruyacağını söylediği yeni bir çevrimiçi zarar planının bir parçası olarak verildiğini söyledi,

ministers say will protect people as they use the Internet

but critics say the addition of new rules and regulations could stifle free

ancak eleştirmenler, yeni kural ve düzenlemelerin eklenmesinin

speech on the Internet giving the government unprecedented powers to

internette ifade özgürlüğünü bastırabileceğini ve hükümete benzeri görülmemiş yetkiler vererek

decide what is posted and available on the Internet campaign group Big Brother

karar verebileceğini söylüyor İnternet kampanya grubu Big Brother

Watch has called the plans dangerous and wrong and suggested they are a direct

Watch'ta yayınlanan ve mevcut olanlar, planları tehlikeli ve yanlış olarak nitelendirdi ve bunların temel ifade özgürlüğü hakkına doğrudan bir saldırı olduğunu öne sürdü,

attack on the fundamental right to freedom of expression so a very

bu yüzden internette

interesting story that I noticed as I was looking on the internet what about

bakarken fark ettiğim çok ilginç bir hikaye

in your country how is the internet controlled in your country now here in

ülkenizde internet nasıl kontrol ediliyor şimdi burada Birleşik

the UK we already have rules and regulations that are there to help

Krallık'ta

people stay safe on the internet however it would appear that here in the UK we

insanların internette güvende kalmasına yardımcı olmak için zaten var olan kural ve düzenlemelerimiz var ancak görünen o ki burada Birleşik Krallık'ta

want to have more control over what people say and do and think on the

daha fazla kontrole sahip olmak istiyoruz insanların internette ne söylediği, ne yaptığı ve düşündüğü konusunda

Internet there are some countries around the

world who do control what people say and do on the internet and it is something

dünyanın her yerinde insanların internette ne söylediğini ve yaptığını kontrol eden bazı ülkeler var ve bu

that many people have been talking about the internet is a controversial topic I

birçok insanın internet hakkında konuştuğu bir konu bence tartışmalı bir konu

think so it is controversial but it is also something that many people are

tartışmalı ama aynı zamanda

concerned with especially here on YouTube because YouTube have to stick to

özellikle burada YouTube'da birçok kişinin endişe duyduğu bir konu çünkü YouTube

many rules and regulations including here in the UK as well

birçok kural ve düzenlemeye bağlı kalmak zorunda

Anna mr. Duncan has definitely become a friend for us thank you very much that's

. Duncan kesinlikle bizim için bir arkadaş oldu çok teşekkür ederim bunu

very kind of you to say I always feel glad to get your positive messages it

söylemen çok nazik senin olumlu mesajlarını almaktan her zaman memnunum bu beni her

always makes me feel very happy today we are talking about clothes idioms

zaman çok mutlu ediyor

so things relating to clothing or clothes things that are related to the

bunlar

things we wear the items of clothing and in English there are many ways of

giydiğimiz şeylerle ilgili giyim eşyalarıdır ve İngilizce'de kıyafetleri ifade etmenin birçok yolu vardır,

expressing clothes we can say clothes garments clothing attire gear

giysi giysiler giysi giysiler Kluber

Kluber I like that one Kluber we use that in British English

Kluber I like that Kluber İngiliz İngilizcesinde bunu kullanırız

and it means your clothing your clothes your clobber your threads

ve bu sizin giysileriniz sizin giysileriniz anlamına gelir.

it is another informal expression that means clothes and also we can use the

diğer bir gayri resmi ifadedir, kıyafet anlamına gelir ve ayrıca

postfix wear and we can use the prefix men so men's wear ladies wear children's

wear son ekini kullanabiliriz ve men so men's wear ladies wear children's

wear so that means the clothing that is designed for one group of people for

wear yani kız erkek erkekler için bir grup insan için tasarlanmış giyim anlamına gelir.

