31 Days of Learning English - DAY 29 - improve your English LIVE - HABITS & ROUTINES - 29th October

only two more days to go Oh what will we do when I've stopped my live lessons?

sadece iki gün kaldı Ah canlı derslerimi durdurduğumda ne yapacağız?

yes the cold days have arrived it is really chilly at the moment here

evet, soğuk günler geldi, şu anda İngiltere'de hava gerçekten soğuk

in the UK and that is why we have lit the fire the fire is now burning away in

ve bu yüzden ateşi yaktık, ateş şimdi

the living room keeping us nice and warm on day 29 of 31 days of learning English

oturma odasında yanıyor ve 31 günlük İngilizce öğrenmenin 29. gününde bizi sıcak ve güzel tutuyor.

in October 20019

Ekim 20019'da

yes it's arrived day 29 is here hi everybody this is mr. Duncan in England

evet geldi 29. gün burada herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de

how are you today are you okay I hope so are you happy on this

bugün nasılsın iyi misin Umarım bu

SuperDuper day the weather outside at the moment is glorious

SuperDuper gününde mutlusundur şu anda dışarıdaki hava muhteşem,

we've got lovely sunshine outside look at that

dışarıda harika bir güneş ışığı var bak,

it's quite a nice day so they're looking from my window right now and in the

oldukça güzel bir gün bu yüzden benim penceremden bakıyorlar pencere şu anda ve

distance you can see a little village far far away and that particular village

uzaktan çok uzakta küçük bir köy görebilirsiniz ve o belirli köyün

is called little Wenlock and I live in much Wenlock which is the larger place

adı küçük Wenlock ve ben Wenlock'ta yaşıyorum ki bu daha büyük yer o

so much Wenlock is the large town and little Wenlock and that is the place you

kadar çok Wenlock büyük kasaba ve küçük Wenlock ve orası

can see now on the screen that is a small town or maybe even a small village

şimdi ekranda küçük bir kasaba olduğunu görebilirsiniz , hatta belki küçük bir köy,

or even a Hamlet Hamlet oh I like that word so a hamlet is a very small village

hatta bir Hamlet Hamlet oh bu kelimeyi seviyorum, yani bir mezra

consisting of just a few houses and not many residents however if we look this

sadece birkaç evden oluşan ve çok fazla sakini olmayan çok küçük bir köydür ancak bakarsak bu

way oh there you can see some lovely clouds rolling by it's quite windy

taraftan güzel bulutların yuvarlandığını görebilirsin, dışarısı oldukça rüzgarlı

outside and very cold that is the reason why we have the fire lit so it's become

ve çok soğuk, bu yüzden ateş yaktık, bu yüzden hava

very chilly it really does feel as if winter is on the way even though we are

çok soğuk, gerçekten de kış yoldaymış gibi hissettiriyor, biz hâlâ orada olsak bile

still in autumn so we haven't quite reached winter we are still in the

sonbaharda bu yüzden kışa tam olarak ulaşmadık hala

season of autumn but there you can see the lovely clouds rolling by in the

sonbahar mevsimindeyiz ama orada uzaktan yuvarlanan sevimli bulutları görebilirsiniz

distance it is rather nice outside today I must admit it's looking rather

bugün dışarısı oldukça güzel Kabul etmeliyim ki oldukça

glorious and I hope where you are everything is alright it

görkemli görünüyor ve umarım neredesinizdir her şey yolunda o

not too bad how has your week been so far

kadar da kötü değil haftan nasıl geçti şimdiye kadar dün pazartesiydi yani

it was Monday yesterday that means today it's Tuesday

bugün salı

mm I hope you are having a good Tuesday it isn't too bad here I'm okay thank you

mm umarım iyi bir salı geçiriyorsundur burası çok kötü değildir ben iyiyim

very much even though it's freezing last night once again it was very cold

dün gece yine buz gibi dışarısı çok soğuktu

outside and it would appear that the cold air has gone to my throat because

ve soğuk hava boğazıma kadar gelmiş gibi görünüyor çünkü

my voice today feels very uncomfortable I don't know why don't worry I'm not

bugün sesim çok rahatsız geliyor neden merak etmeyin

becoming ill I think it's just the cold air because I went outside this morning

hastalanmıyorum sanırım sadece soğuk hava çünkü bu sabah

to put some food out for the birds however it is so cold outside I think

kuşlara yiyecek koymak için dışarı çıktım ama dışarısı çok soğuk sanırım

the cold air has gone onto my my little throat ah poor mr. Duncan so here we go

soğuk hava küçük boğazıma kaçtı ah zavallı bayım. Duncan, işte başlıyoruz, o zaman bugün

then we've got lots of things to talk about today we are talking about habits

konuşacak çok şeyimiz var, alışkanlıklardan

and also routines the habits that you have in your life the things that you do

ve ayrıca rutinlerden bahsediyoruz, hayatınızda sahip olduğunuz alışkanlıklar, yaptığınız şeyler

and also the routines things that you do regularly for example in the morning

ve ayrıca düzenli olarak yaptığınız rutin şeyler, örneğin sabah

when you wake up what do you do in the morning when you first wake up so we are

kalktığınızda sabah ilk uyandığınızda ne yaparsınız yani

talking about your habits and routines the things that you do on a regular

alışkanlıklarınızdan ve rutinlerinizden bahsediyoruz düzenli olarak yaptığınız şeyler

basis and of course the things that you do that maybe other people don't know

ve tabii ki başkalarının yapmadığı şeyleri yaptığınız şeyler'

about so habits come in all shapes and sizes

bu yüzden alışkanlıklar her şekil ve boyutta gelir

there are many different types of habit let's have a look at the live chat we'll

birçok farklı alışkanlık türü vardır hadi canlı sohbete bir göz atalım

do the live chat first because I have so many things to tell you today so many

önce canlı sohbeti yapacağız çünkü bugün size anlatacak çok şeyim var

things to get through I don't know where to start to be honest so hello to the

üstesinden gelmem gereken çok şey var Dürüst olmaya nereden başlayacağımı bilmiyorum bu yüzden

live chat hi welcome thank you for joining me a big

canlı sohbete merhaba merhaba hoş geldiniz bana katıldığınız için teşekkür ederim

congratulations to Kaiba Jen Kaiba you are first on today's live chat

Kaiba Jen Kaiba'ya büyük tebrikler bugünün canlı sohbetinde birincisiniz

I will give you a lovely graceful bow and also a curtsy just like a little

size çok güzel bir zarif reverans ve reverans yapacağım tıpkı küçük bir

princess would do so hello to Kaiba also Grace is here as well Joe hello Joe

prensesin Kaiba'ya çok merhaba yapacağı gibi Grace de burada Joe merhaba Joe

Louie Mendez a lot of people are here already thank you very much you are so

Louie Mendez birçok insan zaten burada çok teşekkür ederim çok

prompt prompt you are on time thank you also to zoo zoo seeker thank you very

hızlısınız zamanında geldiniz hayvanat bahçesi arayanlara da teşekkürler sen de çok iyisin

much as well christina is here hello Christina

christina burada merhaba Christina

Palmyra Patrick Patrick says only two more days left you are right yes we only

Palmyra Patrick Patrick sadece iki gün daha kaldığını söylüyor haklısın evet

have two more days of October which means we only have two more days of

Ekim ayına sadece iki günümüz kaldı, bu da her gün sadece iki

daily live English streams so the final days

günlük canlı İngilizce yayınımız olduğu anlamına geliyor, yani son günler

Wednesday and Thursday 2:00 p.m. UK time so you will see me tomorrow and on

Çarşamba ve Perşembe 14:00 Birleşik Krallık zamanı yani beni yarın ve

Thursday but as soon as October ends so will my 31 days of English lessons

Perşembe günü göreceksiniz ama Ekim biter bitmez Ekim ayı boyunca 31 günlük İngilizce derslerim de öyle olacak

during October however don't worry there will be more live streams the only

ancak merak etmeyin daha fazla canlı yayın olacak, tek

difference is they won't be every day patchy was here also khyber again hello

fark her gün düzensiz olmayacaklar ayrıca yine buradaydı merhaba

khyber congratulations for being first again on the live stream

hayber canlı yayında tekrar birinci olduğun için tebrikler

Ramzan hora is here also juice hello juice K I'm intrigued by your name Eric

Ramzan hora da burada juice merhaba juice K Bu aydan sonra Eric adını merak ediyorum, rampa yaparsan

after this month we will surely ramp up our English with all these lessons if

tüm bu derslerle İngilizcemizi kesinlikle artıracağız.

you ramp up something it means you increase you increase the quantity or

bir şeyi yükseltmek, artırdığınız anlamına gelir, miktarı veya

the amount or maybe the effort that you put into something you ramp up your

miktarı artırırsınız veya belki bir şeye harcadığınız çabayı artırırsınız,

learning you increase it you put more energy into your learning

öğrenmenizi hızlandırırsınız, artırırsınız, öğrenmenize daha fazla enerji harcarsınız,

hello also to business business win hello to you watching in Vietnam also to

iş dünyasına da merhaba, kazanın, size de merhaba Vietnam'da izleyin sanata,

arts be lots of people who have been joining me almost every day for the past

son 28 gündür neredeyse her gün bana katılan birçok insan var

28 days and of course today as well but only two more days of daily live English

ve tabii ki bugün de ama sadece iki gün daha günlük canlı İngilizce

to come just two more days I suppose we should mention this this is

gelecek sadece iki gün daha sanırım bundan bahsetmeliyiz bu

now not happening so on the 31st of October this is not happening

şimdi değil oluyor yani 31 Ekim'de bu gerçekleşmiyor

it won't happen now until at least Friday the 31st of January 2020 so that

şimdi en az 31 Ocak 2020 Cuma gününe kadar olmayacak, yani

is when this is now happening or as far as we know it might happen it might not

bu şu anda oluyor veya bildiğimiz kadarıyla olabilir,

it might get called off it might be postponed again so that is the day that

çağrılmayabilir kapalı, tekrar ertelenebilir, bu yüzden

this is now happening so it isn't happening on Thursday no not now it's

bunun şu anda olduğu gün bu yüzden Perşembe günü olmuyor, hayır şimdi

not happening at all in fact however the thing that everyone is talking about now

hiç olmuyor aslında ancak şu anda burada, Birleşik Krallık'ta herkesin bahsettiği şey

here in the UK is this oh my gosh can I just say my brain can't stand all this

bu oh aman tanrım, beynimin tüm bu heyecana dayanamadığını söyleyebilir miyim,

excitement there is always something new occurring

every single day in this country so now we have one of these coming up however

bu ülkede her gün her gün yeni bir şeyler oluyor ve şimdi bunlardan biri geliyor ama

we haven't quite decided which day it's going to be so we have a choice of two

hangi gün olacağına tam olarak karar vermedik. iki

days it will either be Monday the 9th of December or it will be Thursday the 12th

gün seçeneğimiz var ya 9 Aralık Pazartesi ya da 12

of December so at the moment it looks as if one of these

Aralık Perşembe olacak yani şu an bunlardan biri olacak gibi görünüyor

is going to happen but we're not sure when so it might be on Thursday the 12th

ama ne zaman olacağından emin değiliz. 12

of December just a few days before Christmas it is a very strange time to

Aralık Perşembe günü, Noel'den sadece birkaç gün önce,

have a an election to be honest not to mention the fact that it's also the

bir seçimin yapılması çok garip bir zaman, dürüst olmak gerekirse, aynı zamanda kışın ortası olduğu gerçeğinden bahsetmiyorum,

middle of winter so Thursday the 12th of December or it might be on Monday the

yani 12 Aralık Perşembe ya da olabilir.

9th of December so that is the election they haven't voted on it yet so yes we

9 Aralık Pazartesi, seçim bu, henüz oylama yapmadılar, bu yüzden evet

have joined the club because lots of countries at the moment are having

kulübe katıldık çünkü şu anda pek çok ülke

political upheavals and turmoil oh I like that word

siyasi çalkantılar ve kargaşa yaşıyor oh bu

turmoil chaos chaos confusion so we are having a general election maybe perhaps

kargaşa, kaos, kaos, karışıklık kelimesini seviyorum, bu yüzden biz bir genel seçim olması belki belki

possibly we're still not sure in December but they haven't decided yet I

muhtemelen Aralık'ta hala emin değiliz ama henüz karar vermediler Keşke

wish they would make their minds up we've had three years over three years

kararlarını verseler, üç yıldan bu yana üç yıl geçirdik

of this three and a half years in fact of this I think people are getting a

bu üç buçuk yıl aslında bu Bence insanlar

little bit annoyed by it hello also to Harley Kwang hello to you

bundan biraz rahatsız oluyor Harley Kwang'a da merhaba sana merhaba

our man is here also Raqib Wow so many people on the live chat it's nice to see

adamımız da burada Raqib Wow canlı sohbette çok fazla insan

you all here today Patrick asks how do you spell Hamlet yes

bugün hepinizi burada görmek güzel Patrick Hamlet'i nasıl hecelersiniz diye soruyor evet

Patrick you have spelt it correctly yes exactly so a very small village a small

Patrick doğru hecelediniz evet tam olarak yani çok küçük bir köy küçük bir

place or maybe a small area where there are houses and people living is a hamlet

yer ya da belki evlerin ve insanların yaşadığı küçük bir alan bir mezra

in fact I live in Hamlet in fact I also live in a hamlet so I don't live in much

aslında ben Hamlet'te yaşıyorum aslında ben de bir mezrada yaşıyorum o yüzden yaşamıyorum çok

Wenlock I live near Much Wenlock in a very small hamlet

Wenlock'ta Much Wenlock yakınlarında yaşıyorum çok

a very tiny village Christina hello Christina again also to Raqib Wow lots

küçük bir köyde çok küçük bir köyde Christina merhaba Christina tekrar Raqib'e Vay canına pek

of people so many people are joining me thank you very much for joining me today

çok insan bana katılıyor bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim

I always feel very grateful when you join me on the livestream because I know

katıldığınız zaman her zaman çok minnettar hissediyorum canlı yayında ben çünkü

you have other things to do as well I know you have busy lives just like me

senin de yapacak başka işlerin olduğunu biliyorum senin de benim gibi yoğun bir hayatın var biliyorum

how can I see the subtitles all you have to do is press this on your keyboard so

altyazıları nasıl görebilirim tek yapman gereken klavyeden buna basmak yani

if you press this button on your keyboard you will get the live captions

klavyede bu tuşa basarsan canlı altyazıları alacaksınız,

so now you know also there is another way of getting the live captions as well

böylece artık canlı altyazıları almanın başka bir yolu olduğunu da biliyorsunuz,

to get the captions on your mobile phone or your tablet this is what you need to

altyazıları cep telefonunuzda veya tabletinizde almak için yapmanız gereken bu,

do so you can go into the corner of your screen and you can find the settings for

böylece ekranınızın köşesine girebilirsiniz ve videonun ayarlarını bulabilir

the video and then you will choose captions so make sure you activate the

ve ardından altyazıları seçersiniz, bu nedenle altyazıları etkinleştirdiğinizden emin olun, böylece

captions so if you are watching on a mobile device you click the Settings in

bir mobil cihazda izliyorsanız,

the corner of the video screen and then you select captions and that is how you

video ekranının köşesindeki Ayarlar'a tıklayın ve ardından altyazıları seçin ve bu nasıl

do it it's as simple as that hello also - mirela hello - senel hello

yapıyorsun bu kadar basit merhaba da - mirela merhaba - senel merhaba

sanaka Buch who says I have written from Turkey a big hello to Turkey nice to see

sanaka Türkiye'den Türkiye'ye kocaman bir merhaba yazdım diyen Buch sizi orada görmek güzel

you there I have been to your country twice in the past Zhang Kai says hello

Geçmişte iki kez ülkenize gittim Zhang Kai merhaba diyor

hello to you as well where are you watching Zhang are you

sana da merhaba nereden izliyorsun Zhang'ı

watching in China maybe maybe who knows I don't know that's why I'm asking the

Çin'de mi izliyorsun belki kimbilir bilmiyorum o yüzden soruyu soruyorum

question Jamal is here Christelle Robert I can join you every

Jamal burada Christelle Robert

day of this week because I am on holiday I

Bu haftanın her günü sana katılabilirim çünkü ben varım tatil Ben

lucky Christelle you are very lucky in fact the reason why I think you are

şanslıyım Christelle sen çok şanslısın aslında şanslı olduğunu düşünmemin nedeni

lucky is because you have a whole week on holiday very nice

koca bir hafta tatilinin olması çok güzel

don't worry mr. Duncan about the UK situation unfortunately there is a very

merak etme bayım. Duncan İngiltere'deki durum hakkında ne yazık ki

political chaotic political situation in Italy as well the whole world nowadays

İtalya'da ve bugünlerde tüm dünyada çok siyasi kaotik bir siyasi durum var

in fact yes I think it's true I was watching the news last night and all

aslında evet sanırım bu doğru Dün gece haberleri izliyordum ve tek

they were talking about were all of the events taking place around the world so

konuştukları etrafta olup biten olaylardı. dünyada

you have countries like Lebanon you have Spain you have where else Chile also

Lübnan gibi ülkeler var İspanya var başka yerlerde var Şili de

Venezuela although to be honest I haven't heard much about Venezuela for a

Venezüella da var ama dürüst olmak gerekirse uzun zamandır Venezuela hakkında pek bir şey duymadım, öyle

long time it would appear that the news has forgotten about Venezuela also in

görünüyor ki haberler Hong Kong'da da Venezüella'yı unutmuş.

Hong Kong as well so the protests continuing there and in fact yesterday

yani protestolar orada devam ediyor ve aslında dün

there were many protests and also at the weekend there will be more protests so

birçok protesto vardı ve ayrıca hafta sonu daha fazla protesto olacak bu yüzden evet siyasi kargaşa

yes it's fair to say that there is political turmoil I love that word I

olduğunu söylemek doğru olur Bu kelimeyi seviyorum daha

might say it again later our paren says I really love Birkin with

sonra tekrar söyleyebilirim velimiz gerçekten sevdiğimi söylüyor

all my heart I think you mean Duncan can you declare

Tüm kalbimle Birkin, sanırım Duncan'ı kastediyorsunuz, bunu burada beyan edebilir misiniz,

it here please mr. Duncan I am from Lambeth in London oh hello there Lambeth

lütfen bayım? Duncan, Londra'daki Lambeth'tenim, merhaba Lambeth,

so that is where a lot of the people speak with a company accent in chat all

yani orası birçok insanın sohbette şirket aksanıyla konuştuğu yer,

right all right Eric cockney I come from London in chat but the old Apple impairs

pekala, pekala Eric cockney, Londra'dan sohbete geliyorum ama eski Apple,

to see her indoors the trouble in strife sorry about my terrible

onu içeride görmeyi engelliyor sorun Çekişmede korkunç

cockney accent but Lambeth is one of the places where

Cockney aksanım için özür dilerim ama Lambeth

a lot of people speak where they cut me accent they really do

birçok insanın konuştuğu yerlerden biri aksanımı kestikleri yerde gerçekten

hello walls so to Pedro hello Pedro nice to see you here as well I imagine if

merhaba duvarları yapıyorlar yani Pedro'ya merhaba Pedro seni burada görmek de güzel sanırım her

each one of us spoke French Spanish Farsi and Chinese it will become chaos

birimiz Fransızca İspanyolca Farsça ve Çince konuştum kaosa dönüşecek

yes well maybe if everyone spoke a different language it would be hard to

evet belki herkes farklı bir dil konuşsaydı iletişim kurmak zor olurdu İngilizceyi sevmemin

communicate that's one of the reasons why I love the English language the

nedenlerinden biri de

reason why I'm an English addict is because from my own point of view I love

İngilizce bağımlısı olmamın nedeni kendi dilimden. bakış açısına göre,

sharing information with other people and English is a great way of sharing

diğer insanlarla bilgi paylaşmayı seviyorum ve İngilizce bilgi ve

information and also ideas thoughts and opinions so that's one of my main

fikir, düşünce ve görüş paylaşmanın harika bir yoludur, bu yüzden İngilizceyi sevmemin ana nedenlerinden biri

reasons for loving the English language I've always embraced English because

İngilizceyi her zaman benimsedim çünkü

I've always seen it as a way of opening doors so not only for people learning

her zaman gördüm. Kapıları açmanın bir yolu olarak, sadece

English as a Second Language but also for myself as well so even for me

İngilizceyi İkinci Dil olarak öğrenen insanlar için değil, aynı zamanda kendim için de, yani benim için bile

English has given me many opportunities it's allowed me to travel the world it

İngilizce bana birçok fırsat verdi, dünyayı dolaşmama izin verdi,

has allowed me to meet people who I wouldn't normally meet and of course I

sevmeyeceğim insanlarla tanışmama izin verdi. Normalde tanışırdım ve tabii ki İngilizce konuştukları için

was able to communicate with them because they spoke English so that's the

onlarla iletişim kurabildim, bu yüzden

reason why I love English so much al-khair says hi mr. Duncan I'm happy to

İngilizceyi bu kadar çok sevmemin nedeni bu, al-khair merhaba diyor bay. Duncan,

see you indeed there are so many events and political turmoil all around the

seni gördüğüme gerçekten çok sevindim, gerçekten de tüm dünyada çok fazla olay ve siyasi kargaşa var

world but at the end hasn't the world always been in trouble

ama sonunda dünya her zaman başı belada değil miydi,

I suppose so so when you think about the 20th century there were many wars big

sanırım öyle, 20. yüzyılı düşündüğünüzde birçok büyük savaş vardı.