girls boys men women sew clothes garments clothing so clothing is the

kadınlar giysi diker giysiler giysi yani giyim

general term for anything that is worn your attire so attire means clothes

giyilen her şey için kullanılan genel terimdir sizin kıyafetiniz bu nedenle kıyafet anlamına gelir

quite often we use it when we are talking about wearing smart clothing

oldukça sık kullanırız şık giysiler giymekten bahsederken

maybe you are going for an interview and they might say if you are coming for the

belki bir görüşmeye gidiyorsunuz ve gelip gelmediğinizi söyleyebilirler

job interview please we're smart

iş görüşmesi için lütfen şık

attire and that means smart clothing you must present yourself in a suit of

kıyafetleriz ve bu akıllı kıyafetler anlamına gelir kendinizi bir takım elbise içinde sunmalısınız şapka

way gear the things that you wear your headgear your eye gear quite often hats

taktığınız şeyler gözlüğünüz sıklıkla şapkalar

are described as headgear or maybe something that is worn to protect your

başlık veya belki de korumak için giyilen bir şey olarak tanımlanır

head is also described as headgear clobber clothing threads clothes let's

kafanız aynı zamanda başlık olarak da tanımlanır başlık hırka giyim iplik elbise hadi

have a look at another one well let's have a look now at some expressions and

başka bir tanesine daha iyi bakalım şimdi ingilizcede çeşitli şeyleri ifade etmek için kullanılabilecek bazı ifadelere ve deyimlere bir göz atalım

idioms that can be used to express various things in the English language

for example you might lose your shirt if you lose your shirt

örneğin eğer gömleğini kaybedersen gömleğini kaybetmek

it means you lose your money you have lost your shirt you have lost your money

paranı kaybettiğin anlamına gelir gömleğini kaybettin paranı kaybettin

maybe you have gambled some money on a horse race and your horse doesn't win we

belki bir at yarışında biraz para oynadın ve atın kazanmıyor

might say that you lose your shirt you have lost your shirt you have lost your

gömleğini kaybettiğini söyleyebiliriz gömleğini kaybettin gömleğini kaybettin sen paranı kaybettin

money pull your socks up this is something we might say to a person to

çoraplarını yukarı çek bu bir kişiye

encourage them to do better to encourage them to do more with their life or maybe

onu daha iyisini yapmaya teşvik etmek için söyleyebileceğimiz bir şey hayatlarında daha fazlasını yapmaya teşvik etmek veya belki de

to improve their performance you haven't been doing very well in my class it is

performanslarını artırmak için sınıfımda pek iyi değildin

time for you to pull your socks up if you pull your socks up it means you have

çoraplarını yukarı çekmenin zamanı geldi eğer çoraplarını yukarı çekiyorsan

to improve yourself you have to do much better you have to concentrate more you

kendini geliştirmek zorundasın demektir çok daha iyisini yapmalısın daha çok konsantre olmalısın

have to pay more attention in my classroom you must pull your socks up I

sınıfımda daha fazla dikkat etmelisin çoraplarını yukarı çekmelisin hoşuma gitti

like that one to be collared so this part of your

o yaka olacak yani gömleğinin bu kısmına yaka

shirt is called a collar so there is the collar so if you are

deniyor yani yaka var yani sen

Collard it means someone has caught you they have grabbed you they are they are

Collard isen biri seni yakalamış demektir seni yakalamışlar

taking you away by force so to be Khalid means to be taken away quite often by

seni zorla götürüyorlar yani Khalid olmak demektir sık sık polis tarafından götürülüp

the police so the police might collar you someone who is after you someone who

polis seni yakalasın diye peşinde olan biri seni

is hunting you might catch you we can say that they have collared you they

avlayan biri seni yakalayabilir seni yakalamışlar diyebiliriz seni yakaladılar

have got you you are now there's another interesting

şimdi ilginç bir tane daha var

one oh I like this one you could have your collar felt so to have your collar

oh bunu beğendim tasmanıza dokundurtabilirsiniz tasmanızın

felt well of course the word felt is the past tense of feel so to have your

iyi hissettirmesi için tabii ki keçe kelimesi geçmiş zaman kipidir yani

collar felt it means you have been captured or you have been in trouble

tasmanızın hissedilmesi yakalandığınız anlamına gelir ya da yetkililerle başınız belaya girdi