Wars well there were two large wars and many smaller Wars fights some of which

Savaşlar, iki büyük savaş ve birçok küçük savaş vardı, bunlardan bazıları

are still taking place today some of which are still occurring so there

bugün hala devam ediyor, bazıları hala devam ediyor, işte bu kadar, bu yüzden

that's it really so you are right mr. Duncan I would like

haklısınız bayım. Duncan

to see your bedroom really Pedro well that might be the strangest offer I've

yatak odanı gerçekten görmek isterim Pedro peki bu bugün aldığım en garip teklif olabilir

had today not that I get many offers I really don't trust me not at my age

pek çok teklif aldığımdan değil Bana gerçekten güvenmiyorum yaşımda değil

LOUIE LOUIE even in the same country it's difficult to understand each other

LOUIE LOUIE aynı ülkede bile anlamak zor Birbiriniz için

sometimes this is true so even if you live in a certain country like here in

bazen bu doğrudur, yani burada Birleşik Krallık'ta olduğu gibi belirli bir ülkede yaşıyor olsanız bile, bu

the UK so because people speak English here in the UK with different accents

nedenle burada Birleşik Krallık'ta insanlar farklı aksanlarla İngilizce konuştukları için

sometimes it might be difficult to understand what they are saying so even

bazen İngilizce konuşsalar bile ne söylediklerini anlamak zor olabilir.

though they are speaking English you might sometimes have difficulty

bazen

understanding certain words so yes it can happen in any place any place even

belirli kelimeleri anlamakta zorluk çekebilirsiniz, bu yüzden evet herhangi bir yerde olabilir teeb'de

where the language is shared or common at teeb hello hih teeb nice to see you

dilin paylaşıldığı veya ortak olduğu yerlerde bile olabilir merhaba hih teeb sizi

here how is your day guys well my god my day is all right it's not too bad

burada görmek güzel gününüz nasılsınız çocuklar iyi aman tanrım günüm güzel fena değil

because the weather is lovely I don't know why I always feel happy and excited

çünkü hava çok güzel Güneş çıktığında neden kendimi hep mutlu ve heyecanlı hissediyorum bilmiyorum bu yüzden

when the Sun is out so we have a lot of Sun today even though you can you can

bugün çok güneşimiz var ama siz

also see a lot of clouds as well so there are many clouds floating in the

de çok bulut görebilirsiniz gökyüzünde birçok bulut yüzüyor,

sky although the Sun is breaking through those clouds and shining on my little

ancak Güneş bu bulutların arasından geçip küçük yüzümde parlıyor,

face it's very nice really so we are talking about habits and routines in a

gerçekten çok güzel, bu yüzden birkaç dakika sonra alışkanlıklardan ve rutinlerden bahsediyoruz,

few minutes I suppose I might mention something that is important especially

sanırım özellikle izliyorsanız önemli bir şeyden bahsedebilirim.

if you are watching my live streams after they have finished so here is

canlı yayınlarım bittikten sonra işte

something interesting can you see here video time-codes

ilginç bir şey burada video zaman kodlarını

now I've been wanting to explain these for a long time

şimdi görebilir misiniz uzun zamandır

underneath my video you will see these video

videomun altında bunları açıklamak istiyordum bu video

codes and they will allow you to skip ahead so if you are watching a video and

kodlarını göreceksiniz ve ileri atlamanıza izin verecekler yani bir video izliyorsanız ve

you don't want to watch all of the video you can actually click on the timecode

videonun tamamını izlemek istemiyorsanız aslında zaman koduna tıklayabilirsiniz

and you can see the time codes because they are blue so this is just an example

ve zaman kodlarını görebilirsiniz çünkü onlar mavidir yani bu sadece bir örnek

this is just an example to show you so video time codes they are very useful on

bu sadece gösterilecek bir örnek video zaman kodları YouTube'da çok kullanışlıdır

YouTube if you want to skip ahead if you want to move ahead to a different part

eğer atlamak istiyorsanız videonun farklı bir bölümüne geçmek istiyorsanız

of the video in fact I should have something here let me just check to make

aslında burada bir şeyim olmalı emin olmak için bir kontrol edeyim

sure yes so here is an example of the time codes on my youtube channel so

evet işte bir örnek youtube kanalımdaki zaman kodlarının yani

underneath my videos you will see these things so this is just an example from

videolarımın altında bunları göreceksiniz yani bu sadece derslerimden bir örnek

one of my lessons but you can see that the time codes are blue and all you have

ama zaman kodlarının mavi olduğunu görebilirsiniz ve tek

to do when you see those under my video you click on the time that you want to

yapmanız gereken benim altındakileri gördüğünüzde videoyu atlamak istediğiniz zamana tıklıyorsunuz

skip to and I must admit I think they are one of the best things to appear on

ve itiraf etmeliyim ki bunlar YouTube'da görünecek en iyi şeylerden biri bu

YouTube so I love video time codes I think they are amazing things and they

yüzden video zaman kodlarını seviyorum Bence harika şeyler ve

are always available on my video lessons after the live stream has finished so

video derslerimde her zaman mevcutlar canlı yayın bittikten sonra bu yüzden

after I finish I will put the time codes underneath the video so I find them very

bitirdikten sonra zaman kodlarını videonun altına koyacağım, bu yüzden onları çok faydalı buluyorum.

useful I think video time codes are possibly one of the best things to

happen on YouTube for a long time that and also subtitles I think they are both

ikisinin de

very useful things so I thought I would mention that I really wanted to mention

çok faydalı şeyler olduğunu düşünüyorum bu yüzden bahsetmek istedim ki gerçekten bahsetmek istedim

that so you would be aware also there is a playlist for all of my days so if

böylece tüm günlerim için bir oynatma listesi olduğunu da fark edersiniz yani

you've missed anything you can go under this video and

kaçırdığınız bir şey varsa bu videonun altına ve

in the description there is a playlist with all of my 31 days on there Patrick

içine gidebilirsiniz. açıklama orada geçirdiğim 31 günümün tamamını içeren bir çalma listesi var Patrick

is here Anna is here also Belarus ear is here

burada Anna da burada Belarus kulak burada

hello Belarus er nice to see you back I know that you are very busy at the

merhaba Belarus er seni tekrar görmek güzel Şu anda çok meşgul olduğunu biliyorum

moment I think you are making lunch for your family so thank you very much

sanırım öğle yemeği hazırlıyorsun ailen çok teşekkür ederim

Belarusian and don't forget to send my best wishes to your family as well

Belaruslu ve ailenize de en iyi dileklerimi göndermeyi unutmayın

please Patrick is here also crystal thank you for your explanation I didn't

lütfen Patrick burada ayrıca kristal açıklamanız için teşekkür ederim

know about the time codes well one of the things about YouTube is they will

zaman kodlarını bilmiyordum iyi YouTube ile ilgili şeylerden biri

often introduce new things but they won't explain it to anyone so quite

sık sık yeni şeyler tanıtacaklar ama bunu kimseye açıklamayacaklar, o kadar

often they will introduce things to their site but they won't actually tell

sık ​​sık sitelerine bir şeyler tanıtacaklar ama aslında

you what they are so these are very useful things and quite often I will

size bunların ne olduğunu söylemeyecekler, bu yüzden bunlar çok yararlı şeyler ve çoğu zaman

include them in my live stream comments underneath the video so you won't see

onları ekleyeceğim canlı yayınımda videonun altındaki yorumlar, böylece

these live you will only see these under my recorded videos so I think that's an

bunları canlı olarak görmezsiniz, bunları yalnızca kayıtlı videolarım altında görürsünüz, bu yüzden

interesting thing to mention can you pronounce the words cold and code I can

bahsetmek ilginç bir şey bence soğuk ve kod kelimeleri telaffuz edebilir miyim

cold cold so the sound you are making half way

soğuk soğuk yani ses siz kelimenin yarısını yapıyoruz

through the word is la la la like love cold cold and the other word is code

la la la aşk gibi soğuk soğuk ve diğer kelime kod kod

code code so cold it's cold outside and do you need my code to get into the

kod çok soğuk dışarısı soğuk ve eve girmek için benim koduma mı ihtiyacınız var

house do you need my code it's very cold so you can hear quite clearly there is a

koduma ihtiyacınız var mı çok soğuk yani girebilesiniz oldukça net bir şekilde duyuyorum telaffuzda bir fark var

difference in the pronunciation

does this mean that you edit the live videos no it doesn't mean that so

bu canlı videoları düzenlediğiniz anlamına mı geliyor hayır bu demek değil ki

my live streams are recorded on to YouTube after they finish but I don't

canlı yayınlarım bittikten sonra YouTube'a kaydediliyor ama ben

edit them however you can find the time codes underneath the video I will show

düzenlemiyorum ancak siz bulabilirsiniz videonun altındaki zaman kodları

them again so that's the sort of thing you will see so that is just an example

onları tekrar göstereceğim bu yüzden göreceğiniz türden bir şey bu sadece bir örnek

time codes allow you to skip ahead on the video so for example at the start of

my lesson I always play some music for about 3 minutes and that gives me a

yaklaşık 3 dakika ve bu bana

chance to test my equipment so when I start my live streams you will also

ekipmanımı test etme şansı veriyor, böylece canlı yayınlarıma başladığımda siz de

always hear this you will always hear that music and then that gives me a

bunu her zaman duyacaksınız, her zaman o müziği duyacaksınız ve bu da bana

chance to connect my live stream and also to make sure that all the work that

canlı akışımı bağlama ve aynı zamanda emin olma şansı veriyor. tüm işler

everything is working all right all the technical things are functioning

yolunda gidiyor tüm teknik şeyler çalışıyor

so that's the reason why I do that yes it does make things better I agree with

yani bunu yapmamın nedeni bu evet bu işleri daha iyi hale getiriyor

you Louie definitely thank you very much for your company today I will be here

sana katılıyorum Louie kesinlikle şirketin için çok teşekkür ederim bugün şirketin için çok teşekkür ederim

for another half an hour so don't worry I'm not going anywhere we are going back

diğer yarıda burada olacağım bir saat yani merak etme hiçbir yere gitmiyorum zamanda geriye gidiyoruz

in time we are going back to this date six years ago to find out what I was

ne yaptığımı öğrenmek için altı yıl önceki bu tarihe gidiyoruz

getting up to I love idioms they spice up any sentence or conversation so well

here's a good one for you a storm in a teacup this idiom means that the fuss

işte size iyi bir çay fincanında fırtına bu deyim bir

and chaos caused by something is over the top the reaction is stronger than it

şeyin neden olduğu yaygara ve kaosun had safhada olduğu anlamına gelir.

needs to be if people become angry over a small mistake or problem then we can

say that it is a storm in a teacup it is all a big fuss about

bu bir çay fincanındaki bir fırtına, hepsi hiçbir şey hakkında büyük bir yaygara,

nothing I don't really like the fluorescent lights in here here another

buradaki flüoresan ışıklarını gerçekten sevmiyorum,

idiom for you now to catch wind of something or to get wind of something

şimdi sizin için başka bir deyim, bir şeyin rüzgarını yakalamak veya bir şeyin sezgisini almak,

this means to find out about something some news has reached you you have been

bu bir şey hakkında bilgi edinmek anlamına geliyor size bir haber ulaştı size bir

informed about something perhaps the news concerns you or is about you you

şey hakkında bilgi verildi belki haber sizi ilgilendiriyor veya sizinle

find out about it you get wind of it the news has reached you idiom number three

is to go out on a limb this idiom does not relate to a body part but in fact a

ilgili bir haber aldınız haber size ulaştı bir vücut parçasına ama aslında bir

tree the idiom means to do something it puts

ağaca deyim, sizi riske atan veya tehlikeye sokan bir şey yapmak anlamına gelir.

you at risk or in danger you do something risky or difficult quite often

to help another person you go out on a limb to achieve something if you are

left out on a limb then you have been left with no help or support your work

bir uzuv o zaman yardım veya desteksiz kaldınız iş

colleagues would not support you they left you out on a limb the limb being

arkadaşlarınız sizi desteklemezler sizi bir uzuvda bıraktılar atıfta bulunulan uzuv

referred to is the branch of a tree

bir ağacın dalıdır

one more idiom before your comments to bark up the wrong tree this idiom refers

yorumlarınızdan önce bir deyim daha yanlış ağaca havlamak için bu deyim,

to a person making the wrong assumption about something they presume something

bir kişinin bir şey hakkında yanlış varsayımda bulunması anlamına gelir, yanlış bir şey varsayarlar,

incorrectly perhaps they have accused someone of committing a crime but they

belki birini suç işlemekle suçladılar ama

are wrong you could say that they are barking up the wrong tree they are

yanılıyorlar, yanlış ağaca havlıyorlar diyebilirsiniz, cevap

looking in the wrong place for the answer just like a dog that thinks there

için yanlış yerde arıyorlar sadece bir

is something worth chasing up a tree but there isn't the dog is barking up the

ağaca tırmanmaya değer bir şey olduğunu düşünen ama köpek olmayan bir köpek gibi

wrong tree and if your assumption is wrong so are you

yanlış ağaca havlıyor ve eğer varsayımınız yanlışsa,

going back in time their way back six years to 2013 I hope you enjoyed that

zamanda altı yıl öncesine, 2013'e kadar geri mi gidiyorsunuz? Ekim 2013'te yaptığım

something from my special series of video lessons that I made in October

özel video ders serimden bir şey

2013 it seems like such a long time ago and here we are now in 2019 2019 with

çok uzun zaman önceymiş gibi geliyor ve işte şimdi 2019'dayız 2019 ve

2020 just around the corner have you thought about next year because I know

2020 hemen köşeyi dönünce gelecek yılı düşündünüz mü çünkü

it seems early but November is just around the corner so have you made any

erken göründüğünü biliyorum ama Kasım gelmek üzere, bu yüzden

plans for 2020 any plans anything that you have planned to do next year as the

2020 için herhangi bir plan yaptınız mı, herhangi bir plan yaptınız mı, gelecek yıl

New Year arrives we often make plans we make little choices or resolutions

Yeni Yıl geldiğinde yapmayı planladığınız herhangi bir şey, sık sık planlar yaparız,

things that we intend to do next year so it depends I suppose it depends on what

gelecek yıl yapmayı planladığımız şeyler için küçük seçimler veya kararlar alırız. değişir sanırım

your plans and your circumstances are i guess 'sir jr hello mr. Duncan and

planlarınızın ve koşullarınızın ne olduğuna bağlı sanırım 'efendim jr merhaba bayım. Duncan ve

everyone I am late I would like to ask you is there a word in the English in

herkese geç kaldım size sormak istiyorum İngilizce'de İngilizce'de ev görevleri diye bir kelime var mı

the English language home tasks thank you very much well we we can actually

çok teşekkür ederim evde bir şeyler

use the phrase home tasks if you are doing something at home so maybe you are

yapıyorsanız aslında ev görevleri ifadesini kullanabiliriz yani belki de

working at home you have a home task to do so home task even though it sounds

evde çalışmak, ev ödevinizi yapmak için bir ev göreviniz var, kulağa

odd but you can use that as a phrase but it is more likely that you will say

tuhaf gelse de, bunu bir cümle olarak kullanabilirsiniz, ancak muhtemelen ev

homework you are doing your homework or your chores so if you are doing

ödevi diyeceksiniz, ödevinizi veya ev işlerinizi yapıyorsunuz, yani

something around the house if you are washing your clothes or doing something

bir şey yapıyorsanız evin etrafında çamaşır yıkıyorsan ya da onun gibi bir şey yapıyorsan

like that we can say you are doing your housework or your chores however if your

ev işini ya da günlük işlerini yapıyorsun diyebiliriz ama

teacher has given you some work to do with one of the subjects that you

öğretmenin sana

are learning but you have to do it at home then we can say homework we will

öğrenmekte olduğun ama yapmak zorunda olduğun konulardan biriyle ilgili bir çalışma verdiyse o evde o zaman ödev diyebiliriz

say homework congratulations mr. Duncan they are very

ödev diyeceğiz tebrikler bey Duncan onlar çok

useful we like the timecodes LOUIE LOUIE I plan to go to Quebec in 2020 oh I hope

faydalı zaman kodlarını seviyoruz LOUIE LOUIE 2020'de Quebec'e gitmeyi planlıyorum oh umarım

you have a nice time Quebec so Canada is quite a nice place what if mr. Steve's

iyi vakit geçirirsiniz Quebec yani Kanada oldukça güzel bir yer ya bayım. Steve'in

nephews has just took his doctorate and he's living in Canada at the moment I

yeğenleri doktorasını yeni aldı ve şu anda Kanada'da yaşıyor

can't remember where I think I want to say Ontario but that sounds wrong I know

Nereden Ontario demek istediğimi hatırlayamıyorum ama bu kulağa yanlış geliyor Muhtemelen

it probably isn't Ontario anyway have a great time next

Ontario olmadığını biliyorum zaten gelecek yıl harika vakit geçirin

year I hope you have a super time on your travels Rolfie is there an english

umarım siz de Rolfie, ilginç

academy or organization that evaluates or approves the birth of a new word

yeni bir kelimenin doğuşunu değerlendiren veya onaylayan bir İngiliz akademisi veya kuruluşu var mı,

that's interesting now you've probably heard of the word meme so meme can be

şimdi muhtemelen meme kelimesini duymuşsunuzdur, bu nedenle meme,

anything that spreads something that you see maybe a picture but also a word can

gördüğünüz bir şeyi yayan herhangi bir şey olabilir. resim değil, aynı zamanda bir kelime

also be a type of meme so when a word comes into regular use quite often

de bir tür meme olabilir, bu nedenle bir kelime düzenli kullanıma girdiğinde, insanlar oldukça sık

people will sit and they will talk about the new words or the words that have

oturur ve yeni kelimeler veya

come along maybe new words or of course maybe an old word that has a new meaning

ortaya çıkan kelimeler hakkında konuşurlar, belki yeni kelimeler veya tabii ki belki eski bir kelime bunun yeni bir anlamı var,

so yes it can happen so words become dictionary words once they've been used

bu yüzden evet olabilir, böylece kelimeler belirli bir süre kullanıldıktan sonra sözlük kelimeleri haline gelir

for a certain amount of time and they have become common so once they've

ve yaygın hale gelirler, bu yüzden bir kez

become memes then quite often they will eventually end up in the dictionary so

mem haline geldiklerinde, çoğu zaman sonunda sözlükte sona ererler. bu nedenle

every year many new words and phrases are added to the dictionary

her yıl sözlüğe pek çok yeni kelime ve kelime öbeği ekleniyor,

so for example the Oxford Dictionary so I like the Oxford Dictionary I always

örneğin Oxford Sözlüğü bu yüzden Oxford Sözlüğünü seviyorum

use oxford dictionaries for my references so anything that I look for I

Referanslarım için her zaman oxford sözlüklerini kullanıyorum, bu yüzden aradığım her şey

always use Oxford University Press because they are quite good they've been

her zaman Oxford University Press'i kullanıyorum çünkü oldukça iyiler

around for a long time and they are pretty well trusted to be honest so

uzun süredir ortalıktalar ve dürüst olduklarına oldukça güveniliyorlar, bu yüzden

every year they will add new words and phrases so things that have become

her yıl yeni kelimeler ve deyimler ekleyecekler, böylece

common in common use Ontario is a good place Thank You Pat show I'm not sure

ortak kullanımda yaygın hale gelen şeyler Ontario iyi bir yer Teşekkürler Pat şov ben değilim

where Steve's nephew is I can't remember the place I know it isn't Ontario that

Steve'in yeğeninin nerede olduğundan emin değilim yeri hatırlayamıyorum Ontario olmadığını biliyorum

doesn't sound right that doesn't sound right

kulağa doğru gelmeyen kulağa doğru gelmeyen

Argentinian people have to make a terrible decision in the general

Arjantin halkı

election last Sunday Noemi I haven't actually seen I haven't seen

geçen Pazar günü yapılan genel seçimlerde korkunç bir karar vermek zorunda Noemi Yapmadım aslında gördüm Arjantin seçimlerini

who won so who actually won in the Argentine election I haven't seen who's

kimin kazandığını görmedim yani aslında kimin kazandığını görmedim Kimin

won I've seen lots of other news but I haven't I haven't heard the result from

kazandığını görmedim Başka birçok haber gördüm ama görmedim

the Argentinian election so I don't know what the result was

Arjantin seçimlerinin sonucunu duymadım bu yüzden ben Sonucu ne oldu bilmiyorum

hello also to say dad or Qaeda Yahoo's watching in Turkey hello to Turkey again

merhaba demek de babam ya da Kaide Yahoo'nun Türkiye'de izlediği Türkiye'ye tekrar merhaba

a country I have been to in the past mr. Duncan I am reading books in the English

geçmişte gittiğim bir ülke sayın hocam. Duncan, dün İngilizce kitaplar okuyorum,

language yesterday I finished a book called the cross and the Switchblade

cross and the Switchblade adlı bir kitabı bitirdim

next we are the next is we are displaced by Malala okay then I'm not sure which

sıradaki biz Malala tarafından yer değiştiriyoruz tamam o zaman hangi

book that is I'm not sure mr. Steve is going to kill you

kitap olduğundan emin değilim emin değilim bayım. Steve seni öldürecek,

you mean me why mr. Steve has many reasons why he would like to push me

neden beni kastediyorsun Bay? Steve'in

down the stairs on a dark evening I think so

karanlık bir akşamda beni merdivenlerden aşağı itmek istemesinin pek çok nedeni var bence bu yüzden