with the authorities maybe the police have stopped you and they've had a word

belki polis sizi durdurdu ve sizinle bir konuşmaları oldu

with you mr. Duncan you were walking down the road too fast you were speeding

bay. Duncan, yolda çok hızlı yürüyordun, hız yapıyordun,

your legs are far too long you must go slowly in the future so we

bacakların çok uzun, gelecekte yavaş gitmelisin, böylece

might say that you had your collar felt the police came to you and they had a

polisin sana geldiğini hissettin ve seninle bir şey konuştular

word with you or maybe they took you to the police

ya da belki onlar seni

station to chat with you you had your collar felt oh dear me

karakola seninle sohbet etmek için götürdüm yakanı keçeleştirdin ah canım

here's another one oh I like this one it refers to your shirt you might have to

işte bir tane daha ah bunu beğendim gömleğini

roll up your sleeves as you can see I have rolled my sleeve up look at that

kastediyor kollarını sıvamalısın gördüğün gibi ben kolumu sıvadım bak o hey

hey what's that what's that can you see that what is it that is disgusting oh

nedir bu nedir görebiliyor musun iğrenç olan nedir ah

dear me I don't know what that is there we go that is my horrible elbow it's

canım ben bilmiyorum o ne var işte gidiyoruz o benim korkunç dirseğim

okay now what is happening to my body my skin seems to be stretching so there is

tamam şimdi vücuduma ne oluyor cildim görünüyor esneme yani

your elbow and there is your sleeve if you roll up your sleeves it means you

dirseğin ve kolun orada kollarını sıvarsan işe koyulursun demektir

get down to business you mean to work hard you roll up your

çok çalışmak demektir

sleeves and you get to work it means you do something with lots of energy and

kollarını sıvarsın işe koyulursun bir şeyi çok enerjik ve

enthusiasm you roll up your sleeves and you start working gene says yuck I think

şevkle yapıyorsun demektir kollarını sıvarsın çalışmaya başlarsın gen aa ah der

I might have an operation to have the skin on my elbow taken away but I think

dirseğimin derisini aldırmak için ameliyat olabilirim ama sanırım

everyone has that don't know do you have that do you have a little bit of skin

herkeste var sizde var mı sizde var mı sizde biraz deri var mı

there on your on your elbow or is it just me maybe next week I will have some

dirseğinde misin yoksa sadece ben mi öyleyim belki haftaya

plastic surgery so to roll up your sleeves is to do something with a lot of

estetik ameliyat olacağım bu yüzden kolları sıvamak çok fazla

energy and enthusiasm oh he's an interesting one to get caught with your

enerji ve şevkle bir şeyler yapmaktır oh o ilginç biri pantolonunu aşağıdayken yakalanmak

trousers down if you are caught with your trousers down it means you are

pantolonunuz aşağıdayken yakalanmanız,

caught doing something you shouldn't be or maybe you are caught unawares or by

yapmamanız gereken bir şeyi yaparken yakalanmanız anlamına gelir veya belki hazırlıksız yakalanırsınız veya gafil avlanırsınız,

surprise so if something happens if someone discovers that you are doing

yani bir şey olursa birisi

something wrong or maybe you are doing something you shouldn't you might get

yanlış bir şey yaptığınızı fark ederse veya belki de yapmamanız gereken bir şey yapıyorsanız

caught with your trousers down I like that one very much have you ever been

pantolonun aşağıdayken yakalanabilirsin bunu çok beğendim hiç

caught with your trousers down here's another one tell someone to belt up of

pantolonun aşağıdayken yakalandın mı işte bir tane daha kemer takmasını söyle

course a belt is something you wear around your waist to keep your trousers

tabi ki kemer pantolonunu yukarıda tutmak için beline taktığın bir şey

up or maybe to keep a skirt up around your waist you tell someone to

ya da belki belinizin etrafında bir etek tutmak için birine kemerini takmasını söylersiniz kemer yukarı

belt up the phrase belt up means be quiet belt up shut up belt up so if we

sessiz ol kemer yukarı çeneni kapat demektir bu yüzden

tell a person to belt up we are telling them to be quiet for goodness sake belt

bir kişiye kemerini bağla dersek ona Allah aşkına sessiz olmalarını söylüyoruz kemer

up be quiet stop talking you might have a bee in your bonnet you have a bee in

yukarı sessiz ol konuşmayı bırak bonende arı olabilir bonende arı var

your bonnet if you have a bee in your bonnet it means you have something that

eğer bonende arı varsa seni rahatsız eden bir şey var demektir ya da

is bothering you or maybe something that has made you irritable or maybe

seni sinirlendiren bir şey olabilir ya da

something that is on your mind that is causing you distress or anger you have a

aklında başka bir şey var demektir bu sizi üzüyor ya da öfkelendiriyor

bee in your bonnet something is really causing you a lot of annoyance and

başlığınızda bir arı var gerçekten sizi çok fazla rahatsız ediyor ve

distress you have a bee in your bonnet

üzüyor başlığınızda bir arı var

miku is going to sleep goodnight Miku sweet dreams to you I hope you have a

miku uyuyacak iyi geceler Miku tatlı rüyalar size umarım

nice rest and you feel refreshed tomorrow morning a female a lady might

iyi dinlenirler ve yarın sabah kendinizi yenilenmiş hissedersiniz bir bayan bir bayan

wear a skirt a piece of material that goes around the waist and hangs loose

etek giyebilir belin etrafından dolaşan ve

around the legs is a skirt however we

bacakların etrafından sarkan bir kumaş parçası etektir ancak biz

also use the word skirt as a verb to skirt around something if you skirt

etek kelimesini de bir fiil olarak bir şeyin etrafından dolanmak için kullanıyoruz eğer

around something it means you avoid a certain area or place you go around the

etrafta dolanırsanız bir şey belirli bir alandan veya yerden kaçındığınız anlamına gelir ortadan geçmek

edge instead of through the middle you skirt around you might skirt around a

yerine kenardan dolanırsınız belirli bir konunun etrafından dolanırsınız

certain subject or maybe something people are talking about you might skirt

veya belki insanların bahsettiği bir şey siz

around a certain subject or topic something that is not easy to discuss

belirli bir konu veya konunun etrafından dolanırsınız olmayan bir şey tartışmak kolay

hello to patch her again Oh keep it under your hat what does it mean if you

merhaba onu tekrar yamalamak için Oh şapkanın altında tut ne demek

keep something under your hat it means you keep something to yourself you keep

şapkanın altında bir şey saklıyorsan bu bir şeyi kendine sakladığın anlamına gelir

it secret you don't tell other people maybe

onu bir sır olarak saklarsın başkalarına söylemezsin belki

something was told to you in confidence so you have to keep it under your hat

sana bir şey söylenmiştir kendine güven o yüzden şapkanın altında tutmalısın onu

you keep it secret you don't tell other people about it to

sır olarak sakla bunu

keep a secret means you are keeping something under your hat or maybe

something that you are not willing to tell other people you keep it under your

başkalarına söyleme şapkanın altında,

hat so I hope that helps you

umarım bu,

hello to Bobby a game to knock someone's socks off is to do something that

Bobby'ye merhaba, birinin çoraplarını düşürme oyunu,

impresses people so much their socks fly off of course it is figurative not

insanları o kadar çok etkileyen bir şey yapmaktır ki çorapları uçar, elbette

literal so their socks don't really fly off however it is a great expression

mecazidir, bu yüzden çorapları gerçekten uçmaz, ancak bu

that means to impress a person so much their socks almost flew off so yes that

bir insanı o kadar çok etkilemek anlamına gelen harika bir tabir ki çorapları uçup gitti yani evet çorap kelimesini

there is another expression using the word socks

kullanan başka bir ifade var

the socks that you put on your feet you can knock someone's socks off you can

ayağınıza giydiğiniz çorapları sökebilirsiniz birinin çorabını uçurabilirsiniz

blow someone's socks off we can use the word dress and there we can see it as a

birinin çorabını uçurabiliriz biz yapabiliriz elbise kelimesini kullanın ve orada onu bir

noun and also a verb so in this sense dress is something that is worn an item

isim ve ayrıca bir fiil olarak görebiliriz, bu nedenle bu anlamda elbise, bir eşyaya giyilen bir şeydir

a dress and in this sense dress is verb which means to put your clothes on so in

ve bu anlamda elbise, sabahları kıyafetlerinizi giymek anlamına gelen fiildir.

the morning when you get out of bed the first thing you will often do is have a

yataktan kalktığınızda genellikle yapacağınız ilk şey

wash and then you will dress yourself dress so in that sense it is used as a

yıkanmaktır ve sonra kendinizi giydirirsiniz yani bu anlamda bir fiil olarak kullanılır

verb but in this sense it is used as a noun to describe an item of clothing the

ama bu anlamda bir giyim eşyasını tanımlamak için bir isim olarak kullanılır.

way someone is dressed their dress sense the clothes that they like the clothes

birinin elbisesini giyme şekli, beğendiği kıyafetleri hissetmesi,

that they enjoy wearing we can say it is a person's dress sense ah now this

giymekten zevk aldığı kıyafetler, bunun bir kişinin elbisesi olduğunu söyleyebiliriz.