Kathi Anna hello Cathy Anna we are talking about habits and routines so I

Kathi Anna merhaba Cathy Anna alışkanlıklar ve rutinlerden bahsediyoruz bu yüzden ilk derslerimden birine bir

thought it would be fun to take a look at one of my early lessons so here is

göz atmanın eğlenceli olacağını düşündüm Bu

one of my very early lessons where I talk all about habits good habits and

benim çok erken derslerimden biri, tüm alışkanlıklar, iyi alışkanlıklar ve

bad habits oh and also in the video you might notice that I look very young hi

kötü alışkanlıklar hakkında konuştuğum oh ve ayrıca videoda çok genç göründüğümü fark edebilirsiniz,

everybody this is mr. Duncan in England how are you today

herkese merhaba, ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

are you okay I hope so are you happy I hope so in today's

umarım mutlusundur umarım bugünün

lesson we will talk about the awkward and some would say embarrassing subject

dersinde gariplikler hakkında konuşacağız ve bazıları

of our faults and bad habits do you like my nose I picked it myself

bizim hatalarımızın ve kötü alışkanlıklarımızın utanç verici konusunu söyleyecek burnumu beğendin mi kendim seçtim

the word fault means something that is not perfect or isn't completely correct

kelime kusuru, mükemmel olmayan veya tamamen doğru olmayan bir şey anlamına gelir,

there are other words that can be connected to fault such as abnormality

anormallik

blemish defacement defect disfigurement failing floor imperfection and

leke tahrifat kusur şekil bozukluğu başarısız zemin kusuru ve

irregularity

düzensizlik gibi kusurla ilişkilendirilebilecek başka kelimeler vardır az

all of those words you just heard relate to the appearance of something or how it

önce duyduğunuz tüm bu kelimeler bir şeyin görünümüyle ilgilidir veya nasıl

lurks however the word fault can also be used to show a wrong action we can say

gizlendiği ancak hata kelimesi yanlış bir eylemi göstermek için de kullanılabilir

it is your fault that is your mistake you did that wrong

bunun senin hatan olduğunu söyleyebiliriz o yanlışı senin yüzünden yaptın

that happened because of you you must take the blame for this

bunun suçunu üstlenmelisin biz

you really screwed up when we use these sentences we are telling the other

kullandığımızda gerçekten batırdın bu cümleler diğer

person that they are responsible for the mistake we are blaming them for it

kişiye hatadan sorumlu olduğunu söylüyoruz bunun için onları suçluyoruz

of course a fault can also be related to another part of our behavior bad habits

elbette bir hata davranışımızın başka bir parçasıyla da ilgili olabilir kötü alışkanlıklar

bad habits are things we do that annoy other people or may appear unpleasant

kötü alışkanlıklar diğer insanları kızdırmak için yaptığımız veya ortaya çıkabilecek şeylerdir nahoş

rude or even dangerous there are many bad habits around for example biting

kaba ve hatta tehlikeli pek çok kötü alışkanlık vardır, örneğin

your fingernails talking with your mouth full of foods picking your nose

tırnaklarınızı yemek, ağzınız yiyeceklerle doluyken konuşmak, burnunuzu karıştırmak,

not taking a regular bath or shower

düzenli bir banyo veya duş almamak,

being late for an appointment watching too much TV drinking too much

bir randevuya geç kalmak, çok fazla TV izlemek,

alcohol such as beer and wine smoking cigarettes not changing your socks for

bira gibi çok fazla alkol içmek ve şarap içmek sigara içmek

talking for ages on the phone there are other words that can be used to describe

uzun yıllar telefonda konuşmak için çorap değiştirmemek alışılagelmiş eksantriklik zaaf mizaç tuhaflık

our personal habits such as custom eccentricity foible idiosyncrasy oddness

peculiarities quirk routine and

tuhaflıklar rutin ve

shortcoming what's that smell oh no it is fair to say that nobody is

eksiklik o koku da ne oh hayır demek doğru olur gibi kişisel alışkanlıklarımızı tanımlamak için kullanılabilecek başka kelimeler de var kimse

perfect we all have little habits or something we do there's a noise others

mükemmel değildir hepimizin küçük alışkanlıkları ya da yaptığımız bir şey var gürültü var diğerleri

sometimes they may be hard to accept they can even lead to the breakup of

bazen kabullenmekte zorlanabilirler hatta evlilik gibi ilişkilerin dağılmasına bile yol açabilirler bu

relationships such as marriage so it is true to say that everyone has some

yüzden herkesin

little fault that is a part of his or her character the only way to really

küçük bir hatası olduğunu söylemek doğru. karakterinin bir parçasıyla gerçekten

deal with it is to try and live with it or the consequences could be disastrous

başa çıkmanın tek yolu, onunla yaşamaya çalışmaktır, yoksa sonuçları felaket olabilir, bu yüzden aman

so there it was oh my goodness that was over 11 years ago 11 years ago what were

tanrım, 11 yıl önceydi 11 yıl önceydi,

you doing 11 years ago I was making YouTube videos in fact 13 years ago I

11 yıl önce ne yapıyordun? YouTube videoları çekiyordum aslında 13 yıl önce

was making YouTube videos what were you doing 13 years ago so this Thursday I

YouTube videoları çekiyordum 13 yıl önce ne yapıyordunuz yani bu perşembe YouTube'da

will be celebrating my 13th anniversary on YouTube I started making my videos

13. yılımı kutlayacağım Videolarımı yapmaya

way back in 2006 when YouTube was just a little baby YouTube was just a little

2006'da YouTube henüz küçükken başladım YouTube,

infant trying to walk for the first time and drinking out of a big bottle hello -

ilk kez yürümeye çalışan ve büyük bir şişeden merhaba içen küçük bir bebekti - kızlık soyadı

nee Amon hello to you as well Palmira what a good actor mr. Duncan is yes one

Amon sana da merhaba Palmira ne kadar iyi bir aktör bay. Duncan evet

of my best performances is when I pretend to be a normal person hello

en iyi performanslarımdan biri normal bir insan gibi davrandığımda merhaba

Louie Louie I used to have so many bad habits when I was young but that was in

Louie Louie Gençken çok fazla kötü alışkanlığım vardı ama bu

the 1980s the 1980s ah I remember it well because I was a teenager hello Anna

1980'lerdeydi 1980'lerde ah çok iyi hatırlıyorum çünkü gençtim merhaba Anna, eski derslerinizde

I don't always remember how funny you were in your old lessons you are not

ne kadar komik olduğunuzu her zaman hatırlamıyorum,

only a teacher but also an actor thank you very much for that I still haven't

sadece bir öğretmen değil, aynı zamanda bir aktörsünüz, bunun için çok teşekkür ederim, hala

received my Oscar or my Emmy or even a Razzie even a Razzie would be nice so a

Oscar'ımı, Emmy'mi, hatta bir Razzie'yi, hatta bir Razzie'yi almadım. güzel olurdu, bu yüzden bir

Razzie is an is an award that they give for bad acting so I haven't even had one

Razzie, kötü oyunculuk için verdikleri bir ödüldür, bu yüzden onlardan birine bile sahip olmadım,

of those yeah it's not very nice we are talking about habits and routines the

evet, çok hoş değil, alışkanlıklardan ve rutinlerden bahsediyoruz,

things that you do every day so when we talk about routines we talk about things

her gün yaptığınız şeyler, bu yüzden konuştuğumuzda rutinler hakkında

that we often do or maybe something we do as part of our day so for example you

sık sık yaptığımız şeylerden veya belki de günümüzün bir parçası olarak yaptığımız şeylerden bahsederiz, örneğin sabahları bir

wake up in the mall morning what's the first thing you do

alışveriş merkezinde uyanırsınız, sabah kalktığınızda ilk yaptığınız şeyden şikayet etmekten

when you wake up in the morning besides complain about the fact that you have to

başka ne yaparsınız?

get up and go to work or go to school so that might be one of the things that you

Kalkıp işe ya da okula gitmelisin sabah yaptığın şeylerden biri bu olabilir

do in the morning you wake up you open your eyes you stretch your arms you get

uyanırsın gözlerini açarsın kollarını uzatırsın

out of bed maybe you go to the toilet first of all maybe I don't know and then

yataktan kalkarsın belki ilk önce tuvalete gidersin hepsi belki bilmiyorum ve sonra

you go downstairs maybe you go downstairs to have something to eat

aşağı iniyorsun belki bir şeyler yemek için aşağı iniyorsun

you have your breakfast and then you go back upstairs and you take a shower and

kahvaltını yapıyorsun ve sonra yukarı çıkıp duş alıyorsun ve

then you get ready to go out to work or maybe you do the opposite maybe you have

sonra işe gitmek için hazırlanıyorsun ya da belki yapıyorsun tam tersi belki

a shower and you're wash first of all and then you have your breakfast so a

duş alırsın ve önce yıkanırsın sonra kahvaltını edersin yani bir

routine is not just habit but also the order of those things so maybe you do

rutin sadece alışkanlık değil aynı zamanda bunların sırasıdır yani belki de

things in a certain order so wake up wash eat breakfast get dressed go out

belli bir sıra ile bir şeyler yaparsın yani uyan uyan kahvaltını yap giyinin

the house so that might be your routine so when we talk about routines the

evden dışarı çıkın bu sizin rutininiz olabilir bu yüzden rutinler hakkında konuştuğumuzda

things you do every day and also your habits as well so habits can also refer

her gün yaptığınız şeyler ve ayrıca alışkanlıklarınız da yani alışkanlıklar da

to your routines the things you often do so when we talk about habits we talk

rutinlerinize atıfta bulunabilir sık ​​sık yaptığınız şeyler bu yüzden alışkanlıklardan bahsettiğimizde biz

about your habit maybe one particular thing that you do or something you enjoy

alışkanlığınız hakkında konuşun belki yaptığınız belirli bir şey veya yapmaktan hoşlandığınız bir şey

doing sometimes a habit can be a good habit

bazen bir alışkanlık iyi bir alışkanlık

and sometimes a bad habit lifestyle now here's an interesting word a person's

bazen de kötü bir alışkanlık olabilir yaşam tarzı şimdi ilginç bir kelime

lifestyle when we talk about someone's lifestyle it is how they live the way

they live their life the way they do things in their life so we can say a

hayatlarını yaşama biçimleri hayatlarındaki şeyleri yapma biçimleri yani bir

person's habit or their lifestyle the things they do so lifestyle is normally

kişinin alışkanlığını veya yaşam tarzını söyleyebiliriz yani yaptıkları şeyleri yani yaşam tarzı normalde

a generic word it covers your general behavior the way

genel bir kelimedir genel davranışınızı kapsar yaşama şekliniz

you live maybe where you live how much money you have so your lifestyle relates

belki nerede yaşadığınız ne kadar para öyle ki yaşam tarzınız

to all of the areas of your life the way you live where you work if you are

hayatınızın tüm alanlarını ilgilendiriyor, çalıştığınız yerde,

married or not married so there are many ways of describing that also we can talk

evliyseniz veya evli değilseniz, bunu tanımlamanın birçok yolu var.