believe it or not can be used as a verb so trousers are the things you wear on

your legs men wear trousers women wear trousers dogs sometimes wear trousers

erkekler pantolon giyer kadınlar pantolon giyer köpekler bazen pantolon giyer pantolon

have you seen dogs wearing trousers it's true the big thing now here in the UK

giyen köpek gördünüz mü bu doğru şimdi burada Birleşik Krallık'ta tarlada

you see people walking their dogs across the field and the dog has clothes the

köpeklerini gezdiren insanlar görüyorsunuz ve köpeğin kıyafetleri var

dog is actually wearing clothes so the word trouser can mean keep you keep

köpek aslında kıyafet giyiyor yani pantolon kelimesi

something for yourself if you trouser something it means you keep it so maybe

kendine bir şey sakla demek olabilir bir şeyi pantolon giyersen sende kalsın demektir yani belki

there is some money that you find in the street and instead of going to the

sokakta bulduğun bir miktar para vardır ve karakola gitmek yerine cebine

police station you put it in your pocket you trouser the money you keep it for

koyarsın parayı pantolonunda saklarsın

yourself so to keep something for yourself

kendin için bir şeyi kendine saklamak

something that you don't want other people to have you keep it for yourself

başkasının almasını istemediğin bir şeyi kendine sakla

you trouser something it's true so that can be used as a verb where we get

pantalon bir şey doğru yani iyi giyindiğimiz bir fiil olarak kullanılabilir

dressed well we can use many expressions and sentences of course you can there it

birçok ifade ve cümle kullanabiliriz tabii ki orada yapabilirsin

is you can clothe your cell you can dress

hücreni giydirebilirsin

yourself you can get dressed you can put your clothes on or put on your clothes

kendin giyinebilirsin giyinebilirsin üstünü giyebilirsin veya üstünü giyebilirsin ki üstünü giyebilirsin

so you can put your clothes on or you can put on your clothes you get changed

veya üstünü giyebilirsin üstünü değiştirirsin

however this particular one the last one get changed has more than one meaning of

ancak bu hususta sonuncusu değişir tabi ki birden fazla anlam ifade eder tabi ki

course get changed can also mean to change your clothing

değişmek aynı zamanda kıyafetinizi bir şeyden diğerine değiştirmek anlamına da gelebilir, bu

from one thing to another so quite often a person who gets changed it doesn't

yüzden çoğu zaman değişen bir insan

mean that their personality is different they don't become another person they

kişiliğinin farklı olduğu anlamına gelmez, olmazlar. başka biri

just change their clothes so they wear one type of clothing but they need to

sadece kıyafetlerini değiştirir, bu yüzden bir tür kıyafet giyerler ama

get changed so they put something else on maybe they are wearing their office

değişmeleri gerekir, bu yüzden başka bir şey giyerler, belki ofis

suit but later on they're going to play some sport so they have to get changed

takımlarını giyerler ama daha sonra biraz spor yapacaklar, bu yüzden değişmeleri gerekir

into their sport clothing hello Pat you says what is a feather in your cap if

spor kıyafetlerine merhaba Pat diyorsun ki şapkanda tüy nedir,

you have a feather in your cap it means an achievement something you have

şapkanda tüy varsa bu bir başarı,

achieved maybe a thing that you have been praised for or maybe something that

başardığın bir şey, belki övülen bir şey, belki de

people have noticed and they've said oh you've done very well there well then we

insanların fark ettiği bir şey ve onlar' dedik ah orda çok iyi iş çıkarmışsın o zaman

might say that that is a feather in your cap or in your hat we just talked about

o şapkanda ya da şapkanda bir tüy var diyebiliriz sadece

getting dressed what about the opposite what about taking your clothes off well

giyinmekten bahsettik ya tam tersi kıyafetlerini çıkarmaya ne dersin soyunabilirsin

you can get undressed get undressed you can undress yourself so to undress

soyunabilirsin kendin soyunabilirsin yani

yourself is to remove your clothes you can take your clothes off or take off

kendin soyunmak kıyafetlerini çıkarmaktır kıyafetlerini çıkarabilir ya da çıkarabilirsin soyunabilirsin

your clothes you can strip so you strip you take your clothes off maybe you do

böylece soyunabilirsin kıyafetlerini çıkarırsın belki

it quickly or maybe you do it slowly you strip or we can also say strip off as

hızlı yaparsın ya da belki yavaş yaparsın soyunursun ya da biz soyun da denilebilir