about your daily life so the things you do everyday in your daily life how do

günlük hayatınızda

you spend your day what do you do in your day normally maybe during the week

gününüzü nasıl geçirirsiniz gününüzde ne yaparsınız normalde belki hafta içi

you go to work so your daily life can change depending on what day of the week

işe gittiğiniz için günlük hayatınız haftanın hangi günü olduğuna

it is or which day you are doing certain things oh I like this word here's a nice

veya belirli şeyleri hangi gün yaptığınıza bağlı olarak değişebilir oh Bu kelime hoşuma gitti işte güzel bir

word existence so your existence is the feeling of being alive or maybe the way

kelime varoluş yani varlığın yaşıyor olma hissidir ya da belki de

you live so your existence once again covers everything it covers your life

yaşama şeklindir yani varlığın bir kez daha her şeyi kapsar o hayatını kapsar yaşadığın gibi

the way you live even your sense of being alive your existence is the thing

hatta hayatta olma hissin bile varlığın şeydir

that you are aware of so existence covers everything when we talk about a

farkındasın yani varoluş her şeyi kapsıyor bir

person's existence we are talking about their like so your existence all oh I

insanın varlığından bahsettiğimizde onların benzerlerinden bahsediyoruz yani senin varoluşun hepsi oh

like this word he's an interesting word mode so mode is the method of doing

bu kelimeyi beğendim o ilginç bir kelime kipi bu yüzden mod bir şeyleri yapmanın yöntemi

things so again it can be part of your routine not only what you do but the way

yani tekrar parçası olabilir rutininizin sadece ne yaptığınız değil, aynı zamanda

you do it your existence and the mode the way you do things and also the means

onu yapma şekliniz, varlığınız ve modunuz, bir şeyleri yapma şekliniz ve aynı zamanda araçlar,

oh I like this word some interesting words today so when we talk about the

oh bu kelimeyi bugün bazı ilginç kelimeler seviyorum, bu yüzden araçlar hakkında konuştuğumuzda,

means that means the way of getting things so your means

bu, elde etmenin yolu anlamına gelir. yani

might be the way you survive or the things you do to earn money how much

hayatta kalma şekliniz veya para kazanmak için yaptığınız şeyler olabilir, ne kadar

money do you earn what do you do to earn money so we talk about a person's means

para kazanırsınız, para kazanmak için ne yaparsınız, bu yüzden bir kişinin

the way to survive or the things you do so you can survive quite often we will

hayatta kalma yolu veya hayatta kalabilmek için yaptığınız şeyler hakkında konuşuruz. sık sık hayatta kalmak için işe

have to go to work in fact most of us do we all have to go to work we have a job

gitmek zorunda kalacağız aslında çoğumuz hepimiz işe gitmek zorunda mıyız bir işimiz var

if you are young you will go to school so you might not earn any money so you

eğer gençsen okula gideceksin bu yüzden hiç para kazanamayabilirsin bu yüzden

have no means when you are young but when you are older you have to work you

hiçbir imkanın yok gençsin ama büyüdüğünde çalışmak zorundasın

have to get a job you have to earn money so you can survive we talked about your

bir iş bulmak zorundasın hayatta kalabilmek için para kazanmak zorundasın imkanların hakkında konuştuk

means so this is part of your daily routine you have to go to work you have

yani bu senin günlük rutininin bir parçası işe gitmek zorundasın

to earn some money

biraz kazanmak zorundasın para

hello to Palmero hello also to Pat you what is the best part of your day well

Palmero'ya merhaba Pat'e de merhaba günün en iyi kısmı nedir peki

my favorite part of the day is always waking up I always feel slightly

günün en sevdiğim kısmı her zaman uyanmaktır

relieved when I wake up in the morning I always wake up with a smile on my face

Sabah kalktığımda her zaman biraz rahatlamış hissederim Her zaman yüzümde bir gülümsemeyle uyanırım

because I know that I get to do this all over again I get to live another day so

çünkü biliyorum ki bunu tekrar yapacağım, bir gün daha yaşayacağım,

yes it's quite nice so I suppose my favorite part of the day is actually

evet bu oldukça güzel, sanırım günün en sevdiğim kısmı aslında

opening my eyes in the morning and I realize that I can do this again I am

sabahları gözlerimi açmak ve bunu tekrar yapabileceğimi fark ediyorum.

still alive which is always very comforting

hala hayattayım ki bu her zaman

to be honest Pat chew and also Christina my lifestyle is to keep me healthy and

dürüst olmak gerekirse çok rahatlatıcı Pat çiğnemek ve ayrıca Christina benim yaşam tarzım beni sağlıklı tutmak ve

play sports yes very good so part of your lifestyle

spor yapmak evet çok iyi bu yüzden yaşam tarzınızın bir parçası sadece

can be not only your work but also what you do in your spare time the things you

işiniz değil, boş zamanlarınızda yaptığınız şeyler de olabilir.

do to keep yourself happy and also healthy yes pretty good I like

kendinizi mutlu ve aynı zamanda sağlıklı tutmak için yaptığınız şeyler evet oldukça iyi hoşuma gidiyor

it what is the most single important thing for happiness in life that is not

hayattaki mutluluk için en önemli şey nedir bu

an easy question because everyone's view of life is subjective so something that

kolay bir soru değil çünkü herkesin hayata bakışı sübjektiftir yani

makes one person happy might not make another person happy

bir kişiyi mutlu eden bir şey mutlu etmeyebilir başka bir insanı mutlu eden

so really happiness is what you find the things that make you happy your

gerçekten mutluluk, sizi mutlu eden şeyleri bulduğunuz şeydir,

connection with the world around you is what makes you happy so we all find

etrafınızdaki dünyayla bağlantınız sizi mutlu eden şeydir, bu yüzden hepimiz

different things in our lives that make us happy so maybe something I enjoy or

hayatımızda bizi mutlu eden farklı şeyler buluruz, bu yüzden belki benim zevk aldığım veya beni mutlu

something that makes me happy might not make someone else happy

eden bir şey ben mutlu olmam başka birini mutlu etmeyebilir onlar

they might be bored by it they might not enjoy it so I think happiness is very

bundan sıkılabilirler bundan zevk almayabilirler bu yüzden bence mutluluk

much subjective it is all down to the individual how you see life the things

çok özneldir hayata nasıl baktığın kişiye bağlıdır

you want the things you see the things you need and also the things that make

ve ayrıca

you happy as a person I think so thank you very much for your lovely

sizi bir insan olarak mutlu eden şeyler bence bu yüzden bugünkü güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim

messages today of course if we want to progress through life part of our daily

tabii ki hayatta ilerlemek istiyorsak günlük rutinimizin bir parçası

routine might involve having a goal or maybe more than one goal you might have

bir hedefimiz veya belki birden fazla hedefimiz olabilir.

many goals the things you want to do in your life the things you want to achieve

birçok hedefin var hayatında yapmak istediğin şeyler başarmak istediğin şeyler olmak istediğin

the place you want to be the job you want to have the person you want to be

yer olmak istediğin iş istediğin iş birlikte olmak istediğin kişiye sahip olmak yani

with so we all have goals so your goal is the thing you want to do or you want

hepimizin hedefleri var yani senin amacın istediğin şey yapmak ya da

to achieve the thing you want to be in the future so I suppose we all have

gelecekte olmak istediğin şeyi başarmak istiyorsun, bu yüzden sanırım hepimizin

goals when we are young as I said yesterday sometimes we miss many

gençken dün söylediğim gibi hedefleri var, bazen orada olduklarını

opportunities because we don't realize they are there however later in life

fark etmediğimiz için birçok fırsatı kaçırıyoruz, ancak daha sonra hayatta oldukça

quite often we will have at least one goal or many goals things we want to

çoğu zaman en az bir veya birden fazla hedefimiz olur

achieve things we want to get or do your aims again if you aim to do something it

başarmak istediğimiz şeyler elde etmek istediğimiz şeyler veya hedeflerinizi tekrar yapmak

is a goal you aim towards the goal just like football so your aims are the

things that you want to achieve or do and of course a lot of people feel that

başarmak veya yapmak istediğiniz ve elbette birçok insan

having a goal will give them purpose this once again is a big word it really

bir hedefe sahip olmanın onlara amaç vereceğini düşünüyor, bu bir kez daha büyük bir kelime, bu gerçekten çok

is so purpose is really talking about a person's worth in this world so everyone

amaç gerçekten bir insanın bu dünyadaki değerinden bahsediyor, bu yüzden herkesin

needs a purpose everyone needs a reason to feel useful I

bir amaca ihtiyacı var. herkesin kendini yararlı hissetmesi için bir nedene ihtiyacı vardır

suppose from my point of view I think I would be lost if I didn't have a purpose

sanırım benim bakış açıma göre bir amacım olmasaydı kaybolmuş olurdum bu yüzden

so I think most people search for a purpose in their life something that

çoğu insan hayatında bir amaç arar

they want to do maybe something they enjoy doing so your aims quite often

yapmak istediği bir şey belki de keyif aldığı bir şey bunu yaptığınızda amaçlarınız genellikle

refer to some purpose something that you want to do in your life maybe a target

bir amaca atıfta bulunur, hayatınızda yapmak istediğiniz bir şey, belki bir hedef, belki

maybe a thing you see in your future that you would like to achieve some

gelecekte elde etmek istediğiniz bir şey, bazı

people will go to university and they will get a degree like mr. Steve's

insanlar üniversiteye gider ve bay gibi bir derece alırlar. . Steve'in

nephew in Canada so he has just got his doctorate which means he will have more

Kanada'daki yeğeni, bu yüzden doktorasını yeni aldı, bu da daha fazla fırsatı olacağı anlamına geliyor, bu