well so if you take your clothes off you strip your clothes you strip off you

yani soyunursan soyunursun soyunursun

remove your clothes I'm sure you will have some fun with that one there are

çıkarırsın eminim bununla biraz eğleneceksin kıyafetlerine

many different ways to damage to cause damage to your clothes you might damage

zarar vermenin birçok farklı yolu var

your clothes somehow so your clothes have become damaged you might rip your

kıyafetlerinize bir şekilde zarar verebilirsiniz, bu nedenle kıyafetleriniz zarar görmüş olabilir,

clothes so you rip the clothes so maybe with a knife or maybe a sharp object rip

kıyafetlerinizi yırtabilirsiniz, bu nedenle kıyafetlerinizi yırtabilirsiniz, bu yüzden belki bir bıçakla veya belki keskin bir cisimle yırtın yırtın,

rip you tear your clothes the clothes are torn torn so damage is damaged rip

kıyafetlerinizi yırtın, kıyafetler yırtıldı, bu nedenle hasar hasar gördü, yırtık yırtık yırtık

ripped tear torn stained if you have a stain on your clothes it means something

yırtık lekeli eğer kıyafetinizde bir leke varsa orada bir leke var demektir,

that is on there that cannot be removed so quite often if we say that something

çok sık çıkarılamaz bir şey var

has a stain it means there is something on your clothes that cannot be removed

demektir, bir şeyin lekesi var dersek giysinizde çıkarılamayacak bir şey var demektir

maybe you spill some wine on your clothes well of course wine is

belki üzerine biraz şarap dökersiniz iyi kıyafetlerin tabii ki şarap

not very easy to get off so once you get something on your clothes and if you

çok kolay çıkmıyor bu yüzden bir kere üzerine bir şey bulaştı mı ve

can't remove it we can say that that is a stain the clothes or the clothing has

çıkaramıyorsan bu bir lekedir deriz ya da kıyafet

been stained stained you can wear clothes and when we say where we mean

lekeli lekeli kıyafet giyebilirsin ve nerede kastettiğimizi söylediğimizde,

the clothes start to look old so maybe if you wear your hat too many times

kıyafetler eski görünmeye başlar, bu yüzden belki şapkanızı çok fazla takarsanız, belki

maybe it will start to look faded and old maybe the material will start to

solmuş ve eski görünmeye başlar, belki malzeme

fray or tear so you wear your clothes out so if something is worn out it means

yıpranmaya veya yırtılmaya başlar, bu nedenle kıyafetlerinizi giyersiniz. yıpranmış,

that it has been damaged with use so over time your clothes will become worn

kullanımdan zarar görmüş olduğu anlamına gelir, bu nedenle zamanla giysileriniz yıpranır ve

and old crease if you crease your clothes it means you have put a fold or

eski

maybe a mark on the clothing that you can't remove so your clothes have become

kırışır. kıyafetlerin

creased sometimes you will put a crease in your clothes so sometimes especially

kırışmış bazen kıyafetlerinde bir kırışık olacak yani bazen özellikle gömleklerde

with shirts you might have a crease in your shirt can you see it there crease

kırışık olabilir gömleğinin kırıştığını veya katlandığını görebiliyor musun

or fold Helena says in French one can say she wears the breeches it means her

husband has nothing to say she is the boss well that is true yes here in

patron odur diye bir şey yok yani doğru evet burada

England we have the same expression so in England if the woman in the

İngiltere'de aynı ifadeye sahibiz yani İngiltere'de patron kadınsa,

relationship is the boss if the woman is in control and the man is not we can say

kontrol kadındaysa ve erkek değilse

that the woman wears the trousers so Oh have you seen have you seen Jenny

kadının giydiğini söyleyebiliriz. pantolon yani Ah gördün mü gördün mü Jenny

and unday vieni wears the trousers in their house

ve unday vieni pantolonu evlerinde giyiyor

it means that Jenny has control over everything hmm what are worn out clothes

bu Jenny'nin her şey üzerinde kontrolü olduğu anlamına geliyor hmm ne yıpranmış giysiler Amit'e

asks Amit if something is worn out it means it is old

bir şey yıpranmışsa eskidir

maybe it can't be used anymore maybe something that looks battered and used

belki olabilir diye sorar. artık kullanılmıyor belki yıpranmış ve kullanılmış gibi görünen bir şey bu