opportunities so if you aspire I like this word to aspire is to have a deep

yüzden eğer arzuluyorsanız, bu kelimeyi seviyorum, arzulamak, bir

longing to do something you aspire you want to become a certain thing a certain

şeyi yapmak için derin bir özlem duymaktır, can atıyorsunuz, belirli bir şey olmak istiyorsunuz, belirli bir

type of person or maybe to have a certain career a certain way of life the

tür olmak istiyorsunuz. kişi ya da belki belirli bir kariyere sahip olmak, belirli bir yaşam biçimine sahip olmak,

thing you aspire - so maybe you see something maybe a

arzuladığınız şey - bu yüzden belki bir şey görürsünüz, belki bir

person has a nice car or a nice house perhaps you will aspire to having those

kişinin güzel bir arabası ya da güzel bir evi vardır, belki de bu şeylere sahip olmayı arzularsınız, ah evet,

things yourself yearn oh yes if you yearn for something it means you want

eğer arzuluyorsanız istediğin anlamına gelen bir şey arzu ettiğin bir şey

you desire maybe something you feel in your heart that you really want to

belki kalbinde hissettiğin bir şey gerçekten

achieve or to have so quite often we have the feeling of yearning you will

başarmak ya da sahip olmak istediğin bir şey

yearn for something you want something maybe you yearn for a good job or maybe

you yearn for a faithful partner

Sadık bir eş için can atmak

ambition another great word here so this particular word ambition an ambition

hırs burada başka bir harika kelime daha var yani bu özel kelime hırs

once again is something that you want to do the thing that you want to do in your

bir kez daha hırs yapmak istediğin bir şey hayatında yapmak istediğin şey

life may be a certain type of job maybe there is a skill that you want to have

belli bir iş türü olabilir belki de sahip olduğun bir beceri vardır. sahip olmak istersin

maybe you have a natural skill that you want to use in your life you will have

belki doğal bir yeteneğin vardır hayatında kullanmak istersin

an ambition as a young boy I used to have an ambition to be a radio presenter

genç bir çocukken bir hırsın olacak eskiden radyo sunucusu olmak gibi bir hırsım vardı

I always wanted to be on the radio I thought my future belonged in

hep radyoda olmak istemişimdir geleceğimin ait olduğunu sanıyordum

broadcasting and being a DJ or a radio presenter so that's what I set my sights

yayıncılık ve DJ veya radyo sunucusu olmak, bu yüzden

on as a young person however it took many years before I became comfortable

genç bir insan olarak gözlerimi diktiğim şey buydu, ancak

doing that particular thing so everyone has an ambition something that they want

bu belirli şeyi yapmaya alışmam uzun yıllar aldı, bu yüzden herkesin bir hırsı var, bir

to do something that they see themselves doing in the future back to the live

şey yapmak istedikleri bir şey, gördükleri bir şey gelecekte yapacakları canlı sohbete geri dön

chat hello hello sama hello sama sama Saeed says nice tutorial

merhaba merhaba sama merhaba sama saa Saeed güzel öğretici diyor

thank you very much I am here live every day I will be here on Wednesday and

çok teşekkür ederim her gün canlı olarak buradayım Çarşamba ve

Thursday 2 p.m. UK time so yes I am here every day during October Thank You pachu

Perşembe günleri saat 14:00'te burada olacağım. İngiltere zamanı yani evet Ekim ayı boyunca her gün buradayım Teşekkürler pachu

thank you nee Mon can i watch this live stream

teşekkürler nee Pzt bu canlı yayını

again when it's finished yes you can you can watch the live stream again and also

bittiğinde tekrar izleyebilir miyim evet canlı yayını tekrar izleyebilirsiniz ve ayrıca

don't forget there are time codes as well under the video so you can find

zaman kodları olduğunu da unutmayın videonun altında

your favorite part of the live stream so there will be time codes under the video

canlı yayının en sevdiğiniz bölümünü bulabilmeniz için yorumlarda videonun altında zaman kodları olacak

in the comments and that is something I add to make it easier for you to watch

ve bu daha sonra izlemenizi kolaylaştırmak için eklediğim bir şey

later on PAL mera I listen to English music very much there are so many songs

PAL mera İngilizce müzik çok dinlerim kafama takılan o kadar çok şarkı var ki

stuck in my head well some people want to perform in their later years maybe a

bazı insanlar ileriki yıllarda performans sergilemek istiyor belki bir

person wants to be a singer or a performer maybe a dancer maybe a person

insan şarkıcı ya da icracı olmak istiyor belki dansçı olmak istiyor belki bir insan

wants to do art and become creative so maybe you have the feeling inside you

sanat yapmak ve yaratıcı olmak istiyor bu yüzden belki sende böyle bir his var içinizde

maybe you feel as if there is something that you want to do in your life of

belki de hayatınızda yapmak istediğiniz bir şeyler varmış gibi hissediyorsunuz

course there are negative things so people can be good they can be clean

elbet negatif şeyler var yani insanlar iyi olabilir temiz olabilirler

they can be nice people however of course there can be the opposite so

iyi insanlar olabilirler ama tabi tersi de olabilir yani

there are negative ways of living your lifestyle might not be so good you might

negatifler de olabilir yaşam tarzın o kadar iyi olmayabilir sen

be untidy so an untidy person is a person who does not take care of their

dağınık olabilirsin bu yüzden dağınık insan dış görünüşüne dikkat etmeyen insandır o

appearance they are untidy maybe their clothing is dirty maybe they don't take

dağınıktır belki kıyafetleri kirlidir belki

good care of themselves maybe they don't eat the right food

kendine iyi bakmazlar belki bakmazlar Doğru yemeği yemeyin,

maybe they don't have good personal hygiene

belki de iyi bir kişisel hijyene sahip değiller,

they are untidy a person who is untidy might be described as unkempt a person

dağınıktırlar, dağınık olan bir kişi, dağınık olarak tanımlanabilir, dağınık olan bir kişi,

who is unkempt is untidy they are scruffy so a an unkempt person is untidy

dağınıktır, bu nedenle, dağınık bir kişi, dağınık,

unkempt scruffy even dirty you might describe a person as dirty if they don't

dağınık, hatta kirlidir hijyene dikkat etmeyen bir insanı pis olarak tanımlayabilir

take care of their hygiene maybe they never wash their clothes maybe they have

belki hiç çamaşır yıkamazlar belki

bad breath so they are dirty scruffy and unkempt and untidy however it's worth

nefesleri kötüdür bu yüzden pis pis ve dağınık ve dağınıktırlar ancak şunu

mentioning that untidy can also mean the state of where you are living so maybe

belirtmekte fayda var ki dağınık aynı zamanda bulunduğunuz yer anlamına da gelebilir. yaşıyorlar yani belki

your house is untidy so maybe your house is dirty unclean and untidy so a person

eviniz dağınık yani belki eviniz kirli kirli ve dağınık bu yüzden bir insan

can be untidy as an action so maybe they never clean their house the opposite of

eylem olarak dağınık olabilir bu yüzden belki evini hiç temizlemiyor olabilir tam tersi tabi ki düzenlidir

course is neat if a person is neat it means they are clean they take care of

insan düzenliyse temiz demektir onlar

themselves they look after their appearance they are very neat a neat

kendilerine iyi bakarlar görünüşlerine dikkat ederler çok temiz düzgün bir

person we can also say clean cut quite often we will use this to describe a man

insan biz de oldukça sık temiz kesim diyebiliriz bunu bir erkeği tarif etmek için kullanacağız bu

so maybe a man who looks very clean very tidy we can describe him as clean-cut so

yüzden belki çok temiz çok düzenli görünen bir adamı temiz giyimli olarak tanımlayabiliriz bu yüzden

also this often is used to describe a person who has

ayrıca bu genellikle sakalı olan bir kişiyi tanımlamak için kullanılır

beard they don't have a beard they are clean-cut presentable a presentable

sakalları yoktur temiz bakımlıdır prezentabl

person is a person who looks clean and tidy they wear nice clothes and they

kişi temiz ve düzenli görünen kişidir güzel kıyafetler giyerler ve

look presentable quite often if you go for a job interview your appearance is

giderseniz oldukça sık prezentabl görünürler Bir iş görüşmesi için görünüşünüz

very important you must clean your face brush your teeth and wear some nice

çok önemlidir, yüzünüzü temizlemeli, dişlerinizi fırçalamalı ve güzel,

smart clothing so yes to be presentable means your appearance is agreeable

şık giysiler giymelisiniz, bu yüzden evet, prezentabl olmak, görünüşünüzün hoş olduğu anlamına gelir,

people will not be upset by your appearance

insanlar görünüşünüze üzülmez,

a person who is well-groomed it sounds like a horse but we're not

bakımlı bir insan gibi görünür. at gibi ama

talking about horses we're talking about people so a person who is well-groomed

atlardan bahsetmiyoruz insanlardan bahsediyoruz yani bakımlı insan

is tidy they are clean and tidy they are well groomed back to the live chat I

düzenlidir temiz ve düzenlidir canlı sohbete geri dön

will be going soon because it's now seven minutes no eight minutes past

birazdan gideceğim çünkü saat yedi oldu dakika hayır sekiz dakika saat

three o'clock and it's Tuesday hello to Anna

üçü geçiyor ve salı günü Anna'ya merhaba Christina'ya

hello also to Christina Christina says stinky yes a stinky person a person who

da merhaba Christina kokmuş evet kokmuş bir insan diyor

has an odor coming from their body so some people have a pleasant odour

vücudundan bir koku gelen bir kişi bu nedenle bazı insanlar

especially if they use aftershave or perfume however some people don't take

özellikle tıraş losyonu veya parfüm kullandıklarında hoş bir kokuya sahip olurlar ancak bazı insanlar

care of their body they don't wash regularly so they will stink

vücutlarına özen göstermezler düzenli olarak yıkanmazlar bu yüzden kokarlar kokarlar

they are stinky so a person a person who is stinky has a bad smell or a bad odour

yani kokmuş bir kişinin kötü bir kokusu vardır veya kötü bir kokusu vardır bu

so maybe the smell is coming from their mouth maybe they have bad teeth or maybe

yüzden belki koku ağızlarından gelmektedir belki dişleri kötü ya da belki

the the smell is coming from their armpits

koku koltuk

under their arms there is nothing worse than being near a stinky person nothing

altlarından koltuk altlarından geliyor kokuşmuş birinin yanında olmaktan daha kötü bir şey yoktur

worse yes an unclean person is a person who does not wash they don't take care

evet kirli insan yıkanmayan kişidir kişisel temizliğine dikkat etmeyen kişidir

of their personal hygiene when we talk about a person's lifestyle their habits

Bir insanın yaşam tarzından bahsettiğimizde alışkanlıklarından,

their way of living we can say that a person is stable this also sounds like

yaşam tarzlarından bahsettiğimizde, bir insanın istikrarlı olduğunu söyleyebiliriz, bu aynı zamanda