so maybe you have an old hat that is worn out or maybe you have a shirt that

yüzden belki eski bir şapkanız var ya da eskimiş bir gömleğiniz var

is worn out or maybe a pair of trousers maybe there are holes in the trousers we

ya da belki bir pantolonunuz var belki pantolonunda delikler var

can say that the trousers are worn out they are worn out yes there are some

diyebiliriz pantolon yıpranmış eskimiş evet pantolonla

very interesting phrases concerning trousers the lady in a relationship the

ilgili çok ilginç sözler var ilişkideki bayan

woman who has all the control we can say that she wears the trousers look outside

tüm kontrolü elinde tutan kadın pantolonu giydiğini söyleyebiliriz dışarıya bak

the weather now is gorgeous look at that the Sun is out there is a little bit of

şimdi hava harika bak şuna güneş dışarıda biraz

blue sky everything is looking rather nice at the moment look at that so there

mavi gökyüzü var şu anda her şey oldukça güzel görünüyor şuna bakın

is the view from the window right now I hope you've enjoyed today's livestream

şu anda pencereden manzara var umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır

we have covered a lot of things today so many things we have covered and I can't

bugün bir çok şeyi ele aldık o kadar çok şeyi konuştuk ve

believe it to be honest I can't believe how many

dürüst olmak gerekirse inanamıyorum ne kadar çok

things we talked about there is always something to talk about

şey hakkında konuştuğumuza inanamıyorum her zaman konuşacak bir şeyler var

I hope you've enjoyed today's lesson a lot of things that we've talked about

umarım bugünün dersinde bugün konuştuğumuz birçok şeyden keyif almışsınızdır

today I'm going now I've been here for 92 minutes so 92 minutes I've been here

şimdi gidiyorum 92 dakikadır buradayım yani 92 dakikadır buradayım umarım

I hope you've enjoyed it don't forget I am back on Friday and this Friday it is

beğenmişsinizdir unutmayın cuma günü dönüyorum ve bu cuma

Valentine's Day are you going to buy something special for your loved one do

sevgililer günü özel bir şey alacakmısınız sevdiğin için hoşlandığın

you have a boy or girl who you fancy or maybe someone that you want to tell that

bir erkek ya da kız var mı ya da belki

you love them you want to say hello I have been watching you from afar and I

onu sevdiğini söylemek istediğin biri merhaba demek istiyorsun seni uzaktan izliyorum ve

really like you Jean says where is this lovely country well this is where I live

senden gerçekten hoşlanıyorum Jean diyor bu güzel ülke nerede peki burası benim yaşadığım yer,

the place you can see on your screens is actually where I live right now so this

ekranlarınızda görebileceğiniz yer aslında şu anda yaşadığım yer, yani burası

is the place where I live much Wenlock in England

İngiltere'de Wenlock'u çok yaşadığım yer

hmmm it's looking rather nice out there at the moment mr. Duncan please tell me

hmmm şu anda orası oldukça güzel görünüyor bayım . Duncan lütfen bana Birleşik

can we say blood for our friend in the UK blood i I understand it the word

Krallık'taki arkadaşımız için kan diyebilir miyiz kan i Anladığım kadarıyla kan kelimesi

blood can be used for a person who shares some sort of commonality so maybe

bir tür ortak noktayı paylaşan bir kişi için kullanılabilir, bu yüzden belki başka

something that you have in common with another person you might describe them

biriyle ortak bir noktanız varsa onu

as your blood relative so a blood relative for example is a person who is

şöyle tanımlayabilirsiniz: kan akrabanız, örneğin kan akrabanız, ailenizde bulunan bir kişidir, bu nedenle

in your family so you share the same blood type so quite often we will talk

aynı kan grubunu paylaşırsınız, bu nedenle sık sık

about blood relative a blood relative but of course a friend can also be

kan akrabanız hakkında konuşacağız, ancak elbette bir arkadaş aynı zamanda

described as your blood and as I understand it that came from Street

sizin kanınız olarak da tanımlanabilir ve

Street slang many years ago so yes some people will refer to their friend or

Yıllar önce Street Street argosundan geldiğini anlıyorum, bu yüzden evet bazı insanlar arkadaşlarına veya

close friend as blood however we don't use it very often to be honest hello to

yakın arkadaşlarına kan olarak hitap edecekler ancak dürüst olmak gerekirse bunu çok sık kullanmıyoruz marinaya merhaba

marina a very interesting lesson a nice place see you soon on Valentine's Day

çok ilginç bir ders güzel bir yer görüşürüz yakında sevgililer gününde evet

yes on Friday love will be in the air because it's Valentine's Day so if you

cuma günü aşk havada olacak çünkü bugün sevgililer günü bu yüzden

have any Valentine's Day cards if you have any cards from anyone who is in

sevgililer günü kartınız varsa size aşık olan herhangi birinin kartı varsa bana

love with you then let me know I will see you on

haber verin

Friday don't forget I have my new website as well for those who may not

cuma günü görüşürüz don' unutma yeni web sitem de var henüz görmemiş olanlar için

have seen it yet why not I have a new website you can catch all of my English

neden olmasın yeni bir web sitem var tüm ingilizce derslerimi takip edebilirsin hatta web sitemden

lessons you can even watch my live stream through my website and there you

canlı yayınımı bile izleyebilir ve

can see the address on the screen right now so there it is if you want to check

adresi görebilirsin şu anda ekranda, işte orada, eğer kontrol etmek isterseniz,

it out you are more than welcome to do so that is my new website address

hoş geldiniz, bu benim yeni web sitemin adresi,

after many weeks of waiting for my new website it's finally arrived isn't that

haftalarca yeni web sitemi bekledikten sonra, sonunda geldi,

lovely hello to Val oh hello Anna

Val'e o kadar da hoş bir merhaba değil mi? oh merhaba Anna, Sevgililer

a lot of chocolate is given on Valentine's Day yes there are many

Günü'nde çok fazla çikolata verilir evet,

popular gifts that people give on Valentine's Day and that is something we

insanların Sevgililer Günü'nde verdiği birçok popüler hediye vardır ve bu Cuma günü konuşacağımız bir konu

will be talking about on Friday because on Friday it is Valentine's Day and next

çünkü Cuma günü Sevgililer Günü ve önümüzdeki

Sunday don't forget it's mr. Steve's birthday so lots of things coming up

Pazar günü unutma Bay. Steve'in doğum günü,

over the next few days I will see you on Friday

önümüzdeki birkaç gün içinde pek çok şey geliyor, Cuma günü görüşürüz, ben

this is mr. Duncan saying thanks a lot I hope you've enjoyed today's live stream

Bay. Duncan çok teşekkür ederim umarım bugünün canlı yayınını beğenmişsinizdir

a very long one once again highly quang on Valentine's Day I will show you my

çok uzun bir kez daha Sevgililer Günü'nde çok önemli sana kız

girlfriend oh really okay as long as your girlfriend doesn't mind hello Pat

arkadaşımı göstereceğim oh gerçekten tamam kız arkadaşın aldırmadığı sürece merhaba Pat

you hello also Ally thank you very much Thank You Lois see you on Friday

sen merhaba Ally çok teşekkür ederim Lois cuma günü görüşürüz saat

I will be with you from 2:00 p.m. UK time I hope you've enjoyed this today

14:00'ten itibaren sizinle olacağım. Birleşik Krallık zamanı Umarım bugün bunu beğenmişsinizdir,

we've talked about a lot of things today to be honest with you we've talked about

bugün size karşı dürüst olmak gerekirse pek çok şey hakkında konuştuk,

friendship look the learning curve experience flat earth we've talked about

arkadaşlık hakkında konuştuk, öğrenme eğrisine bakın, düz dünya deneyimi, 5G hakkında konuştuk,

5G we've talked about words connected to clothing and idioms so many things that

kelimeler hakkında konuştuk giyim ve deyimlerle bağlantılı olarak bugün tartıştığımız pek çok şey,

we've discussed today thank you very much for your company Thank You mog mog

şirketin için çok teşekkür ederim, teşekkür ederim mog mog,

thank you very much to Pat you thank you Shawn

Pat'e çok teşekkür ederim, teşekkür ederim Shawn,

see you on Friday this is the final time that I'm saying goodbye until we meet

cuma günü görüşürüz, bu son kez veda ediyorum Cuma günü tekrar buluşana kadar

again on Friday this is mr. Duncan in the birthplace of

bu bay. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan

English saying thanks for watching see you later and of course...

izlediğiniz için teşekkür ediyor sonra görüşürüz ve tabii ki... kendinize iyi bakın şimdilik

take care stay well

hoşça kalın

ta ta for now 8-)

8-)