it has something to do with horses but it doesn't so when we talk about a

atlarla da ilgili gibi görünüyor ama öyle değil, istikrarlı bir insandan bahsettiğimizde,

stable person we are talking about someone who has a good job or maybe a

birinden bahsediyoruz. iyi bir işi olan ya da belki

regular job so they are a stable person they have a stable income by that we

düzenli bir işi olan, yani istikrarlı bir insandırlar, istikrarlı bir gelirleri vardır, yani

mean regular so if you have a regular job with a regular income you have a

düzenli bir işiniz varsa, düzenli bir geliriniz varsa,

stable life maybe you are in a long-term relationship with someone maybe you have

istikrarlı bir hayatınız olabilir, belki de uzun vadedesiniz. biriyle ilişki belki

met the love of your life so you are in a stable relationship steady

hayatınızın aşkıyla tanışmışsınızdır bu nedenle istikrarlı bir ilişki içindesiniz istikrarlı

something is happening regularly the opposite is unstable so if something is

bir şeyler oluyor düzenli olarak tersi istikrarsız yani bir şey

unstable it means it doesn't always go smoothly it is an unstable relationship

istikrarsızsa bu her zaman sorunsuz gitmediği anlamına gelir bu istikrarsız bir ilişkidir

or maybe an unstable job and then we have organized oh I like this word to be

veya belki bir istikrarsız iş ve sonra organize olduk oh bu kelimeyi organize etmeyi seviyorum, hayatınızdaki

organized means that you arrange things in your life very well you are very good

şeyleri çok iyi düzenlediğiniz anlamına gelir,

at arranging your life you are a very organized person for example mr. Steve

hayatınızı düzenlemede çok iyisiniz, çok organize bir insansınız örneğin bay. Steve

is a very organized person mr. Steve is very good at organizing his life

çok organize bir insandır, Bay. Steve,

even though sometimes he makes plans and then forgets about them sometimes not

bazen planlar yapıp sonra bunları unutsa da, bazen çok

often but sometimes so an organized person is a person who is very good at

sık olmasa da, hayatını organize etmede çok iyidir, bu yüzden düzenli bir insan, hayatını düzenlemede çok iyi olan bir insandır,

arranging their life they quite often have a tidy house maybe their house is

genellikle düzenli bir evleri vardır, belki de evleri

clean and tidy they are very well organized an organized person and of

temiz ve düzenli onlar çok iyi organize bir insan ve

course the opposite of that disorganized and that might describe me to be honest

tabii ki bunun tam tersi dağınık ve bu beni dürüst olarak tanımlayabilir, bu

so some people might describe me as and disorganized mr. Duncan is so

yüzden bazı insanlar beni dağınık bay olarak tanımlayabilir. Duncan o kadar

disorganized I don't know what you mean sometimes I can be a little disorganized

dağınık ki, ne demek istediğini anlamıyorum bazen biraz dağınık olabiliyorum

but most of the time I think I am very organized sometimes I am disorganized

ama çoğu zaman çok düzenli olduğumu düşünüyorum bazen düzensizim

we all have strange ways we all have strange ways of living we

hepimizin tuhaf yolları var hepimizin tuhaf yaşam biçimleri var

all have strange things that we enjoy doing some of these things are secret

hepimizin tuhafları var yapmaktan zevk aldığımız şeyler bunlardan bazıları gizlidir

and we never tell another person some of them are obvious and we can see them

ve başka birine asla söylemeyiz, bazıları açıktır ve onları

clearly we describe these as an idiosyncrasy so when we talk about

açıkça görebiliriz, bunları bir mizaç olarak tanımlarız, bu yüzden mizaç hakkında konuşurken

idiosyncrasy that is a great word by the way

bu harika bir kelime bu arada

a person's edu Singh cracy is their way of doing things things that are maybe

bir kişinin edu Singh cracy, onların

unusual or odd we talk about a person's idiosyncrasy so some people say that I

olağandışı veya tuhaf olan şeyleri yapma biçimleridir, bir kişinin kendine has özellikleri hakkında konuşuruz, bu nedenle bazı insanlar benim

have a few idiosyncrasies the plural the single is

birkaç özel durumum olduğunu söyler, çoğul tektir

II do sync receipt a person's strange habits or their way of doing things

II do sync makbuz, bir kişinin tuhaf alışkanlıkları veya yapma biçimleri

another word we can use is quark you have a quark you have an unusual way of

kullanabileceğimiz başka bir kelime quark quark var kuark var bir şeyi yapmak için alışılmadık bir yöntemin var

doing something you have a little quirk or maybe a person as an adjective can be

biraz tuhafsın ya da belki bir kişi sıfat olarak

described as quirky some people describe me as quirky a little art a little

tuhaf olarak tanımlanabilir bazı insanlar beni tuhaf olarak tanımlar biraz sanat biraz

humorous sometimes a little strange

esprili bazen biraz tuhaf

eccentric oh yes I have definitely been called

eksantrik oh evet,

this some of mr. Steve's work colleagues some of the people that Steve works with

bazı baylar kesinlikle buna çağrıldı. Steve'in iş arkadaşları Steve'in birlikte çalıştığı insanlardan bazıları

often describe me as eccentric I don't know what they mean I don't know what

beni genellikle eksantrik olarak tanımlar Ne demek istediklerini bilmiyorum Sence benim

they mean by that do you think I'm eccentric some people do apparently I

eksantrik olduğumu mu düşünüyorsun bazı insanlar görünüşe göre bana

have been called eccentric many times because I'm seen as being a little

eksantrik deniyorlar çoğu zaman biraz sıradışı olarak görüldüğüm için

unusual maybe odd maybe strange but not in a bad

belki garip belki garip ama kötü bir

way so quite often an eccentric person will be unusual or odd but in a nice way

şekilde değil bu yüzden çoğu zaman eksantrik bir insan alışılmadık veya tuhaf olur ama iyi bir şekilde

I hope and finally we have the word odd so if someone is eccentric we might also

umarım ve sonunda tuhaf kelimemiz var, yani eğer birisi eksantriktir,

described them as odd unusual a person who has maybe strange habits or ways of

onları tuhaf, alışılmadık bir kişi olarak da tanımlayabiliriz, belki tuhaf alışkanlıkları veya

doing things a lot of people say mr. Duncan your way of teaching is very

birçok insanın söylediği şeyleri yapma yolları olan bir kişi bay. Duncan, öğretme tarzın

eccentric sometimes but it's not a bad thing sometimes standing out can be a

bazen çok eksantrik ama kötü bir şey değil, bazen öne çıkmak

good thing the hardest part is actually doing it it is trust me because I've

iyi bir şey olabilir, en zor kısım aslında bunu yapmak, bana güven çünkü ben

been there I've been in that situation Thank You arts be arts be said eccentric

orada bulundum, bu durumdaydım Teşekkürler sanat sanat olmak eksantrik

and very creative I'm not sure if you're talking about me I'm not sure eccentric

ve çok yaratıcı olmak benden söz ettiğinden emin değilim eksantrik olduğundan emin değilim

I do understand that word - thank you very much so do people ever describe you

bu kelimeyi anlıyorum - çok teşekkür ederim bu yüzden insanlar seni hiç

as eccentric I have been called it many times mr. Duncan I think you are an

eksantrik olarak tanımlar mı kez bay Duncan, organize bir insan olduğunu düşünüyorum

organized person because how could you have been able to do a live stream every

çünkü Ekim ayında her gün nasıl canlı yayın yapabildin?

day in October can I just say it took a lot of work a lot of effort to keep all

of this going for 31 days although I have I still have two more days to go so

Hala iki günüm daha var, bu yüzden

there are still two more days and I will go soon so don't forget Wednesday

hala iki günüm daha var ve yakında gideceğim, bu yüzden Çarşamba

Thursday 2:00 p.m. UK time so I will be back tomorrow at 2 p.m. hello to learn

Perşembe 14:00'ü unutmayın. İngiltere saati ile yarın 2'de döneceğim. merhaba

English and tech hello there thanks for joining me I will be going soon don't

ingilizce ve teknoloji öğrenmek için merhaba bana katıldığınız için teşekkürler yakında gideceğim

forget you can watch this lesson again with captions and also underneath there

unutmayın bu dersi altyazılı olarak tekrar izleyebilirsiniz ve ayrıca altında

will be video time codes so you can click on the blue numbers and they will

video zaman kodları olacak böylece mavi sayılara tıklayabilirsiniz ve onlar

take you to a certain part of the video so you don't have to sit and watch the

alacak sizi videonun belli bir yerine oturtup tüm dersi izlemek zorunda kalmayın

whole lesson you can skip ahead it's very useful a very lovely feature thank

ileri atlayabilirsiniz çok faydalı çok güzel bir özellik

you for everyone thank you very much for your company I am going I will be with

herkese teşekkür ederim arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim ben gidiyorum beraber olacağım

you again tomorrow Thank You Syed thank you Batista thank

yarın tekrar teşekkür ederim Syed teşekkür ederim Batista

you very much - Christelle thank you very much - Louie Louie arts be tally

çok teşekkür ederim - Christelle çok teşekkür ederim - Louie Louie arts be tally

hello mr. Duncan I am new I want to learn English and I am a beginner help

merhaba bayım. Duncan ben yeniyim İngilizce öğrenmek istiyorum ve acemiyim yardım edin

me English is very important for my work well you have come to the right place

İngilizce işim için çok önemli doğru yere geldiniz

because I teach English on YouTube I have a YouTube channel don't forget also

çünkü YouTube'da İngilizce öğretiyorum YouTube kanalım var

like and subscribe like and subscribe to my channel so you can like the video

beğenmeyi ve abone olmayı da unutmayın like atıp kanalıma abone olmak için videoyu beğenip

like it and also subscribe like subscribe thank you very much I would be

aynı zamanda abone olmak için abone olun like abone olun çok teşekkür ederim

very grateful thanks a lot for your company I am going right now this is mr.

şirketiniz için çok minnettar olurum çok teşekkürler şu an gidiyorum bu bay.

Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching today see you

Duncan İngilizcenin doğum yerinde bugün izlediğiniz için teşekkürler

tomorrow 2 p.m. UK time and of course you know

yarın 14:00'te görüşmek üzere diyor. Birleşik Krallık zamanı ve tabii ki

what's coming next yes you do you know exactly what's coming next

sırada ne olduğunu biliyorsunuz, evet yarına kadar sırada ne olduğunu tam olarak biliyorsunuz,

until tomorrow this is mr. Duncan saying...

bu bay. Duncan diyor ki...

ta ta for now 8-)

ta ta şimdilik 8-)